Fethullah Hoca - Abdullah Öcalan Takası!

biralevi
Mesajlar: 1487
Kayıt: 24 Ara 2006, 14:02

Fethullah Hoca - Abdullah Öcalan Takası!

Mesaj gönderen biralevi »

FETTULLAH HOCA –ABDULLAH ÖCALAN TAKASI !

Biralevi aydını olarak birçok kez düşünmüşümdür.Bu adamlar Abdullah Öcalanı bize neden teslim ettiler? diye.
Birçok cevap şıkkı var tabi, bizi çok sevdikleri için olabilir miydi?
Herhalde buna kimse inanmaz.Peki karşılıksız olabilir mi?
Buna da kimse inanmaz.Emperyal aşamaları bile geçmiş kapitalist ruhun böyle karşılıksız adım atması özüne terstir.
Peki bizden karşılığında ne istediler? Toprak mı? üs mü? Bu ikiside olamaz çünkü bölgede istedikleri kadar üsleri var,toprağa da ihtiyaçları yok.Onlara verebilecek teknik yardımımızda zaten yok.
Ortadoğuda görev almamız için mi? buda çok önemli bir şık değil çünkü bunu yapmamız için böyle bir teslime gerek yok bunu zaten gönüllü yapacak durumlar zaman zaman zaten oluşuyor.
Bizim desteğimize ihtiyaçları olabilirmi? Olmadığını hepimiz biliyoruz.Peki halkımızın sempatisini sağlamak için olabilir mi?
Bunu birkaç köşe yazarı ve birkaç görsel yayın organı rahatlıkla sağlayabilir,sadece biraz zaman bu iş için yeterlidir.Zaten bunun yeteri kadar altyapısı var.Hatırlayın ki bir devlet adamımız “Donumuza kadar ABD ye bağlıyız” demişti.
Peki o dönem hükümette olan partileri büyütmek yada desteklemek için miydi bu teslim?
Buda mümkün değil çünkü o dönemin koalisyon hükümeti ABD ye en az sempati duyan Ecevit ve Bahçeliden ve Avrupa birlikçi Mesut yılmazdan oluşuyordu.Zaten ilerleyen aşamalarda aradaki krizi herkes apaçık ta görmüştü.
Iraka saldırı için olabilir miydi?
Mümkün ama bu teslime gerek yoktu ki zira zaten tek başlarına bu işi yapabilecek konumdaydılar,sudanda,suudide ve kuveytte birçok destek noktaları zaten vardı.Yani bizim desteğimiz olmazsa olmaz bir durum değildi.Kesin zorunlu bir ihtiyaç yada mecburiyet yoktu.
Öcalandan bıktılar yada tasfiyemi etmek istiyorlardı?
Bu da mümkün değil zira olayda harekette devam ediyor,destekte devam ediyor.
Peki bu bir takas olabilir miydi?
Öcalan karşılığı bizde birisini onlara mı teslim etmiştik?
Kronolojiye baktım.
Şubat-1999 da Öcalanı bize teslim ediyorlar.
Mart-1999 da Fettulah hoca ABD ye sağlık nedeniyle gitmeye ikna ediliyor.
Bu mümkün mü?
Bu durumda her ikisinin de esir olması gerekiyor.
Öcalanın esaretini anlıyoruz peki Fettullah neden esir olsun?
Soğuk savaş projesi olan yeşil kuşağın tasfiyesi için mi? Yada hareketin Fettullah hocayı aşmış olmasından dolayı mı?
Fettulahçılık olarak bilinen olay Fettullahın kendisini bile aşmış olabilir mi?Yada hareketin denetimden çıkma ihtimaline karşı basit bir tedbir olabilir mi?
Bizimkisi varsayım tabi ama bana göre Fettulah hoca Amerika da esirdir.Oradan sağ olarak çıkması mümkün değil gibi gözüküyor.
Tabi bu zaman sürecinde kimlerle neyin pazarlığı nasıl yapılıyor kronolojiyle ve bilgi mantık sistemiyle bunu gözlemleyeceğiz.
Doğru soru şu olabilir.
Siz Amerika strateji kurum başkanı olsanız soğuk savaş döneminde büyük ilişkiler içerisine girdiğiniz ve böylesine büyümüş olan bir organizmanın denetiminin elinizden çıkma ihtimalini hesaplar mıydınız?
Ve bu ihtimalin ürküntüsü karşısında ne yapardınız?
Eğer bir hareket özellikle bir şahsın varlığı ile kuvvet buluyor ve ayakta duruyorsa o şahsın yakınınızda olması doğru bir çözüm değimlidir.?

Benimkisi sadece bir varsayım yada senaryo tabi.
Fettulahçı arkadaşlar hocalarını yurt içinde yada Amerika hakimiyetinde olmayan bir ülkede yurt dışında özel bir törene davet etsinler bakalım gelebilecek mi?
Kimbilir belki kendisi dahi kendisini bile aşan hareketin öncüsü olduğunun farkında değildir.
Esir olduğunu bile bilmeyen o kadar çok esir varki……
Peki ya esir olduğunu bile bile buna katlanıyorsa ?
bu ne anlama gelir?
Bu da benim sorunum değil,O na bağlananlar düşünsün.....
alevisesi
Mesajlar: 241
Kayıt: 22 Ara 2006, 16:06
Konum: 12 İmam Yolcusu
İletişim:

Mesaj gönderen alevisesi »

s.a,
Bir Okuyucumuzun konuyla ilgili mailini iletiyorum:

Gönderen: Muhammed CAN

selam! aziz ve degerli kardeslerimize... gönderdiginiz mesaji okudum güzel ve olumlu yaklasimlariniz vardi ancak sunu acikca ifade etmenin ne sakincasi olabilir ki? Abdullah öcalanin kontrol altina alinmasi ile uzun vadede mazlum kürt halkinin ihanetci arafati olarak yetistirilip karsimiza cikarilmasi pek sasirtici olamamali ancak Fetullah'a gelince büyük ortadogu projesinin omurgasi sayilan Ilimli islam (Amerikanci islam) halifesi olarak imajinin zedelenmememsi ve eksiklerinin (tabii siyasi eksikligi kast ediyoruz) giderilmesi icin pek aziz kasislerinin yaninda kalmasi ve bir süre daha egitilmesi gerektigine tabii bunlarin olumlu bir sekilde olusmasi icin de R.T Erdoganin üstüne düseni yerine getirmesi gerekir diye amamlamanin ne sakincasi olabilir ki?! selam ve dua ile www.muhammedcan.blogspot.com
Musa Özateş
Mesajlar: 1205
Kayıt: 17 Mar 2007, 01:17

Re: Fettullah hoca-Abdullah Öcalan Takası !

Mesaj gönderen Musa Özateş »

biralevi yazdı:FETTULLAH HOCA –ABDULLAH ÖCALAN TAKASI !

Biralevi aydını olarak birçok kez düşünmüşümdür.Bu adamlar Abdullah Öcalanı bize neden teslim ettiler? diye.
Birçok cevap şıkkı var tabi, bizi çok sevdikleri için olabilir miydi?
Herhalde buna kimse inanmaz.Peki karşılıksız olabilir mi?
Buna da kimse inanmaz.Emperyal aşamaları bile geçmiş kapitalist ruhun böyle karşılıksız adım atması özüne terstir.
Peki bizden karşılığında ne istediler? Toprak mı? üs mü? Bu ikiside olamaz çünkü bölgede istedikleri kadar üsleri var,toprağa da ihtiyaçları yok.Onlara verebilecek teknik yardımımızda zaten yok.
Ortadoğuda görev almamız için mi? buda çok önemli bir şık değil çünkü bunu yapmamız için böyle bir teslime gerek yok bunu zaten gönüllü yapacak durumlar zaman zaman zaten oluşuyor.
Bizim desteğimize ihtiyaçları olabilirmi? Olmadığını hepimiz biliyoruz.Peki halkımızın sempatisini sağlamak için olabilir mi?
Bunu birkaç köşe yazarı ve birkaç görsel yayın organı rahatlıkla sağlayabilir,sadece biraz zaman bu iş için yeterlidir.Zaten bunun yeteri kadar altyapısı var.Hatırlayın ki bir devlet adamımız “Donumuza kadar ABD ye bağlıyız” demişti.
Peki o dönem hükümette olan partileri büyütmek yada desteklemek için miydi bu teslim?
Buda mümkün değil çünkü o dönemin koalisyon hükümeti ABD ye en az sempati duyan Ecevit ve Bahçeliden ve Avrupa birlikçi Mesut yılmazdan oluşuyordu.Zaten ilerleyen aşamalarda aradaki krizi herkes apaçık ta görmüştü.
Iraka saldırı için olabilir miydi?
Mümkün ama bu teslime gerek yoktu ki zira zaten tek başlarına bu işi yapabilecek konumdaydılar,sudanda,suudide ve kuveytte birçok destek noktaları zaten vardı.Yani bizim desteğimiz olmazsa olmaz bir durum değildi.Kesin zorunlu bir ihtiyaç yada mecburiyet yoktu.
Öcalandan bıktılar yada tasfiyemi etmek istiyorlardı?
Bu da mümkün değil zira olayda harekette devam ediyor,destekte devam ediyor.
Peki bu bir takas olabilir miydi?
Öcalan karşılığı bizde birisini onlara mı teslim etmiştik?
Kronolojiye baktım.
Şubat-1999 da Öcalanı bize teslim ediyorlar.
Mart-1999 da Fettulah hoca ABD ye sağlık nedeniyle gitmeye ikna ediliyor.
Bu mümkün mü?
Bu durumda her ikisinin de esir olması gerekiyor.
Öcalanın esaretini anlıyoruz peki Fettullah neden esir olsun?
Soğuk savaş projesi olan yeşil kuşağın tasfiyesi için mi? Yada hareketin Fettullah hocayı aşmış olmasından dolayı mı?
Fettulahçılık olarak bilinen olay Fettullahın kendisini bile aşmış olabilir mi?Yada hareketin denetimden çıkma ihtimaline karşı basit bir tedbir olabilir mi?
Bizimkisi varsayım tabi ama bana göre Fettulah hoca Amerika da esirdir.Oradan sağ olarak çıkması mümkün değil gibi gözüküyor.
Tabi bu zaman sürecinde kimlerle neyin pazarlığı nasıl yapılıyor kronolojiyle ve bilgi mantık sistemiyle bunu gözlemleyeceğiz.
Doğru soru şu olabilir.
Siz Amerika strateji kurum başkanı olsanız soğuk savaş döneminde büyük ilişkiler içerisine girdiğiniz ve böylesine büyümüş olan bir organizmanın denetiminin elinizden çıkma ihtimalini hesaplar mıydınız?
Ve bu ihtimalin ürküntüsü karşısında ne yapardınız?
Eğer bir hareket özellikle bir şahsın varlığı ile kuvvet buluyor ve ayakta duruyorsa o şahsın yakınınızda olması doğru bir çözüm değimlidir.?

Benimkisi sadece bir varsayım yada senaryo tabi.
Fettulahçı arkadaşlar hocalarını yurt içinde yada Amerika hakimiyetinde olmayan bir ülkede yurt dışında özel bir törene davet etsinler bakalım gelebilecek mi?
Kimbilir belki kendisi dahi kendisini bile aşan hareketin öncüsü olduğunun farkında değildir.
Esir olduğunu bile bilmeyen o kadar çok esir varki……
Peki ya esir olduğunu bile bile buna katlanıyorsa ?
bu ne anlama gelir?
Bu da benim sorunum değil,O na bağlananlar düşünsün.....


Geçenlerde bir sitede okudum,fettulahçı birisi yazmış,zatürre olmuş bu yüzden evinden çıkamıyormuş derslere bile katılamıyormuş,ama aynı yazıda gelirse dava açılır sürünür diye yazıyor.
Adamlar bir türlü onun sağ canlı olarak amerikadan çıkamayacağını görmüyorlar anlamıyorlar fetullahçılığın kendisini bile aştığını görmüyorlar yarda işlerine gelmiyor.

Belki yurt dışında açtıkları okullarda eğitimin ingilizceye döndüğünü gördüklerinde yada bu okullarda hiristiyanlık öğretildiğini anladıklarında ve her okulun yanına kilise açıldığında anlayacaklar.
Cehenneme giden yol iyiniyet taşlarıyla örülüdür sözünü en çok tabandaki samimi iyiniyetli fetullahçıların anlaması gerekiyor
alone_man
Mesajlar: 1769
Kayıt: 13 Oca 2008, 21:28

Mesaj gönderen alone_man »

Son üçbeş gündür bu konuya birçok cevap veriliyor
hastadır diyorlar,tutuklanma durumu var diyorlar hatta bugün güya suikast olacakmış falan filan

yani üstü örtülü olarak kıvırıyorlar gerçeği saklamaya çalışıyorlar.
biralevi
Mesajlar: 1487
Kayıt: 24 Ara 2006, 14:02

Mesaj gönderen biralevi »

Önermeyi destekleyici bir açıklamayı bugün gördüm ,açıklamada Fetullahı abd ye gitmesi için Ecevitin yönlendirdiği( ikna ettiği!) bizzat kendi ağzından veriliyor.
Ecevit dönemin başbakanı ve apoyu teslim alan hükümetin başı ve karşılığında Fetullah hocayı abd ye gitmeye ikna ediyor,yani amerika aponun karşılığında fetullahı istiyor ve ecevit bu planı uyguluyor.
açıklama şöyle:



RADİKAL - Tempo dergisinden Yaşar Durukan’ın haberine göre Gülen kendisiyle ilgili bilinmeyenleri gazeteci Faruk Mercan’a anlattı. Gülen’in asker, polis, istihbarat ve magazin dünyasıyla ilgili çarpıcı açıklamaları ve Mercan’ın toplam 101 kişi ile görüşerek elde ettiği bilgiler kitaplaştırıldı. Önümüzdeki birkaç gün içinde piyasaya çıkacak olan ve ’Fethullah Gülen’ adını taşıyan kitapta, Gülen’in Amerika’ya gidişinden, devletle olan bilinmeyen ilişkilerine kadar birçok şey ilk kez açıklanıyor.



’TEDAVİNİZ İÇİN ABD’YE GİDİN’

Kitabın en çarpıcı bölümlerinden biri, Gülen’in ABD’ye gidiş süreciyle ilgili. Hakkında açılan davalar nedeniyle yurtdışına çıktığı söylenen Gülen, meğer dönemin başbakanı Bülent Ecevit tarafından ABD’ye gitmesi için ikna edilmiş. Bu ilginç süreç kitapta şöyle anlatılıyor: "Gülen’in by-pass ameliyatı olması için Mayo Clinic ile temas kurulup, 22 Şubat 1999 tarihine randevu alındı. ABD’den arayan Prof. Sait Tarhan, havaların çok soğuk olduğunu söyleyerek randevunun biraz ertelenmesini istedi. Yeni randevu tarihi 22 Mart 1999 olarak belirlendi. Mart ayına gelindiğinde ilginç bir şey oldu. Ankara Devlet Güvenlik Mahkemesi (DGM) savcısı Nuh Mete Yüksel’in, Gülen hakkında soruşturma açtığına dair haberler İstanbul’a ulaşmaya başladı. Gülen, bu şartlarda ABD’ye gitmeyi doğru bulmuyordu. O günlerde Gülen’in yakın bir arkadaşı, havaalanında karşılaştığı Başbakan Bülent Ecevit’e bu durumu iletti. Gülen’e telefon açan Ecevit, "Sağlığınız çok önemli. Sizinle ilgili böyle bir soruşturma olsa haberimiz olurdu. Lütfen tedavinizi aksatmayın ve ABD’ye gidin" dedi.

Gülen’in ABD’ye gitmesinde, Ecevit’ten gelen bu telefon en etkili sebeplerden biri oldu. (...) 22 Mart 1999 günü İstanbul’dan Chicago kentine giden THY uçağının yolcularından biri Gülen’di."
ali muhsin
Mesajlar: 3121
Kayıt: 24 Nis 2007, 18:41

Mesaj gönderen ali muhsin »

Bence Bu haberlerin arkasinda cok Saptirma var Fetullahci medya anlayisinin Carpitmalari var ..Nasil Amerikada yasayan Bin Ladin 34 yil CIA Ajanliginda calismis, orda egitilip sonrada nasil ( Anlasmali olarak ) Dünyanin bir numarali Terröristi haline getirilmisse, Fatullah olayida buna benzer ,zira Bin Ladin Amerika - Israil tarafindan egitildi ve 34 yil (ve halen ) CIA ajani olarak Amerika ve Israil icin Calisti . Baskan Busha Secimlerde yardimi dokundu (!) ve halen Bin Ladini Masa gibi kulanan Amerika Bin Ladin adina Iraki ve Afganistani Isgal etti ve halen Bin Ladin Terröristini bir kalkan gibi kulanan CIA - MOSSAD Cikarlari icin Devletleri Bölüp Yönetmek isitiyorlar ..Fettullah Efendide CIA - MOSSAD Tarafindan (Amerikaci Islam ) olarak bugün egitiliyor, ve suan 25 Milyar Dolarlik Bütcesi olup Türkiyede bir ic Savas (Alevi -Sünni ) Catismasi cikarilmasi bekleniyor ..Dikkatimi ceken bir konu ise ERGENEKON olayinda Fetullah Efendi MGM since ve Devlet tarafindan " AF " edildigi, ilan edildigi halde nicin Türkiyeye gelmedigidir (?) zira o Gün ERGENEKON olayinda bazi kisilerin isimleri gecmis Tarikatcilarindan tutun Seriatcilarindan, Laikcilerinden, Generalerinden ,Bakanlarin dahi Adlari ortaya cikmistir ..Simdi Fetullah efendi AF edildigi halde bu durumda neden Amerikaya tekrar müracaat edip siginma talebinde bulundu dersiniz ?

Neden gelmedi ? sorusunda bu Pazili birlestirdigimizde Fetullahin Adininda ERGENEKON davasina Gectiginide Büyük bir olasilikla Tahmin edebiliriz ! Evet Amerika ve Israil, Fetullah Efendiyi tipki Bin Ladin gibi Türkiyeye karsi hazirliyor ..."Gelisim Humeyni gibi olmaz "diyen Fetullah Efendi nin gelisi ancak " Bin Ladin " gibi olacagi bekleniyor,ve Ülkemizde Alevi -Sünni Catsimasinin Sinyalarini böylelikle veriyor ! Fetullaha körü körüne baglanan Ahmaklar bu konu hakkinda düsünsün ,ama nerde... körü körüne baglanip Ondan medet umanlar onuda Madiyatlari ile iki Timsah gözyaslarina aldananlar, Fetullahin Duygu Sömürüsüne Aldanip onuda Simartmislardir ! Evet Amerika Fetullahi ikinci bir Bin Ladin olarak Egitiyor ve hazirliyor, zamani gelincede Fetullahi Türkiyeye yerlestirip ikinic bir Taliban Devleti Kurma niyetinde olup BOP Plananinida böylece Gerceklestimek istiyor ! Adi ERGENEKON davasinda gecmeyen Fetullahi kim koruyor derseniz ,onuda BOP Asbaskani R.T Erdogana sorulmasi gerek !! ayni zamanda Amerika ve Israil Paralel olarak Bektasiler ile Gizli Görüsüp Alevileri Nasil pazarladiklarini Düsünürsek ortdada Sinsi ve Crikin bir oyun oldugununda görebiliriz !! ERGENEKON davasinda aslinda Bektasilerinde adinin gecitiginide düsünmek gerek !! ...Bizler bir Toplum olarak bu karanlik oyunlara karsi uyanik olmamizi Zaruri olarak görüyorum ..Amerika yavas yavas ülkemizi bölüp parcalayip yönetmek istiyor bunuda BOP icin yapiyor . yani Türk -Kürt olmadi , Simdi Alevi- Sünni Catismasi ile denemek istiyorlar ! Bence bütün Sinisi Planlari Projeleride budur !!
Musa Özateş
Mesajlar: 1205
Kayıt: 17 Mar 2007, 01:17

Mesaj gönderen Musa Özateş »

yeni gelişmeleri aktarıyorum milliyette çıktı parçaları siz birleştirin ,

Gülen dönüş sinyali mi verdi?Amerika'da bulunan Fethullan Gülen Türkiye'ye dönüşüyle ilgili konuştu.Gülen, Amerikan AP ajansına Türkiyeye sağlığım elverdiğince kısa bir ziyarette bulunup ABDye geri dönmem kolaylaştı dedi.
Fethullah Gülen, AP Ajansına konuştu. Gülen, ABD vatandaşlığına başvurusunun kabul edilmesinden duyduğu memnuniyeti de dile getirdi.

Geçen günlerde ABD’de sürekli oturma izni alan Nur cemaatinin önde gelen liderlerinden Fethullah Gülen, Amerikan AP ajansına konuştu. Gülen, “Şimdi Türkiye veya başka bir ülkeye sağlığım elverdiğince kısa bir ziyarette bulunup ABD’ye geri dönmem kolaylaştı. Başvurumun kabul edilmesine memnun oldum. Durumumun sürüncemede kalması beni strese sokuyordu. Bu konuda bana yardımcı olan herkese teşekkür ediyorum” dedi.

‘OLAĞANÜSTÜ YETENEKTE’

AP ajansının haberine göre Gülen’in yardımcılarından Sinan Dursun da, Fethullah Gülen’in 1999’dan beri sağlık nedenleriyle ABD’de bulunduğunu ve halen Pennsylvania’da Pocono Dağları eteklerinde, gözlerden ırak bir kampta yaşadığını söyledi.

Gülen’in avukatı Ronald Klasko, müvekilinin sürekli oturma izni için ilk olarak sağlık sorunlarını gerekçe göstererek 2001’de müracaatta bulunduğunu, kendisine verilen vizelerin ise hep zaman bakımından sınırlı olduğunu söyledi. Yaklaşık bir yıl önce göçmenlik bürosu yetkilileri Gülen’i “olağanüstü yetenekte yabancı” kategorisinde kabul etmemişti.
Yetkililer, Gülen’in bu kategoriye girmesini kanıtlayacak belgeleri sunmadığına karar vermişti. Geçen temmuzda ise bir federal mahkeme göçmenlik bürosunun bu kararının uygun olmadığını hükme bağladı. Gülen, Bush yönetiminin ABD’de sürekli oturma izni almasına olan itirazını geri alması sonucunda 10 Ekim’de bu izni aldı.

YEŞİL KART BEKLİYOR

Klasko, Gülen’in başvurusunun bu kadar uzun süre neden bekletildiğini anlamadığını, normalde bir başvurunun 1-1,5 yıl içinde cevaplandığını belirterek, “ABD hükümeti ret kararına hiç gerekçe göstermedi” dedi. Klasko, şimdi Gülen’in yeşil kart almayı beklediğini söyledi.

ABD’de sürekli oturma izni alan Gülen ömrünün geri kalanını yasal olarak ABD’de geçirebilecek ve ABD içinde istediği her yere seyahat edebilecek. Gülen, ABD dışındaki ülkelere de serbestçe gidebilecek.

MİLLİYET
alone_man
Mesajlar: 1769
Kayıt: 13 Oca 2008, 21:28

Mesaj gönderen alone_man »

Eyginin bir yazısı ilgisi olduğu için aktarıyorum:


İSLAMCI YAZARDAN FETHULLAH GÜLEN’E AĞIR SUÇLAMA!


Milli Gazete yazarı Mehmet Şevket Eygi bugünkü yazısında isim vermeden yine Fethullah Gülen’i suçladı. Eygi, istihbari ve zanni bilgilere dayandığını söylediği yazısında oldukça ilginç iddialarda bulundu. Eygi’ye göre ABD ve Siyonistler İslam’a bir halife adayı öneriyor.



Mehmet Şevket Eygi’nin iddiasına göre İslam’ın etkilerinin gelişmesi üzerine ABD ve Siyonistler İslam’ı engellemek yerine kontrol etmeye karar verdiler. Bu nedenle kendi çizgilerine uygun bir İslam anlayışının yayılmasını sağlamak istiyorlar. Bu İslam zararsız, evcil, Protestanlık benzeri hümanizma haline dönüştürülmüş, suya sabuna dokunmayan bir anlayış. Bu anlayış Musevilik ve Hristiyanlık gibi dinleri de hak din kabul ediyor, büyük Ortadoğu Projesi ile parçalanmış İslam coğrafyasında Siyonist ABD ile diyalog yürütüyor.



Eygi’ye göre ABD ve Siyonistler İslam’ın başına bu anlayışa sahip bir halife geçmesini uygun görüyor. Halifelik kurumunu yeniden dirilterek İslam’ı halife üzerinden kontrol edecekler. Eygi, Müslümanlar’ı bu halifeye prim vermemeleri konusunda uyarıyor. Bu halifenin hür olmayacağına, küfrün emir kulu olacağına dikkat çekiyor. Halife olarak önerilecek ismin diğer dinler ile diyaloğundan yola çıkan Eygi bu halifenin akidesinin bozuk olduğunu söylüyor. Şimdiden bu halifeye cephe alınması çağrısında bulunuyor.



Mehmet Şevket Eygi daha önce de Siyonistler ve ABD ile uyumlu olarak çalışan bir cemaati işaret etmişti. 10 Eylül 2008 tarihinde Milli Gazete’de Eygi: “Türkiye’de çok dehşetli bir trajedi oynanıyor. Bu konuda açık yazamayacağım. Yine de bazı ipuçları vermek istiyorum:

OYUNCULAR: ABD, İsrail, Siyasî İktidar ve bir Cemaat. Başka küçük oyuncular ve figüranlar da var. CEMAAT, ABD ve İsrail tarafından manipüle ediliyor. Hattâ onların hesabına çalışıyor.” yazmıştı. Mehmet Şevket Eygi, 7 Eylül 2008 tarihinde ise zekat paralarını yardım malzemesi olarak kullanan cemaati eleştirmiş ve bunun İslam’da yeri olmadığını söylemişti.



Mehmet Şevket Eygi’nin isim vermemesine rağmen halife tasviri daha önceki yorumları ile birleştirilirse Fethullah Gülen’i işaret ediyor. Eygi, Siyonistler’in ve ABD’nin Gülen’i halife ilan edeceğini iddia ediyor.



Odatv.com



İşte Eygi’nin o yazısı:



"SORULAR yöneltiliyor, cevaplar isteniyor. Bunlardan biri şudur: “Haçlıların, Siyonistlerin gizlice hazırladıkları Halife adayı kimdir?” Böyle bir soruya alenen veya gizli şekilde cevap vermem mümkün değildir.Bu konudaki bilgilerim zannî ve istihbarî bilgilerdir, delilli, senetli sepetli kesin bilgiler değildir. Binaenaleyh isim vermek doğru olmaz.



Bir kısım Amerikalılar, Avrupalılar Türkiye’ye er veya geç İslâm’ın hakim olacağını anlamışlardır ve “Madem ki, gelecek, öyleyse bizim istediğimiz bir İslâm gelsin...” demektedirler.

Yine bir kısım Batılılar, ülkemizdeki resmî ideoloji hakimiyetini yıkmaya ahd etmişlerdir.

Onların istediklelri İslâm nasıl bir İslâm’dır?



1. Mümkün olduğu kadar fıkıhsız ve Şeriatsız sulandırılmış, light hale getirilmiş, suya sabuna fazla dokunmayan bir İslâm.

2. Ehlî/evcil bir İslâm.

3. Bİr hümanizma, bir çeşit Protestanlık şekline dönüşmüş İslâm.

4. Allah katında tek hak, geçerli, makbul dinin sadece kendisi olduğunu iddia etmeyen; Musevîliğin ve Nasranîliğin de ibrahimî hak dinler olduğunu kabul eden bir İslâm.

5. BOP (Büyük Ortadoğu Projesi) ile İslâm dünyasının parçalanmasını, ortaya bir yığın yetersiz ve birbirleriyle çekişen devlet çıkmasını öngören uysal bir İslâm.



İşte Siyonistlerin, Haçlıların, emperyalistlerin Halife adayları yukarıda saydığım maddelere uyacak ve bunlar için çalışacaktır.

Onlar bu iş için ortaya milyarlarca dolar koymuşlardır.

Zerre kadar şüphe yoktur ki, böyle bir Halife:

Gerçek bir Halife olmaz.

Müslümanların böyle fantoş/kukla bir Halifeye biat etmeleri beklenemez.

Halifelik şartlarından biri, Müslümanların başına imam ve emîr olarak geçecek zatın hür olmasıdır. Siyonistlerin ve Haçlıların adayı hür olmayacak, bağlı, bağımlı, uydu, küfrün emir kulu olacaktır.

Müslümanların başına geçecek zatın inançlarının sahih olması gerekir. Sahih inanç ne demektir? Kur’ân’a, Sünnete, icma-i ümmete uygun olacaktır.

İslâm’a, hak din olmak konusunda ortak getiren bir kimsenin akidesi bozuktur ve Müslümanların başına geçmesi asla caiz değildir.

Çünkü böyle bir inanç Kur’ân’a, Sünnete, icmâya, akla, mantığa aykırıdır. Müslümanlar akıllarını başlarına toplasınlar ve küfrün Halife adayına şimdiden cephe alsınlar."
ali muhsin
Mesajlar: 3121
Kayıt: 24 Nis 2007, 18:41

Mesaj gönderen ali muhsin »

Haberi bende okudum gercekten cok ilginc..

Bencede Amerika Israil Fetullah efendiyi kendi emirleri dogrultusunda hazirliyorlar.öyleki yeri vakit zamani gelince Türkiyeyi ikinci bir Taliban devleti kurma pesindeler. hal böyle olursa ozaman Türkiyede bir ic savas meydana getirilecek zaten Amerikanin Israilin hedefide budur " Böl ve Yönet " zaten Fetullahin Siilik üzerine söyledigi yorumlara bakarsak Amerikanin ve israilin dili ile konustugunuda görebiliriz ! Ahmaklari sagolsun, iki Timsak gözyaslarina kanip adami milyarder ettikleri yetmetigi gibi halen Amerikanin masasi olmus bir Sahtekarin izinden gidiyorlar ! kisacasi Amerika ve Israil ve yerli Sioynist usaklari ülkemize zamanin Muaviyesini egitiyorlar !
Hasan Akça
Mesajlar: 1745
Kayıt: 05 May 2008, 22:02

Mesaj gönderen Hasan Akça »

ali bulaç yazmış aynen aktarıyorum:



Fethullah Hoca döner mi?

--------------------------------------------------------------------------------
Yaklaşık 10 senedir kaldığı Amerika'da ikamet hakkı kazanan Fethullah Gülen Hocaefendi'yle ilgili haberlerde artış gözleniyor. Çeşitli yayın organları "Hocaefendi gelir mi, ne zaman gelir, nasıl gelir?" diye sorular sormaya başladı.
Tabii ki bunca zamandır yurdundan uzakta yaşamakta olan Hocaefendi'nin gelip gelmeyeceği merak konusu. Sadece onu seven yüz binler değil, onu sevmeyenler de bu konuyla ilgili. Madem konu sıklıkla haberlerde yer almaya başladı, bununla ilgili bir iki noktaya değinmekte fayda var.

Ramazan Bayramı'ndan bir hafta önce Türk Kültür Derneği'nin New York'ta düzenlediği iftara katıldık. Bir gün sonra da -üstelik mübarek Kadir Gecesi'ne rastladı- Hocaefendi'yi ziyaret ettik. Ziyaretçiler arasında kamuoyunun yakından tanıdığı simalar, eski siyasetçiler, bürokratlar, bilim adamları-akademisyenler, gazeteciler, yazarlar vardı. Hocaefendi, bir sünneti ihya ederek i'tikafa çekilmişti, nezaket gösterip kaldığı katta âdeti olmadığı halde bize iftar verdi. Sahuru da birlikte yapma fırsatını bulduk.

Bu, Amerika'da iken benim kendisini üçüncü ziyaretimdi. İlkini 2001'de, ikincisini 2004'te yapmıştım. Bu sefer açıkça Hocaefendi'yi sağlıklı buldum. Her zamanki gibi şekeri vardı, insülin yapıp iftar sofrasına gelmişti. Ama hamdolsun gayet dinç görünüyordu. Sağdan soldan sohbet ederken haddim ve yetkim olmayarak -ama çok sayıda insanın emanet mahiyetindeki dilek ve temennisini dile getirmek üzere- söz alıp Hocaefendi'ye ne zaman Türkiye'ye dönmeyi düşündüğünü sordum ve şunları söyledim:

"-Gezip dolaştığım her yerde sizi sevenler soruyor, hatta sizi ziyaret edeceğimi hesaba katarak üzerime emanet yüklüyorlar. Hocaefendi ne zaman dönecek? Bana herkesin dediği şu: 'Biz artık Hocamızın ülkesine, aramıza dönmesini arzu ediyoruz.' Türkiye'den ayrıldığınızda henüz buluğ çağına giren gençler şimdi kocaman adamlar oldu. Türkiye'de sorunlar bitmez, her zaman 'kritik bir dönem'den geçeriz, sizinle ilgili dava bitti, benim de şahsi fikrim ve arzum, hasretini derinden hissettiğinizi bildiğim ülkenize dönmenizdir. "

Sağ olsunlar, ziyaretçilerin tamamı beni destekledi, onlar da uygun bir yol ve tarzda Hocaefendi'nin Türkiye'ye dönmesinde herhangi bir sakınca olmadığını teyiden beyan ettiler. Bir anda ziyaretimiz "Hocaefendi'yi ülkesine davet etme"ye dönüştü.

Hepimiz şunu müşahede ettik, Hocaefendi bundan hayli memnun oldu, teşekkür etti. Ancak haklı olarak bazı mülahazalarda bulundu. Bir kere gelişinin mesele olmasını, başka amaçlar uğruna istismar edilmesini, gürültü-patırtıya sebebiyet vermesini, başka liderlerin ülkelerine dönüşlerine benzetilmesini istemiyordu. Belki en güzeli sessiz sedasız dönmesi, kamuoyunun, dönüşünden sonra haberdar olmasıydı. Biz bu daveti yaparken, oturum meselesi henüz neticelenmiş değildi. Zannedersem Hocaefendi biraz da sonucu bekliyordu. Hocaefendi'nin işaret ettiği bir nokta da şuydu: Artık hizmetler küresel ölçekler kazanmış bulunmaktadır. Belki Amerika'da da yapılacak hizmetler olabilir ki, doğrudur. Amerika derin bir krizin içinden geçiyor, ama belli ki daha uzun bir süre dünyayı etkileyen güçlü bir platform fonksiyonu görmeye devam edecektir.

Oturum meselesi olumlu yönde sonuçlandığına göre, Hocaefendi'nin dönüşüne daha ümitvar bakabiliriz. Şahsi kanaatime göre "oturum hakkını kazanmış olması"nın Hocaefendi açısından önemi şudur: Anladığım kadarıyla Hocaefendi, Türkiye'ye dönse bile -Allahu a'lem- uzun süre kalmayabilir, sıklıkla yurtdışına çıkar, döner. Böylelikle gidiş-gelişlerde sorun olmaz.

Bir insanın sevdiği yurdundan uzakta kalması kolay değildir. Mekke'den Medine'ye hicret eden sahabelerden bir kısmı Mekke hasretiyle yataklara düştüler. Ne çare ki büyük insanların, büyük medeniyet hareketlerinin kaderinde 'hicret' olur. Kahırdan lütuf doğar, kendi aleyhimizde zannettiğimiz bir durum, bir bakmışız bize nice hayırlar getirmiştir. Doğru istikamette oldukça Allah kendi ihsan ve fazlından umulmadık kapılar açar.
Cevapla

“İç Siyaset (Politika)” sayfasına dön