Vahhabilere Yanıt

Cevapla
biralevi
Mesajlar: 1487
Kayıt: 24 Ara 2006, 14:02

Vahhabilere Yanıt

Mesaj gönderen biralevi »

VAHHABİLERE YANIT

Yaklaşık bir ay kadar önce suudi arabistanlı alim! ve akedemisyenler! biraraya gelerek sünnileri,şiilere karşı savaşa çağıran bir bildiri yayınlamışlardı.İranlı taklit merci Ayetullah Mekarim şirazi bu bildiriye karşı açıklama yayınladı.

Ayetullah mekarim Şirazi’nin yayınladığı açıklamada şu ifadelere yer
verildi:
Bismillahirrahmanirrahim
Bir süre önce bazı İslam ülkelerinde tuhaf ve benzersiz bir olay yaşandı.
İçinde bulunduğumuz yılın Zilkade ayının 16’sında Ummu’l- Kura ve Melik Suud
gibi Suudi Arabistan’ın dini üniversitelerinin hocalarından ve Arabistan’ın
çeşitli bölgelerindeki öğretmenlerinden oluşan 38 kişilik bir grup, bir
bildiri yayınladılar ve Iraklı Şiilerin, dünyadaki tüm Şiilerin öldürülmesi
yönünde fetva verdiler. Onları Rafızi Safeviler, Sünnileri öldüren ABD ve
İsrail’in müttefiki olarak nitelediler.

Girişten sonra bildirinin ilk maddesinde tüm kitle haberleşme araçlarından
ve Arap medyasından Şia tehlikesini tüm Müslümanlara duyurmasını istediler.
Daha sonra Şiileri Irak’taki Sünnileri öldürmekle suçladılar, bildiride
Şiilerin Irak’ı bölmeye çalıştığını ifade ettiler. Buna göre her şeyin yer
aldığı güney; Şiilere, kuzey bölgesi; Kürtlere, ortadaki küçük bir bölüm de
Sünnilere kalıyordu. Daha sonra, zorla alınan şeyin, yine zorla geri
alınabileceği belirtildi. Bu durumda savaşılmalı, Irak, Şiilerin, (hatta
Kürtlerin) elinden çıkarılmalıydı. İkinci maddede Sünni âlim ve düşünürler,
mescit ve minberlerde, umumi ve hususi toplantılarda bu “tehlike”ye dikkat
çekmeye ve Sünnileri Şiilere karşı harekete geçirmeye davet edildi.
Üçüncü maddede de tüm Sünniler, Iraklı Sünnilere mali ve askeri yardımda
bulunmaya davet edildi.
Dördüncü maddede, Iraklı Sünni parti ve gruplardan aralarındaki ihtilafı
bırakmaları, Şiilere karşı güçlerini birleştirmeleri, kendi tabirleriyle ABD
ve Rafızi Safevi tağutlarıyla onların işbirlikçilerine karşı (Kürtlere ve
Irak’taki mutedil Sünnilere işaret edilerek) mücadele etmeleri istendi.
Beşinci maddede bu tehlikeden ümitsizliğe düşmemeleri, infiale
kapılmamaları, hakkın batıla galip geleceğini bilmeleri söylendi.
Tarih boyunca hiçbir Sünni ulema grubu ehl-i Kıble olan Müslümanlar arasında
iç savaş başlatmak ve kelime-yi şehadet getiren milyonlarca müslümanın
birbirini öldürmesini sağlamak için böylesi bir fetva vermemişti. Şiiler ise
ister Sünni isterse Şii olsun bir müslümanın bir damla kanının akıtılmasını
büyük ve bağışlanmayacak bir günah olarak görmektedir.
Biz bu tür tehditlerden korkmadığımızı belirttiğimiz gibi, tüm bu gayri
insani şiddete rağmen onlara dostluk elimizi uzatıyor ve diyoruz ki:
Kardeşler, yanlış yolda yürüyorsunuz, bizim düşmanlarımız başkalarıdır.
Sizin istediğiniz şey gerçekleşecek olursa, Müslümanlar için geriye bir şey
kalmayacaktır. Biz size kardeşçe nasihat ediyoruz. İslam’a daha fazla darbe
vurmayınız, Müslümanları dünyada cehalet ve şiddet içinde kişiler olarak
tanıtmayınız.
Her halükarda dünyadaki tüm Müslümanların üzerinde düşünmesi gereken uğursuz ve tehlikeli gerçekler konusunda şu aşağıdaki hususlar dikkat çekicidir.
1-Kardeş katline, yüz milyonlarca Müslümanın kanının dökülmesine çağrıda
bulunan, savaş tamtamları çalarak tüm İslam dünyasını en üst düzeyde şiddete
davet eden bu bildiri göstermektedir ki bugün İslam dünyasını tehdit eden enbüyük tehlike kendilerinden başka tüm Müslümanları, bu cümleden de Şiilerive Sünnileri kafir ve müşrik sayan aşırı Vehhabi düşüncesidir. (buna ilişkindeliller, Muhammed bin Abdulvehhab’ın kitaplarında mevcuttur) ve Sünni kardeşlerin çoğu da bu düşünceden bizardır.
Maalesef bu şiddete dayalı düşünce tarzı İslam dünyasının ilerlemesine engel
olmaktadır ve İslam dünyasının günümüzdeki başlıca sorunlarından biri de
budur. Dünyadaki birçok insan İslam’ı kabul etmeye hazırdır; ama bunlar
biraz yaklaşıp da Müslümanlar arasında teröre ve şiddete gark olmuş
grupların varlığını görünce geri çekilmektedir.
2-Onlar, Irak’taki en esaslı tehlikenin ABD olduğunu söylemekte ve onunla
mücadelenin vacip olduğunu ifade etmektedirler. Bu sözü biz de kabul
ediyoruz. Fakat onlar da herkes gibi biliyor ki bazı İslam ülkeleri ABD’nin
Ortadoğu’daki en asli müttefikidir ve Amerikalılar oralarda serbestçe
dolaşabilmektedir. Peki bunlar, onlarla neden mücadele etmemektedirler,
oralarda Amerikalıları ağırlarken, neden Irak’ta Amerikalılarla savaş
çağrısı yapmaktadırlar?
3- Şiileri, kendi deyimleriyle Rafızi Safevileri, ABD’nin müttefiki ve
Siyonistlerin destekçisi olarak nitelemektedirler. Onlar, acaba hangi İslam
ülkesinin yıllardır Amerika’yla ilişkisini kestiğini ve ABD’nin
ambargolarına maruz kaldığını biliyorlar mı ve bunu söyleyebilirler mi?
Tüm Arap liderlerinin korktuğu güçlü İsrail ordusunu, Lübnan halkının hangi
kesimi yendi ve İsrail’le kimler işbirliği yaptı? İsrail’le savaşı sırasında
Hizbullah’a yapılan yardımları kimler engelledi?
4-Irak’taki Sünniler, Şiiler tarafından mı öldürülüyor yoksa yandaşları olan
Baas Partisi’nin kalıntıları Şiileri mi katliama tabi tutuyor?
Necef’te 300 kişiyle birlikte şehit edilen Ayetullah Muhammed Bakır
el-Hekim, Sünni miydi? Kazımeyn’de öldürülen binden fazla kişi Sünni miydi?
Son yılların en ölümcül günlerinden biri Hille’de yaşandı ve yaklaşık 400
kurban aldı ki bunların hepsi de Şiiydi. Kufe’de, Kerbela’da Necef’te,
Hille’de öldürülen binlerce kişinin hepsi Şiiler tarafından mı öldürüldü?
5-Siz, zorla kaybedilenin zorla geri alınması gerektiğinden bahsediyorsunuz.
Irak’taki mevcut hükümetin dünyanın muhtelif ülkelerinden gelen
gözlemcilerin nezaretinde gerçekleştirilen serbest seçimler sonucunda
kurulduğunu, sizin ülkenizde yapılmayan bir şekilde milletvekillerinin
cumhurbaşkanını ve başbakanı seçtiğini bilmiyor musunuz? Siz bunları zorla
alınmış olarak niteliyorsunuz da kendi ülkenizin hükümetini demokrasi olarak
mı görüyorsunuz?
6-Irak’la ilgili son istatistiklere bir göz atsanız iyi olur. Irak’ın yüzde
60’ını Şiiler, yüzde 20’sini Kürtler, yüzde 20’sini de Sünni Araplar
oluşturuyor. Yani siz bu yüzde 20’nin, hem de güç kullanarak yüzde 80’e
hükümet etmesini mi istiyorsunuz? Bugünün dünyasında böyle bir şeyin mümkün
olmadığı bir yana bu aynı zamanda akıl ve mantık dışıdır da. Bırakın
üniversite hocasını, hiçbir sıradan insan da bunu kabul edemez.
7-İslam Peygamberi ile ilgili o çirkin karikatürleri kimler yayınladı?
Şeytan Ayetleri kitabını kim yazdı ve onu ve yayıncısını kimler destekliyor?
Kimler İslam’ı şiddet ve barbarlık dini olarak niteliyor? Müslümanların ilk
kıblesi olan Beytu’l- Mukaddes’i kimler alıp kendine başkent yaptı ve bugün
İslam ülkeleri kimlerin çizmelerinin altındadır?
Sizler bütün bunları bırakıp İslam düşmanlarının çıkarına olacak şekilde
Müslümanlar arasında fitne ateşi yakmaya çalışıyorsunuz. Acaba sizin dini
gayretiniz bu şekilde mi hükmediyor?
8-Sizin bildiriniz Kur’an ayetlerine ve nebevi hadislere aykırıdır.
Kur’an’ın dediğini unuttunuz mu? “Ey İman edenler Allah yolunda adım
attığınız (savaşa çıktığınız) zaman gerekli araştırmayı yapın ve size selam
verene dünya hayatının geçiciliğine istekli çıkarak sen mümin değilsin
demeyin asıl çok ganimet Allah katındadır.” (Nisa 94)
Sizler İslam’ın ve İslamî ilimlerin ilerlemesinde büyük bir pay sahibi olan
geniş bir Müslüman kitleyi niçin küfürle suçluyorsunuz?
Yüce Peygamber, kendisinden nakledilen birçok rivayette “kelime-yi şehadet
getirenin canı, malı ve namusu korunmuştur” diye buyurmuyor mu? Niçin bu hadisleri ayaklar altına alıyorsunuz?
Unuttunuz mu Kur’an-ı Kerim “Çekişip birbirinize düşmeyin. Çözülüp
yılgınlaşırsınız, gücünüz gider.” (Enfal-46) diye buyurmuyor mu? Irak’ta
davet ettiğiniz iç savaş, her iki kesimden de büyük kitlelerin ölümüne sebep
olarak Müslümanların İslam düşmanları karşısında yenilmesini beraberinde
getirmeyecek midir?
9-Sizler “Müminlerden iki topluluk çarpışacak olursa, aralarını bulup
düzeltin.” Hucurat-9” ayeti kerimesi doğrultusunda hareket ederek Irak’taki
iç savaş ateşine su serpeceğinize, karşı taraf size dostluk eli uzattığı
halde iç savaşı şiddetle körüklüyorsunuz. Bu Kur’an’ın emirlerine aykırı
değil midir?
Siz, bildirinizde Sahih-i Müslim’den şu anlam dolu hadisi naklediyorsunuz:
“Allah Hz. Peygambere İslam düşmanlarının bu ümmete hakim olamayacağını vaad
etti. İslam ümmetinin bir sorunu olacaksa bu da onların iç ihtilaflarından
kaynaklanacaktır” Siz bu hadisi nakledip, maalesef bunun aksine
davranıyorsunuz.
İslam Peygamberi müşriklerle yaptığı bütün savaşlarında savaşçılarına kadın
ve çocukları öldürmeyin diye emir vermiyor muydu? Sizlerden bir grup niçin bu önemli insani ve İslami emri diğer bir Müslüman gruba karşı unutuyor?
10-İslam ülkelerinin tüm politikacıları bu hükümle amel etmese de buna
şaşılmaz; ama din alimleri bununla amel etmezse, Allah korusun
siyasetçilerin oyuncağı haline gelmiş, onların kontrolüne girmiş olurlar ki
buna şaşılır.
Kur’an-ı Kerim bir müminin kanının dökülmesini “lanet”, “elim azap”
“cehenneme girme” sebebi saymakta ve “Kim bir mümini kasıtlı olarak
öldürürse, cezası içinde ebedi kalmak üzere cehennemdir, Allah ona
gazaplanmış, onu lanetlemiş ve ona büyük bir azap hazırlamıştır.” (Nisa 93)buyurmaktadır.
Gerçekten de bu ayet insanı sarsmaktadır. O halde bir kişi binlerce
Müslümanın kanının dökülmesine sebep olursa kıyamet gününde nasıl bir
akıbete uğrayacaktır?
11-Sizin bildiriniz, Ehl-i Beyt mezhebi takipçilerine karşı şiddetli bir
suizan içinde olduğunuzu ortaya koyuyor. Bunun kökeninde düşmanın kötü
propagandası, bazı söylentiler ve her iki grupta da bulunan bazı cahillerin
davranışlarının ölçüt alınması ve ona göre hüküm verilmesi bulunuyor.
12-Biz buradan şunu ilan ediyoruz: Şii alimleri iki tarafın da yer alacağı
ortak ulema toplantılarına katılmaya ve kardeşçe ve dostça bir söylem ve
diyalogla bu suçlamaların düşmanın veya aşırıların olumsuz propagandasından
kaynaklanan suizanlardan oluştuğunu ispat etmeye hazırdır. Şiilerin
katledilmesi için fetva verenlerin de bu toplantılarda yer alması son derece
iyi olur.
Şii alimleri Saddam’ın devrilmesinden bu güne kadar geçen 4 yıl boyunca tüm
Irak halkını birliğe ve dayanışmaya, kardeş kanı dökmekten sakınmaya davet
etmiştir. Şimdi aklen sıra büyük Ehl-i Sünnet ulemasındadır. Bunlar
sorumluluklarını yerine getirmeli, fitne ve tahrikle Müslümanları birbirine
düşürmekle meşgul olan bazı cahillerden İslam’ın dünyadaki onuruyla daha fazla oynamamalarını, masum insanların kanını dökmemelerini ve İslam’ın kesin hükümlerini yaralamamalarını istemelidir.

“Rabbimiz, bizimle kavmimiz arasında sen hak ile hüküm ver” (Araf-89)
“Rabbimiz, bizi ve bizden önce iman etmiş olan kardeşlerimizi bağışla ve
kalplerimizde iman edenlere karşı bir kin bırakma, Rabbimiz, gerçekten sen
çok şefkatlisin ve çok esirgeyicisin.” (Haşr-10)

TÜm müslümanlar bu abd uşağı vahhabilere karşı uyanık olmalıdır......
Cevapla

“Vahdet Yazıları” sayfasına dön