Zeki Sarıhan'dan'Sosyalizmi Unutmayalım'

Cevapla
biralevi
Mesajlar: 1487
Kayıt: 24 Ara 2006, 14:02

Zeki Sarıhan'dan'Sosyalizmi Unutmayalım'

Mesaj gönderen biralevi »

Araşrırmacı yazar Zeki Sarıhan'ın gönderdiği son yazısı sosyalizmi unutmayalımı
sizlerle paylaşıyorum



SOSYALİZMİ UNUTMAYALIM



İslamcılığın, Türk ve Kürt milliyetçiliğinin çarpıştığı bir dönemde “sosyalizm” sözcüğü bazıları için artık bir şey ifade etmiyor olabilir. Hatta “Sosyalizm mi kaldı?” diyenler var.

Benim kuşağımdan olanlar hatırlarlar: 1960’lı yıllardan başlayarak insanlık tarihiyle ilgili evrensel doğruları anlatan kitaplar okuduk ve bunları ülkemiz koşullarında savunduk. Bu görüşün esası, bir insanı veya topluluğu değerlendirmenin temel ölçütü, emekti. İnsanların bir kısmı çalışıyor, küçük bir azınlık ise bu emeğin üzerinde har vurup harman savuruyordu. Yapılacak şey, emeği ile yaşayanların iktidara gelerek insanlık için en ileri yönetimi kurmaktı. 1969’da Gazi Eğitim Enstitüsü Öğrenci Derneği’nin seçimlerini kazanan “Toplumcular” Fikret Otyam’a ait çektiği Zonguldak kömür işçilerini gösteren resmi kantininin duvarına yerleştirmişlerdi. Altında kocaman harflerle “Emek en yüce değerdir” yazısı vardı.




Türk toplumu için sosyalizm düşüncesi yeni değildi. Yirminci Yüzyılın başlarında hemen bütün toplumlar gibi Türkiye de sosyalizmle tanışmıştı. 1920’lerde merdeyse bütün aydınlar sosyalist olmuştu ve onun Türkiye’de uygulanmasına çok yakın gözüyle bakılıyordu. Ancak Türkiye’de bu akım kıza zamanda söndürülmüş, devlet eliyle fert zengin etme politikaları benimsenmiş, sosyalistlere de çok eziyetler çektirilmişti. Bu politikayı tek parti yönetiminden devralan Demokrat Parti’nin iktidarı döneminde de yalnız sosyalizm değil, her türlü halkçılık ve sol ezilmesi gereken düşüncelerdi.




1960’lı yıllarda bütün dünyada olduğu gibi Türkiye’de de sosyalizm, küllerinden fışkırdı. O kadar büyük bir çekim merkezi haline geldi ki 27 yıldır CHP’nin başında bulunan İsmet Paşa bile partisinin “Ortanın solunda” olduğunu ilan etmek zorunda kaldı. Türkiye’de sol ve sosyalizm ABD’yi ürküttü. 1971’de nerdeyse bütün solcular, sosyalistler işkenceden geçirildi. Fakat emekçilerin hak aramasının önüne geçilemedi. 1980’de generaller ABD’nin kendilerine verdiği görevi bir kere daha hatırladılar, sosyalistlere bu kez bir daha başlarını kaldırmasınlar diye akla gelmedik işkenceler yapıldı.




1960 İhtilalinden sonra kendilerini ifade edebilecek bir ortam bulan Sosyalistler, daha sonraki iki darbelerde kan kaybetti. Bu davanın başarı şansını görmeyenler, kitleler halinde sosyalizmden vazgeçtiler. Kimisi kenara çekildi, kimisi daha emin bir liman gördükleri sosyal demokrasiye kapağı attı. Kimisi de düpedüz tam karşı cepheye geçti. Liberal, işbirlikçi oldu.




Son 20-30 yıldır sosyalizmin zayıflamasında, mutlak yoksulluğun azalması, kitlelerin alım gücünün yükselmesi de rol oynadı. Avrupa’da da görüldüğü gibi sosyalizm refah toplumlarının değil, sınıf çelişkilerinin keskin olduğu ülkelerde daha fazla revaç bulmaktadır. Bununla birlikte emekçi sınıfların sosyalizme olan ihtiyacı sona ermedi.

Sosyalizm bir ideolojidir. Onun diğer ideolojiler karşısındaki durumu nedir? Eski bilgilerimizi hafızalarımızın derinliklerinden çıkararak özetleyelim.




Din, feodal toplumun ideolojisidir. Karakteristik sömürücü sınıfı toprak ağalığıdır. İnsanlar dinlere göre ayrışmıştır. Senin dininden olmayan ötekidir. O kadar ötekidir ki, onlar senin dininden olmadıkları için cehennemde cayır cayır yanacaktır.




Milliyetçilik, kapitalist toplumun ideolojisidir. Karakteristik sömürücü sınıfı burjuvazidir. Milliyetçilikte öteki, diğer milletlere mensup olanlardır.




Sosyalizm: Emekçilerin ideolojisidir. Sömürücü sınıfı yoktur. Sömürüyü ortadan kaldırmak için üretim araçlarının toplumsal mülkiyetini öngörür. Bir insan diğerini sömürme hakkına sahip değildir. İktidar hakkı emekçilerindir. Emekçiler için öteki, sermayedarlardır. Bunların başında da yabancılarla ortaklık kurarak milleti sömürenler gelir.




Her üç ideolojide “kardeşler” farklıdır. Dinde aynı dinden olanlar, milliyetçilikte aynı milletten olanlar, sosyalizmde ise emekçiler kardeştirler. Ancak dincilik ve milliyetçilikte kardeşlik kavramı bir aldatmacadan ibarettir. Her ikisinde de insanlar sınıf sınıf ayrılmıştır. Sömürmek ayıp değil, bir haktır ve kanunlarla güvence altına alınır.




Bu bilgilerin çok şematik olduğunu kabul ediyorum. Örneğin din feodal dönemin ürünü olmakla birlikte insanların inanma ihtiyacına cevap verdiği oranda kapitalist ve sosyalist toplumlarda da belli oranlarda etkisini sürdürür. Milletçilik de bir milletin toplu yaşamasının şartı olarak uzun süre etkisini sürdürecektir. Ancak millet ile milliyetçilik birbirinin olmazsa olmazı değildir. Kapitalist (burjuva) milletler olduğu gibi sosyalist milletler de vardır.




Sosyalizmi kurmak, bir toplumların gündeminde olmayabilir. Sosyalizmi kurma aşamasına kadar yapılacak işler bulunabilir. İlk yapılacak şey emperyalizmi yurttan çıkarmak, tam bağımsızlığı ilan etmek gelir. Bunun için geniş vatan savunması cephesi kurulmaya çalışılır. Böyle dönemlerde sosyalist partiler “Haydi sosyalizmi kuralım” demezler. Fakat vazgeçemeyecekleri bir şey vardır: Sosyalist düşünme yöntemini elden bırakmamak. Örneğin bir sosyalist, din ve dindarlar karşısında anlayışlıdır. Dinin toplumsal bir gerçeklik olduğunu bilir ama kendisi dinci olamaz. Onun elinde sosyalizm gibi insanlığın icat edebildiği en ileri bir düşünce vardır. Bir sosyalist, milletinin haklarını kararlılıkla savunur ama hiçbir zaman “Milliyetçi” olamaz. Milliyetçi olursa dünyayı açıklarken dili dolaşır. Çünkü sosyalizmin dili, yöntemi farklıdır.




Milliyetçilik ve yurtseverlik kavramları, birbirlerine karışma ihtimalini barındıran kavramlardır. Milliyetçilik, bir milletin hak ve çıkarlarını korumak veya o milletin başka milletlere üstünlüğünü savunmak biçiminde farklı zamanlarda farklı biçimlerde kullanılmıştır ve bugün de kullanılmaktadır. Yurtseverlik ise emekçilerin yaşadığı vatan topraklarını dışarıdan gelecek sömürü, baskı ve bağımlılık hareketlerine karşı savunmaktır. Burjuvaların vatanseverliği emekçiler kadar köklü ve kuvvetli değildir. Biraz palazlanınca yabancılara boyun eğer ve yabancı sermaye ile ortaklığa girişerek kendi halkını boyunduruk altına alır. Emekçilerin iktidar mücadelesini bastıramazlarsa servetlerini alıp başka ülkelere göçerler. Tarih, yurdunu en kararlı ve sonuna kadar savunanların emekçiler ve onların ideolojisini savunan sosyalistler olduğunu kanıtlamıştır. Yüz yıllık Türkiye tarihi de buna tanıklık etmektedir.




Milliyetçilik ile ulusalcılık arasındaki fark, yalnız ilkinin Arapça kökenli, ikincisinin Türkçe olmasında değildir. Yüklendikleri anlamda da büyük farklar vardır. Milliyetçilik, Türkiye’de zaman zaman ırkçılığa varan bir anlam yüklenmiş ve Amerika’nın Türkiye emekçilerinin iktidar mücadelesinin önüne ellerine silah da verilerek çıkarılmıştır. Bu nedenle ayrıca kirletilmiş bir sözcüktür. Ulusalcılık ise ulusun haklarını dışarıya karşı koruma çabasından ibarettir.




Bu konuda yalın bir örnek olmak üzere şu örneği vereceğim: Milliyetçilik, Türkçenin Kürtçe karşısında üstünlüğünü savunur. Ulusalcılık ise Türkiye’de yabancı dille öğretime karşı çıkar, Türkçenin hakkını bu yolla savunur. Onu ülkede konuşulan öteki dillerin karşısına çıkarmaz. Bu küçük örnek aslında milliyetçilikle yurtseverliğin veya ulusalcılığın farkını apaçık göstermektedir.




Şimdi yazıp konuşmakta olanlar kırk dereden su getirerek konuyu içinden çıkılmaz bir hale koyuyor. Eskiden sosyalist olan aydınlar da eksen kaymasına uğrayınca her şey birbirine karışıyor.




Sosyalizmi unutmayalım. Dünyaya, insanlara, olaylara, toplumlara, siyasi mücadeleye bakışın en sağlam anahtarı sosyalizmdir. Etnik çatışmaları sona erdirecek olan da sosyalizmdir. (31.1.2013)
Çeri
Mesajlar: 815
Kayıt: 28 May 2009, 10:06

Re: Zeki Sarıhan'dan'Sosyalizmi Unutmayalım'

Mesaj gönderen Çeri »

Saçma sapan bir yazı.Yazan kişi hiç bir şey bilmiyor.En komiği de "kürtçe" ile ilgili yazdığı Türkçe dediğin binlerce yıllık, devlet dili olmuş, yüz milyonlarca konuşanı olan sonra`dan pek kullanılmasa`da(Niye kullanılmadı?Yabancı dinler yüzünden) kendi alfabesini çıkarmış, defalarca yazılı edebiyatı oluşmuş bir dil.Öbürü ise Farsça`nın bir dağlı uzantısı.
Hasan Akça
Mesajlar: 1745
Kayıt: 05 May 2008, 22:02

Re: Zeki Sarıhan'dan'Sosyalizmi Unutmayalım'

Mesaj gönderen Hasan Akça »

Bir zamanlar sosyalizm umut olabilir di çünkü uygulanan yerler vardı kapitalizme karşı verilen bir savaş vardı ama şimdi sosyalizm diye bir şey kalmamış tüm uygulamalar çuvallamış bitmiş sosyalist ideologlar bile kimi milliyetçi kimi dinci kimi kapitalist olmuş sosyalist kitaplar satılmaz olmuş sadece eylem yapan baba parasıyla okuyan 3-5 üniversiteli gencin sosyalleşme ve anarşizmi öven çabası dışında hiçbir şey kalmamış ortada
o halde sosyalizm artık kitlelrin umudu değildir
bugün emperyalizmle sosyalistler değil müslümanlar özelliklede aleviler savaşıyor günümüzün umudu aleviliktir


not : (karıştırmayın bektaşilik değil)))) alevilik diyorum 12 imam fikirleri diyorum
biralevi
Mesajlar: 1487
Kayıt: 24 Ara 2006, 14:02

Re: Zeki Sarıhan'dan'Sosyalizmi Unutmayalım'

Mesaj gönderen biralevi »

Zeki beyi
samimi bir solcu olarak görüyorum
sola çıkarsızca inanan ve hizmet vermeye çalışan ender kişilerden birisidir yazılarına empatiyle yaklaşmanızı öneriyorum bu insanlarıda anlamaya çalışmalıyız
sol sosyalist bazen kemalist fikirlerine karşı olabiliriz ama doğru sözlerinede doğru diyebilmeliyiz
12 imam dostları olarak bizi diğerlerinden ayıran en bariz fark kimden gelirse gelsin doğruya doğru dememizdir
Hatırlayın Hz.Ali sıffin savaşında muaviyenin hile yaptığını bile bile sözünün doğru olduğunu söylemişti

SÖZÜ HAK MURADI BATIL demişti ölçümüz Hz.Alidir,
Cevapla

“Araştırma ve Makaleler” sayfasına dön