İmam Hüseyin Efendimden (a.s)

Alevikte 4 büyük hadis kitabı ve diğer hadis kaynaklarının paylaşıldığı forum.
Cevapla
N.K.Caferi
Mesajlar: 214
Kayıt: 24 Eyl 2010, 09:56
Konum: Gönlümüzde senin aşkından gayrısına yer yok. Toprağımız aşkınla yoğrulmuş, gayrısına yol yok .

İmam Hüseyin Efendimden (a.s)

Mesaj gönderen N.K.Caferi »

[align=center]Bir adam İmam’a (a.s) geldi ve dedi ki: “Ben günahkâr bir adamım. Günaha karşı direnemiyorum. Bana öğüt ver.”Buyurdu ki:
“Şu beş şeyi yapabiliyorsan, dilediğin günahı işle:
Birincisi: Allah’ın rızkından yemeyebiliyorsan, istediğin günahı işle.
İkincisi: Allah’ın egemenliğinin altından çıkabiliyorsan, istediğin günahı işle.
Üçüncüsü: Allah’ın seni görmeyeceği bir yer bulabiliyorsan, istediğin günahı işle.
Dördüncüsü: Ölüm meleği (Azrail) canını almak üzere geldiğinde, ona engel olabilirsen istediğin günahı işle.
Beşincisi: Cehennem bekçisi Malik seni cehenneme koyduğu zaman, cehenneme girmeyebilirsen, istediğin günahı işle.”4

4-Biharu’l-Envar, c.78,s.126[/align]
En son N.K.Caferi tarafından 16 Ara 2010, 09:19 tarihinde düzenlendi, toplamda 1 kere düzenlendi.
Resim
Susmak, bazen cevabı yeterli kılar
En büyük gerçeğin sessizliği gibi
SUSMAK Bir mısrada halini arzetmek gibi..
N.K.Caferi
Mesajlar: 214
Kayıt: 24 Eyl 2010, 09:56
Konum: Gönlümüzde senin aşkından gayrısına yer yok. Toprağımız aşkınla yoğrulmuş, gayrısına yol yok .

Re: İmam Hüseyin Efendimden (a.s)

Mesaj gönderen N.K.Caferi »

Toprağın Üstünden Altına…

“Ben size Allah’ın takvasına sarılmayı tavsiye diyorum; azabından korkutuyor ve nişanelerini gözünüzün önüne seriyorum. Gelmesi sevilmeyen ve tadı kötü olan korkunç ve dehşetli ölüm gününün gelip çatmasına az kalmıştır. (O ölüm ki, ) ruhunuza asılıp sizi amel etmekten tamamen koparır. Öyleyse yaşadığınız sürece onun ansızın gelecek belalarına hedefmişsiniz gibi sağlığınızı ganimet bilin ve amel etmeye koşun. O (ölüm), sizi toprağın üzerinden alıp içine bırakır. (Toprağın) üzerinden alarak altına sokar. Ülfet ve beraberlikten koparıp vahşet ve yalnızlığa atar. Rahatlık ve aydınlıktan yerin karanlık ve darlığına götürür. Orası öyle bir yerdir ki, ne dostlar orada ziyaret edilir, ne hastaların yanına gidilir ve ne de yardım dileyenin yardımına koşulur. “1

1-Tuhefu’l-Ukul, s.483
Resim
Susmak, bazen cevabı yeterli kılar
En büyük gerçeğin sessizliği gibi
SUSMAK Bir mısrada halini arzetmek gibi..
N.K.Caferi
Mesajlar: 214
Kayıt: 24 Eyl 2010, 09:56
Konum: Gönlümüzde senin aşkından gayrısına yer yok. Toprağımız aşkınla yoğrulmuş, gayrısına yol yok .

Re: İmam Hüseyin Efendimden (a.s)

Mesaj gönderen N.K.Caferi »

Allah’tan Sakının!

“(Ey insanlar!) Allah’tan sakınmayı/takvayı size vasiyet ediyorum. Çünkü yüce Allah, takvalı kimseyi hoşlanmadığı durumdan kurtarıp hoşlandığı bir duruma sokmayı ve ummadığı yerden rızkını vermeyi uhdesine almış, garanti etmiştir. Öyleyse sakın kulların yaptıkları günahlardan emin olan kimselerden olmayın. Zira Allah’ı aldatarak cennet kazanılmaz ve O' nun nimet ve sevabına, O’nun izniyle gerçekleşen itaatten başka bir yolla erişilmez.”3

3-Tuhefu’l-Ukul, s. 483
Resim
Susmak, bazen cevabı yeterli kılar
En büyük gerçeğin sessizliği gibi
SUSMAK Bir mısrada halini arzetmek gibi..
N.K.Caferi
Mesajlar: 214
Kayıt: 24 Eyl 2010, 09:56
Konum: Gönlümüzde senin aşkından gayrısına yer yok. Toprağımız aşkınla yoğrulmuş, gayrısına yol yok .

Re: İmam Hüseyin Efendimden (a.s)

Mesaj gönderen N.K.Caferi »

Eğer eziyetlere sabredip Allah için zorluklara katlanacak ol­saydınız, ilahî işler sizden çıkar ve size dönerdi. Ama siz mevkiinizi zalimlere bırakarak ilahî meseleleri onlara teslim ettiniz. Onlar da şüphe üzerine hareket edip nefsani arzularına uyuyorlar. Zalimleri bu işe musallat kılan, siz alimlerin ölümden kaçmanız ve sizden ayrılacak hayata gönül bağlamanızdır. Sizler güçsüz halkı onlara teslim ettiniz. Onlar­dan bazıları ezik köleler durumuna düşmüş, bazıları da geçimini sağlayamayan yenik mustaz'âflar haline gelmiştir. Onlar (zalimler) eşrarla (kötülerle) birlikte Allah'a karşı gelmeye yeltenerek, memleketten istedikleri şekilde faydalanıyor­lar; heva ve heveslerine uyup her kötülüğe başvuruyorlar.

Her şehirde belagatlı hatipleri vardır. Memleketin her tarafı on­lara boyun eğmiş durumdadır; her tarafta egemenliklerini kurmuş, halk da onların köleleri durumuna gelmiş ve kendilerini savunacak bir güçleri kalmamıştır. Halka egemen olanlar gaddar, isyankâr ve zayıflara karşı acımasızca davranan zalimlerdir. Ya da Allah'a ve kıyamete inancı olmayan, emrine uyulan yetki sahipleridir. Hayret! Nasıl hayrete düşmeyeyim ki, İslam toprakları sahtekâr ve zalim zekât toplayı­cılarının ve mü'minlere karşı şefkatsiz ve insafsız olan hain hükümdar­ların otoritesi altındadır. Münakaşa ettiğimiz hususta, bizimle sizlerin arasında hüküm verecek olan, yalnız Al­lah'tır. İhtilafa düştüğümüz konularda da bizleri yargılayacak olan O'dur.


Allah'ım, sen biliyorsun ki bizim tarafımızdan gerçekleşen (kıyam), sal­tanat için yarış ve değersiz dünya mallarından bir şeye ulaşmak için değildir. Senin dininin nişanelerini (öğretilerini) göstermek, belde­lerinde işleri düzeltip rayına oturtmak, mazlum kullarına emniyet ve güvence kazandırmak ve İslam'ın farzlarına, Resulullah'ın sün­net ve hükümlerine amel olunması içindir. Sizler de bize yardım etmeyip hak­kımızda insaflı olmazsanız, zalimler sizlere egemen olur ve Pey­gamber'inizin nurunu söndürmeye çalışırlar.

Allah bize yeterlidir. O'na tevekkül etmişiz, O'na yönelmişiz ve dönüşümüz de O'nadır.

***
ALLAHIN EBEDİ SALAT VE SELAMI SİZİN VE YANINIZDA YER ALAN TERTEMİZ RUHLARIN ÜZERİNİZE OLSUN

Allah'ım, Muhammed ve Âl-i Muhammed'in hakkına ilk zulmeden kimseden, ona bu konuda en son tâbi olan kimseye kadar hepsine lanet et.

Allah'ım,(İmam) Hüseyin'le (a.s) savaşan ve onu öldürmek için birbirleriyle işbirliği yapan ve sözleşen topluluğa lanet et. Allah'ım, onların hepsini toplu olarak kendi lanetine mazhar eyle.


Resim
Susmak, bazen cevabı yeterli kılar
En büyük gerçeğin sessizliği gibi
SUSMAK Bir mısrada halini arzetmek gibi..
N.K.Caferi
Mesajlar: 214
Kayıt: 24 Eyl 2010, 09:56
Konum: Gönlümüzde senin aşkından gayrısına yer yok. Toprağımız aşkınla yoğrulmuş, gayrısına yol yok .

Re: İmam Hüseyin Efendimden (a.s)

Mesaj gönderen N.K.Caferi »

Rum padişahı tarafından gönderilen elçi, İmam Hüseyin aleyhi's-selâm'dan: "Samanyolu ve anne rahminde kalmadan Allah'ın yarattığı yedi şey nedir?" diye sorduğunda İmam aleyhi's-selâm güldü. Elçi: "Neden güldünüz" dedi. İmam aleyhi's-selâm şöyle buyurdu: "Çünkü sen ilmin nihayeti açısından denizin ortasındaki çerçöpe ben­zeyen şeyler hakkında bana soru sordun. Samanyolu Allah'ın kavsidir. Anne rah­minde yaratılmayan yedi şey ise: On­ların ilki Adem, sonra Havva'dır, sonra da (Allah tarafından gönderilen) karga, İbra­him aleyhi's-selâm'ın koçu, (Salih aleyhi's-selâm'ın mucizesi olan) Allah'ın devesi, Hazret-i Musa aleyhi's-selâm'ın asâsı ve Hazret-i İsa ibn-i Meryem aleyhi's-selâm'ın yarattığı kuş."

Daha sonra elçi kulların rızkı hakkında soru sordu ve İmam aleyhi's-selâm şöyle buyurdu: "Kulların rızkı dördüncü göktedir. Al­lah-u Teâla o rızkı istediği miktarda az veya çok olarak gönderir." Yine elçi "Mü'minlerin ruhları nerede toplanıyor?" diye sorunca İmam şöyle buyurdu: "Cuma geceleri Beyt-ül Makdisin büyük taşı altında toplanırlar. Çünkü o, Allah'ın en aşağıdaki ârşıdır; Al­lah-u Teâla yeri oradan genişletip yaymış, ona doğru dürecek ve oradan göğü yarat­maya yönelmiştir. Kâfirlerin ruhları ise bu dün­yada Yemen diyarının arkasında bulunan "Hadremut" çölünde toplanır. Sonra Allah-u Teâla bir ateş doğudan, bir ateş de batıdan gönderir; bunların arasında iki rüzgar vardır; bütün insanları Beyt-ül Makdis'te olan bu taşın yanına toplar. Sonra onlar, bu taşın sağ tarafında hapsedilirler. Cennet takvalılar için yaklaştırılır. Cehen­nem ise yerlerin sınırında o taşın sol tarafındadır. "Felak" (cehennem'in korkunç yerlerinden birisinin ismi) ve "Siccin" de oradadır; bütün insanlar o taşın yanından dağılacaktır. Cennete girecek olan o taşın kenarından cennete girecek, ve cehen­neme girecek olan da yine o taşın kenarından cehenneme girecektir."
Resim
Susmak, bazen cevabı yeterli kılar
En büyük gerçeğin sessizliği gibi
SUSMAK Bir mısrada halini arzetmek gibi..
N.K.Caferi
Mesajlar: 214
Kayıt: 24 Eyl 2010, 09:56
Konum: Gönlümüzde senin aşkından gayrısına yer yok. Toprağımız aşkınla yoğrulmuş, gayrısına yol yok .

Re: İmam Hüseyin Efendimden (a.s)

Mesaj gönderen N.K.Caferi »

TEVHİD
Ey insanlar! Allah'ı kendilerine benzeten "Marikinden" (dinden çıkmış olan insanlardan) kaçının. Bunların sözleri, Kitap ehlinden kâfir olan­ların sözlerine benziyor. Hayır, Allah'ın eşi ve benzeri yoktur. O duyan ve görendir; gözler O'nu görmez, fakat O gözleri görür. O latif ve habirdir (her şeyden haberdardır). Vahdaniyyeti ve azameti kendisine mahsus kılmıştır. Bütün varlıklara meşiyyeti, iradeyi, kudreti ve ilmi O vermiştir. Hiçbir işte O'na karşı çıkacak bir muhalif, O'na denk olacak bir eş, O'na muhalefet edecek bir zıd, O'na benzeyecek bir adaş ve O'na intibak edecek bir benzer yoktur. Olaylar O'nu halden hale çevirmez; haller O'na cari olmaz; vücudunda hadiseler baş göstermez; hiçbir methe­dici O'nun azametinin künhüne varmaz ve ceberutu hiçbir kalbe yerleşmez. Çünkü eşyada O'nun hiçbir benzeri yoktur. Akıl gücüyle düşünen bilginler de düşünceleriyle O'nun zatını idrak ede­mezler; hayır, sadece kalben tasdik ve gaybe imanla onu anlayabilirler. Çünkü O, yaratılanların hiçbir sıfatı ve niteliği ile vasıflandırılamaz. O tek ve ihtiyaçsızdır. O düşüncelerde tasavvur edilen her şeyden farklıdır. (Düşünceyle) ulaşılabilen şey Rabb olamaz. (Düşüncenin varabile-ceği şey ilah olmaz.) Hava ve havanın ötesinde bulunan bir şey de mâbud olamaz.

O her şeyde mevcuttur; ama onlarla sınırlanan ve onlarda gizle­nen bir varlık gibi değil. Bütün şeylerden de ayrıdır; ama onlardan gayıp (habersiz ve uzak) olanın ayrılığı gibi değil, çünkü zıddı veya eşi olan (bir şey) kadir sayılmaz. Kadimliği zamanla olmadığı gibi, önü de belli bir yöne doğru değildir. Gözlerden gizli olduğu gibi, akıllardan da gizlidir. Yeryüzündekilerden gizli olduğu gibi gök­tekilerden de gizlidir. Yakınlığı değerli kılması ve uzaklığı ise küçümsemesidir. Ne mekân O'nu sınırlar ne de zaman; eğer'le de şartlanmaz. Yüceliği, yükseğe çıkmakla olmadığı gibi, gelmesi de yer değiştirmekle değildir. Yoku var eder; varı da yok. Bu iki sıfat hiçbir zaman O'ndan başkasında bulunmaz. Düşünce yal­nız var­lığına varır, O'na iman edebilir; ama vasfından acizdir. Sıfatlar O'nunla sıfat kazanır, O sıfatlarla sıfat kazanmaz. Tarifler O'nunla tarif edilir, O tariflerle tarif edilmez. İşte O, öyle bir Allah'tır ki onun ismini taşıyan biri yoktur, münezzehtir; hiçbir şey O'nun gibi değildir; duyan ve görendir
Resim
Susmak, bazen cevabı yeterli kılar
En büyük gerçeğin sessizliği gibi
SUSMAK Bir mısrada halini arzetmek gibi..
N.K.Caferi
Mesajlar: 214
Kayıt: 24 Eyl 2010, 09:56
Konum: Gönlümüzde senin aşkından gayrısına yer yok. Toprağımız aşkınla yoğrulmuş, gayrısına yol yok .

Re: İmam Hüseyin Efendimden (a.s)

Mesaj gönderen N.K.Caferi »

Kerbela'ya doğru hareket ettiklerinde şöyle buyurdu­lar:Doğrusu bu dünya değişip tanınmaz olmuş ve bütün iyiliklerine sırt çevirmiş; kabın dibindeki azıcık kalıntı sudan ve havası ağır olan otlaktaki gibi alçak yaşantıdan başka bir şey kalmamıştır.

Hakka amel edilmediğini ve batıldan da kaçınılmadığını gör­müyor musunuz? Böyle bir durumda mü'minin ölümü arzulaması haktır. Ben ölümü saadet, zalimlerle yaşamayı ise alçaklık bili­yorum.

İnsanlar dünya kul­larıdır; din ise onların dillerine bir yalaktır; dinin sayesinde geçimlerini sağladıkları müddetçe onu koruyup gözetirler; (ama) zorluklarla imtihan edildiklerinde dindarlar azalır
Resim
Susmak, bazen cevabı yeterli kılar
En büyük gerçeğin sessizliği gibi
SUSMAK Bir mısrada halini arzetmek gibi..
N.K.Caferi
Mesajlar: 214
Kayıt: 24 Eyl 2010, 09:56
Konum: Gönlümüzde senin aşkından gayrısına yer yok. Toprağımız aşkınla yoğrulmuş, gayrısına yol yok .

Re: İmam Hüseyin Efendimden (a.s)

Mesaj gönderen N.K.Caferi »

AŞURE ZİYARETİ

Selam olsun sana ey Eba Abdillah! Selam olsun sana ey Resulullah'ın oğlu! Selam olsun sana ey Mu'minlerin Emiri ve vâsilerin efendisinin oğlu! Selam olsun sana ey dünya kadınlarının efendisi Fâtıma'nın oğlu! Selam olsun sana ey Allah'ın kanına (intikamına) talip olduğu ve kanına talip olduğunun oğlu! Ey, (mukaddes) kanın intikamı henüz alınmayan!


Selam olsun sana ve senin eşiğine yerleşen (sana feda olup, senin haremine yerleşen) ruhlara. Hepinizin üzerine benden Allah'ın edebi selamı olsun; ben yaşadığım ve gece ve gündüz devam ettiği müddetçe.


Ey Eba Abdillah senin yasın ve musibetin bize ve İslam ehline çok ağır ve büyük oldu. Senin musibetin göklerde bütün gök ehline de çok büyük ve ağır oldu. Allah lanet etsin, siz Ehl-i Beyt'e yapılan zulüm ve haksızlığın temelini atan topluluğa. Allah lanet etsin, sizi. (ilahi) makamınızdan uzaklaştıran ve Allah'ın size tayin ettiği mertebeleri elinizden alan topluluğa. Allah lanet etsin, sizi şehit eden topluluğa. Allah lanet etsin, sizinle savaşabilmek için (zalimlere) zemin hazırlayan topluluğa.


Ben Allah'a ve siz (Ehl-i Beyt'e) doğru, o (zalimlerden) ve onların izleyicilerinden, takipçilerinden ve dostlarından beriyim.


Ey Eba Abdillah, hiç şüphesiz ben kıyamet gününe kadar sizin ile barışık olanlarla barışığım, sizinle savaşanlarla savaş halindeyim.


Allah lanet etsin Ziyad soyuna ve Mervân soyuna. Allah lanet etsin Ümeyye oğullarının hepsine. Allah lanet etsin Mercâne oğluna (İbn-i Ziyâd'a). Allah lanet etsin Ömer b. Sa'd'a. Allah lanet etsin Şimr'e. Allah lanet etsin senin ile savaşmak için at eğerleyen, dizgin çeken ve nikap bağlayan topluluğa.


Anam, babam sana feda olsun; senin için musibetim çok büyüktür. Şu halde senin makamını yücelten ve beni seninle değerli kılan Allah'tan istiyorum ki, Muhammed'in (s.a.a) Ehl-i Beyt'inden olan muzaffer imam (Hz. Mehdi) ile birlikte senin intikamını almayı bana nasip buyursun! Allah'ım, beni dünya ve ahirette Hüseyin (ona selam olsun) ile şerefli kıl.


Ey Eba Abdillah, hiç şüphesiz ben, Allah'a, Resulü'ne, Emir-ül Mu'minin'e, Fâtıma'ya, Hasan'a ve sana, senin sevginle ve sizin (Ehl-i Beyt'in) düşmanlarından beri olmakla yakınlaşıyorum. Onlar ki bu haksızlığın temelini atıp binasını kurdular ve size ve takipçilerinize karşı zulüm ve haksızlıklarını devam ettirdiler.


Ben, Allah'a ve size doğru onlardan beriyim ve önce Allah'a sonra da size, sizi dostlarınızı sevmekle ve düşmanlarımızdan, size savaş açanlardan ve onların izleyicilerinden beri olmakla yakınlaşıyorum.


Ben, sizinle barışık olanla barışığım, sizinle savaşta olana karşı savaştayım. Size dost olana dostum; size düşman olanla düşmanım. Şu halde sizi ve dostlarınızı tanımakla beni şereflendiren ve düşmanlarınızdan beri olmayı bana nasip eden Allah'tan istiyorum ki beni dünya ve ahirette sizinle birlikte kılsın ve dünya ve âhirette sizin yanınızda bana sebat versin. Beni, sizin Allah katında sahip olduğunuz beğenilmiş makama ulaştırsın. Bana, hidayet imamı olan zuhur etmiş halde hakkı söyleyen (Hz. Mehdi) ile birlikte intikamınızı almayı nasip buyursun.


Allah'tan, sizin hakkınızı ve onun katında sahip olduğunuz ilahî mertebenizi vesile ederek istiyorum ki sizin musibetinizi çektiğim için, bana, musibet çeken bir kimseye verilen mükâfatın en iyisini nasip etsin. Ne de büyüktür bu musibet ve bu musibetin İslam'da ve bütün göklerde ve yerde meydana getirdiği sıkıntı ve acı!


Allah'ım, şu bulunduğum halde-yerde beni, senin salâvat, rahmet ve mağfiretine mazhar olanlardan eyle. Allah'ım, benim hayatımı Muhammed ve Âl-i Muhammed'in hayatı, ölümümü de Muhammed ve Âl-i Muhammed'in ölümü gibi kıl.


Allah'ım, bu öyle bir gündür ki onu, Ümeyye oğulları ve ciğer yiyen (Hind'in) oğlu mübarek saymışlardır. O öyle bir kimseydi ki kendisi de babası da, Senin ve Resulü'nün dilinde lanetlenmiştir. Peygamber'in (Allah'ın salât ve selamı Onun ve Ehl-i Beyt'inin üzerine olsun) bulunduğu her yerde ve durduğu her durakta onlara lanet okumuştur.


Allah'ım, Ebu Süfyan'a, Muaviye'ye ve Yezid b. Muâviye'ye lanet et. Senin lanetin ebediyyen onların üzerine olsun.


Bu, öyle bir gündür ki onda Ziyâd ve Mervan soyu, Hüseyin'i (Allah'ın salâvatı onun üzerine olsun) öldürdükleri için sevindiler. Şu halde, lanet ve acı azabını onların üzerine kat kat artır.


Allah'ım, ben, bu gün ve durduğum bu yerde ve bütün hayat günlerimde o (zalimlerden) beri olmakla ve onları lanetlemekle ve Peygamber'ini ve Ehl-i Beyt'ini (hepsinin üzerine selam olsun) sevmekle sana yakınlaşıyorum.


Sonra yüz defa şöyle söylersin:


Allah'ım, Muhammed ve Âl-i Muhammed'in hakkına ilk zulmeden kimseden, ona bu konuda en son tâbi olan kimseye kadar hepsine lanet et.


Allah'ım, Hüseyin'le savaşan ve onu öldürmek için birbirleriyle işbirliği yapan ve sözleşen topluluğa lanet et. Allah'ım, onların hepsini toplu olarak kendi lanetine mazhar eyle.


Sonra da yüz defa şöyle söylersin:


Selam olsun sana ey Eba Abdillah ve O (pak) ruhlara ki senin eşiğinde (hareminde) yer aldılar. (Sana canlarını kurban etme ve aynı mekânda defnedilme şerefine nail oldular.)


Allah'ın selamı benden, senin üzerine olsun ebediyen; yaşadığım ve gece ve gündüz devam ettiği müddetçe.


Allah, bunu, benim sizi son ziyaretim kılmasın. Selam olsun Hüseyin'e ve Ali b. Hüseyin'e, Hüseyin'in evlatlarına ve ashabına.


Sonra şöyle devam edersin:


Allah'ım, sen, (Resul ve Ehl-i Beyt'ine) ilk zulmedeni benim özel lanetime mazhar eyle. Bunun için de, önce birinci, sonra ikinci, sonra üçüncü ve sonra da dördüncüden başla. Sonra da... Yezid'e lanet eyle. Ziyad'ın ve Mercâne'nin oğlu Ubeydullah'a, Sa'd oğlu Ömer'e, Şimr'e, Ebu Süfyan'ın, Ziyâd'ın ve Mervân'ın soyuna kıyamet gününe kadar lanet et.


Sonra secdeye kapanıp şöyle dersin:


Allah'ım onların musibetine karşı bana, şükredenlerin hamdı gibi hamt etmeği nasip eyle. Bu büyük acı ve musibetimden dolayı Allah'a hamdolsun. Allah'ım, (huzuruna) varacağım gün Hüseyin'in şefaatini bana nasip eyle ve indinde Hüseyin ve canlarını Hüseyin'e (ona selam olsun) feda eden ashabıyla birlikte, benim doğruluk ayağıma sebat ver.
2 rekat namaz kılın .
Resim
Susmak, bazen cevabı yeterli kılar
En büyük gerçeğin sessizliği gibi
SUSMAK Bir mısrada halini arzetmek gibi..
Cevapla

“Ehli Beyt'ten Hadisler” sayfasına dön