Resulullah (s.a.a) ve Ehl-i Beyt'in (a.s) çizgisinde olanlar

Cevapla
N.K.Caferi
Mesajlar: 214
Kayıt: 24 Eyl 2010, 09:56
Konum: Gönlümüzde senin aşkından gayrısına yer yok. Toprağımız aşkınla yoğrulmuş, gayrısına yol yok .

Resulullah (s.a.a) ve Ehl-i Beyt'in (a.s) çizgisinde olanlar

Mesaj gönderen N.K.Caferi »

Resim


Bismillahirrahmanirrahim

Bilindiği gibi birçoğumuz iddia makamına gelince, çok büyük iddialarda bulunup kendimizi en iyi Müslüman, Peygamber ve Ehl-i Beyti’ne en yakın kimseler olarak görüyoruz. Fakat bizzat Peygamberimizin ve Ehl-i Beyti’nin sözlerini dikkate aldığımızda nice iddiaların asılsız olduğunu anlıyoruz. Biz burada Allah Resulü’nün ve Ehl-i Beyti’nin “Şunlar bizden değildir” diyerek dışladıkları kimseleri kaynaklarıyla birlikte sizlere açıklamaya çalışacağız:

1- İmam Bakır (a.s)’dan şöyle rivayet edilmiştir: “O (kıyamet), öyle bir gündür ki, o günde her topluluğu kendi imamıyla çağıracağız”[1] ayeti nazil olduğunda, Müslümanlar ya Resulullah, dediler; sen bütün insanların imamı değil misin? Resul-i Ekrem: ben buyurdu, bütün insanların peygamberiyim. Ancak benden sonra, Allah-u Teala’nın benim Ehl-i Beytim’den seçtiği imamlar olacak; onlar imamlıklarını ilan edince yalanlanacaklardır. Küfür ve sapıklık önderleri ve takipçileri onlara zulmedecekler. Kim o hak imamların velayetini kabul eder, onlara uyar ve onları tasdik ederse o bendendir, benimle birliktedir ve er geç bana kavuşacaktır.


Şunu bilin ki kim onlara zulmeder ve onları yalanlarsa, benden değildir; benimle birlikte değildir ve ben ondan uzağım.” [2]


2- Resul-i Ekrem (s.a.a): “Ancak alim veya öğrenci olan bizdendir.” [3] Yani bir Müslümana yakışan ya alim olması veya elinden geldiği kadar öğrenmeğe çalışmasıdır. Hz. Ali (a.s) da bir hadisinde insanları üç kısma bölmüştür. Rabbani olan âlimler, kurtuluş yolunu bulmaya çalışan öğrenciler, bu ikisinin dışında kalanlar ki, onlar gelen her rüzgara takılıp giden sinekler gibidirler.” (Nehc-ül Belağa)


3- Resul-i Ekrem (s.a.a): “Bizden başkasına kendini benzetenler bizden değildir; Yahudi ve Hıristiyanlara kendinizi benzetmeyin.” [4]


4- Resul-i Ekrem (s.a.a): “Irkçılık ve milliyetçiliğe davet eden bizden değildir. Irkçılık üzere savaşan bizden değildir.” [5]

Evet İslam’da üstünlük ölçüsü iman ve takvadır. Hiçbir milliyet ve ırkın bir diğerine üstünlüğü söz konusu değildir.




5- Resul-i Ekrem (s.a.a): “Bizden başkasının sünnetine amel eden bizden değildir.” [6]


Evet gerçek bir Müslüman ancak ve ancak Kur’an’a ve Resulullah’ın sünnetine bakarak amel eder. Başkaları ne diyor, moda nedir… bu tür şeylere kulak asmaz.


6- Resul-i Ekrem (s.a.a): “Kadınlardan kendini erkeklere benzeten ve erkeklerden kendini kadınlara benzeten kimse bizden değildir.” [7]




7- Resul-i Ekrem (s.a.a): “Küçüğümüze merhamet, büyüğümüze saygı göstermeyen, emr-i bil-maruf ve nehy-i anil-münker etmeyen (iyiliğe emretmeyip kötülükten sakındırmayan) bizden değildir.” [8]




8- Resul-i Ekrem (s.a.a): “Allah-u Teala kendisine bolluk verdiği halde ailesini sıkan kimse bizden değildir.”


Evet mu’min bir insan dengeli olmalıdır. Ne cimrilik yapmalı, ne de israf; durumuna göre çoluk çocuğuna davranmalıdır. Elbette ailesi de ev reisinin maddi durumunu dikkate alarak, beklentilerini ayarlamalıdırlar.




9- Resul-i Ekrem (s.a.a): “Bir Müslümanı aldatan, ona zarar veren veya ona hile yapan kimse biden değildir.”[9]




10- Resul-i Ekrem (s.a.a): “Bir kadını kocasına karşı kışkırtarak arasını bozan kimse bizden değildir.” [10]


Evet mu’min kimse daima ıslaha çalışmalıdır; bozgunculuğa değil. Bu hedef için yalan konuşmak bile caizdir. Eğer fesada yol açıyorsa doğruları bile söylemek caiz değildir.




11- Resul-i Ekrem (s.a.a): “Hased eden, söz taşıyan ve (ona buna) kehanette bulunan kimse benden değildir.” [11]




12- Resul-i Ekrem (s.a.a): “Namazı hafife alan (ona ehemmiyet vermeyen) benden değildir. Sarhoş edici bir şey içen benden değildir. Allah’a and olsun ki havuz başında bana varamayacaktır.” [12]




13- Resul-i Ekrem (s.a.a): “Bizden değildir emanete hilaf eden (hıyanet eden) kimse.” Yine şöyle buyurmuştur: “Emanete emin olmak rızkı çekip getirir; hıyanet etmek ise fakirliğe neden olur.” [13]




14- Resul-i Ekrem (s.a.a): “Kim komşusuna eziyet ederse, Allah ona cennetin kokusunu (bile almayı) haram eder… Kim komşusunun hakkını zayi ederse, bizden değildir…” [14]




15- Resul-i Ekrem (s.a.a): “Kim namahrem bir kadınla müsafaha ederse, Allah’ın gazabını satın almıştır. Kim namahrem bir kadının peşini tutarsa, şeytanla birlikte ateşten zincirle bağlanıp cehenneme atılır ve kim bir Müslümanı aldatırsa (örneğin bir alış-verişte) bizden değildir. Kıyamet gününde de Yahudilerle haşredilecektir. Zira mû’minlere en çok hile yapan onlardır…”[15]




16- Resul-i Ekrem (s.a.a): “İnsanların korkudan saygı gösterdikleri kimse benden değildir… ve kim isteyerek kendini zillete atarsa biz Ehl-i Beyt’in çizgisinden uzak sayılır.”[16]




17- İmam Sadık (a.s): “Bizden değildir; dünyasını ahireti için ve ahiretini de dünyası için terk eden kimse.” [17]


Evet mû’min dengeli olmalıdır. Kendilerini hep ahirete adayanlar bu dünyada vazifelerini yerine getiremezler; kendilerini hep dünyaya kaptıran kimseler de ahireti temelli unuturlar.




18- İmam Sadık (a.s)’ın ashabından birisi şöyle diyor: Bir gün imam Sadık’ın yanına gittiğimde orada çeşitli yerlerden gelen kalabalık bir toplulukla karşılaştım. Öyle ki oturacak yer bulamadım. Bilahare İmam (a.s) oturup söze başladı ve şöyle buyurdu: “Ey Al-i Muhammed’in (Ehl-i Beyt’in) takipçileri şunu bilin ki öfkelendiğinde, öfkesine hakim olamayan, kendisiyle arkadaşlık yapan kimseyle doğru düzgün arkadaşlık yapmayan, arkadaşına güzel ahlakla davranmayan, kendisiyle müdara eden kimseye müdara etmeyen, komşusuyla (iyi bir) komşuluk haklarına riayet etmeyen… kimse bizden değildir. Ey Ehl-i Beyt dostları mümkün mertebe Allah’tan korkun ve ona itaat edin.” [18]




19- Ravi diyor ki İmam Bakır (a.s)’a dedim ki, canım sana feda olsun Şialar bizim yanımızda-yöremizde çoktur. Cevabımda şöyle buyurdu: “Acaba zengin fakirin haline acıyıp (ona yardımda bulunuyor mu?) iyilik sahipleri, kötüleri affediyor mu? Birbirlerine karşı her türlü fedakarlığı yapıyorlar mı?’ Ben cevabında hayır deyince şöyle buyurdu: “O zaman onlar (gerçek) şia sayılmazlar, şia bunları yapan kimselerdir.” [19]




20- İmam Sadık (a.s): “Kim yüz bini aşkın nüfusu olan bir şehirde yaşar da o şehirde (Ehl-i Beyt yolunda olmadığı halde) ondan daha takvalı birisi olursa bizden değildir ve değeri yoktur.” [20]




21- İmam Musa Kazım (a.s): “Her gün kendini hesaba tabi tutmayan kimse bizden değildir; iyi amel işlemişse, Allah’tan daha fazlasını talep eder; kötü amel yapmışsa, Allah’tan mağfiret dileyip ona tevbe eder.” [21]
——————————————————————————–


[1] İsra sûresi, ayet: 73


[2] Usul-ül Kafi, C.1, S.215


[3] Kenz-ül Ummal, Hadis: 28871


[4] Kenz-ül Ummal, Hadis: 25333


[5] Kenz-ül Ummal, Hadis: 7657


[6] Kenz-ül Ummal, Hadis: 1097


[7] Kenz-ül Ummal, Hadis: 41237


[8] Kenz-ül Ummal, Hadis: 5979


[9] Kenz-ül Ummal, Hadis: 7825


[10] Kenz-ül Ummal, Hadis: 7823


[11] Kenz-ül Ummal, Hadis: 7445


[12] El-Kafi, C.3, S.326


[13] El-Kafi, C.5, S.160


[14] Bihar-ül Envar, C.76, S.333


[15] Bihar-ül Envar, C.76, S.334


[16] Bihar-ül Envar, C.77, S.164


[17] El-Fakih, C.5, S.160


[18] Usul-ül Kafi, C.2, S.9-10


[19] Usul-ül Kafi, C.2, S.173


[20] Usul-ül Kafi, C.2, S.78


[21] Usul-ül Kafi, C.2, S.453
Resim
Susmak, bazen cevabı yeterli kılar
En büyük gerçeğin sessizliği gibi
SUSMAK Bir mısrada halini arzetmek gibi..
Cevapla

“Ehlibeyt” sayfasına dön