Anadolu Alevileri ile Şiiler ....

Aleviliğin tanımı, tarifi temeliyle ilgili konuları burada paylaşabilirsiniz.
Cevapla
3nokta
Mesajlar: 3381
Kayıt: 26 Ara 2006, 22:16
Konum: Meşhedi313

Anadolu Alevileri ile Şiiler ....

Mesaj gönderen 3nokta »

ABNA.IR sitesinin Rıza Bakırlı ile yapmış olduğu "Anadolu Alevileri ile Şiiler arasındaki tek fark kültürel ve şekilseldir" başlıklı röportajdır. Sanırım incelemeye ve eleştirmeye değer bir röportaj. Ben şahsen Rıza Bey'e Bektaşilik konusunda düşünckieleri babında birkaç soru sormak isterdim. Ayrıca röportajın başlığının da hiçbir şekilde düşünülerek yazıldığını düşünmüyorum.
Ehlibeyt Haber Ajansı ABNA-

Öncelikle Alevilik nedir? tarihsel olarak anlatır mısınız?


Aleviliğin tarihi İslam’ın ilk dönemlerine kadar uzanır. Hz. Muhammed (s.a.a) sağlığında kendisinden sonra İslam’a liderlik edecek kişi olarak Hz. Ali’yi (a.s) görüyordu. Hz. Ali, Hz. Muhammet’ten sonra ilk Müslümanlardandı. Ayrıca peygamberimizin amcasının oğlu, birlikte büyüdüğü ve kardeşi gibi sevdiği biriydi. Hz. Muhammed ölmeden önce bazı hadislerinde ve bazı yerlerde yaptığı toplantılarda, konuşmalarda kendisinden sonra ümmetine yol gösterecek kişinin, rehberin, Ali olması gerektiğini söylediğini biliyoruz. Yine Hz. Muhammed’in İmam Ali’yi sağ kolu olarak görmesi ve canı gibi sevdiği kızı Fatma ile Ali’yi evlendirmesi örnek olarak gösterebileceğimiz kanıtlardan bazılarıdır. Ayrıca bu konuda çokça hadis olduğunu belirmekte yarar vardır. Bunlardan bazıları;

1- “Ulular ulusu Allah, peygamberleri ayrı ayrı ağaçtan (soy) yarattı. Beni ile Ali’yi aynı ağaçtan yarattı. Ağacın kökü benim, Ali dalları budaklarıdır. Kızım Fatma o ağacın verimidir. Hasan ve Hüseyin meyveleri, Şia’larımızda yapraklarıdır. Kim bu ağacın dallarından yapışırsa kurtuluşa erer. Yapışmayan helak olur.”

2- “Ya Ali! Sen ve Şiaların hayru’l-berriye’siniz” (Yaratılmışların en hayırlısı)

Yine Hz. Muhammed veda haccında dönerken Gadir-i hum denilen yerde ümmetine şöyle seslenmektedir:” Ben kimin mevlası isem, Ali de O’nun mevlasıdır. O’na dost olana dost, düşman olana düşman ol. O’na yardım edene yardım et. O’nu horlayanı horla, nerede olursa olsun gerçeği O’nunla beraber kıl.” Benzeri hadislerin sayısını çoğaltabiliriz. Bu anlamda Alevilik; Allah, Muhammed, Ali kutsallığını yüreğinde taşıyan, Hz. Ali’nin adaletinden ayrılmayan ilahi bir yoldur diyebiliriz.

Anlattıklarınız ışığında Alevilik ile Caferilik-Şiilik arasında her hangi bir farklılık olmadığını mı çıkarmalıyız?


Anadolu’da yaşayan milyonlarca Alevi-Bektaşi Allah, Muhammed, Ali ve onun soyundan gelenlere bağlıdırlar. Mezhebi anlamda Caferi’dirler. Caferiler Türkiye’de aslında iki koldurlar. Babagan kolu-Bektaşi, Dedegan kolu ise Alevilerden oluşmaktadır. Bir anlamda Bektaşilerin köylerde yaşayan kısmına Alevi denir. Halk arasında bunlara Kızılbaş da denilmektedir. Alevilerde mürşitlik soy gider. Ölenin yerine onun oğlu geçer. Bektaşilikte ise bütün derece ve mertebeler seçimle olmakta, bilgili ve faziletli kişi mürşit olur. Yine Şia, taraftar anlamındadır.

Hz. Ali'nin ilk erkek çocuk olarak Müslümanlığı kabul etmesi, Hz. Peygamberin amcası oğlu ve sonradan damadı olması, Hz. Muhammed'in torunları Hz. Hasan ve Hüseyin'in babası oluşu, Tanrı elçisinin soyunun Hz. Ali soyu ile devam edişi, fakat bunlardan daha kuvvetli bir sebep olarak da Hz. Ali'nin şahsen bilgili, faziletli, vefakâr, kahraman, sözüne güvenilir, tam bir insan oluşu bu taraftarları “Şîa'yı” gittikçe büyütmüş, güçlendirmişti. Sonraları da Ali, Küllî Kudretin, kâinatın ve böylece vahdetin sembolü olmuştur. Bu anlamda Tarih olayları meydandadır. Emevî saltanatı zamanında yapılan zulüm, baskı, Abbasoğulları çağında da devam etmiştir. Şîa, yavaş yavaş İran ve Türkistan'da Horasan'a yayılmıştır. Alevîler:

Alevî sözü, Hz. Ali'ye ve onun soyuna candan, gönülden bağlı anlamınadır. Bizdeki genel anlamı, Hz. Peygamberden sonra Hz. Ali'nin halifeliğini ve imamlığını tanımadır. Diğer ilk üç halifeyi, Hz. Ali'nin hakkına tecavüz ederek ondan önce o mevkie gelmiş sayarlar.

Bunların bir bölümü Hz. Ali'yi Allahlaştıracak dereceye varırlar. Bunlara Gaaliye ve Müellihe derler. Ali-Allâhiye de denir. Bu çeşit Alevî Türkiye'de yoktur. Muârızlar ise, hepsi bu bölümden imişler gibi kendilerine hücum ederler. Bektâşî-Alevîler Hz. Muhammed ve Ali'yi aynı İlâhî nurdan yaratılmış olarak kabul ederler...Kısaca Anadolu’daki Aleviler ile Dünyanın diğer yerlerinde yaşayan ve kendilerini Şii, Şia olarak tanımlayanlar arasındaki fark kültüreldir, şekilseldir.

Yine birinci soruyla bağlantılı olarak Alevilerin yaşadığı zorluklar nelerdir?

Alevilerin yaşadığı zorluklar saymakla bitmez ve tarihin derinliklerinden itibaren başlar.Osmanlı devletinde Sünnilik,Yavuz Sultan Selim döneminde hilafet ile resmiyet kazandı. Şeyhülislamlık kurumu ise, Kanuni döneminde önem kazanarak Divanda yerini aldı.Kanuni’nin Şeyhülislamı olan Ebusuud Efendinin Aleviler ile ilgili fetvaları meşhurdur. Bu fetvalar ile; Alevi tekkelerine gidenler,Şii olduklarını söyleyen kızılbaşlar, şeriata lanet okuyanlar vb. .. şeriat gereği öldürülürler Hatta “Alevinin canı, malı ve namusu helaldir” diye de fetva verdiği bilinmektedir. Osmanlıdan günümüze dek elbette baskılar görmüş olan Alevi toplumu, Cumhuriyet dönemi ile belli oranda rahata kavuşmuştur. Ancak bu dönemde de Alevilerin yoğun yaşadığı yerlerde provokasyonlar sonucu Alevilere baskılar Yapılmış Maraş, Çorum ve en son da Sivas Madımak otelinin yakılması ile doruğa çıkmıştır.

Kendilerini ifade etmede yaşadıkları sıkıntılardan bahseder misiniz?


Alevilerin kendini ifade etmesi anlamında büyük zorluklar yaşamışlardır. Bu çok eskilere dayanır. Yani oldum olası merkezi otorite Alevileri tanımamış ve tanımadığı gibi Aleviler hakkında söylenilen yalanlar, karalamalar ve horlamalar ister istemez Alevilerin kendini ifade etmede sıkıntılar yaşamasına neden olmuştur. Kendilerini gizleme gereği duymalarının sebebi budur.

Aleviler Türkiye’de daha çok nerelerde yaşamaktadır? Bunun bir sebebi var mıdır?


Bugünün Türkiye’sinde Aleviler hemen hemen her yerde,özellikle de büyük şehirlerde yoğun olarak yaşamaktadırlar.Ancak daha önceleri özellikle ülkenin iç kesimlerinde Tokat, Çorum,Amasya, Sivas, Maraş, Dersim,Elazığ, Adıyaman, Erzincan başta olmak üzere diğer illerde de yaşamaktaydılar. Elbette buralara yerleşmeleri ve üstelik dağlık alanlarda yaşamaları kendilerini güvende hissetmelerinin bir sonucudur.Bu durum Cumhuriyetle beraber değişmiş ve buralarda yaşayan Aleviler büyük kentlere yoğun şekilde göç etmişlerdir.

Alevilerin Türkiye'de sayısal olarak ne kadar olduğunu söylemek mümkün mü?


Aslında sayısal olarak ne kadar olduklarının pek önemi yok sanırım.Kendilerini ifade etmedikten ve edemedikten sonra sayısal anlamda kalabalık oluşunun da bir anlamı yok sanırım. Çünkü sistem Sünni (Hanefi) olarak şekillendiği gibi üstelik de kendine göre bir anlayışı geliştirmiş ve bunu din olarak dayatmıştır. Ancak Türkiye’de Alevilerin sayısı 15-20 Milyon arasında olduğu tahmin edilmektedir. Ayrıca kendini inancını yaşama ve kendini ifade etmede zorlanan Aleviler sistemli bir asimilasyonla da karşılaştıkları bir gerçektir. Yani demokratik hak özgürlüklerin olduğu bir yerde herkes, sayısı ne kadar olursa olsun kendini inancı, düşüncesi anlamında rahatlıkla ifade edebilmelidir. Asıl sorun buradadır. Devlet kendine bir din yaratıp ve bunu da dayatırsa sayının bir anlamı kalmaz. Değil mi?

Alevilerin siyasal ve politik tercihlerinin "sol" "sosyal demokrat" olmalarını nasıl açıklayabilirsiniz?


Her anlamda ezilen, horlanan ve dışlanan, ayrıca merkezi otoritenin iyi bakmadığı bir inanç geleneğinden geliyor olmanız gelişen olaylara bakış tarzınızı da etkilememesi düşünülemez. Yani hep muhalif ve merkezin dışında tutulmanız karşıt bir duruş sergilemeniz sonucunu getirmektedir. Aleviler de bu durumu yaşamış ve sisteme muhalif olan, eleştiren, demokrasiden, hak ve özgürlüklerden yana tavır alan, mücadele eden solcuların yanında, içinde yer almaları konusunda bir mani, engel görmemişlerdir. Bir anlamda solcular Alevileri, Alevi oldukları için dışlamadıkları gibi, sahiplenmişlerdir. Ancak bu süreç içerisinde inançsal anlamda özü boşaltılmış ve değerlerimizden uzaklaştırmıştır. Kısaca her olayların çözümü, yorumlaması ve algılaması noktasında sol-düşünsel bir bakış açısının oluşmasına neden olmuştur. Ancak bu son yaşadığımız süreçte Alevilerde bir öze dönüş anlamında bir hareketlenme, kıpırdanma olduğunu gözden kaçırmamak gerekmektedir.

Alevi açılımını toplumsal açıdan düşünürsek, Alevilere bir yararı oldu mu? Veya nasıl bir kazanım sağladı?


Aslında ortada bir açılım falan yok. O yaşanması gereken bir süreçti, yaşandı. Kim neyi, Alevinin hangi sorununu çözdü? Ayrıca ortada Aleviler açısında bir kazanım falan da yok. Yani dün açılım adına söylenilenlerin hiç biri gerçek yaşamla örtüşmüyor. Sadece siyaseten söylenilmiş ve toplantı salonlarının duvarlarında asılı kalmıştır.

Alevi ile Kızılbaş farklı bir inançtan mı geliyor?


Hayır farklı inançlardan gelmiyorlar. Alevi, Allah, Muhammed, Ali kutsallığını kalbinde taşıyan, Hz. Ali’nin adaletinden ayrılmayan ve temelinde insan sevgisi bulunan, her dine, mezhebe, insana saygı duyan, hoş görüyle bakan eline, beline-diline sahip inançlı kimselerdir. Kızılbaş ise, Allah’ı ve Resulü uğruna kendini adamış, onların yolunda canından ve malından vazgeçmiş, bir anlamda “ölmek var, dönmek yok” diyerek yemin eden ve yeminini başına sardığı kırmızı sarık ile ilan eden kişilerdir. Yine daha önceleri Sıffin savaşında da Hz. Ali ordusu başlarına kırmızı bağlamaları, yine Hayber kalesinin fethinde ordunun sancağı kendisine verilen Hz. Ali başına kırmızı sararak savaş alanına girmiştir. Ancak “Kızılbaş” sözcüğü Sünniler tarafında, Alevilere hakaret anlamında söylenmekte olsa da, Aleviler bunu Ehlibeyt sevgisi uğruna atılan bu taşı seve seve kabul etmektedirler. Kısaca Alevi ile Kızılbaş arasında Fark yok, aynıdırlar.

Alevilik bir mezhep mi?


Hayır Alevilik bir mezhep değildir. Bu sorunuza Pir Sultan Abdal’ın bir şiiri ile cevap verelim.





Sofi mezhebimi neden sorarsın

Biz Muhammed Ali deyenlerdeniz

Gözlüye gizli olmaz ne ararsın

Biz Muhammed Ali deyenlerdeniz





Eğnimize biz kırmızı giyeriz

Halimizce biz de mana duyarız

İmam Cafer mezhebine uyarız

Biz Muhammed Ali deyenlerdeniz

Her kulun çırağın yaksa Hak yaka

Aleviler gelecekle ilgili umutlu mudurlar?

Elbette geleceğe ilişkin umutların olması doğaldır. Her insanın ve topluluğun geleceğe dair umutlarının olması gibi. Biz Aleviler de gelecek adına, güzel günler göreceğimizden, yaşamış olduğumuz olumsuzlukların çocuklarımızın yaşamaması anlamında umudumuz vardır, olmalıdır.

Alevilerin öze dönmeleri konusunda ne düşünüyorsunuz?


Umutluyum, güzel şeyler oluyor. Ayrıca gelişen teknoloji Dünyayı bir anlamda küçülttü, Yani Alevliği kulaktan duyma sözlerden öte kaynağından okuma, kaynağa ulaşma konusunda büyük imkanlar sağlamaktadır. Bu da öze dönüşte önemli bir etkendir.

Bu aydınlatıcı ve doyurucu sohbet için çok teşekkür ediyoruz.


Bana bu fırsatı verdiğiniz için ben teşekkür ederim.
nokta koymuyoruz artık cümle sonlarına
noktayı koyacak olan sensin anlasana
. . .
Hasan Akça
Mesajlar: 1745
Kayıt: 05 May 2008, 22:02

Re: Anadolu Alevileri ile Şiiler ....

Mesaj gönderen Hasan Akça »

3nokta yazdı:



Anlattıklarınız ışığında Alevilik ile Caferilik-Şiilik arasında her hangi bir farklılık olmadığını mı çıkarmalıyız?


Anadolu’da yaşayan milyonlarca Alevi-Bektaşi Allah, Muhammed, Ali ve onun soyundan gelenlere bağlıdırlar. Mezhebi anlamda Caferi’dirler. Caferiler Türkiye’de aslında iki koldurlar. Babagan kolu-Bektaşi, Dedegan kolu ise Alevilerden oluşmaktadır. Bir anlamda Bektaşilerin köylerde yaşayan kısmına Alevi denir. Halk arasında bunlara Kızılbaş da denilmektedir. Alevilerde mürşitlik soy gider. Ölenin yerine onun oğlu geçer. Bektaşilikte ise bütün derece ve mertebeler seçimle olmakta, bilgili ve faziletli kişi mürşit olur. Yine Şia, taraftar anlamındadır.
.


bu vatandaş birşeyleri çözmüş ama bektaşilik konusunu çözememiş bilinen lakırdıyı söylüyor
derya
Mesajlar: 84
Kayıt: 30 Oca 2012, 01:04

Re: Anadolu Alevileri ile Şiiler ....

Mesaj gönderen derya »

Selam aleykum, o sitede de yazmıştım buraya da yazmak istiyorum, evet Alevilerle Caferiler arasında uygulama farklılıkları var...Ben küçükken alevi olduğumu hiç söyleyemezdim okulda, nedenini de aslında bilmiyordum...Muaviyeyi sevmezler. 1,2 ve 3.'ye lanet ederler ama nedenini hiçbir zaman öğrenememiştim. Köyümüzde yemek yapıp halka dağıtırlarmış ama gizli gizli, sünni köyden gelip ortalığı yıkanlar oluyormuş. Biz alevileri bu hale getiren, bilgisiz kalmamıza neden olan, ehlibeytten uzaklaştıran ve hala günümüzde bunun için uğraşanları Allah'a havale ediyorum...Allahumme salli ala muhammedin ve ali muhammed ve accil ferecehum...
alone_man
Mesajlar: 1769
Kayıt: 13 Oca 2008, 21:28

Re: Anadolu Alevileri ile Şiiler ....

Mesaj gönderen alone_man »

derya yazdı:. Biz alevileri bu hale getiren, bilgisiz kalmamıza neden olan, ehlibeytten uzaklaştıran ve hala günümüzde bunun için uğraşanları Allah'a havale ediyorum...Allahumme salli ala muhammedin ve ali muhammed ve accil ferecehum...
bizi bu hale getirenler

1-Osmanlı saltanatı ve padişah ve din adamları
2-Atatürk ve kurduğu sünni türkiye cumhuriyeti
3-Bektaşi ve bektaşi dede babaları
4-Sosyalist ateist ideolojik akımlar


işte bunlarla hesaplaşmamızı yapmadan 12 imam yolunu bulamayız benim öğrendiğim budur ben bunlarla hesaplaştım ve 12 imam yolunu buldum yoksa debelenip duracaktım
Hasan Akça
Mesajlar: 1745
Kayıt: 05 May 2008, 22:02

Re: Anadolu Alevileri ile Şiiler ....

Mesaj gönderen Hasan Akça »

alone_man yazdı:
derya yazdı:. Biz alevileri bu hale getiren, bilgisiz kalmamıza neden olan, ehlibeytten uzaklaştıran ve hala günümüzde bunun için uğraşanları Allah'a havale ediyorum...Allahumme salli ala muhammedin ve ali muhammed ve accil ferecehum...
bizi bu hale getirenler

1-Osmanlı saltanatı ve padişah ve din adamları
2-Atatürk ve kurduğu sünni türkiye cumhuriyeti
3-Bektaşi ve bektaşi dede babaları
4-Sosyalist ateist ideolojik akımlar


işte bunlarla hesaplaşmamızı yapmadan 12 imam yolunu bulamayız benim öğrendiğim budur ben bunlarla hesaplaştım ve 12 imam yolunu buldum yoksa debelenip duracaktım

CHP yi yazmayı unutmuşsun)))
ali muhsin
Mesajlar: 3121
Kayıt: 24 Nis 2007, 18:41

Re: Anadolu Alevileri ile Şiiler ....

Mesaj gönderen ali muhsin »

3nokta yazdı:ABNA.IR sitesinin Rıza Bakırlı ile yapmış olduğu "Anadolu Alevileri ile Şiiler arasındaki tek fark kültürel ve şekilseldir" başlıklı röportajdır. Sanırım incelemeye ve eleştirmeye değer bir röportaj. Ben şahsen Rıza Bey'e Bektaşilik konusunda düşünckieleri babında birkaç soru sormak isterdim. Ayrıca röportajın başlığının da hiçbir şekilde düşünülerek yazıldığını düşünmüyorum.
Ayrıca röportajın başlığının da hiçbir şekilde düşünülerek yazıldığını düşünmüyorum
Abna.ir hakkinda Bilinmeyenler ..Abna.ir Sitesini yönetenler "Tarafci, Yandasci,Sartlanmis vede ilce Fasizmini savunan Azeri kökenlilerden ibarettir.!!! ve bu Site Bazilari tarafindan Desteklenmektedir.. Bir ara bende Bu Siteye girdigimde, bazen Aleviler ile ilgili yazilarini okudugum günler olmustu, öyleki bu "Vatandaslar " bu gibi Reportajlarla sanki Aleviligi baska boyutlara sürükleyip,Aleviligi Bektasilige baglayarak Alevileride " Siilikten Caferilikten" uzak tutup baska bir Renk vermek istediklerine Sahit oluyoruz ve her defasinda bu gibi Reportajlarla Aleviligi kullanarak sanki Bektasiligin Probagandasini yapmak isteyenlerede Acikca firsat verdiklerinede Sahit oluyoruz ..!! kisa kesersek ... Azeri Kökenleilerin YARISINDAN COGU Alevi Düsmanlaridir !!!! Böyle "Siilik" Maskesi altina girerek Alevi Düsmanlariyla "Vahdet " yapanlar Elbete Alevilerin uyanmasini istemedikleri gibi Alevilerin karsisinada bazen Sinsice Sahte Kahramanlar cikarip Alevililgi Bektasilige baglamak istediklerinede yine defalarca sahit oluyoruz. Abna.ir her ne kadar säzde " Ehli Beyt Haber Ajansi " diye adlandirilmis olsalarda iclerinde irkci vede fasizan Düsüncelerine dayanarak böyle Reportajlarla Bazi "Alevilerin" Gözlerini boyamaya calisip Alevilik adina Bektasiligin Probagandasini yaparak Alevileride böylece izole edip Türkiyede Sadece ve Sadece KENDILERININ CAFERI olduklarini birilerine gösterebilmek icin caba sarf ettiklerinide görmekteyiz !!! Tekrar ediyorum Abna,ir Sitesini yöneten-ler ilce Fasizanlari ,Hemsehri yandaslaridir ! Sözde "Liderleri" olan S.Ö ,ze bir tek elesteride bulunun bakalim nasil sansürleniyorsunuz ......
Aleviler, Al-i Muhammedin Yetim ( UNUTULAN ) Evlatlarıdır
Allahume Salli Ala Muhammed ve Al-i Muhammed
------
Insana Secde etmek ,insanlik onurunu ayaklar altina almak demektir !
Insana Secde etmek ise insanlik icin bir Zillettir !
3nokta
Mesajlar: 3381
Kayıt: 26 Ara 2006, 22:16
Konum: Meşhedi313

Re: Anadolu Alevileri ile Şiiler ....

Mesaj gönderen 3nokta »

ali abi
ben bunların bu tür yayınlar yapmalarının sebebinin cehalet olduğunu düşünüyorum. Azerilerin yüzde birlmam kaçı Alevi düşmanıdır demek doğru olmaz. Bunu ölçecek bir alet yok elimizde. Meseleyi Azericilik boyutuyla ele almak pek doğru değil bence.
nokta koymuyoruz artık cümle sonlarına
noktayı koyacak olan sensin anlasana
. . .
ali muhsin
Mesajlar: 3121
Kayıt: 24 Nis 2007, 18:41

Re: Anadolu Alevileri ile Şiiler ....

Mesaj gönderen ali muhsin »

3nokta yazdı:ali abi
ben bunların bu tür yayınlar yapmalarının sebebinin cehalet olduğunu düşünüyorum. Azerilerin yüzde birlmam kaçı Alevi düşmanıdır demek doğru olmaz. Bunu ölçecek bir alet yok elimizde. Meseleyi Azericilik boyutuyla ele almak pek doğru değil bence.
Nokta can

Sahsen Bunlarin yaptiklari Cahilce yapilan bir is olarak görmüyorum,Tam aksine Bunlar Kasitli vede bilincli olarak yaptiklarindanda eminim .Azerilerin tümü demesemde benim Sahsi Ölcülerime göre Azerilerin 90% hatta yüzde 95% Alevi Düsmanlaridir diyebilirim !!! 100% desem zaten haksizlik etmis olurum degilmi....Zaten Alevilerin Düsmanlarini uzaklarda degil, yakinlardada aramak lazim .kendimizi avutmayalim....Gamazlik- Hainlik -ihanet ,Düsmanin saldirisindan daha beterdir !
Aleviler, Al-i Muhammedin Yetim ( UNUTULAN ) Evlatlarıdır
Allahume Salli Ala Muhammed ve Al-i Muhammed
------
Insana Secde etmek ,insanlik onurunu ayaklar altina almak demektir !
Insana Secde etmek ise insanlik icin bir Zillettir !
Cevapla

“Aleviliğin Tanımı, Tarifi” sayfasına dön