Alevi ve Şialar Aynı mıdır? / Halkımız Kandırıldı mı? Neden?

Cevapla
3nokta
Mesajlar: 3381
Kayıt: 26 Ara 2006, 22:16
Konum: Meşhedi313

Alevi ve Şialar Aynı mıdır? / Halkımız Kandırıldı mı? Neden?

Mesaj gönderen 3nokta »

Ehlibeyt (a.s) Haber Ajansı ABNA- Osmanlı devletinden Türkiye Cumhuriyetine kadar değişmeyen yegane siyaset Alevileri Şiilerden uzak tutmak olmuştur. Osmanlı despotizminin katliamlar, sürgünler, toplumsal iftira propagandalarının etkisiyle Alevilerin yarısı asimile olmuştu. Özellikle Suriye'ye sürgün edilen Alevi olan Türk aşiretleri, Kıbrıs, Girit, Rodos ve Rumeli’ye sürgün edilen aşiretlerin tamamına yakını asimile olarak Sünnileşmişlerdir. Anadolu’daysa Karadeniz, Ege ve Akdeniz Alevilerinin büyük bir bölümü asimile olmuşlardır. Doğu ve güneydoğudaki birçok Alevi aşireti Kürtleşmişlerdir. Bunların çok az bir bölümü Aleviliklerini koruyabilmişlerdir. Yalnız bu bilgiden yola çıkarak Alevi olan Kürt aşireti yoktur düşüncesi ortaya çıkmamalıdır. Bazı Kürt aşiretleri asırlardır Alevi itikadına bağlıdırlar, buradan kasıt Osmanlıyla işbirliği yapan Sünni Kürt aşiretlerinin katliamları ve kültürel etkileri sebebiyle asimile olan aşiretlerdir. Türkiye Cumhuriyeti dönemine gelindiğindeyse Osmanlıdan devraldıkları politikayı aynen devam ettirmişlerdir. İlk başta Sivas’ta çok büyük bir güce sahip olan Koçgri aşiretine mensup Alevi halka bahaneyle büyük katliam soykırım yapılmıştır. Ardından Alevilerin en güçlü ve organize oldukları bölge olan Dersim’de tarihin en aşağılık soykırımlarından bir tanesi uygulanmıştır. Bu soykırım operasyonunu Kemal Atatürk daha Trabzon’dayken yıllar önce planlamış eline güç geçince de ilk iş olarak Dersimde Alevi soykırımı yapmıştır. Çünkü kendisi için en büyük tehlike olarak Alevileri görmekteydi. Osmanlı tarihini iyi bilen bu Osmanlı subayı Alevilerin 16. Ve 17. yüzyıllardaki isyanlarını ve devlete olan etkilerini çok iyi bilmekteydi. Bu sebeple katliam yapmakla kalmamış katliam öncesinde ve sonrasında Alevi çocuklarını inançlarından uzaklaştıracak fikirleri aşılamayı uygulamaya koymuştur. Katliam sürerken yavuz misali bir anda rahatsızlanarak ölmüş gitmiştir. Katliamın kalan kısmını despot, zalim ve İslam düşmanı İsmet İnönü, Celal Bayar ikilisi devam ettirmiştir. İran’da yaşanan 1979 İslam inkılabından sonraysa devleti büyük bir korku kaplamıştır. Korkuyla birlikte bütün siyasi partiler tek bir görüş etrafında birleşmişlerdir ''Alevilerin İslam inkılabından etkilenmeleri engellenmelidir.'' İlk iş olarak Alevi-Bektaşi terimi uydurularak Bektaşi tarihi Alevi tarihi olarak tanınmış halka bu konuda propaganda yapılmıştır. Önceleri Aleviler, Türkiye Şiileri, Caferi, Kızılbaş gibi tanımlamalarla kabul edilip Bektaşiliğin Alevilikten farklı olduğu ısrarla belirtilirken (dileyenler 1979 öncesi gazetelerine ve birçok kitaba bakabilirler) yerini Alevi-Bektaşi tanımına bırakmıştır. CHP-MHP-Milli Görüş gibi siyasi oluşumların tamamı 1979 sonrasında cem evleri açılışlarında görülmeye başlamışlardır. Zaten 1960’larda Solcu-Marksist ideolojiden etkilenmiş olan Alevi gençliği bu engellemelerinde katkısıyla inkılapla hiçbir etkileşim yaşamamış tam tersine düşmanlık beslemeleri sağlanmıştır. Yine de Solcu-Marksist ideolojilerden etkilenmeyen Alevi gençlerinin bir bölümü inkılaptan etkilenmişlerdir. Bunlarında faaliyetlerinin önü kesilmiştir. Devlet bu bakımdan başarılı olmuştur.


Bugün devlet içerisindeki bazı oluşumlar tarafından tertiplendiği kesin olarak bilinen Sivas olayları da Alevileri Şeriata karşı korkutma girişimlerindendi. Bu katliamla beraber Sünni şeriatının karanlık yüzü gösterilerek, Aleviler İran İslam inkılabına karşı iyice soğutulmuş düşman edilmişlerdi. Bu süreçten sonraki kuşak tamamen Şia’dan uzaklaşmış, yazılan yüzlerce kitapta tek bir ağızla Alevilerin Şiilerle alakalarının olmadığı sadece birkaç benzerliğin olduğu iddiası ısrarla vurgulanmıştır. Oysaki birkaç benzerlik değil itikat olarak bütün görüşler aynıydı. Alevilerin anlattıkları tarihle Şiilerin anlattıkları tarih birebir aynıydı. Alevilerin görüşleriyle Şiilerin görüşleri aynıydı tevhid, nübüvvet, velayet, imamet, 12 imamlar, Kerbela ve masumiyet hakkındaki bütün inançları aynıydı. Ayrıca aynı tarihsel köklere sahiplerdi. Yine de bu propagandacılar için Alevilerin Sünnilere olan yakınlığı Şiilere olan yakınlığından daha fazla olarak lanse edilmeliydi. Bu politikalar bu şekilde sürüp gitmiştir. Devlet kendisi için en büyük tehlike olarak Kürtleri, Çerkezleri, Boşnakları, Lazları, Rum’dan dönenleri, Sünni Şeriatçıları vs. görmez. En büyük tehlike olarak Alevileri görürler. Alevilere yönelik politika geliştirirler. En büyük politikaları da Alevilerin büyük Şia dünyasıyla yakınlık, etkileşim ve empati kurmalarını engellemektir. Bu politikaları bugüne kadar başarılı olmuştur. Neredeyse bütün Alevi derneklerinin ve federasyonların başına İslam’ı dahi kabul etmeyen Marksist-Solcu Kemalist-laik bektaşici-tasavvufcu ideolojilerden etkilenmiş kişiler geçirilmişlerdir. Hatta birçok Ermeni’nin Aleviler içerisinde Aleviymiş gibi faaliyet gösterdiklerini bunlarında Kürt-Alevi’si ideolojisini körüklediklerini belirtmekte fayda vardır. Devletin bütün bu politikaları sayesinde 15-25 milyon arasında nüfusa sahip bir toplum düzgün bir şekilde hak talebinde dahi bulunamamaktadır. Hak talebinde bulunacakları sırada Aleviliğin İslami bir mezhep mi, tarikat mı, ekol mü? Yoksa İslamiyet dışında başka bir din mi olduğu hususunda kendi aralarında ortak bir görüşe varamamaktadırlar. Çünkü Alevi dernek ve federasyonlarının çoğunun başında seviyesiz çelişkili dini bilgisi olmayan şahıslar bulunmaktadır.


Aleviler bu politikayı idrak ettikleri gün hem kendileri için büyük bir dünyanın kapıları aralanacak, yoksun bırakıldıkları ilme ve imamlarına kavuşacaklardır, hem de Şia dünyası öz kardeşlerini tanıyarak düşmanlarına karşı daha güçlü bir konuma yükseleceklerdir. Biz Ehlibeyt takipçileri düzgün bir bilinçle bir bütün olarak hareket etmeyi başardığımızda göreceğiz ki o kadarda güçsüz değiliz, tam tersine dünyanın en güçlü toplumunun Ehlibeyt takipçileri olduğunu göreceğiz ve dünyaya da göstereceğiz. Ayrıca bilinmesinde fayda var ki Türkiye’deki Alevilerin Şiilerden uzak tutulması politikası sadece Türkiye’nin bir politikası değildir İsrail, Abd ve Avrupa’da bu politikayı açıkça desteklemektedirler. Çünkü Şia dünyasıyla bir bütün haline gelmiş Türkiye’deki 15-25 milyonluk bir Alevi nüfusu onların bölgeye yönelik bütün planlarını bozacaktır...


Lailaheillallah Muhammeden Resulullah Aliyyen Veliyullah diyen Müslümanların arasındaki benzerlik birkaç ortak nokta değildir. Özümüz, aslımız itikadımız, tarihimiz birdir. Bu bilinçle birbirimize sahip çıkalım, aramızdaki birliği sıkı tutalım, oyunları ve tuzakları bozalım.


Seyyid Hüseyni (Okuyucu mektubu)
http://abna.ir/data.asp?lang=10&id=475968
nokta koymuyoruz artık cümle sonlarına
noktayı koyacak olan sensin anlasana
. . .
Musa Özateş
Mesajlar: 1205
Kayıt: 17 Mar 2007, 01:17

Re: Alevi ve Şialar Aynı mıdır? / Halkımız Kandırıldı mı? Ne

Mesaj gönderen Musa Özateş »

3nokta yazdı:. İran’da yaşanan 1979 İslam inkılabından sonraysa devleti büyük bir korku kaplamıştır. Korkuyla birlikte bütün siyasi partiler tek bir görüş etrafında birleşmişlerdir ''Alevilerin İslam inkılabından etkilenmeleri engellenmelidir.'' İlk iş olarak Alevi-Bektaşi terimi uydurularak Bektaşi tarihi Alevi tarihi olarak tanınmış halka bu konuda propaganda yapılmıştır. Önceleri Aleviler, Türkiye Şiileri, Caferi, Kızılbaş gibi tanımlamalarla kabul edilip Bektaşiliğin Alevilikten farklı olduğu ısrarla belirtilirken (dileyenler 1979 öncesi gazetelerine ve birçok kitaba bakabilirler) yerini Alevi-Bektaşi tanımına bırakmıştır.
alevi-bektaşiyi birlikte kullanmakla sebatayist Bektaşilerin tüm islam dışı çarpıtmalarını alevilerin üzerine yıktılar halen kurtulmaya çalışıyoruz
biralevi
Mesajlar: 1487
Kayıt: 24 Ara 2006, 14:02

Re: Alevi ve Şialar Aynı mıdır? / Halkımız Kandırıldı mı? Ne

Mesaj gönderen biralevi »

Alevi-Bektaşi
kelimelerinin yanyana kullanılması Osmanlının son döneminde başladı ittihatçılar tezlerini bu kavram üzerinden işlediler
türk-islam pan türkizm geleneğini yüceltmek için
Bektaşi merkezi üzerine tüm unsurları eklediler
Bektaşi-kızılbaş alevi-Caferi ne varsa bektaşi merkezli türk-islam diye sundular horasan-Türkistan eksenli bir eksen üretmeye çalıştılar
3nokta
Mesajlar: 3381
Kayıt: 26 Ara 2006, 22:16
Konum: Meşhedi313

Re: Alevi ve Şialar Aynı mıdır? / Halkımız Kandırıldı mı? Ne

Mesaj gönderen 3nokta »

Öyle ya da böyle Anadolu'da yaşayan Alevilerin özüne ulaşmasını engellemek, 12 İmamların gerçek yoluyla tanışmasına mani olmak isteyenler harcadıkları milyonlarca dolar sayesinde başarılı oldular.
Öyle ki Aleviliğin Şiilikten farklı olduğu tezini kuvvetlendirmek adına namaza ve Ramazan orucuna alternatifler ürettiler...
Muharrem'de Ramazan'ın alternatifi olarak 12 gün oruç tutan yeni nesil İmam Hüseyin'in mesajından maalesef uzak... Matem tutuyoruz ama bu matem ne için ve kim için? İmam Hüseyin'in bu kıyamdaki amacı neydi, gayesi neydi, savunduğu dava neydi?
Toplumumuz bu matemi andığı kadar anlamadıkça 12 İmamların velayetini kavramadıkça ve bu velayetin gereklerini pratik yaşamlarına tatbik etmedikçe tam olarak Aleviliği tanımış, anlamış ve uygulamış olmayacaktır.
Toplumumuz tek referans ve otorite olarak Ehlibeyt'i (as) kabul etmedikçe, pratik yaşamını-dini ritüellerini-ibadetini Ehlibeyt'e göre uygulamadıkça sorun her zaman devam edecektir. Toplumumuz 12 İmamların velayeti, emirleri vs. dışında her şeyi reddetmelidir. Kuran ve Ehlibeyt ölçütüyle hareket etmek gerekliliğiyle bu iki emaneti ölçüt olarak alması gereken toplumumuz ancak bu ölçütlere bakarak teori ve pratiklerinin hakkaniyetini sınayabileceklerdir.
Bu bağlamda nasıl Allah'tan başka ilahları reddediyorsak aynı şekilde de 12 İmamlardan başkasının velayetini ve otoritesini reddetmeliyiz.
Yani Alevi olmak için Bektaş'a,Bektaşiliğe ya da başka kişi veya "izm"lere ihtiyacımız yoktur.
nokta koymuyoruz artık cümle sonlarına
noktayı koyacak olan sensin anlasana
. . .
biralevi
Mesajlar: 1487
Kayıt: 24 Ara 2006, 14:02

Re: Alevi ve Şialar Aynı mıdır? / Halkımız Kandırıldı mı? Ne

Mesaj gönderen biralevi »

3nokta yazdı: Bu bağlamda nasıl Allah'tan başka ilahları reddediyorsak aynı şekilde de 12 İmamlardan başkasının velayetini ve otoritesini reddetmeliyiz.
Yani Alevi olmak için Bektaş'a,Bektaşiliğe ya da başka kişi veya "izm"lere ihtiyacımız yoktur.
anadoluda günümüzün sınavı bu ve çok azı farkında sen bunu keşfeden nadir gençlerden birisisin Allah yardımcın olsun inş
hakla tanışıp batılıda yanında taşımayı marifet yada siyaset sanan o kadar çok alim ve aydın varki Allah yardımcımız olsun
3nokta
Mesajlar: 3381
Kayıt: 26 Ara 2006, 22:16
Konum: Meşhedi313

Re: Alevi ve Şialar Aynı mıdır? / Halkımız Kandırıldı mı? Ne

Mesaj gönderen 3nokta »

biralevi yazdı:
3nokta yazdı: Bu bağlamda nasıl Allah'tan başka ilahları reddediyorsak aynı şekilde de 12 İmamlardan başkasının velayetini ve otoritesini reddetmeliyiz.
Yani Alevi olmak için Bektaş'a,Bektaşiliğe ya da başka kişi veya "izm"lere ihtiyacımız yoktur.
anadoluda günümüzün sınavı bu ve çok azı farkında sen bunu keşfeden nadir gençlerden birisisin Allah yardımcın olsun inş
hakla tanışıp batılıda yanında taşımayı marifet yada siyaset sanan o kadar çok alim ve aydın varki Allah yardımcımız olsun
Biz hakkız, o hâlde çok olmak gibi bir gayemiz olamaz. Peki, sadece hakkı söylemekten başka gayesi olmayanın "siyaset" adı altında "maslahat" maskesiyle davranması ne de büyük bir gaflet Bu âlim de olsa aydın da olsa aynıdır. Öyle ki 12 İmamların yolunu bulmuş, mektep eğitimi almış kimileri bu hataya düşerek insanların bir bakıma 12 İmamların öğretilerine ulaşmasına mani oluyorlar.
Gerçekten de Allah yardımcımız olsun, savunduğumuz davanın sesi az çıkıyor. Üstelik de kendi içimizde dahi bu bağlamda bir fikirsel, ilkesel birlik sağlayamamışız.
nokta koymuyoruz artık cümle sonlarına
noktayı koyacak olan sensin anlasana
. . .
Cevapla

“Aleviler Şiimidir?” sayfasına dön