İmam Aliden (a.s) Hutbetu-l Beyan

Alevikte 4 büyük hadis kitabı ve diğer hadis kaynaklarının paylaşıldığı forum.
Cevapla
Kullanıcı avatarı
MERDAN
Mesajlar: 956
Kayıt: 01 May 2007, 22:14

İmam Aliden (a.s) Hutbetu-l Beyan

Mesaj gönderen MERDAN »

İMAM ALİ (a.s) DEN HUTBETU-L BEYAN

Hakikat ehlince sahih nakledilen ve keşfi sarih ile tespit olmuştur ki, Ali aleyhisselam Kufe'de mimbere çıktı ve Hutbet-ül Beyan ismiyle bilinen şu hutbeyi beyan etti :

Gökleri ve yeri yaratan, yeryüzünü yayıp döşeyip semayı ona tavan yapan, dağları yüceltip arza direk yapan, pınarları var edip fışkırtan rüzgarları estiren, felaketleri emreden ve istediği zaman kaldıran, gökleri yıldızlarla süsleyen felekleri tedbir ve teşhir eden onları paylaştırıp menziller takdir eden, bulutları yaratıp yerden yere sevk eden, yıldızlara ışık veren cisimleri ölçüsü ile evsafiyle halkeden, dehri dürüp dertop edip bulandıran, hadiseleri getiren ve götüren rızıkları tekeffül eden ve tedbir eden ve ölüleri dirilten Allaha hamd ederim.

Nimetlerine ve nimetlerinin bolluğuna ve o nimetlerin devamlılığına hamd ederim Ortağı olmayan Allahın birliğine tanıklık ederim öyle bir tanıklık ki, tanıklık edeni selamete götürür ve azabtan emin kılar.

Ve yine tanıklık ederim ki Muhammed (s.a.a) O'nun resulü ve resullerin sonuncusu, keremlisi en faziletlisi ve kainatın efendisidir. Hak olan davetinin fatihi ve yayıcısıdır.

Allah (cc) o yüce zatı öyle bir ümmete gönderdi ki, onların şairleri putlara övgü yazarlardı, İşte o ümmete öyle nasihat etti ve hidayet kapılarını açtı ki, sancakları yükseldi ve mimberleri aydınlandı. Kuran mucizesi ile Şeytanı ve saltanatını perişan etti. Arabın en azgınlarının ve kafirlerinin burnunu yere sürttü. Onun davası ilk ziyaretçisi ile hak oldu. Onun temiz şeriatı ile şereflenen ebediyen şereflenir. Allahın salat ve selamı Resulüne ve onun mübarek ağacına (soyuna) olsun .

Ey insanlar olan oldu ve olacak olan olmaktadır. Önümüzde öyle bir zaman var ki, iş başına namertler geçecek, idareyi kadınlar ele alacak, arzu ve istekler artacak, reyler çoğalacak, müşküller büyüyecek, şikayetler artacak, davaların ve sorunların ardı ve arkası kesilmeyecek, yer depremlerle sarsılacak, farzlar yerine getirilmeyecek, emanet gizlenecek, hiyanet ortaya çıkacak,
iddialar çoğalacak, eşkıya galip gelecek, sefihler öne çıkacak salihler geride kalacak, Kuran sınırlanmaya ve saptırılmaya çalışılacak, Ay'ın menzilleri kızaracak, fetret zirveye çıkacak Hicret altılanınca çökük burunlular ortaya çıkacak, önüne geleni yakıp yıkacaklar silip süpürecekler. Keysana gelecekler, Horasanı tahrik edecekler, kaleleri yıkacaklar, kan dökerek Irakı fethedecekler. Âhh.. âhh...tekrar âhh.. âh.. onlara, o her bulduğunu yiyip bitiren geniş ağızlara...

İmam Ali (a.s) bundan sonra bir sağına ve bir soluna baktı ve derin bir nefes aldı. Hayır! hiç çare yok bunlar mutlaka olacak buyurdu ve bir müddet huşu ve sakinlik içinde kaldı..

Bu esnada Süveyd bin Nevfel el Hilali yanına gitti ve Ey Emir-ül Müminin sen bunlar olurken orada mıydın ? gözünle mi gördün ? nereden biliyorsun ? deyince Emir-ül Müminin ona döndü baktı ve gazapla şunları söyledi : Keşki anan seni doğurmamış olsaydı!! ey korkak!! ey habis!! ve ey yalancı!! Kahrolası ve yok olası!! seni dedi.. ve tekrar söze başladı :

ben sırların sırrıyım, ben nurların ağacıyım,
ben göklerin deliliyim, ben tesbih edenlerin enisiyim,
ben Cebrailin dostuyum, ben Mikailin arkadaşıyım,
ben meliklerin kumandanıyım, ben feleklerin semendeliyim,
ben safilerin kabıyım, ben elvahın muhafızıyım.
ben karanlığın kutbuyum, ben Beyt-i Mamurum
ben bulutların yağmuruyum, ben Gaypların nuruyum,
ben hüccetlerin feleğiyim, ben hüccetlerin hüccetiyim,
ben yaratılmışların doğru yola sevk edicisiyim,
ben hakikatların muhakkıkıyım, ben tevilin açıklayanıyım,
ben İncil'in müfessiriyim ben Â-li Abâ'nın beşincisiyim,
ben yol göstericilerin rehberiyim,
ben koruyucuların koruyucusuyum,
ben Araf'ın ricaliyim, ben İbrahimin sırrıyım,
ben Musanın yılanıyım (asasıyım) ben evliyaların velisiyim,
ben peygamberlerin varisiyim, ben Gafurun hicabıyım,
ben celilin en seçkiniyim, ben İncil'in ilyas'ıyım
BEN HAMD BAYRAĞININ TAŞIYICISIYIM.
ben Mahşerin imamıyım, ben Kevserin sakisiyim,
ben Cennetlerin taksim edicisiyim, ben ateşten uzaklaştıranım,
ben dinin arıbeyiyim, ben çekinenlerin imamıyım,
ben seçilmiş Muhammed' in (s.a.a) varisiyim,
ben yardımcıların yardımcısıyım,
ben kafirlerin yok edicisiyim, ben imamların babasıyım,
ben (hayber) kapıyı sökenim, ben Ahzabı dağıtanım,
ben kıymetli cevherim, ben ilim kentinin kapısıyım,
ben beyyinat'ın müfessiriyim ben müşküllerin halledicisiyim,
ben Nun vel kalemim, ben karanlıkların kandiliyim,
ben Hel Eta süresinde övülenim,
ben en nebe-il azim (büyük olan) Haberim.
ben Sırat-ıl Müstakim (doğru olan yol) im.
ben sedeflerin incisiyim, ben Kaf dağıyım,
ben harflerin sırrıyım, ben zamanı kısaltanım,
ben sarsılmayan dağım, ben ilmin zirvesiyim,
ben Gaypların anahtarıyım, ben kalplerin kandiliyim,
ben ruhların nuruyum, ben eşbahın nuruyum,
ben önüne geçilmeyen süvariyim, ben kınından sıyrılan kılıcım,
ben katledilen şehidim, ben Kur'anı toplayanım,
ben Beyanın binasıyım, ben Resülüllahın (s.a.a) kardeşiyim,
ben Betül Fatıma'nın kocasıyım, ben İslamın direğiyim,
ben putları kıranım, ben en iyi işiten kulak sahibiyim,
ben Cinnin katiliyim, ben müminlerin salihiyim
ben felaha erenlerin imamıyım,
ben kerem ve seha sahiplerinin imamıyım,
ben nübüvvet esrarının hazinesiyim,
ben öncekilerin haberlerini bilenim,
ben sonrakilerin haberlerini verenim,
ben kutupların kutbuyum, ben sevgililerin sevgilisiyim,
ben zamanın beşiğiyim, ben zamanın İsa'sıyım vallahi
vallahi ben Allahın arslanıyım
ben arapların seyyidiyim, ben hüzünleri giderenim,
ben hakkında Le feta illa Ali denilenim, Resülullahın (s.a.a) senin benim yanımdaki misalin, Musa' nın Harun'u gibidir dediği kimse benim, ben Allahın galip aslanıyım, ben Ebu Talibin oğlu Aliyim.

İmam Ali devamla şöyle buyurdu:

Rüzgarları yaratan ümmetleri tasarruf eden Allah'a hamd eder, İsm-i Azam ve Nur-u Akdem olan Muhammed ve âline salatu selam ederimdedi. Sonra şöyle buyurdu :

Bana göklerin yollarını sorunuz, ben onları yeryüzü yollarından daha iyi bilirim. Beni kaybetmeden önce sorunuz. Göğsüm ilahi ilimle denizler gibi coşup taştı, bana istediğinizi sorunuz.

İlimde derinleşenler, hakimler, evliyalar ve asfiya, yanına yaklaştılar.. bastığı yerleri öptüler.. ve İsm-i Azam bahşı için söze devam etmesini istediler..
İmam Ali (a.s) sözüne şöyle devam etti :

Sancak-ı Muhammed'inin ve Devlet-i Ahmed'inin kılıcı ile ve hali ile Mehdi kaim zuhur edecek, yeryüzünü yaşanacak hale getirecek, farzı ve sünneti diriltecek..
dedikten sonra şöyle devam etti :
Ey şanımdan mahcup ve halimden gafil olan!! Acaibat havatırımın asarıdır, garaib zamairimin esrarıdır, Zira ben hicabı yırttım, acaibatı izhar ettim. Kapıyı getirdim, doğruyu söyledim.

Gaypların hazinelerini açtım, kalplerin esrarını çözdüm, maarifin letaifini derledim. Söylediğim bu sözlerin kulpuna yapışanlara ne mutlu!Zuhurunu haber verdiğim o İmamın (Mehdi a.s) arkasında namaz kılanlara müjdeler olsun.. Çünkü o Kitabı Masturun manalarına vakıftır, Beyt-i Mamura ve Bahr-i Mescura girer çıkar.
dedikten sonra şu şiiri okudu :

İşte ben öncekilerin ilmine haiz oldum
Ve ben sonrakilerin ilmini gizledim
Bütün Gayp sırlarının kaşifiyim
Geçmiş ve gelecek hepsi bende
Ben her küçük ve büyüğün emiriyim

Sonra buyurdu ki : " ŞAYET İSTESEYDİM FATİHANIN TEFSİRİNDEN 70 DEVE YÜKÜ KİTAP YAZARDIM" .

Hutbetül Beyan Li Emiril Müminin Ali Bin Ebi Talib
el-Kunduzi el Hanefi Yenabi-ül Mevedde. Sayfa, 404- 405- 406 İstanbul bas. Yunus Ramazan Buğyet-üt Talib Tefsir-i Fatihat-ül Kitab. S, 39-57 (Geniş olarak) Mısır el Ezher bas.
Allahım bana adaletinle değil, merhametinle davran. İMAM ALİ (A.S)
ehli-beyt
Mesajlar: 1
Kayıt: 30 Kas 2010, 00:47

Re: İmam Aliden (a.s) Hutbetu-l Beyan

Mesaj gönderen ehli-beyt »

Paylaşım için teşekkürler ; bu hutbenin kaynak ve delili konusunda bilgi verebilir misiniz ?
3nokta
Mesajlar: 3381
Kayıt: 26 Ara 2006, 22:16
Konum: Meşhedi313

Re: İmam Aliden (a.s) Hutbetu-l Beyan

Mesaj gönderen 3nokta »

Allah razı olsun.
nokta koymuyoruz artık cümle sonlarına
noktayı koyacak olan sensin anlasana
. . .
Kullanıcı avatarı
f_altan
Mesajlar: 2376
Kayıt: 22 Oca 2007, 20:49

Re: İmam Aliden (a.s) Hutbetu-l Beyan

Mesaj gönderen f_altan »

Bismillahirrahmanirrahim

Musa Aydın:

Muhterem kardeşim, Biharü’l-Envar kendi yazarının da beyan ettiği gibi, hadis kaynaklarının nüshalarının tükenmek üzere olduğu bir zaman zarfında hadisleri yok olmaktan kurtarma, tahkik ve araştırması yapılmadan araş...tırmacıların bir arada başvurup değerlendirmelerine kolaylık sağlansın diye bir araya toplanan bir hadis mecmuasıdır. İçinde doğru ve muteber hadisler olduğu gibi yer yer zayıf ve itibarsız rivayetlere de rastlamak mümkündür. Bahsettiğiniz tabir “Hutbetu’l-Beyan” diye Hz. Ali’ye isnad edilen bir rivayettir. Bu rivayeti Biharül-Envar’da da nakleden Merhum Meclisi, kendisi onun hakkında şöyle açıklama yapmıştır: “Bu hutbenin mazmununa ancak gulat ehlinin kitaplarında rastlarsınız. Ravisi Beyan veya Benan isminde birisidir ki onun hakkında imamlarımızdan lanetleme nakledilmiştir. Mesela İmam Cafer-i Sadık’tan (a.s) şöyle nakledilmiştir: “Benan, yalancıdır. Allah ona lanet etsin. O Allah’ı küçümsemiş ve onun azametini küçük saymıştır.”



Bu hutbenin itibarsızlığı için birçok delil zikredilmiştir:



* Senedinin zayıflığı…

* Bu hutbede kullanılan dil ve tarz, Hz. Ali’den çeşitli hutbelerinde, özellikle Nehcü’Belağa’da nakledilen dille ve tarzla asla örtüşmemektedir.

* Hatta Allame Cafer Murtaza onun içinde bazı gramer hataları bile tespit etmiştir.

* Şia’nın en çok itibar ettiği dört büyük hadis kaynağının hiç birinde nakledilmemiştir.

* İçinde doğru veya tevil edilebilecek sözler de vardır elbette. Ama tevhide ters düşmeyecek şekilde tevil edilemeyecek ya da tevili gayet zor olan sözler de vardır. Bu yüzden bu hutbe bir bütün olarak kabul edilmemiş ve muhakkik alimlerimiz tarafından reddedilmiştir.

http://www.velayet.com/index.php/topic, ... quickreply
ALLAHUMME SALLİ ALA MUHAMMED VE ÂL-İ MUHAMMED VE ACCİL FERECEHUM VE FERECENA BİHİM
3nokta
Mesajlar: 3381
Kayıt: 26 Ara 2006, 22:16
Konum: Meşhedi313

Re: İmam Aliden (a.s) Hutbetu-l Beyan

Mesaj gönderen 3nokta »

Mucahit hocam, ben bu hadisin ince anlamlar içerdiğini aşırıcı, gulatçı bir şey olmadığını düşünüyorum. Yani orada mecazlar var. Yani üstünkörü bakarsak olmaz. Bu hutbeynin izahını yapan bir kitap okumuştum. Çevirmeni Sefer AKKUŞ'tu. Buradaki ifadeleri tek tek açıklamıştı. Bence onu da bir okumak lazım.
nokta koymuyoruz artık cümle sonlarına
noktayı koyacak olan sensin anlasana
. . .
Kullanıcı avatarı
f_altan
Mesajlar: 2376
Kayıt: 22 Oca 2007, 20:49

Re: İmam Aliden (a.s) Hutbetu-l Beyan

Mesaj gönderen f_altan »

3nokta can,
Bu hutbenin üç nüshası vardır, bunların arasında büyük bir fark vardır. Bunlardan hiçbirinin güvenilecek senedi yoktur. Birinin senet zincirinde kopukluk vardır, merfudur, yani ravilerinin hepsi zikredilmemiştir. İkincisinin senedi yoktur. Üçüncüsünün mukaddimesinde bu, tarikat alimlerinin ve hakikat şeyhlerinin yanında sabittir denilmiş ama senedi zikredilmemiştir. Seyyid Mustafa Âl-i Haydar el-Kazimi, bu hutbenin sahih bir senedinin olmadığını söylemektedir. Şeyh Tusi, Kuleyni ve Allame Meclisi gibi muhaddisler bu hutbeyi önemsememiş ve kitaplarına almamışlar.
Hutbetul beyanın senedinde aşırı derecede tekrar, fasih olmayan cümleler ve garip lafızlar vardır. Emir-i kelam ve fasih-i Arap olan Hz. Ali (a.s) gibi biri böyle yanlış ve gayr-i beliğ bir hutbe okumaktan uzaktır. Bazı cümleleri, i'rap, iştikak, terkip ve istinatta Arap lügatinin kaide ve gramerine bile muhaliftir.
Birinci hutbede Abdullah b. Mesut'tan naklediyor. Oysa İbn-i Mesut o zaman yaşamıyordu, Osman'ın hilafeti dönemide vefat etmişti.
İmam Ali (a.s), bu Hutbeyi Basra'da buyurmuştur deniyor, oysa diğer rivayete göre bu hutbeyi Kufe'de irad etmiştir!!
Yine İmam Ali (a.s), "bu hutbeyi Cemel savaşında buyurmuştur, Basra halkından o orduda kimse yoktu" demişler. Bu söz de tutarsızdır, buna kulak asılmaz. Zira Cemel savaşı İmamın hilafetinin ilk zamanlarında vuku bulmuştur. Oysa rivayetin nassına göre bu hutbe İmamın ömrünün sonlarında irad edilen son hutbesidir.
Yine söz konusu hutbede İbn-i Mesut dışında diğer şahıslardan da söz edilmektedir. Bu şahıslar hutbe okunduğu zaman ya vefat etmişlerdi veya daha doğmamışlardı.
Örneğin Malik Eşter'den bahsedilmektedir, oysa Malik Eşter Hz. Ali'nin şahadetinden iki yıl önce şehit edilmiştir, bu hutbe ise İmamın şahadetine yakın ve en son hutbesi olarak nakledimektedir.
Yine Hutbede Ömer b. Salih'in ismi geçer. Biz Rical ve biyografi kitablarına baktık, bir kaç isimle karşılaştık ama bunlardan hangisinin olduğu ve İmamın asrında yaşadığı belli değildir. Yine hutbede İbn-i Yaktin'in isminden de bahsedilmiştir. Oysa İbn-i Yaktin İmam Ali'nin (a.s) zamanında daha doğmamıştı. Abbasi halifelerinden Harun Reşid zamanında yaşamış ve onun veziri olmuştur.
Yine Eş'ab'it-Tama'dan söz edilmiş. Oysa bu adam İmam aleyhisselamın zamanında yaşamamıştır. Bu adam hicri 158'de vefat etmiştir, Hz. Ali (a.s) ise, hicri 40. yılda şehit edilmiştir! Yine hutbede önemli bir role sahip olan Ka'ka' ismindeki bir şahıstan bahsedilmektedir. Biz Rical ve biyografi kitaplarına baktık, bu isimde bir şahıs görmedik. Allame Askeri (r.a), Ka'ka b. Amr'ı, Ömer b. Seyfin yarattığı usture şahıslardan biridir diyor. Yine Havaric sadatından olan Süveyd b. Nufel'den bahsedilmiş, oysa rical, teracim ve tarih kitaplarında böyle bir isim geçmez.
Yine Süfyani'nin cürüm ve cinayetlerini zikrederken Allah Teala'nın Mehdi'nin zuhur edeceğine izin verdiğini ve Cebrail'in ise Yahudilerin kıblesi olan Beytul makdes kayası üzerinde dünya ehline sesleneceğini zikretmektedir. Cebrail (a.s) neden, yeryüzünün en kutsal yeri olan kabeye nazil olmuyor da yahudilerin kıblesi olan beytul makdes'e nazil oluyor ve oradan insanlara sesleniyor?!! Kab'ul-Ahbar gibi hadis uyduran şahısların Resulullah'ın dilinden o kayanın kutsiyet ve önemi için hadis uyduruyorlardı.
Yine söz konusu hutbede Hz. Mesih'in Deccalı öldüreceği geçer, oysa Ehlibeyt alimleri, İmam Mehdi'nin Deccal'ı öldüreceğini söylerler.
Sözökonusu hutbede bunlar gibi eleştirilecek çok sözler vardır. Allame Cafer Murtaza Amili, bu hutbeleri incelemiş ve bunların İmam Ali'den olmadığına kanaat getirmiştir. Arapçası olanlar için link veriyorum oradan araştırır incelerler inşaAllah.

http://www.alhadi.org/Data/books/Html/k ... lmizan.htm

Arapçası olduğunu sandığım bir arkadaşa özelden bu linki verdim, Allame Caferi'nin açıklamalarını tercüme etmesini rica ettim ama arkadaş selamıma bile cevap yazmadı:(
Ben müsait olmadığım için şimdilik tercümesini yapamadım. Arapçası olan bir arkadaş tercüme ederse memnun oluruz.
Vahhabi gibi Ehlibeyt düşmanları, işte bu sözleri gördükleri için Ehlibeyt ekolü ve alimerine saldırmakta ve onları tekfir etmektedirler. Bunun gibi hutbeleri sitelerde yayınlamak zarardan başka bir şey değildir. Üstelik doğru olduğu da kesin değildir. Evet, bazı sözleri tevil edilebilir ama bunca çelişkili ve tutarsız sözleri nakletmeye ne gerek vardır. Hz. Ali'yi tanımak isteyen Nehc'ul-Belağa'daki hutbe ve mektuplarından tanıyabilir, bu sözler Hz. Ali'yi yücelteceğine düşürüyor bile..
ALLAHUMME SALLİ ALA MUHAMMED VE ÂL-İ MUHAMMED VE ACCİL FERECEHUM VE FERECENA BİHİM
Cevapla

“Ehli Beyt'ten Hadisler” sayfasına dön