"GÖNÜL YOLU " Bektaşi Kitabından Kesitler

beyazgül12
Mesajlar: 1390
Kayıt: 26 Haz 2014, 15:36

"GÖNÜL YOLU " Bektaşi Kitabından Kesitler

Mesaj gönderen beyazgül12 »

işte bir örneğini daha vereceğim kitaplardan bir tanesi " Gönül Yolu ".Kesitler sunacağım bu kitabın yazacağım bölümlerini okuduğunuzda,Bektaşi Kaynağından belkide hiç duymadığınız ve yer yer güldüren ve bağışıklık güçlendiren ,yer yer de Ehlibeyt (as) ın Allah (cc) anlayışına ve İslam anlayışına ters ,çelişkili fikirlerin bulunduğunu göreceksiniz.peki neden ben bu kitapların çelişkilerini paylaşma gereği duyuyorum.Çünkü Ehlibeyt (as) kaynak kitaplarından habersiz ve evlerinde Tasavvuf ve sufi görüşe sahip bilgilerin yer aldığı böyle kitapları okuyup ,Alevilik ve Ehlibeyt (as) ın yolu olarak görmenin yanlış bir düşünce olduğunu uzun araştırmalarımdan sonra anladığım için..Kitapta "Allah inancı ve nefisi yenme ve İslamın farz amellerini çarpıtan düşünceler yer aldığı için ve bu düşünceler Ehlibeyt (as) ın islam düşüncesine ,inançlarına ters düştüğü için.Okuyanlar lütfen evlerinde bulunmuyorsa bile internetten Hz Ali (as) ve diğer İmamlarımızın (onlara selam olsun ) Allah inancı ,dünya ve Ahiret inancı ile bu kitaplardaki bilgileri karşılaştırsınlar.

Bizler Aleviyiz ,İslamın özüyüz,12 iMAM cıyız. Asla ve asla Sufist değiliz.Tasavvuf ehli ,bir hırka bir şal düşüncesine bürünüp,dünyadan elini eteğini çekmek gibi bir düşünce tarzı Ne Hz Ali (as) ın ne de İmam Hüseyin (as) ın ,Ne de Alevilik yolu olamaz.Biz inançları birbirine karıştırdığımız için ,kaynak sıkıntısı çektiğimiz için Aleviliği ,Hz Ali (as) ın yolu olan Peygamber Efendimiz (saa) e ulaşan İslam ı gerçek anlamda öğrenemedik.Hep hatırlatıyorum,artık bir zamanlar Arapça olan Ehlibeyt kaynak kitaplar artık Türkçeye çevrilmiş durumda.Hiç olmazsa Hz Ali (as) ın hutbelerinin yer aldığı "NEHCUL BELAGA" yı İnternetten açıp anlayarak,üstünde düşünerek okumalarını önemle öneriyorum.Ve örneğini vereceğim böyle kitapların gün yüzüne çıkarılıp ,karşılaştırmalar yapılarak,çelişkilerin ortaya konması gerektiğini düşünüyorum.Çünkü bir tane kitap bile nesilleri etkileyebilir....

Örneğin ben şu anda altmış yaşına gelmiş babamı bu kitapların çelişkileri konusunda uyarsam bile bir faydası olmuyor.Çünkü okuya okuya artık ezberlemiş.Sanki dünyada başka kitap kalmamış gibi..Daha ne diyim ki..Yüzümüze kapılar kapanmadan,Allah (cc) bizi kendi düşüncelerimizle ,nefsimizin aşırı istekleriyle,günahlarımızın çokluğundan kendi halimize bırakmadan ,hidayet kapıları yüzümüze kapanmadan ,yol yakınken doğru yolu bulanlardan eylesin ve bizi 12 İMAMLARIMIZIN (AS) yolunda gidenlerden eylesin....
beyazgül12
Mesajlar: 1390
Kayıt: 26 Haz 2014, 15:36

Re: "GÖNÜL YOLU " Bektaşi Kitabından Kesitler

Mesaj gönderen beyazgül12 »

GÖNÜL YOLU

İLİM VE HİKMET

İlmin Hikmeti var.Eğer bir insan ilmi öğrenir hikmetten habersiz olursa,hikmeti öğrenemez yada bulamaz ve alamazsa bu insana kör denir.kör insanın elinden tutup gezdirilmeye muhtaçtır.Hem de herkesten çok ihtiyacı vardır.Hikmet köre elini uzatır da kör elini vermezse kör ,körlüğü ile kalmaya razı demektir.Yani kendisine sunulan Şefaatı reddetmiş olur ki ; o zaman da bu insana hem kör hem de gafil denir.

İlmin anası HAVA dır .Babası ise DÜNYA dır.Bunların evlatları ise HATIR ve MENFAAT tır.Hatır ve menfaat birbirleri ile kardeş oldukları için birbirlerini himaye ederler.
Hatır ,menfaatı gözü önünde görmediği zaman anında insanı teper.(Hatır mana aleminde katır demektir.Katır doğurgan değildir.Bu yüzden de zürriyeti olmaz ) Hatır MÜRÜVVET e ve FAZİLET e hiç yanaşmaz,çünkü ilimleri ayrıdır.
Hikmetin babası TECELLİYET anası ZUHURAT tır.

Akıl ilim ile Dünya yı yaparken kendisine lasıl lazım olan maneviyatını yıkar .Çünkü onun anası havadır,bu yüzden de daima havai hevesin peşinden gider .Gerçeklerin iklimine giremez.
beyazgül12
Mesajlar: 1390
Kayıt: 26 Haz 2014, 15:36

Re: "GÖNÜL YOLU " Bektaşi Kitabından Kesitler

Mesaj gönderen beyazgül12 »

Örneğin ;bir ilimle kendini bezemiş akıllı adamı ele alalım,bir de Hikmet le bezenmiş ,harabati olmuş bir divaneyi ele alalım.
Akıllı adam dünya işlerinde başarılıdır.Zengindir,malı mülkü vardır.Dünya gözü ile görülen herkes tarafından sevilir,saygı görür,önünde eğilinir.
Divane ise ne dünya işlerine önem verir,ne de malı mülkü vardır.Bu yüzden de dünya gözü ile gören hiç kimse tarafından saygı ve sevgi de görmez.Her zaman itilir ,kakılır ,horlanır.
Varlıklı ve akıllı insan bu dünyasına çalışmış ve onu kazanmış kişidir.Divane ise dünyayı kazanmak için çalışmamış ama maneviyatı için çalışmış ve onu kazanmıştır.
Şimdi dünyadaki maddi yaşam görevleri sırasında bu durum akıllı adam için karlı ve saygılı görünüyor ise de bu görev bittikten sonra ne olacak .Eldeki dünya sermayesi bir işe yaramayacağı zaman geldiğinde bu akıllı adam ne yapacak ,nereye gidecek.
İşte insanlar bu duygudan yoksunlar.Hepsi aklın peşinde koşuyor ve işlerini onunla yürütmeye çalışıyorlar.Oysa bir de Hikmet olduğunu bilmek ,ondan haberdar olmak gerekir.

Yukarda değindiğimiz gibi aklını sadece ezber ilimle dolduran körler ,bildiği kadar yanılır,yaptığı kadar da bozar.İleri gitmek isterken geriler.Bu halindeki noksanlığını da bilemez.
beyazgül12
Mesajlar: 1390
Kayıt: 26 Haz 2014, 15:36

Re: "GÖNÜL YOLU " Bektaşi Kitabından Kesitler

Mesaj gönderen beyazgül12 »

Fetvacı ve telkinciler Hikmetten haberleri olmaksızın ilimle insanlara maneviyat aşısı vurmaya çalışmışlar,bu yüzden de çok kişiyi perma perişan edip dünyasını kaybettikleri gibi maneviyatlarını da yok etmişlerdir.
Bu durumdaki insanlara "İki cihanda da yüzü kara ,hiç bir taraftan yüzünü ak edememiş "derler.

Telkincilerin "Dünyadan geç" fetvalarına kolayca kapılmanın bir nedeni de şu :Eskiden iş,hesap ,meslek ,icad ve belli konularda çalışmak araştırmak daha önemlisi de iletişim ,haberleşme yoktu.İnsanlar genellikle boş gezer ,kimisi ağaların ,kimisi hocaların ,kimisi dedelerin ,kimisi seyyahların ,kimisi de bilginlerin başına toplanıp onları dinler ve öğrendikleri de öğrenecekleri de o olurdu.Çok şükür şimdi iş ekmek ,geçim mücadelesi insanın üzerine öylesine binmiş ki ,kimse başını kaşıyacak zaman bile bulamıyor.
"Herkes düşmüş işin telaşasına "kimsenin kimseden haberi olmadığı gibi ,insanın kendisinden bile haberi olmuyor.
İnsan bu dünyaya kendini tanımak ,bilmek için gelir.Oysa bu dünyada geçim derdi,şu derdi ,bu derdi derken dünya telaşından kendisini anlayama tanımaya vakit bulamayıp ebedi hayatını (maneviyatını )sürdürmeyi de kazanamaz.
beyazgül12
Mesajlar: 1390
Kayıt: 26 Haz 2014, 15:36

Re: "GÖNÜL YOLU " Bektaşi Kitabından Kesitler

Mesaj gönderen beyazgül12 »

Tanrı aklı verdiği zaman onun hikmetini de verdi.Oysa insanlar aklı bulunca onu yeterli sandılar ve onun hikmetini de aramaya gerek görmediler.Akılda kaldılar .Orada kalındığı zaman da gözler kör oldu.Bunu bilemedikleri gibi körlüğü de seve seve kabullendiler.Hikmeti aramanın gerekliliğini bilmek için bir Gerçek ere gitmek gerek. Gerçek erden başka bu işin hacısı ,hocası da yoktur.alemde gördüğümüz ve duyduğumuz tüm bilginler ,alimler,ulemalar ,şeyhler,meşayıklar ve telkinciler dünya ehli insanlardır.Gerçek er değildirler .Onlara gidip gözlerini açmak isteyenler de onlardan ancak dünya işlerinin bilgisini öğrenebilirler.Bunun ilerisinde bir hikmetin olduğunu bilemez ve öğrenemezler.Zaten kör bunun ilerisinde bir hikmet olduğunu duysa da inanmaz.

Hikmete varamamış,sadece akılda kalmış insanın diyarı buz diyarıdır.Buzlardan kurtulup da kendisinin ne olduğunu bilemez göremez.
Hikmetin anası HURİ dir. Babası da ADEM ATA.Bunlardan ŞIT Peygamber doğar.Şıt yetmiş iki de değildir.Yetmiş ikide olan insanların ayrı dinleri ve ayrı dilleri vardır.Birbirine acımadan kötülük ederler.( Not birşey anladıysam arap olayım.)
Hikmetin diğer evladı İRFAN dır .Bir diğeri FAZİLET dir.
İşin hikmetine varanlar bunlara da sahip olurlar.
beyazgül12
Mesajlar: 1390
Kayıt: 26 Haz 2014, 15:36

Re: "GÖNÜL YOLU " Bektaşi Kitabından Kesitler

Mesaj gönderen beyazgül12 »

Şöyle ki :akıldan geçip hikmete varan insan Şıt ın doğumunu gerçekleştirir.şıt ise manada insanın şad olması ,içinin aydınlanması demektir.İçi aydınlık olan insana İrfanlı insan denir.İrfanlı insanda ise Fazilet doğar.

İlim ve hikmetin sonu Kur an ı Kerim dir.Kur an ı Kerim doğrudan bir kelamı kudrettir.Bunu okuyup da karnına dolduranın hesabı yoktur.Çünkü Kur an ı Kerim in içi hikmetlerle doludur.Doludur ama bu hikmetlerden kim faydalanabiliyor ,kim yararlanabiliyor.

Kur an ı Kerim ,İslam diyarına beş vakit namaz kılmaktan başka neyi sağlayabildi? Eğer Kur an ı Kerim in içi hikmetlerle dolu ise ( ki bu bize göre kesinlikle doğrudur ) bugüne kadar bunu okuyup,üzerinde çalışanlar bu hikmetlerden sonuna kadar yararlanmalıydılar.Oysa yararlanmak şöyle dursun doğru dürüst yorumlamak bile bunlar için mümkün olmadı.
beyazgül12
Mesajlar: 1390
Kayıt: 26 Haz 2014, 15:36

Re: "GÖNÜL YOLU " Bektaşi Kitabından Kesitler

Mesaj gönderen beyazgül12 »

Ne yazık ki Kur an ı Kerim in hikmetlerini müslümanlar değil de gayri müslümler daha iyi anlayabiliyorlar.Herhangi bir yenilik yaptıkları zaman onun Kur an ı Kerim de olduğunu ilk olarak onlar görüyor,ya da Kur an ı Kerim den alıntılar yaparak yenilikler yapabiliyorlar.Kur an ı Kerim üzerinde kendini yoran ,"Hak Kelamıdır "diye canla başla onu okuyanlar bunu bu kadar bile değerlendirmekten yoksun kalıyorlar.
Şimdi bunun nedenlerini araştırıp gerçeğin ne olduğuna bakalım:

Kur an ı Kerim i tam manasıyla okuyup ezberleyenlere "Hafız " denir.Oysa Hafız bir başka anlamda "Kör " demektir.Demek ki her ne kadar Kur an ı okuyup ezberlense de körlükten kurtulmak mümkün olamıyor.Böyle insanlara doğal olarak konulan Hafız(kör )ismine de kimsenin itirazı olmuyor,tam tersine benimsenerek halk diline yerleşiyor.
Kur an ı Kerim i anlayamamanın çeşitli nedenleri var :
Birinci neden :Kur an ı Kerim in Arapça yazılı olması.Dolayısıyla Türkçesini bilmeden okuyanların anlamakta zorluk çekmesi ,ya da hiç anlamadan ezberlemesi (hafızlaması )
ikinci neden :Türkçesini bilerek bile okunabilse;anlamının bilinememesi ,mana içinde mananın çözülememesi.
beyazgül12
Mesajlar: 1390
Kayıt: 26 Haz 2014, 15:36

Re: "GÖNÜL YOLU " Bektaşi Kitabından Kesitler

Mesaj gönderen beyazgül12 »

Yukarıda ilmin kör olduğunu hikmetin ise gözlü olduğunu söylemiştik.İlmin elinden tutup götüren elbetteki hikmettir.Hikmetten nasibini alamayan insan hem körlükten ,hem de hayvanlıktan yakayı sıyıramaz.İnsanın insan olması için kendisine hikmetten bir don biçtirip giymekten başka çaresi yoktur.Böylece Hikmete bürünen insan hikmetli insan ve hatta İnsanı Kamil olmuştur.
Sadece ilim bilen hikmetten kendisine don biçtirip giyemeyen insana ne sorarsanız sorun hiçbirinin manasını bilemez,manada değil yüzde kalır.Her şeyin yüzü ilim ,özü ise Hikmet tir.Hikmet demek ki o özün içindedir ve gizli bir sırdır.
beyazgül12
Mesajlar: 1390
Kayıt: 26 Haz 2014, 15:36

Re: "GÖNÜL YOLU " Bektaşi Kitabından Kesitler

Mesaj gönderen beyazgül12 »

PENÇEYİ ALİ ABA (Kişi muradını kendi inancından alır )

Alevi tarikatlarının geleneklerinde tarikat icra edilirken görgü,sorgudan sonra Müsahipler erkana düşerler.Tarikat inançlarına göre bu çubuğa yeşil bir kılıf dikilir,bu kılıf içerisine konularak saklanırdır.Yılda bir, görgü veya başka bir tören nedeni ile bu sopa saygı ile ortaya çıkarılır ve gereken tören onun eşliğinde yapılırdı.Bunada erkan denirdi.
Anadoludaki tarikatçılar bu şekilde görgü sorgu yaparken ,Hacı Bektaşi Veli den sonra İdris Hoca nın çocuklarından birisi Bektaşi Tarikatı adı altında yeni bir tarikat kurdu.O zamana kadar Anadolu daki Aleviler Hz Muhammed ve Hz Ali soyundan gelen dedeleri pir tutarlar ,bunlara götürürlerdi.
Bektaşi Tarikatının kurucusu olan İdris Hoca nın oğlu,dedelerin elinden taliplerini alabilmek için türlü çeşitli yollara baş vurdu.Anadolu ya insanlar göndererek ,
-" O dedeler geçeridir,gelip bize tabi olsunlar "
Diye propaganda yaptırdı.Bu arada onların fikirlerini kendine döndürebilmek için de erkan denilen çubuğun bir sopa olduğunu ve sopayla insan görülemeyeceğini ,ancak insan elinin mukaddes olduğunu ,Hz Ali nin pençesinin Pençeyi Ali Aba olduğunu yaydırdı.
Sonuçta büyük çoğunluk kendi geleneklerini sürdürüp dedelerine talip olmayı yeğlerken bir kısmı da Bektaşi Tarikatına girdi.
Aslında Pençeyi Ali Aba ;Hz Muhammed,Hz Ali ,Şah Hasan ,Şah Hüseyin ve Fatımatı Zöhre anamız ın altında toplandıkları abaya verilen addır.
beyazgül12
Mesajlar: 1390
Kayıt: 26 Haz 2014, 15:36

Re: "GÖNÜL YOLU " Bektaşi Kitabından Kesitler

Mesaj gönderen beyazgül12 »

Bu sözün yüzüdür. maneviyatı olmayan her şey maddi olarak da yok demektir.Bu nedenle ,bu sözünde maneviyatı ,özü var.
Tanrı nın kudret eli var.Buna desti kudret denir.Tanrı yapacağı her şeyi bu kudret eli ile yapar.Bunun gerçekteki örneğini insanın beş duyusu olarak görmek mümkündür.Beş duyu olmadan insan hiçbir şey yapamaz.Tanrı nın desti kudreti ise abasının altında topladığı zevatıdır.Bunlar olmasa Tanrı da birşey yapamaz.Gerçi Tanrı yaptığı her işi kudreti ile var edebilir,ama bunun için de bir sebep gerekmektedir.Nitekim insanın eli var,ayagı var ama herhangi bir işi yapmak uygun bir de araç kullanmak gereği duyar.
Tanrı nın eli desti kudretidir.Eline aldığı aleti ile ademdir.Her varlığını ademde yapar ya da adem eli ile yaptırır.Desti kudret Pepçeyi Ali Aba Adem dir.

Pençeyi Ali Aba Kırklara engür ezdi verdi .pençeyi Ali Aba Miraç ta Hz Muhammed in eli ile birlikte taama uzandı.
Aslında Tanrı kudretini ilmi cüzide bildirmiştir.Ne yazıkki manayı çözemedikten sonra bildiren de ,bilende bir önem kazanamıyor.
Cevapla

“Bektaşi Kaynakları” sayfasına dön