Seyyid Rıza'dan Atatürk'e Mektup!

Cevapla
velayet hak
Mesajlar: 109
Kayıt: 01 Eki 2009, 22:44

Seyyid Rıza'dan Atatürk'e Mektup!

Mesaj gönderen velayet hak »

Seyyid Rıza'dan Atatürk'e Mektup!

Dersim Katliamı’nın en önemli mağdurlarından Seyit Rıza'nın Atatürk'e yazdığı mektupları ortaya çıktı. Resmi tarihi yalanlayan mektuplarda, "Kan dökmeyin, sürgüne razıyım" deniliyor. 1937'de başlayan Dersim Katliamı'nın en önemli mağdurlarından Seyit Rıza, resmi kaynaklara göre bölgedeki isyanın da en azılı ele başıydı.

Tarih kitaplarında Dersim'de devlete karşı isyanları teşvik ettiği ve yönlendirdiği yazıyordu. Ancak Habertürk TV Haber Koordinatörü Abdullah Kılıç'ın ulaştığı belgeler, Seyit Rıza'nın kanı durdurmak çabaladığını hatta Atatürk'e mektup yazarak yalvardığını ortaya koyuyor.

KANLI DERSİM HAREKATI'NI O MU BAŞLATTI

Seyit Rıza, bugüne kadar Dersim'deki isyanın sorumlusu gösterildi. Hedef haline getirildi. Daha fazla kan dökülmesinin önüne geçmek için 12 Eylül 1937'de oğlu ve iki adamıyla teslim oldu. 15 Kasım 1937'de ise önce çocukları sonra da kendisi apar topar idam edildi. Hakkında yalan yanlış pek çok şey yazıldı, söylendi. Resmi tarihe göre Seyit Rıza Dersim Başkomutanı'ydı ve binlerce kişinin canına mal olan Dersim harekatının başlamasına neden olmuştu. Peki öyle mi?

RESMİ TARİHİ YALANLIYOR!

Habertürk TV Haber Koordinatörü Abdullah Kılıç'ın Cumhurbaşkanlığı ve TBMM'nin arşivlerinden ortaya çıkardığı belgeler, resmi tarihi yalanlıyor. 1938'den beri gizli tutulan vesikalar, Seyit Rıza'nın sadece kan dökülmesini önlemek için üstün gayret gösterdiğini kanıtlamakla kalmıyor; yaklaşık 70 yıldır onun ismi etrafında yürütülen 'psikoljik harp'in de boyutlarını gösteriyor.

BM'DEN YARDIM İSTEDİ Mİ?

Arşivlerden çıkan 10'un üzerindeki mektuplardan belki de en önemlisi, Dersim Başkomutanı Seyit Rıza imzasıyla Birleşmiş Milletler'in temelini oluşturan Uluslar Kurumu'na başvurduğu iddia edilen mektupla ilgili. Seyit Rıza, Dersim'in bağımsız olması için BM'den yardım istemekle suçlanıyordu. Ancak bu belge, mektubun Seyit Rıza tarafından yazılmadığını ortaya koyuyor. 18.10.1937 tarihinde İçişleri Bakanı Şükrü Kaya imzasıyla Cumhurbaşkanlığı'na sunulan belgede bu mektubun Seyit Rıza tarafından değil, onun imzası kullanılarak Suriye'den Yusuf isminde biri tarafından yazıldığı belirtiliyor.

"KAYMAKAM BEY'İN ZULÜM VE HAKSIZLIĞININ ÖNÜNE SET ÇEKİLMESİNİ İSTİRHAM EDERİM"


Seyit Rıza'nın 14.06.1933 tarihinde Elazığ Valisi'ne gönderdiği ilk mektup şu cümlelerle başlıyordu: “Hürmet ve tanzimle elerinizden öperim. Uğradığımız haksızlığın boyutlarını arz etmeye mecbur kaldım…”

Sonraki cümlelerde Seyit Rıza, jandarmanın ve devleti temsil eden memurların Dersim halkına yaptığı zulümleri anlatıyordu. Mektubun ortasına gelindiğinde bugüne kadar söylenegelinen ancak bir türlü belgesi ortaya koyulamayan o meşhur hikayeye kendi ağzından vurgu yapıyordu:

“Harbi umumiye de hükümetin verdiği emirleri öpüp başıma koydum. 10 bin kadar milis kuvveti topladım. Halit Paşa kumandasındaki orduya katılarak topraklarımızı Ruslara karşı savundum. Cansiparane bir mücadele ortaya koydum. Komutanların ve paşalarım takdirine mazhar oldum. Bugüne kadar hükümete hizmet etmekten biran geri durmadım. Hakkımızda kaymakam beyin yapmak ve yaptırmak istediği zülüm ve haksızlığın önüne set çekilmesini istirham ederim.”

SEYİT RIZA'DAN HOZAT KOMUTANI'NA SİTEM DOLU MEKTUP


09.07.1933 tarihli Seyit Rıza'nın Hozat Jandarma Komutanı'na yazdığı mektubu sitem dolu. Kaymakamın 'görüşelim' çağrısı üzerine oğlunu görüşmeye yollayan Seyit Rıza, bu mektupta oğlunun dönüş yolunda haince pusuya düşürülüp öldürülmesinden yakınıyor. Ve işten kendisine görüşme teklifinde bulunan Kaymakamı suçluyor.

“Mevsim kış ben de yaşlı olduğum için görüşme davetinize gelemedim ancak oğlumu Kaymakama yolladım. Talebinizi Cumhuriyet hükümetinin emri kabul ettim. Evlat benim değildi sizin evladınızdı. Biz vatan evladı değil miyiz? Oğlumu katledenleri, Kaymakam Bey korudu. Allah merhamet versin! Şimdi kaymakam aşiretleri üzerine sevk ediyor. Benim bir kusurum yoktur, adalet aradığım için haksız mı oldum. Hükümete düşmanlığım yoktur, hükümeti düşman olan haşa Allaha düşman olur.”

ALPDOĞAN PAŞAYA: KAN DÖKÜLMESİN, SÜRGÜNE RAZIYIM


1937 yılında Dersim'de bir iç savaşın yaşanmasından endişe eden Seyid Rıza, bir yakınını Alpdoğan Paşa'ya yollayarak kanın durdurulmasını istedi. Dönüşte Sin Köyü'ne misafir olan arabulucu Alpdoğan'ın emriyle Kırgan aşiretinden iki kişi tarafından öldürüldü. İki suikastçi Hozat'a giderek askeri kışlaya sığındı.

Seyid Rıza da yanına aldığı 100 kişilik silahlı gücüyle Sin Köyü'nü ve bir karakolu bastı, katillerin kendisine teslim edilmesini istedi.

Bu sırada tekrar Seyit Rıza ile bir takım temaslar kurdu. Seyit Rıza yine kan dökülmesini istemiyordu. 20.5.1937 tarihinde Alpdoğan Paşa'ya şöyle bir mektup yazdı Seyit Rıza: “Kan dursun yeter ki! Beni ve aşiretimi, Erzurum'a yollayın. Ya da hükümet benden şüphe ediyorsa Halep'e gideyim. Veyahut Türkistan'a geri gönderin”.

CUMHURBAŞKANLIĞI GENEL SEKRETERİ'NİN İMZALARI VAR


Bu ve buna benzeyen birçok mektup, bugün gün ışığına çıktı. Bir dönemin asi adamının aslında kan dökülmemesi için yoğun uğraş gösterdiği bu mektuplarda görülüyor. Seyit Rıza'nın yürek burkan ve belki de Dersim Harekatı'nın gerçek yüzünü ortaya koyan bu mektupları İçişleri Bakanı Sükrü Kaya'ya ulaşıyor ve o da Atatürk başta olmak üzere üst düzey devlet yetkililerine gönderiyordu. Çünkü mektuplarda hem Şükrü Kaya'nın hem de Cumhurbaşkanlığı Genel Sekreteri'nin imzaları mevcut.

Ancak bu mektupların hiç biri Dersim'de binlerce kişinin katledildiği harekatı durduramadı. Çok kan döküldüğünü gören Seyid Rıza, birkaç ay sonra “Canına bir zarar gelmeyecek” sözü üzerine teslim olmaya giderken 12 Eylül 1937'de adamlarıyla beraber tutuklandı. Bu olayı Başbakan İsmet İnönü, aynı tarihli yazısında Atatürk'e şu cümlelerle anlatıyordu: Seyit Rıza'nın teslim olması, Cumhuriyet ıslahatının yeni bir safhasıdır. Lutufkar iltifatlarınız bizim için çok kıymetli bir teşviktir.”

15 Kasım 1937'de de idam edildi. İdamdan önce son dileğini soran cellada "oğlumdan önce beni asın” diyecekti. Öyle olmadı; önce oğlu sonra da o asıldı. Ağzından dökülen son cümleler içleri acıtıyordu: "Kerbelanın evladıyız, ayıptır, zulümdür, cinayettir!"

Kaynak: Habertürk
"Hakkında söylenen sözler hususunda düşün; söyledikleri şeyleri kendinde bulur­san, (bil ki) söylenen hak söze karşı öfkelendiğinde Allah'ın gözünden düşmenin musibeti, seni kaygılandıran halkın gözünden düşmek musi­betinden daha büyüktür."
umitaktas
Mesajlar: 167
Kayıt: 05 Tem 2011, 18:18

Re: Seyyid Rıza'dan Atatürk'e Mektup!

Mesaj gönderen umitaktas »

seyit rızanın mektubu onun hain olduğu gerçeğini değiştirmez. dersim arşivlerine girildi. serap yeşiltuna binlerce sayfalık kitap yazdı. bütün arşivler orada yazılı. okuyup gerçeği öğrenmek yerine hala utanmazca ve rezilce ataya saldırıyorsunuz.
ali muhsin
Mesajlar: 3121
Kayıt: 24 Nis 2007, 18:41

Re: Seyyid Rıza'dan Atatürk'e Mektup!

Mesaj gönderen ali muhsin »

isin kolayina kacip birilerini körü körüne "Hain" ilan edilmesi bazilarinda bir aliskanlik haline gelmis ...

Zaten Osmanlinin Zulümüne karsi duran ve Cumhuriyet tarihinde yasanan Zulümlere karsi cikan herkes "Hain" olabiliyormus demek ... O,halde Osmanlinin Zulmüne karsi cikan Pir Sultan Abdal,dami Haindi ? Ozaman Zillete ,Haksizliga, Zulüme karsi duran her kisiyi veya kisileri kayitsiz sartsiz "Hain" ilan edelim ...ne kolay is ...Bir Kisiyi körü körüne Kutsayarak onun Hatalarini ört bas etmek icin digerlerini "Hainlikle" suclayan kisilerin aklina sasmak gerekir ...Sanki o Pasa hicmi hic Hata yapmamis ? öyleki sanki dogustan masummuydu kendisi ? ve öyleki nerdeyse Kutsama derecesindedir .Bir TV yayininda "Pasalardan " olan Osman Pamukoglu bir tartismada agzinda su cümle cikiyor "Atatürke Sirk kosulmaz" diye.... Bu kisiler öyle Fanatiklesmiski sanki onu ilahlastirircasina kadar isi vardirmislar .Benim bildigim "Allaha Sirk kosulmaz" kelimesi vardir ,benim bildigim bu "Sirk " kelimesi Allah icin gecerlidir,ki Kuranda hemen hemen her Surelerde "Allaha Sirk kosmayiniz .o birdir Yücedir tektir " gibi Surelerle karsilasiyoruz . Ama biri cikipta Falanca Pasaya "Sirk" kosulmaz derken onu Resmen Tanri ilan edip kutsama manasina geldigide anlasilir .Böyle kisiler elbette o kisinin Hatalarini ört bas etmek icin digerlerini gözünü kirpmadan " Hain" ilan edebilir ...Bir Arkadas bana bir kitab göstermisti orda M.A.Ersoy Atatürke isyan ettigini ve "Halkimi bir günde Cahil etti " gibi cümleleri vardi ."Pasaya" Darginligindan Misira gittigini bir müddet orda kaldigi yaziliyordu ,bu konuda cestili söylentilerde mevcuttur... kimi Misirda vefaat etti ve orda defnedildi ,digeri istanbula kendi arzusu ile gelip Vatan Topraklarinda ölmek istedigini ve bir söylentide Misirda öldükten sonra Türkiyeye cenazesinin getirilmesi gibi söylentiler var ...ama herneyse.. Atatürke dargin oldugu ve isyanlarindan biri ise Atatürkün "Osmanli Harflerini" kaldirip, Bati sembollü "Latin Harflerini" biran Topluma sunmasi ,bu durumda bir Doktor, bir bilim adami biran Cahil kalmasi yani "Osmanli haflerine entegre olmus bir Toplum biran bilmedikleri duymadiklari Latin harfleriyle karsilasmasi ,örnegin bir Bilim Adami iken Latin harf sayesinde zir cahil Posiyonuna düsmesi gibi...M.A.Ersoyun isyanlarindan biride budur diye o, kitapta yazdigidir..hal öyleyse Bu isyanina dayanarak onuda "Hain" ilan edilmesi gerekir degilmi ? Ve hatta madem "Hain" ozaman Istiklal Marsi okumayin ! neden okuyorsunuzki ? bu cok ilginctir ..haaa,Demeki oda" Hainmiste" haberimiz yokmus ....nede olsa Pasa hic HATA yapmamis... öylemi ? Bu ufak bir önrekti ...Ancak gercek suki, Ister kabul edin Ister etmeyin... Osmanli Tarihinden tutup Cumhuriyet Tarihine kadar Alevilerin Yasamis olduklari Katliamlar gercektir .Dersim olaylari bir gercektir. Dersim Olayinda Asiri derecede orantisiz güc kullanilmistir ! Dersim Katliami bir insanlik Sucudur ! Masum insanlarin Katledildigi gercektir ( Foto arsivimde Dersim olaylarinda Askerlerin Bir kisinin basini gövdesinden ayirip o kesik basla Poz verdikleride görülüyor ) Hatta sadece Dersimde degil, Ülkemizin diger bölgelerindede cikan Isyanlarda kanla barutla bastirilmistir..bu gibi olaylar arastirilmasi gerekir. Tarih gün isigina cikmasi gerekir.isyanlar neden cikmistir ? nicin cikmistir ? bir Toplum durup dururken Pat diye isyan cikarmaz bunlar sorgulanmalidir,arastirilmalidir ...Sunuda Belirteyimki Güc kimdeyse "Pasada" onu Savunmustur zira 1922 de yapmis oldugu konusmaya bir göz atin ...bakiniz bu Tarihi konusmasida oldukca cok ilgincitir, örnegin ne demis ...
Fakat efendiler,Peygamberimizin ölümü ile derhal her tarafta DÖNEKLIK basladi,GERICILIK ve AYAKLANMA hareketleri basladi .Hazreti Ebu Bekir bunlari ortadan kaldirdi ve duruma hakim oldu. ......Hazreti Ebu Bekir etki kullanarak,Halifeligi almasi isabetli omustur .(Kaynak : Din devlet iliskileri c.1 s48- Atatürkün söylev ve demecleri c.3 Belgeler ,belge no 264..)
Gibi Sözleri gecerlidir..buna dayanarakta Kendisinede karsi cikan her kisi Dönek Gerici Hain olmustur diyebiliriz ...

Ancak birde su Sorulari soralim ..Halifelik Döneminde Ebu Bekire karsi cikan kim veya kimlerdi ?
Ebu Bekire ,Gadr Hum olayini hatirlatan,Halifeligi Gasp ettigini hatirlatan kisiler kimlerdi ? gibi sorulari arastirdigimizda sonucta Ataninda hangi Siyasetin izinden gittigini ve hangi Safi tutugunuda gayet cok iyi anlamis oluruz .

Sunuda son olarak yazmak gerekirse.. Hic kimse Ama Hic kimse Ehli Beytin, 12 Imamlarin önüne bir Sahsi gecirmeye ve ona ilahlik derecesinde bulunup kutsamayada Hakki yoktur. Heleki "Alevilik" adina baska Siyasi görüsü degisik bir ideolojiyi ön Plana cikarip Alevilere etki yapmaya calismalarinada Haklari yoktur ! Kimse kimseyide Zorunlu olarak birini Sevdiremez, Kabul ettiremez,Hainliklede Suclayamaz buna hele hic haklari yoktur ! Atatürk sadece Cumhuriyetin kurucusudur. Laikligi Savunandir, Yayandir Hepsi bu ....! Her Beser insan gibi onunda Hatalari vardir ! bunu kabul edin Artik ! Ve hic kimseyide bazi Tarihin gercek olaylarini aciga cikardi diye "Hainlik" damagasi vurmayin. Bunuda kendinize bir aliskanlik haline getirmeyiniz .
Aleviler, Al-i Muhammedin Yetim ( UNUTULAN ) Evlatlarıdır
Allahume Salli Ala Muhammed ve Al-i Muhammed
------
Insana Secde etmek ,insanlik onurunu ayaklar altina almak demektir !
Insana Secde etmek ise insanlik icin bir Zillettir !
Cevapla

“Cumhuriyet Tarihi” sayfasına dön