Kerbela Çölüyüm Ben

Cevapla
velayet hak
Mesajlar: 109
Kayıt: 01 Eki 2009, 22:44

Kerbela Çölüyüm Ben

Mesaj gönderen velayet hak »

[align=center] KERBELA ÇÖLÜYÜM BEN
14/12/2010 - 11:04[/align]
[align=center]Resim
Vahdettin İnce [/align]


Bu gün Aşuradır ve ben Kerbela çölüyüm. Kanlı ova.
Ben Kerbela çölüyüm. Sıcak ve kavruk sahra. Kumlarımın üzerine kan sıçramış, kan sızıyor.
Kutsal bir kanın damlaları üzerime dökülmüş. İçimde ilahi bir emanet saklıyorum. Büyük diriliş gününü bekliyorum. Özgür adamların öcünün alınacağı gün.
Bakmayın Fırat’ın havzasına sakin ve dingin yaslanışıma. Komşularım var, Necef, Samarra, Cennet’ul-Baki ve Horasan ovası. Her gece Fırat kıyısında toplanırız, Peygamber’in emanetinin yasını tutmak için. Kerbela çölüyüm ben, karalar bağlamış.
Ben Kerbela çölüyüm. Uçsuz bucaksız ova. Soğuk ve donmuş düzlük. Rüzgarım güneyden eser. Üzerimdeki kumları savurur dünyanın dört bir yanına. Kana bulanmış kumlarımı. Dünyaya rahat vermem ben. Uykularını kaçırırım. Uyku haramdır bana, üzerime akmış kandan dolayı. Kerbela çölüyüm ben, sergerde.
Ben Kerbela çölüyüm. Bin üç yüz kaç yaşında. Öncesinde de vardım, ama yoktum. Üzerime kan aktığı gün yeniden dirildim. Toprağıma sarılmış emanetle yaşıyorum. Siz olsanız da, olmasanız da ben ve komşularım Necef, Samarra, Cennetu’l-Baki ve Horasan ovası… hep olacağız. Her gece Fırat’ın kıyısında kutsal yası tutarız, kesintisiz. Kerbela çölüyüm ben, geceleri uykusuz.
Ben Kerbela çölüyüm. Hüseyin’in adaşı. Adım onun adının yoldaşıdır. Biz iki arkadaşız kol kola. Bizim adımız olmadan cümleler kurulamaz. Söz eksik kalır. Konuşma amaçsız. Tarih anlamsız kalır. Adım Hüseyin’in adının türbedarıdır. Elimde tülbent ve yelpaze, Hüseyin’in adına gölgelik yapıyorum. Kerbela çölüyüm ben. Cayır cayırdır yazım. Hüseyin’in başında gölgeliğim ben, serinletiyorum. Derbederim gece gündüz.
Kerbela çölüyüm ben. Kapıları çalan. Beşikteki çocukları uyandırırım. Uykucu adamlar sizinle bir işim yok. Siz ki Fatıma’nın çağrısını duymadınız, bana hiç bakmazsınız. Ben çocukları arıyorum, büyük diriliş için uyarıyorum. Cennet gençlerinin efendisinin devrimi için. Fatıma’nın Medine gecelerinde kapıları çalmasını hatırlatıyorum onlara.
Ben Kerbela çölüyüm. Sizinle bir işim yok koca karılar. Zeynepleri arıyorum, yetişkin kızlar. Dudaklarında Hüseyin’in mesajı. Gitsinler yeşil saraya… silkelesinler… titretsinler… çatırdatsınlar… yıksınlar… yerle bir etsinler… diye. Kerbela çölüyüm ben. Özgürlerin babası, Zehra’nın ciğerparesi Hüseyin’in elçisi.
Ben Kerbela çölüyüm. Sıcak mı sıcak. Yalım yalım yanıyor yazım. Efendim susamış. Çeşmelerin başında nöbetteyim. Su içenlere Hüseyin’i hatırlatıyorum. İçmeyin, diyorum, içmeyin, efendim daha içmedi. Efendim içmeden haram olsun bana Fırat’ın suyu. Kerbela çölüyüm ben. Yüreğimin yangınından dudaklarım şerha şerha çatlamış.
Ben Kerbela çölüyüm. Felaketimi kimsecikler kınamasın. Daha su denen bir şey yok iken. Daha söz yok iken. Henüz mızrak ve kalkan nedir bilinmez iken felaketim meleklerin dilindeydi. Önce ben vardım.
O günü bekliyordum. O uğursuz sabahı. İlkin atların ayak sesleriyle uyandım. Sonra kılıçlar çekildi kınlarından. Bir çıngal koptu, kızıl kıyamet. Mahşer meydanı gibiydim. Efendim, boyun eğmiyordu. Heyhat! diyordu, ben nere zalimlere boyun eğmek nere. Kerbela çölüyüm ben, döne döne dövüşen Haydar’ı beklemedeyim.
Ben Kerbela çölüyüm. Efendimin başı üzerime düştü. Zalimlere eğildiği için değil, Rahman’a secde için. Zehra’nın feryadı kulaklarımda: Vaaah Hüseyin!...
Ben Kerbela çölüyüm. Bin üç yüz kaç yıldır, hüzün ve bela ileyim. Ne sanıyorsunuz Fırat’ın sularını siz. Onlar benim gözyaşlarımdır.
Bin üç yüz kaç yıldır efendimin öcünün takipçisiyim.
Ben Kerbela çölüyüm. Her yerim Kerbela, her günüm aşura. Kerbela çölüyüm ben, Fatıma’nın azizi için yastayım ben.

http://rasthaber.com/yazar_5967_563_ker ... m-ben.html
"Hakkında söylenen sözler hususunda düşün; söyledikleri şeyleri kendinde bulur­san, (bil ki) söylenen hak söze karşı öfkelendiğinde Allah'ın gözünden düşmenin musibeti, seni kaygılandıran halkın gözünden düşmek musi­betinden daha büyüktür."
Cevapla

“Kerbela” sayfasına dön