ŞAPKA ZULMÜ....

beyazgül12
Mesajlar: 1390
Kayıt: 26 Haz 2014, 15:36

Re: ŞAPKA ZULMÜ....

Mesaj gönderen beyazgül12 »

Şapka Zulmü -8

22 Kasım da Kayseri de halkı ayaklandırmak isteyen Mekke li Ahmet Hamdi ve dört sarıklı arkadaşının yönlendirmesiyle yapılan yürüyüşten sonra 300 sarıklı tutuklandı.Şapka Kanunu "çıkmadan bir gün önce "Şeyh Ahmet Efendi ve arkadaşları 25 Kasım da İstiklal Mahkemesi nin şehre gelmesiyle yargılanmaya başlanmıştır.
Mahkeme ,Mekke li Hacı Ahmet ,Eytam Müdürü iken şapka giymek istemediği için istifa ettiği iddia edilen Hacı Abdullah ve 3 arkadaşının muhakemesine Ankara da devam edilmesine karar verdi.Muhakeme sonucunda Şeyh Efendi ve dört arkadaşının idam edilmesine karar verildi.
(KANUNDAN "ÖNCE" TUTUKLANIYORLAR VE İDAM EDİLİYORLAR .KANUN ÇIKMAZDAN EVVEL GERİYE DÖNÜK EYLEMLER SUÇ SAYILAMAZ,BU BİR HUKUK KAİDESİDİR ...AMA İDAM EDİLİYORLAR.)
"Şapka ihtisası hakkında kanunun TBMM den çıktığı gün Erzurum da halkın bir kısmı çarşıyı kapatıp ,şapka giyilmesine ,tekkelerin kapatılmasına karşı valinin evi önünde ; "Biz gavur memur istemeyiz "diye bağırarak yaptıkları gösteri ile Erzurum da ilk olaylar patlak verdi.Göstericiler silah zoruyla dağıtıldı.İlk iş olarak da gösteriye ön ayak oldukları anlaşılan 27 kişi tutuklandı.Bu olay üzerine M.Kemal ve adamlarının borozanlığını yapan Cumhuriyet Gazetesi şunları yazdı:
"Erzurum da bir iki softa ,bir kaç serseri inkılabımızın ifadesi olan Türkiyat -ı İçtimaiyemize karşı nümayişe (gösteri )sevk etmiş.Devlet görevlilerini (valileri ) gavur kabul etmişlerdir.Bu inkılaplar vücut bulacak değildir,vücut bulmuştur.Erzurum da nümayişin yapıldığı gün TBMM den şapkanın mecburiyeti hakkındaki kanunun çıkmış olması kadar kudret -i inkılap ifade eyleyecek bir hadise olamaz.Önümüzdeki hadise bir irtica hadisesidir."
Mustafa Kemal in dönemi okullarda anlatıldığı gibi güllük gülüstanlık değil miş meğer ...bir şapka uğruna ne ocaklar sönmüş.
KAYNAKLAR:
[1] Cumhuriyet gazetesi, 13 Aralık 1925, sayfa 2.
Ayrıca bakınız: Ergun Aybars Istiklal Mahkemeleri. Ikinci baskı, Istanbul Milliyet Yayınları, Eylül 1998, sayfa 343.
– Mahmut Goloğlu, Devrimler ve Tepkiler 1924–1930. Ankara: 1972., sayfa 157.
– Cihan Aktaş, Tanzimattan Günümüze Kılık Kıyafet ve Iktidar 1, Ikinci baskı, Ankara Nehir Yayınları, 1991, sayfa 145.
[2] Başbakanlık Cumhuriyet Arşivi (BCA), Fon kodu: 030.18.01.01, Yer no: 16.71.4. **Bakınız: Fotoğraf**
Ayrıca bakınız: Ergün Aybars, Istiklal Mahkemeleri 1923–1927, Ankara 1982, sayfa 304–305.
[3] Türk Ili gazetesi, 26 Kasım 1925, sayfa 1.
– Hakimiyeti Milliye gazetesi, 30 Kasım 1925.
Ayrıca bakınız: Mete Tunçay, Türkiye Cumhuriyetinde Tek Parti Yönetiminin Kurulması 1923-1931, Ankara Yurt Yayınları, 1981, sayfa 152.
– Mahmut Goloğlu, Devrimler ve Tepkiler 1924–1930, Ankara 1972, sayfa 156.
– Ergun Aybars, Istiklal Mahkemeleri, 2. baskı, Istanbul Milliyet Yayınları, 1998, sayfa 343.
[4] Cumhuriyet gazetesi, 27 Kasım 1925.

ALINTIDIR /Devam edecek
beyazgül12
Mesajlar: 1390
Kayıt: 26 Haz 2014, 15:36

Re: ŞAPKA ZULMÜ....

Mesaj gönderen beyazgül12 »

Şapka Zulmü -9


Zulüm devam ediyor,askerin bile mektubu açılıp okunuyor ve "düşüncesi "dahi İstiklal mahkemesine sevkine neden oluyor.Ey zalimler !nerde Demokrasi ??,nerde insan hakları ?? Nerde düşünce özgürlüğü??

Dokuzuncu kolordu muharebe bölüğünden Mehmet FAHRİ 'nin akrabalarından birine yazdığı mektupta şapka kanunu ile ilgili olarak hükümet ve rejim aleyhinde olduğu tespit edilmiş ve Müdafai Milliye Vekaleti nin ilgi yazısı üzerine ve Takriri Sükun Kanunu na dayanılarak Bakanlar Kurulunca İstiklal Mahkemesine sevkine karar verilmiştir.

26 Kasım da Maraş ta Üsküplü İbrahim Hoca camii Kebir etrafında topladığı bazı kimselerle "şapka istemeyiz " diye bağırarak hükümet aleyhinde bir gösteri düzenledi.Bu olay gazetelerde "yeni bir irtica olayı" olarak duyuruldu.Olaylar sırasında Maraş ta Camii Kebir in tam karşısındaki Halk Fırkası( CHP) binasında misafir olarak bulunan "Cumhuriyet "gazetesi muhabirinin anlatımına göre ;

"Cuma namazından sonra ,"Müslümanlar ne duruyorsunuz ,Müslümanlık gidiyor ,Allah Allah Lailaheillallah "sözleriyle bir hareketlilik başlatıldı.
Bunlar kısmen mahalli mahkemelere sevk edilirken ,bir kısmı da Ankara İStiklal Mahkemesine gönderildi.
Rize ayaklanmasını soruşturmak üzere ,bu şehre gelen İstiklal Mahkemesi ,11 Aralık ta çalışmalarına başladı.12-13 Aralık ta yapılan 143 kişinin yargılanması sonucunda 8 i idama ,14 ü on beşer,22 si onar ,19 u beşer sene hapse mahkum edildi.
Giresun da ise diğer şehirlerdekine benzer olaylar oldu.
İskilip li Atıf Hoca da "Frek Mukallitliği ve Şapka "adlı risalesinin ayaklanmalarda rolü olduğu gerekçesiyle yargılandı.
KAYNAKLAR:
[1] Başbakanlık Cumhuriyet Arşivi (BCA), Fon kodu: 030.18.01.01, Yer no: 017.89.5.
Belge için Fotoğrafa bakınız.
[2] Cumhuriyet Gazetesi, 6 Aralık 1925, sayfa 1.
[3] Cumhuriyet Gazetesi, 14 Aralık 1925, sayfa 2.
Ayrıca bakınız: Mahmut Goloğlu, Devrimler ve Tepkiler, 1924–1930, Ankara, 1972, sayfa 157.
– Mete Tunçay, Türkiye Cumhuriyetinde Tek Parti Yönetiminin Kurulması 1923-1931, Ankara Yurt Yayınları, 1981, sayfa 153.
[4] Ergun Aybars, Istiklal Mahkemeleri, ikinci baskı, Istanbul Milliyet Yayınları, Eylül 1998, sayfa 346.
[5] Ergun Aybars, Istiklal Mahkemeleri, ikinci baskı, Istanbul Milliyet Yayınları, Eylül 1998, sayfa 347.
Ayrıca bakınız: Ahmet Nedim, Ankara Istiklal Mahkemesi Zabıtları 1926, birinci basım, Istanbul Işaret Yayınları, 1993, sayfa 150.
[6] Hakikat Gazetesi, 14 Aralık 1925.
[7] Hakimiyeti Milliye Gazetesi, 15 Aralık 1925.
Ayrıca bakınız: Ahmet Nedim, Ankara Istiklal Mahkemesi Zabıtları 1926, birinci basım, Istanbul Işaret Yayınları, 1993, sayfa 149.
beyazgül12
Mesajlar: 1390
Kayıt: 26 Haz 2014, 15:36

Re: ŞAPKA ZULMÜ....

Mesaj gönderen beyazgül12 »

Şapka Zulmü -10

Rize den Giresun a gelen mahkeme heyeti ,16 Aralık ta tiyatro binasında duruşmalara başlayarak ,şapka aleyhinde bulunan 60 tutukluyu yargıladı.Yargılamanın sonucuna göre Şeyh Muharrem le,Abdullah Hoca idama,Şeyh Hüseyin ile Dadak Ali ve Tekir Ali 15 er sene hapse,Hoca Hüseyin 10; Dadak Mustafa ,Küçük Hüseyin ,Gedik Murat ,Rasim ve Osman beşer yıl hapse mahkum edildiler.
Bunların hepsi şapka takmak istemediklerinden ve bunu da açıkça dile getirdiklerinden dolayı idam ediliyor ve yıllarca hapse mahkum oluyorlar. Batsın böyle Cumhuriyet ,batsın böyle Demokrasi ,batsın böyle hürriyet ,batsın böyle insan hakları ,batsın böyle düşünce özgürlüğü ,nihayet batıyor zaten.
İstiklal Mahkemesi İstanbul da da 28 kişinin tutuklanmasının ardından 21 Aralık akşamı bir takım tutukluları da yanlarına alarak Girasun dan İstanbul a hareket etti. Bu tutuklanmaların gerekçesinde İskilip li Atıf Hoca nın kitapçığını çoğaltmak ve dağıtmak ta vardı.Bir risaleden dolayı tutuklama ,işte demokrasi bu olsa gerek .İstanbul da tutuklananlar arasında mısır gazeteleri muhabiri ,bazı Türkçe gazetelerinin İngilizce mütercimi ve Milli Şairimiz Mehmet Akif Ersoy un damadı Ömer Rıza Mahfel mecmuası sahibi Tahir ül Mevlevi Evkaf Müsteşar Şevki ve Nuri beyler de vardı.
Ankara ya gelen İstiklal Mahkemesi ,31 Aralıktan itibaren görevine başladı.
Kararını veren mahkeme ,Molla İbrahim ,Muhtar ve Bayraktar Hamdi ,müezzin Hafız Mehmet ,Maşallah İnşaallah Ali ve Pezmezci Hüseyin in idamlarına karar verdi.Bununla birlikte İsmail oğlu Mahmut ve Müezzin Battal Mehmet in de içlerinde bulunduğu 11 kişi 15 er sene hapse mahkum edildi.Eski Maraş Mebusu Hasip Beyi 10 sene ve diğer bir sanığı 3 sene hapse mahkum etti.
beyazgül12
Mesajlar: 1390
Kayıt: 26 Haz 2014, 15:36

Re: ŞAPKA ZULMÜ....

Mesaj gönderen beyazgül12 »

Bu toplu hareketlerin dışında ,münferit tepkiler de olmuştur.Örneğin Alaşehir de ikamet eden Kazım fesini çıkarması için yapılan uyarıyı dikkate almayıp kimlik tespiti için kendisini karakola götürmek jandarma yüzbaşısı takım subayı yazıcı nefer ile tartışmış ,tartışma sırasında jandarma yüzbaşısını ,takım subayını ve yazıcı neferi sustalı çakı ile bıçakladığı gerekçesiyle
Dahiliye Vekaletinin isteği üzerine 4 Kasım 1925 tarihinde İstiklal Mahkemesine sevkine karar verilmiştir.Halk artık canından bezmiştir.
KAYNAKLAr[1] Ahmet Nedim, Ankara Istiklal Mahkemesi Zabıtları 1926, birinci basım, Istanbul Işaret Yayınları, 1993, sayfa 350-35Ayrıca bakınız: Hakimiyet-i Milliye Gazetesi, 20 Aralık 1925.– Mete Tunçay, Türkiye Cumhuriyetinde Tek Parti Yönetiminin Kurulması 1923-1931, Ankara Yurt Yayınları, 1981, sayfa 155.– Ergun Aybars, Istiklal Mahkemeleri, ikinci baskı, Istanbul Milliyet Yayınları, Eylül 1998, sayfa 347.[2] Cumhuriyet Gazetesi, 12 Aralık 1925, sayfa 1. Ve Hakikat Gazetesi, 14 Aralık 1925.[3] Cumhuriyet Gazetesi, 25 Aralık 1925.Ayrıca bakınız: Ahmet Nedim, Ankara Istiklal Mahkemesi Zabıtları 1926, birinci basım, Istanbul Işaret Yayınları, 1993, sayfa 350, 351.– Mete Tunçay, Türkiye Cumhuriyetinde Tek Parti Yönetiminin Kurulması 1923-1931, Ankara Yurt Yayınları, 1981, sayfa 155.– Ergun Aybars, Istiklal Mahkemeleri, ikinci baskı, Istanbul Milliyet Yayınları, Eylül 1998, sayfa 347, 348.[4] Ergun Aybars, Istiklal Mahkemeleri, ikinci baskı, Istanbul Milliyet Yayınları, Eylül 1998, sayfa 350;Ayrıca bakınız: Ahmet Nedim, Ankara Istiklal Mahkemesi Zabıtları 1926, birinci basım, Istanbul Işaret Yayınları, 1993, sayfa 352.– Mete Tunçay, Türkiye Cumhuriyetinde Tek Parti Yönetiminin Kurulması 1923-1931, Ankara Yurt Yayınları, 1981, sayfa 157.[5] Başbakanlık Cumhuriyet Arşivi (BCA), Fon kodu: 030.18.01.01, Yer no: 016.69.1. Belge için Fotoğrafa bakınız

NOT:Yazılar Alıntıdır.
beyazgül12
Mesajlar: 1390
Kayıt: 26 Haz 2014, 15:36

Re: ŞAPKA ZULMÜ....

Mesaj gönderen beyazgül12 »

Şapka Zulmü -11

3 Şubat 1926 da yapılan son duruşmada İskilipli Atıf Hoca ve Ali Rıza nın idamlarına karar verildi.Diğer sanıklardan olan Süleyman ise Fatih de Sofular ve Tabyanlılar şeyhiydi.
İskilipli Atıf Hoca davasında şahitlerin "bilahare "yani "sonradan"dinlenmesine karar verildi.Yani hocanın idamından "sonra "şahitlerin dinlenmesine karar veriliyor.
Böyle hukuk ucubesi ,böyle saçmalık nerde görülmüş?sadece M.Kemal in rejiminde görebilirsiniz.

Hasankale Telgraf Müdürü Halit,Uşaklı Köseoğlu Ahmet,Salih ,Yusuf Kenan Onar ,Saatçi Süleyman ,Kamil Paşaoğlu ,Muhlis 15 er sene küreğe ;Muharip Ali ,Hoca Osman ,Hacı Bey ,Hoca Mehmet ,Kara Sabri ,Emekli Yüzbaşı İsmail yedişer sene ve Fatih türbedarı Hasan beşer sene hapse mahkum oldular.Hoca Tahir ,Hacı Fettah ın üç sene Adana da ,Hasan Fehmi nin üç sene Isparta da ;Sami Muhsin ,Sabuncuzade Mustafa ve Züftü nün 3 sene İstanbul da sürgün bulunmalarına karar verildi.Diğer sanıklar berat ettiler. İdam hükümleri ertesi sabah meclis binasının önünde yerine getirildi.

KAYNAKLAR:
[1] Mete Tunçay, Türkiye Cumhuriyetinde Tek Parti Yönetiminin Kurulması 1923-1931, Ankara Yurt Yayınları, 1981, sayfa 158.
Ayrıca bakınız: Ergun Aybars, Istiklal Mahkemeleri, ikinci baskı, Istanbul Milliyet Yayınları, Eylül 1998, sayfa 351;
– Cumhuriyet gazetesi, 12 Mayıs 1926, sayfa 2.
[2] Ahmet Nedim, Ankara Istiklal Mahkemesi Zabıtları 1926, birinci basım, Istanbul Işaret Yayınları, 1993, sayfa 356.
Ayrıca bakınız: Ergun Aybars, Istiklal Mahkemeleri, ikinci baskı, Istanbul Milliyet Yayınları, Eylül 1998, sayfa
beyazgül12
Mesajlar: 1390
Kayıt: 26 Haz 2014, 15:36

Re: ŞAPKA ZULMÜ....

Mesaj gönderen beyazgül12 »

Şapka Zulmü -12

( Kemalist Recimin bir rezilliği daha )

Halka zorla şapka giydirmekle kalmadılar,şapkayı nasıl kullanacaklarını ,selam vereceklerini ve hatta şapkayı evde nerelerde muhafaza edeceklerini bile "genelge " ile bildirdiler. Böyle zulüm ve komik bir şey olabilir mi ?

Mustafa Kemal ve arkadaşları şapkayı "zorla " günlük hayata dahil ettikleri için şapkanın kullanma kılavuzunun da belirlenmesine hükmetmişler.

Bunun için 5 Ağustos 1925 tarihinde yayınlanan bir "genelge" ile bütün devlet memurlarının şapkayı nasıl kullanacakları belli kurallara bağlandı.Memurların çalışma alanlarında ve bir üst makamda bulunan görevlinin yanına girerken başlarının açık olacıağı belirtildi.Başı açık iken yapılan resmi selamlaşma bir üst makamda bulunan kimseleri baş ile beraber vücudun üst kısmını hafifçe öne eğmek şeklinde olacak.Baş açıkken elle resmi selamlaşma yapılmayacak.Salonda ve daire içinde yapılacak törenlerde baş açık şekilde bulunulacak.Hizmetliler dahi daire içinde başı açık hizmet edecekler.
Şapka giyen birisi dışarıda karşılaştığı insanları ,şapkasını sağ eli ile başından alarak selamlayacak. Alelade şapkayı biraz kaldırmak ,elini şapkanın kenarına dokundurmak yeterlidir.Fakat bu uygulama samimi arkadaşlar arasında yapılabilir. Şapkanın baştan alınarak kol ve göğüs hizasına ve selamlanan zatın derecesine göre vücudun öne eğilmesiyle yapılan selam usulü resmi selamlama şeklidir.Sokakta karşılaşılan kişiyle ayakta konuşulduğu taktirde ,eğer bu kişi yaşça büyük veya saygın bir kişi ise şapka elde tutularak baş açık olarak konuşulacak.

Sohbet uzadığı vakit ,muhatap olunan kişi "başınızı örtünüz" dediği zaman şapka başa konacak.El sıkışmak suretiyle ayrılırken hürmet icabı yine şapka çıkarılmalıdır.Tanıdık birinin yanında eşi ,kızı ,kız kardeşi ,annesi gibi kadınlar bulunursa hanımefediler resmi selam şekliyle selamlanacaktır.

Kahve ,Gazino,tiyatro,lokanta ,sinema ,yazıhane,ev ,oda gibi kapalı mekanlarda baş açık olmalı ,resmi bir makama girilirken baş açılarak şapka ele alınmalı ,şapka resmi dairelerde kendileri için ayrılan yerlere ,evlerde portmantolara asılmalıdır.Dairede işleri olanların odalara şapkalarını girerken ellerine almaları gerekiyor.Boş masaya ya da sandalyenin üstüne şapka koymak doğru değildir.

Eskiden kalma selamlaşma usülü olan başı hafif öne eğmenin yerini şapkayı çıkararak selamlama aldığı için halkın pratiğe dökmesinde acemilikler yaşandı ve selamlaşmalarda komik görüntüler oluştu.
İnanılmaz ama gerçek...

KAYNAKLAR:
[1] Başbakanlık Cumhuriyet Arşivi, Diyanet Işleri Başkanlığı Katoloğu, 051.V42.12.98.34, 9 Ağustos 1925.
[2] Cumhuriyet gazetesi, 8 Eylül 1925, sayfa 1.
[3] Açıksöz gazetesi, 8 Eylül 1925, sayfa 1.

NOT:Yazı Alıntıdır...
beyazgül12
Mesajlar: 1390
Kayıt: 26 Haz 2014, 15:36

Re: ŞAPKA ZULMÜ....

Mesaj gönderen beyazgül12 »

Şapka Zulmü -13

(75 lik dede şapka kanununa muhalefetten gözaltına alındı.)
Batman adliyesine duruşmayı izlemek için gelen 75 yaşındaki Salih BORAL başındaki yerel sarık sebebiyle başsavcının talimatıyla "şapka kanununa "muhalefetten gözaltına alındı.

İşlemler için yaklaşık 5 saat karakol,sağlık ocağı ve adliye arasında gidip gelen 75 lik dede çıkarıldığı mahkemece serbest bırakıldı.Gözaltı kararını veren Başsavcı Harun YILMAZ sarık takmanın suç olduğunu ileri sürerek ,Boral ı adliyede sarıkla dolaştığı için gözaltına aldığını kaydetti.Hukukçular ise şapka kanununun devlet memurları için geçerli olduğunu ve asıl şapka takmayan başsavcının suç işlediğini açıkladı.

Batman da 3 mayıs 2004 günü toptanclıar sitesinde 3 kişinin ölümü 22 kişinin de yaralanmasıyla sonuçlanan patlamada dükkanı zarar gören Salih BORAL site esnafınca TÜPRAŞ hakkında açılan davanın duruşmasını izlemek üzere Batman adliyesine gitti.Duruşma bitiminde adliyeden ayrılmak üzere iken BOral neye uğradığını anlayamadan polis tarafından gözaltına alındı.Başsavcı Harun YILMAZ ın talimatı üzerine yakalanan ve hakkında şapka kanununa muhalefetten hazırlık soruşturması başlatılan BORAL IN sarığına mahkemece el konuldu.Bir buçuk metre uzunluğundaki sarık suç delili olarak zabıtlara geçti.Hakkında hazırlık dosyası oluşturulan BORAL ile ilgili dava açılıp açılmayacağına nöbetçi savcılık karar verecek.
Duruşma salonunda ve adliye koridorlarında sarığının cebinde olduğunu söyleyen BORAL olayın kendisini çok üzdüğünü söyledi.Adliye polisinin uyarısı üzerine sarığını cebine koyduğunu ve duruşma sonuna kadar çıkartmadığını dile getiren Boral başına gelenleri "İçeri girerken bir polis beni uyardı.Polisin uyarısı üzerine sarığımı cebime koydum.Duruşma bitiminde bahçeye çıktık. Basın mensupları diğer arkadaşlara birşeyler soruyordu.Fotoğraf çektik. daha sonra bahçede sarığımı taktım.Adliyeden çıkmaya hazırlanırken ,bir polis geldi,"Amca bizimle geleceksin "dedi,cümleleriyle anlattı.

"Polislerin beni suçlu gibi getirmesine çok şaşırdım ve üzüldüm.Yaşadığım heyacan nedeniyle tansiyonum 18 e kadar çıktı. Herkes üzüldü.Beni götüren polislerden biri bile "amca benimde babam böyle sarık takıyor ,üzülüyoruz ama ne yapalım elimizde birşey yok "dediler .Bu nasıl bir uygulama anlayamadık."

KAYNAK: Zaman gazetesi, “75’lik dede, Şapka Kanunu’na muhalefetten gözaltına alındı”, 8 Mart 2005

NOT : Yazı alıntıdır ...
beyazgül12
Mesajlar: 1390
Kayıt: 26 Haz 2014, 15:36

Re: ŞAPKA ZULMÜ....

Mesaj gönderen beyazgül12 »

Şapka Zulmü -14 ve Son ,

Şapka idamlarında bir kadın : Şalcı Bacı

Şapka kanununa muhalefet ettiği gerekçesiyle idama mahkum olanlar arasında bir kadından da söz edilir.Bu bohçacılık yaparak hayatını kazanan ve şalcı bacı diye tanınan bir kadındır.Gazeteci Nimet ARZIK bu olayı duyduğunda bir hikaye yazdığını ve adını "Şalcı bacı asılmaya gidiyordu" koyduğunu anlatır.Nimet ARZIK Şalcı Bacı nın şapka kanununa muhalefet suçundan asılacağı kararına şaşırdığını ,jandarmaların onu iterek götürürlerken "Kadın şapka giye ki asıla ?" diye sorarak geçtiği yollardaki "donuklaşmış " insanların içlerini kabarttığını da ifade eder.

Şalcı Bacı nın " kadın şapka giye ki asıla ?"şeklindeki safça şaşkınlığı yansıtan sorusunu Nimet Arzık şöyle cevaplandırır :

Giyer ,giymez, ama "icaplar " vardı .Görev icapları ,ödev icapları ,ibret icapları ,gösteri icapları .Şalcı Bacı yı iki metre boyuyla "isli "yüzüyle ,yılan yılan incelmiş örgüleriyle,siyah pususuyla ve bütün sabır felsefesiyle darağacına vardırıyordu bu icaplar.Bildik evler arkasında kalıyordu,hükümet meydanına dek.Erkek adımlarla ,bilmedik bir dünyaya doğru yürüyordu.Donuklaşmış halkın arasından ,koşuşanlar vardı ağlayarak ,onu o bilmedik dünyanın eşiğine kadar uğurlayan.

"Şapka kanununa muhalefet" suçundan Şalcı Bacı yı idama gönderenlerden biri ,gazeteci yazar Çetin ALTAN ın dedesi kumandan Tatar Hasan Paşa ydı.Altan bir kitabında bu olayın kendisini nasıl etkilediğini şöyle anlatmıştı.

"Dedem Hasan Paşa çok sert bir askerdi.İsmet Paşa topçu okulunda öğrenci iken ,Hasan Paşa okul müdürüydü.Sonrası ünlü komutanlar olan o dönemin öğrencileri ,anlatıp dururlar ,Hasan Paşa nın sertliğini .Bir şapka isyanını bastırmakla görevlendirildiği bir kentte hızını alamayıp bir de kadın asmıştı.Sanırsam siyasal suçtan ilk asılan kadın odur ,tarihimizde. Kadın sehbaya çıkmadan önce " ben bir hatun kişiyim ,şapka ile ne derdim ola ki "demiş galiba. Ben o tarihte henüz doğmamıştım. Çok ama çok sonradan öğrendim bunları .Ve inanın ince sızı gibi tatsız bir burukluk kaldı içimde.

Erzurum da halk içinde şapka kanununa gösterilen muhalefet üzerine Vali Paşa ile kumandan Tatar Hasan Paşa kafa kafaya vererek bu muhalefeti kırmak için "daha kestirmeden "bir çözüm arayışına düşmüşlerdi.İşte Şalcı bacı yı idama götüren gelişmeler böyle başlamıştı.Nimet Arzık ın anlattığına göre Vali ve Kumandan paşa şöyle demişlerdi:

"Ne yapalım muhayyeyelere dehşet salmak için kimse hükümetin emrinden dışarı çıkmasın diye.Napalım ? bir kadın asalım ,inkılaplara karşı geldi diye ."

Sonrası da şöyle :İnkılaba karşı, gösterişli boyundan ötürü Şalcı Bacı yı bulmuşlardı.Bohcacıydı yazık.Evden eve gezer ,çarşaflar ,yatak örtüleri ,pusular satardı,dolaştıkça yassılaşan bohçasına sarılı.

Ve evlerinde rahat oturan kadınların şikayetlerini dinlerdi."izli "yüzünün huzuru bozulmadan bazen bir kitaplık laf ederdi,yerini bulan. Şalcı Bacı nın ne şapkadan ,ne de inkılaptan haberi vardı.Ama "ihbar "diye bir müessese ardır ,hala acı acı işler ,Türkiye de .İşte o müessese işlemişti.

Böylece Şalcı bacı nın yüzü inanamazlık ve şaşkınlıkla karışmıştı.İki de bir de duraklarken "kadın şapka giye ki asıla ?"diye sorarak direnmişti.Arzık hikayesinde diyor ki ;

Ve asıldı,sarkmış vücudu ne kadar ,ne kadar uzandı,Türkiye nin her tarafına gölgeler salacak kadar uzun.

İşte Tatar Hasan Paşa ların ,Vali Paşa ların işine öyle geliyor diye,kendi halinde zavallı bir bohcacı kadın ,şapka giymesi mümkün olmayan savunmasız Şalcı Bacı bir çırpıda Şapka Kanunu na muhalefetten idam edilenler kervanına katılmıştı.


KAYNAK: Cihan Aktaş, Tanzimat’tan 12 Mart’a Kılık-Kıyafet ve İktidar.

Not : Yazı alıntıdır...
gambia
Mesajlar: 2
Kayıt: 08 Mar 2016, 01:37

Re: ŞAPKA ZULMÜ....

Mesaj gönderen gambia »

Şapka zulmü diyorsun,,,madem o kadar cesursun,akıllısın,,,,müslüman olmaları için,yapılan o kadar savaştan,,kardeşi kardeşe düşman yapan savaşlardan,,dökülen onca kandan,,ve o günden buğune kadar devam etmekte olan ,müslüman yapmak için öldürülen milyonca insandan neden bahsetmiyorsun,,,
beyazgül12
Mesajlar: 1390
Kayıt: 26 Haz 2014, 15:36

Re: ŞAPKA ZULMÜ....

Mesaj gönderen beyazgül12 »

Yorum yazdığınız için teşekür ,ancak !

Paylaştığım bu yazı ve konu başlığı da dahil olmak üzere ,bir internet sitesinden alınmış olup ,yazıların altında belirtiğim gibi ,daha fazlası da olmakla birlikte ben bu kadarını paylaştım ve bir cümlesi bile benim cümlem değildir.Eğer benim bu konudaki ve insanlara geçmişte ve bu günümüzde haksız yere yapılan zulümler hakkındaki düşüncemi merak ettiyseniz diyorum ki ; İlk önce böyle tarihini sorgulayarak kaynakları ile birlikte geçmişte yaşanmış zulümleri anlatan yazılar yazanların ellerine kollarına sağlık .Bu küçük bir örnektir ve kimbilir daha ne zulümler yaşanmıştır ve yaşanıyor,yok yere. bence hepsinin ortaya dökülmesi ,sorgulanması lazım: bütün tarih,bütün zulümler, bütün haksızlıklar ,bütün katliamlar, hepsi ,belgeleriyle birlikte .Daha öncelikle yapılması gereken ise ,insanların şu geldiğimiz durumda aynanın karşısına geçip kendi kendini sorgulaması lazım .Şimdi ,bu yazıları yazan ve internet sitesinde paylaşan insan belki inanç ve başka konularda benimle aynı görüşte olmayabilir ,belki bir Osmanlı hayranıdır ,benim kesinlikle uzak olduğum, ama bakarsın ki yazdıkları doğrudur .Yani demek istediğim şudur ki , ne olursan kim olursan ol ,doğruya doğru,haklıya haklı, haksıza haksız, batıla da batıl demek gerekir .İşte sizin eksizliğiniz burda ortaya çıkıyor. Haksıza haksız diyemiyorsunuz. Ondan sonra da böyle anlaşılmayan yorumlar yazabiliyorsunuz.

Tarihte yapılan bazı savaşlar İslam a karşı yapılmıştır ve savunma savaşıdır.İslam zorluk dini değil, kolaylık dinidir.Haksız yere zulüm ,haksız yere kan dökmek ,haksız yere bir kişinin bile canına kıymak yasaktır İslam da .Bütün Peygamberlerde (as) olduğu gibi bizim Peygamberimiz (saav) ve Hz Ali (as) dönemindeki savaşlar savunma savaşıdır. Hak ve Batıl savaşıdır.
Cevapla

“Cumhuriyet Tarihi” sayfasına dön