Kur’an-ı Kerim de “Kalpler yalnızca Allah’ı anmakla huzur bulur, gönüller ancak ve ancak O’nu yad etmekle yatışır”[2] buyurmaktadır. İnsan, Rabbini bilerek O’na yöneldiğinde bütün bu keşmekeş ve iç huzursuzluklar da son bulacaktır elbet! Bu ayet-i kerimede insanoğlunun mal, servet, umumi refah vb. imkanlarla aradığı mutlak huzura kavuşamayacağı, kimilerinin iddia ettiği gibi mesela bütün toplumun maddi refaha kavuşması halinde insanların iç huzursuzluk ve tedirginliklerden tamamen kurtulacağı görüşünün bir yanılgıdan ibaret olduğu hatırlatılmaktadır. Kur’an, bunların hedef olarak telakki edilmesini bir hata olarak yorumlar; bunların gereksiz olduğunu söylemez, insanın elbette bir ölçüye kadar maddi ihtiyaçları vardır; ancak bunlar, insanın amacı değildir ve olmamalıdır. Yâni bunları elde etmekle kemale ermez insan, aradığı mutlak kemal ve iç huzur bunlara ulaşmak değildir.
Evet, kalpler ancak Allah’ı anmakla yatışır, gönüller ancak O’na yönelmek ve O’nu yad etmekle huzur bulur… Başkaca hiçbir şey ve durum bu huzur ve sükunu veremez insana. Meseleyi böyle yorumlayan düşünceler dışında olaya “halk” açısından bakan düşünceler de vardır. Bu görüşte olanlara göre insanın derdi “Hakk” derdi değil, “halk” derdidir; halkla oluş onun bütün iç huzursuzluklarını ve temel kaygılarını yok edecektir.
Hatta kimileri “Hakk derdi” de neymiş? derler, bu derdi yadırgarlar…
İnsan Allah’a yönelmedikçe içinde taşımaya mahkumdur bu derdi. Başka yollarla, başka yönlere yönelmekle hallolunacak bir dert değildir “insanoğlu olma derdi”… İnsanın insan oluşu bu ilahi derdi kazandırır ona; “Hakk”tan yanalığın ve O’na yönelişin hissettirdiği dertle insan “insan” olur.
1-O, bu vb. sözleri söylediğinden dolayı bazıları tarafından tekfir edilmiştir.
(sorum iyiniyetle sorulmuştur kimse eleştiri sanmasın)
peki öyleyse kalp krizinden müslümanların yada kitaplı dinlere inananların durumunu nasılo açıklarız hatta namazda ölenler Kuran okurken ölenlerde var
madem kalpler Allahı anmakla huzur bulursa neden bunlar oluyor?
(sorum iyiniyetle sorulmuştur kimse eleştiri sanmasın)
peki öyleyse kalp krizinden müslümanların yada kitaplı dinlere inananların durumunu nasılo açıklarız hatta namazda ölenler Kuran okurken ölenlerde var
madem kalpler Allahı anmakla huzur bulursa neden bunlar oluyor?
Big can
aykırı sorular iyidir
hep tavsiye ederiz aklı geliştirir
araştıran aklında nişanesidir
burada
kastedilen kalp göğüs kafesi içindeki değil
buradaki huzur ruhun duruşu ile ilgili olan huzurdur
ruhun pozisyonlarından biri olan huzurdan bahsediliyor
Big Boss Demişki ;
(sorum iyiniyetle sorulmuştur kimse eleştiri sanmasın)
peki öyleyse kalp krizinden müslümanların yada kitaplı dinlere inananların durumunu nasılo açıklarız hatta namazda ölenler Kuran okurken ölenlerde var
madem kalpler Allahı anmakla huzur bulursa neden bunlar oluyor?
Big Boss kardeş İnsanlara ölümün ne şekilde geleceğini Cenab-ı Hak bilir ezelde hakkında yazılan zamanı gelince vuku bulur . Kur'an-ı Kerim okurken namaz kılarken ölmek ne kadar güzel bir ölüm hali ..secdede ölmeyi çok isterim Yaratıcımın huzurunda ona secde ederken ona kavuşmak ..Rabbim rızasına ermiş olarak imanlı ölüm nasip eylesin cümlemizede inşallah .Amin .
Evet şimdi gelelim konumuza ;
Gerçek mutluluk, huzur,iç neşesi ve rahatlığı sadece Allah'ın zikriyle mümkündür.
Allah (c.c) bu gerçeği ayetinde şöyle bildirir:
Bunlar, iman edenler ve kalpleri Allah'ın zikriyle mutmain olanlardır. Haberiniz olsun;
kalpler yalnızca Allah'ın zikriyle mutmain olur. Rad/28
Bu, Allah'ın Kur'an'da bize bildirdiği çok önemli bir sırdır.Birçok insan bu gerçekten habersiz,
şekilde yaşar.Dünya nimetleriyle tatmin bulmaya çalışır.Asla ölmeyecekmişçesine,hesap günüyle karşılaşacağını düşünmeden hırsla dünyaya ait değerlere sahip olmak için uğraşır.
Ancak bu, büyük bir aldanıştır. Bu insanların sahip oldukları hiç bir şey gerçek bir huzur ve mutluluk kazandırmaz.Yalnızca Allah'a gönülden bağlanan,O'nun şefkatinin, merhametinin,
kendileri üzerindeki korunmasının şuurunda olan müminler mutmain bir yaşam sürebilirler.
Gördüğü her olayda, duyduğu her konuşmada Allah'ı zikreden, Allah'ın yaratışının delillerini görerek O'nu anan bir insanın kalbine Allah,bu iç rahatlığını verir.
Biliyoruz ki burası imtihan dünyası Rabbim insanların imanı kuvvetinde yani dayanabileceği kadar dert gönderir imtihana tabi tutar ve imtihanlara sabrettirir imtihan sebebi ya günahların affı içindir yada senin için bir üst mertebe dilemiş ve o mertebeye çıkarmak içindir . Şimdi Cenab-ı Hak'kı tanıyan bilen imanı tam olan bir mümin derdin belanın kimden geldiğini bilir ve insan sevdiğinden gelene razı olmaz mı hiç? der büker boynunu amenna diyip sabreder ama inancı zayıf insan ne yapar bi dert bela gelince isyana gider kendini harap eder dayanamaz dünya başına yıkılır sanki .. Ancak Allah'a (c.c)yaklaşırsa ki zaten dertler Allaha yaklaştıran vesilelerdir lütuftur da diyebiliriz . Tek çarenin Allah'dan geleceğini bilir onun kapısında durur ısrarla o kapıyı çalmaya başlar buda nasıl olur dua ile namaz ile Kur'an okumak ve diğer zikirler ile ancak o zaman kalp yatışabilir . Yoksa bilir ki başka hiç kimseler yardım edemez kendisine .
Öncelikle kardeşim dünyaya gelişimizin amacını iyi kavramak gerekiyo .
Huzura kavuşmak, Allah’ı tanımakla olur Demek ki derinlemesine bir bilgiye sahip olmak, ilhama mahzar olmak için Allah’ı her an kalbinde, dilinde, davranış biçiminde anmak, ona saygı ve sevgiyle yaklaşmaya çalışmak gerekir (Haşyet te önemli)
Zikir kavramı sanıldığı gibi yalnız dil ile değil, yalnız belli zikirlerle değil, her şeyiyle, ve her şeyde onu bulmaya, hatırlamaya, emir ve yasaklarını zihninde tutmaya yönelik her türlü zikirdir En büyük zikir Kur’an’ı okumak ve ona göre amel etmektir Bunun adı takvadır Allah’a giden yoldur
ok evet yes tamam
yani anladım teşekkür
ben zahire göre bakmıştım sizde batına göre bakmışsınız birbirini tamamladı bilgiler kimbilir belki Allah'I anmanın zahiri göğüsteki kalbe bile faydası vardır olabilir
