Alevilik Nedir?

Aleviliğin tanımı, tarifi temeliyle ilgili konuları burada paylaşabilirsiniz.
Cevapla
Mekzun
Mesajlar: 259
Kayıt: 09 Ağu 2010, 15:35

Alevilik Nedir?

Mesaj gönderen Mekzun »

Alevilik Nedir?

Hz. Ali (as)’ın yolunda giden onu peygamberden sonra imam bilen Müslümanlara, Hz. Ali (as)’ın taraftarları veya Aleviler denir. Alevilik Hz. Muhammed (s.a.a.v)’den sonra ortaya çıkan bir mezhep değildir. Alevilik İslam’ın özüdür bu yüzden Aleviler kendilerini mezhep olarak kabul etmezler. Bunun nedeni Aleviliğin Resulullah devrinde mevcut olmasıdır. Bunun en büyük delili de ehlisünnet kaynaklı hadislerdir.

Peygamberimizin devrine baktığımız zaman ve özellikle Resulullah’ın vefatından sonra Hz. Ali (as)’ı sevenlerin ve taraftarları olan sahabelerin onun etrafında toplandıklarını görüyoruz. Bunlardan bazılarını İbn-i Hacer Askalani ve Belazuri kendi tarih kitaplarında, Muhammed Havend Şah “Ravzat’us- Sefa”da, İbn-i Abddulbirr “İstiab” adlı kitabında ve diğer Sünni âlimleri şöyle diyorlar: Sa’d bin Ubade, Hazrec kabilesi, Kureyş’den bir tâife ve sahabenin büyüklerinden 18 kişi Ebu Bekir’e biat etmeyerek Rafızî oldular; onlar Ali bin Ebi Talib’in taraftarlarındandılar. O 18 kişinin ismi şunlardan ibarettir:

1- Selman-ı Farsi.
2- Ebuzer-i Gifari.
3- Mikdad bin Esved-i Kendi.
4- Ammar-i Yasir.
5- Halid bin Said bin As.
6- Bureyde Eslemi.
7- Ubey bin Ka’b.
8- Huzeyme bin Sabit ( Zü’ş- Şehadeteyn).
9- Ebu Heysem bin Teyhan.
10- Sehl bin Huneyf.
11- Osman bin Huneyf (Zü’ş- Şehadeteyn).
12- Ebu Eyyub-i Ensari.
13- Cabir bin Abdullah Ensari.
14- Huzeyfe bin Yeman.
15- Sa’d bin Ubade.
16- Kays bin Sa’d.
17- Abdullah bin Abbas.
18- Zeyd bin Erkam.

Ebu bekir’in halifeliğini kabul etmeyip Hz. Ali (as)’nin etrafında toplanan bu sahabeler ilk Alevilerdir. Bunlar daima Hz. Ali (as)’yi desteklemiş, Resulullah (s.a.a.v) döneminde ve vefatından sonra da Hz. Ali (as)’nin yanından ayrılmamışlardır. Hz. Muhammed (s.a.a.v) onları Hz. Ali (as)’nin taraftarları olarak anmıştır. Hz. Ali (as)’nin yolunda giden, onu seven, ona ve Ehlibeyt’e tabi olan, Kuran-ı Kerim'in emirlerini yerine getiren herkes, Hz. Ali (as)’nin taraftarıdır, yani Alevidir.

Resulullah (s.a.a.v) şöyle buyurmuştur: “Kıyamet günü geldiğinde Ali bin ebi Talib cennetin yükseklerinde olan firdevs dağının üzerinde bulunacak. O dağın üstünde Allah’ın arşı ve altında ise kol kol cennetin içine akan nehirler vardır. Ali de nurdan bir kürsinin üstünde oturup yücelik elleri arasında akar. İşte o zaman sıratın üstünden ancak Ali’nin ve Ehli beytinin velayetine dair bir delili olan ancak geçip cennete müşerref olacaktır. O günde Ali, taraftarları cennete ve onu buğz edenlerini cehenneme geçirecektir.” (1) Hz.Ali (as)’nin taraftarları olan Alevilerin mükâfatı şüphesiz cennet olacaktır. Çünkü Aleviler Hz. Ali ve Ehli beytin (as) velayetine uymuş ve Allah’a tam bir imanla bağlanmışlardır.

Hz. Ali (as) sevgisi ve velayeti imanın şartlarından sayılır. Hz. Muhammed (s.a.a.v) hadislerinde buyurduğu gibi : “Ebu Zer’den naklen, Resulullah (s.a.a.v) şöyle buyurdu: Ali ilmimin kapısı ve risaletimi benden sonra ümmetime açıklayacak olandır. Onu sevmek iman, onu buğz etmek küfürdür. Ona bakmak huzur ve refah getirir, ona yakınlık ibadettir.” (2) Hz. Resulullah (s.a.a.v) başka bir hadiste şöyle buyurmuştur: "Ali, ilmimin kapısıdır ve risaletimin içeriğini o benden sonra ümmetime açıklayacaktır. Onu sevmek iman, ona kin bağlamak ise nifaktır." (3) Birbirine benzeyen bu iki hadis Hz. Ali’yi sevmenin bir iman koşulu olduğunu belirtmektedir. İnsanın mümin olabilmesi için Hz. Ali (as)’yi sevmesi gerekmektedir. Peki, Hz. Ali (as)’yi sevmek mümin olmak için yeterli midir? Tabi ki hayır; ama Hz. Ali (as)’yi sevmek imanın baş koşuludur. Hz. Ali (as) sevgisi dışında mümin olabilmek için diğer şartlar, Kuran’ı Kerim'de geçen İslam’ın tüm kurallarını yerine getirmek gerekir. Bu şartların bir kısmını Allah (cc) Bakara suresi 177 ayetinde zikretmiştir: "Erginlik, yüzlerinizi bir doğu bir batı tarafına çevirmeniz değildir. Ancak eren Allah'a, ahiret gününe, meleklere, kitaba ve peygamberlere iman edip yakınlığı olanlara, öksüzlere, çaresizlere, yolda kalmışa, dilenenlere ve esirler uğrunda seve seve mal veren, hem namazı kılan, hem zekatı veren, sözleştikleri vakit sözlerini yerine getiren, hele sıkıntı ve hastalık durumlarında ve savaşın kızıştığı anda sabır gösterenlerdir. İşte bunlardır doğru olanlar ve bunlardır Allah'tan korkup kötülüklerden sakınanlar."

Bir ayrıntıya değinmek isterim. Bu şartları yerine getiren İslam’ın tüm kurallarını uygulayan bir insanda Hz. Ali (as) sevgisi yoksa ya da onun velayetinde değilse, cennete girmeyi beklemesin. Peygamberimiz (s.a.a.v) bu konuda Hz. Ali (as)’ye şöyle buyurmuştur: “Ey Ali, bir kul Allah’a karşı Nuh (as) kavmi içinde kaldığı gibi ibadet etse uhud dağı kadar altını olup onu Allah’ın yolunda harcarsa, Ömrü uzun olup bin kere yayan hac etmeye ömrü yetse ve safa ile merve arasında mazlum olarak öldürülse ve bütün bunlara rağmen senin velayetinin altında değilse o kişi hiçbir zaman ne cennete girecek ne de cennetin kokusunu koklayacaktır.” (4) İşte Hz. Ali (as)’nin velayeti öyle bir yoldur ki insanı ateşten kurtarır ve o kişinin mümin olabilmesi için Hz. Ali (as)’nin velayeti altında olması gerekmektedir. Bazı kesimler Alevilik Hz. Ali (as)’yi sevmekse bizde Aleviyiz diyorlar. Ama Alevilik için bu yeterli değildir. Alevi olabilmek için Hz. Ali (as)’nin velayeti altında olmak ve onun imamiyetini kabul edip on iki imama yani Ehli beyte tabi olmak gerekir. İmam Ali (as)’den naklen, Resulullah (s.a.a.v) şöyle buyurdu: “Ey Ali, sen benim vasimsin. Senin savaşın benim savaşımdır, senin barışın da benim barışımdır. Sen imamsın ve aynı zamanda on bir imamın babasısın, onlar masum ve temiz olanlardır. Dünyayı adalet ve hak ile dolduracak olan Mehdi de onlardandır. Onları buğz edenlerin vay haline olsun. Ey Ali, bir kişi seni ve evladını Allah ile severse, Allah o kişiyi sizlerle beraber haşr edecektir. Sizler de benimle yüksek derecede olacaksınız. Ey Ali sen Cennet ve Cehennem’i bölensin. Seni sevenleri Cennet’e ve seni buğz edenleri de Cehennem’e geçireceksin.” (5) Alevilik Ehlibeyt’e canı gönülden bağlanmak ve onlara tabi olmak demektir. Kurtuluş gemisine binmek demektir.

Hz. Muhammed (s.a.a.v) bir hadisinde şöyle buyurmuştur: “Benim Ehl-i Beytim Nuh’un gemisi gibidir. Her kim gemiye bindiyse kurtuldu Her kim muhalefet ettiyse boğuldu.” (6) Allah tüm inananları, hidayete erenleri bu gemiye binmesini nasip kılsın. Zaten bu gemiye binemeyen iman etmiş olmaz. Onun geleceği helak olmak boğulmaktır. “…Kurtuluş, hidayete uyanlarındır.” (7) Biz Aleviler, peygamberden sonra Hz. Ali (as)’nin velayetinde gidip ehlibeyte tutunduk. Soruya kısaca cevap vermek gerekiyorsa; kurtuluş gemisine binen herkes Alevidir.
_________________________

Dipnotlar:
1- Menakib lil Havarezmi s. 31. Feraid es Samtayn c.1 bab 54. s. 292. Yanabiul Mevedde s. 86,113. Riyad-ul Nadira 2/173,177,243. Tarih Bağdad 3/161. Maktel el Huseyin 2/39.
2- El-Müttaki el-Hindi' nin "Kenz'ul Ummal" c.6, s.158 / Süleyman el-Kunduzi'nin "Yenabi' ul Mevedde" s.235 / Es-Seyyid Murtada Hüseyni'nin "Fedail'ül Hamse min es-Sıhah es-Sitte" c.2, s.210)
3-Kenz-ül Ummal c. 6 s. 156
4- Yanabiul Mevedde s. 252. Menakib lil Havarezmi s. 28.
5- Yanabiul Mevedde s.85.
6-Ahmet bin Hanbel Müsnedi 3/14 ve 17 ve 26 . Hafız ebu Naim “Hilyetul Evliya” 4/306. Hafız Bağdadi “Tarih Bağdad”12/91. ıbın sabbağ elmeliki “Fusul Mühime” 8 . el hakim “Müstedrek” 3/150 ,2/343. Süleyman el Hanefi el Kanduzi “Yanabiul Mevedde” 4. bab 56. bağ ıbni hacer “Savaikul Muhrika” 234 . Kenzul Ummal 13/8 ve 85 .(bu hadisin kaynakları 50ye yakındır yazının fazla uzamaması için bir kaçını yazmakla yetiniyoruz)
7-Taha Suresi 47. ayet
"İlmin cevherini ehlinden men etmeyin, ilmin cevherinin ehline zulmetmiş olursunuz. İlmin cevherini ehlinden olmayanlara vermeyiniz, aksi takdirde ilmin cevherine zulmetmiş olursunuz."

İmam Hz. Cafer-i Sadık (a.s)
alevi99
Mesajlar: 206
Kayıt: 20 Ağu 2011, 11:50

Re: Alevilik Nedir?

Mesaj gönderen alevi99 »

Paylaşım için sağol güzel bilgiler.
3nokta
Mesajlar: 3381
Kayıt: 26 Ara 2006, 22:16
Konum: Meşhedi313

Re: Alevilik Nedir?

Mesaj gönderen 3nokta »

Teşekkürler. Çok güzel bir yazı.
nokta koymuyoruz artık cümle sonlarına
noktayı koyacak olan sensin anlasana
. . .
Mekzun
Mesajlar: 259
Kayıt: 09 Ağu 2010, 15:35

Re: Alevilik Nedir?

Mesaj gönderen Mekzun »

Cabir el Cufi (r.a), İmam Hz. Muhammed el Bakır (aleyhisselam)'ın kendisine şöyle buyurduğunu nakletmektedir: "Ey Cabir, taraftarımız olduğunu söylemek için sadece biz Ehl-i Beyt'e sevgisi olduğunu söylemek yeterli midir? Allah'a yemin olsun ki taraftarlarımız (Aleviler) sadece Allah'tan korkanlar ve Allah'a itaat edenlerdir. Ey Cabir, şüphesiz ki onlar (Aleviler) sadece tevazu, huşu, emanetdarlık, Allah'ı çok zikretmek, namaz kılmak, oruç tutmak, anne babasına iyilikte bulunmak; fakir komşularına, miskinlere, borçlulara ve yetimlere yardımcı olmak, doğru konuşmak, Kur'an okumak, insanlar hakkında hayırlı şeyler konuşma dışında diline sahip olma ve bütün işlerde yakınlarının emini olmakla tanınırlar..."(Kafi, c. 2, s. 74)
"İlmin cevherini ehlinden men etmeyin, ilmin cevherinin ehline zulmetmiş olursunuz. İlmin cevherini ehlinden olmayanlara vermeyiniz, aksi takdirde ilmin cevherine zulmetmiş olursunuz."

İmam Hz. Cafer-i Sadık (a.s)
Mekzun
Mesajlar: 259
Kayıt: 09 Ağu 2010, 15:35

Re: Alevilik Nedir?

Mesaj gönderen Mekzun »


من لم يكن علويا حين تنسبه فما له في قديم الدهر مفتخر
أبو النواس

Nesebini (inancını) sorduğunda Alevi değilse, o kişinin Ahiret günü övüneceği hiçbir şeyi yoktur.
Ebu Nevves

İnsan ahirette, yani hesap günü neyi ile övünür? Hayırlı amelleriyle mi? Yoksa namazı ile mi? Hac ile? Zekatı ile? İnsanın hesap günü övüneceği şeyler bunlar olsa gerek ama Emirül müminin Hz. Ali'nin (a.s) velayetinde değilse o kişinin yaptığı bu amellerin hepsi boşuna gider. Çünkü bu amellerin kabul görebilmeleri için kişinin Paygamberin (s.a.a.v) vasisi olan Hz. Ali'nin (a.s) velayetinde olması gerekir. İşte şair bunu demek istemiş. İmam Hz. Ali Rıza (a.s) döneminde yaşamış ve o dönemin en büyük şairlerinden ve Ehlibeyt taraftarı olan Alevilerden biriydi bu Şair.

Adı: Ebu Nevves Hasan bin Hani
"İlmin cevherini ehlinden men etmeyin, ilmin cevherinin ehline zulmetmiş olursunuz. İlmin cevherini ehlinden olmayanlara vermeyiniz, aksi takdirde ilmin cevherine zulmetmiş olursunuz."

İmam Hz. Cafer-i Sadık (a.s)
Cevapla

“Aleviliğin Tanımı, Tarifi” sayfasına dön