Özümden (Caferilik)Uzaklaştıran Kitaplar ve İlgili Notlar...

[beyazgül12]

sayfa 243 devamı sayfa 244,

Cenabı Hak Kur an ı Keriym da isimlerini beyan etmiştir:

Güneşin zevalinden gece karanlığına kadar .(4) vakit namazlarının isimlerini ve vakitlerini beyan etmiştir.Gecenin ilk karanlığı gece yarısı oluncaya kadardır.Kur anil Fecr inne Kur anil Fecr Kane Meşhuden .Bu da beş incisidir ,demiştir.

Safi tevsiri ,sayfa 294:Namazın vakitlerini gösteren ayet :

Rum Suresi Ayet 17-18)

(17-18) Akşamleyin sabahleyin Tanrı yı tenzih ile anın .Göklerde yerde hamdü sena ona mahsustur.İkindi ve öğle vaktinde de onu tesbih ile anın.

İşte : Beş vakit Namaz mirac esnasında Peygamberliğin beşinci yılında farz kılınmıştır.Gerek farz oluşunda gerek vakitlerinde kat'iyyen tereddüt caiz değildir.Bazı cahillerin bu hususta iler sürdükleri yalan yanlış düşünceler din düşmanlarının islam dinini sarsmak için sarfettikleri gayretlerin eseridir.Allah kimseyi delalete düşürmesin,Amin.

244.sayfanın en altındaki dip not:

(1)Bazı sapıklar ,abdestimiz alınmış ,namazımız kılınmış diyorlar .Bu söz sapıklıktan başka birşey değildir.

sayfa 255 sayfanın altındaki not:
(1) Cami siyaset meydanı değil ,İbadet yeridir.

[beyazgül12]

NOT ve CEVAP / Öncelikle günaydın ve bütün Ehlibeyt Dostlarına Selamlar...

100 Soru ve 100 cevabı içine alan İmam Cafer Buyruğu Kitabının bu sayfalarında farkettiğim önemli bir bölümü de yazmadan geçmeyeceğim.Çünkü çok önemlidir.Bakıldığında kitabın sayfalarında tarih yazmıyor ama eminim ki bu kitabın geçmişi elli ile altmış yıla dayanıyor olabilir ve görüyoruz ki Anadolu da yazılan Alevilik le ilgili kitaplar ne kadar eskiyse içindeki doğru bilgiler de o kadar fazla oluyor.

Biz Şii değiliz,İran cı değiliz, İran da çok katı kurallar var ,şeriatçı değiliz ,Anadolu Alevisiyiz diyen bazı insanlar çıkıyor karşımıza ki onlara da kaynak kabul ettikleri ,bu İmam Cafer Buyruğu kitabının bu sayfalarında yazılı bulunan Muaviye ye (la)sorulan 100 soru ve 100 cevabın 95.soru ve cevabını da beraberinde yazıyorum ,inşaallah faydası olur.ve diyorum ki böyle kitapların önsöz yazısından ve yazarın kendi nefsinden konuştuğu ırkçı söylemlerden kurtulup böyle söylemlere takılmadan Anadolu da yazılan kitaplardaki doğruları görebilene ne mutlu...

[beyazgül12]

İmam Cafer Buyruğu kitabında yer alan Muaviye ye (la) sorulan 100 soru ve ayetleri ile cevapları kitabının ;

sayfa 245,

95- Sual:EVLİ BİR ERKEKLE EVLİ BİR KADIN ZİNA ETTİĞİ TAKTİRDE NE GİBİ BİR CEZA TATBİK EDİLİR?

95-Cevap:Maide Suresi ,Ayet 41.( NOT :KİTAPTA BULUNAN AYETİN MEALİNİ YAZIYORUM )

Ey Peygamber ,ağızları ile inanan ,kalpleri ile inanmayan münafıklardan olup ,küfre koşanlar seni üzmesin.Yahudi olanlardan bazısı ,alimlerinin yalanına kulak asarlar.Yanına gelmeyen bir cemaat için kelimeleri yerlerinden kaydırırlar.Size böyle değişmiş hüküm verilirse kabul edin.Verilmezse kaçının derler.Allah her kimin mihnetini isterse ,onu Allah tan kurtarmak için hiçbir şey yapamazsın.Onlar böyle kimselerdir ki:Allah onların kalplerini temizlemeyi istememiştir.Onlar için dünyada rüsvaylık,Ahirette de büyük bir azap vardır.

Hayber eşrafından evli bir erkeklele Yüşra adlı bir kadın zina etmişler.Tevrat da zina edenlerin cezası taşlamak olduğu halde eşraftan oldukları için Yahudiler bunları taşlamak istememişlerdi.Yesrip de (Medine de) Peygamberlik iddia eden bir kimse var.Onun kitabında taşlamak yoktur.Belki darp (vurma )vardır.Beni Kureyze ye haber gönderelim.Ondan sorsunlar:Eğer darp vurma emrederse kabul eder ,Recm emrederse kabul etmeyiz demişler.Sonra kalabalık bir cemaatle ,zina eden erkekle zina eden kadını Medine ye getirmişler.Hadiseyi Beni Kureyze ye ve Beni Nadira anlatmışlar.Onlar delaleti ile dava Hz Peygamber e intikal etmiş.Hz Peygamber de ,benim hükmüme razı olur musunuz ?diye buyurmuş.Onlar da evet ,demişler.

O halde Cebrail (as) recm hükmünü indirmiş.Peygamber de Recm lazımdır ,buyurmuş.
Onlar da ,kitabımızda Recm yoktur ,diyerek ,hükmü kabul etmekten imtina etmişler.bunun üzerine Cebrail Aleyhisselamın öğretmesi ile Fedek de İbni Sürya adlı bir yahudi var.Bu genç aranızda ne derecededir? diye sormuş.

[beyazgül12]

sayfa 247 ,devamı,

Tevrat ilminde yeryüzündeki Yahudilerin en alimidir .Demişler.

Peygamberimiz:
-O halde aranızdaki davanın hallinde İbni Sürya nın hakemliğini kabul eder misiniz?Buyurmuş.
Kabul etmişler .İbni Sürya yı Peygamberizinin yanına getirmişler.Peygamberimiz ,ondan sormuş:
Allah u Teala nın hakkı için ki ,Tevrat ı Musa Aleyhisselam indiridi.Sizin için denizi yararak sizi kurtardı.Firavun ve kavmini boğdu.Size kudret helvası ve bıldırcın gönderdi.Sizi bulutla gölgelendirdi.Size helal ve haram hakkındaki hükümlerini bildirdi.Doğru söyle kitabınızda evli olan zanilere ( zina yapanlara )recim var mıdı ? buyurmuş.

İbni Sürya :-O Allah u Teala hakkı için ki ,sıfatlarını bana hatırlattın .Vardır .demiş.Fakat eğer Tevrat ın beni yakmasından korkmasam ,bunu itiraf etmez ,yalan söylerdim,demiş ve sonra sormuş:
-Ya Muhammed ,peki senin şeriatında hüküm nedir ?
-Evli kimselerin zina ettiklerine dört kişi şehadet ederlerse recm vaciptir ,diye buyurmuş.

İbni Sürya :-O Allah u Teala hakkı için ki ,Tevrat ı Musa Aleyhisselam indirdi.Tevrat da da hüküm aynıdır ,diye cevap vermiş.

Bunun üzerine Efendimiz ,öyle ise ne sebeple Allah u Teala nın emrine riayet etmiyorsunuz ?

-Eşraftan biri ,zina ettiği vakit onu recm etmekten kaçındık.Recm hükmünü ancak zayıf ve acizlere hasrettik.Bu sebeple eşraf arasında zina edenler çoğaldı.Bir aralık melikimizim amcazadesi dahi zina etti.Fakat hakkında hiçbir şey yapmadık.Aradan kısa bir zeman geçti.Melikimiz halktan zina eden bir adamı recm etmek istedi.Fakat halk isyan etti.Amcazadeni recm etmedikçe,bunu recm ettirmeyiz ,dediler.Nihayet Melik:-Gelin recmden sarfınazar edelim de her zani hakkında bir hüküm va'zedelim.Zani ve zaniyeye kırk kırbaç vuralım.Yüzlerini boyayalım.Her birini tersine bir merkebe bindirerek şehirde gezdirelim,dedi.İşte biz de o zemandan beri bu cezayı tatbik etmekteyiz.

Yahudiler bunun üzerine İbni Sürya ya :
-Biz seni gıyabında sena ettik(medhettik) .Sen ise bizim sırrımızı açıklıyorsun ,dediler.
İbni Sürya:
-Muhammed ,bana Tevrat a and vermiş olmasa idi ,bu sırrı saklamakta tereddüt etmezdim.Tevrat ın beni yakmasından korkmasam bunu ona söylemezdim.

Bunun üzerine Resulü Ekrem Efendimiz ,zanilerin mescit kapısı önünde recm edilmelerini emretmiştir.

[beyazgül12]

Bir heyet tarafından oluşturulmuş diye kapak resminde belirtilen ve kitabın ismi de 100 soru ve ayetleri ile cevaplarını içine almış İmam Cafer Buyruğu kitabının içinde bulunan bilgilerin 100 soru ve ayetlerle cevapları kısmının dışında kalan kitaptaki bilgilerin hiçbirine kitabın yazarları kaynak belirtmemiştir.Ne tarihi bilgilerin sonunda ne de yazılı bulunan hadislerin altında ve ne de kitabın son sayfalarında bulunun Seyri Sulük ile ilgili bölümlerin bulunduğu İmam Cafer Buyruğu adı altında yazılı bölümlerde hiçbir kaynak belirtilmemiştir. Kaynaksız yazılan bir eser de hiçbir inanç için kaynak kitap olarak kabul edilemez.Bir inanca bir eseri kaynak kabul edebilmek için o eserde eserin yazarının adı ve yazar hakkında bilgiler ,kitabın yazıldığı tarih ,kitabın ilk başta hangi dilde yazıldığı gibi bilgiler yer almalıdır.Eserin yazarı hakkında kitabın en başında bilgi vermelidir.Eğer bu gibi bilgiler yer almazsa o eser eser olmaktan kaynak eser olmaktan çıkar.Kitabın ismi ne olursa olsun.

Anadolu da yazılan Alevilikle ilgili kitapların ön söz yazısında genellikle bulunan ırkçı söylemlerle kitapların içeriği birbiriyle uyuşmamaktadır yani Artık açık bir şekilde fark edildi ki Anadolu da Alevilik Bektaşilik adı altında yazılan kitapların ön söz yazısıyla kitabın içeriği farklıdır.Genellikle kitapların ön sözünde ırkçı söylemler bulunurken kitabın içeriğinde bazen bütün Müslümanları ilgilendiren bilgiler bulunmakta ve herhangi bir ırkın üstünlüğünden söz edilmemektedir.

Örneğin okuduğum ve örneğini verdiğim,siteye yazdığım Hüsnüye adındaki kitapta bu çelişki bariz bir şekilde ortadadır.Kitaban yazarı Sefer AYTEKİN yazdığı kitabın ön sözünde ırkçı yazarların söylemlerinden demeçlerinden alıntılar yapmış ve Anadolu daki Alevileri Türk ırkçısı olarak göstermeye çalışmıştır.Ancak kitabın "Hüsnüye "bölümünde ise müdahale edemediği için Hüsnüye nin kanıtladığı Alevilik inançları açık ve katıksız olarak yazılıdır.Çünkü kitapta da belirtildiği gibi Hüsnüye Risalesinin orijinali Arapçadır ve Alevi kaynak kitaptır.Aynı çelişki bu kitapta da göze çarpmaktadır.100 soru ayetleri ve cevaplarını içine alan bu İmam Cafer Buyruğu Kitabında da yazar kendi yazdığı bilgilere ne de tarihi bilgilere kaynak yazmadığı gibi kendi yazdığı ırkçı söylemleri de kitaba katmıştır.Bu çelişki ve tutarsızlıkların fark edilmesi için Anadolu da ki Alevilerin Kevser Yayıncılıktan ve bazı yayın evlerinden çıkan Ehlibeyt /Caferi kaynak kitaplarla tanışmaları ,okumaları gereklidir.Araştırıp ,okuyup ,öğrenip en doğrusuna uymak ise Kur an ı Kerim in bize emridir.

Bu kitaptan son alıntılayacağım kısım ise kaynak belirtilerek yazılan bir hadis ve uyduruk bir rivayet.Bu önemli ve yanlış ve Alimlerimizin aşura günlerinde önemle üzerinde durup düzeltmeye çalıştıkları yanlışlardan biridir .Bunu da yazalım ki bu kitabın da nasıl hak ve batıl ile iç içe olduğu ortaya çıkmış olsun.

[beyazgül12]

Muaviye den (la) sorulan 100 soru ayetleri ve cevaplarını içine alan İmam Cafer Buyruğu kitabının ,(Yazı boyutlarını da aynı şekilde yazıyorum )

sayfa 47 ve 48,

HADİS:

İbn i Abbas Radiyallah ü anh Kale kademinnebiyyü sallallahu aleyhi ve sellemel medinete fere yel yehude tesumü yevme aşura fekale mahaza kalu yevmün salihün haza yevmün neciyyüllahü izzücelle beni İsraile men Adüvür hüm .Fesamehü Musa Kale feene ehekkü bi Musa minküm fesamehü ve emere bisiyamihi (Sahih i buhari Muh.tasarı Tecrid tercümesi cilt: 6 Kitabissavm sahife 366-369 )

Tercümesi: (İbni Abbas tan şöyle haber verdiği rivayet edilmiştir.

Hz Peygamber Efendimiz ,Medineye hicret buyurduğunda Yahudilerin Aşura günü oruç tuttuklarını gördü de :

"Bu ne oruçtur" diye sordu ?
"Bu gün salih bir gündür.Bu gün Allahu İzzücelle Beni İsrail e düşmanları (Firavun şerrinden ) necat verdiği gündür.Musa Aleyhisselam Allah ın bu lütfuna şükrederek oruç tutmuştur ,biz de tutarız "dediler.Resulullah :

"Biz Musa sünnetini ihyaya sizden daha ziyada haklıyız "buyurdu.Mekkedeki gibi o gün oruç tuttu ve eshaba da tutmalarını emreyledi.

Bu orucun sünnet olduğuna dair ulemanın ittifakı vardır.yalnız İslamiyet in iptidasındaki hükmünde ihtilaf vardır.İmam Ebu Hanife vacip olduğuna hükmetmiştir.Diğer bazı imamlara göre de sünnettir.Ramazan orucu farz kılındıktan sonra müstehap olmuştur.

Nasıl ki Muharrem de İmamlar için tutulan oruç onlara karşı hürmet tazim ve matem için tutulmakta olduğundan yukarıda zikredilen hadis gereğince farz veya sünnet değildir.

Ancak : Onları seven ve sayan kimseler her sene Muharrem ayında onların aşkına oruç tutarlar .tabi ki bu oruç Cenabı Hak indinde makbuldür. Şayet ,Peygamber Efendimizin vefatından sonra ayet inmekte devam etse idi ,bu oruç da tabiki de farz olacaktı. Biz yine farz olunmuş gibi orucumuza devam edelim.Allah kabul eylesin .Amin .

[beyazgül12]

NOT VE CEVAP/

Ve diyorum ki ,görüldüğü gibi bu rivayettte kitabın yazar heyeti her kimse ,hem kitabın bu bölümüne İmam Cafer Buyruğu ismini vermiş ve hem de Sunni bir kaynak olan Sahihi buhariden uyduruk hadisi nakletmiş.Biz Aleviler ilk önce Kur an ı Kerim ve sonra da Ehlibeyt ve 12 İmamların (as) hadislerine ,sahih kaynaklara /Caferi kaynak kitaplara uymakla yükümlüyüz.Yani Peygamberimizin (saa) buyurduğu "iki emanet bırakıyorum ,Kur an ve Ehlibeyt ,sarılmak zorundayız.

Biz Alevileri ,Ebu Hanifenin vacip buyurduğu oruç ya da Sunni kaynak olan Sahihi Buharideki uyduruk rivayetler bağlamaz.



Bu kitapta daha birçok yanlış bilgi bulunmasına rağmen burda noktalıyorum bu kadar yeterlidir ve inanıyorum ki Anodolu da yazılan kitaplardaki bu yanlış bilgiler ortaya çıktıkça Anadolu daki Aleviler gerçekleri görecek ve özüne dönecektir ,inşaallah diyorum selam ve dua ile...