Laneti Yanlış yerdemi kullanıyoruz

Cevapla
kara
Mesajlar: 153
Kayıt: 30 Mar 2009, 23:27

Laneti Yanlış yerdemi kullanıyoruz

Mesaj gönderen kara »

Slm Merdan Hocam benim kafama takilan bir soru var Biz Lanet ederkek Yezide

Şöyle lanet ediyoruz Yezit Senin Köküne Lanet olsun diyoruz

Kim lanet okusa Yezide hep aynı cümle kullanılıyor

Bu seferde aklıma şöyle bir mantık geliyor

Fakat burata Peygamberimiz
.....Abd Manaf dan geldiğine göre bu Yezidin köküde Abd Manaf dan geliyor
.....O zaman biz bu insanlara lanet etmiş olmuyormuyuz. Yani Abd Manaf dan geriye doğru

Abd Manaf Pegamberden geriye doğru olanlarda inançsızdı diye bilirsin Ama benim aklıma bu seferde Peygamberin hadisi aklıma geliyor Diyorki Atalarım puta tamazlardı İbrahim soyundan geliyor İbrahime inanarak Allahlarını biliyorladı diye bir yerde okumuştum


Resim
Resim
Kullanıcı avatarı
MERDAN
Mesajlar: 956
Kayıt: 01 May 2007, 22:14

Re: Laneti Yanlış yerdemi kullanıyoruz

Mesaj gönderen MERDAN »

kara yazdı:Slm Merdan Hocam benim kafama takilan bir soru var Biz Lanet ederkek Yezide
Şöyle lanet ediyoruz Yezit Senin Köküne Lanet olsun diyoruz
Kim lanet okusa Yezide hep aynı cümle kullanılıyor
Bu seferde aklıma şöyle bir mantık geliyor
Fakat burata Peygamberimiz
.....Abd Manaf dan geldiğine göre bu Yezidin köküde Abd Manaf dan geliyor
.....O zaman biz bu insanlara lanet etmiş olmuyormuyuz. Yani Abd Manaf dan geriye doğru
Abd Manaf Pegamberden geriye doğru olanlarda inançsızdı diye bilirsin Ama benim aklıma bu seferde
Peygamberin hadisi aklıma geliyor Diyorki Atalarım puta tamazlardı İbrahim soyundan geliyor İbrahime
inanarak Allahlarını biliyorladı diye bir yerde okumuştum
Aleyküm selam.
İmamlarımız yezite nasıl lanet okumuşlarsa ve günümüzde değerli ehlibeyt alimlerimiz müctehidlerimiz nasıl
lanet okuyorlarsa bizde aynen öyle yapmalıyız derim. (bu konuda biraz araştırma yapıcam inşallah)
Allahım bana adaletinle değil, merhametinle davran. İMAM ALİ (A.S)
Kullanıcı avatarı
MERDAN
Mesajlar: 956
Kayıt: 01 May 2007, 22:14

Re: Laneti Yanlış yerdemi kullanıyoruz

Mesaj gönderen MERDAN »

Sevgili Kara can, yezide lanet konusuna geçmeden önce Peygamberimizin (s.a.a)
atalarıyla ilgili hadisi hakkında bazı açıklamalar yapmak istiyorum:
Şimdi yukardaki soy şemasına baktığımızda Haşim oğulları ile ümeyye ve abdüşşems oğullarının
geride abd-ü menafta birleştiğini görüyoruz, doğru. Daha da gerilere gittiğimizde Hz. İbrahim’e ve
başka Peygamberlere dayandırılan bir çok kollar ve isimler var ve en son olarakta hepsi Hz Adem (as) a
kadar varır ve onda biter.

Ancak burada Peygamberimiz (s.a.a) “ Atalarım puta tapmazlardı” derken bundan kasdettiği kişiler,
babası Hz. Abdullah’tan geriye doğru olan atalarının hepsi değildir. Çünkü geriye doğru gidildiğinde
binlerce isim vardır ve bunların içinde iyisi, kötüsü, mümini, müşriki, putperesti, hanif olanları vs.. her
türden insan vardı.
Peygamberimizin “atalarım” diye bahsettiği işte bunlar içerisinden “sülb” olarak temiz olanlarıdır.

Kural şudur:

TEMİZ SÜLBDEN KİRLİ GELEBİLİR
AMA TEMİZ SÜLB KİRLİDEN GELMEZ.

Bu ayrımı iyi anlamak gerekir. Peygamberimizin (s) sülbü temizdir ve geriye doğru hep temiz olan
sülb’lerden Hz. Abdullah’a kadar gelmiş ve Peygamberimize ulaşmıştır. Başka bir deyişle, Peygamberimizin
gerçek ataları Hz. İbrahim aleyhiselamdan bu tarafa gelen silsiledeki biyolojik ataların tümü değil, onlar arasında
tevhid inancından hiçbir zaman ayrılmayan ve asla putlara tapmayan hanif atalarıdır sadece.

Bu kurala aykırı olarak geriye doğru bütün ataları aynı katagoride ve aynı değerde görürsek bu yanlış olur.
Çünkü örneğin ebu lehebinde ataları Ben-i Haşimdendi ama o kafirdi putperestti ve bilindiği gibi Allah (cc)
bizzat Kuran’da o’nun hakkında “elleri kurusun!!!” diye lanet etmiştir.
Konunun biraz daha iyi anlaşılması için İmamlarımızdan da benzetme ile örnek verebiliriz. -Teşbihte hata olmasın-
mesela bir İmamın (a) 8-10 tane evladı var ama içlerinden sadece biri “Masum İmam” oluyor.
Burdan da anlıyoruz ki aynı soydan, aynı kökten ve aynı sülbden gelen şahısların hepsi aynı değerde değildir.

Yine örneğin Hz. Nuh (as) ın kendi sülbü temizdir ama temiz sülbden kirli gelebilir dedikya hani,
nitekim Hz. Nuh (a.s) dan da bir kirli evlad gelmiş ve malum olduğu üzre o oğlu iman etmeyip kafir olarak ölmüştür.

Bu anlamda örnekler çoğaltılabilir. Umarım anlatabilmişimdir.
Allahım bana adaletinle değil, merhametinle davran. İMAM ALİ (A.S)
Kullanıcı avatarı
MERDAN
Mesajlar: 956
Kayıt: 01 May 2007, 22:14

Re: Laneti Yanlış yerdemi kullanıyoruz

Mesaj gönderen MERDAN »

YEZİDE LANET OKUMA MESELESİNE GELİNCE:

Burada da küfür ile laneti birbirinden ayrı değerlendirmek gerekiyor. Küfür caiz değildir
ama lanet okumak caizdir. İmam Ali (as) kendi ashabını muaviye’ye küfür etmekten men
etmiştir. Ancak hakkeden kişilere lanet etmek gereklidir ve lanet bir bedduadır. Gerçi bazı
hadislerde “mümin lanet edici olmaz” diye geçer ama bundan kasıt mutlak anlamda bir
yasaklama değildir. İnsanın dilini lanete alıştırıp olur olmaz herkese karşı, lanete layık
olup-olmadığını bilmeden herkese ulu-orta lanet okumaktır. Yoksa inancımıza göre gerçekten
lanet kapsamına giren, lneti hakeden kişilere ve gruplara lanet okumak iyidir, gereklidir ve sevaptır.
Çünkü böylelerine bizzat Allah (cc), Peygamberimiz (s) ve Pak İmamlarımız da (a ) lanet etmişlerdir.

Kuranda Fetih Suresi: 6, Muhammed Suresi: 20,21,22,23, Hud: 18, Ahzap: 57 gibi ayetlerde
Allah (cc) bir takım kişi ve gruplara lanet etmiştir.


Yine peygamberimiz de örneğin: “Üsame ordusuna katılmayanlara” lanet etmiştir.
(Şehristânî- c.1, s.23, Şerh-i İbn-i Eb-il Hadid, c.6, s.52)

Amr İbn-i As’a lanet etmiştir (Kenz-ül Ummâl, c.13, s.548)

Yine Mervan b. Hakem ve babası Hakem b. As'a lanet etmiştir. (Tarih-i İbn-i Esir, c.3, s.199)

Muaviyeye babası ve kardeşine lanet etmiştir. Şöyleki : Bir gün ebu süfyanın hayvanına bindiği,
muaviye ve kardeşinin de birisinin önden ipi çektiğini, diğerinin de arkadan sürdüğünü görünce
"Allah'ım, çekene de sürene de binene de lanet eyle" buyurmuştur.
(Vak'at-u Sıffin –Mısır baskısı- s.217, En-Nihâye, c.4, s.87)


İmamlarımızında (a) ebu süfyan, muaviye ve yezit gibi birçok kişi ya da guruplar hakkında lanet
ettiği ve beddualar okuduğu yönünde bir çok rivayetler vardır.
(bknz. sahifeyi seccadiye, tevessül, aşura ziyareti, nudbe, gibi dua kitapları)


Allah'ın, Resulü'nün ve İmamlarımızın lanetlediği kimseleri bizim de aynı şekilde lanetlememiz
gerekir elbette.

Bununla birlikte lanet olayını sadece tarihte gelip-geçmiş belli kişilerle sınırlı tutmayıp, meseleyi
güncelleştirmek istediğimizde, günümüzde artık yezit ismi bir şahıs sıfatı olmaktan adeta çıkmış
ve şeytanlığın, zulmün, gasbetmenin, katliamın, yağmanın, müsrifliğin,kötülüğün, günahın,içkinin,
kumarın, lüksün, şatafatın, oyun ve eğlencenin,nefse, güce, servete, şöhrete ve şehvete tapınmanın
sembolü haline gelmiştir.

Dolayısıyla biz yezide ve köküne lanet olsun dediğimizde aslında sadece belli kişilere değil
yezidi zihniyette ve yaşantı biçiminde olan herkesi kastetmiş oluyoruz, olmalıyız.

Diğer taraftan Yüce Allah (cc) kuran’da :
“Tebbet yeda ebi leheb” = “ebi lehebin elleri kurusun” demiştir.

Şimdi biz bu ayeti örnek alarak sadece ebi leheb için değil, ebu lehep zihniyetinde olan
çağımızın tüm zalimleri için de aynı laneti söyleyip, “elleriniz kurusun” diyebiliriz, diyebilmeliyiz.

Tebbet yeda buşh!!
Tebbet yeda ariel şaron!!
Tebbet yeda saddam!!
Tebbet yeda kral fahd!!
Tebbet yeda marx, lenin, stalin, mao!!
Tebbet yeda ……………

Yezide ve köküne lanet etmek demek, öncesi ve sonrasıyla “yezidî zihniyeti ve yezidî yaşam şeklini”
benimseyen, yezidin geçmiş ataları, şimdiki ve gelecek nesillerde de hangi soydan gelirse gelsin
yezidi değerleri!!! taşıyan herkese lanet okumak demektir.

Bu bağlamda emevi soyu için de aynı mantık geçerlidir. Gerçi bu soydan türeyenlerin tamamına yakın
bir çoğunluğu kötü olarak çıkmıştır. Ancak emevi halifeleri içinde (ömer bin abdülaziz) gibi birisi de var ki
-köken itibariyle emevi soyundan gelmiş olmanın dışında- yaşantısıyla ve yaptıklarıyla, taassup ehli
olmayan sünni ve şii hemen bütün tarihçilerin hayırla yad ettikleri, ve aynı soydan oldukları halde
yezitle asla kıyaslanmayacak ve bire bir aynı görülmeyecek denli “iyi bir insan” olduğunu belirtmişlerdir.

Oysa günümüzde özellikle türkiye yada avrupada yaşayan ve kendisine “aleviyim” diyen ama maalesef
alevilikle uzaktan yakından hiçte alakası olmayan bir yaşam tarzıyla ve bektaşilerin günümüzdeki uyduruk
kültürlerini hiç aşamamış bir takım cahil-cühela gençler de var ki, sırf kulaktan dolma düşüncelerle ve
neyin ne olduğunu doğru-dürüst bilmeden, anlamadan etmeden yezite ve köküne lanet okur durur,
dahası “bütün sünniler de yezittir” der ama aslında kendi yaşantısının yezitten pekte farklı olmadığını,
İmamların ve Ehlibeytin, Alinin ve Hüseyinin yolundan gitmediğini bilmez ve düşünmez bile.
Yani lanet etmek bu tiplerin ağzında dolaştırdığı anlamsız, içi boşaltılmış kuru bir sözdür sadece.


Yüce Allah (cc) -gerçekten lanete müstahak olanlara- hakkıyla lanet edebilmeyi bizlere nasip etsin inş.

Allahın ve meleklerin ebedi laneti, İmam Hüseyine kıyan zalimlere!! yezitlere!! yezidî atalara!! onların
günümüzdeki her türden uzantılarına!! ve kıyamete kadar gelecek olanlarının!! üzerine olsun inş. Amin.
Allahım bana adaletinle değil, merhametinle davran. İMAM ALİ (A.S)
kara
Mesajlar: 153
Kayıt: 30 Mar 2009, 23:27

Re: Laneti Yanlış yerdemi kullanıyoruz

Mesaj gönderen kara »

MERDAN yazdı: TEMİZ SÜLBDEN KİRLİ GELEBİLİR
AMA TEMİZ SÜLB KİRLİDEN GELMEZ.

.

Temiz sülpden kirli gelebilir ( Örnegin Nuhun oglunu var) dedik bu tamam

Ama Burda Temiz Sülb kirliden gelmez Cevabi Beni Ibrahime götürdü ( Ibrahimin babasi Putperes degilmiydi ve Put yapip Tanri diye satardi) Ibrahimin babasida kirliydi galiba hocam
----------------------

Lanet konusunda ayiktirdigin icin cok tsk ederim hocam...
Resim
Kullanıcı avatarı
MERDAN
Mesajlar: 956
Kayıt: 01 May 2007, 22:14

Re: Laneti Yanlış yerdemi kullanıyoruz

Mesaj gönderen MERDAN »

kara yazdı:
MERDAN yazdı: TEMİZ SÜLBDEN KİRLİ GELEBİLİR
AMA TEMİZ SÜLB KİRLİDEN GELMEZ.

.

Temiz sülpden kirli gelebilir ( Örnegin Nuhun oglunu var) dedik bu tamam

Ama Burda Temiz Sülb kirliden gelmez Cevabi Beni Ibrahime götürdü
( Ibrahimin babasi Putperes degilmiydi ve Put yapip Tanri diye satardi)
Ibrahimin babasida kirliydi galiba hocam
----------------------

Lanet konusunda ayiktirdigin icin cok tsk ederim hocam...

Azer, Hz. İbrahimin babası değildi. Hz.İbrahimin babasının ismi Taruh idi.

Resulullah efendimizin anası, babası ve bütün dedelerinin temiz bir mümin olduğu, âyet-i kerime
ve hadis-i şeriflerle sabittir. Bunun aksini söylemek, bu husustaki nassları inkâr olur.

Tevbe suresinin 28. âyet-i kerimesinde müşriklerin necis, yani bedenlerinin değil itikadlarının pis
olduğu bildiriliyor. Peygamber efendimiz de bütün dedelerinin temiz olduğunu bildiriyor. Şuara
suresinde (Vetekallübeke fissacidin) buyuruluyor. Yani mealen, (Sen, yani senin nurun, hep secde
edenlerden dolaştırılıp, sana inkılab etmiş, ulaşmıştır) demektir. Ehl-i sünnet âlimleri bu âyet-i
kerimeyi tefsir ederken, bütün ana babalarının mümin olduğunu bildirmişlerdir. Mevahib-i ledünniyye
kitabının başında, bütün dedelerinin temiz birer mümin olduğunu bildiren hadis-i şerifler nakledildikten
sonra buyuruluyor ki:

(İbni Abbas hazretleri buyuruyor ki:
"Seni bir Peygamberin neslinden diğer bir Peygamberin nesline naklettim.
Yani senin soyun Peygamberler silsilesidir. Bir babanın iki oğlu olsa,
peygamberlik hangisinde ise, Resulullah ondan gelmiş demektir.")


Hadis-i şeriflerde buyuruldu ki:

(Her asırdaki insanların en iyilerinden dünyaya getirildim.) [Buhari]

(ALLAHü teâlâ, Arabistandaki seçilmişlerden beni seçti. Beni her zamandaki insanların en iyilerinde
bulundurdu.) [Taberani]

(Dedelerimin hiçbiri zina etmedi. En iyi babalardan, temiz analardan geldim. Dedelerimden birinin iki oğlu
olsaydı, ben bunların, en iyisinde bulunurdum.) [Mevahib]

(Hz. Âdemden babama kadar hep nikahlı ana babadan geldim. Ben ecdat olarak sizin en hayırlınızım.)

(Soy bakımından da insanların en şereflisiyim. Öğünmek için söylemiyorum.) [Deylemi]

[Yani, (Hakikati bildiriyorum, hakikati bildirmek vazifemdir, bunları söylemezsem vazifemi yapmamış olurum)
demektir.]

Bu hadis-i şerifler ve Şuara suresindeki âyet-i kerime, Peygamber efendimizin bütün dedelerinin temiz bir
mümin olduğunu göstermektedir. Kâfirler pis olduğuna göre,

Hz.İbrahimin babasının kâfir olması mümkün değildir.

Molla Cami hazretleri buyuruyor ki:
(Muhammed aleyhisselamın zerresini taşıdığı için, Hz. Âdemin alnında nur parlıyordu. Bu zerre, Hz.Havvaya
ve ondan Hz.Şite ve böylece temiz erkeklerden temiz kadınlara ve temiz kadınlardan temiz erkeklere geçti.
O nur da, zerre ile birlikte, alınlardan alınlara geçti.) [Şevahid]

Bu nur, kâfire geçmediği gibi, zina gibi bir günah işleyen mümine bile geçmiyordu.

Bu bakımdan da Azer, Hz. İbrahimin babası değildi.
[Hz.İbrahimin babasının ismi Taruh idi.]


Enam suresinin 74. âyetinde, (İbrahim, babası Azere dediği zaman...) buyuruluyor.

Burada Azer kelimesi, baba kelimesinin atf-ı beyanı olduğu Beydavi tefsirinde yazılıdır. Bir kimsenin
iki ismi olup, birlikte söylenince, birinin meşhur olmadığı, ikincinin meşhur olduğu anlaşılır. Meşhur
olmayan birincisindeki kapalılığı açıklamak için ikincisi söylenir. Bu ikincisine atf-ı beyan denir.

Hz. İbrahim iki kimseye baba demektedir. Birisi kendi babası,
diğeri de üvey babası ve amcası olan kişidir.


İcaz, belagat ve fesahat kaidelerine göre, âyet-i kerimenin manası, (İbrahim, ismi Azer olan babasına
dediği zaman) demektir. Böyle olmasaydı, sadece (Azere dediği zaman) veya (Babasına dediği zaman)
demek yetişirdi.

Eğer Azer kendi öz babası olsaydı Babası kelimesi fazla olurdu. Türkçede bile (Babam Ali geliyor) denmez,
(Babam geliyor) denir.


Kuran-ı kerimde amcaya baba denilmektedir. Hz. İsmail,
Hz.Yakubun amcasıdır. Fakat Kuran-ı kerimde (Amcan İsmail) denmiyor,
(Baban İsmail) deniyor.


Çocukları, Hz. Yakuba (Babaların İbrahim ve İsmail ve İshak...) diyor. (Bekara 133) Yani, (Baban İbrahim,
baban İsmail ve baban İshak) deniyor. Halbuki Hz. İsmail, Hz.Yakubun babası değil, amcasıdır.
Tefsirlerde, Kuran-ı kerimde amcaya baba denildiği bildirilmektedir. Resulullahın yaşlı köylüye,
amcaları olan Ebu Talibe ve Hz. Abbasa baba dediği, çeşitli muteber kitaplarda yazılıdır.

Yalnız Araplar değil, çeşitli milletlerde, amcaya, üvey babaya, kayınpedere ve yardımsever zatlara baba
demek âdettir.

Türkiyede de, insanlara iyilik eden, onları himayesine alan kimselere mecaz olarak, "Baba adam",
"Fakir babası" dendiğini hepimiz biliriz. Yaşlı kimselere de hürmeten "Baba" denir.

Yaşlı kadınlara da "Ayşe ana", "Fatma ana" veya "Hacı anne" dendiği meşhurdur. Böyle söylemekle,
yani baba demekle, o kimse bizim babamız olmadığı gibi anne dediğimiz kadın da annemiz olmaz.
Bunlar hürmet için söylenir.

Yine yaşlı kimselere, bir akrabalığımız olmadığı halde, "Amca, dede", yaşlı kadınlara da, "Teyze,
nine" deriz. Bunlar bir saygı ifadesidir.

Bu bakımdan Hz.Yakubun öz babası Hz. İshak iken, Kuran-ı kerimde, Hz.Yakuba hitaben

(Baban İsmail) buyurulmuştur.


[İmam-ı Süyuti hazretleri, Kitabüd-derc-il-münife kitabında Azerin Hz. İbrahimin amcası olduğunu
vesikalarla ispat etmektedir.]

(Babam ve baban ateştedir) hadis-i şerifi için âlimler iki türlü açıklama yapıyorlar:

1- Bu hadis-i şerif, Ebu Lehebin Cehennemde olduğunu bildirmektedir.
Çünkü Arablar amcaya da baba derler. (El müstened)


2- Bu hadis-i şerif, imanlı oldukları bildirilmeden önce, ictihad ile söylenmiş idi. İmanlı oldukları sonradan
bildirildi. (Mirat-i kâinat) (Ahvali etfalil-müslimin)]

ALINTIDIR
Allahım bana adaletinle değil, merhametinle davran. İMAM ALİ (A.S)
Alevi
Mesajlar: 200
Kayıt: 15 Tem 2007, 21:20

Re: Laneti Yanlış yerdemi kullanıyoruz

Mesaj gönderen Alevi »

MERDAN yazdı:
kara yazdı:
MERDAN yazdı: TEMİZ SÜLBDEN KİRLİ GELEBİLİR
AMA TEMİZ SÜLB KİRLİDEN GELMEZ.

.

Temiz sülpden kirli gelebilir ( Örnegin Nuhun oglunu var) dedik bu tamam

Ama Burda Temiz Sülb kirliden gelmez Cevabi Beni Ibrahime götürdü
( Ibrahimin babasi Putperes degilmiydi ve Put yapip Tanri diye satardi)
Ibrahimin babasida kirliydi galiba hocam
----------------------

Lanet konusunda ayiktirdigin icin cok tsk ederim hocam...

Azer, Hz. İbrahimin babası değildi. Hz.İbrahimin babasının ismi Taruh idi.

Resulullah efendimizin anası, babası ve bütün dedelerinin temiz bir mümin olduğu, âyet-i kerime
ve hadis-i şeriflerle sabittir. Bunun aksini söylemek, bu husustaki nassları inkâr olur.

Tevbe suresinin 28. âyet-i kerimesinde müşriklerin necis, yani bedenlerinin değil itikadlarının pis
olduğu bildiriliyor. Peygamber efendimiz de bütün dedelerinin temiz olduğunu bildiriyor. Şuara
suresinde (Vetekallübeke fissacidin) buyuruluyor. Yani mealen, (Sen, yani senin nurun, hep secde
edenlerden dolaştırılıp, sana inkılab etmiş, ulaşmıştır) demektir. Ehl-i sünnet âlimleri bu âyet-i
kerimeyi tefsir ederken, bütün ana babalarının mümin olduğunu bildirmişlerdir. Mevahib-i ledünniyye
kitabının başında, bütün dedelerinin temiz birer mümin olduğunu bildiren hadis-i şerifler nakledildikten
sonra buyuruluyor ki:

(İbni Abbas hazretleri buyuruyor ki:
"Seni bir Peygamberin neslinden diğer bir Peygamberin nesline naklettim.
Yani senin soyun Peygamberler silsilesidir. Bir babanın iki oğlu olsa,
peygamberlik hangisinde ise, Resulullah ondan gelmiş demektir.")


Hadis-i şeriflerde buyuruldu ki:

(Her asırdaki insanların en iyilerinden dünyaya getirildim.) [Buhari]

(ALLAHü teâlâ, Arabistandaki seçilmişlerden beni seçti. Beni her zamandaki insanların en iyilerinde
bulundurdu.) [Taberani]

(Dedelerimin hiçbiri zina etmedi. En iyi babalardan, temiz analardan geldim. Dedelerimden birinin iki oğlu
olsaydı, ben bunların, en iyisinde bulunurdum.) [Mevahib]

(Hz. Âdemden babama kadar hep nikahlı ana babadan geldim. Ben ecdat olarak sizin en hayırlınızım.)

(Soy bakımından da insanların en şereflisiyim. Öğünmek için söylemiyorum.) [Deylemi]

[Yani, (Hakikati bildiriyorum, hakikati bildirmek vazifemdir, bunları söylemezsem vazifemi yapmamış olurum)
demektir.]

Bu hadis-i şerifler ve Şuara suresindeki âyet-i kerime, Peygamber efendimizin bütün dedelerinin temiz bir
mümin olduğunu göstermektedir. Kâfirler pis olduğuna göre,

Hz.İbrahimin babasının kâfir olması mümkün değildir.

Molla Cami hazretleri buyuruyor ki:
(Muhammed aleyhisselamın zerresini taşıdığı için, Hz. Âdemin alnında nur parlıyordu. Bu zerre, Hz.Havvaya
ve ondan Hz.Şite ve böylece temiz erkeklerden temiz kadınlara ve temiz kadınlardan temiz erkeklere geçti.
O nur da, zerre ile birlikte, alınlardan alınlara geçti.) [Şevahid]

Bu nur, kâfire geçmediği gibi, zina gibi bir günah işleyen mümine bile geçmiyordu.

Bu bakımdan da Azer, Hz. İbrahimin babası değildi.
[Hz.İbrahimin babasının ismi Taruh idi.]


Enam suresinin 74. âyetinde, (İbrahim, babası Azere dediği zaman...) buyuruluyor.

Burada Azer kelimesi, baba kelimesinin atf-ı beyanı olduğu Beydavi tefsirinde yazılıdır. Bir kimsenin
iki ismi olup, birlikte söylenince, birinin meşhur olmadığı, ikincinin meşhur olduğu anlaşılır. Meşhur
olmayan birincisindeki kapalılığı açıklamak için ikincisi söylenir. Bu ikincisine atf-ı beyan denir.

Hz. İbrahim iki kimseye baba demektedir. Birisi kendi babası,
diğeri de üvey babası ve amcası olan kişidir.


İcaz, belagat ve fesahat kaidelerine göre, âyet-i kerimenin manası, (İbrahim, ismi Azer olan babasına
dediği zaman) demektir. Böyle olmasaydı, sadece (Azere dediği zaman) veya (Babasına dediği zaman)
demek yetişirdi.

Eğer Azer kendi öz babası olsaydı Babası kelimesi fazla olurdu. Türkçede bile (Babam Ali geliyor) denmez,
(Babam geliyor) denir.


Kuran-ı kerimde amcaya baba denilmektedir. Hz. İsmail,
Hz.Yakubun amcasıdır. Fakat Kuran-ı kerimde (Amcan İsmail) denmiyor,
(Baban İsmail) deniyor.


Çocukları, Hz. Yakuba (Babaların İbrahim ve İsmail ve İshak...) diyor. (Bekara 133) Yani, (Baban İbrahim,
baban İsmail ve baban İshak) deniyor. Halbuki Hz. İsmail, Hz.Yakubun babası değil, amcasıdır.
Tefsirlerde, Kuran-ı kerimde amcaya baba denildiği bildirilmektedir. Resulullahın yaşlı köylüye,
amcaları olan Ebu Talibe ve Hz. Abbasa baba dediği, çeşitli muteber kitaplarda yazılıdır.

Yalnız Araplar değil, çeşitli milletlerde, amcaya, üvey babaya, kayınpedere ve yardımsever zatlara baba
demek âdettir.

Türkiyede de, insanlara iyilik eden, onları himayesine alan kimselere mecaz olarak, "Baba adam",
"Fakir babası" dendiğini hepimiz biliriz. Yaşlı kimselere de hürmeten "Baba" denir.

Yaşlı kadınlara da "Ayşe ana", "Fatma ana" veya "Hacı anne" dendiği meşhurdur. Böyle söylemekle,
yani baba demekle, o kimse bizim babamız olmadığı gibi anne dediğimiz kadın da annemiz olmaz.
Bunlar hürmet için söylenir.

Yine yaşlı kimselere, bir akrabalığımız olmadığı halde, "Amca, dede", yaşlı kadınlara da, "Teyze,
nine" deriz. Bunlar bir saygı ifadesidir.

Bu bakımdan Hz.Yakubun öz babası Hz. İshak iken, Kuran-ı kerimde, Hz.Yakuba hitaben

(Baban İsmail) buyurulmuştur.


[İmam-ı Süyuti hazretleri, Kitabüd-derc-il-münife kitabında Azerin Hz. İbrahimin amcası olduğunu
vesikalarla ispat etmektedir.]

(Babam ve baban ateştedir) hadis-i şerifi için âlimler iki türlü açıklama yapıyorlar:

1- Bu hadis-i şerif, Ebu Lehebin Cehennemde olduğunu bildirmektedir.
Çünkü Arablar amcaya da baba derler. (El müstened)


2- Bu hadis-i şerif, imanlı oldukları bildirilmeden önce, ictihad ile söylenmiş idi. İmanlı oldukları sonradan
bildirildi. (Mirat-i kâinat) (Ahvali etfalil-müslimin)]

ALINTIDIR


Merdan hocam cok tsk ederim Allah senden razi olsun. Vesselam...
Resim
Cevapla

“İslam Tarihi” sayfasına dön