1921 anayasasında neden Türk kelimesi yok?(Zeki Sarıhan)

Cevapla
biralevi
Mesajlar: 1487
Kayıt: 24 Ara 2006, 14:02

1921 anayasasında neden Türk kelimesi yok?(Zeki Sarıhan)

Mesaj gönderen biralevi »


Zeki beyin gönderdiği son yazıyı paylaşıyorum








1921 ANAYASASI’NDA NEDEN “TÜRK” KELİMESİ YOK?

Zeki Sarıhan



Yasalar gibi anayasalar da bir ihtiyaçtan doğar. Ülkenin söz sahibi kuvvetlerinin çıkarlarını güvence altına alır. Ülkemizde yeni anayasa ve buna bağlı olarak milliyetçilik tartışmalarının yoğunlaştığı bir dönemde konuya 1921 Anayasası’ndan bir pencere açmakta yarar var.

23 Nisan 1920’de açılan Büyük Millet Meclisi kendi kanunlarını yapmaya başladı, 1876’da kabul edilen ve 1908’de yeniden yürürlüğe konulan anayasanın birçok maddesini hükümsüz kıldı. Ancak yeni bir anayasa yapması da hemen mümkün olmadı.

Önünde “Türkiye” sözcüğü bile bulunmayan Büyük Millet Meclisi, bir ihtilal meclisiydi. Yeni bir devlet kuruyordu. Bu devletin temel politikası ne olacaktı? Buna bir karar vermek gerekiyordu. 1920 ilkbaharı ve yazı, bütün dünyada, özellikle Doğu’da sosyalizmin büyük bir itibara kavuştuğu dönemdi. Sosyalizm demek, işçinin, köylünün, kısacası halkın iktidarı demekti. Krallıklar, padişahlıklar, şahlar dönemi zamanını dolduruyor, halk çağı açılıyordu. İktidar burjuvazinin, toprak ağalarının değil, halkın hakkıydı.

Sosyalizm akımı Anadolu’yu da kasıp kavuruyordu. Meclis’te halkçılığın en güçlü savunucusu “Halk Zümresi” idi. Yeşil Ordu adında yarı gizli bir örgütten başka, 14 Temmuz 1920’de Ankara’da gizli Türkiye Komünist Fırkası kuruldu. Bu akımın yasal partisi ise Türkiye Halk İştirakiyun Fırkası idi. İstanbul’da da Şefik Hüsnü Değmer’in Türkiye İşçi ve Çiftçi Sosyalist Fırkası faaliyet halindeydi. Bu gelişmeler üzerine hükümet de resmî bir Türkiye Komünist Partisi kurdu ve birçok mebus ve kumandan bu partinin üyesi oldu.

Klasik adı Komünizm, Rusya’daki adı Bolşevizm, Türkiye’de ise bunların yanında “İştirakiyun” da denilen halkçılık, Türkiye’ye Fransa, Almanya ve Rusya’dan getirilmişti. Uzun yıllardır imparatorluğu ayakta tutmak için Osmanlıcılık, İslamcılık akımları peşinde koşan aydınlar, bu akımların iflas ettiğini görünce bir ara Türkçülüğe sarıldılar. İmparatorluktan kalan son toprakları bununla kurtarmak istediler. Fakat Türkçülük ve onun bir türevi olan Turancılık, Birinci Dünya Savaşı’nın sert duvarlarına çarpıp devletin dağılmasını önleyemedi. Tek bir yol kalmıştı: Doğu’dan yükselen ve bütün milletlere yol gösteren sosyalizme sarılmak. Devletin yönetimini doğrudan doğruya emekçi halkın eline vermek. Hem emperyalizm, hem kapitalizm artık lanetliydi. Gelecek sosyalizmdeydi. Bu akım o kadar yaygındı ki, Türkiye’nin çok yakında sosyalist olacağına, bunun kaçınılmaz olduğuna inanılıyordu.

Meclis’te Halk Zümresi adında bir grup vardı. Bu grup hükümetin politikasızlığını eleştiriyor, “Artık mesleğini(ideolojini) belirle” diye onu sıkıştırıyordu. Hükümet, 13 Eylül 1920 tarihiyle Meclis’e bir “Halkçılık Beyannamesi” verdi. Bunda Büyük Millet Meclisi’nin temel görevinin emperyalizm ve kapitalizme karşı bağımsızlık ve halkın egemenliği olduğu belirtildi. Türkiye Halk Hükümeti, halkın egemenliği için çeşitli reformlar yapacaktı.

Halkçılık Beyannamesi 5 gün sonra Meclis’te okundu. Bunun bir hükümet programı mı, bir kanun önerisi mi olduğu tartışıldı. Trabzon Mebusu Ali Şükrü Bey, bunun Bolşevizm’e özenti olduğunu söyleyerek din esasına göre bir program yapılmasını önerdi. Tasarı özel bir komisyona havale edildi. Komisyon, bundan bir bildiri, bir de anayasa tasarısı çıkardı ve ikisi de 2 ay sonra 18 Kasım 1920’de Meclis’e geldi.“Halkçılık Programı” adı verilen bildiri, Meclisin görevini“halkın milli sınırlar içinde hayat ve geleceğini sağlamak, halkı emperyalizmin ve kapitalizmin zulmünden kurtarmak”olarak açıklıyordu. O gün anayasa tasarısının görüşülmesine de başlandı. Yapılan konuşmalarda iktidar hakkının burjuvalarda değil emekçilerde olduğuna kuvvetli vurgular yapıldı. Çiftçilerin, ellerinde çekiçlerle demircilerin Meclis’e gelerek iktidarı doğrudan doğruya ellerine almaları istendi.

İki ay tartışılan tasarı, “Teşkilatı Esasiye Kanunu” adıyla 20 Ocak 1921’de kabul edildi. 23 maddelik yeni anayasanın birinci maddesi “Hâkimiyet kayıtsız şartsız milletindir. İdare usulü halkın mukadderatını bizzat ve bilfiil idare etmesi esasına dayanmaktadır.” diyordu. İlk cümle padişahı, ikinci cümle burjuva ve toprak ağalarını devreden çıkarıyordu. “Millet”ten kasıt, yalnız Türkler değil, onların çoğunluk olduğu bütün Türkiye halkıydı. Kurtuluş Savaşı sırasında gerek Mustafa Kemal Paşa’nın, gerek diğer yönetici ve aydınların“millet” derken hep bu çerçeveyi gözetmişlerdir. Üçüncü maddede “Türkiye devleti” ibaresi vardır. Meclis’in adı“Büyük Millet Meclisi” olarak 13 kez geçmektedir. Başında henüz “Türkiye” sözcüğü bile yoktur. Anayasada bir kez olsun “milliyetçilik” sözcüğü geçmediği gibi “Türk” veya “Türk milleti” kavramı da yer almamıştır. Bunun yerine mukadderatını bizzat ve doğrudan yönetecek olan “Halk” ifadesi vardır.

1921 Anayasası’nda halkın kendi kendini nasıl yöneteceğine diğer maddelerde değinilmektedir. Bunlar“Vilayet şûraları”, “nahiye şûraları”dır. Halk bu şûralar eliyle kendi kendini yönetecektir. Vilayet şuraları “muhtariyete”(özerkliğe) sahiptir. Evkaf, medreseler, eğitim, sağlık, iktisat, tarım, bayındırlık ve sosyal dayanışma işlerinin düzenlenmesi ve yönetilmesi vilayet şûralarının yetkisi içindedir. Mustafa Kemal Paşa, Sovyet temsilcileriyle görüşmelerinde bu şûraların onlardaki “Sovyet”lerle aynı olduğunu anlatmıştır.

Bu kısa gelişmeyi verdikten sonra şimdi şu soruyu sorabiliriz:

Türkiye’nin kurucu ilk meclisi neden böyle bir anayasa yapmıştır? Bu anayasada neden bir kere olsun “Türk” sözü geçmemiştir. Egemenlik neden Türk milletine değil demillete, halka verilmiştir? Adı geçen millet hangi millettir?

Bunun nedenlerini de ana hatlarıyla belirtmeye çalışalım:

1. Türk milleti, Türk milliyetçiliği kavramları o tarihlerde aydınlar tarafından bilinmiyor değildi. Fakat İttihat Terakki’nin, bu kavramların bir türevi olarak Turancı siyaseti imparatorluğu felakete sürüklemişti ve yeni devleti kuranlar bu kavramları kullanmaya gerek duymadılar. Yoksa Türklükten istifa etmiş değillerdi!

2. Anayasada egemenliğin sahibi olarak Türk milleti, devletin ideolojisi olarak Türk milliyetçiliği geçseydi, emperyalizme karşı bir cephe kurulamazdı. Buna İslami muhafazakârlar, Kürtler, Çerkezler ve bu cephe içinde tutulmak istenen diğer unsurlar itiraz edebilirlerdi. Anadolu’da çoğunluk olmakla birlikte yalnız Türklerle veya Türklük kavramıyla bu savaş zafere ulaştırılamazdı.

3. Türklük bilinci kitleler arasında yeterince yayılmamıştı. Onlar kendilerini öncelikle İslam olarak nitelendiriyorlardı.

4. O dönemde, Türkiye’yi çevreleyen ülkelerde Ermenistan, Gürcistan, Azerbaycan’da olduğu gibi yeni millî devletler kurulmakla birlikte bunlar milliyetçilik değil, halkçılık ideolojisini öne çıkarıyorlardı. Etkileyici akım sosyalizmdi. Aslında emperyalistlerin en korktukları da milliyetçiler değildi. Hatta Kafkaslardaki milliyetçileri elde tutuyorlardı. Onlar en çok sosyalistlerden korkuyorlardı. Türkiye’yi sosyalist olmaktan caydırmak için epey de uğraştılar.

Sonra ne oldu?

1920 yılında sosyalizm Türkiye’de en etkili akımdı ama bunun gerçek sahipleri olması gereken işçi ve köylüler bunu gerçekleştirecek bir bilinç ve güçlü örgütlere sahip değillerdi. Yönetici sınıfın sosyalistliği de içselleşmemişti. Zaman öyle gerektirdiği için sosyalisttiler. Kısa zamanda sosyalistlikten caydılar. Yönetimi ve dolayısıyla refahı hiçbir sınıfla paylaşmak istemediler. Artık emekçilere ihtiyaçları kalmamıştı. Orduların İzmir’e ulaştığı günlerde Başbakan Rauf Bey, Halk İştirakiyun Fırkası yöneticilerini çağırarak “Artık size ihtiyaç kalmadı!” diye açık konuştu ve tehdit etti. Bununla birlikte gerek savaş sırasında gerek cumhuriyetin ilk yıllarında halkçılık kavramı hâlâ itibarını koruyordu. 30 Ekim 1022’de Padişahlığın kaldırılması için hararetli görüşmelerin yapıldığı Meclise verilen 79 imzalı önergede “Türkiye Devleti adıyla genç, dinç, millî bir halk hükümeti kurulduğu” belirtiliyordu. Sivas Kongresi’nde kurulan ilk adı Anadolu ve Rumeli Müdafaai Hukuk Cemiyeti, sonra Meclis’te Birinci Grup adını alan grup, partiye dönüştürülürken adına “Halk Fırkası” denmesinin nedeni de budur. Ancak halkçılık ideolojinin yerini, Tek Parti Döneminde gitgide koyulaşan bir Batıcılık ve Türk milliyetçiliği aldı. Osmanlıcılık, İslamcılık, Türkçülük, Batıcılık gibi milliyetçilik de halkı iktidara getirmedi. Onun 1920’de vaat edilen iktidar hakkını gasp etti. Başımıza ne geldiyse de bunlardan geldi.

Çıkarılacak ders:

Bu gelişmelerden bir güncel ders çıkarmak da zorunludur. Yeni bir anayasa yapılacaksa bunda egemenliğin Türk milletinde olup olmadığı tartışılabilir veya yerine başka ifadeler kullanılabilir. Ancak Anayasada “Türk” kelimesi geçmezse milletinin dağılacağı, Türkiye’nin bölüneceği gibi iddiaların ne kadar temelsiz olduğu görülüyor. Türkiye tarihinin geçirdiği en büyük devrim olan Kurtuluş Savaşı, anayasasına milliyetçilik veya Türk milliyetçiliği, hattaTürk kavramını koymadan yapıldı. Hatta denebilir ki bunları koymadığı için başarıya ulaştı. Çünkü millet ile Türkiye’de yaşayan herkes anlaşılıyordu. Yol gösterici olan, zaferi garantileyen Türk ve Kürt milliyetçiliği değilyurtseverlikti. Bu iş için canlarını ortaya koyduklarına göre onların bizlerden daha yurtsever olduklarını itiraf edelim.

Hâkimiyetin halka ait olduğuna inanıyorsak ve bunun mücadelesini vereceksek bunu halkçılıkla mı, milliyetçilikle mi başarıya ulaştırabiliriz? Hatırlayalım: Türkiye Devleti, emperyalizmle mücadele ve halkçılık ideolojisiyle kuruldu.

İşte size tarihsel gerçeklerden çıkarılmış ezber bozan sorular… (1.3.2013)
Çeri
Mesajlar: 815
Kayıt: 28 May 2009, 10:06

Re: 1921 anayasasında neden Türk kelimesi yok?(Zeki Sarıhan)

Mesaj gönderen Çeri »

1921 Anayasası diye bilinen Teşkilat-ı Esasi bir anayasa değildir.Çünkü kendinden önceki 1876 Kanun- Esasi(Anayasa-Esas Kanun- Asıl Kanun) yi ilga etmemiştir yani yürürlükten kaldırmamıştır.Yani sadece TBMM`nin işlerini kolaylaştırmak için çıkarılmış ek bir kanundur.Çünkü 1921`de daha saltanat, halifelik kaldırılmamış pek çok kişi Milli Mücadele`nin Osmanlı Devleti- Osmanlı Hanedanı adına yürütüldüğüne inanıyordu.Zaten Meclisin Ankara`da toplanma gerekçesi Padişah ve halifelik makamlarının baskı altında olmasıydı.Dolayısıyla 1921 TEşkilat-ı ESasi saltanatıda inkar etmiyordu.

Şimdi akla söyle bir soru gelebilir.1876 Anayasası acaba saltanatın kaldırıldığı yani Osmanlı Devleti`nin resmen sona erdiği gün olan 9 kasım 1922`ye kadar mı yürürlükte kaldı yoksa 1924 Anayasası yürürlüğe girene kadarmı yürürlükte kaldı.Dünya`da yazılı anayasası olmuyan ingiltere, Avustralya ve israil gibi devletler olduğuna göre 9 kasım 1922`den 1924 anayasası kabül edilene kadar resmi bir anayasası olmayan bir devlet olarak kalmış olabiliriz.
Ama bazıları 1924 anayası yürürlüğe girene kadar resmen 1876 anayasası`nın yürürlükte olduğunu savunuyorlar.
alone_man
Mesajlar: 1769
Kayıt: 13 Oca 2008, 21:28

Re: 1921 anayasasında neden Türk kelimesi yok?(Zeki Sarıhan)

Mesaj gönderen alone_man »

Türkiyede türkler kürtler arnavutlar vs vs ler oturu ve kardeşçe yaşarlar denilsin bu iş bitsin
bu ırkçı kafalarla işimiz zor
Çeri
Mesajlar: 815
Kayıt: 28 May 2009, 10:06

Re: 1921 anayasasında neden Türk kelimesi yok?(Zeki Sarıhan)

Mesaj gönderen Çeri »

Geçen sene Irak Anayasası görüşülürken Irak Anayasasın da Saddam Hüseyin zamanın`da olan "Irak`ın Arap Dünyası`nın bir parçası olduğunu" belirten bir madde için Iraklı Şii Arap ve Sünni Arap Milletvekilleri elele verdiler.Güçbirliği yaptılar o maddeyi aynen yeniden Irak Anayasasına yazdırdılar.
Nisan 2010`da Macaristan yeni bir anayasa yaptı ve ocak 2012`de resmen yürürlüğe girdi.O anayasa`nın ilk maddesi yani 1. maddesi olan "TANRI MACARI KUTSASIN".Yeni Macar Anayasına karşı çıkanlar oldu, eleştirenler oldu ama ilk maddesi yüzünden değil başka nedenler den dolayı karşı çıktılar, eleştiriliyor.Öyleki Macar Milliyetçisi JOBBİK Partisi bile yeni anayasa`ya red oyu verdi.Ama herhalde ilk maddesi yüzünden değil.http://www.haberturk.com/dunya/haber/62 ... e-basliyor

Birileri neye itiraz ediyorlar anlamıyorum.Bu ülke Türk Tarihinin doğurduğu bir ülkedir.Binlerce yıllık Türk Tarihinin bir meyvesidir.Biz Türkler kardeş bildiğimiz, dost bildiğimiz kavimleri dışlamamısız.Onları`da aramıza almışız, kendimizden bilmişiz.Devletin en üst noktalarına kadar çıkmalarından bile rahatsız olmamışız.Okumak isteyen okumuş, ticaret yapmak isteyen ticaret yapmış.Türkiye`de çok fakir Türkmen varken zengin Kürtler yokmu?Üniversiteyi kazanamıyan köylü Türk çocukları varken.Türkiye`nin en iyi üniversitelerin de okuyan Kürtler yokmu?Çocuğunu parasızlıktan okutamıyan fakir Türk babalar varken çocuklarını özel üniversiteler de hatta yurtdışın`da okutan zengin Kürtler yokmu?

Bir kaç sene önce bir kiliseye gitmiştim.Kilise`nin tabelasın`da Latin-İtalyan Katolik Kilisesi yazıyordu.Ben ibadet salonun`da gezerken kilise`den biri de benim yanım da duruyordu o kişi`ye "Siz İtalyamısınız? diye sordum.O kişi`de şaşırayak."Yoo! Ben Türküm..." dedi.Ama öyle bir "Ben Türküm" deyişi vardı ki o kişi`nin göğsünün kabardığını yani övünerek, gurur duyarak söylediğini farkettim.Benim aklıma acaba sonra`dan mı Hristiyan olma diye geldi.Nerelisiniz? diye sordum."Adıyamanlıyım." dedi.Kibarca Hristiyan kökenlimisiniz? diye sordum.Ben böyle deyince "Evet , Süryaniyim" dedi.Adıyaman`da Süryani olduğunu duymamıştım.Adıyaman`da Süryani varmımış? dedim. "Evet var." dedi.Şimdi bir gayri Müslim vatandaş, ilk önce ben Türküm diyor. etnik köenini ancak benim gibi meraklı biri çıkınca söylüyor.Üstelik turist olarak bulunduğu yabancı bir ülke`de yani sadece cebin`de Türk pasaportu taşıdığı için demiyor.
Çeri
Mesajlar: 815
Kayıt: 28 May 2009, 10:06

Re: 1921 anayasasında neden Türk kelimesi yok?(Zeki Sarıhan)

Mesaj gönderen Çeri »

Hatay Ehli Beyt Vakvı Başkanı Sayın Ali Yeralın konuyla ilgili açıklamaları
http://www.ulusalkanal.com.tr/gundem/al ... h9863.html
Hasan Akça
Mesajlar: 1745
Kayıt: 05 May 2008, 22:02

Re: 1921 anayasasında neden Türk kelimesi yok?(Zeki Sarıhan)

Mesaj gönderen Hasan Akça »

Çeri yazdı:Hatay Ehli Beyt Vakvı Başkanı Sayın Ali Yeralın konuyla ilgili açıklamaları
http://www.ulusalkanal.com.tr/gundem/al ... h9863.html
Ali Yeral, AKP'nin Anayasadan Türk milletini çıkarmak istemesine karşı çıktı.
“Ne diye gocunuyorlar biz bunu anlamıyoruz. Mustafa Kemal Atatürk'ün büyük önderin dediği gibi "Türkiye Cumhuriyetini kuran halka Türk milleti denir" bundan birilerinin alınmasına gocunmasına gerek yoktur.”


sallamış tutarsız yaklaşım devletten fazla devletçi yaklaşım göstermiş
alevi aliminin temel görevi Kuran ve ehli beyti anlatmaktır
türk kelimesini korumak kollamak değildir bu ırkçıların görevidir
denize düşen yılana sarılır lafıda ehli beyt dostlarına yakışmaz yılan yılandır
Hasan Akça
Mesajlar: 1745
Kayıt: 05 May 2008, 22:02

Re: 1921 anayasasında neden Türk kelimesi yok?(Zeki Sarıhan)

Mesaj gönderen Hasan Akça »

kürtçülük mikrobu yaygınlaştıkça türkçülük mikrobuda yaygınlaşıyor birbirini besliyorlar bizim ölçümüz takvadır ahlaktır her türlü milliyetçilik insanları böler bölüyor aleviler hiçbir ırkçı yaklaşımı kabul edemez etmez etmemelidir birileri aleviliği türkçü bir anlayış yorum olarak sunuyor bu oyuna gelmeyiz alevilik 12 imam yoludur ırkları aşmıştır
aleviliği seçen kişi kürt olsun türk olsuz fransız ingiliz laz çerkez arap fars olsun bizim canımız ciğerimiz dostumuzdur
bu gerçeği gözardı edenlere sıcak bakmayız
böyle ırkçı söylev ve saçmalıkları alevi alimlerine yakıştıramıyoruz
Cevapla

“Cumhuriyet Tarihi” sayfasına dön