Pir Sultan Abdal

[3nokta]

Değerli abim,
Şüphem yok yazıklarına. Allah razı olsun tespitlerin ve açıklamaların için.
Bizim mektebimiz o kadar güzel bir mekteptir, o kadar sağlam temellere dayanır ki, görüşlerini başka itikatların kitaplarından kaynaklardan ispatlayabilmektedir.
Mesela biz imamet hilafet tartışmalarında Ehl-i Beyt sa'nın hakkının gaspedildiğini Ehl-i Beyt'in düşmanlarının kimler olduğunu Ehl-i Sünnet kaynaklarından ispatlayabiliyoruz. Tıpkı İmam Ali Rıza'nın yaptığı gibi onları kendi kaynaklarıyla vuruyoruz.
Virani Abdal diye bir adam çıkıp bir buyruk yazmış. Şimdi içinde tasavvufi saçmalıklar var. Tasavvuf bidattır ve ehli beytten gayrı bir yol olduğu için batıl bir yoldur.Şüphesiz bu kitap bize delil olamaz. Ama İçinde usulu dini ve fururu dini de açıklamış namazı da açıklamış derin bir şekilde. İşte biz aynı sunni kitaplardan yaptığımız alıntılamalar gibi bu kitaplardan da alıntılamalar yapamaz mıyız? Yani doğru kısımlarını alıp delil olarak sunamaz mıyız? Tıpkı buhrariden bazı kısımları delil olarak onlara sunmak için kullandığımız gibi. Yani bunu kendimize delil olsun diye değil o adamlar o kitaplara inandığı için onlara delil olsun diye yapıyoruz.

[biralevi]

Değerli abim,
Şüphem yok yazıklarına. Allah razı olsun tespitlerin ve açıklamaların için.
Bizim mektebimiz o kadar güzel bir mekteptir, o kadar sağlam temellere dayanır ki, görüşlerini başka itikatların kitaplarından kaynaklardan ispatlayabilmektedir.
Mesela biz imamet hilafet tartışmalarında Ehl-i Beyt sa'nın hakkının gaspedildiğini Ehl-i Beyt'in düşmanlarının kimler olduğunu Ehl-i Sünnet kaynaklarından ispatlayabiliyoruz. Tıpkı İmam Ali Rıza'nın yaptığı gibi onları kendi kaynaklarıyla vuruyoruz.
Virani Abdal diye bir adam çıkıp bir buyruk yazmış. Şimdi içinde tasavvufi saçmalıklar var. Tasavvuf bidattır ve ehli beytten gayrı bir yol olduğu için batıl bir yoldur.Şüphesiz bu kitap bize delil olamaz. Ama İçinde usulu dini ve fururu dini de açıklamış namazı da açıklamış derin bir şekilde. İşte biz aynı sunni kitaplardan yaptığımız alıntılamalar gibi bu kitaplardan da alıntılamalar yapamaz mıyız? Yani doğru kısımlarını alıp delil olarak sunamaz mıyız? Tıpkı buhrariden bazı kısımları delil olarak onlara sunmak için kullandığımız gibi. Yani bunu kendimize delil olsun diye değil o adamlar o kitaplara inandığı için onlara delil olsun diye yapıyoruz.

Meşhedi can
hem hasancanıma katkı hemde seni desteklemek anlamında yöntemsel bir yazıyla katılmak istiyorum konuya...
İnsanlar kanıt noktasında bazen tereddütte kalabiliyorlar ,oysa bu yöntem sorunudur,başlı başına bilimdir bazı açmazlara yardımcı olmak için bizzat yazma gereği duydum.
İnsanlar kanıt noktasında bazen tereddütte kalabiliyorlar ,oysa bu yöntem sorunudur,başlı başına bilimdir bazı açmazlara yardımcı olmak için bizzat yazma gereği duydum.

BÜTÜN ü görmek önemlidir bu MAKROYA bakıştır,hedef makroya bakıştır bütünü görmektir ama bu noktada MİKRO da önemlidir,mikrodan makroya giden sürekli hareketlilik önemlidir,bilimede bunu uygulayabiliriz,
Mikro önemlidir ama mikro tek başına makroyu anlatamaz, tıptı parçanın bütünü anlatamayacağı gibi,parça sadece fikir verir makro yada bütün parçaların toplamıdır,bu nedenle mikro bir parçaya bakarak bütünü tanımlamaya kalkarsak çok büyük olasılıkla yanılırız.
Deve örneğini düşün ,devenin neresini tutarsak deveyi bütünüyle tanımış oluruz,yada kainatın tümünü hangi parçayı inceleyerek tanıyabiliriz?
Mikro parçaya bakarsak bir şeyler öğrenebiliriz ama asla bütünü göremeyiz,bütünü birçok parçayı inceledikten sonra görebiliriz hatta bazen tüm parçaları görmeden bütünü keşfetmek bile mümkün olmayabilir.
Somuta uygulayalım;
23,nisan 1920 yılında öğle namazını hacı bayramda kılmış olsaydın orada ellerini açmış dua eden insanlar görürdün bu bir parçadır sadece bu parçaya bakıp ‘Bu adamlar meclisi dualarla açtıklarına göre hepsi çok dindar ve mecliste dindarlar takvalılar meclisi olacaktır “şeklinde bütüne yönelik bir açılım yapabilirmiydin? Eğer böyle yaparsan 2.meclis açıldığında ne görecektin? Bunların çoğunun temizlenmiş olduğunu,3.meclistede öyle o halde ilk fotoğraf seni yanıltmış olur çünkü o sadece anlıktır bütünün kendisi asla olmadığı gibi seni bütünede götüremez.
Yada her mitingde kendisine hediye edilen Kuranı kerimi öpüp alnına götüren dönemin başbakanı DEmireli düşün,eğer o anı fotoğraflasan ,kitaba ne kadarda bağlı bir insan diye bütüne yönelik hüküm verirsin ve yanılırsın oysa o sadece bir parçadır,kendi içinde anlamı vardır ama bütün içinde sadece parçadır,değersizdir,
Çillerin camiye girerken başını örttüğü fotoğrafı düşün ,bu fotoğrafı tek başına yorumlarsan ne dindar yüce takvalı ve kurana bağlı diye düşünebilirsin oysa bu sadece bir an dır,küçük mikro bir parçadır ve bütünü sana tek başına gösteremez.
Diğer tüm parçalarla birleştirdiğinde bunun aykırı bir parça yada durum olduğunu bütünün bu fotoğrafla tanımlanamayacağını görmüş olursun,
Çok iyi bir insan bir yanlış yaparken görüntülersen o insan sadece o fotoğrafla kötü ilan edilebilirmi? Yada abd ve Avrupalıların cüzamla savaştıkları sahnelere bakarak bunların insanlık adına ahlaklı bir medeniyetin temsilcileri olduğu hükmüne varabilirmiyiz?
Saddam namaz kılıp iftar sofralarına katılıyordu peki bu fotoğraflara bakarsak onun zalimliğini görebilirmiyiz?benzer pek çok örneği verebilirsin,
Erkanname ve diğer sunulan parçalarada bu mantıkla bakmalısın,Sünni tarikatların hepsinin içinde ehli beyt övgüsü vardır ,sadece bu parçaya bakarsan bütünü kaçırırsın,bu sadece bir parçadır ve kendine ait özel bir anlamı olabilir ama bütünü göstermez,yada günümüzde pek çok insanın Sünni Hanefi olduğu halde abdesti Caferi fıkhına göre aldıklarını görüyoruz ,bu parça onları Caferi yaparmı? Bu parça sadece kendi içinde değerlendirilecek aykırı bir durumdur ve tek başına bütüne götürmez ,gitmeye kalkanda yanılır,
Arnavutlukta bir yada birkaç kişinin hem Caferi hem Bektaşi olduğunu kabul etsek bile ve buna emin olsak bile buradan Bektaşilerin Caferiliği sonucuna ulaşamayız,sadece bunun bir fotoğraf yada bütüne aykırı bir durum olduğunu görmek gerekir,kendi içinde anlamı olan bir parça diye bakmalıyız,bütüne yönelik önerme kurarsak ,bütünü ortaya koyduğumuzda bu parça SIRITIR.Sana bazı parçaları fotoğrafları gösterip Bektaşilerin ateist olduğunu sunabilirim hatta buradan bütüne giderek hacı bektaşta ateistti diyebilirim ama yanılırız değilmi? Bunun gibi ...
Olgulara bu analizle bakmanı öneriyorum,

[biralevi]

alone can
müdahale için kusura bakma bizzat kendim iletmek istedim belki soru cevap şeklinde gelişirse ,kendim cevaplayım istedim ))))

[3nokta]

Allah razı olsun. Aslında bu yazdığınız açıklamayı zihnimde tasarlamıştım ama bu şekilde ifade edememiştim. Yani parça-bütün ilişkisi çok önemli ve bu meselenin izahında gayet bilimsel ve yeterli bir açıklamadır.

[Çeri]

S.A
Bir sorum olacakti, bu linkte http://www.alevisesi.com/home/11,10.htm ve en asagida ki ikinci siir de 'kirklar' geciyor, bu siir sitede bulunduguna göre Pir Sultana ait bir siir, o zaman bu kirklar neyin nesi? Sadece bilgilenmek istiyorum.

Pir Sultan Abdal’ım kırklar yediler
Seherde ötüşür kumru dudular
Hacet kapısına hacet dediler
Yaradana yalvarırlar sabahtan (ASLANOĞLU, S.300-301)

Kırkların geçtiği şiirler pir sultana ait değildir ,onun adını kullanan taklitçilerin şiiridir.Çünkü kırklar mitosu 12 imam yolunda yoktur,
Sitede her türlü şiir yazıldığı için bulunuyor ama yukarıdaki yazıları okursanız bu şiirlerin pir sutlana mal edilme niyetlerinin eleştirildiğini görürsünüz.

Pir Sultan Abdal hakkında nasıl bu kadar emin olabiliyorsunuz?Pir Sultan Abdal`da aynı Şah Hatai gibi Nesimi v.s. gibi Kırklar İnancından etkilenmiş onlara gerçekten inanmış olamaz mı?

[Dede-baba]

[
Pir Sultan öncülüğünü yaptığı ekol öylesine tutulmuştur ki kendisi halk ozanlarının PİR’i sayılmıştır. Anadolu tarihi çok dikkatle incelenirse Pir Sultan Abdal’dan önce yaşamış olan halk ozanlarının Oniki İmamları anlattıkları görülmemektedir. Gelenek Pir Sultan Abdal’la başlamıştır.
[/b]

Şimdi yalan olurda kuyruklu yalan heralde olmaz...yAHU SİZDE Allah KORKUSUDA MI YOK.. BU NE UTANMAZLIK PES YANİ

Kardeşim bilmiyorsan Sor söyleyelim... yok Bilipte böyle iftiralar atıyorsan sen nasıl müslümansın..

Ne demek Pir Sultan Öncesinde Yaşamış "halk ozanı" larında 12 İmam zikri yoktur?* ya böyle bir şarlatanlık göz göre göre kandırmaca olur mu?

Bir kere halk ozanı başka bir şey... Alevilerin Pir ve Uluları ayrı bir şey ikisini karıştırmayalım... ALEVİ pİRLERİ halkın sorunlarını dile getirmiş ozanlardır ama her halk ozanı da alevi Piri ulusu değildir. sadece halk ozanı demek Alevi Ulularına yanlıştır.

Şimdi yalanını ortaya koyalım:

ÖĞREN BAKALIM PİR SULTANDAN EVVEL 12 İMAM ZİKRİ ANADOLUDA VARMI YOK MU?

Şimdi Seyit Ebul Vefa nın ,Ahmet Yesevi’nin Hacı Bektaş velinin Yunusun takipçisi olan ve XVI yüzyıl öncesinde (Pir Sultan'dan önce) yaşamış ve 12 imam isimlerinin geçtiği şiirleri yani duazları yazan diğer ozanlarımızdan örnekler verelim.

1-Abdal Musa Sultan 1300-???)

Anadolu'nun ünlü erenlerinden ve ermişlerinden olan Abdal Musa Sultan, Aslen Horasan'lı dır. Azerbaycan'ın Hoy kasabasına gelmiş ve bir süre orada yaşamış olduğundan, "Hoylu'' olarak tanınmıştır. Hacı Bektaş Veli'nin amcası Haydar Ata'nın oğlu, Hasan Gazi'nin oğludur

Talip olan gaziler yola gidelim,
Ululardan ulu yol Allah Allah.
Muhammed Ali’ye niyaz edelim,
Gerçekler demine hü Allah Allah.


Hasan Hüseyin’dir İmamlar Şahı,
Zeynel Abidin’dir İmamlar mahı,
Muhammed Bakır cümlenin şahı,
Balkıya balkıya nur Allah Allah.


Sahibim İmam Cafer’i Sadık,
Ana nazar kıldı Muhammed Habib,
Musa Kazım Rıza yareme tabib,
Derdimin dermanın ver Allah Allah.


Şah Taki Naki bu yolu açan,
Hasan al Askeri müşküller seçen,
Muhammed Mehdi’den bir dolu içen,
Müminin kalbidir nur Allah Allah.


Abdal Musa’m derdime derman,
Sen mürvet kanisin ey Şahı merdan,
Cesedim içinde çağıra canan,
Muhabbetli nazlı yar Allah Allah

Abdal Musa Sultan

[Dede-baba]

[
Pir Sultan öncülüğünü yaptığı ekol öylesine tutulmuştur ki kendisi halk ozanlarının PİR’i sayılmıştır. Anadolu tarihi çok dikkatle incelenirse Pir Sultan Abdal’dan önce yaşamış olan halk ozanlarının Oniki İmamları anlattıkları görülmemektedir. Gelenek Pir Sultan Abdal’la başlamıştır.
[/b]

Abdal Musa'da 12 İmam sevgisi


Abdal Musa Nasihatnamesinde ne diyor bir okuyalım.

“....Serveri kâinat efendimizi ve Ali eshabı ve dahi imameyn efendilerimizi daima selavat ile yad etki,Seyyidi kainat efendimizin şefaatına mazhar olasın. Ehlullah ile muhbbetde iken,’ eyvallah kerem ettiniz’ deyip niyaz etmeli. Muhammed ve Aliye düşmanlık arzusunda bulunan kefere ile sohbet etme. Zira dostlukları zahirdedir. Onlara iyilik demek olmaz..... kallaş pirsiz adamlarla yoldaş olma,zira yol erkan bozulur.”



Muhammed Ali’nin kıldığı dava
Yok meydanı değil var meydanıdır
Muhammed Kırklara niyaz eyledi
Ar meydanı değil er meydanıdır

Kırklar özün bir araya kodular
Erenler ölüyü susuz yudular
Deveyi gördün mü gördüm dediler
Ört elin eteğini sır meydanıdır

Gezdiğin yerlerde ara bulasın
Sahba olup daim kevser dolasın
Sakla sırrınıkim settar olasın
Çek çevir kendini kâr meydanıdır

Ne diyeyim şu erkânı kurana
Yuf çekerler bu meydanda yalana
Üç yüz altmış merdiveni bilene
Kör meydanı değil gör meydanıdır

ABDAL MUSA aydur gerçek er ise
Ali’yi sevenler muhib yar ise
Hakk’ın didarını görem der ise
Urganı boynunda dar meydanıdır

Abdal Musadan Hazretlerinden devam edelim.


Gözlerin kör olsun ey kanlı yezit
Bu meydanda kim var Ali den gayrı
On iki imamın kapısın açan
İmamlar değildir Ali den gayrı

Güvercin donuyla Urum’a uçan
İmamlar evinin kapısın açan
Cümle evliyalar üstünden geçen
Var mıdır hiç bir er Ali den gayrı

Muhammed miracın yoluna girdi
Bu sır gayet sır içinde sır idi
Şir donunu hatem mührünü verdi
Bu sırrı kim eder Ali den gayrı

Cümle evliyalar imamlar bunda
İkrar alan kimse düşermi derde
Yek nefesle durma meydanı erde
Kimdir baba,rehber Ali den gayrı

Her kimin rehperin yaksa hak yakar
Rızaya baş koyup teslimin takar
Aslımız on iki imama çıkar
Babamız her kim var Ali den gayrı

Selman bir deste gül şaha uzattı
Kendi tabutuna kendisi yattı
Cem-i mushaftan nikabın attı
Kur’an yok gördüler Ali den gayrı

Erenler erkanı gerçek bellüdür
Abdal Musa fakir onun kuludur
İmamlar sırrıyla gönlü doludur
Varmıdır hiç bir er Ali den gayrı

[Dede-baba]

[
Pir Sultan öncülüğünü yaptığı ekol öylesine tutulmuştur ki kendisi halk ozanlarının PİR’i sayılmıştır. Anadolu tarihi çok dikkatle incelenirse Pir Sultan Abdal’dan önce yaşamış olan halk ozanlarının Oniki İmamları anlattıkları görülmemektedir. Gelenek Pir Sultan Abdal’la başlamıştır.
[/b]

XIV—XV yüzyıl Pir Sultan'dan 100-150 yıl önce yaşamış Kaygusuz Abdal ın nefeslerinden 12 İmam zikrine iki tane örnek verelim....

Behey kardaş yolumuza giremezsin demedimmi
Bizim gizli sırrımıza eremezsin demedimmi

Bu sırrı değmeler bilmez bilenler de haber vermez
Bu sırrı gayrı göz görmez,göremezsin demedimmi

Ulaş bir mürşide ulaş,akıt gözünden kanlı yaş
Yezitden kaç behey kardeş,kaçamazsın demedimmi

Erenlerden bu bir name,ne gidersin Halep,şama
Gel uy On iki imama,uyamazsın demedimmi

Üçler yediler erkanın,bilirler sürer devranın
Kırklar ceminde devranın,kesemezsin demedimmi

Ali ye ismullah derler,yüzüne secde ederler
Taş yerine baş koyarlar,koyamazsın demedimmi

Bu KAZGUSUZ ezeliden,himmet almış ol veliden
Oku duy ilm-i Ali den,duyamazsın demedimmi.

[3nokta]

tarihte çokça pirsultan adıyla şiirler yazılmıştır.
Ancak edebî anlamda bu şiirlere bakacak olursanız -ki araştırmacılar bunu ortaya koymuştur- farklı şairler olan bu pir sultanların üslupları ve kullandıkları vezinler farklıdır. İşte bu yüzden çok rahat bir şekilde pir sultan abdalın kırklarla ilgili şiirleri olmadığını söyleyebiliyoruz. İşte bu veriler doğrultusunda ondan eminiz.

[Dede-baba]

tarihte çokça pirsultan adıyla şiirler yazılmıştır.
Ancak edebî anlamda bu şiirlere bakacak olursanız -ki araştırmacılar bunu ortaya koymuştur- farklı şairler olan bu pir sultanların üslupları ve kullandıkları vezinler farklıdır. İşte bu yüzden çok rahat bir şekilde pir sultan abdalın kırklarla ilgili şiirleri olmadığını söyleyebiliyoruz. İşte bu veriler doğrultusunda ondan eminiz.

bakınız şöyle bir iddianız var...

Pir Sultan'dan önce Anadoluda 12 İmam zikri yokmuş... Bunun olmadığını yalan söylediğinizi kanıtlarıyla ortaya koyduk.. bir kaç mesaj geriye gidin..

2-Elbetteki Pir Sultan tapşırmalı nefesler olabilir..

fakat bugün osmanlı narşivlerinde belgeleriyle kanıtlanmış Bir Pir Sultan var.. ve Ölüm fermanı Türkçeye kazandırılmış..

Pir Sultan Bugün Aleviler nasıl inanıyorsa öyle inandığı, Kırklara inandığı semah döndüğü, cem yaptığı için asılmış..

Şimdi Biz Bu belgelerdeki sebeblerle idam edilen Pir Sultan'a inanıyoruz..ve Anadoludaki Milyonlarca alev'nin Piri Bu Pir Sultandır..

Bunun dışiında sizin ayrı Pir sultanlarınız varsa..

O bizi ilgilendirmez.. bu sizin probleminiz..