İranla İlgili son haberler

[Hasan Akça]

Ahmedinejad'ın seçim zaferinden sonra İran'da meydana gelen son gelişmeler...




22-06-2009


SON DAKİKA Saat: 15.36 Tahran kargaşaları sırasında:



İngiliz, Alman ve Fransız casuslar tutuklandı!



Tahran’da geçen Cumartesi günü çıkan kargaşalar sırasında esas tahrikçilerin tutuklanması çerçevesinde 5 yabancı casusun da tutuklandığı açıklandı.



Tahran’da geçen Cumartesi günü çıkan kargaşaların esas tahrikçilerinin tespiti ve tutuklanması çerçevesinde iki Alman, bir İngiliz ve iki Fransız casusun tutuklandığı belirtiliyor.

Söz konusu kargaşalar sırasında diğer tahrikçilerin ve yine çıkan olaylarda hayatını kaybedenlerin esas tetikçilerinin de tutuklandığı kaydediliyor.




Lolager camii kundakçılarından 12'si yakalandı



Tahran Polisi, halkın yardımları sayesinde, önceki akşamki kargaşa olaylarında Lolager camisini kundaklayanlardan 12'sini yakaladı.



- Dış mihraklara bağlı şehir eşkıyalarının geçtiğimiz Cumartesi akşamı Tahran'ın muhtelif semtlerinde kargaşa olaylarına sebep olmaları ve bu arada bunlardan bir grubunun Azerbaycan-Nevvap dört yolundaki Lolager camisini kundaklamaları olayının ardından Tahran Polisi, bu olayın sorumlarıyla ilgili araştırmalara girişti.

Muhabirimizin konuyla ilgili verdiği habere göre, olay şahitleri ve semt sakinlerinden bilgi alan Tahran Polisi neticede, bu hadiseden sorumlu olanlardan 12'sini tespit edip, gözaltına almayı başardı.

Aynı habere göre, olayla ilgili takibat ve soruşturmalar devam ediyor.





Tahran’ın geçen akşamki kargaşa olayında



Münafıkların silahlı unsurları tespit edilip yakalandı



Tahran’da önceki akşam gerçekleştirilen kargaşa olaylarında terörist Münafıklar örgütüne (Halkın Mücahitleri) mensup silahlı unsurlardan bir grubu güvenlik güçlerince tespit edilip, gözaltına alındı.



Dış mihraklara bağlı unsurların geçen akşam Tahran’da başlattıkları anarşi olayları sırasında, kendilerini Halkın Mücahitleri diye tanıtan terörist Münafıklar örgütüne mensup bir grup, dikkate değer oranda olan sıcak silahlarla birlikte gözaltına alındı.

Söz konusu unsurlar kentin çeşitli semtlerinde yönettikleri yürüyüşler esnasında rast gele yürüyüşçüler ve güvenlik güçlerine doğru ateş açıyor ve böylece panik ortamı oluşmasını sağlıyorlardı.

Kansız satılmışlarda terör silahı olarak bilinen MP5 otomatik silahının yanısıra çok sayıda çeşitli markalarda tabanca, el bombası ve molotof kokteyli gibi silahlar bulunduğu bildirildi.

KATİL İSRAİL DE İŞİN İÇİNE GİRDİ!



İsrail'den, Ahmedinejad hükümetine darbe planı!



Katil İsrail Dışişleri Bakanı, işgal altındaki Filistin topraklarında yaşayan İran asıllı Yahudi ajanlarını, Ahmedinejad hükümetine darbe yapmakla görevlendirdi.



FHA Muhabirinin katil İsrail radyosuna dayanarak bildirdiğine göre, katil İsrail Dışişleri Bakanlığı işgal altındaki Filistin topraklarında yaşayan İran asıllı Yahudileri İran'da anarşi ve kargaşa ortama yaratma ve neticede Ahmedinejad hükümeti aleyhine darbe gerçekleştirmekle görevlendirdi.

İşgalci İsrail'de Farsça olarak yayımlanan bir gazetenin sahibi olan İran asıllı "Kemal Benhas" adlı Yahudi, işgalci İsrail radyosuna verdiği bir demeçte, İran'daki bazı grup ve cereyanlarla temas halinde olduklarını ve Ahmedinejad hükümetine karşı darbe gerçekleştirmeye çalıştıklarını belirtti.

Pakistanlı Generalden şok açıklama



CIA, İran’daki kargaşa olaylarına 400 milyon dolar harcadı!



Pakistanlı eski bir General ABD’nin casusluk teşkilatı CIA’in İran’da kargaşa olaylarının yönetilmesi için 400 milyon dolar harcadığını bildirdi.



Radyo Mondial’in verdiği bilgiye göre Pakistanlı eski General “Mirza Beyg”, CIA teşkilatının İran’da seçim sonuçlarının açıklanmasından sonra ülke çapında kaos ortamı yaratılması için 400 milyon dolarlık bütçe ayırdığını bildirdi.

Diğer taraftan, CNN televizyonu da, ABD’nin İran’daki unsurlarının bu ülkede kargaşa ortamını daha rahat körükleyebilmeleri için onlara 10 bin civarında casusluk gereçleri gönderdiğini duyurdu.



Yasaları uygulamak için aday olduğu halde



Musevi, yasal yollara baş vurmayı reddetti!



Onuncu dönem cumhurbaşkanlığı adayı Mir Hüseyin Musevi yayınladığı bildiride, seçim sonuçları ile ilgili itirazları için anayasayı koruma konseyine baş vurma yolunu reddederek seçim boyunca kullandığı "yasalara uygun kalma " ilkesini bilfiiil çiğnemiş oldu.



Onuncu dönem cumhurbaşkanlığı seçimlerinin adaylarından Mir Hüseyin Musevi, seçimlerin sonuçlarına yönelik itirazlarını yasal yollardan takip etme önerisini reddetti.

Musevi yayınladığı bildiride kendilerinden anayasayı koruma konseyine baş vurmalarının istendiğini, oysa konseyin ister seçimlerden önce ister sonra, tarafsız olmadığını isbat ettiğini belirtti.

Musevi ayrıca ufak çıkarları doğrultusunda İslam inkılabının bu mucizesini ecnebilerin ürünü ve kadife devrim olarak niteleyenlerin çok insafsız olduklarını kaydetti.

Musevi halkın kahir çoğunluğunun oylarını reddetmek için hiç bir belge ve kanıt sunmaksızın yasalara karşı çıkma ve gelecekte daha tehlikeli yollara baş vurma tehdidinde bulundu ve son seçimlere duyulan ilginin halkın yönetimden duyduğu rahatsızlığın giderilmesi için doğan bir umuttan kaynaklandığını belirtti.

Musevi seçimlerin iptal edilmesi ve yeniden yapılmasının gerektiğini ve bu talebin tarafsız bir heyet tarafından araştırılması gerektiğini ifade etti.



FLAŞ! Dışişleri Bakanı Mutteki ifşa etti:



FLAŞ! İngiltere İran'a özel ajanlar gönderdi



İran Dışişleri Bakanı Mutteki, İran’daki son seçimleri özel bir şekilde yönlendirmek için İngiltere’den özel istihbarat elemanlarının Tahran’a gönderildiğini açıkladı.Açıklama, İngiltere'yi çı zor durumda bıraktı.



Tahran’daki yabancı ülkelerin elçileri ve temsilcilerini kabul eden Dışişleri Bakanı Menuçehr Mutteki, İran’daki son seçimleri Avrupa parlamentosu seçimleri ile karşılaştırarak İran milletinin coşkulu katılımının halkın bu nizama duyduğu güveni yansıttığını belirtti.

Mutteki bazı Avrupa devletlerinin İran’ın seçim sonuçları ile ilgili olarak aceleci ve ölçüsüz davrandığını belirterek batılılardan İran gelişmelerine karşı yanlış yaklaşımlardan kaçınmalarını istedi.

Fransa’nın bir avuç siyasi cücenin elinde tutsak olduğunu belirten Mutteki, Almanya’nın da 60 yıldan beri siyonizmin elinde rehin olduğunu, İngiltere’nin de siyonizmin gayri meşru evladı, yani Bahai’liği bölgeye dayattığını vurguladı.

İngiltere’nin dünyanın çeşitli bölgelerine yönelik müdahalelerini kınayan Mutteki, Londra yönetiminin ilk başta İran seçimlerini boykot propagandasını yaptığını, ancak başarılı olamayınca bu kez de İran’a özel ajanlarını göndererek seçim sonuçları üzerinden komplolarını sürdürmek istediğini ifade etti.





HALKI TAHRİK EDİYORDU



Faize Haşimi serbest bırakıldı!



Haşimi Rafsancani'nin "Faize" adlı kızının yanı sıra Rafsancani ailesinden 4 kişinin daha yasa dışı yürüyüşlerdeki tahrikleri nedeniyle gözaltına alınmaları üzerine dün akşam Faize'nin serbest bırakıldığı bildirildi.



Haşimi Rafsancani ailesinden kızı Faize dahil 5 kişinin yasal olmayan yürüyüşlere katıldıkları basın yayın organlarınca yayınlanması üzerine, bunların anarşist ve şehir magandaları tarafından herhangi bir sebeple zarar görmemeleri nedeniyle gözaltına alındıkları bildirildi.

Aynı habere göre, bu gruptan 4'ü daha sonra serbest bırakılırken dün gece son olarak Faize Haşimi de serbest bırakıldı.



MUSEVİ, SİYONİSTLERİ SEVİNDİRDİ!



Netanyahu’dan İran’daki isyancılara destek!



Şimdiye kadar İran’daki olaylara karşı açık tepki vermeyen korsan İsrail Başbakanı Netanyahu, İran’daki göstericilerin büyük cesareti diye nitelediği olayları takdirle karşıladığını açıkladı.



Fransa haber ajansının haberine göre korsan İsrail Başbakanı Benyamin Netanyahu, İran’daki son huzursuzluklarla ilgili tutumunda isyancıları kesinlikle desteklediğini açıkladı.

Bu olayların İran nizamının gerçek mahiyetini ortaya koyduğunu ileri süren Netanyahu, İran’daki isyancıların büyük cesareti diye nitelediği durumu da takdirle karşıladığını vurguladı.

Başta Filistin olmak üzere çeşitli konulardaki radikal tutumu batıyı bile kaygılandıran siyonist Netanyahu, bundan önce İran seçimleri ile ilgili tartışmalara bulaşmak istemediğini ileri sürmüştü.



FLAŞ! AJAN PROVOKATÖR, GERİYE İADE !!



BBC'nin provokatör muhabiri yurt dışı edildi!



İran'daki BBC muhabiri, son günlerde Tahran'da kargaşalara sebep olanları destekleme ve kamuoyunu hükümete karşı kışkırtma gerekçesiyle yurt dışı edildi.

John Line adlı BBC muhabirine dün İran'ı terk etmesi için 24 saatlik bir süre tanındı.

Aynı habere göre BBC muhabiri Line, tarafsız olma kuralına uymayarak yurt dışına kasıtlı ve aynı zamanda yalan ve sahte haberler yollamak, İran halkının haklarını ihlal etmek, kargaşa olaylarını körüklemek, uydurma haberle kamuoyunu yanıltıp kışkırtmak ve muhabirliğe ilişkin ahlak prensiplerini göz ardı etmekten suçlu bulundu.

Tahran Emniyet Genel Müdürü Recepzade:



Pazar günü sakin ve huzurlu geçti!



Tahran Emniyet Genel Müdürü Recepzade, Pazar günü Tahran’ın hiç bir yerinde kargaşa yaşanmadığını ve genelde sakin bir günü geride bıraktıklarını açıkladı.



Emniyet Genel Müdürlüğünün Cumartesi günü Tahran’da gösterilerin illegal olduğunu açıklamasının ardından halkın bu tür gösterilere katılmadığını kaydeden Tahran Emniyet Genel Müdürü Recepzade, Cumartesi günü ise bazı magandaların kentin çeşitli bölgelerinde kargaşa çıkardığını ve kamu mallarına zarar verdiğini kaydetti.

Recepzade halkın malına saldırıda bulunanların tutuklandığını belirterek ayrıca olayları perde arkasından kışkırtan bazı unsurların da tutuklanarak yargıya sevkedildiklerini belirtti.

Recepzade ayrıca gönüllü seferberlerin de polis kuvvetlerinin yanında yer aldığını ve görevlerde güvenlik güçlerine yardımcı olduklarını sözlerine ekledi.



Kargaşacıların din derdi olmadığına bir belge



Tahran'da bir cami kundaklandı!



Önceki Akşam Tahran'da "Lolager" camisi, dış mihraklara bağlı anarşistlerce kundaklandı.

Reformcu Cumhurbaşkanlığı adayı Mir Hüseyin Musevi'nin kendi taraftarlarını izinsiz gösterilere davet ettiği ve meydana gelen kargaşa, yağma ve yakıp yıkma olayları karşısında gözlerini yumduğu şartlarda önceki akşam Tahran'ın Azerbaycan-Nevvap dört yolunda yer alan Lolager camisi de, dış mihraklara bağlı şehir eşkıyalarının kundaklama girişimine maruz kaldı.

Olay şahitlerinin ifadelerine göre, önceki akşamki kargaşa ortamında şehir magandalarından bir grup, önce attıkları taşlarlarla caminin bütün camlarını kırarlarken, daha sonra Molotof kokteyllerini de caminin içine fırlatarak, camiyi ateşe verdikten sonra kaçtılar.



FLAŞ! Dışişleri Bakanı Mutteki ifşa etti:



FLAŞ! İngiltere İran'a özel ajanlar gönderdi



İran Dışişleri Bakanı Mutteki, İran’daki son seçimleri özel bir şekilde yönlendirmek için İngiltere’den özel istihbarat elemanlarının Tahran’a gönderildiğini açıkladı.Açıklama, İngiltere'yi çı zor durumda bıraktı.



Tahran’daki yabancı ülkelerin elçileri ve temsilcilerini kabul eden Dışişleri Bakanı Menuçehr Mutteki, İran’daki son seçimleri Avrupa parlamentosu seçimleri ile karşılaştırarak İran milletinin coşkulu katılımının halkın bu nizama duyduğu güveni yansıttığını belirtti.

Mutteki bazı Avrupa devletlerinin İran’ın seçim sonuçları ile ilgili olarak aceleci ve ölçüsüz davrandığını belirterek batılılardan İran gelişmelerine karşı yanlış yaklaşımlardan kaçınmalarını istedi.

Fransa’nın bir avuç siyasi cücenin elinde tutsak olduğunu belirten Mutteki, Almanya’nın da 60 yıldan beri siyonizmin elinde rehin olduğunu, İngiltere’nin de siyonizmin gayri meşru evladı, yani Bahai’liği bölgeye dayattığını vurguladı.

İngiltere’nin dünyanın çeşitli bölgelerine yönelik müdahalelerini kınayan Mutteki, Londra yönetiminin ilk başta İran seçimlerini boykot propagandasını yaptığını, ancak başarılı olamayınca bu kez de İran’a özel ajanlarını göndererek seçim sonuçları üzerinden komplolarını sürdürmek istediğini ifade etti.

İran Dışişleri Bakanlığı Sözcüsü



İran'da oynanan oyunların senaristi, ABD ve İngiliz kanallar!



Hasan Kaşkavi, Amerikan ve İngiliz kanalların, İran'ın son kargaşa olaylarında "think tank" ve savaş odası rolü oynadıklarını söyledi.



Dışişleri Banklığı Sözcüsü Hasan Kaşkavi, batılı ülkelerin İran'ın son Cumhurbaşkanlığı seçimlerine ilişkin takındıkları tavırlarını değerlendirirken, "Bu ülkelerin tavırlarını 4 aşamalı olarak ele alabiliriz" ifadesini kullandı.

Kaşkavi daha sonra bu 4 aşama konusuna açıklık getirirken, "Birinci aşama, batılı ülke ve basın yayın organlarının İran'da Cumhurbaşkanlığı seçimlerine dair kampanyaların henüz başlamadığı dönemde takındıkları tavırlarıyla ilgili. O aşamada seçimlerin demokratik ve özgür olmayacağı konusunda şaibeler oluşturmaya çalıştılar" dedi.

Hasan Kaşkavi daha sonra şöyle devam etti: "İkinci aşamada yani, seçim kampanyaların ve televizyon münazaraların başladığı sıralarda bunlar durumdan takdirle söz etmeye başladılar ve seçimlerin ciddi bir şekilde düzenleneceğini vurguladılar."

İran'da seçimlerin yapıldığı 12 Haziran tarihine denk gelen 3. aşamada da batılı yetkili ve medyalarının bu seçimlerden "sağlıklı", "güvenlikli" ve "yüksek katılımı sağlayabilen seçim" gibi tabirlerle andıklarını ve olumsuz haber vermekten kaçındıklarını hatırlatan Dışişleri Bakanlığı Sözcüsü Kaşkavi 4. aşamayla ilgili olarak da şöyle konuştu: "Sonuçların açıklanmasından hemen sonra da bunlar yavaş yavaş yeniden şaibe havası oluşturmaya başladılar."

Kaşkavi açıklamalarının devamında, "İlginçtir ki, ne Obama, ne Merkel, ne Sarkozy ve ne bir başka batılı yetkili, İran halkını kanunlara uymaya davet etmedi. Hepsi önceden anlaşmışçasına ortak bir tutumla İran'da kanunların uygulanması gerektiği konusuna değinmekten kaçındılar" diye vurguladı.

Dışişleri Bakanlığı Sözcüsü Kaşkavi daha sonra, "Hâlihazırda, Dışişleri Bakanı, Yardımcıları ve İslami Şura Meclisi Ulusal Güvenlik ve Dış Siyaset Komisyonu üyelerinin katılımıyla, bazı batılı ülkelerin İran seçimlerine yönelik müdahale boyutlarını incelemek üzere özel bir toplantı devam etmektedir" diye bildirdi.



FHA

[Ali]

önceki günlerde kırcanın sunduğu tartışma proğramııyla ilgili milli gazete yazarlarından birisinin yazdıklarını kopyalıyorum


Hüseyin ALTINALAN Milli Gazete İran'daki İran'ı anlamak! 29 Haziran 2009 09:16 YAZARIN DİĞER YAZILARI
Özel bir TV kanalında, cumhurbaşkanlığı seçimi sonrası meydana gelen gerginlik dolayısıyla dünya gündeminin ilk sırlarlarına oturan İran ele alınıyordu.

Açık oturumda tansiyon zaman zaman yükseliyordu.

Programa İran'dan katılan uluslar arası ilişkiler uzmanı Prof. Asgar Ferdi, ülkesine yönelik iddiaların mantık dışı olduğunu ortaya koymaya çalışıyor, bu arada Türk halkına önemli mesajlar veriyordu.

Programın sonuna doğru bir Türk gazeteciye, "İnanın ki hanımefendi, Amerika'nın düşman olduğu bir vehim değildir. O, Ortadoğu'nun Türkiye'nin, İran'ın, hatta tüm bölge ülkelerinin düşmanıdır. Bu bir gerçektir ve kesinlikle vehim değildir. Bu coğrafya içerisinde Amerika'ya yer yoktur" dedi.

Bu tespit, belki de gecenin en önemli tespitiydi.

Ferdi, sözlerini Akif'in "Bastığın yerleri toprak diyerek geçme tanı, düşün altında binlerce kefensiz yatanı, sen şehid oğlusun incitme yazıktır atanı..." şeklindeki dizeleriyle tamamlayarak tüm Türkiye'ye, dostunu ve düşmanını tanıması konusunda hayati öneme haiz hatırlatmada bulundu.

Programda Prof. Ferdi, dünya kamuoyunda İran hakkında oluşturulan kanaatlerin gerçeği yansıtmadığını vurgulayarak, özetle şunları söyledi:

1-Evet bizim demokrasimiz bize özgü demokrasidir. Tıpkı Avrupa'nın, ABD'nin ve Türkiye'nin demokrasileri kendilerine özgü olduğu gibi. İran, İslam Cumhuriyeti'dir.

2-Eleştiri yönelttiğiniz velayeti fakih olsun, devlet uzlaştırma konseyi ya da diğer şura üyeleri olsun tümü halk tarafından seçilir.

3-Evet, seçimden kısa bir üre önce Farsça yayın yapmaya başlayan BBC'nin yayınları durduruldu. Zira BBC halkı kışkırtarak bugün şurada, şu saatte toplanılacak şeklinde duyurularla halkı yönlendiriliyordu.

4-Haklısınız, cep telefonlarında kısa SMS gönderimi engellendi. Zira yine bu yolla halk bir takım kişiler tarafından yönlendiriliyordu. Bunlar buhran, kriz yönetimidir. Kriz dönemlerinde bu tür önlemler doğaldır.

5-Bizim kadınlarımız iddiaların aksine hayatın her alanında varlar.

6-Sayın Ahmedinejad tüm kabine üyeleriyle tüm eyaletlere, illere bir yılda en az 2 kez giderek, halkın dertlerini bizzat yerinde dinliyor ve de yatırımları takip ediyor. Bu yüzden halkın büyük teveccühüne mazhar olmuştur.

7-Musevi, Batı'nın tanıttığı biçimde düşünceye sahip bir lider değil. O ve hanımı, başörtünün nasıl giyilmesi gerektiğinin tarifini İran'da yapmış insanlardır. Humeyni yaşasaydı, Musevi'nin yanında yer alırdı.

8-İran üniversitelerinde okuyan öğrencilerin yüzde 62'sini bayanlar oluşturmaktadır. Savaş dolayısıyla erkek azlığı iddiası komik iddiadır. Savaşın üzerinden 20 yıl geçmiştir. İnsanlar çoğalmaktadır. Dolayısıyla bayan öğrenci sayısını, savaşla ilişkilendirmek gerçek dışı bir yaklaşımdır.

9-Batı'nın baskı aracı olarak kullandığı, protesto gösterilerinin sembolü haline dönüştürdüğü gösterici kızımız Nida'nın ara sokakta ve arkadan vurulması dikkat çekicidir. Vurulan kişilerin hepsi arakalarından vurulmuşlardır. Bunun anlamı nedir? Niçin önden değil de arkadan vuruldular? Olaylara müdahale eden polisler silahsızdır ve sadece jop kullanmaktadırlar. Göstericileri katleden silahların kayıt dışı oluşu provokasyon olduğunu ortaya koymaktadır. Bu saldırıları lanetliyoruz.

10-Buhran dönemlerinde özgürlüklerin kısıtlanması doğaldır. Ülke güvenliği, özgürlüklerden daha önemlidir.

11-Burada bulunan İranlıların tümü nükleer programın devamından yanadır. Ve ülkesinin onurlu politikalarından gurur duymaktadır.

Türkiye'de oluşturulan önyargıların gerçek dışı olduğunu ortaya koyan sadece Asgar Ferdi değildi.

Emperyalistlerin maskelerini düşüren, çirkin oyunlarını deşifre eden usta gazeteci Hüsnü Mahalli ve Prof. Hüseyin Hatemi de İran hakkındaki iddiaların doğruları yansıtmadığını örnekleriyle ortaya koydu.

Hüsnü Mahalli, yabancı gazetecilerin İran'dan çıkarıldığı iddialarının gerçek dışı olduğunu zira kendisinin her gün orada bulunan yabancı gazetecilerle temas halinde bulunduğunu söyledi.

Yabancı gazetecilerin hareket alanının kısıtlandığı iddialarına karşın da " Biz de bazen Türkiye'de kısıtlamalarla karşı karşıya kalıyoruz. Örneğin, Güneydoğu'ya dilediğimiz zaman elimizi kolumuzu sallayarak gidemiyoruz. Bu normal bir şey" dedi.

Seçimlere hile karıştırıldığı iddialarına karşı da Bush'un aylar sonra mahkeme kararıyla başkan seçilmesini hatırlattı. Göstericilere müdahale konusunda da, Fransa'da Mağripli gençlerin isyanında Sarkozy hükümetinin tutumunu hatırlattı.

"Fakat Fransa'nın askeri şehre dökmesine ve olaylara şiddetli biçimde müdahalesine kimse tepki göstermedi" diyerek, çifte standartçı uygulamaları eleştirdi.

Prof. Hüseyin Hatemi ise, Obama ile ABD'nin değişmediğini ısrarla vurguladı ve İranlı muhalifleri Batı'nın oyununa gelmemesi konusunda uyardı. Ahmedinejad'ın tüm tehditlere karşın Batı'ya karşı çok başarılı bir politika izlediğinin altını çizdi.

Programda Ahmedinejad'a sert eleştiriler yönelten İranlı muhalif bayanlar da, küresel medya tarafından ortaya atılan iddiaların aksine rejimle bir sorunları olmadığını ısrarla vurguladılar. Ve ülkelerinden gururla söz ettiler.

Kendilerinin oylarına sahip çıkmak amacıyla protesto eylemlerinde bulunduklarını, ülkelerinde ekonominin kötüye gittiğini, Musevi'nin savaş zamanındaki başbakanlığı dönemimde bile gıda sıkıntısı çekmediklerini dile getirdiler. Dolayısıyla Musevi'yi ekonomi ve daha fazla özgürlük tanıyacağı düşüncesiyle desteklediklerini ifade ettiler.

Bir çift söz: Bir dönem parti liderliğine aday olan meslektaşımızın akıl süzgecinden geçirmeden öne sürdüğü gerçek dışı iddiaların, programı izleyen İranlılarda "Türk gazetecilerin, entelektüellerinin bilgi düzeyleri bu mu?" şeklinde bir imaj oluşturacağı endişesiyle utandım.

İran'daki göstericiler yüzlerini kapatma gereği duymazken, Ahmedinejad muhaliflerinin siyah gözlüklerle ve kasketlerle programa katılmaları, Türk toplumunu yönlendirmeye yönelik komik bir psikolojik taktikti.

Hüseyin Altınalan - Milli Gazete
haltinalan@hotmail.com

[Ali]

ya noldu şu karşı devrimciler nerdeler?
kaç gündür
epeydir ortalarda yoklar
bunca tantana bunun içinmiydi?
bizim istanbulda hergün böyle olaylar var kimse Türkiye yıkılıyo falan demiyoda neden iran için tüm dünya böyle ayağa kalktı ?

[Çeri]

ya noldu şu karşı devrimciler nerdeler?
kaç gündür
epeydir ortalarda yoklar
bunca tantana bunun içinmiydi?
bizim istanbulda hergün böyle olaylar var kimse Türkiye yıkılıyo falan demiyoda neden iran için tüm dünya böyle ayağa kalktı ?

Ben bu İran olaylarından hiç bir şey anlamadım.Ömrünü İran Devrimine adamış olan kişiler bunların içinde Ayetullarda var.Göstericilere destek veriyorlar.Bir önceki İran Cumhurbaşkanı Siyah sarık takacak büyük bir din adamı olan Seyyid Muhammed Hatemi İran Meclis Başkanı eski cumhurbaşkanlarından olan İran`da Reformcularla Muhafazakarlar arasında bir köprü görevi üstlenen Rafşancaninin Museviyi desteklediği biliniyor.Hatta yıllar önce babasıyla birlikte Türkiye`ye geldiğinde Türkiye`yi Devrim öncesi İrana benzettiği için Türkiye`de çok tepki topluyan kızı Museviyi destekliyen gösterilere katılıyor.Hatta babasının adına katıldığı söyleniyor.Kerrubi adlı beyaz sarıklı bir din adamı olan diğer Reformcu adayda hile iddialarını destekliyor.En son Musevi ve Hatemi İran`daki iktidarı gayri meşru ilan etmişler.
Ben bu İrandaki olaylardan hiç bir şey anlamadım.Tek bildiğim Sayın Ahmedinecatın çok mütevazi ve Dünya Ulusalcılarıyla dayanışma içerisinde olduğu.

[Çeri]

İran`daki Musevi taraftarlarının iddialarına delil olarak ileri sürdükleri bir şeyde Reformcu aday Musevi`nin Tebrizli ve Türk kökenli olduğu Azerbaycan bölgesinde her zaman kendi bölgelerinden olan adayların birinci olduğunu ama bu kez Ahmedinecatın Azerbaycan`da çok büyük bir farkla birinci olmasının seçimde hile yapıldığının bir delili olduğunu ileri sürüyorlar.Bu olay İran Azerbaycanında yaşayan halkın ne kadar büyük bir sağduyuya sahip olduğunun bir ispatıdır.Sayın Ahmedinecat Fars kökenli olmakla birlikte Azerbaycan Bölgesinde kaymakamlık ve valilik yapmıştır.Bu görevleri sırasında Türkçe`de öğrenmiştir.

[ali muhsin]

....... Reformcu aday Musevi`nin Tebrizli ve Türk kökenli olduğu Azerbaycan bölgesinde ....

Irandaki kargasanin sebeblerinin biride budur ....!

[Çeri]

....... Reformcu aday Musevi`nin Tebrizli ve Türk kökenli olduğu Azerbaycan bölgesinde ....

Irandaki kargasanin sebeblerinin biride budur ....!

Benim yazımın sadece çok küçük bir bölümünü alıntırayak kendi kafanıza göre bir yorum çıkarmışsınız.Güney Azerbaycan örgütleri Halkı herzaman seçimleri boykot etmeye çağırıyorlar.Sadece 22 Mayıs 2006 Kıyamına bizzat katılmış hiç bir örgütle ilgisi olmuyan şu anda ismini hatırlamadığım bir kişi Cumhurbaşkanlığı için aday olmuş ama onun adaylığı Anayasayı koruyucular konseyi tarafından veto edilmiş.Son seçimde İran Azerbaycanında halk Sayın Ahmedinecatı tercih etmiştir.Yoksa sizdemi hile yapıldığına inanıyorsunuz.Reformcu aday Musevi`nin adı 7.İmam olan İmam Musa Kazımdan gelir yani seyyittir.Ama anadili Türkçe olan bir Seyyittir.Musevi Hümeyni zamanında İran`da başbakanlık yapmıştır.Olaylar sırasında dahi Güney Azerbaycan örgütleri halkı Devrimlerin yurdu olan Tebriz ve Azerbaycanın bu olaylara ilgi göstermemesinin mümkün olmadığını ama davamızı unutmamamız gerektiği.Musevi`den Güney Azerbaycan Halkına hayır gelmiyeceğini.Onun Hatemi`den Rafşancaniden hiç bir farkı olmadığını.Hatta Farstan bile Fars olduğu yönünde uyarmışlardır.Gösterilere katılanlarda İranlılık Şuuruyla katılmışlardır.Ve o gösterilerde sürekli zafer işaretleri yapılmıştır.

[ali muhsin]

Ceri Arkadasim

galiba yanlismi anladiniz bilemiyorum, alinti yaptigim yazinizda birsey anlatmak istemistim sadece ..yani
Musevini Tebrizli Azabaycanli oldugunu yazmissin..bende buna mukabil iranda kargasanin sebeblerinden biride budur diye yazmistim ..yani Musavi Tebrizlidir ve bazilarida kendilerinden biri olanlarini basa gecmesini ister ..sünki Bazilari irkci düsünelerine dayanarak Seyyid Ali Hamanei den bile faydalanip onun gölgesinden istifade edip cikarlarinca faydalaniyorlar .. Musavi ise makamperest ve rantci biri oldugunu daha sandiklar acilmadan evel göstermistir ...Seyyid olan bir kisi Halki fitneleyip Hakkin karsisina cikarip Cikar savasi yapmaz ...Bu kim olursa olsun ..insallah ne demek istedigimi anlamisinizdir..yazinizi kötü niyetle alinti yapip kafama görede yorumlamadim , yukarda belirtigim gibi bunu aciklamaya calistim ...

[Mekzun]

İran'ın gizli gücünü açıklamadık
İslami İran Savunma Bakanı General Ahmet Vahidi, İran silahlı kuvvetleri şimdiye kadar tüm gücünü ortaya koymadığını, bazı yeteneklerini gizli tuttuğunu vurguladı.

Ehlibeyt Haber Ajansı ABNA- İslami İran'ın her türlü askeri tehdide karşı koyabilecek güçte olduğunu kaydeden General Vahidi, silahlı kuvvetlerin tüm yeteneklerini ortaya koymadığını belirtti.
General Vahidi, İran askeri savunma sahasında söyleyecek çok sözü olduğunu, ancak bazı yeteneklerini beklenmedik durumlara karşı sakladığını vurguladı.

General Vahidi, Amerika şu anda bölgede bir olay yaşanmasından ve bu olaya karşı İran'ın tepkisini kaldıramamaktan korktuğunu ifade etti.
Amerikalıların İran'a karşı her gün yeni bir mesele ile karşılaştığını kaydeden General Vahidi, bu yüzden sürekli İran'ın askeri gücüne karşı koymak için yeni tedbirler düşünmek zorunda kaldıklarını belirtti.

"İran askeri açıdan, ABD'den daha iyi durumda"
Siyonist Maariv gazetesi, Amerikan Merkez Kuvvetler Komutanlığı’nın Amerikan Kongresi’ne sunduğu son raporunun, Beyaz Sarayı ciddi bir şekilde kaygılandırdığını vurguladı ve haberde İran’ın askeri açıdan ABD’den daha iyi durumda olduğu belirtildi.

Ehlibeyt Haber Ajansı ABNA- Amerikalı General James Mannes’in, Amerikan Kongresi’ne sunduğu yeni raporu, Amerikalı yetkilileri İran ile olası bir çatışma durumunda, eksikliklerini giderme konusunda telaşa düşürdü.

Siyonist Maariv gazetesi bu haberinde, Amerikan güvenlik makamlarının, Amerika’nın İran askeri gücü karşısında zayıf yönleri olmakla birlikte, olası bir savaşın İran ve Amerika, Siyonist Rejim ve yandaşlarından oluşan Batı cephesi arasında olmasına gayret ettiğini belirtti.

Maariv Gazetesi, İran’ın Hürmüz Boğazı’nı kapatma konusundaki cesur tutumunun, Amerika’nın savaş hazırlıklarını artırıp, Fars Körfezi’ndeki varlığını artırmaya karar vermeye ve bölgede yeni deniz ve kara üsleri oluşturmaya yönelttiğini yazdı.

Maariv gazetesi, the Wall Street gazetesine dayandırdığı haberinde; Pentagon’un, İran ile olası bir savaş ihtimaline karşı hazır olmak için bölgedeki silahlı ve askeri varlığını artırma kararı aldığını belirtti.

Söz konusu haberde ayrıca Pentagon’un, İran karşısında askeri eksikliklerini gidermek amacıyla; düşman hedeflerini, düşman askeri birliklerin yerini ve silahlarının bulunduğu yerleri belirleme yeteneğine sahip teçhizatlarına ilave olarak özellikle mayın algılama ve etkisizleştirme sistemleri üzerinde çalıştığını yazdı.

Maariv’in bu haberine göre, Pentagon, İran Deniz Kuvvetleri ile karşı karşıya gelme olasılığına karşı, ABD Deniz Kuvvetleri’nin gemilerini yenilemek ve en gelişmiş sistemlerle donatmak suretiyle savaş gemilerinin yeteneklerini pekiştirmeyi de dikkate aldı.