İslam'da Kadın

Alevilikte Ahlak, İrfan gibi manevi konuları bu bölümde paylaşabilirsiniz.
Cevapla
Mekzun
Mesajlar: 259
Kayıt: 09 Ağu 2010, 15:35

İslam'da Kadın

Mesaj gönderen Mekzun »

İSLAM'DA KADIN

Kuran-ı Kerim’de, kadının hak ve özgürlüğü ile ilgili hükümler vardır.
Yüce Allah Kuran’da; “Erkek olsun, kadın olsun, her kimse mümin olarak iyi işler yaparsa; işte onlar cennete girerler ve zerre kadar haksızlığa uğratılmazlar.” (Nisa 124) buyurmuştur. Bu ayeti kerime iyi kadının yerinin cennet olduğuna işaret etmiştir.
Kadının erkeklerle aynı candan yaratıldığı da Kur’an-ı Kerim’de belirtilmiştir. “ Ey insanlar! Sizleri tek candan yaratanı o candan da eşini meydana getiren ve ikisinden birçok erkek ve kadın türeten rabbinizden korkun, günah işlemekten sakının.” (Nisa - 1) Kur’an-ı Kerim, erkek ve kadını anlattığı ayetlerde iyi amel edeni cennetle müjdelemiştir. Cennete gireceklerin meziyeti, mizacı, tavrı, hal ve hareketleri, iffeti, letafeti, ibadeti, tevazusu, hayâsı, giyimi, kuşamı ve amel-i salihi tam olmalıdır. Bunların hakları kaybolmaz, demiştir.

Kur’an’ı Kerim, kadın üzerinde çoğalan kaba tavır ve incitici bakışları yok etmek için çeşitli hükümler vermiştir. Bu hükümlerin önemini belirtmek için “EN-NİSA (kadınlar)” suresi inmiştir. Çünkü yüce Allah, hikmeti ve adaletiyle erkek ve kadını aynı candan, erkeği kadına, kadını da erkeğe muhtaç olarak yaratmıştır. Yüce Allah kadın ve erkeği yaratılış özelliklerine göre eşit mesafede tutmuştur. Ancak birbirinden farklı özellikler vermiştir. Erkeğe fiziki bedensel güç, kadına ise doğurganlık özelliği vermiştir. Bazı cahiller kadının erkeğe göre bedensel zayıflığını fırsat bilerek kendilerini doğuranın bir kadın olduğunu unutmuş ve kadına hak etmediği şekilde ikinci sınıf insan muamelesi yaparak o nu yaşamın dışına itmişlerdir. Kur’an-ı Kerim’de kadını hak ve özgürlükten yoksun eden ya da onu aşağılayan hiçbir ayet yoktur. Kadınla ilgili Kur’an’daki ayetler kadını koruma amaçlıdır. Kur’an-ı Kerim: “Allah’ın insanlardan bir kısmını diğerlerine üstün kılması sebebiyle ve erkekler mallarından harcama yaptıkları için erkekler kadınların yöneticisi ve koruyucusudur.” (Nisa 34) diye buyurmuştur.
Yüce Allah erkeği yaratırken ona kadına oranla daha fazla bedensel güç vermiştir. Bundan dolayı kadını erkeğin korumasına muhtaç bırakmıştır. Ancak ayetlerde erkek konu edildiğinde kadın da zikredilmektedir. Kadın tıpkı erkek gibi kendi bağımsızlığı ve sorumluluğu içerisinde kendi yaşamını serbestçe düzenleyebileceği ve idare edebileceği eşit haklara sahiptir.

Günümüzün İslam dünyası bu aydın çağda, medeniyetin zirvesi sayesinde kız çocuklarını geleceğin anneleri olarak eğitecek ve nesil karşılaşacağı müşkül durumdan kendini kurtarma cesaretini elbette bulacaktır. Bu, İslam dini çerçevesinde Aleviliğin sönmez ışığı sayesinde olacaktır.

Değerli Kardeşlerimiz:
Doğruluk, güzellik, iffet, letafet, keramet, inanç, iman, itikat, hayâ sahibi olan, Allah’ın birliğine, Hz. Muhammed (s.a.a.v)’in peygamberliğine inanan, Ehlibeyte bağlanan, on iki imam sevgisini içinde barındıran, Kur’an-ı Kerim’i son din olan İslamiyetin anayasası olarak kabul edip ona inanan sizler cennete layıksınız. Bu amaca yakışır tarzda yaşamanız gerekir. Araştırıp öğreniniz. Allah’ın sevgili kulları arasında olunuz.
Aleviler, İslami kurallar çerçevesinde yaşadı. Mahremlerini korudu. Örtünmeyi doğal olarak yemek, su gibi ihtiyaç gördü. Ancak çağın koşullarından dolayı açık giyim ve kuşamdan da nasibini almaya başladı. Moda illetinin peşine takılan bazı kardeşlerimizin zaafa uğradığına şahit olmaktayız. Bu zaafiyet mümkün olduğu kadarıyla giderilmelidir.
Örtünme, kadına yaşamı içinde onur ve şeref ithaf eden, insanı hayvandan ayıran özelliklerdendir. Örtünme belli nizam içinde uygulandığında kadını kötü gözlerden korur ve onun saygınlığını arttırır.
Din, maneviyatı ve sevabı, nefis ise arzularıyla günahı emreder. Hz. Muhammed’in (s.a.a.v); “Cennet anaların ayakları altındadır.” hadisi anne olan kadının makamının yüceliği gereği meziyetlerini koruması için gerekli hal ve hareketleri sergilemesi için yeterli sebeptir. Cennete ulaşmak için iyi bir anne olmak, kendini her türlü hırstan ve hevesten korumak, ruh güzelliğini önemseyerek güzel huyları ön plana çıkarmak, ahlaklı ve erdemli bir hayat onun için yeterli olacaktır.

Dinimiz örtünmeyi emreder. Her kadın hem zarif olabilir, hem de dini vecibeleri yerine getirebilir. Tesettür, iffeti koruma vazifesi üstlenen vücudun örtünme olayıdır.
Kuran-ı Kerim’deki örtünmeyle ilgili ayetler, insanların onur ve haysiyetini korumayla ilgilidir. Müslüman Alevi kadın usule uygun örtünmeyi uygulamalıdır. Vücudunu örten giysiler giymelidir. Ağır, oturaklı, kendini bilen olgun bir tavır sergilemelidir. Bu onun için önemli bir görevdir. Çünkü gelecek nesli kendisi yetiştirecektir.

Mümin, Müslüman Alevi kardeşlerimizin (erkek, kadın) örtünme kuralları çerçevesinde giyinmeleri inançlarının gereğidir. Şüphesiz ki açık ve dar giysiden uzak durup usule göre giyinenler başka şekilde hareket edenlere göre sevapta üstünlüğü olacaktır.
Yüce Allah Kuran-ı Kerim’de :“Ey peygamber! Hanımlarına, kızlarına ve müminlerin kadınlarına, örtülerini üstlerine almalarını söyle. Bu hâl onların tanınıp da taarruza uğramamaları için daha hayırlıdır. Allah bağışlayan esirgeyendir." (Ahzap 59) Yine Kuran-ı Kerim’de yüce Allah Hz. Peygamberine; “Mümin kadınlara de ki; gözlerini önlerine diksinler, utanacak yerlerini korusunlar, görünen kısımlardan başka ziynet yerlerini göstermesinler. Başörtülerini yakaları üzerine çeksinler. Ziynet yerlerini kocalarından veya kendi babalarından veya kocalarının babalarından veya kendi oğullarından veya kocalarının oğullarından veya kendi kardeşlerinden veya kardeşlerinin oğullarından veya kız kardeşlerinin oğullarından veya kendi kadınlarından veya memlüklerinden veya erkekliği kalmamış hizmetkârlardan veya kadınların utanılacak (mahrem) yerlerine muttali olmayan çocuklardan, başkasına göstermesinler, gizledikleri ziyneti bildirmek maksadıyla ayaklarını birbirine vurmasınlar. Müminler, Allah’a tövbe edin ki umduklarınıza ermiş olun.” (Nur 31)
Bu vecibeleri bilip de gereklerini yerine getirmeyenler amel bakımından kusurlu sayılırlar. Amel, imanın güçlenmesini ve korunmasını sağlar. Amelsiz iman meyvesiz ağaç gibidir veya toprağında ekin ekmeden hasat bekleyen gibidir. Amel, İslam’da vazgeçilmez bir unsurdur. İmanı amelle yakalayalım.
"İlmin cevherini ehlinden men etmeyin, ilmin cevherinin ehline zulmetmiş olursunuz. İlmin cevherini ehlinden olmayanlara vermeyiniz, aksi takdirde ilmin cevherine zulmetmiş olursunuz."

İmam Hz. Cafer-i Sadık (a.s)
Cevapla

“Alevi Ahlak ve İrfanı” sayfasına dön