Karaca Ahmet Sultan Dergahı

Cevapla
Musa Özateş
Mesajlar: 1205
Kayıt: 17 Mar 2007, 01:17

Karaca Ahmet Sultan Dergahı

Mesaj gönderen Musa Özateş »

Karacaahmet sultan dergahı resmi sitesinin 30.3.2007 tarihli duyurusu aşağıdaki gibidir.(Alevilikle bektaşiliği aynı görenler iyi okusunlar belki akılları başlarına gelir)


TÜRKİYE VE DÜNYA KAMUOYUNA




Alevileri ve Aleviliği çeşitli yollarla asimile etme politikası yüzyıllardır inatla sürdürülmektedir. Oysa her inanç ve kültür gibi Alevilik inanç ve kültürü de var olma ve varlığını güçlendirme hakkına sahiptir. Bu en temel insan hakkını çiğnemek, kabulü hiçbir biçimde mümkün olmayan bir haksızlıktır. Bu nedenle Alevi inanç ve kültürüne yönelik asimilasyoncu çalışmaların, dönüştürmeci ve başkalaştırmacı karakteri karşısında inancımızın yaşamsal özelliklerinden olan kimi ögeleri bir kez daha tüm kamuoyuna anımsatmanın bizimle diyalog kurmak isteyen kişi ve kurumlar açısından yararlı sonuçlar doğuracağı kanısındayız.

Aleviler olarak bizler, tüm inançlara saygı duymaktayız. Aynı saygının diğer inanç mensuplarınca tarafımıza da gösterilmesini talep etmek en doğal hakkımızıdır. Bu sebeple ilan ederiz ki; Alevi kimliğinin ayrılmaz parçaları olan inanç ve ibadetlerimizin dönüştürmeci ve başkalaştırmacı çalışmalara maruz bırakılmasını kabul etmemiz mümkün değildir.

Bu bağlamda her kişi ve kurumca bilinmelidir ki;

Alevilerin ibadeti cemdir. Cemin teolojik kökeni Kırklar Meclisidir. Cem ibadeti ve içinde yer alan semah, kültürel ve folklorik bir unsur biçiminde değerlendirilip küçümsenemez. Sünni inancına mensup kardeşlerimizin ibadet biçimi olan beş vakit namaz uygulaması Alevilerce saygı duyulan bir ibadet olmakla birlikte Alevi tarihinde ve geleneğinde yer almamaktadır. Her ne şekilde olursa olsun beş vakit yada Şii inancındaki gibi üç vakit namaz uygulamasının Aleviliğe dahil edilmeye çalışılması doğru değildir. Bunu hiçbir Alevi kabul etmeyecektir.

Alevilerin orucu Muharrem ve Hızır orucudur. Sünni ve Şii inancına mensup kardeşlerimizin Ramazan'da bir ay süreyle tuttukları oruç uygulaması Alevi inanç ve geleneğinde yoktur. Alevileri Ramazan ayında bir ay süreyle oruç tutmaya teşvik etmek ve yönlendirmek inancımıza yönelik yapılmış ve yapılmakta olan yanlış ve haksız bir uygulama olarak görülmektedir. Alevilerce Sünni ve Şii inancındaki Ramazan orucuna gösterilen saygının aynısını diğer inançlara mensup kardeşlerimizden Muharrem ve Hızır orucumuz için de beklemekteyiz.

Alevilerin ibadet yeri cem evleridir. Camiler; Sünni ve Şii kardeşlerimizin ibadet yerleridir. Alevilerin, camileri kendileri için bir ibadet yeri olarak görmemeleri inançlarının bir gereğidir. Alevi ibadeti olan cem ibadetlerini; ibadetin bir parçası olan müzik, semah ve kadın erkek birlikteliği gibi nedenlerden ötürü camilerde uygulayabilmek mümkün değildir. Bundan dolayı Alevilere ibadet yeri olarak camileri göstermek gerçekçi olmadığı gibi doğru da değildir.

Vahdet - i vücud anlayışı çerçevesinde Tanrı'ya, Hazreti Muhammed'in nübüvvetine, Hazreti İmam Ali'nin velayetine, Tenasüh ve Devriyeye inanmak inanç dünyamızın en temel unsurlarındandır.

Bizler Aleviler olarak başta Türkiye olmak üzere tüm dünya kamuoyuna tekrar anımsatmak isteriz ki, yüzyıllardır yaptığımız gibi bundan sonra da cem yürütmeye, semah dönmeye, Telli Kur'an adını verdiğimiz sazımızla deyişler söylemeye, kerbela şehitlerinin kişiliğinde tarihteki tüm mazlumlar için Muharrem ayında oruç ve matem tutmaya devam edeceğiz.



Saygıyla duyurulur.
biralevi
Mesajlar: 1487
Kayıt: 24 Ara 2006, 14:02

Re: Karaca Ahmet Sultan Dergahı

Mesaj gönderen biralevi »

Musa Özateş yazdı:Karacaahmet sultan dergahı resmi sitesinin 30.3.2007 tarihli duyurusu aşağıdaki gibidir.(Alevilikle bektaşiliği aynı görenler iyi okusunlar belki akılları başlarına gelir)


TÜRKİYE VE DÜNYA KAMUOYUNA



Bu bağlamda her kişi ve kurumca bilinmelidir ki;

Alevilerin ibadeti cemdir. Cemin teolojik kökeni Kırklar Meclisidir. Cem ibadeti ve içinde yer alan semah, kültürel ve folklorik bir unsur biçiminde değerlendirilip küçümsenemez. . Her ne şekilde olursa olsun beş vakit yada Şii inancındaki gibi üç vakit namaz uygulamasının Aleviliğe dahil edilmeye çalışılması doğru değildir. Bunu hiçbir Alevi kabul etmeyecektir.

Alevilerin orucu Muharrem ve Hızır orucudur. Sünni ve Şii inancına mensup kardeşlerimizin Ramazan'da bir ay süreyle tuttukları oruç uygulaması Alevi inanç ve geleneğinde yoktur. Alevileri Ramazan ayında bir ay süreyle oruç tutmaya teşvik etmek ve yönlendirmek inancımıza yönelik yapılmış ve yapılmakta olan yanlış ve haksız bir uygulama olarak görülmektedir.
Alevilerin ibadet yeri cem evleridir. Camiler; Sünni ve Şii kardeşlerimizin ibadet yerleridir. Alevilerin, camileri kendileri için bir ibadet yeri olarak görmemeleri inançlarının bir gereğidir. Alevi ibadeti olan cem ibadetlerini; ibadetin bir parçası olan müzik, semah ve kadın erkek birlikteliği gibi nedenlerden ötürü camilerde uygulayabilmek mümkün değildir. Bundan dolayı Alevilere ibadet yeri olarak camileri göstermek gerçekçi olmadığı gibi doğru da değildir.

Vahdet - i vücud anlayışı çerçevesinde Tanrı'ya, Hazreti Muhammed'in nübüvvetine, Hazreti İmam Ali'nin velayetine, Tenasüh ve Devriyeye inanmak inanç dünyamızın en temel unsurlarındandır.

Bizler Aleviler olarak başta Türkiye olmak üzere tüm dünya kamuoyuna tekrar anımsatmak isteriz ki, yüzyıllardır yaptığımız gibi bundan sonra da cem yürütmeye, semah dönmeye, Telli Kur'an adını verdiğimiz sazımızla deyişler söylemeye, kerbela şehitlerinin kişiliğinde tarihteki tüm mazlumlar için Muharrem ayında oruç ve matem tutmaya devam edeceğiz.



Saygıyla duyurulur.
Bu işlerine aleviliği bulaştırmasalar yazdıklarına en küçük bir itirazımız bile olamaz.
Açıkça deselerki bizler bektaşiyiz ve böyle inanıyoruz,hiçbir itirazımız olamaz.
ANCAK;
Kendi kültürlerini ve nefsani isteklerini insanlara Alevilik diye sunmaları karşısında da sessiz kalmak fesada yol açacağından buna karşı halkımıza doğruları söylemekte bizim boynumuzun borcudur.
Şİmdi sitemizde bektaşı yada bektaşileri savunan ve kendilerinin caferi olduğunu söyleyen arkadaşlarımızın bu açık durum karşısında ne tutum takınacaklarınıda merak ediyorum.
Fesadın bir parçası olmayı kabulleneceklermi?
Yoksa bizimle aynı saflarda açık açık 12 imamlarla ilgili doğruları halkımıza aktaracaklarmı?
Yada arada sırada yaptıkları gibi bektaşta bizim,bektaşilikte bizim türünden halkın kafasını daha çok karıştıracak söylevlyerle bu batıl insanlara hizmetmi edecekler?
Sizler bu dergahları yönetenlerin bu tür işleri bilmediklerindenmi yaptıklarını zannediyorsunuz?
Eğer öyle zannederseniz bu sizin bu konudaki en büyük yanılgınız olur.
Allahu Teala tüm müslümanların yardımcısı olsun inş.
AZADİ
Mesajlar: 125
Kayıt: 24 Ara 2006, 20:57

azad

Mesaj gönderen AZADİ »

Bismillahirrahmnairrahim

Burada bir bildiri yayınlamanın gerekliliğini daha net ortaya koymaları gerekirdi.
Eğer dürüstçe demiş olsalar Alevi halkının uyanıp geçmişlerin yeniden bugüne taşımaları ve geleceğe emanet etmelerinin önlemek için bizlerde elimizdeki imkanlarla gayret edip Alevileri yollarından sptırmaya çalışıyoruz. Belki doğru söylemiş olacaklardır.
Şeytan dememişmiydi ben bu insanları saptıracağımdiye bunlar bu kadarda olamıyor. Ancak sinsice ve tüm bulabildikleri malzemelerle ortalığı bulandırmaktan başka bir sonuç vermiyecek açıklamalarda bulunuyorlar.

Sünni beşvakit şii üçvakit diye kendi anlayışıyla topluma sunduğu bilgide yanlıştır. Buradaki amaç belki İslami ibadetin sünni şii diye ayrılması ve bunların hangisinin doğru olabileceği konusunda bir kesin sonuç çıkaramadıklarından veya bu halde anlaşılmasını istediklerinden bir çeşit ihtilafı gözönüne sunmak.
Yalnız şu varki Şii de de namaz beş vakittir.
Beş vakit olan namazın üç kerede kılınması namazın cemidir.
yani birleştirilmesi. Buda İslamın kolaylaştırıcı din oluşundan. Hüküm aynı değişen bir şey yok sadece kolaylık olsun diye bir ruhsat verilmiş.
Bunun kullanılmasındada bir art niyet yoktur.

Alevi gelenğinde ve tarihinde namaz yok diyorlar peki bunların Alevilik tarihi nereden başlıyor.
1980'den sonramı. Yada 1938'den sonramı. Yada daha eski bir tarihtenmi.
Yoksa peygamberimizinde hayatta olduğu ve İmam Ali'yi işaret ederek işte Kurtuluşa erecek olanlar Alinin Şiileridir dediği İmam Alinin soyundan olan ve olmayan taraftarlarının olduğu tarihmidir.

Alevigeleneği ise tam bir aldatmaca. Gelenek geçmişten gelen kültürel öğelerdir. Kültürün zamanlar yaşanılan toplumun değerlerine bürünmesi doğaldır. Bu durumda Alevilerin yaşadıkları toplumun kültürüne bürünüp geleneklerini kabul edebilecekleri doğaldır.
yalnız burada Kültürü kabul ederken bunun Kuran ve ehli beyt ile uyumunu çok iyi irdelemek gerekir. Bu konuda ne aşırı gitmek nede tamamen kendisini soyutlaması doğru olmaz.
Geçmiştede Alevi ozanları inancı topluma aktarmanın tek yolu olarak bunu kullanmışlardır. Çünki bunun haricindeki yollar kapatılmış. İlmi kaynaklar imha edilirken bu yönde hiçbir çalışmaya imkan verilmemiş.
Şimdiki durum ise sadece geçmişin mirası üzerine rahatça geçmenin bir sonucudur.
Binyıllık geçmişi olan şiirler deyişler sadece maddi çıkar için derlenip piyasaya sürülüyor. Bu anlamda Alevilik inancına bir damla bir katkjısı olmamaktadır.
MAdem Aleviliği kabul edip hayatlarına uygulamak gayesindeler bunca yüksek gelir sağlayan işlerin altına imza atanlar neden bir alevi akademisi yada fakültesi ve buna benzer modern eğitim verecek ilmi kaynağıyla insanları aydınlatacak kurumlar inşaa etmiyorlar.

Ramazanda ki orucun Alevi inanç ve geleneğinde olmadığı şuan ki Alevi vatandaşının kişisel görüşüyle açıklanamaz.
Burada belirleyici kaynak Kuran ve Ehli Beyttir.
bundan gayrısı bizi ilgilendirmez. ZAten bugün İslamın çeşitli fırkalara ayrılmasının nedenide Kuran ve Ehli Beytten uzaklaşıp kişisel düşüncelerin İslam diye yutturulmaya çalışılması değilmi.

Semah, müzik, kadın erkek birlikte ibadet gibi uygulamaların camide olamaycağı nedeniyle camide ibadet etmedikleri ise sadece bir hedef saptırma.

Diyemiyormusunuzki İmam Ali(a.s)'a minberlerde hakaret ettiren Muaviyenin zamanında Ehli Beyt dostlarının sırf bu sebepten buralara gitmemiştir.
Belki o dönemde onlara dinsiz, kafir denilmişti.
ama onlar biliyorduki bu hakarete maruz kalan kişi İmametin babası Peygamberin damadı, vasisi, emirel müminin Ali(a.s) dır
Bunu diyecek kadar cesur olamazlar. Çünki onlarda muaviyenin sofrasından faydalanmaktadır.
Alinin arkasında ibadet edip muaviyenin sofrasından yiyenlere lanet olsun.

Kerbela şehitlerinin kişiliğinde tüm mazlumlar için oruç tutmak ise tam bir komedi.
Oruç sadece Allah rızası içindir. MAzlum zalim falan orucun belirleyici unsuru değildir.
Allahın yasak etmediği bir günde oruç tutmanın ne zararı olabilir.
Tabiki olmaz. İmam Huseyinin kişiliğini tanıyorlarsa o zaman bu kişilik üzerine biraz daha yoğunlaşmak gerekir. İmam Huseyin (a.s) 'ın kimlere karşı nasıl bir mücadele yürüttüğünü anlamak için akıl yormalıyız.
Yoksa mazlumu oynayıp kendimizi acındırmak için değil.

ALLAHA EMANET OLUN.
Eğer iman etmiyor ve Allahtanda korkmuyorsanız bari şu dünyada özgür kişiler olun.

Şehidlerin Efendisi Hz.İmam Huseyin (a.s)
Cevapla

“Alevi Kurumsallaşması” sayfasına dön