"Onlar Alevi, biz Şii'yiz veya Onlar Şii, biz Alevi'yiz" Üzerine Bir Deneme

Aleviliğin tanımı, tarifi temeliyle ilgili konuları burada paylaşabilirsiniz.
Cevapla
3nokta
Mesajlar: 3381
Kayıt: 26 Ara 2006, 22:16
Konum: Meşhedi313

"Onlar Alevi, biz Şii'yiz veya Onlar Şii, biz Alevi'yiz" Üzerine Bir Deneme

Mesaj gönderen 3nokta »

"Onlar Alevi, biz Şii'yiz veya Onlar Şii, biz Alevi'yiz" Üzerine Bir Deneme


Alevi sözcüğü kelime anlamı itibariyle İmam Ali'nin (as) soyu, ona ait olan, ondan olan anlamındadır. Tıpkı Hz. Isa'nın yolunda olana Isevi, Hz. Musa'nın yolunda olana Musevi denildiği gibi...

Alevi sözcüğü tarihsel süreçte hep Imam Ali'ye (as) soy ile bağlı olanlar için yani seyyidler için kullanılmış bir kavramdır. Bugün hâlâ Türkiye dışında bu kavram bu anlamıyla kullanılmaktadır. Bunun gibi başka Islamî kavramlar da ülkemizde farklı anlamlarda kullanılmaktadır. Mesela Arap ülkelerinde cami kavramı yoktur. Onlar bizim cami dediğimiz yapılara mescit demektedirler. Ancak ülkemizde namaz kılınan büyükçe mekanlara cami küçük yapılara mescit denilmesi yaygınlaşmıştır.
Isimlendirmeler farklı olsa da kelimelerin işaret ettiği kavramlar aynıdır.

Işte tam da bu noktada kavram kargaşası oluşturup kafa karıştırmak isteyenler ilmî olarak dayanaktan yoksun çıkışlarla kavramlar üzerinden tartışma çıkarıp insanları iki emanetten yani 12 Imamların inanç esaslarından uzaklaştırmaya çalışıyor.
Mesela namaz konusunda kavram kargaşası çıkarmak için namazın Arapça karşılığı olan salat sözünü öne sürüp kargaşa çıkarıyorlar. Ama aynı çıkışı oruç kavramı üzerinde göstermiyorlar. Oysa oruç sözü de Arapça değildir. Neden namaz üzerindeki çıkışı oruç için de yapmıyorlar? Çünkü Kuran'in net emri olan Ramazan ayı orucunu inkar etmek için böyle bir malzemeye ihtiyaçları yok.
Eğer Kuran'i ve Ehlibeyt as hadislerini anlamak ve ona uymak için okursanız bu doğru yoldur. Ancak eğer bu Islami kaynakları kendi inanç ve kültürünüze delil üretmek için okursanız bu yanlış yoldur. Zira tüm Islami firkalar aynı kitaba aynı sunnete göre hüküm veriyor ama hepsi farklı sonuçlara ulaşıyor. Nasıl olur da kamil bir din olan Islam bu konuda insanları doğruyu bulmaya götürecek yolu söylememiş olur? Bu mümkün değildir. O yol iki emanet adıyla karşılık bulmuştur. Peygamberden (saa) sonra ümmet bu iki emanete sahip çıkmadığı, uymadığı için değişik yollar ortaya çıktı. Oysa din tekti, hak birdi.

Bu kapkaranlık körlük devrinde yani büyük gaybet döneminde savrulmamak ve hak Muhammedî Islam'da sabit kalmak için tek çare iki emaneti temel ölçü almaktır. Aksi halde Islam denilen dinden geriye putperest ritüeller ve inançlar kalır. Aksi halde Adem'e secde etmeyen Iblis en büyük muvahhid olur!

O halde kavramlar üzerinden oyun oynayanların oyunlarını bozmamız gerekir.

Alevi veya Şia veya Kızılbaş veya Rafizi veya Caferi veya 12 Imamcı... Bu kavramların hepsi tek bir şeye işaret eder: Imam Ali taraftarlığı.

Şimdi Imam Ali as taraftarlığı diye meşhur olmuş bu kavramların içini gerçekten bu anlama gelecek şekilde yani adına layık olacak şekilde doldurmak için mücadele etmek bir vazife değil midir? Yıllarca Alevi toplum öz Islamı Imam Ali'nin gerçek Mektebini tanımasın diye birçok hile yaptılar. Bu hilelerin en başında muaviyevari bir hile olan ters psikoloji ile yapılan hileler gelir. Camiden namazdan çıkıp insan yakanlar, Alevi katledenler gözlerimizin içine sokuldu ve Alevi kavramı geçen her medyatik içeriğin içine semah dönenlerin resmi serpildi. Böylece Imam Ali'nin çizgisinden, namazından,Ramazan orucundan bu toplum koparıldı. Şimdi toplumda yer alan geniş algıya göre Alevi deyince malesef akıllara namazsız Ramazan'sız bir sistem geliyor. Peki bu sizi rahatsız etmiyor mu? Imam Ali'nin adıyla meşhur olmuş bir yolun Imam Ali'den koparılmasına razı olabilir misiniz?
Yoksa kalbi Imam Ali aşkı ile dolu olan Zulfikar'i gururla kendine sembol edinen bu topluma Imam Ali Mektebi'nin hakikatlerini anlatmayı gereksiz ve önemsiz mi buluyorsunuz?

Vallahi vallah. Alevi topluma Aleviliğin Imam Ali'nin yolunun ne olduğunu, ne olmadığını delilleriyle anlatmak gerekir. Bu fikri mücadelede ortaya konan engellerden biri de biz Aleviyiz onlar Şii safsatasıdır.

Biz Alevi halkımıza ulaştığımız gerçekleri sunduğumuzda bu durumda kendini hedef sananlar -ki gerçekte bu öyle değil , asla şahısları hedef almıyoruz- bizi bosver biraz da Sünnilere anlatın veya başka daha önemli şeyler var gibi çıkışlarla itiraz ediyorlar.
Biz Sunnilerin itiraz ettiğimiz inanç ve uygulamalarıyla ilgili onlarca belki yüzlerce kitaba sahibiz. Onlara itiraz ettiğimizde bu gidin onlara saldırın anlamına gelmediği gibi onları tekfir etmediğimiz gibi bilinsin ki Alevi tolumumuzda eleştirdiğimiz, itiraz ettiğimiz şeyleri susmamiz bu halkı tekfir ettiğimiz anlamına gelmez. Semah dönsün dönmesin Aleviyim diyen Imam Ali'ye muhabbet eden herkes bizim canımızdır, kanımızdır. Canımıza gelecek her türlü tehdir, dışlama, yok saymayı bize yapılmış sayıyoruz. Imam Ali'nin gerçek yolunu anlatmamız mazlum ve mustazaf toplumumuza düşman olduğumuzdan değil bilakis dost olduğumuzdandir. Kim kendi sevdiğinin, dostunun birtakım yanlışlar üzerinde ölmesine razi olabilir? O halde onlar Alevi, biz Şii'yiz; onlar Şii, biz Alevi'yiz gibi çıkışlar yersiz ve faydasızdır. Ülkemizde Imam Ali as taraftarlığı için kullanılan her kavrama sahip çıkmalıyız ve bu kavramların içini doldurmak için mücadele etmeliyiz.

Ehlibeyt muhibi, taraftarı, dostu, aşığı, Şiası Alevisi olan bilinçli herkes bu konuda daha özenli olmalıdır.
Ateistin dahi Alevi ismine sahip çıkma cüretini gösterdiği bir zamanda kolaya kaçıp Islami kaynaklarda Imam Ali taraftarlarının adı Şia'dır deyip toplumumuzda aynı anlama gelen Alevi kavramına sırt dönmek doğru değildir.
Anadolu Alevilerinin dünya Alevileriyle tanışıp birleştiği zamanın zuhurunun özlemiyle saygılar.
Hüseyin Özcan CANPOLAT
nokta koymuyoruz artık cümle sonlarına
noktayı koyacak olan sensin anlasana
. . .
Cevapla

“Aleviliğin Tanımı, Tarifi” sayfasına dön