Hacı Bektaşın Yolu

Hasan Akça
Mesajlar: 1745
Kayıt: 05 May 2008, 22:02

Re: Hacı Bektaşın Yolu

Mesaj gönderen Hasan Akça »

AleviTurkmen yazdı:Kitap diye gercek degil ki

dedelerin sozleri dag bile saglam

deyislerde var
,deyişlerle din
öğrenilmez
cahil dedeleri dinleye dinleye gusül almayı bile öğrenemediniz zavallılar halen ne inatlaşıyorsunuz
Bektaşi soytarıları döneminiz bitti
artık alevi uyanışı başladı
mazlum alevi halkımız kurtuluyor zalimliğinizden
şeytanlığınızdan
pislik bektaşiler
AleviTurkmen
Mesajlar: 68
Kayıt: 10 Ara 2016, 00:50

Re: Hacı Bektaşın Yolu

Mesaj gönderen AleviTurkmen »

İslam dininde adına salat denilen bir ibadet biçimi vardır. Bu ibadetin unsurları; kıyam yani ayakta durmak, rüku yani öne doğru eğilmek, secde yani yere kapanmak, ka’de yani oturmak, .
İşte Hazreti Ali böyle ibadet ediyordu. Hazreti Muhammed de böyle ibadet ediyordu.
Alevilerde aynı şekilde ibadet ediyor.

Bizde temizlik hem icte hem dista, hergun temiz olmalisin, temizlik iman dan gelir.

Kimse namazı inkar etmiyor

Önceki satırlarda da belirtmeye çalıştığımız gibi namaz Farsça bir kelimedir. Kuran da ki karşılığı Salat´ir. Salat´in anlamı ise Allah´i içten anıp selamlama ve duadır. Bu gün egemen Sünni anlayışın günde beş vakit kıldığı ve Alevilere dayattığı ve neredeyse dinin temeli saydığı namaz ibadetinin Kuran da beş vakit olduğu yönünde acık bir beyan yoktur. Madem namaz inancın özü sayılacak kadar önemli bir ibadet neden Yüce Yaratıcı bu konuda acık ve kesin hükümler ortaya koymasın?

Aleviler namazı ret etmiyor. Nitekim Cem ibadetinde halka namazı seklinde ibadetlerini yerine getiriyorlar. Ancak bu namaz hiç bir şekilde egemen Sünni anlayışın namazıyla benzer değildir. Bazıları çıkıp diyebilir ki: “su kadar milyon insan namazı böyle kılıyor da siz Aleviler neden farklı anlıyor ve uyguluyorsunuz?” Hemen belirtelim ki çoğunluk her zaman doğru yapıyor anlamına gelmez.

İbadetle amaçlanan kişinin kendini yenilemesi, arındırması ve sosyal dayanışmayla kişiliğini tamamlamasıdır. Maun süresi böyle bir anlama sahip. İbadet için ibadet, gösteriş için yapılan ibadet nafile ibadetlerdir.

Alevi ibadet anlayışı biçimsellikten uzak içtenliği esas alır. Al-i İmran Suresi 191. Ayetinde “Onlar; ayakta iken, otururken, yan yatarken Allah´i anarlar”. Bakara s Suresi 239. Ayeti: “Eğer korkarsanız, (namazı) yaya yahut binekte iken kilin”. Bu ve benzer ayetlerde de anlaşılacağı üzere Allah insanlara içten ibadet etmeyi emrediyor.

Birileri kabul etsin veya etmesin, Alevilerin ibadet anlayışı bu minval üzeredir.

+Safâ KIRVELî MUAVİYE'NİN Hz. Ali’ye Lanet Edip, Lanet etmeye de Emir Vermesi:

"...Muaviye Hz. Ali’ye lanet etti..."

(İkd’ül Ferid İbn-i Abdu Rabbih’in c.4, s.366 / İbni Ebil Hadit' in "Şerhu Nehc'ül Belağa"c.1, s.356; c.3, s.258 – 1.Baskı-Mısır)


"....Muaviy e Hz.Ali’ye sövdü...."

(İbn' ül Esir' in "Üsd' ül Gabe" c.1, s.134 / el-İsabe c.1, s.77 / El-Kamil İbn’ül
Esir c.3, s.302 / el-Suyuti' nin "Tarih'ül Hulefa" s.190 / İbn-i Abdurabbih’in
“el-İkd’ül Ferid” c.2, s.144 / İbni Hacer el-Heytemi' nin "Sevaik' ul Muhrika"
s.33 / Nehc'ül Hak ve Keşf'üs Sıdk s.310)


"...Muaviye namaz kıldığında (Allah kabul etmesin) Ali'ye, Hasan’a, Hüseyin’e, İbn-i Abbas’a Kays bin Sa’d bin İbadet ve Eşter’e lanet etti...."

(Şeyhülislam Süleyman el-Kunduzi el-Hanefi el-Belhi'nin "Yenabi'ul Mevedde" s.162)


"...Muaviye Hz. Ali’ye sövmeleri için emir verdi...."


kaynaklar:

(Sahih-i Müslim c.2, s.360 / Sahih-i Tirmizi c.5, s.301, Hadis No: 3808 / el-Hakim Nişaburi'nin "Müstedrek alas-Sahihayn" c.3, s.109 / Hasais en-Nisai s.48, 81 Haydariye Bas. / el-Künci eş-Şafii'nin "Kifayet'üt Talib" s.84,86 Haydariye Bas./ İbn-i Asakir'in "Tarih-i Dimaşk" c.1, s.206, Hadis No: 271,272 / ez-Zerendi el-Hanefi'nin "Nazım Dürer es-Simtayn" s.107 / Menakib-i Hüvarezmi s.59 / İbn-i Esir'in "Üsd'ül Gabe" c.1, s.134; c.4, s.25-26 / el-Askalani eş-Şafii’nin “el-İsabe fi Temyiz es-Sahabe” c.2, s.509 / İbn-i Mezahim’in “Vak’it Siffiyn” s.82, 92 / İbn-i Abdu Rabbih’in “İkd’ül Ferid” c.4, s.29 / İbn-i Ebil Hadit'in "Şerhu Nehc'ül Belağa" c.1, s.256, 361, Mısır 1. Bas. / Sıbt İbn-i Cevzi’nin “Tezkiret’ ül Havas” s.63 / el-Emini’nin “el-Gadir” c.1, s.257; c.3, s.200)


Muaviye mimberde Hz.Ali'ye lanet okudu ve bütün valilerine de ona lanet okumalarını emretti.

Peygamberin zevcesi Ümmü Seleme, Muaviye'ye mektup yazarak şöyle dedi :

Siz mimberde Hz. Ali'ye ve onu seven herkese lanet ettiğiniz için Allah ve resulüne küfrediyorsu-nuz.

Ben, Allah ve Resulünün Hz.Ali'yi sevdiğine şehadet ediyorum. Ama Muaviye onun sözlerini dinlemedi.

(Bkz. İbn-i Abdurabbih'in "İkd'ül Ferid" kitabı c.4, s.366)


muaviye, İslam ülkelerinde minberlerde Ali'ye (a.s) küfür edilmesine emir verdi. (Bu emir Emevi halifelerinden Ömer b. Abdulaziz'in (99-101) dönemine kadar icra edildi).

Muaviye mümessillerinin ve içlerinde sahabelerin de bulunduğu idarecilerinin yardımıyla, has ve seçkin Ali taraftarlarını öldürdü ve bazılarının başını mızraklara takıp şehirlerde gezdirdi. Rastladıkları Şiilere, Ali'den (a.s) uzak olduklarını ve ona sebbetmelerini teklif ediyorlardı. Bu tekliften çekinenler derhal katlediliyordu.

(en-Nesaih’ül Kafiye S.58,63, 77-78)



Kaynak:

1. el-Hasais en-Nisai s.24
2. İbn-i Asakir'in 'Tarih-i Dimaşk' c.2, s.184
3. el-Müttaki el-Hindi'nin 'Muntahab'ul Kenz' c.5, s.30
4. el-Suyuti'nin 'Tarih'el Hulefa' s.73
5. el-Nebehani'nin 'Feth'ül Kebir' c.3, s.196
6. Tabari'nin 'Zehair'ul Ukba' s.66
7. Menakıb-ı Hüvarezmi s.82
8. Mişkat'ül Mesabih c.3, s.235, İbn-i Sabbağ el-Maliki'nin 'Füsul'ül Mühimme' s.111

9. Tabari' nin 'Zehair'ul Ukba' s.66 ve 'Riyad'ul Nadara' c.2, s.219
10-. Menakıb-ı Hüvarezmi s.81-82
11-. Menakıb-ı Meğazeli s.83
12. Süleyman el-Kunduzi' nin 'Yenabi' ul Mevedde' s.205
13. eş-Şeblenci' nin 'Nur'ül Absar' s.110
14. el-Künci' nin 'Kifayet' üt Talib' s.82
15. el-Hamvini eş-Şafii' nin 'Feraid es-Simtayn' c.1, s.302
16. el-Murkat fi Şerh’ül Müşkat c.10, s.474


Sahih Muslim de var 

Aleviler ve 30 gün Ramazan orucu
Orucun zahiri ve batıni boyutuna baktığımızda;
Zahiri boyutu yani madde aleminde; Allah’ın verdiği nimmetlerine şükretmek. Yoksul, yetim, çaresiz ve sağlığı kendisini geçindirmeye yetmeyen insanlarımızın çaresizliklerini, sıkıntılarını ve umutsuzluklarını hissedip, merhamet duygularının gelişmesi, vicdan mahkemesinin harekete geçmesiyle, çaresiz insanlara yardım elini uzatmak ve paylaşmaktır.

Batıni boyutu ise; Gerçek müminlerin orucu ise bir ömür boyunca devam eder. Ve gece gündüz bütün azalarını kötü duygulardan sakınmak-korumak zorundadır; Kötülük etmemek, zulümkar olmamak, kimseye fenalık düşünmemek, duygularını kötüye kullanmamak, her daim için paylaşıcı olmak, yardım elini uzatmakdır. Ve asıl oruçla amaçlanan da budur.

Ramazan ayının kutsallığı
Hz.Muhammed daha kendisine peygamberlik nazil olmadan önce her zaman yaptığı gibi bir Pazartesi geçesi hira mağarasına çekilir, bütün varlığiyle Canab-ı Hakk’a ibadet ve dua ile meşkul olur. Bu esnada Cebrail gelir ve Hz.Muhammed’e ayan olur.

Cebrail: Oku, dedi.
Hz.Muhammed: Ben okuma bilmem. Cebrail; Hz.Muhammed‘i tuttu ve tekrar oku; dedi.
Hz.Muhammed; Tekrarliyarak ben okuma bilmem diye cevap verdi. Çünkü o gerçekten okuma bilmiyordu.
Cebrail; Yine Hz.Muhammed‘i tuttu, ezercesine sirkeleyip bıraktı ve oku dedi.
Hz.Muhammed; Ne okuyayım diye cevap verdi.
Cebrail; „Insanı yaratan Rabbinin adıyla oku! Oku, Rabbin Ekrem’dir, en büyük çömertliğin sahibidir. O’dur kalemle öğreten!, Insana bilmediğini öğretti“, dedi. Böylece Alak suresinin ilk 5 ayeti 610 yılında, Ramazan’ın 27’ci gecesi Hz.Muhammed’e intikal edip, inmiş oldu.

Diğer bir neden ise; Şahı Merdan Ali miladi 661 yılı Ramazan ayının 19’cu günü kiralık katil Ibni Mülcem tarafından zehirli bir kılıçla evinden az uzaklaştıktan sonra arkadan saldırıya uğramış, üç gün sonra yani Ramazan ayının 21’ci gecesi Hakk’a yürümüş olmasıdır.

Muaviye(Allah’ın laneti canına olsun) Şahı Merdan Ali’nin ölüm haberini alınca „çok şükür, çok şükür Ali’den kurtuldum!“ diyerek üç gün üç gece bayram ilan etmiştir. Sokaklarda davul zurna çaldırıp, çocuklara şeker dağıtarak şenlikler yaptırmıştır. Her yıl tekrarlanan bu uygulama zaman içerisinde Ramazan bayramı anynı zamanda „Şeker bayramı“ olarak da kutlanmıştır.

Yine Kerbela’da Imam Hüseyin ve Ehli Beyt’inin katledilmesinden sonra Yezid, Nisa Suresi 92’ci Ayet gereği; „Bir kişi eğer ki bir kişiyi öldürüse Allah’a tövbe olarak iki ay kesiksiz oruç tutması gerekir“. Ve Yezid bu Kefaret orucunu kendi ordusuna 60 gün ve halka ise 30 gün zorla tutturmuştur.

Dolayısiyle Ramazan Ayı; Aleviler açısından Şahı Merdan Ali’nin katledildiği bir matem ayıdır, Emevi Arap Muaviye ve yanlıları açısından ise bayram günüdür.

Ramazan ayında oruç tutma meselesi
Ramazan orucu Kur'an-da bakara Suresi 183-184-185 inci ayetlerde geçmektedir.

1- Bakara Suresi 183’cü Ayet’in Türkçe’si; Ey iman sahipleri! Oruç sizden öncekiler üzerine yazıldığı gibi sizin üzerinize de yazılmıştır. Bu sayede korunmanız umulmaktadır. (Y.N. Öztürk)

2- Bakara Suresi 184’cü Ayet’in Türkçe’si; Sayılı günlerdir. Sizden kim hasta olur veya yolculuk halinde bulunursa tutamadığı gün sayısınca başka günlerde tutar. Oruca zorlukla dayananlar üzerine düşen, fidye olarak bir yoksulu doyurmaktır. Kim bir mecburiyeti olmaksızın içinden gelerek iyilik yaparsa bu onun için daha hayırlı olur. Ve oruç tutmanız, eğer bilirseniz, sizin için daha hayırlıdır.

3- Bakara Suresi 185’cü Ayet’in Türkçe’si; Ramazan o aydır ki; insanlara kılavuz olan, iyi-kötü ayrımıyla hidayetten kanıtlar getiren Kur'an, onda indirilmiştir. O halde bu aya ulaşanınız onu oruçlu geçirsin. Hasta olan veya yolculuk halinde bulunan, tutamadığı gün sayısınca başka günlerde tutsun. Allah sizin için kolaylık ister; O sizin için zorluk istemez. Tutulmamış olan günleri tamamlamanızı, sizi doğru yola kılavuzladığı için Allah'ı yüceltmenizi ister. Ve sizin şükretmeniz umulmaktadır.

Ehli Sünnet Vel Cemaat ve Şiiler/Caferiler bu ayetlerle Alevileri töhmet altında bırakmaya çalışmaktadırlar ama çabaları nafiledir. Şimdi de bu ayetlerle verilmek istenen mesaj nedir? ona bakalım.

1- Ayet 183 ile anlatılmak istenen; Ademoğlunun kötülüklerden, yanlışlıklardan, şüpheli hallerden kendini korunması, nefsine sahip çıkmasıdır. Allah’a karşı kulluk vazifesini ve topluma karşı da ahlaki, sosyal sorumluluklarını yerine getirmesidir.

2- Ayet 184 ile anlatılmak istenen; Bazı sebeplerden (Hastalık, yaşlılık, yolculuk,vs.) dolayı oruç tutamıyorsanız bunun karşılığında ihtiyaç sahibi olanların ihtiyacını karşılamak, yiyecek almak, aç insanların karnını doyurmak gibi fedakarlık ve yardımında bulunmak aynı manadadır çünkü önemli olan niyettir.

3- Ve Ayet 185 ile anlatılmak istenen ise; Insan aleminin Allah’a, manevi huzura erdirici, şeksiz deliller, ispatlar, hakikati ve yanlışı birbirinden ayıran Allah’ın kelamı, ilmi, kanun nizamı olan Kur’an-ı Kerim, 610 yılında, Ramazan ayının 27‘ci gecesi inmiş ve insanoğlu müjdelenmiştir.

Dolayısiyle insanları hidayete, huzura erdiren Allah‘ın manevi adaletine karşılık; Allah’ın yüceltilmesi, anılması, hatırlanması için; oruç tutmak, dua etmek, muhabbet etmek, yardım elini uzatmak, olanın olmayanla nimetini paylaşılması istenilmektedir ve bunları yaparken de kendinize eziyet etmeyin diyor Canab-ı Hakk.

Lakin 30 gün oruç sayısı veya zaman limiti söz konusu değildir. Şöyleki; „Şehru Ramadan“ deniliyor. „Şehru“ = Ay-dolun ay demekdir. „Ramadan“ ise Ramazan(Kamer aylardan dokuzuncusu) yani Ramazan ayı demektir. Bu gerçekten yola çıkarak her insanın bilinci dailindedir ki bir ay, 30 gün dolun ay olarak geçirmesi mümkün değildir, üç veya 10 gün arasıdır. Üç veya beş vakit namazda da olduğu gibi 30 günlük orucun da Allah’ın hükmü değil, Ehli Sünnet Vel Cemaat ulemalarının uygulamasıdır.

Diğer bir gerçek ise; Bakara Suresi, Hz.Muhammed’in hicretinden sonra Medine de inmiştir. Hz.Muhammed 63 yaş yaşamıştır. Verilere göre Hz.Muhammed, Medine’ye 55 yaşında hicret etmiştir. Şimdi soruyorum; Bundan önce Hz.Muhammed hangi orucu tutuyordu?

Diğer bir yanlış mantık ise; Allah’ın kelamında az veya fazla kutsallık anlayış söz konusu değildir. Yani ayetin biri az, bir diğer ayet ise fazla kutsaldır mantığı tamamen yanlış ve suçtur. Çünkü Allah’ın kelamı tekdir ve açık kapıya yani soru işeretine yer bırakmaz.

Neden Ramazan’ı tutmuyorsunuz, sahura kalkmıyorsunuz? oruca zorlayanlara Hakk aşığı Kul nesimi şu cevabı vermişdir:

Biz bir oruç tutarız,
Ramazana benzemez.

Ozan Ibreti’nin cevabı ise şöyledir;
İlme değer verdim, uykudan kalktım,
Sarık seccadeyi elden bıraktım,
Vaazın her günkü vaazından bıktım,
Ramazanı sele verdim de geldim.

Ozanlarımızın da belirttiği gibi Alevilerin, oruç ile bir sorunları olmadığı gibi, sadece Emevi Arap örf adetlerini dinin esasları olarak algılayan Ehli Sünetin Vel Cemaat suç ortağı olmamakdır. Alevilerin oruçları; Hızır Orucu, 12 Imamlar orucu, 14 Masum-u Pak’lar orucu, Fatma Ana orucu ve 48 Perşembe oruçlarıdır.

Günümüzde Ramazan ayı Allah’a yakınlaşmak, yalvarmak-yakarmak, ibadet yapmak, yardım elini uzatmak, fakirlere yardımcı olmak yerine kurum ve kuruluşlar tarafından; Eğlence, şenlik, göstermelik oruç iftar programları düzenleyerek tüketim ve para kazanma hedeflenmiştir yani ibadet ayı yerine Karnaval ve festival ayı olmuştur. Bu yanlışa, oruç tutmayan insanların meydan dayağına çekme zülmüde eklenmiştir.

Oruç ve ibadete yapmak isteyen Alevi canlarımız Ramazan ayında her Perşembe günü niyetlenip, ibadetlerini yerine getirebilirler. Bu da her canın kendi takdiridir.
=Seyyid Hakkı=
AleviTurkmen
Mesajlar: 68
Kayıt: 10 Ara 2016, 00:50

Re: Hacı Bektaşın Yolu

Mesaj gönderen AleviTurkmen »

Biz inkar etmiyoruz, üstüne temizliği savunuyoruz, temizlik iman dan gelmiş, zahirde temizlik olması gerekiyor.

Ibadeti başlamadan önce temizlik şart
Hasan Akça
Mesajlar: 1745
Kayıt: 05 May 2008, 22:02

Re: Hacı Bektaşın Yolu

Mesaj gönderen Hasan Akça »

AleviTurkmen yazdı:İslam dininde adına salat denilen bir ibadet biçimi vardır. Bu ibadetin unsurları; kıyam yani ayakta durmak, rüku yani öne doğru eğilmek, secde yani yere kapanmak, ka’de yani oturmak, .
İşte Hazreti Ali böyle ibadet ediyordu. Hazreti Muhammed de böyle ibadet ediyordu.
Alevilerde aynı şekilde ibadet ediyor.
=Seyyid Hakkı=
buradaki konuyla ilgisi olmayan konuları neden yazıyorsun?
hiç utanman yokmu konuyu dağıtmaya çarpıtmaya
gerçei bektaşisin utanma ne arar?
AleviTurkmen
Mesajlar: 68
Kayıt: 10 Ara 2016, 00:50

Re: Hacı Bektaşın Yolu

Mesaj gönderen AleviTurkmen »

Namaz diye birşey yok
Cevapla

“Hacı Bektaş Kimdir?” sayfasına dön