HAK YOLUNDA YÜRÜYENLER

[beyazgül12]

Hüsnüye'den kısa bir bölüm....

HAK YOLUNDA GİDENLER

Hüsnüye kelama başlayıp dedi ki :

-Ey İbrahim ,raviler ve ashabı hadis ve ehli tefsirin hali ve kavli hakkında dermayan olunan izahlar malumunuz oldu.Şimdi şu iki taifeye itikat etmiş olanların halini anlamalıyı,buyurunuz bakalım.Hangi güruhun itikadı Hakka muvafık ve hangisi batıldır.Tariki hakta olan ol kimseler miki Allahu Teala'yı hakim ve adil ve mukaddes ve münezzeh bilip sıfatı kadime O' na nispet eder.Ve bütün üstünlük ve iyiliği O' na hamdederek onu herbirşeye amil ve kadir bilirler ve derler ki Allahu Teala kabahatlerin faili olmayıp,ondan meydana gelen işler bir maksada ve bir hikmete göredir.Ya yapamayacağı şeyleri O'na teklif buyurmaz ve kullarına olan emri icmar ile olmayıp ihtiyarları ile ve onlara hayırlı ameller ve taatlerine mukabil sevap verip bed amellerine göre azap edecektir.Ve O'nun emri ve neyhi hadistir.Zira emrin,ortada mevcut olmayana ait olması mümkün değildir ve bendeleri kadir olmayan şeye kadirdir ve itikat etmişlerdir ve Allahu Teala kullarına küfür ve fısk tarikine zahip olmalarına razı dedil.Küfür ve fısk ve zulüm dahi taktiri ile değildir.Ve bir veçhile zulüm etmez.Bir bende bendelik vezaifini yerine getirirse ziyadesiyle ücretini verir.Ve asla bir göz O'nu görmez.Ve görülmesi dahi katiyen imkansızdır.Ve embiyai kiram masum olduğuna ,bütün küçük ve büyük günahlardan yanlış ve hatadan uzak bulunduğuna itikat ederler.Ve her ne kadar embiya gelmiş ise esfiya ve halifeleri Allahu Teala tarafından tayin ve tensip olunmuşlardır.Ve şimdiye değin hiçbir peygambere ümmeti tarafından vasi ve halife nasbedilmediği gibi,bir peygamber kendine vasi ve halife nasbetmeksizin dahi dünyadan gitmemiştir.Ve Peygamberin Kur'anı Mecit lisanı ile buyurmuş olduğuna :
Ma küntü bid'an minerrüsulü(74)
inanmışlardır.
Ve bizim Resulümüz efdalı embiya olup O'nun Vasisi dahi seyidi evsiya ve Cenabı Hak tarafından nasbolunduğuna iyice itikat ederler.Ve Kur'an ayetlerinin buna şahitliği kafidir.Ve Resullullah emri ilahi üzere ashab hazır iken Gadirihum'da vasi ve halife ve halka imam tayin buyurmuşlardır.Ve Resullulah tan sonra halifeleri On İki Masumlardır.Ve Kur 'an emri üzere cümlesi mutahhar ve ma'sum ve mucize ve velayet sahipleridirler.Ve bütün ilimleri ve ilmi ledünnü bilirler.Sevenleri ve sevmeyenleri onların dürüst ve temizliklerine ,ilimlerine ,iyiliklerine ,cesaretlerine ve kerametlerine ve akrabalıklarına yani zevilkurba olduklarına inançları vardır.Buna Onların hepsi şahittir,inkar edemezler.Onların meşhetleri (şehit mezarları )dünya halkının hacet kıblesidir.Allah ve Resullün hüküm ve emri üzere Onlara muti olanlar ehli necat ve felahtır.Ve münkirleri melun ve merdut bel eşed minelküffardırlar.Ve alemi kainat hiçbir vakitte lütfü ilahiden hali olmayıp her zamanda bir İmamı mensusve masumun vücudu elzemdir.Bu mesele hakkında akli ve nakli deliller ortaya koyup kitaplar yazmışlardır.Nassa mualif olan icmayı ,batıl ve itibarsız bilip fısku fücurun içtimaına asla itimat etmezler.Hiçbir vakitte taharetsiz bulunmayıp niyetsiz abdest ve gusul almazlar.

[beyazgül12]

Hüsnüye o vakit Ebu Hanifenin yetiştirmesi Ebu Yusuf a dönüp dedi ki :

-Onlar halis suyu bulmadıkça abdest almazlar. Ve iki elleri ile yüzlerini yumazlar.Ve Resullullah :
Elyeminül veçhi velyesarülilferci 'Sağ elinizle yüzünüzü sol elinizle fercinizi 'buyurmuşlardır.Kulak ve gerdana meshi caiz bilmezler.ve bidat ve haramdır derler.Allahın hürmetine muhalefeti asla kabul etmeyerek ayaklarını yıkamazlar,namazı niyetsiz kabul etmeyip Fatihadan,Bismillahı kaldırmazlar.Ve Fatihanın Farsçasını namazda kabul etmezler.Sücut ve Rüku ve Kıyam ve kuudu tariki Resul Ehli Beyt ve sahabei kibar üzere eda ederler.Enbiya ve melaikeye selam verilecek mahalde ihracı rih eylemezler.

Hüsnüye nin konuşması buraya eriştikte,orada bulunanlar ve Harun Reşid gülmeye başladılar.Ve Ebu Yusuf a bakarak alay etmeye kalkıştılar.
Hüsnüye tekrar İbrahime dönüp dedi ki :
-Ey İbrahim istihazali tavşanın etini helal bilmezler.Ve pis köpeğin derisi debağat olup işlense bile tahir demezler.Satrancı ve çeşitli kumarı haram bilirler.Ve İmamete layık olmayan herhangi bir kötü kimsenin ardında namaz kılmazlar. Anca adil kimseye boyun eğerler. Haccı temettuu ve haccı nisaı bir kötünün menetmesine zayi ve batıl etmezler.

[beyazgül12]

Bu kitaptaki bizi anlatan bölümleri yazmaya devam edeceğim....İçinde anlaşılmayan kelimeler var ama genede okunmaya ve yazmaya değer...Bu kitaptaki yazılananlar yazarının kendi yazdıkları dışında kalan- Hüsnüye bölümü Alevi /Şii kaynağı gibi- geldi bana ...

[Pir Poygomber]

Kurani-zumbabil en iyi kaynaktir!

Allahin kalemi uzerine kalem getiren, sirkin icine zumbul zemek girmistir!

Hadisler sirk batagidir! Kuran temizlik nurluk kaynagidir!

Bu forma bin tane hadis 1 tane kuran ayeti koydunuz!

Sirk tatli, kuran kitli gelmistir size!

Ellerin kiri, gusul suyu, ayak yikama, namazlar niyazlar, vakitler bunlar sizi oyalayan kuruntulardir.

Varsa bedeninizi degil, ruhunuzu kurtarin onun ugrasilari beden ugrasilarindan cok cok uzaktir!

Gulbeyaz hanim efendi kendinizi yetistirmenizi boyle omur calan ivir zivirlarla cok vakit kaybetmemenizi temeniye husul ederim.

Oyle guzel ilim ve bilgiler varki sizin su insani geriletecek seylerden kat kat imanli seylerdir!

Ben size bu yolu aciyorum, size bu actigim yolda yurumek kaliyor!

[3nokta]

Sizin önerdiğiniz Ehlibeytsiz (as) bir yoldur. Bu da ömerin savunduğu yoldur.
Oysa her kitabın bir öğretmeni vardır. Kuran'ı Ehlibeyt as olmadan asla ve asla anlayamayız!
Biz buna inanıyoruz. Bunu ifade ediyoruz. daha önce de bu inancımızı yazdık ancak yine de sizde bir etkisi olmamış ki temcit pilavı gibi aynı şeyleri yazıp duruyorsunuz.
Vaktimizi çalmayın.

[beyazgül12]

İmamlık ve Halifelik Kimin Hakkıdır ?

Hüsnüye,İbrahim Halit e dönüp dedi ki :
-Ey İbrahim o gündenberi ki emri hilafete Ebubekir mutasaddi oldu.ve Hz Ali onu ve ashaptan ona tabi olan kimseleri birçok defa hüccet ve delil ile mağlup edip,halkın ortasında onları utandırıp itibarsız düşürmüştü.Onlar ise daima başlarını aşağı dikip asla cevap vermeye kadir olamazlar idi.Ta şimdiye kadar din düşmanlarının ve din zalimlerinin,kin güdenlerin çokluğundan ,Ali Resulü sevenlerin hakiki mezhebi açıklamayıp,Al-i Resulün doğru yolunu meydana çıkarmaya fırsat bulamadılar.Ve Al-i Resulün düşmanlarını yenmeye kudret bulamadılar.Elhamdülillah ancak bugün halifei zaman ve emirülmümin hazretlerinin amucası oğlunun sayesinde bu devlet bana müyesser olmuştur.Sizler ise utanıp sıkılmaya mahkum olup başınızı yere yıktınız.
Söyle ey İbrahim,Peygamberlik göz ile görülecek suret mi veyahut insan suretinde ehli keşif ve ayan ve ashabı imandan başkasının müşahedesi mümkün olmayacak bir mana mıdır?Ve dahi Allahu Teala hazretlerinin Peygamber göndermesindeki maksat nedir ?Ve o peygamberin dünyadan göçmesi halinde peygamberlik ve nübüvvet dahi gidip kaybolur ve mahvolur mu?Veyahut nübüvvetin eseri münkati olmayıp şerayi ve ahkamı hıfzeylemek için o peygamberin nefes ve ruhuna yakın ve münasip bir nefes ve ruhun varlığı nübüvvetin kaybolmaması için lazım mıdır ?Ve bu esnada dinin ihya ve ibkası için bir imamı alemin varlığına ihtiyaç lazım gelir mi veya gelmez mi ?Ey İbrahim ,seni Allaha yemin veririm bana cevap veresin :
-Dünyaya gelmiş olan yüzyirmi dörtbin mürsel veya gayri mürsel peygamberin ,resullüklerini yapıp dünyadan ayrıldıkları vakit kendilerine vasi tayin etmeksizin gitmiş olduklarını kimseden işittin mi ?

[beyazgül12]

İbrahim dedi ki :
-Bunu kimse inkar edemez.
Hüsnüye şöyle sordu :
-Acaba vasi ve halife tayin emri ilahi ile veyahut başka veçhile mi olur ?
İbrahim cevap verdi :
-Emri ilahi ile olduğu emri malumdur.
Hüsnüye dedi ki:
-Madem ki bütün enbiya emri ilahi ile vasi tayin etmişlerdir.Bizim Peygamberimiz efdali enbiya iken din ve şeriatı korumak ve geliştirmek için vasi tayin etmediğinin sebebi nedir? Ve emri ilahi,peygamberi ümmetine vasiyet için memur kıldığı halde,kendisinin vasiyet bırakmadan dünyadan ayrılması ve ümmet ve dini muhafaza eylemek için,vasi tayin buyurmaması neden icap etmiştir ?Ve bu suretle ümmetin delalette kalması lazum gelmez mi ?Sizlerin bu türlü delaletinize taaccup olunur.Ey İbrahim Peygamber odur ki:Allah buyruğu üzere yer ve göğün kadir olamadıkları emri imamete mutahammil ola.Nitekim ayeti kerimede buyurmuştur:
İnna aradnel'emanete alessemavati vel'ardı velcibali feebeyne en yahmilneha ve eşfakne minha ve hamelehel'insanü(84)

veyahut hatakar ve sefih ve aşık ve yalancı olarak kendi istediği gibi halka emir ve teklif edip bir nice kimseyi başına toplasa,kendisi hakkında şehadet verdikten sonra istediklerini yapmaya kalkışsalar veyahut Peygamber dediğin zata Allah tarafından bir delil ve hüccet gösterilip peygamberlerden alınan ahdü misak ol peygamberden dahi alınmış ola.Ve Kur 'an da zikir olunduğu veçhile Allahü Teala ile Peygamber arasında olan ahdü misak ve guna olmuştur.İtina ve itibar olunacak bir madde midir?Veyahut bunların cümlesi bir efsane midir ?Söyleyiniz siz de bu ağır yükü arkamızdan atıp rahata erelim.Ve bir dahi kendimize zahmet vermeyelim.Halk kimi isterler ise halife ve imam edip gönülleri istediğine biat edip bağlansınlar.Ey İbrahim! İmamet dediğin şey nedir ?Acaba İbrahim Halid aleyhisselama verilmiş olan imamet midir ki Allahu taala hakkında buyurmuştur:
İnniy canilüke linnasi imamen (85)
ve diğer mevkide buyurmuştur:
Ve cealnahün eimmeten yed'uneilennari (86)Ve yine buyurmuştur:
Ve cealne lilmüttekıyne imamen (87)
Anlaşılıyor ki imamet iki kısım oluyor.Birisi imamı muttekiyan diğeri imamı ehli cehennem ki onlar halkı cehennem ve ateşe davet ederler.Ve bu taktirde ey İbrahim müttakiyan imamları kimlerdir ?Ve nişaneleri nedir ?İmametin nübüvvete nisbet ve irtikatı ,nübüvvetin tanrılığa olan nisbet ve irtibatı gibi değil midir ?
Ey İbrahim senden sual ederim ki Resulullahın vasisi ve müslümanların imamı olan zat,Hz İbrahim Peygamberin neslinden olup eba ve ecdadı şerif ve asla puta tapmamış ve taharet üzere doğmuş ola,imanı doğru ola.Nur ilmi ve kuvvet ve nefsi ve esrarı arşullahtan haber ve marifeti ola. Güzel ahlaklı ve edepli ola.Başlangıç ve son hakkında marifetli ola.Ve sabır ve hilm taata alışık ola.Şüpheden kaçına.İyilik seven ve cesur olmalı.İlim ve ismet ve taharet ve hikmet ve zühhadet ile tanınmış ola.Kafir ve zalim ve münafık ve cabbarlar nezdinde aziz ve kiramı mümin ve müttekiler nezdinde rıfk ve müdara ve huzu ile buluna.Ve malik olduğu şeyi Allah yolunda nafaka verip harcaya.Ve Kur an ın müşkilatve tahkikatını güzelce bile ve daima fıkara ve miskinler ile konuşmalı.Geçmiş ve gelecek şeylerden halka haber vermeli.Allah ve Resulünü ziyadesiyle sevmeli.İmamların vasıfları böyle olmalıdır.Ve hakkında birçok ayeti kur aniye nazil ola.Ve hakkında müvafık ve muhalif tariklerden ehadise kesirei sahihe resulullahtan varid olup ve ihyayı din yolunda dahi ve cemi gazavatta müşrik ve kafirleri helak edip asla firar etmemiş ve peygamber dahi onun bir kılıç vuruşunu ins ve cinnin amelinden efdal buyurmuş ve onu nuru çeşmim ve ibni emmi birader gibi elkabı mahsusa ile hitap etmiş ola.
Böyle yüksek vasıflara malik olan kimse mi imamete layıktır ,yoksa kırk yıl puta tapmış,eti cildi,kemiği hamr ve haramdan yuğrulmuş olan kimse mi layıktır ? O kimse ki uzun müddet ömrünü kafirlikle geçirmiş sonradan imana gelmiş fakat minberde vaaz ederken bir kadının sualine cevap vermekten aciz kalmış :
Küllüküm efkahu minni hattal muhaddarat filbiyut
"Evlerde oturan namuslu kadınlar bile benden daha fakihtir"
demiş ve pekçok defa ,muvafık ve muhalif huzurunda :
Ekiluni lestubihayriküm ekiluni ve Ali fiykum.
"Beni affediniz sizin hayırlınız değilim,beni affediniz Ali size kafidir.
sözleri dilinden düşmemiştir.Öyle bir kimse ki Amr ve Ebu Ubeydei Cerrah ve Salim Mevla,Ebu Huzeyfe ve Useyyit bin Hudayır ,Beşir Bin Saad ve Halid Bin Velid ve bir nice fasik ve rezil ümmetin arzusu üzerine Sakifei beni saadete iken kendisine biat olunmuştur.Ve bu suretle ümmete imam nasbedilmiştir.Halbuki kendisi cahiliyet devrinde bez ve elbise satmak ve terzilik,meslek ve sanatı ile meşgul idi.Pederi Abdullah Cüz anın ki hergün münadi çıkarıp halkı yemeğe davet eder idi. Taamının fazla kalanını alıp yer idi.Hilafette dahi terzilik yaparken halk onu beğenmeyip zemmederlerdi.
Ey İbrahim bu doğru mudur?Şu yukarıda saydığımız vasıfta olan bir kimse ,hanedanı nübüvvet ve risaletten daha iyi ve daha önce tutularak Resulullah tan sonra ,halife ve kaymakam ve eşrefi kainat olarak tanına.Ve asla kendinde faziletten bir eser olmadığı halde hakkında :
Eksere sevaben indallahi
"Allahın indinde sevaba en çok nail olan "
denilmesi kabul oluna.
Ey İbrahim ,sen söyle ki:tarif olunan iki imamdan imam ve hilafete layık olan hak kazanmış olan hangisi olabilir ?

[beyazgül12]

İbrahim dedi ki :
-Ey Hüsnüye ,Ali Bin Ebu Talibin faziletlerini biz münkir değiliz.İnsan aklının onun faziletlerini kavrayamadığı cümleye malumdur.Velakin Ebubekir in hilafeti,icmayı ümmet ile olup Resulullah dahi :
la tectemi' ümmeti ala hata'
"ümmetim hata üzerine toplanmaz"
buyurmuşlardır.Yani her bir emirde benim ümmetimin icmaı sevap görülmüştür.
Hüsnüye ,dedi ki :
-Ey İbrahim,seni Allahı zülcelale kasem veririm. Doğrusunu söyle :Haccılvedada açıkça yazılıdır.Resulü Hüda,Gadiruhum adındaki yere geldikte orayı menzil etti ve emri ilahi üzere Cebrail heman oraya inip şu ayeti şerifeyi getirdi.
Ya eyyüherresulü belliğ ma ünzile ileyke min rabbike ve in lem tef'al fema bellağte risaletehu(88)
Resulullah bazı ashaptan çekinerek bu emri halka duyurup duyurmamayı düşünüyordu.Tam bu sırada
Vallahü ya'sımüke minnası (89)ayeti nazil oldu.
Ve o vakit Ali Bin Ebu Talib in elinden tutup deve cihazından meydana getirilmiş bir minbere çıkıp buyurdu:
Me küntü mevla fehaza Aliyyün mevla Allahümme vali men V'ala ve adi men adahu v'ensur men nasara ve ahzul ve men hazelehu vel 'aan ala men zalemehu.
"Ben kimin efendisi isem Ali de onun efendisidir.Aliye bağlananı ona dost et düşmanlık edene sen de düşmanlık et. Yarabbi!Yardım edene yardım et yarabbi!O nu hakir göreni hakir gör yarabbi! Ona zulmedene laanet et yarabbi!
Hazreti Peygamber böyle buyurunca hemen şu ayet nazil oldu:
el yevme ekmeltü leküm diyneküm ve etmemtü aleyküm ni'metiy ve rediytü lekümül islame diynen(90)
Ey İbrahim büyüklenme ve böbürlenme,her şeyi olduğu gibi söyle .
İbrahim ise başını aşağı eğip cevap vermedi.Hüsnüye alimlere dönüp dedi ki :
-Sizi Resulü Hüdaya ve halifenin hayatına yemin veririm.Bu hususta duyduğunuzu söyleyiniz.
Hüsnüye bunları halifeye yemin verdikte ,mecliste bulunanların inkara mecali kalmadı.Ebu Yusuf dedi ki :
-Ekseri sahabe ve müfessirin muhaddisin söylemişlerdir ki ayeti mezkure Ali Bin Ebu Talib hakkında nazil olmuştur.
Min küntü mevla.
hadisi dahi doğru ve meşhur hadislerdendir.
Hüsnüye cevap verdi :
-Madem ki bunu doğru söyledin.Şu ayet kimin hakkında ise onu da söyle :
İnnema veliyyükümullahü ve resulühu velleziyne amenülleziyne yukıymunessalete ve yü'tunezzekate ve hüm raki'une
Bugün dininizi ikmal ettim .Size verdiğim nimeti tamamladım .Din olarak size Müslümanlığı verdim.
Ebu Yusuf dedi ki :
-Bu ayet dahi icma üzere Ali hakkındadır.
Hüsnüye dedi :
-Ayeti mübahileye ne dersin ki :
Al-i İmran Suresi(3 sure )61 ayet
De ki :"Gelin ,oğullarımızı ve oğullarınızı ,kadınlarımızı ve kadınlarınızı ,kendimizi ve kendinizi çağıralım.Sonra ,hepimiz birarada olarak dua ,niyaz edelim de Allah ın lanetini yalancıların üstüne okuyalım.
Ey ,Ebu Yusuf eğer hakkı kabul etmek istemezsen Allahın afetine düşersin .Mübahile gününde erkek ve kadın olarak;Ali Hasan ve Hüseyin ve Fatıma dan başka ,Resulallah tan başka kimse var mıydı ?
Ebu Yusuf dedi ki :
-Bunlardan başka bir kimsenin mübahileye dahil olmadığı emri malumdur.
Hüsnüye dedi :
-Allahu Taala ,Hazreti Ali yi mezkur ayette nefsi Resulullah buyurmuş mudur?
Ebu Yusuf :
-Bunda bir yanlışlık olmayıp inkar dahi olunamaz,dedi.
O vakit,Hüsnüye ,Halifeye arz etti:
-Huzurunda ulemadan bunu işittin ki ,Resulü Kibriya hakkı için şahit olasın.
Sonra ulemaya döndü:
-Ey ulema sizden bir sualim daha vardır.Resulü Kibriya hakkı için onu da doğru söyleyiniz.Vakta ki Resulallah ölüm ile karşıkarşıya idi.Eshaba işaret edip emir buyurdular ki :
Yani bana divit kağıt getirin.Sizler için bir kitap yazayım ki,benden sonra dalalete duçar olmayasınız.İşte o vakit buna karşı koyan,divit ve kağıt getirmeyen kim idi.Ashaptan hangisi idi.
Ebu Yusuf:
-Buna Ömer mani oldu.Zira ,Resullullahın vasiyetine engel olup divit ve kağıt getirilmesine karşı koydu"Resulullahın hastalığının şiddetlenmesine sebep olur"dedi.Ve Ömer demişti ki:
İnnel mer'ü liyehdu ve huve maridu hasbena kitaballah.

[beyazgül12]

Hüsnüye gülerek şöyle dedi :
-Ey, İbrahim Halid ,ahkam ve nususu ilahiyi bir kenara bırakıp ve biatı yevmi kadiri hiçe sayıp,Resulullahın vasiyetine engel olup,Peygambere hezeyan isnat edersiniz.Kelamı mülki allamı inkar edersiniz ki Resulü hakkında buyurmuştur:
Necm Suresi(53 sure)nin 3,4ayetleridir.
Kendi dileğiyle söz de söylemedi.Sözü ancak vahyedilen şeyden ibaret.
Ey İbrahim ,Peygamber buyurmamış mıdır ?
"Benim size olan şevkatim bir babanın oğula olan şevkatinden fazladır."
Ol hazretin ümmetine olan şefkat ve merhameti ol derece idi ki ,istinca adabını bizzat halka talim buyururlar idi.Bununla beraber,nübüvvetin mühim ve lüzumlu emri olan ve vesayet maddesini mühmel ve muattal bırakır mıydı ?Bu itikatta olanlar onun şefaatına ümitleri olabilir mi ?Ey İbrahim ,rezaletten endişe etmeyip haya etmiyerek"Ebubekir in hilafeti icmayı ümmetir "dersiniz.Ey İbrahim ,nassı ilahiye muhalif olan bir icma makbul ve salih olabilir mi ?
İbrahim çaresiz kalıp dedi ki :
-Olamaz.
Hüsnüye cevap verdi:
-Bu babda icmaa ne veçhile istinad edersiniz?
Bu hususta Harun Reşid güldü ise de başını aşağı dikti.
Hüsnüye dedi ki :
-Nusustan geçtim,hükmü ilahiyi ve Resulullahın emrini dahi şimdilik bir tarafa bırakalım.Ebubekir in hilafeti cemi ümmetin icmaı ve yahut ümmetin haslarının icmaı ile mi olmuştur.?
İbrahim düşünceye daldı.Zira eğer icmaı cemi ümmettir derse kizbi malumdur.Zira ol cemiyette bir şehrin belki bir mahallenin bile halkı bulunmamıştır.Ancak,Ehlibeyt in düşmanlığında meşhur olan bir nice.............cem olup ittifak eylemişler idi ki,Hazreti Resulün hayatında bile nifak yolunu tutmuşlardı.

[beyazgül12]

İbrahim Halid nutka gelip dedi :
-Ehli hal ve akd bulunan ümmetin havasından Ebubekir başkalarından yüksek olduğundan dolayı ittifak etmişlerdir.
Hüsnüye şöyle dedi :
-Ey ulema ve ey mecliste bulunanlar.Bu hususta sizden bir sual edeceğim.Halifenin huzurunda doğruca söyleyesiniz ki ,hakkında münazaalı bulunduğumuz ,Ebubekir den maada sahabeden azam ve hazresi Resulün lisanından haklarında fezaile dair bir çok hadisler söylenmiş olan ileri gelen ashab ve Ehli beyti beni Haşim kimler idi?
Onlar şöyle cevap verdiler :
-Ali ve Abbas,Hasan Hüseyin ve Ömer İbni Hattap ve Talha ve Zübeyir ve Abdullah İbni Abbas ve Abdullah İbni Mesut ve Selman ve Ebuzer ve mıkdat Esved ve Ammar Yaser ve Cabir Ensari ve Eyüp Ensari ve Osman Bin Mat'un ve Ebu Deccane ve Hüzeyfetül Yemani ve Übey Bin Kaap ve Saad Bin Ubade ve Kays Bin Saad işte Haşim oğulları ile ashabın büyükleri bunlar idi.
Hüsnüye dedi :
-Ey Halife,seni kasem veririm,ol kimseye ki ,mesnedinde hilafet edersin ulemadan sual buyurunuz.Ebubekir e biat olunduğu vakit Ali ve Abbas ve Haşim oğullarının büyükleri ,ashabın büyükleri hazır olup biat ettiler mi ?
Halife ulemaya sordu :
-Vak 'a nasıl olmuşsa söyleyiniz ,Şafii dedi.Ey ulema yere bakmadan ise hal ne ise onu anlatın.
Ebu Yusuf dedi :
-Zahiren bu hususta ashab ve Ehli beyt arasında münazaa ve muhalefet vukua gelmiştir.
Hüsnüye dedi :
-Ben sizin ihbar ve hadislerinizi gereği gibi biliyorum.Eğer kavlimi kabul ve tastik ederseniz olan biteni beyan ve ispat ederim.
Halife dedi :
Ey Hüsnüye !madem ki biliyorsun beyan eyle işitelim.