Atatürk ve Alevilik

Dede-baba
Mesajlar: 469
Kayıt: 19 Haz 2009, 10:00

Aşık Veysel ve Atatürk

Mesaj gönderen Dede-baba »

Ağlayalım Atatürk'e

Ağlayalım Atatürk'e
Bütün Dünya kan ağladı,
Süleyman olmuştu mülke,
Geldi ecel, can ağladı,

Atatürk'ün eserleri,
Söyleyecek bundan geri,
Bütün dünyanın her yeri
Ah çekti, vatan ağladı.

Bu ne kuvvet, bu ne kudret,
Var idi bunda bir hikmet
Bütün Türkler, İnönü İsmet,
Gözlerinden kan ağladı.

Uzatma Veysel bu sözü
Dayanmaz herkesin özü,
Koruyalım yurdumuzu,
Dost değil, düşman ağladı.


Aşık Veysel Şatıroğlu

Atatürk'ü anmayan alevi-bektaşi ozan yoktur hemen hemen...
Dede-baba
Mesajlar: 469
Kayıt: 19 Haz 2009, 10:00

Re: ATATÜRK VE ALEVİLİK

Mesaj gönderen Dede-baba »

ESERİ GÖRDÜM ( ATATÜRK ŞİİRİ )

Ben ağlamam On Kasım'da
O'nu, her gün diri gördüm
Ölene dek göreceğim
Doğalıdan beri gördüm

Halka, vermişti canını
Hak'tan almış ünvanını
Atmış, Osmanlı şanını
Samsun'da bir eri gördüm

Matemin doyurmaz beni
Minnetim kucaklar seni
Bize cennet gibi yeni
Verdiğin eseri gördüm

Ulu Atam, inan buna
Düşkünler hayrandır sana
Mazlum Milletler adına
Sendeki zaferi gördüm

Ne hikmet, varıdı sende
Güneştin, doğdun cihanda
Bin yılların ötesinde
El bastığın, yeri gördüm

Mahzuni yoluna düştüm
Nice nice engel aştım
On Kasım'da kaybetmiştim
Daha şimdi geri gördüm

Aşık Mahsuni Şerif

Belkide Atayı en güzel ifade edenlerdendir mahsuni
Dede-baba
Mesajlar: 469
Kayıt: 19 Haz 2009, 10:00

Atatürk'in Din ve İnanç ile İlgili Sözleri

Mesaj gönderen Dede-baba »

Degerli canlar...

Bugün sizlerle Atatürk'in din ve İnanç ile ilgili sözlerini paylaşmak istedim..


Türkiye Cumhuriyeti'nde, her yetişkin... dinini seçmekte hür olduğu gibi, her inancın merasimi de serbesttir. Yani, ibadet hürriyeti vardır. Tabiatiyle ibadetler, güvenlik ve genel adaba aykırı olamaz; siyasi gösteri şeklinde de yapılamaz. Geçmişte çok görülmüş olan bu gibi durumlara artık Türkiye Cumhuriyeti asla katlanamaz.

Bir de, Türkiye Cumhuriyeti dahilinde, tüm tekkeler ve zaviyeler ve türbeler kanunla kapatılmıştır. Tarikatlar kaldırılmıştır. Şeyhlik, dervişlik, çelebilik, halifelik, falcılık, büyücülük, türbedarlık vesaire yasaktır. Çünkü bunlar gericiliğin kaynakları ve cehaletin damgalarıdır. Türk milleti, böyle müesseselere ve onların mensuplarına katlanamazdı ve katlanmadı. 1930

Din bir vicdan meselesidir. Herkes vicdanının emrine uymakta serbesttir. Biz dine saygı gösteririz. Düşünüşe ve düşünceye karşı değiliz. Biz sade din işlerini, millet ve devlet işleriyle karıştırmamaya çalışıyor, kasıt ve fiile dayanan tutucu hareketlerden sakınıyoruz. Gericilere asla fırsat vermeyeceğiz.

Laiklik, yalnız din ve dünya işlerinin ayrılması demek değildir. Tüm yurttaşların vicdan, ibadet ve din özgürlüğü de demektir. 1930

Din ve mezhep herkesin vicdanına kalmış bir iştir. Hiç kimse hiçbir kimseyi, ne bir din, ne de bir mezhebi kabul etmeye zorlayabilir. Din ve mezhep hiçbir zaman politika aleti olarak kullanılamaz. 1930

Laiklik asla dinsizlik olmadığı gibi, sahte dindarlık ve büyücülükle mücadele kapısını açtığı için, gerçek dindarlığın gelişmesi imkanını temin etmiştir. Laikliği dinsizlikle karıştırmak isteyenler, İlerleme ve canlığın düşmanları ile gözlerinden perde kalkmamış doğu kavimlerinin fanatiklerinden başka kimse olamaz.

Softa sınıfının din simsarlığına izin verilmemelidir. Dinden maddi menfaat temin edenler. İğrenç kimselerdir. İşte bu duruma karsıyız ve buna müsaade etmiyoruz. 1930

Bunun gibi bağlı bulunmakla inanmış ve mutlu olduğumuz İslam dinini, yüzyıllardan beri alışılmış olduğu üzere, bir politika aracı durumundan kurtarmak ve yükseltmek gerektiği gerçeğini görüyoruz. Kutsal ve tanrısal olan inanç ve vicdanlarımızı karışık ve türlü renkte bulunan ve her türlü çıkarlar ve tutkuların alanı olan siyasetten ve siyasetin bütün öğelerinden bir an önce kesinlikle kurtarmak, milletin dünya ve ahiret mutluluğunun emrettiği bir zorunluluktur. Ancak böylece İslam dininin yüceliği gerçekleşir. 1924

Vatandaşları içinde çeşitli dinlere mensup unsurlar bulunan ve her din mensubu hakkında adil ve tarafsız tutum ve davranışta bulunmaya ve mahkemelerinde vatandaşları ve yabancılar hakkında eşit adalet uygulamakla vazifeli olan bir hükümet, fikir ve vicdan hürriyetlerine uymaya mecburdur. 1927

Artık Türkiye, din ve şeriat oyunlarına sahne olmaktan çok yüksektir. Bu gibi oyuncular varsa, kendilerine başka taraflarda sahne arasınlar.


Kaynak: ALİ ARSLAN, HABERCEM.com

Saygı ve Sevgilerimle
Dede-baba
Mesajlar: 469
Kayıt: 19 Haz 2009, 10:00

Re: ATATÜRK VE ALEVİLİK

Mesaj gönderen Dede-baba »

Kâinata Nizam Veren Kutup Sultanı Sensin Atatürk
Gayıp Ricâl Mahiyetinde Sayebanı Sensin Atatürk

Peyik Hazretleri Bağladı Nusret Kılıcın Beline
Adüyû Düşmanların Sahib Kıranı Sensin Atatürk

Bu Halk Zulmette Kalmış İken Çıkardın Aydınlığa
Dünyanın Şem-i Çırağı Mahi Tabanı Sensin Atatürk

Eski Dünya Revnak Tuttu Yeniden Buldu Hayat
Cumhuriyet Devrinin Semavati Sensin Atatürk

Kâfire Şecaat Gösterip Bir Hamlede Kahreyledin
İslâm Mümin Kardeşlerin Ümid İnanı Sensin Atatürk

Mareşallik Kazandın Âlemde İsmin Oldu Nâmıdar
Rûyi Zemin Halifesi Kâşif-i Burhanı Sensin Atatürk

Senin Bu Eserini Çarkı Devran Unutmaz
Her Maddenin Aslı Yani Göfer Kânı Sensin Atatürk

Aşık Fedai Beyit Eder Zamanın Önderine
Bu Asrın Hükümdarı Sahip Zamanı Sensin Atatürk

Fedayi Baba
Dede-baba
Mesajlar: 469
Kayıt: 19 Haz 2009, 10:00

Bektaşi Dergahı Piri Cemalettin Efendi ve Mektupları

Mesaj gönderen Dede-baba »

Bektaşi Dergahı Piri Cemalettin Efendi ve Mektupları






"... Vatan çaresiz ve perişanken siz ve arkadaşlaAlevi-Bektaşiler, Kurtuluş savasşının her safhasında, Mustafa kemal'in yanında olmuşlardır..

Nitekim, siterseniz; Cemaletttin Efendi'nin Ali Fuat Paşaya gönderdiği bir mektuptan bir bölüm sunalım:rınız, vatanı kuırtarmak için meydana atıldınız. üçüncü ordu eski müfettişi MUSTAFA KEMAL PAŞA ve eski bahriye nazırı Hüseyin Rauf Bey'in etrafında toplanarak, bağımsızlık ve özgürlüğümüzü sağlamak yolunda Tanrı'nın takdirini ve ulusun hayranlık ve minnetine sahip olan kutsal bir emeği yürütüyorsunuz. Bu gerçek artık ulusça bilinmektedir. ben ve bütün din kardeşlerimiz, bütün varlığımızla sizlerin yanında yer almak ve her özveriyi kucaklamak çabasındayız...."

HACIBEKTAŞ DERGAHI POSTNİŞİ CEMALETTİN EFENDİ

7 ARALIK 1919


kaynak:

1- Baki ÖZ, Hz. Ali'den Mustafa Kemal'e Aleviliğin Tarihçesi. s.148
Dede-baba
Mesajlar: 469
Kayıt: 19 Haz 2009, 10:00

Atatürk'ün Çocukluğu ve Bektaşi Dergahı Geçmişi

Mesaj gönderen Dede-baba »

Atatürk'ün Çocukluğu ve Bektaşi Dergahı Geçmişi




Kılıçığlu Hakkı bey Atatürk'ün çocukluk arkadaşlarından olup, geçmişini en iyi bilenlerdendir...

Selanikte Mustafa Kemal'in ailesinin bağlılık ve saygı duydukları Bir bektaşi Şeyh'i vardır: Şeyh Rıfat Efendi...

Şeyh Rıfat Efendi, orada kendi adıyla anılan bektaşi dergahının Şeyhidir. Kılıçoğlu hakkı bey'in de kayın babası olan Bu bektaşi şeyhi, Zübeyde hanımın evliliğinde aracı olacak kadar aileye yakındır..

M. kemal, idadi ( lise) ve harp okulu yıllarında, yaz tatillerinde Selanik'e geldiğinde, şeyh Rıfat Efendi'nin bektaşi dergahına devam etmektedir.

Kılıçoğlu Hakkı bey'in yazar Falih Rıfkı Atay'a yazdığı mektubunda Atatrük'ün bu yanı şöyle dile getirilir:

"... Ailecek pek yakındık. Zübeyde Mollayı ikinci defa kocaya veren benim büyük kaynatam şeyh Rıfat Efendi'dir.

Mustafa kemal tatillerde selanik'te sılaya geldiği vakit büyük kaynatamın tekkesine gelir, ayin günlerinde dervişler halkasına katılarak, hûuu diye kanter içinde kalıncaya kadar döner, durudu.."



Kaynak:

1- Falih Rıfkı ATAY, ÇANKAYA, bateş yayınları, İst. 1980, s. 31.

2- Baki ÖZ, Hz. Ali'den M. Kemal'e Aleviliğin Tarihçesi, Can yayınları, S.142-143
alone_man
Mesajlar: 1769
Kayıt: 13 Oca 2008, 21:28

Re: Atatürk'ün Çocukluğu ve Bektaşi Dergahı Geçmişi

Mesaj gönderen alone_man »

Dede-baba yazdı:Atatürk'ün Çocukluğu ve Bektaşi Dergahı Geçmişi




Kılıçığlu Hakkı bey Atatürk'ün çocukluk arkadaşlarından olup, geçmişini en iyi bilenlerdendir...

Selanikte Mustafa Kemal'in ailesinin bağlılık ve saygı duydukları Bir bektaşi Şeyh'i vardır: Şeyh Rıfat Efendi...

Şeyh Rıfat Efendi, orada kendi adıyla anılan bektaşi dergahının Şeyhidir. Kılıçoğlu hakkı bey'in de kayın babası olan Bu bektaşi şeyhi, Zübeyde hanımın evliliğinde aracı olacak kadar aileye yakındır..

M. kemal, idadi ( lise) ve harp okulu yıllarında, yaz tatillerinde Selanik'e geldiğinde, şeyh Rıfat Efendi'nin bektaşi dergahına devam etmektedir.

Kılıçoğlu Hakkı bey'in yazar Falih Rıfkı Atay'a yazdığı mektubunda Atatrük'ün bu yanı şöyle dile getirilir:

"... Ailecek pek yakındık. Zübeyde Mollayı ikinci defa kocaya veren benim büyük kaynatam şeyh Rıfat Efendi'dir.

Mustafa kemal tatillerde selanik'te sılaya geldiği vakit büyük kaynatamın tekkesine gelir, ayin günlerinde dervişler halkasına katılarak, hûuu diye kanter içinde kalıncaya kadar döner, durudu.."



Kaynak:

1- Falih Rıfkı ATAY, ÇANKAYA, bateş yayınları, İst. 1980, s. 31.

2- Baki ÖZ, Hz. Ali'den M. Kemal'e Aleviliğin Tarihçesi, Can yayınları, S.142-143
bak uyarayım bu konudada rezil olcan iyisimi vazgeç
Ebu Hasaneyn
Mesajlar: 383
Kayıt: 13 May 2009, 03:47
Konum: Hatay'lıyız Hak Muhammed Ali'ye Can feda'yız

Re: ATATÜRK VE ALEVİLİK

Mesaj gönderen Ebu Hasaneyn »

alone man kardesim yazdi:
bak uyarayım bu konudada rezil olcan iyisimi vazgeç
alone man kardesim bu dede-baba bozuntusu hangi konuda rezil olmadi ki :?: :mrgreen:
LA İLAHE İLLALLAH (celle celelehu) - MUHAMMEDEN (sallallahu aleyhi ve alihi vesellem) RESULULLAH - ALİYYEN (aleyhisselam) EMİR-EL MÜ'MİNİN VELİYULLAH -(KURTULUŞ YOLU) Allah (c.c) Hz.MUHAMMED (s.a.a.v) Hz.12 HAK İMAMLAR (a.s)
3nokta
Mesajlar: 3381
Kayıt: 26 Ara 2006, 22:16
Konum: Meşhedi313

Re: ATATÜRK VE ALEVİLİK

Mesaj gönderen 3nokta »

Ebu Hasaneyn yazdı:alone man kardesim yazdi:
bak uyarayım bu konudada rezil olcan iyisimi vazgeç
alone man kardesim bu dede-baba bozuntusu hangi konuda rezil olmadi ki :?: :mrgreen:


:lol: :lol: :lol: :lol: :lol:
nokta koymuyoruz artık cümle sonlarına
noktayı koyacak olan sensin anlasana
. . .
biralevi
Mesajlar: 1487
Kayıt: 24 Ara 2006, 14:02

Re: Bektaşi Dergahı Piri Cemalettin Efendi ve Mektupları

Mesaj gönderen biralevi »

Dede-baba yazdı:Bektaşi Dergahı Piri Cemalettin Efendi ve Mektupları

"... Vatan çaresiz ve perişanken siz ve arkadaşlaAlevi-Bektaşiler, Kurtuluş savasşının her safhasında, Mustafa kemal'in yanında olmuşlardır..

Nitekim, siterseniz; Cemaletttin Efendi'nin Ali Fuat Paşaya gönderdiği bir mektuptan bir bölüm sunalım:rınız, vatanı kuırtarmak için meydana atıldınız. üçüncü ordu eski müfettişi MUSTAFA KEMAL PAŞA ve eski bahriye nazırı Hüseyin Rauf Bey'in etrafında toplanarak, bağımsızlık ve özgürlüğümüzü sağlamak yolunda Tanrı'nın takdirini ve ulusun hayranlık ve minnetine sahip olan kutsal bir emeği yürütüyorsunuz. Bu gerçek artık ulusça bilinmektedir. ben ve bütün din kardeşlerimiz, bütün varlığımızla sizlerin yanında yer almak ve her özveriyi kucaklamak çabasındayız...."
HACIBEKTAŞ DERGAHI POSTNİŞİ CEMALETTİN EFENDİ
7 ARALIK 1919
kaynak:
1- Baki ÖZ, Hz. Ali'den Mustafa Kemal'e Aleviliğin Tarihçesi. s.148
dedebaba
pinokyo lakabın konusunda alone can haklı çıktı
sürekli uyduruyorsun sürekli uyduranlardan kaynak alabiliyorsun ama 12 imam kaynakları sunulduğunda binbir şüphe getiriyorsun ne malüm doğru oldukları vs vs gibisinden akıl! yürütüyorsun
baki öz lanetinin elinde hiçbir belge olmadan kitabında uydurduğu masalı burada insanlara yedirmeye çalışıyorsun
böyle bir mektup yoktur bunu Allah lanet etsin baki öz ölmeden önce uydurup gitti şimdi onun uydurduğu bu yalan gerçekleri bilmeyen insanları zehirleyecek ve vebalini o ve bu olmayan mektubu gerçekmiş gibi yayınlayanlar ! da çekecek .
işin tuhafı kimse bu mektup nerede yahu bundan ilk kim bahsetti diye sormuyor bile insanımızı cemlerle semahlar ve dede masallarıyla öyle bir uyuşturdularki soru sormaya analiz yapmaya fırsat bile bırakmadılar
çelebinin kendi soyunun bile haberi olmayan (çünkü aslı astarı yok) mektubu! insanlara gerçekmiş gibi sunan senin gibi yalancıları deşifre etmeye devam edeceğiz
sen o ruh halin ve akli kapasitenle ! tabiki kendini rezil olmuş kabul etmeyeceksin ve görevine devam edeceksin ama unutmaki bizlerde tüm aşağılık komplolorı yalanları yok etmek etkisiz hale getirmek için buralarda olacağız
Cevapla

“Cumhuriyet Tarihi” sayfasına dön