RECEB AYININ FAZİLET VE AMELLERİ

Alevilikte Ahlak, İrfan gibi manevi konuları bu bölümde paylaşabilirsiniz.
Kullanıcı avatarı
f_altan
Mesajlar: 2376
Kayıt: 22 Oca 2007, 20:49

RECEB AYININ FAZİLET VE AMELLERİ

Mesaj gönderen f_altan »

RECEB AYININ FAZİLET VE AMELLERİ

Recep, şaban ve ramazan ayları şeref ve fazilette en doruk noktada bulunan ve diğer bütün aylardan üstün olan aylardır. Resul-i Ekrem'den nakledilen bir hadis-i şerifte Efendimiz (s.a.a) şöyle buyurmaktadır: "Recep Allah'ın büyük ayıdır; hiç bir ay hürmet ve fazilette bu aya yetişemez. Bu ayda kâfirlerle savaşmak haramdır. Şunu bilin ki Recep, Allah'ın ayı, Şaban benim ayım ve Ramazan ümmetimin ayıdır. Kim Recep ayının bir gününü oruç tutarsa, Allah'ın büyük rızasını kazanmış olur; Allah'ın gazabı ondan uzaklaşır ve cehennem kapılarından birisi onun yüzüne kapanır."
İmam Musa Kâzım'dan (a.s) şöyle rivayet edilmiştir: "Kim recepten bir gün oruç tutarsa, cehennem ateşi bir yıllık mesafe ondan uzaklaşır. Kim üç gün oruç tutarsa, cennet ona farz olur."
Yine şöyle buyurmuştur: "Recep, cennette sütten beyaz ve baldan tatlı bir nehrin ismidir. Kim recep ayından bir gün oruç tutarsa, o nehirden içer."
İmam Cafer Sadık'tan (a.s) nakledilen bir hadiste, İmam (a.s) Resul-i Ekrem'den (s.a.a) şöyle rivayet etmiştir: "Recep, benim ümmetim için mağfiret dileme ayıdır. Bu ayda istiğfar edin (tövbe edin ve bağışlanma dileyin.) Zira Hak Teâlâ, çok bağışlayan ve rahimdir. Recep ayına 'asabb' (dökülen) denir; zira bu ayda benim ümmetimin üzerine çok rahmet dökülür. O hâlde şu zikri çok söyleyin:
اَسْتَغْفِر اللهَ وَاَسْأَلُهُ التَّوْبَةَ
(Esteğfirullahe ve es'eluhu't-tevbe)"
"Allah'tan bağışlanma ve O'ndan, tövbe (etme muvaffakiyeti) dilerim."

Merhum İbn Babeveyh, muteber senetle Salim'den şöyle rivayet etmiştir:
Ben recep ayının sonuna birkaç gün kala İmam Cafer Sadık'ın (a.s) yanına gitmiştim. Beni görür görmez şöyle buyurdu: "Ey Salim, Bu ayda hiç oruç tuttun mu?" "Hayır, vallahi!" dedim, "ey Resulullah'ın oğlu!" İmam (a.s) şöyle buyurdu: "O kadar sevap kaybetmişsin ki miktarını ancak Allah (c.c) bilir. Bu, Allah'ın üstün kıldığı ve hürmetini yücelttiği bir aydır. Bu ayda oruç tutanları kendi ikram ve değerlendirmesine mazhar kılmayı kendisine farz kılmıştır."
Salim diyor ki: Ben: "Ey Resulullah'ın oğlu, eğer bu ayın kalan günlerini oruç tutarsam, bu ayda oruç tutanların sevabının bir kısmını elde etmiş olabilir miyim?" diye sorduğumda, şöyle buyurdu:
"Ey Salim, kim bu ayın sonundan bir gün oruç tutarsa, ölüm anındaki can çekişme ve rahatsızlıklardan, ölüm sonrasının dehşetinden ve kabir azabından kurtulur. Kim bu ayın sonundan iki gün oruç tutarsa, Sırat'tan kolaylıkla geçer ve kim bu ayın sonundan üç gün oruç tutarsa, kıyamet gününün büyük korkusu, dehşet ve zorluklarından kurtulur ve kendisine cehennem ateşinden kurtuluş beratı verilir."
Kısacası recep ayının orucuyla ilgili pek çok fazilet ve sevap nakledilmiştir. (Bazı mazeretlerden dolayı) recep ayının orucunu tutamayan birisi, her gün yüz defa şu zikri söylerse, recep ayının orucunun sevabını (kısmen de olsa) idrak etmiş olur:
سُبْحانَ الاِْلهِ الْجَليلِ، سُبْحانَ مَنْ لا يَنْبَغي التَّسْبيحُ إِلاّ لَهُ، سُبْحانَ الاَْعَزِّ الاَْكْرَمِ، سُبْحانَ مَنْ لَبِسَ الْعِزَّ وَهُوَ لَهُ اَهْلٌ
"Münezzehtir yüce ilâh. Münezzehtir kendisinden başkasına tesbih ve takdis yakışmayan. Münezzehtir en büyük izzet ve kerem sahibi. Münezzehtir lâyık olduğu hâlde izzet libasını giyen (Allah)."
ALLAHUMME SALLİ ALA MUHAMMED VE ÂL-İ MUHAMMED VE ACCİL FERECEHUM VE FERECENA BİHİM
Kullanıcı avatarı
f_altan
Mesajlar: 2376
Kayıt: 22 Oca 2007, 20:49

Mesaj gönderen f_altan »

RECEP AYININ AMELLERİ

Recep ayının amelleri iki kısımdır:

A) Recep Ayının Bütün Günlerinde Yapılacak Ameller

Recep ayının belli bir gününe ait olmayıp her gününde okunan bu ameller şunlardır:
1- İmam Zeynelabidin'den (a.s) nakledilen şu duayı her gün okumak:
يا مَنْ يَمْلِكُ حَوائِجَ السّائِلينَ، ويَعْلَمُ ضَميرَ الصّامِتينَ، لِكُلِّ مَسْأَلَة مِنْكَ سَمْعٌ حاضِرٌ وَجَوابٌ عَتيدٌ، اَللّـهُمَّ وَ مَوعيدُكَ، الصّادِقَةُ، واَيديكَ الفاضِلَةُ، ورَحْمَتُكَ الواسِعَةُ، فأسْألُكَ اَنْ تٌصَلِّيَ عَلى مُحَمَّد وَآلِ مُحَمَّد واَنْ تَقْضِيَ حَوائِجي لِلدُّنْيا وَالاَْخِرَةِ، اِنَّكَ عَلى كُلِّ شَيْيء قَديرٌ.
"Ey sâillerin hacetlerini elinde bulunduran ve susanların sırrını bilen (Allah)! Sen her isteği anında duyar ve her isteği yerine getirebilirsin. Allah'ım! Senin vaatlerin sadık, nimetlerin bol ve rahmetin geniştir. O halde, Muhammed ve Ehlibeyt'ine rahmet etmeni ve benim dünya ve ahiretle ilgili hacetlerimi vermeni diliyorum. Şüphesiz senin her şeye gücün yeter."

2- İmam Cafer Sadık'ın (a.s) Recep ayının her gününde okuduğu şu duayı okumak:
خابَ الوافِدُونَ عَلى غَيْرِكَ، وَخَسِرَ المُتَعَرِّضُونَ إِلاّ لَكَ، وَضاعَ المُلِّمُونَ إِلاّ بِكَ، وَاَجْدَبَ الْمُنْتَجِعُونَ إِلاّ مَنِ انْتَجَعَ فَضْلَكَ، بابُكَ مَفْتُوحٌ لِلرّاغِبينَ، وَخَيْرُكَ مَبْذُولٌ لِلطّالِبينَ وَفَضْلُكَ مُباحٌ لِلسّائِلينَ، وَنَيْلُكَ مُتاحٌ لِلامِلينَ، وَرِزْقُكَ مَبْسُوطٌ لِمَنْ عَصاكَ، وَحِلْمُكَ مُعْتَرِضٌ لِمَنْ ناواكَ، عادَتُكَ الاِْحْسانُ اِلَى الْمُسيئينَ، وَسَبيلُكَ الاِبْقاءُ عَلَى الْمُعْتَدينَ، ُاَللّـهُمَّ فَاهْدِني هُدَى الْمُهْتَدينَ، وَارْزُقْني اجْتِهادَ الُْمجْتَهِدينَ، وَلا تَجْعَلْني مِنَ الْغافِلينَ الْمُبْعَدينَ، واغْفِرْ لي يَوْمَ الدّينِ.
"Senden başkasının kapısına giden mahrum kalır; senden gayrisine yönelen ziyan eder; senin katından başkasına yönelen zayi olur ve senin fazl u kereminden başkasını uman kaybeder. Kapın talep edenlere açıktır; hayır ve ihsanın, arayanlara ulaşır. Fazl u keremin sâillere mubah, bağışın ümit edenlere hazır, rızkın sana isyan eden lere (dahi) açıktır. Hilmin seni kastedenlere ulaşır. Kötülük edenlere iyilik etmek, senin sünnetin ve haddini aşanlarla müdara etmek senin yolundur. Allah'ım! O halde beni de hidayet edilmişlerin yoluna hidayet et. Bana da (itaatin yolunda) çaba gösterenlerin çabasını nasip buyur; beni (rahmetinden) uzaklaştırılmış gafillerden eyleme ve ceza (Kıyamet) gününde beni bağışla."

3 İmam Cafer Sadık'tan (a.s) nakledilen şu duanın her gün okunması:
اَللّـهُمَّ اِنّي اَساَلُكَ صَبْرَ الشّاكِرينَ لَكَ، وَعَمَلَ الْخائِفينَ مِنْك، وَيَقينَ الْعابِدينَ لَكَ، اَللّـهُمَّ اَنْتَ الْعَلِيُّ الْعَظيمُ، وَاَنَا عَبْدُكَ الْبائِسُ الْفَقيرُ، اَنْتَ الْغَنِيُّ الْحَميدُ، وَاَنَا الْعَبْدُ الذَّليل، اَللّـهُمَّ صَلِّ عَلى مُحَمَّد وَآلِهِ وَاْمْنُنْ بِغِناكَ عَلى فَقْري، وَبِحِلْمِكَ عَلى جَهْلي، وَبِقُوَّتِكَ عَلى ضَعْفي، يا قَوِيُّ يا عَزيزُ، اَللّـهُمَّ صَلِّ عَلى مُحَمَّد وَآلِهِ الاْوصياءِ الْمَرْضِيِّينَ، وَاكْفِني ما اَهَمَّني مِنْ اَمْرِ الدُّنْيا وَالاخِرَةِ يا اَرْحَمَ الرّاحِمينَ .
"Allah'ım! Sana şükredenlerin sabrını, Senden korkanların amelini ve sana ibadet edenlerin yakinini diliyorum Senden. Allah'ım! Sen yücesin, azamet sahibisin; bense Senin zavallı ve fakir bir kulunum. Sen gani ve güzel sıfatlara sahipsin, bense zelil bir kulum. Allah'ım! Muhammed ve Ehlibeyt'ine rahmet et ve zenginliğinle fakirliğime, hilim ve sabrınla cahilliğime, gücünle zayıflığıma acı; ey güçlü ve izzet sahibi! Allah'ım! Muhammed'e ve onun beğenilmiş vasileri olan Ehlibeyt'ine rahmet et; dünya ve ahiretimle ilgili önemli sorunlarımı hallet, ey merhametlilerin en merhametlisi!"

4- Şeyh Tusî'nin naklettiğine göre, recep ayında her gün şu duanın okunması:
اَللّـهُمَّ يا ذَا الْمِنَنِ السّابِغَةِ، وَالاْلاءِ الْوازِعَةِ، والرَّحْمَةِ الْواسِعَةِ، وَالْقُدْرَةِ الْجامِعَةِ، وَالنِّعَمِ الْجَسْيمَةِ، وَالْمَواهِبِ الْعَظيمَةِ، وَالاَْيادِي الْجَميلَةِ، والْعَطايَا الْجَزيلَةِ، يا مَنْ لا يُنْعَتُ بِتَمْثيل، وَلا يُمَثَّلُ بِنَظير، وَلا يُغْلَبُ بِظَهير، يا مَنْ خَلَقَ فَرَزَقَ وَأَلْهَمَ فَاَنْطَقَ، وَابْتَدَعَ فَشَرَعَ، وَعَلا فَارْتَفَعَ، وَقَدَّرَ فَاَحْسَنَ، وَصَوَّرَ فَاَتْقَنَ، وَاحْتَجَّ فَاَبْلَغَ، وَاَنْعَمَ فَاَسْبَغَ، وَاَعْطى فَاَجْزَلَ، وَمَنَحَ فَاَفْضَلَ، يا مَنْ سَما فِي الْعِزِّ فَفاتَ نَواظِرَ الاْبْصارِ، وَدَنا فِي الُّلطْفِ فَجازَ هَواجِسَ الاَْفْكارِ، يا مَنْ تَوَحَّدَ باِلْمُلكِ فَلا نِدَّ لَهُ في مَلَكُوتِ سُلْطانِهِ، وَتفَرَّدَ بِالاْلاء وَالْكِبرِياءِ فَلا ضِدَّ لَهُ في جَبَرُوتِ شَانِهِ، يا مَنْ حارَتْ في كِبْرِياءِ هَيْبَتِهِ دَقائِقُ لَطائِفِ الاَْوْهامِ، وَانْحَسَرَتْ دُونَ اِدْراكِ عَظَمَتِهِ خَطائِفُ اَبْصارِ الاَْنامِ، يا مَنْ عَنَتِ الْوُجُوهُ لِهَيْبَتِهِ، وَخَضَعَتِ الرِّقابُ لِعَظَمَتِهِ، وَوجِلَتِ الْقُلُوبُ مِنْ خيفَتِهِ، اَساَلُكَ بِهذِهِ الْمِدْحَةِ الَّتي لا تَنْبَغي إِلاّ لَكَ، وَبِما وَأَيْتَ بِهِ عَلى نَفْسِكَ لِداعيكَ مِنَ الْمُؤْمِنينَ، وَبِما ضَمِنْتَ الاِجابَةَ فيهِ عَلى نَفْسِكَ لِلدّاعينَ، يا اَسْمَعَ السّامِعينَ، وَابْصَرَ النّاظِرينَ، وَاَسْرَعَ الْحاسِبينَ، يا ذَا الْقُوَّةِ الْمتينُ، صَلِّ عَلى مُحَمَّد خاتَمِ النَّبِيّينَ، وَعَلى اَهْلِ بَيْتِهِ، وَاقْسِمْ لي في شَهْرِنا هذا خَيْرَ ما قَسَمْتَ، وَاحْتِمْ لي في قَضائِكَ خَيْرَ ما حَتَمْتَ، وَاخْتِمْ لي بِالسَّعادَةِ فيمَنْ خَتَمْتَ، وَاحْيِني ما اَحْيَيْتَني مَوْفُوراً، وَاَمِتْني مَسْرُوراً وَمَغْفُوراً، وَتوَلَّ اَنْتَ نَجاتي مِنْ مُساءَلَةِ الْبَرْزَخِ، وَادْرَأْ عَنّي مُنْكَراً وَنَكيراً، وَاَرِ عَيْني مُبَشِّراً وَبَشيراً، وَاجْعَلْ لي اِلى رِضْوانِكَ وَجِنانِكَ مَصيراً، وَعَيْشاً قَريراً، وَمُلْكاً كَبيْراً، وَصَلِّ عَلى مُحَمَّد وَآلِهِ كَثيراً.
"Allah'ım! Ey bol bahşişlerin, çeşitli nimetlerin, geniş rahmetin, eksiksiz kudretin, büyük nimetlerin, azametli bağışların, güzel bahşişlerin, sayısız lütuf ve ihsanların sahibi! Ey misalle anlatılmayan ve benzeri düşünülemeyen, hiçbir güce yenilmeyen (Allah)! Ey yaratıp da rızk veren, (manaları) ilham edip de konuşturan, örneği olmadan eşsiz bir yaratılışı başlatan, yücelip de (her türlü düşünce ve tasavvuru) aşan, her şeye bir ölçü koyup da en iyi şekilde takdir eden, her şeyi en sağlam ve mükemmel şekliyle tasvir eden, en açık ve net delilleri tebliğ eden, nimet verip de bollaştıran, bahşiş edip de çoğaltan, hadsiz hesapsız lütuf ve ihsanda bulunan (Allah)! Ey basiret gözlerinin idrak edemeyeceği izzet derecelerine yücelen, lütuf ve ihsanda düşünce ve hayallere sığmayacak kadar yakın olan (Rabbim)! Ey âlemin padişahlığını elinde bulunduran ve sultanlığında hiçbir ortağı olmayan; ey nimet vermede eşi olmayan, celal ve ceberutunda zıddı bulunmayan; ey heybetinin yüceliğinde en dakik akılları dahi şaşkın bırakan; ey azametini idrak etmekte en ince basiret sahiplerini dahi âciz bırakan; ey makam sahipleri heybeti karşısında alçalan, boyunlar, azameti karşısında eğilen ve kalpler, korkusundan titreyen (Rabbim)! Başkasına lâyık olmayan bu medh u senalar hürmetine, dua eden müminlere vermeyi kendine gerekli kıldığın ve onlara icabet etmeye kefil olduğun şeyler hakkına senden istiyorum.
Ey en iyi duyan ve en iyi gören, ey en çabuk hesaba çeken; ey sağlam ve eksiksiz kuvvet sahibi (Allah'ım)! Peygamberlerin sonuncusu olan Muhammed'e ve onun Ehlibeyti'ne rahmet et ve bu (mübarek) ayımızda en hayırlı kısmetini bana nasip buyur; kesinleştirdiğin en hayırlı hükmünü benim için takdir et ve sonunu hayırlı kıldığın kimseler içinde benim de sonumu saadetle sona erdir. Beni diri tuttuğun müddetçe bollukta yaşat; ölürken sevinçli ve bağışlanmış olarak öldür. Beni Berzah soruşturmasından kurtarmayı kendin üstlen; Münker ve Nekir'i benden uzaklaştır, Mübeşşir ve Beşir'i (müjdeci melekleri) benim gözüme göster; yolumu rızvan ve cennetine çıkar; bana hoş bir hayat ve büyük bir sultanlık nasip eyle. Muhammed ve Ehlibeyt'ine çok rahmet et."

5- Hz. Mehdi'nin (a.s) Ebu Cafer Muhammed İbn Osman İbn Said'e (r.a) recep ayının her gününde okunması için yazdığı dua:
بِسْمِ اللهِ الرَّحْمنِ الرَّحيمِ
اَللّـهُمَّ اِنّي اَساَلُكَ بِمَعاني جَميعِ ما يَدْعُوكَ بِهِ وُلاةُ اَمْرِكَ، الْمَاْمُونُونَ عَلى سِرِّكَ، الْمُسْتَبْشِرُونَ بِاَمْرِكَ، الْواصِفُونَ لِقُدْرَتِكَ الْمُعلِنُونَ لِعَظَمَتِكَ، اَساَلُكَ بِما نَطَقَ فيهِمْ مِنْ مَشِيَّتِكَ، فَجَعَلْتَهُمْ مَعادِنَ لِكَلِماتِكَ، وَاَرْكاناً لِتَوْحيدِكَ، وَآياتِكَ وَمَقاماتِكَ الَّتي لا تَعْطيلَ لَها في كُلِّ مَكان، يَعْرِفُكَ بِها مَنْ عَرَفَكَ، لا فَرْقَ بَيْنَكَ وَبَيْنَها إِلاّ اَنَّهُمْ عِبادُكَ وَخَلْقُكَ، فَتْقُها وَرَتْقُها بِيَدِكَ، بَدْؤُها مِنْكَ وَعَوْدُها اِلَيكَ اَعْضادٌ واَشْهادٌ ومُناةٌ واَذْوادٌ وَحَفَظَةٌ وَرُوّادٌ، فَبِهمْ مَلاْتَ سَمائكَ وَاَرْضَكَ حَتّى ظَهَرَ اَنْ لا اِلـهَ إلاّ اَنْتَ، فَبِذلِكَ اَساَلُكَ، وَبِمَواقِعِ الْعِزِّ مِنْ رَحْمَتِكَ، وَبِمَقاماتِكَ وَعَلاماتِكَ اَنْ تُصَلِّيَ عَلى مُحَمَّد وَآلِهِ، واَنْ تَزيدَني إيماناً وَتَثْبيتاً، يا باطِناً في ظُهُورِهِ وَظاهراً في بُطُونِهِ وَمَكْنُونِهِ، يا مُفَرِّقاً بَيْنَ النُّورِ وَالدَّيْجُورِ، يا مَوْصُوفاً بِغَيْرِ كُنْه، وَمَعْرُوفاً بِغَيْرِ شِبْه، حادَّ، كُلِّ مَحْدُود، وَشاهِدَ كُلِّ مَشْهُود، وَمُوجِدَ كُلِّ مَوْجُود، وَمُحْصِيَ كُلِّ مَعْدُود، وَفاقِدَ كُلِّ مَفْقُود،لَيْسَ دُونَكَ مِنْ مَعْبُود، اَهْلَ الْكِبْرِياءِ وَالْجُودِ، يا مَنْ لا يُكَيَّفُ بِكَيْف، وَلا يُؤَيَّنُ بِاَيْن، يا مُحْتَجِباً عَنْ كُلِّ عَيْن، يا دَيْمُومُ يا قَيُّومُ وَعالِمَ كُلِّ مَعْلُوم، صَلِّ عَلى مُحَمَّد وَآلِهِ، وَعَلى عِبادِكَ الْمُنْتَجَبينَ، وَبَشَرِكَ الُْمحْتَجِبينَ، وَمَلائِكَتِكَ الْمُقَرَّبينَ، وَالْبُهْمِ الصّافّينَ الْحافّينَ، وَبارِكَ لَنا في شَهْرِنا هذَا الْمُرَجَّبِ الْمُكَرَّم وَما بَعْدَهُ مِنَ الاَْشْهُرِ الْحُرُمِ، وَاَسْبِغْ عَلَيْنا فيهِ النِّعَمَ، وَاَجْزِلْ لَنا فيهِ الْقِسَمَ، وَاَبْرِزْ لَنا فيهِ الْقَسَمَ بِاسْمِكَ الاَْعْظَمِ الاَْجَلِّ الاَْكْرَمِ الَّذي وَضَعْتَهُ عَليَ النَّهارِ فَاَضاءَ، وَعَلى اللَّيْلِ فَاَظْلَمَ، وَاْغفِرْ لَنا ما تَعْلَمُ مِنّا وَما لا نَعْلَمُ، وَاعْصِمْنا مِنَ الذُّنُوبِ خَيْرَ الْعِصَمِ، وَاكْفِنا كَوافِيَ قَدَرِكَ، واْمنُنْ عَلْيْنا بِحُسْنِ نَظَرِكَ، وَلا تَكِلْنا اِلى غَيْرِكَ، وَلا تَمْنَعْنا مِنْ خَيْركَ وَبارِكَ لَنا فيما كَتَبْتَهُ لَنا مِنْ اَعْمارِنا، واَصْلحْ لنا خَبيئَةَ اَسْررِنا، واَعْطِنا مِنْكَ الاَْمانَ، وَاْستَعْمِلْنا بِحُسْنِ الاِْيْمانِ وَبَلِّغْنا شَهْرَ الصِّيامِ وَما بَعْدَهُ مِنَ الاَْيّامِ وَالاَْعْوامِ يا ذَا الْجَلالِ والاِكْرامِ.

Rahman ve Rahim Allah'ın adıyla.
"Allah'ım! Sırrına emin kıldığın, emrine sevinen, kudretini vasfeden, azametini açıklayan emir sahiplerinin ettiği bütün duaların mana ve mefhumu hakkına sana yalvarıyorum. Onlar hakkında geçerli kıldığın meşiyyetin hakkına sana el açıyorum; onlar öyle kimselerdir ki meşiyyetinle kendi kelimelerinin (sırlarının) madeni, tevhidinin, bütün mekânlarda geçerli olan ve seni tanımaya vesile olan ayetlerinin ve makamlarının rükünleri kıldın. Seninle onların arasındaki fark, onların senin kulların ve yaratıkların olmalarıdır. Onların her şeyi senin elindedir; başlangıçları senden ve dönüşleri de sanadır. Onlar (dininin) destekçileri, şahitleri, davetçileri, savunucuları, koruyucuları ve önderleridirler. Onlar vasıtasıyla yeri göğü doldurdun; böylece senden başka bir ilâh olmadığı (gerçeği) ortaya çıktı. O hâlde bütün bunların ve rahmetinin izzet mevkileri ve makamların ve nişanelerin hakkına senden Muhammed ve Ehlibeyt'ine rahmet etmeni ve iman ve (doğru yolda) sebatımı artırmanı diliyorum. Ey aşikâr olduğu hâlde gizli ve gizli olduğu halde aşikâr olan! Ey nurla zulmeti birbirinden ayıran, ey zatına varılmadan vasfedilen, benzeri olmadan tanınan! Ey mahdut olan her şeyin ölçü ve sınırını belirleyen ve ey şühud edilen her şeyin şâhidi; bütün varlıkları var eden, sayılan her şeyi sayan, olumsuz (selbî) sıfatlar kendisinde bulunmayan (Allah)! Senden başka bir mabud yoktur; yücelik ve cömertlik ehli sensin.
Ey hiçbir keyfiyetle vasıflanmayan; hiçbir mekânda yer tutmayan; bütün gözlerden gizli kalan (Rabbim)! Ey ebedi varlık, ey varlıkları ayakta tutan ve bilinen her şeyi bilen, Muhammed ve Ehlibeyt'ine, seçilmiş kullarına, perde arkasında tuttuğun insanlara, yakın meleklerine ve emrine hazır dilsizlere rahmet et ve bu yüce recep ayımızı ve ondan sonra gelecek olan haram (hürmetli) ayları bizlere mübarek kıl. Bu ayda nimetlerini bize bollaştır; kısmetimizi çoğalt ve bereketli kıl; en azametli, en yüce ve değerli ismin hakkına; öyle bir isimdir ki o, gündüze koyduğunda aydınlandı; geceye koyduğunda karardı. (Allah'ım!) Senin bildiğin ve bizim bilmediğimiz kötü amellerimizi bağışla. Bizi en iyi şekilde günahlardan koru. Kendi takdirinle bize yeterli ol. Bize iyi bakışınla minnette bulun; bizi kendinden başkasına bırakma; hayrına ulaşmamızı önleme; bizim için yazdığın ömrümüzü bereketli kıl; içimizdeki kötülükleri ıslâh et; bizi kendi azap ve gazabından koru; bize iyi bir imanla amel etmeyi nasip buyur; bizi oruç ayına (ramazana) ve ondan sonra gelecek günler ve yıllara (sağlıkla) ulaştır ey celâl ve kerem sahibi (Allah)!"

6- Hz. Mehdi'nin (a.s) Şeyh Ebulkasım'a (r.a) yazdığı şu duayı recep ayının her gününde okumak:
اَللّـهُمَّ اِنّي اَساَلُكَ بِالْمَوْلُودَيْنِ في رَجَب مُحَمَّد بْنِ عَليٍّ الثاني وَابْنِهِ عَلِيِّ بْنِ مُحَمَّد الْمُنْتَجَبِ، وَاَتَقَرَّبُ بِهِما اِلَيْكَ خَيْرَ الْقُرْبِ، يا مَنْ اِلَيْهِ الْمَعْرُوفُ طُلِبَ، وَفيـما لَدَيْهِ رُغِبَ، اَساَلُكَ سُؤالَ مُقْتَرِف مُذْنِب قَدْ اَوْبَقَتْهُ ذُنُوبُهُ، وَاَوْثَقَتْهُ عُيُوبُهُ، فَطالَ عَلَى الْخَطايا دُؤُوبُهُ، وَمِنَ الرَّزايا خُطُوبُهُ، يَسْأَلُكَ التَّوْبَةَ وَحُسْنَ الاَْوْبَةِ والنُّزْوعَ عَنِ الْحَوْبَةِ، وَمِنَ النّارِ فَكاكَ رَقَبَتِهِ، وَالْعَفْوَ عَمّا في رِبْقَتِهِ، فَاَنْتَ مَوْلايَ اَعْظَمُ اَمَلِهِ وَثِقَتِهِ، اَللّـهُمَّ واَساَلُكَ بِمَسائِلِكَ الشَّريفَةِ، وَوَسائِلَك الْمُنيفَةِ اَنْ تَتَغَمَّدَني في هذَا الشَّهْرِ بِرَحْمَة مِنْكَ واسِعَة، وَنِعْمَة وازِعَة، وَنَفْس بِما رَزَقْتَها قانِعَة، اِلى نُزُولِ الحافِرَةِ وَمَحلِّ الاْخِرَةِ وَما هِيَ اِلَيْهِ صائِرَةٌ.
"Allah'ım! Recep ayında dünyaya gelen (iki yüce velin olan) ikinci Muhammed İbn Ali (İmam Muhammed Tâkî) ve onun seçilmiş oğlu Ali İbn Muhammed (İmam Ali Nakî) hürmetine sana yalvarıyor ve onlar vasıtasıyla sana en iyi şekilde yakınlaşmayı hedef ediniyorum. Ey kendisinden iyilik istenilen ve katında olana rağbet edilen zat! Günahlara boğulan, günahlarından dolayı helâk olup, kusurlarının elinde esir olan, bu yüzden uzun zaman hatalara alışan, bunun sıkıntı ve kederini çekip sonra (kapına) gelip tövbe edip kabulünü isteyen, günahlardan uzaklaşmayı, (cehennem) ateşinden kurtulmayı ve üzerinde bulunan vizr u vebalinin affını dileyen birisi gibi sana yalvarıyor ve senden aynı şeyleri ben de diliyorum. Ey Mevla'm! Böyle birisinin ümit ve güvencesi ancak sensin."
Allah'ım! (yine) şerefli meselelerin ve yüce vesilelerin hürmetine senden, beni bu ayda geniş rahmetine ve çeşitli nimetlerine boğmanı, kabre inip âhiret yurduna varıncaya kadar bana, verdiğin rızka yetinen bir nefis bağışlamanı diliyorum.

7- Yine Hz. Mehdi'nin (a.s) naibi Şeyh Ebulkasım Hüseyn İbn Ruh'tan (r.a) şöyle rivayet edilmiştir: Recep ayında ziyaretine gittiğin Allah'ın Masum Velileri'ni şu cümlelerle ziyaret et:
الْحَمْدُ للهِ الَّذي اَشْهَدَنا مَشْهَدَ اَوْلِيائِهِ في رَجَب، وَاَوْجَبَ عَلَيْنا مِنْ حَقِّهِمْ ما قَدْ وَجَبَ، وَصَلَّى اللهُ عَلى مُحَمَّد الْمُنْتَجَبِ، وَعَلى اَوْصِيائِهِ الْحُجُبِ، اَللّـهُمَّ فَكَما اَشْهَدْتَنا مَشْهَدَهُمْ فَاَنْجِزْ لَنا مَوْعِدَهُمْ، وَاَوْرِدْنا مَوْرِدَهُمْ، غَيْرَ مُحَلَّئينَ عَنْ وِرْد في دارِ الْمُقامَةِ والْخُلْدِ، وَالسَّلامُ عَلَيْكُمْ اِنّي قَصَدْتُكُمْ وَاعْتَمَدْتُكُمْ بِمَسْأَلَتي وَحاجَتي وَهِيَ فَكاكُ رَقَبَتي مِنَ النّارِ، وَالْمَقَرُّ مَعَكُمْ في دارِ الْقَرارِ مَعَ شيعَتِكُمُ الاَْبْرارِ، وَالسَّلامُ عَلَيْكُمْ بِما صَبَرْتُمْ فَنِعْمَ عُقْبَى الدّارِ، اَنَا سائِلُكُمْ وَآمِلُكُمْ فيـما اِلَيْكُمُ التَّفْويضُ، وَعَلَيْكُمْ التَّعْويضُ فَبِكُمْ يُجْبَرُ الْمَهيضُ وَيُشْفَى الْمَريضُ، وَما تَزْدادُ الاَْرْحامُ وَما تَغيضُ، اِنّي بِسِرِّكُمْ مُؤْمِنٌ، وَلِقَوْلِكُمْ مُسَلِّمٌ، وَعَلَى اللهِ بِكُمْ مُقْسِمٌ في رَجْعي بِحَوائِجي وَقَضائِها وَاِمْضائِها وَاِنْجاحِها وَاِبْراحِها، وَبِشُؤوني لَدَيْكُمْ وَصَلاحِها، وَالسَّلامُ عَلَيْكُمْ سَلامَ مُوَدِّع، وَلَكُمْ حَوائِجَهُ مُودِعٌ يَسْأَلُ اللهَ اِلَيْكُمْ الْمَرْجِعَ وَسَعْيُهُ اِلَيْكُمْ غَيْرُ مُنْقَطِع، وَاَنْ يَرْجِعَني مِنْ حَضْرَتِكُمْ خَيْرَ مَرْجِع اِلى جَناب مُمْرِع، وَخَفْضِ مُوَسَّع، وَدَعَة وَمَهَل اِلى حينِ الاَْجَلِ، وَخَيْرِ مَصير وَمَحلٍّ، في النَّعيمِ الاَْزَلِ، وَالْعَيْشِ الْمُقْتَبَلِ وَدَوامِ الاُْكُلِ، وَشُرْبِ الرَّحيقِ وَالسَّلْسَلِ، وَعَلٍّ وَنَهَل، لا سَأمَ مِنْهُ وَلا مَلَلَ، وَرَحْمَةُ اللهِ وَبَرَكاتُهُ وَتَحِيّاتُهُ عَلَيْكُمْ حَتّيَ الْعَوْدِ اِلى حَضْرَتِكُمْ، والْفَوزِ في كَرَّتِكُمْ، وَالْحَشْرِ في زُمْرَتِكُمْ، وَرَحْمَةُ اللهِ وَبَرَكاتُهُ عَلَيْكُمْ وَصَلَواتُهُ وَتَحِيّاتُهُ، وَهُوَ حَسْبُنا وَنِعْمَ الْوَكيلُ.
"Bizi recep ayında kendi velilerinin türbelerinde hazır eden ve onların haklarını üzerimize farz kılan Allah'a hamdolsun. Allah, seçkin Muhammed'e ve (değer ve faziletleri olduğu gibi) tanınmayan vasîlerine rahmet etsin.
Allah'ım! Bizi (ziyaret için) onların türbelerinde hazır ettiğin gibi, (Kıyamet günü) onların varacağı yere de vardır; onların gireceği ebediyyet yurduna (cennete) bizleri de götür.
Selâm olsun size (ey Allah'ın velileri), ben size yönelerek ve size güvenerek kendi dilek ve hacetimi (Allah'tan) istemeye geldim. Dilek ve hacetim, ateşten kurtulmak ve ebediyyet yurdunda, iyi dostlarınızla birlikte sizlerin yanınızda yer almaktır. Selâm olsun size (Allah yolunda her türlü belâ ve zorluğa gösterdiğiniz) sabırdan dolayı. Ne de güzel yurttur kazandığınız son yurt (cennet). Ben (Hak Teâlâ) tarafından görevlendirildiğiniz ve yetki sahibi olduğunuz şeylerde size ümit besliyor, hacetimi sizden istiyorum. Kırık gönüller sizinle düzelir; hasta sizinle şifa bulur. Rahimler çok veya az doğurur. Ben sizin hakikatinize inanıyor ve sözlerinize boyun eğiyorum. Hacetlerimi isterken, onların hükme bağlanması, imzalanması, yerine gelmesi. büyümesi ve sizin yanınızdaki durumumun düzelmesi için Allah'ı sizin (hürmet ve makamınıza) ant veriyorum. Sizi, veda eden ve hacetlerini yanınızda emanet bırakıp (yerine gelmesini ümit eden), Allah'tan tekrar size dönmeyi ve ziyaretinizden kopmamayı dileyen birisi gibi selâmlıyorum.
Allah'tan, huzurunuzdan döndüğümde beni hayır ve bereket dolu bir yere, ölünceye kadar bolluk ve rahatlık içinde geçecek bir hayata döndürmesini, ölünce de gidişimi hayırlı bir gidiş ve yerimi ezelî nimetlerle dolu, mutlu bir hayat, daimî yiyecekler, Rahîq ve Selsebîl gibi hiçbir zaman bıkkınlık ve rahatsızlık getirmeyen hoş içeceklerle donatılan bir yer kılmasını istiyorum. Yeniden huzurunuza dönünceye, dönüşünüzde saadete kavuşuncaya ve Kıyamet gününde safınızda haşredilinceye kadar Allah'ın rahmeti, bereketleri ve selâmları sizlerin üzerinize olsun; (tekrar) Allah'ın rahmeti, bereketleri, rahmet ve selâmları sizin üzerinize olsun. O bize yeter ve O ne güzel vekildir!
ALLAHUMME SALLİ ALA MUHAMMED VE ÂL-İ MUHAMMED VE ACCİL FERECEHUM VE FERECENA BİHİM
Kullanıcı avatarı
f_altan
Mesajlar: 2376
Kayıt: 22 Oca 2007, 20:49

Mesaj gönderen f_altan »

8- Seyyid İbn Tâvûs, (r.a) Muhammed İbn Zekvân'dan (r.a) şöyle naklediyor: İmam Cafer Sadık'a (a.s); "Canım sana feda olsun, işte recep ayına girmiş bulunuyoruz; Allah'ın beni faydalandıracağı bir duayı bana öğretmenizi istiyorum." dedim.
İmam (a.s), "Yaz" diye buyurdu:
"Bismillahirrahmanirrahim"
Recep ayının her gününde akşam, sabah, gece ve gündüz kıldığın namazların ardından şu duayı oku:
يَا مَنْ اَرْجُوهُ لِكُلِّ خَيْر، وَآمَنَ سَخَطَهُ عِنْدَ كُلِّ شَرٍّ، يا مَنْ يُعْطِي الْكَثيرَ بِالْقَليلِ، يا مَنْ يُعْطي مَنْ سَأَلَهُ يا مَنْ يُعْطي مَنْ لَمْ يَسْأَلْهُ وَمَنْ لَمْ يَعْرِفْهُ تَحَنُّناً مِنْهُ وَرَحْمَةً، اَعْطِني بِمَسْأَلَتي اِيّاكَ جَميعَ خَيْرِ الدُّنْيا وَجَميعَ خَيْرِ الاْخِرَةِ، وَاصْرِفْ عَنّي بِمَسْأَلَتي اِيّاكَ جَميعَ شَرِّ الدُّنْيا وَشَرِّ الاْخِرَةِ، فَاِنَّهُ غَيْرُ مَنْقُوص ما اَعْطَيْتَ، وَزِدْني مِنْ فَضْلِكَ يا كَريمُ.
"Ey her hayrını ümit ettiğim ve her kötülükte gazabından güvencede olmayı umduğum (Rabbim)! Ey aza karşılık çok veren; ey rahmet ve şefkatinden dolayı isteyene de, istemeyene de veren. Sana yalvarıyorum, dünya ve âhiret hayrının hepsinden bana da nasip buyur. Bütün dünya ve âhiret şerrini benden uzaklaştır. Şüphesiz senin verdiğinde azalma olmaz. Kendi fazl u kereminden bana verdiğini artır; ey Kerim (Allah)!"

Ravi şöyle devam ediyor: Sonra İmam (a.s) sol eliyle sakalını tuttuğu halde sağ işaret parmağını hareket ettirerek bu duayı okudu ve ardından şu cümleleri ekledi:
يا ذَا الْجَلالِ وَالاِْكْرامِ، يا ذَا النَّعْماءِ وَالْجُودِ، يا ذَا الْمَنِّ وَالطَّوْلِ، حَرِّمْ شَيْبَتي عَلَى النّارِ.
"Ey celâl ve kerem sahibi, ey (sonsuz) nimetler ve cömertlik sahibi, ey bağış ve ihsan sahibi, şu beyaz sakalımı (cehennem) ateşine haram kıl."

9- Resulullah'tan (s.a.a) şöyle rivayet edilmiştir: "Kim Recep ayında yüz defa:
«اَسْتَغْفِرُ اللهَ لا اِلـهَ إِلاّ هُوَ وَحْدَهُ لا شَريكَ لَهُ وَاَتُوبُ اِلَيْهِ»
"Kendisinden başka ilâh olmayan, tek olup ortağı bulunmayan Allah'tan, bağışlanma diliyor ve ona tövbe ediyorum." söyler, ardından da sadaka verirse, Allah onun sonunu rahmet ve mağfiretle hatmeder. Kim dört yüz defa söylerse, Allah yüz şehidin sevabını kendisine verir."

10- Yine Resul-i Ekrem'den (s.a.a) şöyle rivayet edilmiştir: "Kim recep ayında bin defa: 'Lâ ilâhe illallah' söylerse, Allah-u Teâlâ onun için bin hasene yazar ve cennette yüz şehir bina eder."

11- Bir hadis-i şerifte şöyle buyuruyor: "Kim recep ayında yetmiş defa sabahleyin, yetmiş defa da akşamleyin:
«اَسْتَغْفِرُ اللهَ وَاَتُوبُ اِلَيْهِ»
"Allah'tan bağışlanma diler ve O'na tövbe ederim" diyerek Allah'tan mağfiret diler ve yetmişinci defanın ardından ellerini kaldırarak:
«اَللّـهُمَّ اغْفِرْ لي وَتُبْ عَلَيَّ»
"Allah'ım, bağışla beni ve tövbemi kabul eyle!" diye yalvarır ve recep ayında ölürse, Allah'ın hoşnutluğunu kazanarak ölür ve recep ayının bereketiyle cehennem ateşine müptelâ olmaz."

12- Bu ayda Rahim Allah'ın mağfiretini kazanmak için bin defa şu zikri söylemek:
«اَسْتَغْفِرُ اللهَ ذَا الْجَلالِ وَالاِْكْرامِ مِنْ جَميعِ الذُّنُوبِ وَالاثامِ»
"Celâl ve ikram sahibi Allah'tan, bütün günahlar ve suçlar için mağfiret diliyorum."

13- Merhum Seyyid İbn Tâvûs (r.a) recep ayında İhlâs (Kul Huvellah-u Ehed) Suresi'ni on bin veya bin yahut da yüz defa okunması için büyük sevap ve faziletler zikretmiştir. Bu cümleden şöyle rivayet etmiştir: "Kim İhlâs Suresi'ni recep ayının cuma günü okursa, bu, kıyamet günü onu cennete cezp edecek bir nur olur."

14- Yine Merhum Seyyid İbn Tâvûs (r.a) şöyle rivayet etmiştir. "Kim recep ayından bir gün oruç tutar ve dört rekât namaz kılarak birinci rekâtta (Fâtiha'dan sonra) yüz defa Âyete'l-Kürsî ve ikinci rekâtta da iki yüz defa İhlâs (Kul Huvellah-u Ehed) Suresi'ni okursa, mutlaka ölmeden önce cennetteki yerini ya kendisi ya da bir başkası görür."

15- Seyyid (r.a) bir başka rivayeti ise, Resulullah'tan (s.a.a) şöyle nakletmiştir. "Kim recep ayının cuma günü, öğle ve ikindi namazları arasında dört rekât namaz kılar da her rekâtta bir Fâtiha ve yedi defa Âyete'l-Kürsî ve beş defa İhlâs Suresi'ni okur ve namazını bitirdikten sonra da on defa:
«اَسْتَغْفِرُ اللهَ الَّذي لا اِلـهَ إِلاّ هُوَ وَاَسْأَلُهُ التَّوْبَةَ»
"Kendisinden başka ilâh olmayan, tek olup ortağı bulunmayan Allah'tan, bağışlanma diliyor ve O'na tövbe ediyorum." söylerse, namazı kıldığı günden itibaren öleceği güne kadar Allah her günü için bin hasene yazar; okuduğu her ayet karşılığında cennette kırmızı yakuttan bir şehir ve her harfin karşılığında beyaz inciden bir saray verir; onu Huru'liyn ile evlendirir, ondan tamamen razı olur; (Allah katında) abitlerden yazılır ve akıbeti saadet ve mağfiretle sona erer..."

16- Recep ayının Perşembe, cuma ve cumartesi günlerinin orucu da bu ayın çok faziletli amellerinden birisidir. Bir rivâyette: "Kim haram ayların perşembe, cuma ve cumartesi günlerini oruç tutarsa, kendisi için dokuz yüz yıl ibadetin sevâbı yazılır." diye nakledilmiştir.

17- Resûlullah'tan (s.a.a) nakledilen bir hadiste şöyle denilmiştir: "Kim bu ayda her gece iki rekât olmak üzere altmış rekât namaz kılar ve her rekâtta bir defa 'Fâtiha', üç defa 'Kâfirûn' ve bir defa da 'İhlâs' Suresi'ni okur ve selam verdikten sonra ellerini gökyüzüne kaldırarak şu duâyı okur:
لا اِلـهَ إلاَّ اللهُ وَحْدَهُ لا شَريكَ لَهُ، لَهُ الْمُلْكُ وَلَهُ الْحَمْدُ، يُحْيي وَيُميتُ، وَهُوَ حَيٌّ لا يَمُوتُ، بِيَدِهِ الْخَيْرُ وَهُوَ عَلى كُلِّ شَيْيء قَديرٌ، وَاِلَيْهِ الْمَصيرُ، وَلا حَوْلَ وَلا قُوَّةَ إِلاّ بِاللهِ الْعَلِيِّ الْعَظيمِ، اَللّـهُمَّ صَلِّ عَلى مُحَمَّد النَّبِيِّ الاُْمِّيِّ وَآلِهِ
"Allah'tan başka bir ilâh yoktur; tektir ve ortağı yoktur; padişahlık ve hamd O'na mahsustur; diriltir ve öldürür; O ise diridir ve hiçbir zaman ölmez. Bütün hayırlar O'nun elindedir ve O'nun her şeye gücü yeter. Her şeyin dönüşü O'nadır. Yüce ve azametli Allah'a dayanmayan hiçbir güç ve kuvvet yoktur. Allah'ım! Ümmî peygamber Muhammed ve Ehlibeyt'ine rahmet et." sonra da ellerini yüzüne sürerse, Allah duasını kabul eder ve ona altmış hac ve umre sevabı verir."

18- Yine Resul-i Ekrem'den (s.a.a) şöyle rivayet edilmiştir: "Kim recep ayının gecelerinden birinde, iki rekât namazda yüz defa İhlâs Suresi'ni okursa, Allah yolunda yüz yıl oruç tutmuş gibi olur ve Allah cennette her peygamberin komşuluğunda birer saray verir kendisine."

19- Bir başka rivayette Allah Resulü'nden (s.a.a) şöyle nakledilmiştir: "Recep gecelerinden birinde on rekât namaz kılarak, her rekâtta bir defa Fâtiha, bir defa Kâfirûn Suresi ve üç defa da İhlâs Suresi'ni okursa, Allah yaptığı günahları bağışlar."

20- Merhum Allame Meclisî "Zâdü'l-Meâd" kitabında Emirü'l-Mü'minin Hz. Ali (a.s) kanalıyla Resulullah'tan (s.a.a) şöyle nakletmektedir: "Kim recep, şaban ve ramazan ayının her gecesinde ve gündüzünde Âyete'l-Kürsî'yi, Kâfirûn, İhlâs, Felak ve Nâs surelerinin her birini üç defa okur, ardından üç defa:
سُبْحانَ اللهِ وَالْحَمْدُ للهِ وَلا اِلـهَ إلاَّ اللهُ وَاللهُ اَكْبَرُ، وَلا حَوْلَ وَلا قُوَّةَ إِلاّ بِاللهِ الْعَلِيِّ الْعَظيمِ،"Allah bütün eksikliklerden münezzehtir. Hamt, Allah'a mahsustur. Allah'tan başak ilâh yoktur, Allah en yücedir; Yüce ve ulu Allah'a dayanmayan hiçbir güç ve kuvvet yoktur."

Üç defa:
اَللّـهُمَّ صَلِّ عَلى مُحَمَّد وَآلِ مُحَمَّد،"Allah'ım! Muhammed ve Ehlibeyt'ine rahmet et."

Üç defa:
اَللّـهُمَّ اغْفِرْ لِلْمُؤمِنينَ وَالْمُؤمِناتِ،"Allah'ın bütün mümin erkek ve kadınları bağışla."

Dört yüz defa da:
اَسْتَغْفِرُ اللهَ وَاَتُوبُ اِلَيْهِ"Allah'tan bağışlanma diliyor ve O'na tövbe ediyorum." söylerse, Allah günahlarını bağışlar.

Yine Allâme Meclisî bu ayın her gecesinde bin defa şu zikri söylemenin sünnet olduğunu da nakletmiştir.

«لا اِلـهَ إلاَّ اللهُ»
"Allah'tan başka ilâh yoktur."
ALLAHUMME SALLİ ALA MUHAMMED VE ÂL-İ MUHAMMED VE ACCİL FERECEHUM VE FERECENA BİHİM
Kullanıcı avatarı
f_altan
Mesajlar: 2376
Kayıt: 22 Oca 2007, 20:49

Mesaj gönderen f_altan »

RAGÂİB GECESİ (KANDİLİ)

Recep ayının ilk cuma gecesine "Ragâib" gecesi (Ragâib Kandili) denir. Merhum Seyyid İbn Tâvûs'un "İkbal" kitabında ve Merhum Allâme Meclisî'nin "İcazet-ü Benî Zühre"de rivayet ettikleri gibi, bu geceyle ilgili olarak Resul-i Ekrem'den (s.a.a) çok faziletli bir amel nakledilmiştir. Bu amelin faziletlerinin en önemlisi, çok günahların bağışlanmasıdır.
Yine kim bu namazı kılarsa, mezara koyulacağı ilk gece, Allah-u Teâlâ bu namazın sevabını, açık ve güzel bir yüz ve fasih bir dille onun yanına gönderir. Oraya vardığında, o adama hitaben şöyle der:
"Müjdeler olsun sana ey dostum; her zorluktan kurtuldun artık." Adam: "Kimsin sen?" der; "Senin yüzünden daha güzel bir yüz görmedim ve senin sözünden daha tatlı bir söz duymadım; senin kokundan daha hoş bir koku, koklamadım." cevabında: "Ey dostum!" der, "Ben senin falan gece, falan şehirde, falan yılda kıldığın namazın sevabıyım. İşte bu gece, hakkını eda etmeye, seni yalnızlıktan kurtarmaya, korkunu gidermeye geldim. Sur'a üflendiği zaman ise mahşerde üzerine gölge düşüreceğim. Artık sevin ve bil ki, hayrı kaybetmezsin hiçbir zaman."
Bu amelin yapılış şekli şöyledir:
Önce recebin ilk perşembesini oruç tutar; akşamleyin ise akşam ve yatsı namazı arasında iki rekât şeklinde on iki rekât namaz kılar ve her rekâtta Fâtiha Suresi'ni bir defa, Kadir Suresi'ni üç defa, İhlâs Suresi'ni on iki defa okur. Namazı bitirdikten sonra ise yetmiş defa şu zikri söyler:
اَللّـهُمَّ صَلِّ عَلى مُحَمَّد النَّبِيِّ الاُْمِّيِّ وَعَلى آلِهِ
"Allah'ım! Ümmî peygamber Muhammed ve Ehlibeyt'ine rahmet et."

Sonra da secdeye giderek yetmiş defa şu zikri söyler:
سُبُّوحٌ قُدُّوسٌ رَبُّ الْمَلائِكَةِ وَالرُّوحِ
"Melekler ve Ruh'un Rabbi Allah, mukaddes ve bütün noksanlıklardan münezzehtir."

Secdeden kalktıktan sonra da yetmiş defa şöyle zikreder:
رَبِّ اغْفِرْ وَارْحَمْ وَتَجَاوَزْ عَمَّا تَعْلَمُ، اِنَّكَ اَنْتَ الْعَلِيُّ الاَعْظَمُ"Allah'ım! Bağışla, merhamet et; hakkımızda bildiğin kötülüklerimizden geç; doğrusu en yüce ve ulu ancak sensin."

Sonra bir daha secdeye giderek yine yetmiş defa şöyle söyler:
سُبُّوحٌ قُدُّوسٌ رَبُّ الْمَلاَئِكَةِ وَالرُّوح
"Melekler ve Ruh'un Rabbi Allah, mukaddes ve bütün noksanlıklardan münezzehtir."
Sonra da hacetlerini ister; inşaallah icabet olur.

Bu ayda özel bir fazilet ve sevabı olan amellerden birisi de, umre yapmaktır. Bir rivayette, "Sevabı haccın sevabının ardından gelir." şeklinde geçmektedir. Bir rivayette ise şöyle geçer:
İmam Zeynülabidin (a.s) bir recep ayında umreye gitmişti. İmam (a.s) Kâbe-i Şerife'nin yanında namaz kılar ve gece gündüz secde ederek şu zikri okurdu secdesinde:
عَظُمَ الذَّنْبُ مِنْ عَبْدِكَ فَلْيَحْسُنِ الْعَفْوُ مِنْ عِنْدِكَ
"Kulunun günahı büyüdü; o hâlde senin bağışlaman güzel olsun."

Yine bu ayda yapılmasının büyük meziyeti ve özel bir yeri olan ve Ehlibeyt İmamları tarafından tavsiye edilen amellerden birisi de İmam Rıza'nın (a.s) Meşhed'deki türbesini ziyaret etmektir.
ALLAHUMME SALLİ ALA MUHAMMED VE ÂL-İ MUHAMMED VE ACCİL FERECEHUM VE FERECENA BİHİM
Kullanıcı avatarı
f_altan
Mesajlar: 2376
Kayıt: 22 Oca 2007, 20:49

Mesaj gönderen f_altan »

B) Recep Ayının Bazı Gece Ve Gündüzlerine Ait Ameller

Birinci Gece

Recebin birinci gecesi, çok faziletli gecelerden birisidir. Bu gecelerde yapılması müstehab olan bazı önemli ameller şunlardır:

1- Recep ayının hilâlini gördüğü zaman şu duayı okumak:
اَللّـهُمَّ اَهِلَّهُ عَلَيْنا بِالاَْمْنِ وَالاَيـمانِ وَالسَّلامَةِ وَالاِسْلامِ رَبّي وَرَبُّكَ اللهُ عَزَّوَجَلَّ.
"Allah'ım! Şu hilâli bize emniyet, iman, sağlık, telsimiyetle birlikte (geçireceğimiz bir ayın) başlangıcı kıl. (Ey ay) benim ve senin Rabbin olan Allah Azze ve Celle'dir."

Resul-i Ekrem'in (s.a.a) de hilâli gördüğü zaman şu duayı okuduğu nakledilmiştir:
اَللّـهُمَّ بارِكْ لَنا في رَجَب وَشَعْبانَ، وبَلِّغْنا شَهْرَ رَمَضانَ، واَعِنّا عَلَى الصِّيامِ وَالْقِيامِ وَحِفْظِ اللِّسانِ، وَغَضِّ الْبَصَرِ، وَلا تَجْعَلْ حَظَّنا مِنْهُ الْجُوعَ وَالْعَطَشَ .
"Allah'ım! Recep ve şaban ayını bizim için bereketli kıl; bizi ramazan ayına ulaştır ve bize bu ayın orucunu tutmada, hakkını yerine getirmede, (yasak kıldığın şeylerden) dilimizi korumada ve gözümüzü kapamada yardımcı ol. Bu aydan bize sadece açlık ve susuzluk nasip etme."

2- Gusletmek. Bazı âlimler Resulullah'tan (s.a.a) şöyle rivayet etmişlerdir: "Kim recep ayını idrak edip de onun evvelinde, ortasında ve sonunda gusül ederse, anasından yeni doğmuş gibi günahlarından temizlenir."

3- İmam Hüseyin'inin (a.s) ziyaret etmek.

4- Kim akşam namazından sonra ikişer ikişer yirmi rekât namaz kılınır; namazın her rekâtta bir defa Fâtiha ve bir defa da İhlâs Suresi'ni okunur: kim böyle yaparsa ailesi, malı ve evlâdı korunur; kabir azabından kurtulur ve sırattan yıldırım hızıyla, hesapsız bir şekilde geçer.

5- Bu gecenin bir diğer ameli de yatsı namazından sonra iki rekât namaz kılınmasıdır. Bu namazın kılınış şekli ise şöyledir: Birinci rekâtta bir defa "Fâtiha", bir defa "İnşirâh" (Elem Neşrah) ve üç defa İhlâs sureleri, ikinci rekâtta ise Fâtiha, İnşirâh, İhlâs, Felak ve Nâs surelerinden her biri birer defa okunur, selâmdan sonra da otuz defa "Lâ ilahe illallah", otuz defa Resulullah'a (s.a.a) ve Ehlibeyt'ine salâvat getirir.
Kim böyle yaparsa günahları bağışlanır ve anadan yeni doğmuş insan gibi olur.

6- Bu gecenin bir ameli de otuz rekât namazdır; her rekâtta bir defa Fâtiha, bir defa Kâfirûn ve üç defa ise İhlâs Suresi okunur.

7- Merhum Şeyh Tusî "Misbâhu'l-Müteheccid" kitabında kaydettiği amelleri yapmak (receb ayının birinci gecesinin amelleri) yapmak. Şeyh demiştir ki: Ebu'l-Buhtera Veheb b. Veheb, İmam Cafer Sadık'tan (a.s), o da babalarından, Hz. Ali (a.s) hakkında şöyle rivayet etmiştir:
"Hz. Ali (a.s), yılın dört gecesinde ihya edip kendini (her işten ayırıp) ibadete vermeyi severdi: Recebin ilk gecesi, şabanın on beşinci gecesi, Ramazan Bayramı gecesi ve Kurban Bayramı gecesi."
Yine Merhum Şeyh Tusî, İmam Muhammed Takî'nin (a.s) şöyle buyurduğunu rivayet etmiştir:
"Recebin ilk gecesinde yatsı namazından sonra şu duanın okunması müstehaptır:
اَللّـهُمَّ اِنّي اَساَلُكَ بِاَنَّكَ مَلِكٌ، واَنَّكَ عَلى كُلِّ شَيْيء مُقْتَدِرٌ، وَاَنَّكَ ما تَشاءُ مِنْ أَمْر يَكُونُ، اَللّـهُمَّ اِنّي اَتَوجَّهُ اِلَيْكَ بِنَبِيِّكَ مُحَمَّد نَبِيِّ الرَّحْمَةِ صَلَّى اللهُ عَلَيْهِ وَآلِهِ، يا مُحَمَّدُ يا رَسُولَ اللهِ، اِنّي اَتَوجَّهُ بِكَ اِلَى اللهِ رَبِّكَ وَرَبِّي لِيُنْجِحَ لي بِكَ طَلِبَتي، اَللّـهُمَّ بِنَبِيِّكَ مُحَمَّد وَالاَْئِمَّةِ مِنْ اَهْلِ بَيْتِهِ صَلَّى اللهُ عَلَيْهِ وَعَلَيْهِمْ اَنْجِحْ طَلِبَتي.
"Allah'ım! Ben (her şeyi) senden diliyorum; çünkü (âlemlerin) sultanı sensin; sen her şeye kadirsin ve şüphesiz senin her istediğin olur. Allah'ım! Ben rahmet peygamberin Muhammed'i aracı kılarak sana yöneliyorum (Allah'ın rahmeti onun ve Ehlibeyt'inin üzerine olsun). Ey Muhammed! Ey Allah'ın Resulü! Ben, senin hürmetine isteğimi yerine getirmesi için seni aracı kılarak Rabbin ve Rabbim olan Allah'a yöneliyorum. Allah'ım! Peygamberin olan Muhammed'in ve onun Ehlibeyt'inden olan imamların (Allah'ın rahmeti onun ve onların üzerine olsun) hürmetine dileğimi yerine getir."
Sonra da kendi hacetlerinizi isteyin.

9- Yine Şeyh Tusî'nin nakline göre Ali İbn Hadîd şöyle rivayet etmiştir: İmam Musa Kazım (a.s) gece namazından sonra secde hâlinde şu duayı okurdu:
لَكَ الَْمَحْمِدَةُ أنْ اَطَعْتُكَ، وَلَكَ الْحُجَّةُ أنْ عَصَيْتُكَ، لا صُنْعَ لي وَلا لِغَيْري في اِحْسان إِلاّ بِكَ، ياكائِن (كائناً) قَبْلَ كُلِّ شَيْيء ، وَيا مُكَوِّنَ كُلِّ شَيْيء، اِنَّكَ عَلى كُلِّ شَيْيء قَديرٌ، اَللّـهُمَّ اِنّي اَعُوذُ بِكَ مِنَ الْعَديلَةِ عِنْدَ الْمَوْتِ، وَمِنْ شَرِّ الْمَرْجِعِ فِي الْقُبُورِ، وَمِنَ النَّدامَةِ يَوْمَ الاْزِفَةِ، فَاَسْاَلُكَ اَنْ تُصَلِّيَ عَلى مُحَمَّد وَآلِ مُحَمَّد، واَنْ تَجْعَلَ عَيْشي عَيْشَةً نَقِيَّةً وَميتَتي ميتَةً سَوِيَّةً، وَمُنْقَلَبي مُنْقَلَباً كَريماً، غَيْرَ مُخْز وَلا فاضِح، اَللّـهُمَّ صَلِّ عَلى مُحَمَّد وَآلِهِ الاَْئِمَّةَ، يَنابيعِ الْحِكْمَةِ وَاُولِى النِّعْمَةِ وَمَعادِنِ الْعِصْمَةِ، وَاْعصِمْني بِهِمْ مِنْ كُلِّ سُوء، وَلا تَأخُذْني عَلى غِرَّة، وَلا عَلى غَفْلَة، وَلا تَجْعَلْ عَواقِبَ اَعْمالي حَسْرةً، وَارْضَ عَنّي فَاِنَّ مَغْفِرَتَكَ لِلظّالِمينَ، وَاَنَا مِنَ الظّالِمينَ اَللّـهُمَّ اغْفِرْ لي ما لا يَضُرُّكَ، واَعْطِني ما لا يَنْقُصُكَ، فَاِنَّكَ الْوسيعُ رَحْمَتُهُ، الْبدَيعُ حِكْمَتُهُ، وَاَعْطِني السَّعَةَ وَالدِّعَةَ، والاَْمْنَ وَالصِّحَّةَ، وَالْبُخُوعَ وَالْقُنُوعَ، وَالشُّكْرَ وَالْمُعافاةَ، والتَّقْوى وَالصَّبْرَ، وَالصِّدْقَ عَلَيْكَ وَعَلى اَوْلِيائِكَ، وَالْيُسْرَ وَالشُّكْرَ، وَاَعْمِمْ بِذلِكَ يا رَبِّ اَهْلي وَوَلَدي وَاِخْواني فيكَ وَمَنْ اَحْبَبْتُ وَاَحَبَّني، وَوَلَدْتُ وَوَلَدَني مِنَ الْمُسْلِمينَ وَالْمُؤْمِنينَ يا رَبَّ الْعالَمينَ .
(Allah'ım!) İtaat edersem, bunun hamd ve senası sana mahsustur. İsyan edecek olursam, beni (cezaya uğratacak) yeterli delil ve hüccet senin elindedir. Ben ve benim gibi herkes, yaptığımız her iyiliği, senin istek ve yardımınla yapıyoruz. Ey her şeyden önce olan ve her şeyi icat eden! Şüphesiz senin her şeye gücün yeter.
Allah'ım! Ölüm anında (din ve imandan) dönmekten, kabirlere dönüşün şerrinden ve kıyamet gününün pişmanlığından sana sığınırım. Sana yalvararak, Muhammed ve Ehlibeyt'ine rahmet etmeni, bana temiz bir hayat, dengeli bir ölüm ve rezillik ve rüsvalıktan uzak şerefli bir dönüş yeri nasip etmeni diliyorum.
Allah'ım! Muhammed'e ve hikmet pınarları, nimet sahipleri ve ismet madenleri olan Ehlibeyt İmamları'na rahmet et. (Allah'ım!) Onların vasıtasıyla beni her kötülükten koru. Beni gurur ve gaflet üzere yakalama (bu kötü sıfatlardan arındır beni). Amellerimin sonunu, hasret ve teessüfle sonuçlandırma; benden razı ol (beni bağışla). Zira senin mağfiret ve affın, (nefsine) zulmedenler içindir; ben de (nefsine) zulmedenlerdenim.
Allah'ım! Sana zararı dokunamayan (günahımı) bağışla ve hiç eksilmeyen (rahmet ve nimet hazinenden) bana da bağışta bulun. Şüphesiz senin rahmetin geniş, hikmetin eşsiz ve benzersizdir. (Allah'ım!) Bana bolluk, rahatlık, emniyet, sıhhat, tevazu, yetinme, şükür, afiyet, takva, sabır, sana ve velilerine karşı sadakatli olma, kolaylık ve şükür ver. Ey Rabbim! Bütün bunlarda Müslüman ve mümin ailemi, çocuklarımı, din kardeşlerimi, benim sevdiklerimi, beni sevenleri, beni dünyaya getireni ve dünyaya getirdiğimi de ortak kıl; ey âlemlerin Rabbi!"

İbn Uşeym, bu amelin yapılma şeklini şöyle beyan ediyor: Bu dua gece (teheccüd) namazının sekizinci rekâtından sonra okunur; ardından da üç rekât (şef'i ve bir rekât da) vitr namazını kıldıktan sonra oturarak şu dua okunur:
اَلْحَمْدُ للهِ الَّذي لا تَنْفَدُ خَزائِنُهُ، وَلا يَخافُ آمِنُهُ، رَبِّ اِنِ ارْتَكَبْتُ الْمَعاصِيَ فَذلِكَ ثِقَةٌ مِنّي بِكَرَمِكَ اِنَّكَ تَقْبَلُ التَّوْبَةَ عَنْ عِبادِكَ، وَتَعْفُو عَنْ سَيِّئاتِهِمْ، وَتَغْفِرُ الزَّلَلَ، وَاِنَّكَ مُجيبٌ لِداعيكَ وَمِنْهُ قَريبٌ، وَاَنَا تائِبٌ اِلَيْكَ مِنَ الْخَطايا، وَراغِبٌ اِلَيْكَ في تَوْفيرِ حَظّي مِنَ الْعَطايا، يا خالِقَ الْبَرايا، يا مُنْقِذي مِنْ كُلِّ شَديدَة، يا مُجيري مِنْ كُلِّ مَحْذُور، وَفِّرْ عَلَيَّ السُّرُورَ، وَاكْفِني شَرَّ عَواقِبِ الاْمُورِ، فَاَنْتَ اللهُ عَلى نَعْمائِكَ وَجَزيلِ عَطائِكَ مَشْكُورٌ وَلِكُلِّ خَيْر مَذْخُورٌ .
"Hamd Allah'a mahsustur; O'nun (rahmet) hazineleri bitmez; O'nun emniyet ve güvencesi altına giren korkmaz. Rabbim! Günahlara düştüğümde, senin lütuf ve keremine güveniyorum. Şüphesiz sen kullarının tövbesini kabul eden, kötülüklerini affedip hatalarını bağışlarsın. Şüphesiz sen, seni çağırana cevap veren ve ona yakın olansın. Hatalarımdan sonra tövbe edip, bağışlarındaki nasibimi çoğaltmanı arzuluyorum.
Ey varlıkları yaratan; ey beni her zorluktan kurtaran, ey beni her tehlikeye karşı kendine sığındıran! Gurur ve sevincimi çoğalt; işlerin ve amellerin kötü sonucundan (korunmada) bana yeterli ol. Sen, nimetleri ve büyük bağışlarına karşılık şükredilen ve her hayırda (lütuf ve ihsanı) insanların birikimi olan Allah'sın."
Hatırlatma: Âlimlerimiz bu ayın her gecesi için özel bir namaz da zikretmişlerdir. İsteyen daha geniş dua kitaplarına müracaat edebilir.
ALLAHUMME SALLİ ALA MUHAMMED VE ÂL-İ MUHAMMED VE ACCİL FERECEHUM VE FERECENA BİHİM
Kullanıcı avatarı
f_altan
Mesajlar: 2376
Kayıt: 22 Oca 2007, 20:49

Mesaj gönderen f_altan »

Birinci Gün

Birinci gün çok değerli bir gündür. Bu günde şu amellerin yapılması müstepahtır:
1- Oruç tutmak; Hz. Nuh'un (a.s) da bu günde gemisine bindiği ve yanındakilere o günü oruç tutmalarını emrettiği rivayet edilmiştir. Yine kim bu günü oruç tutarsa, (cehennem) ateşi bir yıllık bir mesafeyle ondan uzaklaşır.
2- Gusletmek.
3- Hz. İmam Hüseyin'i (a.s) ziyaret etmek; Şeyh Tusî, Beşiru'd-Duhhân'dan o da İmam Sadık'tan (a.s) şöyle rivayet etmiştir: "Kim recebin birinci günü İmam Hüseyin İbn Ali'yi (a.s) ziyaret ederse, Allah onu elbette bağışlar."
4- Merhum Seyyid İbn Tâvûs'un "İkbal" kitabında naklettiği uzun duanın okunması. (isteyenler, o kitaba müracaat etsin.)
5- Bu günden itibaren Hz. Selman (r.a) namazının kılınmasına başlanılması; Hz. Selman namazı otuz rekâttır, bu günde bunun on rekâtı kılınır; namaz iki rekât şeklinde kılınıp her rekâtta bir defa Fâtiha, üç defa İhlâs ve üç defa da Kâfirûn sureleri okunur. Selâm verdikten sonra ise, ellerini kaldırarak şöyle söyler:
لا اِلـهَ إلاَّ اللهُ وَحْدَهُ لا شَريكَ لَهُ، لَهُ الْمُلْكُ وَلَهُ الْحَمْدُ يُحْيي وَيُميتُ، وَهُوَ حَيٌّ لا يَمُوتُ بِيَدِهِ الْخَيْرُ وَهُوَ عَلى كُلِّ شَيْيء قَديرٌ،
"Allah'tan başka ilâh yoktur, tektir; ortağı yoktur; padişahlık O'na aittir, hamd O'na mahsustur; diriltir ve öldürür; O ise diridir ve hiçbir zaman ölmez; bütün hayırlar O'nun elindedir ve O'nun her şeye gücü yeter."

Ardından da şu duayı okur:
اَللّـهُمَّ لا مانِعَ لِما اَعْطَيْتَ، وَلا مُعْطِيَ لِما مَنَعْتَ، وَلا يَنْفَعُ ذَا الْجَدِّ مِنْكَ الْجَدُّ،
"Allah'ım! Senin verdiğin şeye kimse engel olamaz, engel olduğun şeyi de kimse veremez; mutluluk sahibine (sen istemezsen) mutluluğu hiçbir fayda veremez."
Ve ellerini yüzüne sürer.

Bu namazın on rekâtı da recep ayının on beşinci günü kılınır. Ancak namazdan sonra okuduğu ikinci zikirden sonra şu zikri söyler:
اِلهًا وَاحِدًا اَحَداً فَرْداً صَمَداً لَمْ يَتَّخِذْ صَاحِبَةً وَلاَ وَلَداً.
"Öyle bir ilâhtır ki tektir, eşsizdir, yalnızdır ve ihtiyaçsızdır; ne zevcesi vardır, ne de evlâdı."

Diğer on rekât ise ayın son günlerinde açıkladığımız şekilde kılınır. Fakat bu sefer yukarıdaki zikir yerine şöyle söyler:
وَصَلَّى اللهُ عَلى مُحَمَّد وَآلِهِ الطّاهِرينَ وَلا حَوْلَ وَلا قُوَّةَ إِلاّ بِاللهِ الاعَلِيِّ ْلْعَظيمِ
"Allah'ın rahmeti Muhammed ve tertemiz Ehlibeyt'inin üzerine olsun. Yüce ve Ulu Allah'a dayanmayan hiçbir güç ve kuvvet yoktur."

Bu namazın çok faydaları vardır ve gaflet edilmemesi gereken bir ameldir. Bu gün için on rekât bir başka Hz. Selman namazı daha vardır. Her rekâtta bir Fâtiha, üç İhlâs Suresi okunarak kılınan bu namazın büyük fazilet ve sevabı vardır. Günahların bağışlanmasına, kabir fitnesi ve kıyamet azabından korunmaya vesile olur. Bu namaz, kılan kimseden cüzam, sedef ve zat-ı cenb hastalıklarını uzaklaştırır. Bu gün için Merhum Seyyid (r.a) "İkbal" kitabında bir başka namazı da zikretmiştir ki, isteyen oraya müracaat edebilir.
Bazı rivayetlere göre İmam Muhammed Bâkır'ın (a.s) mübarek doğumu da bu günde, Hicret'in 57. yılında gerçekleşmiştir.
Fakat ben bu olayın safer ayının üçüncü gününde gerçekleştiğini nakleden rivayetleri daha isabetli buluyorum.
Bazı rivayetlerde de, recep ayının 2. gününde, Hicret'in 212. yılında İmam Ali Nakî'nin (a.s) doğduğu nakledilmiştir. Şehadeti ise, bu ayın 3. günü, Hicret'in 254. yılı Samerra şehrinde vuku bulmuştur.
İbn Ayyâş'ın görüşüne göre bu ayın 10. günü ise İmam Muhammed Taki'nin (a.s) mübarek doğumu gerçekleşmiştir.
ALLAHUMME SALLİ ALA MUHAMMED VE ÂL-İ MUHAMMED VE ACCİL FERECEHUM VE FERECENA BİHİM
Hasan Akça
Mesajlar: 1745
Kayıt: 05 May 2008, 22:02

Mesaj gönderen Hasan Akça »

Biz alevileri bu sevaplardan ve 12 imamların bu bilgilerden alıkoyan ve halen buna devam eden bektaşilere ve bektaşi dedelerine Allah lanet etsin.
Kullanıcı avatarı
f_altan
Mesajlar: 2376
Kayıt: 22 Oca 2007, 20:49

Mesaj gönderen f_altan »

On Üçüncü Gece

İmam Cafer Sadık'tan (a.s) nakledilen bir hadise göre, kim recep, şaban ve ramazan aylarının on üçüncü gecelerinde iki, on dördüncü gecelerinde dört ve on beşinci gecelerinde ise altı rekât namazı, ikişer rekât şeklinde kılar ve her rekâtta bir Fâtiha, bir Yâsîn, bir Mülk ve bir İhlâs surelerini okursa, şirk haricinde her günahı bağışlanır.

On Üçüncü Gün

Bu ve ardından gelen iki günün (14 ve 15. günün) orucu için çok fazla sevap rivayet edilmiştir.
"Ümm-ü Davud" duasını (sonra açıklanacaktır) okumak isteyen kimse bu günden başlayarak üç gün peş peşe oruç tutmalıdır.
Meşhur nakle göre; bu günde Emirü'l-Müminin Hz. Ali (a.s) Fil Senesi'nden otuz yıl sonra Kâbe-i Şerife'de dünyaya gelmişlerdir.

On Beşinci Gece

Bu gece çok değerli ve faziletli bir gecedir. Bu gece için nakledilen en önemli ameller şunlardır:
1- Gusletmek.
2- Allâme Meclisî'nin açıkladığı gibi bu geceyi ihya etmek. (Sabaha kadar ibadetle geçirmek).
3- İmam Hüseyin'i (a.s) ziyaret etmek.
4- On üçüncü gecenin amellerini açıklarken zikrettiğimiz altı rekâtlık namazı kılmak.
5- Her rekâtta bir defa Fâtiha ve on defa İhlâs surelerini okuyarak otuz rekât namaz kılmak. Merhum Seyyid İbn Tâvûs bu namazı Hz. Resulullah'tan (s.a.a) nakletmiş çok fazilet ve sevabı olduğunu açıklamıştır.
6- İkişer rekâtlar şeklinde on iki rekât namaz kılarak, her rekâtta Fâtiha, İhlâs Felak ve Nâs surelerini, Âyete'l-Kürsî'yi ve Kadir Suresi'ni, her birini dört defa okumak ve namazı bitirdikten sonra da şu zikri söylemek:
اَللهُ اَللهُ رَبّي لا اُشْرِكُ بِهِ شَيْئاً، وَلاَ اَتَّخِذُ مِنْ دُونِه وَلِيّاً.
"Allah'tır, Allah'tır benim Rabbim; hiçbir şeyi O'na ortak koşmam ve O'ndan başkasını kendime veli edinmem."
Sonra da dilediği şeyleri Hak Teâlâ'dan istemek.

Bu namazı açıkladığımız şekilde Merhum Seyyid, İmam Sadık'tan (a.s) nakletmiştir. Fakat Merhum Şeyh Tusî, Davut b. Serhân kanalıyla İmam Sadık'tan (a.s) şöyle rivayet etmiştir. "Recebin on beşinci gecesi her rekâtta bir Fâtiha ve herhangi bir sureyi bir defa okuyarak on iki rekât kılarsın. Namaz bittikten sonra Fâtiha, Felak, Nâs, İhlâs surelerini ve Âyete'l-Kürsî'yi ardından da şu zikri dört defa okursun:
سُبْحانَ اللهِ وَالْحَمْدُ للهِ وَلا اِلـهَ إلاَّ اللهُ وَاللهُ اَكْبَرُ"Allah bütün noksanlıklardan münezzehtir. Hamd O'na mahsustur; Allah'tan başka ilâh yoktur. O en yücedir."

Sonra da bir defa şu zikri söylersin:
اَللهُ اَللهُ رَبّي لا اُشْرِكُ بِهِ شَيْئاً، وَما شاءَ اللهُ لا قُوَّةَ إِلاّ بِاللهِ الْعَلِيِّ الْعَظيمِ.
"Allah'tır, Allah'tır benim Rabbim. Hiçbir şeyi ona ortak koşmam. Allah'ın dilediği olur, Yüce ve Ulu Allah'a dayanmayan hiçbir kuvvet yoktur."
Recebin yirmi yedinci gecesinde de aynısını okursun.
ALLAHUMME SALLİ ALA MUHAMMED VE ÂL-İ MUHAMMED VE ACCİL FERECEHUM VE FERECENA BİHİM
Kullanıcı avatarı
f_altan
Mesajlar: 2376
Kayıt: 22 Oca 2007, 20:49

Mesaj gönderen f_altan »

On Beşinci Gün

Bu gün de mübarek bir gündür ve şu amellerin yapılması rivayet edilmiştir:
1- Gusül.
2- Hz. Hüseyn'in (a.s) ziyareti. Bu konuda Ebu Basir'in oğlu şöyle diyor:
İmam Rıza'ya (a.s): "İmam Hüseyin'i (a.s) ne zaman ziyaret edelim?" diye sorduğumda, "Recep ve şaban ayının on beşinde." diye buyurdu.
3- Birinci günün amelleri bölümünde açıkladığımız Hz. Selman namazının kılınması.
4- Dört rekât namaz kıldıktan sonra selamın ardından elleri açarak şu duanın okunması:
اَللّـهُمَّ يا مُذِلَّ كُلِّ جَبّار، وَيا مُعِزَّ الْمُؤْمِنينَ، اَنْتَ كَهْفي حينَ تُعْيينِى الْمَذاهِبُ، وَاَنْتَ بارِئُ خَلْقي رَحْمَةً بي وَقَدْ كُنْتَ عَنْ خَلْقي غَنِيّاً، وَلَوْلا رَحْمَتُكَ لَكُنْتُ مِنَ الْهالِكينَ، وَاَنْتَ مُؤَيِّدي بِالنَّصْرِ عَلى اَعْدائي وَلَوْلا نَصْرُكَ اِيّايَ لَكُنْتُ مِنَ الْمَفْضُوحينَ، يا مُرْسِلَ الرَّحْمَةِ مِنْ مَعادِنِها، وَمُنْشِىءَ الْبَرَكَةِ مِنْ مَواضِعِها، يا مَنْ خَصَّ نَفْسَهُ بِالشُّمُوخِ وَالرِّفْعَةِ، فَاَوْلِياؤُهُ بِعِزِّهِ يَتَعَزَّزُونَ، وَيا مَنْ وَضَعَتْ لَهُ الْمُلُوكِ نيرَ الْمَذَلَّةِ عَلى اَعْناقِهِمْ، فَهُمْ مِنْ سَطَواتِهِ خائِفُونَ، اَساَلُكَ بِكَيْنُونِيَّتِكَ الَّتِي اشْتَقَقْتَها مِنْ كِبْرِيائِكَ، وَاَساَلُكَ بِكِبْرِيائِكَ الَّتِى اشْتَقَقْتَها مِنْ عِزَّتِكَ، وَاَساَلُكَ بِعِزَّتِكَ الَّتِي اسْتَوَيْتَ بِها عَلى عَرْشِكَ فَخَلَقْتَ بِها جَميعَ خَلْقِكَ فَهُمْ لَكَ مُذْعِنُونَ اَنْ تُصَلِّيَ عَلى مُحَمَّد وَاَهْلِ بَيْتِهِ.
"Allah'ım! Ey her isyankâr ve gaddarı zelil, müminleri ise aziz eden! Farklı yollar ve görüşler beni bıktırıp usandırdığında sığınağım sensin. Sen, beni hiçbir ihtiyacın olmadığı halde sırf rahmetinden dolayı yarattın ve eğer rahmetin olmasaydı, ben helak olanlardan olurdum. Sen düşmanlarıma karşı bana yardım ettin; senin yardımın olmasaydı, ben rezilrüsva olurdum. Ey rahmet madenlerinden rahmet eden, bereket yerlerinden bereket icat eden! Ey ihtişam ve yüceliği kendine has kılan; izzetiyle velilerini aziz eden! Ey karşısında, padişahların zillet halkasını boyunlarına taktıkları ve heybetinden dehşete düştükleri (Allah)! Yücelik makamından kaynaklanan icat edişin hakkına, izzetinden kaynaklanan yücelik makamın hakkına, Arş'ına istiva ettiğin ve onunla bütün varlıkları yaratıp ve onları itaatkâr kıldığın izzetin hakkına Muhammed ve Ehlibeyt'ine rahmet etmeni diliyorum."

Hadis-i şerifte şöyle geçer: "Sıkıntı ve müşküli olan bir kimse bu duayı okursa, Allah onun sıkıntısını giderir."
ALLAHUMME SALLİ ALA MUHAMMED VE ÂL-İ MUHAMMED VE ACCİL FERECEHUM VE FERECENA BİHİM
Kullanıcı avatarı
f_altan
Mesajlar: 2376
Kayıt: 22 Oca 2007, 20:49

Mesaj gönderen f_altan »

5- Ümm-ü Davud duasının okunması.

On beşinci günün en önemli ameli de budur. Hacetlerin yerine getirilmesi, sıkıntıların giderilmesi, zalimlerin zulmünün uzaklaşması, bu duanın önemli sonuçlarındandır. Merhum Şeyh Tusî bu amelin yapılış şeklini "Misbâh" kitabında şöyle açıklamaktadır:
Bu duayı okumak isteyen kimse, on üç, on dört ve on beşinci günleri oruç tutması gerekir. On beşinci günün öğle vakti olduğu zaman gusleder, güneş eğildiği vakit ise öğle ve ikindi namazlarını teveccühle huzûhuşu içinde kâmil bir şekilde kılar. Namazlarını kendisini meşgul edecek bir şeyin olmadığı ve kendisiyle kimsenin konuşmayacağı sakin bir yerde kılması uygundur. Namaz bittikten sonra kıbleye doğru dönerek yüz defa Fâtiha, yüz defa İhlâs ve on defa Âyete'l-Kürsî'yi okur. Sonra da En'âm, İsrâ, Kehf, Lokmân, Yâsîn, Sâffât, Fussilet, Şûrâ, Duhân, Fetih, Vâkıa, Mülk, Kalem, İnşikâk ve İnşirâh Suresi'nden sonra gelen sureleri okur. Ardından da şu duayı söyler:

صَدَقَ اللهُ الْعَظيمُ الَّذي لا اِلـهَ إِلاّ هُوَ الْحَيُّ الْقَيُّومُ، ذُو الْجَلالِ وَالاِْكْرامِ، الرَّحْمنُ الرَّحيمُ، الْحَليمُ الْكَريمُ، الَّذي لَيْسَ كَمِثْلِهِ شَيْءٌ وَهُوَ السَّميعُ الْعَليمُ الْبَصيرُ الْخَبيرُ، شَهِدَ اللهُ اَنَّهُ لا اِلـهَ إِلاّ هُوَ وَالْمَلائِكَةُ وَاُولُو الْعِلْمِ قائِماً بِالْقِسْطِ لا اِلـهَ إِلاّ هُوَ الْعَزيزُ الْحَكيمُ، وَبَلَّغَتْ رُسُلُهُ الْكِرامُ وَاَنَا عَلى ذلِكَ مِنَ الشّاهِدينَ، اَللّـهُمَّ لَكَ الْحَمْدُ، وَلَكَ الَْمجْدُ، وَلَكَ الْعِزُّ، وَلَكَ الْفَخْرُ، وَلَكَ الْقَهْرُ، وَلَكَ النِّعْمَةُ، وَلَكَ الْعَظَمَةُ، وَلَكَ الرَّحْمَةُ، وَلَكَ الْمَهابَةُ، وَلَكَ السُّلْطانُ، وَلَكَ الْبَهاءُ، وَلَكَ الاِْمْتِنانُ، وَلَكَ التَّسْبيحُ، وَلَكَ التَّقْديسُ، وَلَكَ التَّهْليلُ، وَلَكَ التَّكْبيرُ، وَلَكَ ما يُرى، وَلَكَ ما لا يُرى، وَلَكَ ما فَوْقَ السَّمواتِ الْعُلى، وَ لَكَ ما تَحْتَ الثَّرى، وَلَكَ الاَْرَضُونَ السُّفْلى، وَلَكَ الاْخِرَةُ وَالاُْولى، وَلَكَ ما تَرْضى بِهِ مِنَ الثَّناءِ وَالْحَمْدِ وَالشُّكرِ وَ النَّعْماءِ، اَللّـهُمَّ صَلِّ عَلى جَبْرَئيلَ اَمينِكَ عَلى وَحْيِكَ، وَالْقَوِيِّ عَلى اَمْرِكَ، وَالْمُطاعِ في سَمواتِكَ، وَمَحالِّ كَراماتِكَ الْمُتَحَمِّلِ لِكَلِماتِكَ النّاصِرِ لاَِنْبِيائِكَ الْمُدَمِّرِ لاَِعْدائِكَ، اَللّـهُمَّ صَلِّ عَلى ميكائيلَ مَلَكِ رَحْمَتِكَ، وَالَْمخْلُوقِ لِرَأْفَتِكَ، وَالْمُسْتَغْفِرِ الْمُعينِ لاَِهْلِ طاعَتِكَ، اَللّـهُمَّ صَلِّ عَلى اِسْرافيلَ حامِلِ عَرْشِكَ، وَصاحِبِ الصُّورِ الْمُنْتَظِرِ لاَِمْرِكَ، الْوَجِلِ الْمُشْفِقِ مِنْ خيفَتِكَ، اَللّـهُمَّ صَلِّ عَلى حَمَلَةِ الْعَرْشِ الطّاهِرينَ، وَعَلى السَّفَرَةِ الْكِرامِ الْبَرَرَةِ الطَّيِّبينَ، وَعَلى مَلائِكَتِكَ الْكِرامِ الْكاتِبينَ، وَ عَلى مَلائِكَةِ الْجِنانِ، وَخَزَنَةِ النّيرانِ، وَمَلَكِ الْمَوْتِ وَالاَْعْوانِ، يا ذَا الْجَلالِ وَالاِْكْرامِ، اَللّـهُمَّ صَلِّ عَلى اَبينا آدَمَ بَديعِ فِطْرَتِكَ الَّذي كَرَّمْتَهُ بِسُجُودِ مَلائِكَتِكَ، وَاَبَحْتَهُ جَنَّتَكَ، اَللّـهُمَّ صَلِّ عَلى اُمِّنا حَوّاءَ الْمُطَهَّرَةِ مِنَ الرِّجْسِ، الْمُصَفّاةِ مِنَ الدَّنَسِ، الْمُفَضَّلَةِ مِنَ الاِْنْسِ، الْمُتَرَدِّدَةِ بَيْنَ مَحالِّ الْقُدْسِ، اَللّـهُمَّ صَلِّ عَلى هابيلَ وَشَيْث وَاِدْريسَ وَنُوح وَهُود وَصالِح وَ اِبْراهيمَ وَاِسْماعيلَ وَاِسْحاقَ وَيَعْقُوبَ وَيُوسُفَ وَالاَْسْباطِ وَلُوط وَشُعَيْب وَاَيُّوبَ وَمُوسى وَهارُونَ وَيُوشَعَ وَميشا وَالْخِضْرِ وَذِى الْقَرْنَيْنِ وَيُونُسَ وَاِلْياسَ وَالْيَسَعَ وَذِي الْكِفْلِ وَطالُوتَ وَداوُدَ وَسُلَيْمانَ وَزَكَرِيّا وَشَعْيا وَيَحْيى وَتُورَخَ وَمَتّى وَاِرْمِيا وَحَيْقُوقَ وَدانِيالَ وَعُزَيْر وَعيسى وَشَمْعُونَ وَجِرْجيسَ وَالْحَوارِيّينَ وَالاَْتْباعِ وَخالِد وَحَنْظَلَةَ وَلُقْمانَ، اَللّـهُمَّ صَلِّ عَلى مُحَمَّد وَآلِ مُحَمَّد، وَارْحَمْ مُحَمَّداً وَآلَ مُحَمَّد، وَبارِكْ عَلى مُحَمَّد وَآلِ مُحَمَّد، كَما صَلَّيْتَ وَرَحِمْتَ وَبارَكْتَ عَلى اِبْرهيمَ وَآلِ اِبْرهيمَ اِنَّكَ حَميدٌ مَجيدٌ، اَللّـهُمَّ صَلِّ عَلَى الاَْوْصِياءِ وَالسُّعَداءِ وَالشُّهَداءِ وَاَئِمَّةِ الْهُدى، اَللّـهُمَّ صَلِّ عَلَى الاَْبْدالِ وَالاَْوْتادِ وَالسُّيّاحِ وَالْعُبّادِ وَالُْمخْلِصينَ وَالزُّهّادِ وَاَهْلِ الجِدِّ وَالاِْجْتِهادِ، وَاخْصُصْ مُحَمَّداً وَاَهْلَ بَيْتِهِ بِاَفْضَلِ صَلَواتِكَ وَاَجْزَلِ كَراماتِكَ، وَبَلِّغْ رُوحَهُ وَ جَسَدَهُ مِنّي تَحِيَّةً وَسَلاماً، وَزِدْهُ فَضْلاً وَشَرَفاً وَكَرَماً، حَتّى تُبَلِّغَهُ اَعْلى دَرَجاتِ اَهْلِ الشَّرَفِ مِنَ النَّبِيّينَ وَالْمُرْسَلينَ وَالاَْفاضِلِ الْمُقَرَّبينَ، اَللّـهُمَّ وَصَلِّ عَلى مَنْ سَمَّيْتُ وَمَنْ لَمْ اُسَمِّ مِنْ مَلائِكَتِكَ وَاَنْبِيائِكَ وَرُسُلِكَ وَاَهْلِ طاعَتِكَ، وَاَوْصِلْ صَلَواتي اِلَيْهِمْ وَاِلى اَرْواحِهِمْ، وَاجْعَلْهُمْ اِخْواني فيكَ وَاَعْواني عَلى دُعائِكَ، اَللّـهُمَّ اِنّي اَسْتَشْفِعُ بِكَ اِلَيْكَ، وَبِكَرَمِكَ اِلى كَرَمِكَ، وَبِجُودِكَ اِلى جُودِكَ، وَبِرَحْمَتِكَ اِلى رَحْمَتِكَ، وَبِاَهْلِ طاعَتِكَ اِلَيْكَ، وَاَساَلُكَ الّلهُمَّ بِكُلِّ ما سَأَلَكَ بِهِ اَحَدٌ مِنْهُمْ مِنْ مَسْأَلَة شَريفَة غَيْرِ مَرْدُودَة، وَبِما دَعَوْكَ بِهِ مِنْ دَعْوَة مُجابَة غَيْرِ مُخَيَّبَة، يااَللهُ يارَحْمنُ يا رَحيمُ يا كَريمُ يا عَظيمُ يا جَليلُ يا مُنيلُ يا جَميلُ يا كَفيلُ يا وَكيلُ يا مُقيلُ يا مُجيرُ يا خَبيرُ يا مُنيرُ يا مُبيرُ يا مَنيعُ يا مُديلُ يا مُحيلُ يا كَبيرُ يا قَديرُ يا بَصيرُ يا شَكُورُ يا بَرُّ يا طُهْرُ يا طاهِرُ يا قاهِرُ يا ظاهِرُ يا باطِنُ يا ساتِرُ يا مُحيطُ يا مُقْتَدِرُ يا حَفيظُ يا مُتَجَبِّرُ يا قَريبُ يا وَدُودُ يا حَميدُ يا مَجيدُ يا مُبْدِئُ يا مُعيدُ يا شَهيدُ يا مُحْسِنُ يا مُجْمِلُ يا مُنْعِمُ يا مُفْضِلُ يا قابِضُ يا باسِطُ يا هادي يا مُرْسِلُ يا مُرْشِدُ يا مُسَدِّدُ يا مُعْطي يا مانِعُ يا دافِعُ يا رافِعُ يا باقي يا واقي يا خَلاّقُ يا وَهّابُ يا تَوّابُ يا فَتّاحُ يا نَفّاحُ يا مُرْتاحُ يا مَنْ بِيَدِهِ كُلُّ مِفْتاح، يا نَفّاعُ يا رَؤوفُ يا عَطُوفُ يا كافي يا شافي يا مُعافي يا مُكافي يا وَفِيُّ يا مُهَيْمِنُ يا عَزيزُ يا جَبّارُ يا مُتَكَبِّرُ يا سَلامُ يا مُؤْمِنُ يا اَحَدُ يا صَمَدُ يا نُورُ يا مُدَبِّرُ يا فَرْدُ يا وِتْرُ يا قُدُّوسُ يا ناصِرُ يا مُؤنِسُ يا باعِثُ يا وارِثُ يا عالِمُ يا حاكِمُ يا بادي يا مُتَعالي يا مُصَوِّرُ يا مُسَلِّمُ يا مُتَحَّبِّبُ يا قائِمُ يا دائِمُ يا عَليمُ يا حَكيمُ يا جَوادُ يا بارِىءُ يا بارُّ يا سارُّ يا عَدْلُ يا فاصِلُ يا دَيّانُ يا حَنّانُ يا مَنّانُ يا سَميعُ يا بَديعُ يا خَفيرُ يا مُعينُ يا ناشِرُ يا غافِرُ يا قَديمُ يا مُسَهِّلُ يا مُيَسِّرُ يا مُميتُ يا مُحْيي يا نافِعُ يا رازِقُ يا مُقْتَدِرُ يا مُسَبِّبُ يا مُغيثُ يا مُغْني يا مُقْني يا خالِقُ يا راصِدُ يا واحِدُ يا حاضِرُ يا جابِرُ يا حافِظُ يا شَديدُ يا غِياثُ يا عائِدُ يا قابِضُ، يا مَنْ عَلا فَاسْتَعْلى فَكانَ بِالْمَنْظَرِ الاَْعْلى، يا مَنْ قَرُبَ فَدَنا وَبَعُدَ فَنَأى، وَعَلِمَ السِّرَّ وَاَخْفى، يا مَنْ اِلَيْهِ التَّدْبيرُ وَلَهُ الْمَقاديرُ، وَيا مَنِ الْعَسيرُ عَلَيْهِ سَهْلٌ يَسيرٌ، يا مَنْ هُوَ عَلى ما يَشاءُ قَديرٌ، يا مُرْسِلَ الرِّياحِ، يا فالِقَ الاِْصْباحِ، يا باعِثَ الاَْرْواحِ، يا ذَا الْجُودِ وَالسَّماحِ، يا رادَّ ما قَدْ فاتَ، يا ناشِرَ الاَْمْواتِ، يا جامِعَ الشَّتاتِ، يا رازِقَ مَنْ يَشاءُ بِغَيْرِ حِساب، وَيا فاعِلَ ما يَشاءُ، كَيْفَ يَشاءُ وَيا ذَا الْجَلالِ وَالاِْكْرامِ، يا حَيُّ يا قَيُّومُ، يا حَيّاً حينَ لا حَيَّ، يا حَيُّ يا مُحْيِيَ الْمَوْتى يا حَيُّ لا اِلـهَ إِلاّ اَنْتَ بَديعُ السَّماواتِ وَالاَْرْضِ، يا اِلهي وَسَيِّدي صَلِّ عَلى مُحَمَّد وَآلِ مُحَمَّد، وَارْحَمْ مُحَمَّداً وَآلَ مُحَمَّد، وَبارِكْ عَلى مُحَمَّد وَآلِ مُحَمَّد، كَما صَلَّيْتَ وَبارَكْتَ وَرَحِمْتَ عَلى اِبْرهيمَ وَآلِ اِبْرهيمَ اِنَّكَ حَميدٌ مَجيدٌ، وَارْحَمْ ذُلىّ وَ فاقَتي وَفَقْري وَانْفِرادي وَوَحْدَتي وَخُضُوعي بَيْنَ يَدَيْكَ وَاعْتِـمادي عَلَيْكَ، وَتَضَرُّعي اِلَيْكَ، اَدْعُوكَ دُعاءَ الْخاضِعِ الذَّليلِ الْخاشِعِ، الْخائِفِ الْمُشْفِقِ الْبائِسِ، الْمَهينِ الْحَقيرِ، الْجائِعِ الْفَقيرِ، الْعائِذِ الْمُسْتَجيرِ، الْمُقِرِّ بِذَنْبِهِ الْمُسْتَغْفِرِ مِنْهُ، الْمُسْتَكينِ لِرَبِّهِ، دُعاءَ مَنْ اَسْلَمْتَهُ ثَقِتُهُ، وَرَفَضَتْهُ اَحِبَتُّهُ، وَعَظُمَتْ فَجيعَتُهُ، دُعاءَ حَرِق حَزين، ضَعيف مَهين، بائِس مُسْتَكين بِكَ مُسْتَجير، اَللّـهُمَّ وَاَساَلُكَ بِاَنَّكَ مَليكٌ، وَاَنَّكَ ما تَشاءُ مِنْ اَمْر يَكُونُ، وَاَنَّكَ عَلى ما تَشاءُ قَديرٌ، وَاَساَلُكَ بِحُرْمَةِ هذَا الشَّهْرِ الْحَرامِ، وَالْبَيْتِ الْحَرامِ، وَالْبَلَدِ الْحَرامِ، وَالرُّكْنِ وَالْمَقامِ، وَالْمَشاعِرِ الْعِظامِ، وَبِحَقِّ نَبِيِّكَ مُحَمَّد عَلَيْهِ وَآلِهِ السَّلامُ، يا مَنْ وَهَبَ لاِدَمَ شِيْثاً، وَلاِِبْراهيمَ اِسْماعيلَ وَاِسْحاقَ، وَيا مَنْ رَدَّ يُوسُفَ عَلى يَعْقُوبَ، وَيا مَنْ كَشَفَ بَعْدَ الْبَلاءِ ضُرَّ اَيُّوبَ، يا رادَّ مُوسى عَلى اُمِّهِ، وَ زائِدَ الْخِضْرِ في عِلْمِهِ، وَيا مَنْ وَهَبَ لِداوُدَ سُلَيْمانَ، وَلِزَكَرِيّا يَحْيى، وَلِمَرْيَمَ عيسى، يا حافِظَ بِنْتِ شُعَيْب، وَيا كافِلَ وَلَدِ اُمِّ مُوسى، اَساَلُكَ اَنْ تُصَلِّيَ عَلى مُحَمَّد وَآلِ مُحَمَّد، وَاَنْ تَغْفِرَ لِي ذُنُوبي كُلَّها، وَتُجيرَني مِنْ عَذابِكَ، وَتُوجِبَ لي رِضْوانَكَ وَاَمانَكَ وَاِحْسانَكَ وَغُفْرانَكَ وَجِنانَكَ، وَاَساَلُكَ اَنْ تَفُكَّ عَنّي كُلَّ حَلْقَة بَيْني وَبَيْنَ مَنْ يُؤْذيني، وَتَفْتَحَ لي كُلَّ باب، وَتُلَيِّنَ لي كُلَّ صَعْب، وَتُسَهِّلَ لي كُلَّ عَسَير، وَتُخْرِسَ عَنّي كُلَّ ناطِق بِشَرٍّ، وَتَكُفَّ عَنّي كُلَّ باغ، وَتَكْبِتَ عَنّي كُلَّ عَدُوٍّ لي وَحاسِد، وَتَمْنَعَ مِنّي كُلَّ ظالِم، وَتَكْفِيَني كُلَّ عائِق يَحُولُ بَيْني وَبَيْنَ حاجَتي، وَيُحاوِلُ اَنْ يُفَرِّقَ بَيْني وَبَيْنَ طاعَتِكَ، وَيُثَبِّطَني عَنْ عِبادَتِكَ، يا مَنْ اَلْجَمَ الْجِنَّ الْمُتَمَرِّدينَ، وَقَهَرَ عُتاةَ الشَّياطينِ، وَاَذَلَّ رِقابَ الْمُتَجَبِّرينَ، وَرَدَّ كَيْدَ الْمُتَسَلِّطين عَنِ الْمُسْتَضْعَفينَ، اَساَلُكَ بِقُدْرَتِكَ عَلى ما تَشاءُ، وَتَسْهيلِكَ لِما تَشاءُ كَيْفَ تَشاءُ اَنْ تَجْعَلَ قَضاءَ حاجَتي فيما تَشاءُ.
ALLAHUMME SALLİ ALA MUHAMMED VE ÂL-İ MUHAMMED VE ACCİL FERECEHUM VE FERECENA BİHİM
Cevapla

“Alevi Ahlak ve İrfanı” sayfasına dön