Bektaşilik ve diğer dinler

[Hasan Akça]

ziyaretçi defterinden alıntıdır


bektaşilik = ve diğer dinler arasındaki benzerlikler

1) bir cemevinin yanından geçerken kilisenin yanından geçiyormuş gibi sıkıcı, itici, buhranlı, korkutucu bir hava hakim olur.

2)cemevinin içerisine girdiğinizde bu hava dahada belirgin olur. Yanan mumlar, sözde on iki imama ait resimler. cem evinin çevresinde ağaç varsa ağaca bağlanmış çabutlar ya da dilek kağıtları. kendinizi efesteki meryem ana kilisisesinde zannede bilirsiniz.

3)içeri girerken eşiği öpmek, kapıyı öpmek ise havraya girerken yahudilerin uyguladığı bir sistem.

4)cem evine girerken kapıyı öptükten sonra paş parmağınızı alnınıza dudağınıza ardındanda kalbinize götürerek içeriye girmeniz hristiyanlıktaki üçlemeye benzemektedir. bu üçleme bir şairin adı anıldığındada yapılıyor. onlarda alnına sağ omzuna ve sol omzuna götürerek üçlüyorlar.

5)eğer ceme dek geldiyseniz kendinizi çok ince bir farkla kilisede sana bilirsiniz. çünkü içerde kadın erkek karışık oturmuş, saçlar açık, gayet avrupai giyinişte insanlar ve müzik karşılar sizi.

6)ikrar vericekseniz bu tamamen zerdüşt ve yahudi sistemine benziyor. zerdüştlerde yeni gelen taliplere aynı şekilde bi baba eşliğinde beline ip bağlıyorlar ve yemin ettiriyorlar. bu ikrar verme yahudilerdede var. bele bağlanan kırmızı kuşağı hristiyan din adamlarıda aynı anlamda bağlıyorlar.

7)ikrar verilirken aldırılan sözde abdest hristiyanlıktaki arınma, vaftize benziyor. tek fark sonradan alınıyor. doğarken alınmıyor. ama öz aynı.

8)görüm meydanından geçmek ile günah çıkartmak aynı şekilde işliyor. tek fark görüm meydanı cemaatin önünde yapılıyor.

9)görümden geçtikten sonra öpülen ve sırta üç defa vurulan alacadeğnek-tarık-sıdeste-erkan denilen sopa hristiyanlıktaki hristiyanların ayin sırasında öpüp başlarına üç defa değdirilen haç ile aynı işlevde.

10)kilisede haç suya batırlır ve bu su kutsanır.buna kutsal su denilir. bektaşilkte ise erkan suya batırılır ve buna erkan suyu denilir. kutsal sudur ve herkes içer.

11)hristiyan kiliselerinde hz isanın kanı olduğuna inanılan şarap içilir, bektaşi cemlerindede hz hüseyinin kanı diye yada cennetteki şarap diye herkes bir yudum şarap içer.

12)hristiyanlıktaki keşiş, papaz, piskopos ve papa gibi ruhban sınıfının bektaşilikte derviş-baba-dede-mürşit şeklinde olması.

13)duaların sonundaki üçleme ile hristiyanlardaki dua sonundaki üçleme arasındaki benzerlik.

14)gök tengri ve yer tengri inancı ile hz muhammed ve hz aliye bu şekilde inanılması. yani gök tengri hz ali yer tengri hz muhammed gibi yada daha farklı.

15)orta asyadaki kutsal dans-kutsal sofra-kopuz-şaman-tolu gibi inanışlar ile semah-kurban-dede-şarap-rakı arasındaki benzerlik.

16)hristiyanlardaki azizler azizeler ve bunların yanına varış onlara hizmet etme ile tekke yatırlar ve onların yanına varış hizmet etme arasındaki benzerlik.

17)bazı cemlerde mum değilde zeytin yağı yakılıyor. bu da yezidlikten geçmiş olsa gerek. yezidilerde zeytin yağı yakarlar ve ona hürmet gösterirler. zerdüştlerde de zeytin yağı değilde ateşe hürmet gösterme var. bektaşilikte zeytinyağlı ateşe hürmet gösterme var.

18)yezidilerde aynı şekilde dergahlarına girerlerken eşiğe basmazlar veona hürmet gösterir ve niyaz ederler. bektaşilikte eşiğe basmak yasaktır ve eşik içeri girerken mutlaka öpülür.

çok büyük ihtimal bu bektaşiliğin oluşma yeri mezopotamya ile doğuanadolu arasında iran türkiye ırak topraklarının kesişim noktasında oluşmuş galiba. çünkü salata tabağını orta asyadan getirmişler. marulunu ermeni ve rumlardan, salatasını zerdüştlerden ve yezidilerden, tuzunu falanda yahudiler ve diğerlerinden alıp salatayı hazırlamışlar ve sofraya sunmuşlar. islama benzeyen hiç bir yanını bulamadım. aksine inkar ve şirk kokan bir inanış.

[Musa Özateş]

lena umay yazmış alıntı yapıyorum odtv den

Hıristiyanlık ve Bektaşilik İlişkileri:
Herhangi bir Bektaşi hareketi, Müslüman ve Gayri Müslüman’a karşı bir fark gözetmez. Gayri İslam dinlere mensup olanlar da Bektaşiyye’ye kabul edilirler. Bu yasanın Bektaşilikte nasıl işlediğine dair bir örnek verecek olursak; 19. yüzyılda, Antonaki Varsamis isminde bir Rum, Bursa vilayetinde mahalli bir Bektaşi locasının reisi olmuştur. Antonaki Varsamis, önemli ve ciddi nüfuza malik bir Bektaşi’ye ait büyükçe bir araziyi satın alınca, hem tekkenin reisi olmuş hem de‚ Al Nabi Dostu, Muhib (Dost)’ gibi unvanlarla anılmıştır.
Diğer bir örnek ise; Arnavutluk’taki birçok Bektaşi tekkesinde, Hıristiyanlar bulunmaktadır. Onlara tarikatın sırları ifşa edilirken, bunun karşılığında dinlerini feda etmeleri istenmemiştir. Hem Hıristiyanlık ibadetlerini hem de Bektaşi ritüellerini birlikte yaparlar.
Şeyh Bedreddin İsyanından kalma rivayet-vesikalarda, Hıristiyanlar arasında da propaganda yapıldığı anlatılıyor. Bu isyanın, kısmen dini kısmen de içtimai bir hareket olduğunu biliyoruz. Şeyh Bedreddin taraftarları, isyan sırasında dini anlamda Bektaşi, Hurufi ve bir takim heterodoks Hıristiyan fırkalardan en büyük desteği almışlardı. Rivayet odur ki, Hıristiyanları bu isyana davet eden bizzat Şeyh Bedreddin ve Bektaşiyye tarikatıdır.
Bektaşiler, her zaman Hıristiyanlarla çok iyi diyalog kurmuşlar, Hıristiyan müritleri sevk ve vecd ile karşılamışlardır. Hıristiyan dinin, hakk din olduğunu söylemeyen-inkar eden Müslümanların asil kendilerinin dinsiz olduğunu savunmuşlardır.

Bektaşilikteki Hıristiyan Unsurlar:
Bektaşiyye tarikatındaki Hıristiyan unsurlar, kısmen Bektaşilerin Anadolu’daki Hıristiyan selefleri, kısmen de tarikata kabul edilmiş Hıristiyan gruplardır.
Bektaşiyye tarikatına yeni bir talibin kabulü sırasında ‘şarap-ekmek ve peynir’ dağıtılırdı. Bu ritüel, Hıristiyan kutsal komünyonunun bekasıdır. Ayrıca müritler, Bektaşi Babalarının önünde suç-günah itirafında bulunurlar, Babalar ise onları affederler. Tıpkı kiliselerdeki günah çıkarma ritüeli gibi.
Bektaşiler, İslami amel, ibadet ve ritüellere ilgisiz kalmakla birlikte, seri kaidelere asla uymazlar. (…)
Anadolu’da, Hayderiler, Kalenderiler ve Abdallar gibi çeşitli heterodoks tarikatlarla birlikte, Bektaşiyye her ne kadar takdis etmemişse de, Yeniçeri ocağında resmi bir kült mahiyetini almıştır. Bunda Yeniçerilerin, Hıristiyanlık kökenlerinin dahli vardır.
Birçok ünlü Bektaşi ozanın Ermeni olduğunu ve bu kişilerin din değiştirmeksizin tekkelerde kabul gördüğünü takdis edildiğini de biliyoruz. (Başlıcaları; Aşık Vartan, Harabi, Hayrani, Nikabi, Civanaga, Coşkuni, Zeki…)

Bektaşi Tekkeleri, Hıristiyanlığın Kutsal Mekanlarıdır:
Bulgaristan, Bosna, Arnavutluk gibi Paulician, Tondrakli ve Bogomil merkezleri zaman içinde Bektaşi merkezlerine dönüştüler ve günümüze kadar da böyle kaldılar.
Nevşehir yakınlarındaki Bektaşi Tarikatının merkezi Hacı Bektaş Tekkesi, Hıristiyanlar tarafından da yoğun bir şekilde ziyaret edilir. Hıristiyanlar, vaktiyle burada Ayios Haralambos isminde bir Hıristiyan manastırı olduğunu iddia ederler.
Babaeski’deki, Bektaşi evliyası Saltık Baba Türbesi de Hıristiyanlar tarafından yoğun şekilde ziyaret edilir. Hıristiyanlar, Türbedeki mezarın, Hıristiyan bir azize ait olduğunu, türbenin ise eski Aya Nikola kilisesi olduğunu söylemektedirler.

Bektaşilik ve Hieros Gamos:
Bektaşi talibi, son olarak “marifet kapısı“ ndan geçer, ikrarı; ‘atam gök anam yerdir’. Bu ibare, eski Yunandaki ana tanrıçanın göke çıkarılıp, evlendirilmesidir (Hieros Gamos).
Bu antik öykü, Türklerde, Gök Tengri Ülken ile, Toprak tanrıça Umay’ın birleşmesine dönüşmüştür.
‘Marifet Kapısından’ gecen talip, su dizeleri okuyacaktır;

‘Ey tecella-i Cemal (görünen yüz)
Ey vech-i Süphan i resid (Tanrının olgun yüzü)
Lütuf ve kahrın bana bir, hepsi de siyan (Eşit görünür)
Zulmet ve nurun ile alıştı ruhum,
Tavr-ı aşktır görünen, didede (gözde) Yezdan’ (Zerdüşt dininde ilah-i Hayr/ Hayr ilahi)
Bu dizeler, Zerdüşti Maniheist Karanlık-Aydınlık düalizminin Bektaşilikteki tezahürleridir. (…)
Yukarıda ayrıntılarıyla değindiğimiz gibi Bektaşilik, özel bir Syncretismedir. En kuvvetli öğesi Hıristiyanlık olmakla birlikte, çok değişik kökenli öğelerin harmanlandığı bir gnose tur (Bilinç birikimi).
Bin yılı aşan renkliliklerin korunduğu bu zenginliği, 21. yüzyılda ‘Demokratlık’ adına, tümüyle uzağında durduğu İslam’la tanımlamak, ‘İslam içi’ görmek, ne kadar doğru ve hakkaniyetli bir tavırdır, sormak isteriz.
Bu açıklamaları, Alevi Bektaşi nefeslerinin en önemli figürlerinden biri, kutsi bir yere sahip Şah İsmail Hatayi’nin dizeleriyle bitirmek isterim.
‘Hakikat gizli bir şiirdir
Açabilirsen gel beri
İşte İncil İşte Kur’an
Seçebilirsen gel beri’

Lena Umay
Odatv.com

Kaynakça:
- Franz Babinger, Anadolu’da İslamiyet
- İsmet Zeki Eyüboğlu, Bütün Yönleriyle Bektaşilik
- Irene Melikoff, Uyuridik Uyardılar, Alevilik Bektaşilik Araştırmaları
- F.W Husluck, Christianity and Islam under the Sultans
- Karin Vorhoff, Zwischen Glaube, Nation und Neuer Gemeinschaft. Alevitische Identität in der Türkei der Gegenwart.

[ali muhsin]

Bektasilerde " 72 Millete saygi ..insan sevgisi" gbi sözler vardir.. Bu sözlere dayanarak ve bu kelimelerin arkasina saklanarak sinsi bir sekilde Cemevlerinde Hirstiyanlarida barindirip onlarin Cemevlerinde Misjonerlik faaliyetlerinede destek vermektedirler ,tabiki vermis olduklari destege karsi Protestan ve cesitli kiliselerden, Avrupada Hiristiyan Siyasi Partilerinden Destek dahi almaktadirlar ..istatistiklere göre Avrupada Hiristiyan dinine gecenlerin Kökeni Alevi kökeni oldugu bilinmektedir ve bunlarin tüm sorumlusuda Satilmis Bektasilerdir !...kendilerine bunu nicin yapiyorsunuz diye soruldugunda " Misjonerlik Sucmu birakin yapsinlar .." diye cevap aliriz .. (72 Millete saygi insan sevgisi ) terimlerinide kulanarak, Alevileride bu gibi aldatmaca sözler ile aldatip kandirdiklarini ve bu Sözlerle, Alevileri köle Ticaretine sürüklediklerini görüyoruz !

Cok Dikkat ederseniz Cemevlerinde Barinan Misjonerler Türkceyi mükemmel konustuklari gibi Kuranida kafalarina göre kullanip Carpittiklari gibi, Islam Dinini kötülemek icin yine kurani carpitarak islami kötüleyip, Hiristiyan dininin daha Seffaf oldugunu ve bu dini secerlerse o kisi veya kisilerin maddi yardim göreceklerini idia ederler..Islam dinini Taliban bir din oldugunu ve islamda zorlama oldugunuda ekleyerek, Islam dinini Saf kisilere karsi sinsi bir sekilde kötülediklerinede sahit oluyoruz ! Heleki bu Misjonerlerin hedefleri Aleviler ise ve bunlari Ehli Beyt Mektebinden uzaklastirmak icin is Alevi Sii Ayrimi yaparak yine Kurani Carpittiklari gibi Aleviligide kafalarina göre carpitarak Sii inancinin Gerici Yobaz bir inanc oldugunu idia ederek Tefrikci metodlardan faydalanarak Alevlerin Ehli Beyt Mektebinden uzaklastirmak icin türlü karalama kampanyalarina bas vurduklarini, Saf Alevileri Siilere karsi ( iki Ehli Beyt Dostlarina karsi ) kiskirtma kampanyalari uyguladiklarinada Sahit oluyoruz ...bunun en basit örnegi buraya bazen giren ve nik adlarinin örnegin " Hasan. Huseyn,Pir ,Alevi vs " gibi isimler takan ve gercekte kendilerinin Baska inanclara mensup Misjonerlerin oldugunu ve ortaligi bulandirmak icin ellerinden gelen hakaretleri yaptiklarini ve Gercekleri Perdelemek icin ortaliga yani Uyanan Alevilere
karsi Saldirdiklarinida görüyoruz ! Sunuda bilmekte yarar vardirki bu kisiler, Egitilmis kisilerdir ! Alevilerin Nelerden hoslandigini, Nelerden hoslanmadigini ve Alevilerin icine nasil sizilir, nasil Asimile edeceklerini Cok iyi bilmektedirler ! ( Tabiki Bektasilerin yardimi ile ) Toplumumuzun kurtulusu biran evel Ehli Beyt Mektebini taniyip, Gercek Aleviligin ne demek oldugunu ögrenip , Bu gibi Alevi kisvesine bürünen Misjoner Bozuntularinin ve Satilmis Bektasilerin Pencesinden biran evel kurtulmalardir !