Ateist Yıldırım..

Cevapla
Kullanıcı avatarı
MERDAN
Mesajlar: 956
Kayıt: 01 May 2007, 22:14

Ateist Yıldırım..

Mesaj gönderen MERDAN »

ATEİST YILDIRIM

Beyaz eşya pazarlamacısı aracından indi. Beyaz eşya satan dükkana girdiğinde, dükkanda birkaç kişi dini konularda sohbet etmekteydi. Satıcı sohbet esnasında kafasını uzatarak:

-Merhaba.. konuşmalarınıza biraz kulak misafiri oldum.. ben ateistim, sizinle dini konularda tartışabiliriz, dedi.
Dükkanda bulunanlardan biri olan Necmi Abi :
-Hoş geldin ateist kardeş
-Hoş bulduk.
-Buyur gel oturalım, sohbet edelim.
Ateist oturur.
-isminiz nedir ateist kardeş ?
-Yıldırım
-Merhaba Yıldırım memnun oldum benim adım da Necmi.
-Sağol.
-Sen akıllı, zeki birine benziyorsun, dedi Necmi Abi.
- Nerden bildin ? Diye sordu Yıldırım.
( Necmi abi baştan yağlama yapıyor ki kapı sonra gıcırdamasın..)

-Pazarlama müdürüsünüz, aptal adamı müdür yapmazlar.Ordan anladım, dedi.
-Teşekkür ederim.
O yüzden sen ateist olamazsın.Ateist olmak için akılsız aptal olmak lazım. Çünkü şu kainata baktığımızda her şey Allah'ın varlığını bize gösteriyor, dedi.

Yıldırım sessiz beklemede. Necmi abi cebinden gözlüğünü çıkardı.
-Yıldırımcığım madem sohbet edicez, sevdim seni.
-Ben de sizi sevdim, severim konuşkan insanları, dedi Yıldırım.

Necmi abi gözlüğü göstererek:
-Buna ne dersiniz Yıldırımcığım ?
-Gözlük deriz, dedi.
-Biz de gözlük deriz.
Cebinden kalem çıkartıp:
-Buna ne dersiniz?
-Kalem deriz, dedi.
-Biz de kalem deriz, dedi Necmi abi.

Bu arada dükkan sahibi bir tepsi şeftali ortaya koydu sohbet esnasında afiyetle yensin diye.

Necmi abi bir seftaliyi eline alarak:
-Peki buna ne dersiniz Yıldırımcığım? dedi
-şeftali deriz, dedi.
-Bak işte biz de şeftali diyoruz. Demek ki ayrılığımız yok. şimdi sen buna şeftali desen, ben patates desem, diğerine kalem desen, ben de baston desem herhalde bu adamla sohbet edilmez deyip kalkıp giderdin. Demek ki baktığımızda aynı şeyleri görebiliyoruz.
şimdi biz bu şeftaliyi nerden aldık Yıldırım?
-Manavdan, dedi.
-Hayır öyle değil. Yani denizden mi çıkardık, topraktan mı çıkardık, yoksa agaçtan mı topladık ?
-Ağaçtan dedi.
-Peki bu ağacın aslı nedir ?
-Nasıl yani ? diye sordu Yıldırım.
-Yani bu ağaç aslında bir odun değil mi ?
-Evet doğru, biz ağaç diyoruz ama aslı odun.
-Peki bu odun şeftali yapmayı öğrenmek için okula gitti mi ? Kursa gitti mi ?
-Gitmez tabi ki, dedi.
-Aklı var mıdır bu odunun? Düşünüp desin ki : Ya ben bu insanlara şeftali yapayım da afiyetle yesinler.
Yıldırım düşündü:
-Aklı yok, dedi.Okula da gitmedi.
-Yani Yıldırımcığım, bu odun öyle bir şey üretiyor ki tadı, rengi, kokusu hoşumuza gidiyor, içindeki vitamin vücudumuzu besliyor.Yıldırımcığım bu şeftaliyi bize bizi tanıyan biri mi verebilir, yoksa bu odun mu verebilir?

Yıldırım dondu kaldı. Durdu, düşündü:
-Sen, dedi. Bir deryasın.
Necmi abi gülümseyerek:
-Ben derya değilim , derya bizim okuduğumuz Kuran Tefsiri kitaplarıdır. işte Yıldırımcığım. Bizi tanıyan, seven, acıyan ve neyden hoşlandığımızı bilen bir Rabbimiz var. O şeftaliye kokuyu veren , burnumuza da o kokuyu alma kabiliyeti vermiş. Tadını veren, dilimize tat alma kabiliyeti vermiş. işte O bizim Rabbimizdir, Allah'ımızdır.

Necmi abi devam ederek:
-Mesela dedi ineğin süt vermesi. inek bizi tanımaz. Arının bal vermesi, arı bizi tanımaz. şimdi biz bilim adamlarını toplayıp desek ki : Ya profesörler, bu arılar var ya çok terbiyesiz şeyler, biz balını almaya gidince bizi sokuyorlar. Biz bundan sonra arı balı yemek istemiyoruz. Bize siz bal yapın, bize profesör balı yapın, biz ondan yemek istiyoruz desek. Bize arı gibi bal yapabilir mi profesörler ?
-Yapamazlar dedi.
-Peki profesörun yapamadığı balı, bir sinek nasıl yapabiliyor? Kuran'da Nahl suresi var. Orda Allah diyor ki : Ben arıya vahyediyorum, emrediyorum insanlar için sifalı olan balı üretiyor. Kuran'da iki yerde şifa kelimesi geçer. Birinde Allah'ın Peygambere vahyettiği, Kuran'ın inananlara şifa olduğu söylenir, diğerinde ise Allah'ın arılara vahyettiği balın bütün insanlara şifa olduğu söylenir.

Yıldırım iyice şaşkın vaziyette bakıyor. Necmi abi devam ederek:
-Mesela 5 kişilik bir taksi, saat kulesinin etrafında kendi kendine döner mi ?
-Tabi ki dönmez, dedi Yıldırım.
-Peki 5 kişilik taksi kendi kendine dönmezken 7 milyarlık bu koca dünya kendi kendine nasıl dönüyor ? Demek ki onu bir döndüren var . Yıldırımcığım hiç baklava baklavacısız baklavalaşır mı ?
Yıldırım gülümseyerek hayır, dedi.
-işte maalesef modern bilim baklavayı görüyor ama baklavacıyı görmek istemiyor.
-Sen bize takıl neşelenirsin , dedi.
-Belli ya çok neşeli bir insansın, bir odundan neler çıkardın, dedi Yıldırım.
-O da bi şey mi Yıldırımcığım biz de daha ne odunlar var.
Gülüşerek vedalaşıp ayrıldılar.
Allahım bana adaletinle değil, merhametinle davran. İMAM ALİ (A.S)
konak
Mesajlar: 24
Kayıt: 01 Şub 2008, 22:06

Mesaj gönderen konak »

Halit Ertugrul'un "kendini arayan adam" yapitinin kucuk bir versiyonu. Yanliz bir farkla orada Ateist olan arkadas,fikrini acikliyordu...Bu konularda hayali olarak ianan ve inanmayanin karsilastirildigi yayinlar oldukca fazla....Ateist cephedede var.....Bu sorunun ozunu iyi kavramak icin Din ve Bilim bir arda celiskimidir tamalayacimidir,bunu acklasa daha faydali olurdu...
Cevapla

“Ateizm” sayfasına dön