Bektaşiliğin Temel Kaynakları

Dede-baba
Mesajlar: 469
Kayıt: 19 Haz 2009, 10:00

Fuzuli ve Eserleri

Mesaj gönderen Dede-baba »

Degerli canlar..

Bugün.. Alevilerin yedi büyük ozanından biri olan Fuzuli ve eserleri hakkında bilgi vermek istedim....

Fuzuli... 1504'te Kerkük'te doğar, kendisi Kerkük Türkmenlerinin Bayat Türkmen boyunun Karyağdı soyundandır.


Fuzuli; sadece Türk ve fars edebiyatı değil Dünya edebiyatı açısındandan da önemli bir isimdir.. eserleri Dünya klasikleri arasında yer almış bir ozandır.

Fuzuli... yaşamı boyunca Kerbela ve bağdat çevresinden ayrılmamış... Hz. Ali ve İmam Hüseyin Türbelerinde 17 yıl Türbedarlık yapmıştır..


Fuzuli'nin vazgeçilmez tutkusu kerbela'da ölmektir. Hz. Hüseyin Türbesinin yanıuna defnedilmeyi ve mezarına taş konulmamasını vasiyet etmiştir. kendisi veba salgınında ölmüş ve vasiyeti yerine getirilmiştir.

Kerbela olayını anlatan.. "Hadikatü Sueda" ve "Saadete Erenlerin Bahçesi"... "Leyla vü Mecnun" en önemli eserleridir.

Saygılarımla..
3nokta
Mesajlar: 3381
Kayıt: 26 Ara 2006, 22:16
Konum: Meşhedi313

Re: Alevi-Bektaşiliğin Temel Kaynakları

Mesaj gönderen 3nokta »

AYRICA İMAM CAFER AS'A ATFETTİĞİNİZ O BUYRUK ONA AİT DEĞİLDİR.
HUSNİYE VE HUTBETUL BEYAN KİTAPLARI KONUSUNDAKİ PARANTEZ İÇLERİ ÇOK İLGİNÇ YA ARINDIRILMIŞ OLMAK. YANİ SİZ BU KİTAPLARIN İEÇRİĞYLE Mİ OYNUYORSUNUZ?
bUYRUK DENİLEN UYDURMA KİTAP SON YULZYILDA AYNI YAYINEVİNDEN DAHİ İKİ FARKLI BASKIDA ÇIKABİLMEKTEYKEN BU KİTABIN NEYİNE GÜVENDİĞİNİZİ ANLAMAK MÜMKÜN DEĞİL!
nokta koymuyoruz artık cümle sonlarına
noktayı koyacak olan sensin anlasana
. . .
Dede-baba
Mesajlar: 469
Kayıt: 19 Haz 2009, 10:00

İmam Hüseyin ve Kerbela Hakkındaki Kitaplar

Mesaj gönderen Dede-baba »

Kerbela olayından sonra.. Bir çok ayaklanma oldu.. Muaviye ve yezit ordusu bir çok kez yenilgiye uğratıldı..

En büyük ve başarılı İntikam hareketi Muhtar es- Sekafi tarafından alınmıştır.. Kerbela olayına karışan bütün Münafık iki yüzlü cehennem ehli yok edilmiştir.

Muhtar es- Sekafi Komutasındaki askerler Kerbela olayından 5 yıl sonra 685 'te büyük bir isyan başlattı... kerbela olayının ele başlarından olan aşağıdaki me'lunları cehenneme gönderdi..


Kerbela'da yezit'in askerlerine Komuta eden Ömer bin Sa'd öldürüldü...

Hz. Hüseyin'in başını kesen Şemr bin Zi'l-cevşen.... ÖLDÜRÜLDÜ

İmam Hüseyin'in kesik başını İbn-i Ziyad'a götüren Havli b. Yezid el- Esbahi'yi öldürüldü..

Emevi ordusunun komutanı Ubeydullah bin Ziyad ise.. Malik el-eşter'in oğlu İbrahim b. eşter tarafından öldürüldü..


Kerbela ve Küfeyi ele geçiren Muhtar es- Sekafi Kerbela katliamına karışmış herkesi ele geçirip ve tespit edip intikamını almıştır.. . Sene 688 'e geldiğinde İmam Hüseyin katillerinden büyük bir kısmı ortadan kaldırılmıştı..

Kerbela İntikamını anlatan eserler aşağıda verilmiştir.

1-Kerbela'nın İntikamı, Ziya ŞAKİR,

2-Türk Kahramanı Eba Müslim Horasani.. Ziya ŞAKİR,İstanbul 1944, Maarif Kütüphanesi,

3- Müseyip Gazi, kerbela'ın İntikamı, İstanbul, 1995, can Yayınları, (Emrullah ERASLAN)




1- Fuzuli, " Hadikatü's süeda (Saadete ermişlerin bahçesi)

2-Fuzuli , Mersiyeyi Al-i Aba

3- Yusufi'nin, Maktel (1361 yılında yazıldı Yıldırım beyazıd Hana sunuldu.)

4-Kastomolulu Şadi, Destan-ı Maktel-i Hüseyin

5-Lami çelebinin, maktel-i Hüseyin

6-Fazlullah Rahimi'nin, Gülzar-ı Hasaneyn

7- Mirza Muhammed Naki'nin, Kumru

Bu konudaki kaynak eserler arasında gösterilebilir


Hz. Hüseyin'in şehid edilmesiyle neticelenen acı olay... Ehl-i Beyt yarenlerini derinden etkilemiş büyük bir hüzün meydana getirmiş.. Hz. Hüseyin'in şahsında Ehl-i Beyt'e olan sevgi ve muhabbet.. Edebiyatta "maktel-i Hüseyin" adlı türüm doğmasına neden olmuştur..

Hüseyin adını Peygamber'imiz koymuştur.. Oysaki o zamana kadr böyle bir isime raslanmamaktadır.. Rivayet o dur ki.. İmam Hüseyin'in kulağına peygamber "O cennet gençlerinin efendisi (Seyyid) dir" diye seslendiği söylenir..


kerbela olayını anlatan ilk kitaplar kitapçık şeklindeydi.. ve maktel ismini taşımaktaydı.. maktel= Katl (katledilen ..öldürülen.. öldürmek) kelimesinden alınmıştır.

Tarih biliminde ise, İmam hüseyin ve katledilişi anlaşılır.. mektel-i Hüseyin'ler manzum ve nesir olarak bazende her ikisi birlikte yazılmıştır.


İlk defa arap aleminde Ebu Mihnef tarafından ele alınan Kerbela hadisesi bir çok arap edibin (şair) eserleri ile geliştirilmiştir. Bu türün en tanınmış ve kabül göreni ise Fuzuli'nin saadete ermişlerin bahçesi adlı eseridir.

Fuzuli saadete ermişlerin bahçesi adlı eserinde şöyle der
.

" Mah-ı muharrem oldı meserret haramdur
Matem bugün şeriata bir ihtiramdur
Şad olmasun bu vakıada şad olan gönül
Bir dem bela vü gussadan azad olan gönül. "

Allah Eyvallah

Saygılarımla..
Dede-baba
Mesajlar: 469
Kayıt: 19 Haz 2009, 10:00

Hacı Bektaş-ı Veli ve Makalat bir bölüm

Mesaj gönderen Dede-baba »

Hacı Bektaş-ı Veli ve Makalat bir bölüm


Hacı Bektaş-ı Veli

Horasan'nın Nişabur kentinde doğdu..

Babası İbrahim Sani (Seyid Muhammed) dir ve soyu Hz. Ali'ye dayanır.

Annesi Ünlü alim Ahmed Amii Nişaburi'in kızı Hatem Hatun'dur..

Doğum tarihi tam olarak bilinememekte 1200 lü yıllarda yaşdığı bilinmektedir.

Ahmet Yesevi'nin öğrencisi Lokman Parande'den ders almıştır.. kardeşi menteş ile Hocasının talimatıyla.. Necef-Mekke-Medine- ve Halep üzerinden Anadoluya geçmiştir.

Anadolu Aleviliğinin Kurucusu kabul edilir ve Dört Kapı Kırk Makam öğretisi Hünkar'a aittir.

Makalat... VE sonradan Hünkar'ın sözlerinin bir araya getirilmesiyle oluşturulan Vilayetname... en önemli eserleridir.


Allah Eyvallah

Ne çare zahide kızılbaş olduk
Daima bade-i gülfam süreriz
Bezmimize mahbub bir saki bulduk
Onun için böyle sarhoş gezeriz

Bektaşiyiz ya HU etmeyiz inkar
Namımız söylenir dillerde her bar
Bizlere bir mahbub olursa şikar
Kırk kişiyle onu heman vururuz

Harabi nedir bu melamet
Efsane söyleyip uzatma kali
zahid ağzı torba misali
çekince yuların ağzın büzeriz..

yazan Harabi


MAKALAT VE DAHİ Ayin-i Cem Dört Kapı Selamı ile başlar...

*** Esselam-ı aleyke ey nuru şeriat erenleri!

*** Esselam-ı aleyke ey piri Tarikat erenleri!

*** Esselam-ı aleyke ey Nuru Marifet erenleri!

*** Essalm-ı aleyke ey Nuru Hakikat erenleri!


MAKALAT VE AYİN-İ CEMLERDEKİ SÖZLERİN SIRRI..

Edeb-erkan.... Sükutu lisan... Mü'mine Nişan...

*** Degerli canlar.. buradaki "Edeb" kelimesi içinde bir sır içerir.. Bu sır şudur ki..

Edeb kelimesinin "E" harfi "EL".... "D" harfi "DİL"... "B" harfi "BEL" haflerini simgeler...

Böylece EDEB kelimesi... Eline-Diline-Beline sahip olup her türlü kötülüklerden uzak durmak, anlamına gelir...


Edeb Ya Hu

Haksızlığa uğramazsın, sahip isen eline
Devasız derde düşmezsin, sağlam isen beline,
Bu erenler buyruğudur, Can'ı gönülden dinle!
Belalara uğramazsın, hakim isen diline...

Edeb erkana bağlıdır, ayağımız başımız;
Güllerden koku almıştır, toprağımız taşımız,
soframızda bulunan, lokmalar hep helaldir,
Yiyenler nur olur, ekmeğimiz aşımız..

(Hacı Bektaş-ı Veli)

Allah Eyvallah Şeyen İlallah
Dede-baba
Mesajlar: 469
Kayıt: 19 Haz 2009, 10:00

Cabbar Kulu adlı Kitabın tanıtımı...

Mesaj gönderen Dede-baba »

Degerli canlar...

Bugün sizlere alevi-bektaşiliğin temel kaynaklarından sayılan "cabbar Kulu" adlı kitapdan bahsetmek istedim... Kitap birçok yayınevi ve yazar tarafından yayınlandığı için tek bir isim ve yayın evi ismi vermek istemedim..


"Cabbar kulu, sembolik bir dille Alevi-Bektaşi din-i islam esaslarını dile getirir... kitabın kahramanı... Hz. Resul.. Hz. Ali, Selman-ı Farisi, veyis, su, toprak, bulut, bülbül, gül, incir, şeker kamısı,kabristan ile konuşup bizlere gönülden ışık saçan bu yol ve erkanı kuranların dilinden kıssalar anlatır...

Kitabı incelediğinizde... 4 kapı kırk makamı... alevi-bektaşiliğin temel esaslarını anlaşılır biçimde anlayacak ve bu güzel eseri bir çırpıda okuyacaksınız...
Dede-baba
Mesajlar: 469
Kayıt: 19 Haz 2009, 10:00

Es- Seyid Ebu'l Vefa Menakıbnamesi

Mesaj gönderen Dede-baba »

Degerli canlar bugün size...

Tacü'l Arifin Ebu'l Vefa menakıbnamesinden bahsetmek istedim...

Eser e'bul vefa'nın hayatını islami görüşünü anlatmaktadır...

Menakıbnameden.. Seyid'in.... İmam Zeynel Abidin soyundan olduğunu anlıyoruz... Aleviliğin Anadoludaki ilk Erenlerinden olan E'bul vefa aynı zamanda kadın ve erkeğin birlikte ayin-i cem yapan ilk erenlerdendir...


Ayrıca kitapta Seyid'te emevi halifesi tarafından tuzak kurulması... ve İmtihana tabi tutulması, bunun yanında gösterdiği kerametler.. ve halkın Ona gösterdiği büyük sevgi ve bağlılıklığıda görmekteyiz..

Eser alevi kaynakları arasında yer alan temel eserlerdendir..

menakıbname'yi günümüz Türkçesine Dursun GÜMÜŞOĞLU çevirmiştir....


Can yayınları arasından yayınlanan eseri siz değerli canlar için tavsiye ederim.. gerçektende okunması gereken kitaplar arasındadır..

saygı ve sevgilerimle
..
Dede-baba
Mesajlar: 469
Kayıt: 19 Haz 2009, 10:00

Osmanlı Arşivlerinde Pir Sultan Abdal'ın Ölüm Fetvası

Mesaj gönderen Dede-baba »

Degerli canlar...

Alevi-Bektaşiliğin ulularından... Pirlerinden... Pir Sultan Abdalîn gizli Osmanlı arşivlerinden gün ışığına çıkarılan... ölüm Fetvasını yayınlıyoruz...

Ali Haydar AVCI'NIN, "Osmanlı'nın Gizli tarihinde Pir Sultan Abdal" adlı yapında... Sünni Din bilginlerinde Pir Sultan Abdal.. aşağıdaki suçları işlediği için Şeriata asi olup Katli Vaciptir
..

Pir SultaN Abdal'ın Ölüm fatvasında özetle aşağıdaki suçlamalar yer alıyor:

1- Pir Sultan, dinsizdir,namaz kılmaz,ramazan orucu tutmaz

2- Şeriata aykırı söz söylüyor ve davranış sergiliyor

3- Müslümanlara YEZİT diyor ve şarap içiyor

4- islamiyetin ilk 3 halifesine lanet okuyor

5-Ayin-i Cem adında gizli toplantılar yapıyor

6- Safevi taraftarı ve Kızılbaş taifesinden, Devlet-i Ali düşmanıdır

7- Rafızi Kitaplar bulunduruyor, Okuyor ve okutuyor

8- Saz ve çalgı çalıyor,Dini törenlerinde semah dönerek oyun oynuyor

9- Törenlerinde haremlik ve selamlık kuralına riayet etmiyor kadınlı erkekli cem oluyor...

10-Mehdi-i Zaman (Zamanın Mehdisi) gelecek propagandası yapıyor..


Bu suçlamalarla zincir bağlı olarak Pir Sultan'ı Sivas Kadısının huzuruna çıkarırlar...Affedilmesi için içinde Şah ismi geçmeyen üç değiş okumasını isterler...

....Ve Pir Sultan Dile gelir...

Açılın Kapılar Şaha Gidelim


Hızır paşa bizi berdar etmeden
Açılın kapılar şaha gidelim
Siyaset günleri gelip yetmeden
Açılın kapılar şaha gidelim

Alınmış abdestin aldırırlarsa
Kılınmış Namazım kıldırırlarsa
Sizde ŞAH diyeni öldürürlerse
Açılın kapılar Şaha gidelim...

Gönül çıkmak ister, şahın köşküne
Can boyanmak ister, Ali müşküne
Pirim Ali on ik'imam aşkına
Açılın kapılar şaha gidelim

Ilgın ılgın eser seher yelleri
Yare selam eylen urum erleri
Bize peyik geldi, şah bülbülleri
Açılın kapılar şaha gidelim

PİR SULTAN'ım eydür mürvetli şah'ım
Yaram baş verdi, sızlar ciğergahım
Arşa direk direk olmuştur ahım
Açılın kapılar şaha gidelim...


Ey yezit bizlerde kıl ü kal olmaz
Biz Muhammet Ali diyenlerdeniz
Tarikat ehline mezhep sorulmaz
Biz Muhammet Ali diyenlerdeniz

Eğnimize kırmızılar giyeriz
Halimizce her manadan duyarız
İmam Cafer mezhebine uyarız
Biz Muhammet Ali diyenlerdeniz

Muhammet Ali'dir kırkların başı
Anı sevmeyenin nic'olur işi
Atalım yezide laneti taşı
Biz Muhammet Ali diyenlerdeniz

Baharda açılır gonca gülümüz
Ol dergaha doğru gider yolumuz
On iki imamı okur dilimiz
Biz Muhammet Ali diyenlerdeniz

Pir Sultan'ım eyder erenler gani
Evveli Muhammet ahiri Ali
Anlardan öğrendik erkanı yolu
Biz Muhammet Ali diyenlerdeniz

Pir Sultan Abdal

Allah EYVALLAH...ERENLER YOLUNA CANIM FEDA...
Dede-baba
Mesajlar: 469
Kayıt: 19 Haz 2009, 10:00

Aşkname

Mesaj gönderen Dede-baba »

Feridüddin ATTAR=


*** Horasanın en önemli dört şehrinden biri olan Nişabur’da 1120’da doğmuş 1194’da vefat etmiş ünlü bir İranlı şair ve mutasavvıftır.

***Hekim ve eczacı olmasından dolayı Attar olarak anılmaktadır.

***Feridüddin Attar, Evliyanın büyüklerindendir.Tac’ül Ârifin Necmettin Kübrevi’ye bağlıdır... başta Hz.Mevlâna, Şeyh Galip ve diğer bir çok mutasavvıf etkisinde kalmıştır..


*** Eserlerin de sembolik bir dil kullanmıştır.. Anlamak ve sırrına ermek... belli bir birikim ve Tasavvuf bilgisi gerektirir..

***Örneğin.. hakikat makamını ve onu arayanlarını işlediği "Kuş Dili" atlı eserinde..Hakikât’i arayanlar, yani Hakikât Yolunun Yolcuları kuşlarla simgelenmiştir...Attar, Kuşdili veya Kuşlar Meclisi olarak da bilinen bu mesnevî tarzı eserinde, tasavvufun Vahdet-i Vücûd anlayışını anlatır... "Tanrıyla bir olma".. "Tanrı-İnsan birlikteliği" ve "Birlik makamı" sırrını en iyi açığa vuran ve açıklayanlardır...


*** "Aşkname" adlı eseri ise.. İlahi aşkı işleyen Enfes eserleriden biridir..

Saygılarımla..
Dede-baba
Mesajlar: 469
Kayıt: 19 Haz 2009, 10:00

Ebu'l Vefa Hazretleri ve Halife Kaim bi-Emrillah

Mesaj gönderen Dede-baba »

Degerli canlar...

Bugün sizlerle Ehl-i Beyt'in nurlu soyundan gelen Es-Seyyid Ebu'l Vefa ve Halife Kaim bi-Emrillah'ın sarayındaki münazarayı ve bundan önceki yolculuğundan söz söyleyeceğim..


İsmi Şah Bism-i Şah Allah Allah, hayırlar fet ola, şerler def ola Hak-Muhammed-Ali yol göstericimiz ola, Gerçeğin demine hu diyelim...


Evvelden Hakk' a selam getirelim... Peygamber ve nesli al-i abaya salavat getirelim...

Allahümme Salli Ala Seyyid'ina Muhammed-in ve Al'a Ali Muhammed...


"....Vakit tamam oldu...Ol yüceler yücesi Allah küfre sapmış halka acıdı... İçlerinden sıdk ile iman edenlerin.. Dualarına ve salatlarına karşılık verdi .. Gayp alemi Erenlerinden, bir kulunu gönderdi... Ceddi Muhammed... Nesli Ali'den... İmam Zeynel Abidin oğullarından Es-seyid Ebu'l Vefa, batın aleminden zahire doğdu...

Tac-ül arifin derledi Künyesine ... Sene tamam olunca Hakk'tan emroldu geldi fena alemine... Konuşurdu sadece lisanı Kürtçe, bilmezdi hem yoktu nasibi başkada ilimde ...

Bir gece rüyasına girdi ceddi Muhammed.. Ağzından verdi hem nasibini de.. gözünden perdeler kalktı... cümle eşya sırrını O'na açtı... hakikat ilminde bahri ummana daldı... Bir gece vaktiyde Ali sırrı verildiğinde...


Hakk'tan emrolunca cümle sırlar açığa vuruldu... Pek çok kürt mecusi, dini Muhammedi'yeye girip... Ehli Beyt'e gönül verip etrafında toplandı...Nerde kelam eylese.. Ceddi Ehli Beyt'en söylese, birçokları imana gelip tövbe ederdi...

İşte bu zamanlarda Halife, Kaim bi-Emrillah idi...Çevresindeki münkirler vede gerçekleri göremeyen Ehl-i Beyt düşmanı pek çoktu...Ebu'l Vefa'yı kötülediler halifeye... akıllarınca saraya davet edip rezil edeceklerdi Ehli sünnetin en tanımış alimlerince..

Halife Kaim bi-Emrillah'ın huzuruna çıktılar bu gösteriş islamını benimseyen küfr ehli ve dediler ki...


---"... Zeynel Âbidin oğlullarından bir kimse zahir oldu.. cümle ahali O'nunla Ehli Beyt'e iman eyledi... ve hilafet dahi benim atalarımınder imiş..Eğer şimdiden buna bir çare bulmazsak. fitne çıkar.. halifeliğin tehlikeye girer dediler...

Halife merak eyledi.. Es-seyidi görmek diledi.. haberciler gönderdiler.. Davete icabet dilediler...

Hazreti Seyid de davete icabet lazımdır diyerek... halifeden gelen bu daveti kabul eylediler.... Bu yolculuğa bir çok kabileden kimse de çıkmak diledi.. Hazret halkı men eyledi ama ne çare, birini men ederdi başka kabile daha gelirdi
...

Seyyid dicle nehrinin yanına geldiğinde takip eden taliplerinin sayı için, kimisi der on bin idi, kimisi der onbinden fazla idi.. . sözün özü peşi sıra pek insan cem olmuş Hazretin izindeydi...

Ol sıralar Dicle nehrinden... öte tarafı ahaliyi geçiren gemiciler var idi...Cümle gemiciler bu kalabalığı görünce korkup kaçtı...gemicilerden "Osman Mabeyrâni" derledi... Bir er vardı... O'nun dışında kimse kalmadı... yerinden kımıldamadı.. merak eyledi.. Bu kimse kimdir? Bu kadar ahali peşindedir...Ve de gerçekten Hakk velisi midir, tecrübe eylemek diledi?...

Osman ileri geldi, Seyyid'e selam verdi:


--- Ya Seyyid! Ücreti peşin verin ondan sonra geçin... Dedi.

Ebu'l Vefa, hademine işaret eyledi.:

--- Hazırda ne varsa ver dedi... Hademi, yüz elli dinar var deyip...Yüz elli dinarı Osman'ın önüne koydu.. Fakat Osman onu almadı..

Osman:

--- Ben bu ücreti istemem dedi..

Hazret:

---Ya ne kadar ücret istersin? dedi

Osman:

---Ya Seyyit, isterim ki yarın sırratı geçirmeye kefil olasın... Ve bunun içinde bana ayrıca delil sunasın...


Hazret:

Osmanın bu kelamını işitti... Cenab-ı Hakk'a, hakkında dua ve salat eyledi..

----Hakk Teala'nın isminde ibret vardır...Sıratı geçersin inşallah dedi...

Osman:

---Ya Seyyid! Delil görmek isterim

Seyyid:

Mübarek dudaklarını kımıldattı...Bir takım sözler söyledi...Birden Osman'a bi haller oldu... Nara attı... Aklı başından gitti...Bir zaman sonra aklı başına geldi... Seyid'i ve cümle halkı geçirmeye razı oldu....

-- Rivayet odur ki..Seyyid'in beraberindeki kavimler üç türlü geçtiler... Bazısı su üzeri yürüyerek, bazısı hava üzreri yürüyerek, bazısı ise Es-Seyid ile bir adımda geçtiler....


Osman Maberani, Hazreti Seyid'den sonra tövbe etti... Ehl-i Beyt yarenleri arasına katıldı... Ömrü hayatını Ta'at ve ibadetle geçirdi... Sonunda ermişler arasına karıştı....Hakkında hikaye dillendi....Dicle kenarında Kummeti vardır... Oraya defnedilmiştir.... Kabri ulu bir ziyaretgahtır.



Bu mucizattan pek sonraları... Osman Muueyra'nın bir oğlu var idi O'ndan rivayet edilir ki....

"... Babamdan sordum ki, sana ne oldu da nara atıp yere düştün? Aklın başından gitti, ne gördün?

--".. Ya oğul gördüm ki... Kıyamet kopmuş, halk mahşere toplanmış, kimisinin yüzü kara ve kimisinin yüzü apak.. ve başta otururlar cümle erenler...Acep kime şefaat edecekler... Mizan kuruldu ve Sırrat gerildi, halk durmayıp geçer idi.. Ama çok az kimse geçebildi... Çoğu ayağını koyduğu gibi kaydı. cehenneme düştü.. Bu hali görüp korktum... Ansızın Tacu'l Arifin gelip elime yapıştı. Sırat katına getirdi ve dediki..

---"Bismillahirrahmanirrahim" de durma geç... Seyid'den bu kelamı işittikten sonra bir nida işittim ki, geçsin Osman Maberanı ve onun zürriyeti... Tacu'l arifin Ebu'l Vefa hürmetine...



Birinci bölüm sonu... (Devam edecek)

(Yazın oluşturulurken, Celal-Abbas Erenler Cemi ve Ebu'l Vefa Menakıpnamesinden Faydanılmıştır..)
Dede-baba
Mesajlar: 469
Kayıt: 19 Haz 2009, 10:00

Kumru---KenzÜl-Mesaib

Mesaj gönderen Dede-baba »

Medine Şehrinde ateş göklere yükselince
Peygamber kızı Fatıma'nın ağlar sesi gelir.

Kimi vakit kana çevrilen kalbimin hatırına
Ali'nin başında görülen kılıç yarası gelir.

İmam Hasan'ın Şehid oluşu canıma ateş saldı
Her zaman yaralı kalplerin yasını tutarda gelir

Ne kadar yer yüzünü gezsem, seyretsem karşıma
Dudakları susuz Hüseyn'in sahrayı Kerbelası gelir.

Düşmüştür Fırat Kenarında bir kahraman genç kolsuz,
Yinede çadırlara su taşıyan CELAL ABBAS gelir..
(KUMRU KİTABINDAN ALINTI)

Gök yüzünde yağar yağmur gibi ok
Geliyor Zülcenah binicisi yok
Adil Ali'm yürek gerek dayana
çöldeki kumlardan derdi daha çok...

ADİL ALİ ATALAY

KUMRU... İçerik olarak Hz. Muhammed'in Hakk'a yürümesiyle birlikte Ehl-i Beyt'in çektikleri acıları ve bütün zulümlere karşı göstermiş oldukları direnci, bağlılığı gözler önüne sermektedir..

KUMRU, ilk olarak 1909 yılında, Karaca Ahmet Sultan evlatlarından, garibağazade oğlu Hasan Fehmi Efendi, Muhiplerinden Ali Rıza Efendi ve ortağı ile birlikte eski yazı ile İstanbulda yayınlanmıştır...

Oldukça duygusal ve etkileyici bir uslüpla yazılan eser...Peygamber'in ölümünden Kerbelaya kadar Ehl-i Beyt'in şehid düşüşünü anlatmaktadır..


Allah'ın Resulü Muhammed, hem Ali Duysun
Onlara Haberini ver Kerbeladan haberdar olsun

Deki torununu susuz halde kurban kestiler
sakın deme ki Zeynebi esirlerle şama götürdüler

Deki Torunu hancerle doğradılar
Ama söylemeki, Zeynebi zincirle bağladılar

Orda İmam Hasan'nın mezarına varınca
Şehidlerden ne zamanki haber verince

De ki oğlunun kanından kına yaktılar eline
Ama, zincir vurdular deme taze geline

De ki kasım oğlunu Kerbela da doğradılar
Deme gelini esir edip bağladılar

De ki Kasımın kanıyla boyandı Mariye
Deme gelini köle istediler de kalsın geriye,


Allah Eyvallah...
Cevapla

“Bektaşi Kaynakları” sayfasına dön