Günümüz Alevileri

Alevilikte Ahlak, İrfan gibi manevi konuları bu bölümde paylaşabilirsiniz.
Cevapla
Mekzun
Mesajlar: 259
Kayıt: 09 Ağu 2010, 15:35

Günümüz Alevileri

Mesaj gönderen Mekzun »

GÜNÜMÜZ ALEVİLERİ
Yaşadığımız dönemde belki Hz. Ali'nin vasıf ettiği gibi Alevi olmak zordur ama bir Alevinin bu vasıflara uygun davranması ve bunun çabasını vermesi gerekmektedir. Eğer aramızdan her hangi biri bunun çabasını veremeyecekse, bir Alevinin sıfatlarının tam tersini yapacaksa, bu kardeşimiz kendisini "ben Aleviyim" şeklinde tanıtıp tüm Alevi camiasını karalamasın. Buradaki sözü, özellikle Alevi kültürü ve inancı hakkında hiç bir bilgisi olmayıp da Alevilik ile ilgili sorulara muhatap olduğunda yanlış cevaplar vererek Alevi camiasının töhmet altında kalmasına neden olan kardeşlerimiz içindir.
Doğru olan; bir soruyla muhatap olan Alevi kardeşlerimizin, eğer bu soruyu cevaplayamıyorlarsa, soru sahibini Alevi din adamlarına yönlendirerek onların doğru bilgi almalarını sağlamalarıdır.

Bazı Alevi kardeşlerimiz var ki, onlar Aleviliği bir kültür olarak tanıtma çabasındalar. Kaynağını Kuran-ı Kerim, Hz. Resulullah (s.a.a.v) ve Ehlibeyt'ten alan Alevilik, sadece bir kültür değildir. Kültürün dine ve ya dinin kültüre etki etmesi ayrı bir konudur. Alevilerin kendilerine has bazı gelenek ve göreneklerin (dinin kültüre etkisi sonucu) olması Aleviliğin kültür olduğu anlamına gelmez.
Alevi gençleri olarak bize düşen, öncelikle dinimizi ana kaynaklarından, bilimin ve aklın ışığıyla öğrenmek, yaşamaya çalışmaktır. Dilimizi, gelenek-göreneklerimizi, kısacası kültürümüzü de tanıyalım, öğrenelim ve Aleviliğin erdemlerine uygun yaşamaya, yaşatmaya çalışalım.
Unutmayalım ki Alevi olmak zordur. Çünkü Alevi olmak demek, Hz. Ali (a.s)'nin velayetinde olmak demektir; Hz. Ali'yi tanımak demektir; onun yolundan gitmek, helaline helal, haramına haram demektir. Alevi; giyimiyle, konuşmasıyla, hareketiyle, edebiyle, ahlakıyla örnek olmalıdır.
Alevi; ilim peşinde koşandır, başına gelecek tüm musibetlere sabredendir. Nitekim Usul-u Kâfi'de, İmam Hz. Cafer-i Sadık (a.s)'tan şöyle rivayet edilmiştir: "Bizler sabredeniz ve taraftarlarımız (Aleviler) bizden daha sabırlıdır." İmam Hz. Muhammed Bakır (a.s) der ki; "Vallahi taraftarlarımız (Aleviler) sadece Allah'tan çekinen ve ona itaat edenlerdir." Her şey "Ben Aleviyim" demekle bitmiyor! Bir insanın "Aleviyim" diyebilmesi için Hz. Ali'yi tanıması gerekiyor. Nitekim Hz. Ali (a.s) bir hutbesinde şöyle buyurmuştur: "... Taraftarlarımızdan (yandaşlarımdan) ancak beni nuraniyetimle tanıyan uzgörü katına ulaşabilir ve beni böyle tanıdığında bilgi denizine dalarak uzgörülü, kâmil bir erişkin olur ve üstünlük basamaklarını çıkıp Allah'ın sırlarından ve gizli hazinelerinden bir sırra erer."
Bir Alevinin mutlaka İmamını (Hz. Ali'yi) araştırıp, öğrenmesi gerekmektedir. Ebû Salt-ı Hirevi, senetli bir şekilde Emir'ül Müminin Hz. Ali (a.s)'den şöyle naklediyor: Resulullah (s.a.a.v)’tan duydum ki; “Ben Allah’tan Duydum ki; Ali b. Ebu Talip benim kullarım üzerindeki hüccetim, beldelerimdeki nurum ve ilmimin eminidir. Onu tanıyanı cehenneme sokmayacağım; bana isyan etse (bazı günahları işlese) dahi ve onu inkâr edeni cennete sokmayacağım; bana (bazı konularda) itaat etse dahi” Bu hadislerin benzeri çoktur. Yine başka bir hadiste Esbağ b. Nübâte, Emirü’l müminin Hz. Ali (a.s)’den şöyle duyduğunu nakleder; “Beni ve hakkımı tanımayan kimsenin vay haline. Bilin ki, hiç şüphesiz benim hakkım Allah’ın hakkıdır; bilin ki, hiç şüphesiz Allah’ın hakkı benim hakkımdır.” Hz. Ali’yi tanımak, hakkını bilmek tüm insanlara farzdır. Özellikle eğitimli, kültürlü gençlerimizin mutlaka imamlarını (Hz. Ali (a.s)’yi) araştırıp öğrenmeleri ve tanımaları gerekmektedir.
"İlmin cevherini ehlinden men etmeyin, ilmin cevherinin ehline zulmetmiş olursunuz. İlmin cevherini ehlinden olmayanlara vermeyiniz, aksi takdirde ilmin cevherine zulmetmiş olursunuz."

İmam Hz. Cafer-i Sadık (a.s)
Cevapla

“Alevi Ahlak ve İrfanı” sayfasına dön