BATI ANADOLU'DA TÜRK BIRLIGININ KURULMASI..

Cevapla
Kullanıcı avatarı
EHL-İ SÜNNET
Mesajlar: 47
Kayıt: 18 Eki 2008, 22:42

BATI ANADOLU'DA TÜRK BIRLIGININ KURULMASI..

Mesaj gönderen EHL-İ SÜNNET »

BATI ANADOLU'DA TÜRK BIRLIGININ KURULMASI

Osmanli tahtinda meydana gelen degisiklikten istifadeyi düsünen ve Yakub Çelebi'nin öldürülmesini bahane eden Karaman oglu Alaeddin Ali Bey, komsu beylikleri de Osmanlilar aleyhine kiskirtmaktan geri kalmiyordu. O, bununla da yetinmeyerek Osmanlilara ait bazi yerleri de isgal etmisti.

Bâyezid, Balkanlar'da gerekli tedbirleri aldiktan sonra Anadolu harekâtina baslamak üzere eski taht sehri olan Bursa'ya gelir. O, burada, Rumeli'de bulunup devletin sinirlan üzerinde gerekli tedbirleri almakla mesgul olan komutanlarin islerini bitirip gelmelerine kadar bekledi. Bu esnada Bursa'da imar faaliyetlerine devam ederek sehirde cami, medrese, imâret, misafirhane, dâru's-sifa gibi hayir eserleri yaptirir. Ayrica Seyh Ebu Ishak dervisleri için de büyük bir zaviye insa ettirdi. Sükrullah, onun Bursa'da insa ettirdigi hayir müesseselerinden bahs ederken söyle der:

"Bursa'da bir Dâru'l-hayr, bir hastahâne, Ebu Ishakhâne, iki medrese, bir cami yaptilar. Onlarin evkafini tayin buyurdu. Daru'l-hayrin evkafindan olmak üzere as ve yemden baska her yil bilginlere ve yerli yabanci yoksullara 600 müd bugday verilmek, her gün konuga ve yerliye et ile birlikte 300 çanak as eristirilmek üzere vakiflarini tayin buyurdu. Hastahâne, Ebu Ishakhâne, medreseler ve caminin her biri için ayrica vakiflar tayin buyurdu. Görenek oldugu üzere bunlara seyh, tabib, imam, müezzin ve müderris dikip akçalarini tayin ettirdi. 30 hafiz, daru'l-hayra, 30 hafiz, camiye tayin buyurdu ki, her gün biri Tanri kelamindan bir cüz okuya." Keza o, kaynaklarin ifadesine göre üç degirmen çalistiracak kadar bol ve lezzetli içimi ile taninan Akçaglayan adindaki suyu kapali künklerle Uludag'dan sehre indirterek yaptirdigi imâret yaninda kemerler üzerinden geçirip cami, medrese ve hamama taksim etmisti. Artan suyu da mahallelere taksim edip çesmelerden akitmisti. Bütün hayir ve sosyal tesisler için de vakiflar tahsis etmisti.

Rumeli ve Bizans islerini yoluna koyan Bâyezid, Sirp kralini maiyeti ile birlikte ordusuna çagirip harekete geçmek istiyordu. Bizans Imparatorunun oglu Manuel de kuvvetleri ile birlikte Sultan'in ordusuna katilir. Padisah, bundan sonra Kastamonu emîri Candarogullari'ndan Kötürüm Bâyezid'in oglu Süleyman Pasa'yi da ittifaka çagirir. Bu arada Edirne'de muhafiz olarak kalan Beylerbeyi Kara Timurtas Pasa'yi da Rumeli kuvvetleri ile birlikte Anadolu'ya getirtir. Bu kadar büyük bir kuvvet toplamis olan Bâyezid, bir taraftan Bizans Prensi Manuel'i Rum kuvvetleri ile Alasehir üzerine göndererek Bizans Imparatorlugu'na tabi olan bu sehri zapt ettirir. Bütün Osmanli kaynaklan ve özellikle bu olayin meydana geldigi anda yasayan Ahmedî bu sehrin Bâyezid zamaninda feth edildigine isaretle:

"Ne Alasar kodi vü ne Saruhan Ne Aydin u ne Mentese ne Germiyan" der.

Öbür taraftan Saruhan üzerine yürüyen Sultan Bâyezid, burayi harpsiz denecek bir sekilde almis ve emir Hizir Sah ile kardesi Orhan'i Bursa'ya gönderip haps ettirmisti. Bundan sonra Aydin iline giren Bâyezid, Isa Bey'in fazl, kemal ve yasina hürmet ederek ona kendinin ve ecdadinin evkafina mutasarrif olmak üzere kayd-i hayat ile (ölünceye kadar) kendisine Tire'yi ikta olarak vermisti. Bu arada Yildirim, Isa Bey'in kizi Hafsa Hatun ile evlendi.

Sultan Bâyezid, daha sonra kayin biraderi olan Germiyan oglu Yakub Bey'in de üzerine yürüyerek basta Kütahya olmak üzere bütün ülkesini alir. Anadolu birligini kurma gayretinde olan Bâyezid, bütün islerini tamamlamadan bu hareketten vaz geçecege benzemiyordu. Onun için Ahmed ve Mehmet Bey ismindeki iki kardesin idaresinde bulunan Mentese üzerine de yürüdü. Burayi da kendisine baglayan Sultan, aldigi bu yeni yerlerin her birine kendi ogullarini vali olarak tayin etti. Bu arada Kütahya merkez olmak üzere meydana getirdigi Anadolu beylerbeyligine Kara Timurtas'i getirmisti. Bundan sonra Hamidogullari beyligine ait yerlerin pek çogunu ele geçiren Bâyezid, bu arada beylige bagli olan Antalya'yi da Osmanlilara bagli bir sancak haline getirdi. Bütün bu hareketleri ile Yildirim Bayezid, Anadolu'yu bir Osmanli vilayeti haline getirerek merkeziyetçi bir devlet kurmak düsüncesinde oldugunu gösteriyordu.

OSMANLI DONANMASININ EGE VE AKDENIZDEKI FAALIYETLERI

1390 senesinin yumusak geçen sonbahar ve kis mevsimleri, Osmanlilarin faaliyetlerini daha rahat bir sekilde yapmalarina sebep olmustu. Bati Anadolu'daki beyliklerin Osmanli hâkimiyetine girmesi ile Osmanlilar, Ege ve Akdeniz kiyilarinda uzun sahillere sahip olmuslardi. Latinlerin idaresinde bulunan Izmir hariç olmak üzere bütün bir Ege sahilinin alinmasi ile özellikle Aydin ve Mentese Beyligine bagli bulunan deniz kuvvetleri de Osmanlilara geçmis oluyordu. Bu da Osmanli deniz gücünün gelismesine sebep oluyordu. Nitekim Osmanlilarin ilk mühim deniz faaliyeti bu zamanda yapilmis ve Sarica Pasa komutasindaki 60 parça gemiden mütesekkil bir Osmanli filosunun, Sakiz ve Egriboz adalari ile Yunanistan sahillerini vurmasi üzerine Venedikliler, adalardaki garnizonlan ve istihkamlari takviyeye baslamislardi. Sarica Pasa'nin faaliyetlerinden bahs ederken Hammer: "Bu siralarda Azepler komutani Sanca Pasa da Edirne'de baska bir cami yaptirmaya basladi. Bir kara kuvveti firkasinin (tümen) komutanligi ile Osmanli donanmasi komutanligini elinde toplamis olan bu vezir, Akdeniz Bogazi (Çanakkale) girisinde bir Frenk gemisini esir etmisti. Bu geminin içinde Imparator Manuel'le evlendirilecek olan bir prenses bulunuyordu. Sarica Pasa bu nisanli prensesi sultana takdim edince Bâyezid, onun güzelligine hayran olarak kendisiyle evlendi." diyorsa da gerçekte böyle bir olay cereyan etmemisti. Çünkü Yildirim Bâyezid, sadece üç hanimla evlenmistir ki bunlar da Germiyan oglu Süleyman Sah'in kizi ve Mevlânâ Celaleddin Rumî'nin torunu olan Devletsah Hatun, Sirp Krali Lazar'in kizi Maria Despina ve Aydinoglu Isa Bey'in kizi Hafsa Hatun'dur.

KARAMAN SEFERI

Sultan Bâyezid, Bati Anadolu'daki beylikleri ortadan kaldirip kendine bagladiktan sonra Karamanogullari üzerine yürür. Çünkü Karaman Beyi Alaeddin Ali Bey, Sultan Murad'in vefatini müteakip Hamideli taraflarindaki Osmanli topraklarindan bir kismi ile Beysehri'ni alarak o taraflari vurmustu. Sultan Bâyezid, önce Hamideli'ne geçti, oradan da Teke yani Antalya taraflarina indi. Antalya'yi alip Firuz Bey'e tevcih etti. 1391 senesinde meydana gelen bu hadiseler esnasinda daha önce Osmanli müttefiki olan Candaroglu II. Süleyman, Osmanli'yi kendisi için tehlike saymis olacak ki Osmanlilarla olan ittifakini bozup Sivas'ta hüküm süren Kadi Burhaneddin ile görüsmelere baslamisti. Bâyezid, Karamanogullari topraklarina girince Karaman oglu Alaeddin Ali Bey, Osmanlilara karsi koyabilmek için Kadi Burhaneddin ile Candaroglu Süleyman'dan yardim istedi. Fakat Bâyezid, bu birlik ve yardimlarin birlesmesine firsat vermeden Karamanogullari'na ait bazi yerleri alip Konya'yi muhasara altina aldi. Bu arada Bâyezid ile basa çikamayacagini anlayan Karaman oglu Alaeddin Ali Bey, Taseline çekilmisti. Kusatma, hasad zamanina tesadüf etmisti. Yildirim Bayezid de babasinin yaptigi gibi halkin mahsulüne asla el dokundurulmamasini emr etti. Sehir halkindan, kale disinda mahsulü olanlara teminat verilerek onlarin rahatlikla disari çikabileceklerini söyledi. Bu teminat üzerine sehir halki kaleden disari çikabiliyor, hasad edebiliyor ve istedikleri bedel ile Osmanli ordusuna satis yapabiliyorlardi. Gerçekten Bayezid, babasi gibi bölge halkina çok iyi davranmis ve satis yapmak isteyen halkin herhangi bir korkuya kapilmadan zahiresini getirip satabilecegini bildirmisti. Halk sattigi esyanin karsiligini tamamen aldiktan sonra çavuslar refakatinda yerlerine gönderiliyordu. Hammer, Aksehir, Aksaray ve Nigde gibi sehirlerin sirf bu sekildeki bir muamele üzerine teslim olduklarini ve kapilarini tekrar Osmanlilara açtiklarini yazar.

Alaeddin Ali Bey, Kadi Burhaneddin ile Candaroglu Süleyman'dan yardim gelmedigini görünce, kayinbiraderi olan Yildirim Bayezid'den baris istemek zorunda kalir. Bunun üzerine Yildirim Bâyezid, barisi kabul ederek zaten Osmanlilara ait olan ve Karamanoglunun eline geçmis bulunan Beysehir, Aksehir ve diger bazi yerleri almak suretiyle antlasma yapar. Böylece iki devletin arasinda Konya Ovasi'ndaki Çarsamba Suyu sinir olarak kabul edilir. Yapilan antlasmadan sonra buralarin idaresi Sari Timurtas Pasa'ya birakildi. Böylece, daha sonra da devam edecek olan Karaman seferinin bu ikinci safhasi bitmis oldu. Bu seferde Bizans Imparatoru V. Ioannes'in oglu Manuel de Yildirim'in ordusunda bulunuyordu.

ISTANBUL'UN MUHASARASI VE SEHIRDE TÜRK MAHALLESININ KURULMASI

Yildirim Bâyezid, Anadolu'daki seferlerle mesgul oldugu sirada Bizanslilar, bu durumdan istifade ile bazi tedbirler almaya basladilar. Bu meyanda Bizans Imparatoru loannis, ayagindaki agrilara ve yatalak bir halde bulunmasina ragmen, Istanbul surlari ile kulelerinin bazi yerlerini tamir ettirmeye basladi. Bu durumdan haberdar olan Yildirim Bâyezid, bu harekete çok sert bir tepki göstererek tamir ettirilen yerlerin derhal yiktinlmasini ister. Imparator, Yildirim'in yaninda bulunan ve tahtin yegane varisi olan Manuel'i düsünerek tamir edip yaptirdigi yerleri tekrar yiktirir. Ancak Imparator, surlarin yiktirilmasindan kisa bir müddet sonra ölünce, Osmanlilarla birlikte Anadolu seferlerine istirak eden ve Bursa'da bulunan Manuel, bir yolunu bularak Bursa'dan kaçip Istanbul'a gelir ve babasinin yerine tahta oturur.

Âdet oldugu üzere, babasinin matem günlerini geçirdikten sonra Bâyezid'in kendisine ve sehre karsi takindigi tavri düsünmeye baslar. Bâyezid, yeni imparatordan (II. Manuel) vergi artirimi, Istanbul'da bir Müslüman mahallesinin kurulmasi ve bir cami insasi ile bir kadi tayin etmesini ister. Bizans tarihçisi Dukas bu konuyu su ifadelerle dile getirir:

"Bâyezid, Imparator Manuel'e elçiler göndererek, Istanbul içerisinde Türklerin "kadi" tabir ettikleri bir hâkimin devamli olarak bulunmasini arzu ettigini bildirdi. Bu kadi, Istanbul'da ticaretle istigal eden veya o maksatla oraya gidecek olan Müslümanlar arasinda meydana çikacak olan muamelat ve ihtilaflari muhakeme ve hallu fasl edecekti. Bâyezid, Müslümanlarin gâvur mahkemesinde muhakeme olunmalarinin caiz olmadigini, müslümani, kendi hâkiminin muhakeme etmesi icab ettigini, iftiralar ve haksizliklari, daha bir çok seylerle beraber bildirmis, nihayet sunu da ilave etmisti: "Sana emr ettiklerimi yapmak ve taleplerimi yerine getirmek istemezsen, kapilari kapa ve sehrin içinde hükümdarligini yap. Hariçte bulunan her yer ve her sey kâmilen benim olacaktir." Yildirim'in bu talebi redd edilince, Istanbul'u teslim almak için uzaktan muhasaraya basladi. 1391 senesinde baslayan bu tazyik sonucunda Bâyezid, Istanbul surlarina kadar olan bütün Bizans köylerini muhasaraya basladi. Bu kusatma sonunda Manuel, Istanbul'da birkaç yüz ev ile cami ve mahkemesi olan bir Müslüman mahallesinin kurulmasini ve Haliç'in kuzey tarafinda bir Türk garnizonunun bulunmasini kabul etti. Ayrica her sene Osmanlilara vermekte oldugu vergiyi de artirdi.
Cevapla

“Osmanlı Tarihi” sayfasına dön