Rafizi kimdir?

Cevapla
derya
Mesajlar: 84
Kayıt: 30 Oca 2012, 01:04

Rafizi kimdir?

Mesaj gönderen derya »


Selam aleykum, bir sitede "Rafizi kimdir" başlıklı bir makale okudum, kaynak belirtilmemiş ama yazı okumaya değer...


RAFİZİ KİMDİR?

Rafızi kime denir? Gelin İmam Cafer-i Sadık aleyhisselam’dan dinleyelim…

Muhammed ibni Selman babasından nakletmiştir.

Bir gün İmam Caferi Sadık aleyhisselam’ın yanındaydım. Ebu Besir gelip içeri girdi. Derin bir nefes çektikten sonra yerine oturdu.

İmam Caferi Sadık aleyhisselam ona hitaben buyurdu: “Ey Eba Muhammed neden böylesine derin bir nefes çektin?”

Eba Muhammed arz etti; “Ey Resulullah sallallahu aleyhi ve alihi vesellem’in evladı sana feda olayım. Yaşım büyüdü, kemiklerim zayıflayıp inceldi ve ecelim yaklaştı. Oysa ben henüz ahiretle ilgili durumumdan haberdar değilim.”

İmam Caferi Sadık aleyhisselam buyurdu: “Ey Eba Muhammed bunu sen mi söylüyorsun?”

Eba Muhammed arz etti; “Sana feda olayım nasıl söylemeyeyim.”

İmam aleyhisselam buyurdu: “Ey Eba Muhammed Allahu teâlâ’nın gençlerimize ikram ettiğini ve ihtiyarlardan da hayâ ettiğini bilmiyor musun?”

Eba Muhammed arz etti; “Sana feda olayım Allahu teâlâ nasıl gençlerimize ikram edip ihtiyarlarımızdan haya eder?”

İmam aleyhisselam buyurdu: “Gençlerinize azap etmeyerek ikram eder, ihtiyarlarınızı da hesaba çekmekten hayâ eder.”

Eba Muhammed arz etti; “Sana feda olayım, bu bütün tevhid ehli için mi, yoksa sadece bize has mı?”

İmam aleyhisselam buyurdu: “Hayır, Allah’a yemin olsun ki bu başkaları için değil sadece size hastır.”

Eba Muhammed arz etti; “Sana feda olayım, bize bir iftira attılar bununla belimiz kırıldı, kalplerimiz parça parça oldu ve fakihlerinin naklettiği hadisle bizim kanımızı helal saydılar.”

İmam aleyhisselam buyurdu; “Yani rafızi mi?”

Arz etti; “Evet.”

İmam aleyhisselam buyurdu: “Hayır, Allah’a yemin olsun ki bu ismi size onlar değil Allahu teâlâ koydu. Bilmiyor musun ey Eba Muhammed, firavun ve kavminin sapıklığı ve Musa’nın hakkaniyeti ve hidayeti beni-İsrail’den yetmiş kişiye aşikâr olunca bunlar firavun ve kavmini terk edip Musa’nın yanına geldiler. Musa’nın ordusunda bunlara rafızi denildi. (yani terk edenler) Çünkü onlar firavun’u terk etmişlerdi. Bunlar, ordunun içinde ibadette, Musa, Harun ve bu ikisinin zürriyesini sevmede en şiddetli olanlardı. Allahu teâlâ Musa’ya vahyetti, “Bu ismi onlar için Tevrat’ta kaydettim. Ve gerçekten de ben onları bu isimle adlandırdım, onları bu isimle bir kavim haline getirdim.” Musa bu ismi yazdı. Sonra Allahu teâlâ size ulaşıncaya ve sizin onu sahiplenmenize kadar bu ismi zahire olarak sakladı. Ey Eba Muhammed onlar hayrı terk ettiler, sizse şerri terk ettiniz. İnsanlar fırkalara ayrılıp guruplara bölündüler. Siz ise peygamberinizin (sallallahu aleyhi ve alihi vesellem) Ehli beyt’inin (aleyhimusselam) yanında durdunuz. Onlar nereye gittiyse oraya gittiniz. Allahu teâlâ’nın sizin için seçtiğini seçtiniz. Onun irade ettiğini irade ettiniz. Müjde verin, tekrardan müjdeleyin, Allah’a andolsun ki sizsiniz merhum olanlar (rahmedilenler). İyilik yapanlarınızın iyiliği kabul edilir, günaha düşenlerinizin günahı bağışlanır. Her kim sizin inandığınız gibi inanmadan kıyamette Allahu teâlâ’nın huzuruna çıkarsa ondan iyilikleri kabul edilmez, günahlarından da geçilmez. Ey Eba Muhammed mesrur ettim mi seni? (sevindirdim mi?)”

Arz etti; “Sana feda olayım artır.”

İmam aleyhisselam buyurdu: “Ey Eba Muhammed Allah azze ve cellenin melekleri vardır. Bu melekler rüzgârın yaprakları dalından döktüğü gibi bizim şialarımızın sırtından günahları dökerler. Buna Allahu teâlânın şu ayeti işaret eder, “Arşı ve etrafındakileri taşıyanlar işte onlardır rablerine tesbih edip hamd edenler onlar rablerine iman eder ve iman edenler için bağışlanma dilerler. (Ğafir, 7)” Allah’a yemin olsun ki onların istiğfarları (bağışlanma dilekleri) başkaları için değil sadece sizin içindir. Ey Eba Muhammed seni mesrur ettim mi?”

Arz etti; “Sana feda olayım artır.”

İmam aleyhisselam buyurdu: “Ey Eba Muhammed Allahu teâlâ sizi kitabında zikretmiş ve şöyle buyurmuştur, “Müminlerden nice kişiler vardır ki onlar Allahu teâlâ’ya verdikleri ahit hususunda sadıktırlar. Kimisi tamamlamış, kimisiyse beklemektedir. Onlar asla değiştirmediler. (Ahzab, 23)” Sizler, Allahu teâlâ’nın bizim velayetimiz için aldığı ahde vefa ettiniz. Sizler bizi asla başkalarına değiştirmezsiniz. Eğer böyle yapmış olsaydınız Allahu teâlâ onları (imamete iman etmeyenleri) hiçe saydığı gibi sizi de hiç sayıp serzeniş ederdi. Buna işaret kitabında şöyle buyuruyor; “Onların çoğusunu ahde vefa eden olarak bulmadık, çoğusu gerçekten de fasıktırlar. (Araf, 102)” Ey Eba Muhammed seni mesrur ettim mi?

Arz etti; “Sana feda olayım artır.”

İmam aleyhisselam buyurdu: “Ey Eba Muhammed, Allahu teâlâ kitabında sizi zikredip şöyle buyuruyor, “Tahtlarda karşılıklı oturan kardeşler. (Hicr, 42)” Allaha yemin olsun ki bu ayette sizden başkasını irade etmemiştir. Ey Eba Muhammed seni mesrur ettim mi?

Arz etti; “Evet sana feda olayım artır.”

İmam aleyhisselam buyurdu: “Ey Eba Muhammed, “Dostlar, o gün bazıları bazılarına düşmandır. Muttakiler hariç. (Zuhruf, 67)” Allah’a yemin olsun, Allahu teâlâ bununla sizden başkasını irade etmemiştir. Ey Eba Muhammed seni mesrur ettim mi?

Arz etti; “Evet sana feda olayım artır.”

İmam aleyhisselam buyurdu: “Ey Eba Muhammed Allahu teâlâ kitabında bizi, şialarımızı ve düşmanlarımızı zikretmiştir, “De ki, bilenlerle bilmeyenler bir olur mu? Ancak akıl sahipleri uyarıcıdırlar. (Zümer, 9)” Biz bilenleriz. Bilmeyenler düşmanlarımızdır. Şialarımız, onlardır akıl sahipleri. Ey Eba Muhammed seni mesrur ettim mi?

Arz etti; “Evet sana feda olayım artır.”

İmam aleyhisselam buyurdu: “Ey Eba Muhammed Allahu teâlâ, emirül mü’minin (İmam Ali aleyhisselam) ve şiası dışında hiçbir peygamber vasisi ve takipçilerini istisna etmemiştir. Kitabında şöyle buyurmuştur; “O gün hiçbir dost bir diğer dostun ihtiyacını gideremeyecek ve onlara yardım da edilmeyecek. Allah’ın rahmettiği hariç. (Duhan, 41)” Allahu azze ve cellenin rahmettiği İmam Ali (aleyhisselam) ve o’nun şia’sıdır. Ey Eba Muhammed seni mesrur ettim mi?

Arz etti; “Evet sana feda olayım artır.”

İmam aleyhisselam buyurdu: “Ey Eba Muhammed, Allahu teâlâ sizi kitabında zikretmiştir, “Ey nefislerini israf etmiş (günahlara düşmüş) kullarım Allah’ın rahmetinden umudunuzu kesmeyin. Allah günahların tümünü bağışlar. O’dur çokça rahmedip çokça bağışlayan. (Zümer, 53)” Allah’a yemin olsun bununla sizden başkasını irade etmemiştir. Ey Eba Muhammed seni mesrur ettim mi?”

Arz etti; “Evet sana feda olayım artır.”

İmam aleyhisselam buyurdu: “Ey Eba Muhammed Allahu teâlâ sizi kitabında şöyle zikretmiştir. “Benim kullarımın üzerinde senin hiç bir hâkimiyetin yoktur. (Hicr, 42)” Allah’a yemin olsun bununla sadece imamlar (aleyhimusselam) ve şialarını irade etmiştir. Ey Eba Muhammed seni mesrur ettim mi?”

Arz etti; “Evet sana feda olayım artır.”

İmam aleyhisselam buyurdu: “Ey Eba Muhammed Allahu teâlâ sizi kitabında zikredip buyurmuştur, “Onlar Allah’ın nimetlendirdiği nebiler, sıddıklar, şehitler ve salihlerle beraberdirler. Ne de güzel arkadaştırlar. (Nisa, 69)” Ayetteki nebi Resulullah sallallahu aleyhi ve alihi vesellemdir. Bizse sıddıklar ve şehitleriz. Sizse salihlersiniz. Sizler salih olarak adlandırıldınız. Nasıl ki Allah azze ve celle sizi bu isimle adlandırdı. Ey Eba Muhammed seni mesrur ettim mi?”

Arz etti; “Evet sana feda olayım artır.”

İmam aleyhisselam buyurdu: “Ey Eba Muhammed Allahu teâlâ sizi kitabında zikretmiş ve düşmanlarınızın cehennemde olduğunu hikâye etmiştir, “Onlar derler ki bize ne oluyor ki şerli ve kötü sayıp alay ettiğimiz o kişileri göremiyoruz. Yoksa gözler onları göremez hale mi geldi? (Sad, 62)” Allah’a yemin olsun ki burada Allahu teâlâ sizden başkasını kastetmemiştir ve irade etmemiştir. Bu âlem ehlinin yanında insanların en şerli ve kötüsü olarak bilindiniz, oysa sizler cennette şad ve mutlusunuz. Cehennemde ise aranıp sorulanlardansınız. Ey Eba Muhammed seni mesrur ettim mi?”

Arz etti; “Evet sana feda olayım artır.”

İmam aleyhisselam buyurdu: “Ey Eba Muhammed, Cennete götüren ve hakkında indiği kişinin hayrını bildiren ayetlerin tamamı biz ve bizim şialarımızın hakkındadır. Cehenneme götüren ve hakkında indiği kişiyi en şerli olarak bildiren ayetlerin tamamı bizim düşmanlarımız ve muhaliflerimiz hakkındadır. Ey Eba Muhammed seni mesrur ettim mi?”

Arz etti; “Evet sana feda olayım artır.”

İmam aleyhisselam buyurdu: “Ey Eba Muhammed İbrahim’in milleti sadece biz ve bizim şialarımızdır. Diğer insanlar bundan uzaktır. Ey Eba Muhammed seni mesrur ettim mi?”

Arz etti; “Evet sana feda olayım yeter.”

Geçmişte nemrutların, firavunların zulüm ettiği iman edenler, roma imparatorluğunun zulüm ettiği isevi iman edenler gibi, zorba emevi, abbasi ve osmanlı imparatorlukları altında zulüm görmüştür müslümanlar… Kızılbaş ve Rafızi diye kanları helal sayılmıştır.

Bugün de tablo değişmedi, halen şiilere yönelik düşmanlık sürüyor… Afganistan’da, Pakistan’da, Arap Yarımadasında şiilere uygulanan zulüm devam etmekte. Şiilere karşı din maskesi altında şarlatanlar, sünni teröristler de İslam düşmanlarıyla elele vermekten çekinmemektedir…

Sırf bu tablo bile tek başına Şia’nın hakikat yolcusu olduğuna işaret eden büyük bir delildir.

Ne var ki, Şia akan bir sel olmaya devam etmekte, giderek büyümektedir elhamdülillah.

Rabbin vaadi haktır… Adalet krallığını kuracak zamanın sahibinin zuhuru yakındır…

“Andolsun, Zikir’den (Tevrat’tan) sonra Zebûr’da da, “Yeryüzüne muhakkak benim iyi kullarım varis olacaktır” diye yazmıştık.” (21:105)
Yazı buradan alındı: http://ibrahiminmilleti.blog.com/2013/0 ... zi-kimdir/
Cevapla

“Araştırma ve Makaleler” sayfasına dön