Dersim Alevi-bektaşileri TÜRKMEN dir.

Cevapla
KARAPAPAK MURAT
Mesajlar: 325
Kayıt: 20 Ara 2007, 17:22

Dersim Alevi-bektaşileri TÜRKMEN dir.

Mesaj gönderen KARAPAPAK MURAT »

Kürt isyanları Alevilere mal edilemez. Aleviler, Anadolu Türk topraklarinin gerçek sahipleridir ve daima Laik Cumhuriyetin yaninda
olacaklardir kimseninde bu ülkeyi parçalamaya gücü yetmeyecektir.

Bütün Aleviler etnik olarak Türkmen'dir. Dil Babadan ogula geçen bir gen
degildir aynen siyasi fikir gibi sonradan ögrenilir. Benim anlatmak istedigim
bu dis güçlerin eline gecebilecek kozalar vermeyelim bir adama üç defa deli
dersen deli olur. Elalemin Almani Rusu bunlari Zaza Kürt yapiyor diye bizde
öyle yapmak zorunda degiliz. Biraz daha bilgili olalim lütfen...

Zaza sünni yerleşik bır halktır Dersımlı kendıne Zaza demez bunu kullanan yenı yetme bır kac ıltıcacı Dersımlıdir bahsettıgım gıbı almanlarla çalısan bır kac satılmıs sıgıntıdir. Yaslı bır Dersımlı Alevıye sen Zazasın veya kürtsun dersen hakaret kabul eder ve sana kufreder.

Alman antropolog Felix Von Luscan 1911 yılında yayınladıgı "The early
inhabitants of westen asia" Journal of Royal Anthropoloical ?nstitute, 41
sayfa : 221-224 de Anadolu'da yaptıgı kafatası ve külturel incelemeler
sonuda su tespıtte bulunmus.

Anadolu'da ki tüm sekter Alevi-Bektaşi grupların (likya'nın Tahtacı ve
Bektasları, iç Anadolu'nun, Kızılbaşları ve Dogu Anadoluda'ki Alevılerın kahta
-erzıncan-dıyarbakır-Tunceli-Elazıg-bölgelerındeki) kafataslarını
inceledıgınde bölgede ki arap ve kürtlerın kafatasları ile karşılastırıp su
sonuca varmıs :

Tüm bu Alevi-Bektaşi-Kızılbaş gruplar kısa kafalı (brachycephalic)
Arap ve Kürt gruplar ise uzun kafalı (dolichocephalic)
"Dinlerını korumus (Alevilikten bahsedıyor) bu yüzden yabancılarla dış
evlilikten kaçınmış, böylece eskı karakteristik özelliklerini korumuş olan,
eski homejen bir nüfusun arada kalanlarını temsil ettigını söyleyerek bitirir.
Von luscan 1911 sayfa 232.

Von luscan burda neyın tespıtını yapmıs ? Dersım bölgesınde kı Alevilerinde
kafa yapısı olarak (brakisefal) fızıkı ve kültürel olarak Anadolu'nun herhangı
bır yerındeki Türkmen'den farklı olmadıgını ve Arap ve Kürten farklı bır
yapıya sahıp oldukarıdır.

Alevilik-bektaşilik : Türkmen-Oguzların Islamıyetı algılama ve uygulama
biçimidir ve eski Türk dinleri olan samanızmın manhaızmın izlerını tasır yanı
Alevılıgı sadece Islama acıklayamazsın şamanizmin üstune Islamıyetın
gıydırılmesıdır.

Kısaca bu topraklarda hiç bir Kürt Alevilige geçmemiştir Kürtce ve dımilli
(dersım bölgesı lısanı) kullanan Alevıler baskı ile can korkusuyla, yan yana
aynı cografyada yasamaları sonucu bu dıllerı ögrenmıslerıdir.

Pir Ahmet Dikme işte bu tarihsel alt yapıyı bilerek kalkıp şöyle yazabiliyor: "Munzur dediği dağın güney yakasında bir tek Kürt yoktur. Orada yaşayan ?eyhhasan aşireti tamamen Horasan kökenli Türkmenler’dir. Daha doğuya, Pülümür'e doğru gelindiğinde ise, Areli, Lolanlı, ?ahvelanlı, Kemanlı, Çerekanlı ve daha bir çok aşiret oturmaktadır Bu aşiretlerden hiç biri Kürt değildir. Tamamı Türk kökenli aşiretlerdir. Ben bu konuyu her platformda tartışmaya hazırım." diyor 1937 doğumlu bugün 63 yaşında olan Pir Ahmet Dikme Dede.

Bruinessen; Bingöl, Muş, Varto da yaşayan çoğu Hormek, Lolan ve Balaban aşiretine mensup Aleviler için "Kendilerini Kürt addetmeye daha az meyillidirler." dedikten sonra geleneksel düşmanları, hem milliyetçi, hem Sünni Kürt nitelikli şeyh Sait isyanında yer aldıkları zaman bu aşiretler, özellikle Hormek ve Lolan Kürtlere karşı çıkarak Kemalist hükümetle kaderlerini birleştirdiler. (Fırat 1570-1945)" Bu aşiretlerin önde gelenlerinin kendilerini tanımlama biçimi için ise; "Bu aşiretlerin egemen seçkinlerinin bir kısmı, en azından 1930'lardan bu yana kesin olarak kendilerini Türk olarak tanımladılar" diyor.

Bruinessen; raporda şu bilgilerin yer aldığını yazıyor: "Zaza Aleviler’e gelince: Bunlarda mezhep ve ibadet dili Türkçe'dir. Ayinlere iştirak edenler Türkçe konuşmak mecburiyetindedir. Bu mecburiyettir ki Alevi Zazalık asırlardan beri ihmal edildiği halde Türklükten pek de uzaklaşmamış Dersim Alevileri arasında cevap istememek şartı ile Türkçe meram anlatmak mümkündür." dendikten sonra raporda 20- 30 yaşlarından yukarı olanlarla Türkçe ile anlaşmak mümkün iken 10 yaşından küçük çocuklarla Türkçe konuşmak imkanı ortadan kalkmak üzeredir dendiği yazıyor. Raporun sonlarına doğru ise; "Bu netice Dersim Alevi Türkleri'nin de benliklerini kaybetmeye başladıklarına ve ihmal edilirse günün birinde Türk dili ile konuşana tesadüf edilemiyeceğine delildir." diye yazıyor.

Bruınessen'in yazdıklarından ve raporundan çıkan sonuç; Türkçe'nin unutulduğu onun yerine Zazaca veya Kurmanci'nin hakimiyet kurduğudur. Demekki; Aleviler önce Türkçe biliyorlar. Türkçe'nin yerini zamanla Kürtçe ya da Zazaca alıyor. Bu durum, Türk Tarihi, Osmanlı Alevi ilişkileri, Osmanlı Kürt ilişkileri ile de koşut sayılır. Osmanlı’da kuruluş yıllarında Türkmen ağırlığı vardı. Bu Fatih Sultan Mehmet dönemine kadar devam etti. Dönme Devşirme geleneği Osmanlı'da hakim oldukça Türkmen düşmanlığına koşut olarak Alevi düşmanlığı da arttı. Türkmen’in önünde iki yol vardı. Ya Sünnileşip ümmetleşecekti veya "katli vacip"ti. ?şte Osmanlı'ya karşı bitip tükenmeyen Celali ayaklanmaları böyle başladı. Merkezi otoritenin güçleri karşısında yenilen Türkmen'in canını kurtarmak için önünde tek yol kalmıştı. Kuş uçmaz kervan geçmez dağ köylerine yerleşmek, Türkçeyi derhal unutup Kürtçe ya da Zazacayı öğrenip canını kurtarmak. işte Horasan Türklerinin Kürtleşme macerası böyle başlıyor.

"Sonuç olarak, bu boylara verilen 'Kürt' adı, Alevi Kürtler’de bulunmakla birlikte, onların tümünün Kürt kökenli olması gerektiğini göstermez. Kürtler' in çoğu ?afii mezhepten gerçek Sünnidirler. Aleviler’ e takılan 'Kürt' lakabı ancak sosyal bir değer taşır, belli bir yaşam biçimini gösterir, resmi Sünniliğe uymayan, aşiret adetleri hala canlı olan ve kendi içlerine kapanmış olarak yaşayan cemaatleri ifade eder' diyor.
Yani Melikoff; sosyolojik olarak bir Kürt'ün de Alevi olma olasılığına karşın, Koçgiri aşiretinin Kürt olmadığını, Türk kökenli Kürtçeyi sonradan öğrenen bir Türkmen aşireti olduğunu söylüyor.

Koçgiri konusunda araştırması olan tarihçi Baki Öz de bu konuda Ömer Lütfi Barkan ve irene Melikoff'u doğrulamaktadır O'da araştırması sonucu; Koçgiri aşiretinin Orta Asya'dan Anadolu’ya gelen bir Türkmen aşireti olduğunu esasen zolu olduklarını Dersim'den buraya gelip yerleştiklerini Seyhhasan aşireti ile akrabalık ilişkilerinin bulunduğunu sonradan Kürtleşen bir Türkmen boyu olduklarını yazıyor.

Zazaca ve Kürtçe konuşan Alevilerden söz edince esas olarak Doğu ve Güneydoğu Anadolu’nun batısı anlaşılmalıdır. Doğu Anadolu'da Sivas, Erzincan, Tunceli, Elazığ, Malatya'daki Aleviler Türkçe'nin yanında Zazaca ve Kürtçede biliyorlar. Ama bu yöredeki Alevilerin 60 yaş ve üstündeki kesim kendisini Kürt ya da Zaza diye ifade etmiyor. Kendisini Türk olarak ifade ediyor. Kürtçe ya da Zazacayı sonradan öğrendiğini belirtiyor. Alevi anne babadan doğup kendini Kürt ya da Zaza olarak ifade eden kesim ise genç kesimdir. Onların Kürtlüğü ya da Zazalığı siyasi Kürtlük ya da Zazalık olarak kabul edilebilir.

Maraş- Elbistan, Pazarcık ve çevresindeki Aleviler ise Türkçe'nin yanı sıra Kurmanci konuşurlar. Ama bunlar da dinsel törenlerde Türkçe ayin yaparlar. Elbistan, Pazarcık, Kürecik, Adıyaman'ın bazı ilçelerindeki Aleviler Kürtçe konuşur. Ama bunlar da Kürtçe'yi sonradan öğrenen Türkmen boylarıdır.

Alman Feldmareşal Moltke, Osmanlı ?mparatorluğu'nun son döneminde Doğu Anadolu'nun bir çok yerlerini gezdi ve gözlemlerini “Türkiye Mektupları” adlı kitapta topladı. Konumuzla ilgili bir gözleminde General Moltke 6 Nisan 1838'de yazdığı mektupta bugün bazı kesimlerce Kürt-Alevi olduğu iddia edilen Maraş ve yöresinde yaşayan Alevi aşiretleri için bakın ne yazıyor.
"Pazarcık ovasını geçtik. Bu ovada üç Türkmen kabilesi: Atmalı, Kılıçlı, Sinimili ler konaklamıştı. Bu üç kabile halkı 2000 çadırda oturuyordu. Reşit Paşa, en nüfuzlu Kürt beylerinin akıllarını başlarına getirdikten sonra bu Türkmenler de hükümete karşı olan sevgi ve bağlılıklarını ilan etmişlerdi ve 400 kese akçelik (20.000 florin) bir salma (yani vergi) ödüyorlardı."

Görüldüğü gibi bu yöredeki üç büyük Alevi aşiret olan Atmalıları, Kılıçlıları ve Sinemililerin Türkmen aşireti olduklarını Alman mareşal ifade ediyor. Üstelik bu tanımı bilinçli yaptığını cümlenin devamından anlıyoruz. Çünkü; Reşit Paşa'nın nüfuzlu Kürt beylerinin akıllarını başlarına getirmesinden sonra Türkmenler’den alınan vergiden söz ediyor.

Yine Osmanlı kayıtlarında; Malatya ve Maraş sancağından söze dilirken Cevdet Türkay, Osmanlı imparatorluğunda Oymak, Aşiret Ve Cemaatler adlı kitapta; "yerli ve göçer Türkman Ekradı (Türkmen Kürtleri) diye söz ediyor. Pazarcık ovasındaki Kılıçlılar için ise; "Kılıçlılar kah Yörükan taifesinden, kah Türkman Ekradı (Türkmen Kürtleri) taifesinden' sayılmaktadır. "

Sosyolog Mehmet Eröz; "Kendilerinin de, komşularının da kabul ettiği gibi, Pazarcık Kurmançları Türkmen asıllı olup, içlerinde Çiğil Türkleri de vardır." Burada iki uruk (boy-aşiret) vardır... Bu iki boy Atmalı ve Sinemilli boyudur diyor. Daha sonra ise; Atma aşiretini Rişvan aşiretine bağlı bir boy sayıyor Sinemilli Mustafa Buyrukcan'dan edindiği bilgilerden; Sinemillilerin Horasan'dan gelen bir Türkmen boyu olduklarını, dedelerinin Türkçe konuştuklarını, Yavuz Selim-?ah ?smail çatışmasında Elazığ Keban'da olduklarını o olaydan sonra dağıldıklarını Maraş taraflarına daha sonra yerleştiklerini anlatıyor.

Sosyolog Mehmet Eröz; "Kalmuk Türklerinin yerleşme yerlerinden birinin adının 'Sarız' olduğunu gösterdik. Kayseri'ye bağlı Sarız'da Türkçeyi unutmuş olan ve Kurmançça konuşan, Alevi cemaatlerinin oturuyor olması, konumuz bakımından üzerinde durulmaya değer bir hadisedir." dedikten sonra bunlara "Badıllı" denir ki diye devamla, "Badıllı Oğuz boylarından Beydili'nin bozulmuş şeklidir " açıklamasını yapıyor.

PA.Andrews'in "Türkiye'de Etnik Gruplar”adlı kitabında "Bazı yörelerde de özellikle Kars'ın Selim ve Ardahan ilçelerinde Zazalar, Türkmen adıyla anılmaktadır"şeklinde kayda değer bir tespit yapılıyor.

Konu ile ilgili önemli bir belge de, Dersim milletvekili Hasan Hayri Beyin 1921 de Türkiye Büyük Millet Meclisinde yaptığı tarihi konuşmasıdır. Bu konuşmasında Hasan Hayri Bey; Harzem'den gelen ve Türkçe konuşan atalarına Selçuklu Sultanı Alaattin Keykubat’ın buralara yerleşme izni verdiğini, Yavuz Sultan Selim zamanında Harzem'li Alevi Türklerin can güvenlikleri nedeni ile, Dersim dağlarına çekilmek zorunda kaldıklarını ve bu tecrit neticesinde kendilerini gizlemek için Kürtçe öğrendiklerini, süreç içinde Türkçe'den uzaklaşarak Kürtleştiklerini belirtmesi çok anlamlıdır.

Kirmanc ve Kurmanc terimleri araşındaki yakınlığın, bu terimlerin ayni ya da ayri bir kökten kaynaklanmış olmalari pek bir önemi yoktur. Önemli olan Dersimli'nin bu terimi Kürtlerden ayri bir dil konuşan ve ayri bir coğrafyada yaşayan bir halkın adı olarak kullaniyor olmasidir. Dersimli Kürt olmadığını söylüyor olmakla Kirmanc terimini Kürtlerden ayri ve farkli bir halkın kimlik adi olarak kullandığını açikça ifade etmektedir. Bu adi ister beğenelim, ister beğenmeyelim, o Kürtten farkli bir halki tanimliyor. Ismin ne olduğundan çok neye karşılık düstüğü önemlidir. Bir halk kendisini su ya da bu ulusun bir parçasi olarak görmüyorsa, bunun tersini iddia etmek zoraki birliklerin ve ilhaklarin pesinden koşmak, kitle psikolojisinin oyununa gelmek, uluslarin kendi kaderini tayin hakkini tanımamaktır. Dersim'in çevre kesimlerindeki "Here-Were" (Kürtçe) konuşan Aleviler, Dersimliler için "Ewan Dêrsimanin" (Onlar Dersimli'dir), "Ew Dimli/So-Bê qise dikin" veya "Zimanê wan Dimliye" (Onlar Dimli dilini konusuyorlar) demektedirler. Zazalar da Kürt komşuları tarafından Dimil/Dimli olarak tanımlanmaktadırlar yer yer.
Dimli konuşan Dersimli'de Hareware konuşan Dersimli'de Kurmanç konuşan Dersimli'de Türkçe konuşan Dersimli'de ayni soydan gelme Türkmenlerdir. Antropolojik araştırmalarda bunu doğrulamaktadır.
Dersimli, Dimil terimini kendi etnik adi olarak değil, daha cok Kirmancki (Zazaca) dilinin bir diğer adi olarak kullanır. Ama kimi yerlerde (Siverek gibi) Dimli terimini kendi halk adi olarak kullananlar da vardir.
Zazaca konuşan halk (Dimililer), Alevi ve Sünnî-şafi olmak üzere iki kesimden oluşuyor. Alevi Dimliler'in çogu kendilerini anadilinde Kirmanc olarak tanımlarken, Sünni Dimliler kendilerini daha çok Zaza olarak tanımlar.
"Zaza" sünni Zazalari ifade eden bir terimdir, Aleviler için Zaza terimi kullanılmaz. Istisnalari olmakla birlikte kural olan budur. Zaza teriminin Sünniliği ifade ettiğini düşünen Dersimli, kendisini anadilinde Zaza olarak tanımlamak istemez, hatta Sünni Zazalardan ayri bir halk olduğunu düşünür. Ama dini ayrimi önemsemeyen çogu genç neferler kendini Zaza olarak tanimlamaktadırlar. Din-kültür ayriliği yüzlerce yil süren bir tarih ayriliği ve lehçe farki ile birleşince Kirmanc-Zaza (Alevı-Sünnı) bölünmesi yeni boyutlar kazanmış, ortaya bir ulusal birlik sorunu çıkarmıştır.
Açik ki, üç boyutlu bir sorunla karşı karşı yayiz. Sorunun birinci boyutu Dersim sorunudur. Ikinci boyutu Zaza sorunudur. Üçüncü boyutunu ise Alevi sorunu oluşturmaktadır. Dersim sorunu ile Alevi sorunu ayrılmaz bir biçimde iç içe geçmiş, adeta tek bir sorun halinde kaynaşmışlardır.

Siz ne derseniz deyin Tunceli’den gelip Manisa-Akhisar/Beyoba Köyü’nde yaşayan Hozat’lıların en yaşlısı Hasan Efendi bakın kendi etnik kimliğini nasıl anlatıyor? O, kendilerinin Hoca Ahmet Yesevi’ye bağlı olduklarını, O’nun soyundan geldiklerini ve Türk olduklarını ifade ederken görüşlerini aynen şöyle sunuyor; “Bizim soyumuz Oğuzlar’a dayanır. Orta Asya’dan Tunceli yöresine dedelerimiz gelmişlerdir. Soyumuz büyüklerinden, ceddimizden hep bunları duyardık. Türkoğlu Türküz. Kimse bizleri bu düşüncelerimizden ayıramaz.”

Kürtçe ya da Zazaca konuşan yaşlı Aleviler ısrarla ama ısrarla kendilerinin Türk olduğunu vurgularken son yıllarda siyasi-ideolojik olarak Kürt siyasi hareketinin etkisinde kalan gençler ise Kürt olduğunu söylüyor. Ne yazık ki tarihin ve toprağın sesi gençler değil, yaşlılar olabilir. Aksi halde Elazığ-Bayındır Köyü’nden Muharrem Ercan Dede’nin şu dediğini nasıl yorumlayacağız. Muharrem Ercan Dede’in Köyü’nün adı Oğuz Türkmenler’in Bayındır Boyu’na ait. Kendi Sinemilli Ocağı dedesidir. Muharrem Dede diyor ki; Ben Elazığ’da büyüdüm, babam dedem bir kelime Kürtçe ya da Zazaca bilmezdi. Ben de bilmem. Biz Türküz, Türkçe konuşuruz. Amca çocuklarımız Erzincan’da ?brahim Dedeler onlar da bir kelime Kürtçe ya da Zazaca bilmezler. Bunu Erzincan, Elazığ, Malatya çevresindeki herkes bilir. Ama diğer amca çocuklarımız Elbistan-Kantarma taraflarına çok eskiden gitmişler ve bir kısmı Kürtçe öğrenmişler. Tunceli’deki akrabalarımızdan Zazaca konuşanlar var. Hepimiz aynı ocaktayız. Akrabayız
Musa Özateş
Mesajlar: 1205
Kayıt: 17 Mar 2007, 01:17

Mesaj gönderen Musa Özateş »

TAm bir ırkçı faşist kafayla yazılmış bir yazı
utanmasa dünyadaki herkes aslında türktür diyecek ama utanıyor.
arada kendini caferi gösterip takiyede yapıyor ama tabi burada kimse yemiyor.
KARAPAPAK MURAT
Mesajlar: 325
Kayıt: 20 Ara 2007, 17:22

Mesaj gönderen KARAPAPAK MURAT »

yahu musa bey neye dayanarak bana ırkçı diyorsunuz anlayamadım? sebebi tarihsel hakikatları aşikar edip günümüzde kendini kürt zanneden siyasi kurban aleviler için yazdım siz hemen saldırıyorsunuz destekleyeceğiniz yerde. çocuk gibi yazılar yazmayın neden herkese TÜRK diyeyim herkes Türk olabilir mi? elhamdulillah caferiyim bari mezhebime saldırmayın ayıptır size yakıştıramadım
Musa Özateş
Mesajlar: 1205
Kayıt: 17 Mar 2007, 01:17

Mesaj gönderen Musa Özateş »

KARAPAPAK MURAT yazdı: yahu musa bey neye dayanarak bana ırkçı diyorsunuz anlayamadım? sebebi tarihsel hakikatları aşikar edip günümüzde kendini kürt zanneden siyasi kurban aleviler için yazdım siz hemen saldırıyorsunuz destekleyeceğiniz yerde. çocuk gibi yazılar yazmayın neden herkese TÜRK diyeyim herkes Türk olabilir mi? elhamdulillah caferiyim bari mezhebime saldırmayın ayıptır size yakıştıramadım
Anlaşılmayacak birşey yok insanlar analizlerini belli bakışlarla yaparlar sözgelimi freudcu biri tüm ilşkileri cinsellik üzerine kurar böyle algılar ve olayları böyle yorumlar
bir sosyalist diyalektik kullanır emek sermaye çelişkisi üzerine olayları yorumlar
bir ırkçı ise olgulara etnik kimliklerle açıklamaya çalışır hangi kimlikle bakıyorsa ona göre olayları yorumlar
bir caferi ise vahiy temeliyle olaylara bakar ve kimsenin etnik ki,mliğini olaylarda sonuca yansıtmaz hak ve batıl olarak bakar haram ve helal olarak irdeler
yani ırkçı bakışla yaptığın analizi söylemiş olmam hakaret değil tesbittir bakışın caferi bakışa uygun değildir caferiysen olaylara vahiy temelli bakmanmn gerekir vahiy temelli bakarsanda insanların etnik kökenlerini ön plana çıkarmaz ciddiye bile almazsın
yani etnik temelli bakış batıldır düzgün göremezsin.söylediğim budur çelişki,lerinden arınmalısın hem caferi hem laik hem milliyetçi olamazsın
3nokta
Mesajlar: 3381
Kayıt: 26 Ara 2006, 22:16
Konum: Meşhedi313

Mesaj gönderen 3nokta »

Bir dersimli olarak şunu söyleyebilirim ki dersimde yerli halk içinde Türk yoktur! Biz Zaza Alevisiyiz. Az olmakla birlikte Kürt Alevileri de vardır. Tabi Türk Aleviler de vardır.
Ne ne önemi var ırkın. Alevi olup olmaması değil midir asıl olan?
nokta koymuyoruz artık cümle sonlarına
noktayı koyacak olan sensin anlasana
. . .
KARAPAPAK MURAT
Mesajlar: 325
Kayıt: 20 Ara 2007, 17:22

Mesaj gönderen KARAPAPAK MURAT »

meshedi313 yazdı:Bir dersimli olarak şunu söyleyebilirim ki dersimde yerli halk içinde Türk yoktur! Biz Zaza Alevisiyiz. Az olmakla birlikte Kürt Alevileri de vardır. Tabi Türk Aleviler de vardır.
Ne ne önemi var ırkın. Alevi olup olmaması değil midir asıl olan?
meshedi abiciğim hem dersimde Türk yoktur diyorsun hemde türk aleviler var diyorsun. zazaca-kürtçe konuşmakla Kürt olunmaz yazımdada belirttiğim gibi zaten zaza diye bir ırk yoktur hiçbir kürt aşiretide aleviliği benimsememiştir. sen ise asimile olmak için savaşıyorsun. Dersim alevi-bektaşileri Türkmendirler ve dersime ilk gelen Türk babalarıda BABA MANSUR, HACIKUREYŞ, BABA DÜZGÜN, BABA MUNZUR gibi muhterem zatlardır. dersimin çok eski tarihine bakarsak ahali genelde ermeni ve rum olmakla beraber bu saydığım babaların dersime gelmeleriyle Türkmen nüfusu artmış ancak dersim halkı yavuzun zulmünden sığınmak için maraş,elazığ,antep,urfa kızılbaşları gibi KÜRTLEŞMİŞLERDİR
3nokta
Mesajlar: 3381
Kayıt: 26 Ara 2006, 22:16
Konum: Meşhedi313

Mesaj gönderen 3nokta »

Murat kardeşim. Dersimde Türk yerli yoktur. Türk Alevi vardır derken Dersim için değil genel için yazdım!
İkinci mesele çok önemli bir durum değil aslında ırk! Asıl olan neye inandığıdır. Onun dışında rengi cinsi çok dailgilendirmiyor beni.
Üçüncü mesele; dünyada özellikle Anadolu coğrafyasında saf bir ırktan bahsetmek zordur. Toplumlar içiçe girmiştir. Bir toplumun hangi millet olduğu, genlerine bakarak anlaşılmaz. Onun kültürüne ve diline bakarsın o zaman hangimilletten olduğunu anlarsın. Aksi iddia edilse İtalyan başbakanının dahi Türk olduğunu söylememiz gerekirdi! :)
Saygılarımla Muratcığım!
nokta koymuyoruz artık cümle sonlarına
noktayı koyacak olan sensin anlasana
. . .
Kullanıcı avatarı
izmirlipoyraz
Mesajlar: 58
Kayıt: 23 Nis 2008, 23:50

bırakın şu berbat tartışmayı

Mesaj gönderen izmirlipoyraz »

canlar türkiyede yaşıyoruz ayrı bir ülkede değil asıl aleviler ülkesini sever korur kollar vatanseverliğin milliyetçilik yada ülkücülükle alakası yok ikincisi türkiyede yaşadığımıza göre türküm demekten çelişki duymam asla evet türküm ama mezhebim alevi demektende asla çekinmedim ve saklamadım ve nedir bu ırk din dil ayrımı ben anlamam aynı ülkede birlik ve beraberlik içinde yaşayamıyacakmıyız biz herkes odunu kendine yontarsa ortada ne ülke kalır ne toprak nede yaşanacak biyer söylesenize nerde nasıl yaşayıp savunacaksınız bu dediklerinizi o zaman tüm yabancı ülkelerin gözü üzerimizde bizi bölmeye ve parçalamaya çalışırken bizde bu ayrımcılıklarla onların ekmeğine yağ sürmekten başka bişey yapmıyoruz yeter bırakın Allah aşkına türküm ve aleviyim işte o kadar önemli olanda bu
alevilik yolu kıldan ince bir yoldur eline beline diline sahip olmayı gerektirir
AleviTurkmen
Mesajlar: 68
Kayıt: 10 Ara 2016, 00:50

Re: Dersim Alevi-bektaşileri TÜRKMEN dir.

Mesaj gönderen AleviTurkmen »

Kurd Alevi yoktur

Hepimiz Ahmet Yesevi ocağından yetiştik
AleviTurkmen
Mesajlar: 68
Kayıt: 10 Ara 2016, 00:50

Re:

Mesaj gönderen AleviTurkmen »

3nokta yazdı: 16 Şub 2008, 20:56 Murat kardeşim. Dersimde Türk yerli yoktur. Türk Alevi vardır derken Dersim için değil genel için yazdım!
İkinci mesele çok önemli bir durum değil aslında ırk! Asıl olan neye inandığıdır. Onun dışında rengi cinsi çok dailgilendirmiyor beni.
Üçüncü mesele; dünyada özellikle Anadolu coğrafyasında saf bir ırktan bahsetmek zordur. Toplumlar içiçe girmiştir. Bir toplumun hangi millet olduğu, genlerine bakarak anlaşılmaz. Onun kültürüne ve diline bakarsın o zaman hangimilletten olduğunu anlarsın. Aksi iddia edilse İtalyan başbakanının dahi Türk olduğunu söylememiz gerekirdi! :)
Saygılarımla Muratcığım!
Biz Kürt değil, Türküz'' Diap Ağa 27 Temmuz 1931 Yeni Gün Gazetesi.

''Dersim Kürt değildir. Bu bölgede Kürt yoktur. Devlet kadroları Dersimlilerin biz Türküz, biz Türküz demelerine aldırış etmemiş onların kaybedilmesine vesile olmuştur.'' Nazimiye eski kaymakamı Mehmet Zülfü Yolga. 1920.

''Buralarda biz Türküz diye bağıran bir halk var.'' Umumi Müfettiş İbrahim Tali Bey. Temmuz 1928.

''Son yıllarda Dersimliler pek Türklerle ilişki içinde olmamışlardır. Ancak Kızılbaşların dinlerine ve aşiretlerine verdikleri isimler tam bir Türktür.'' İngiliz Yüzbaşı L.M. Seel.

''Bölge Türklüğünü devlet yöneticilerinin bilmeyişi hatalara neden olmuştur.'' Halit Paşa 1917.

''Dersimliler halis Türktür.'' Vali Cemal Bey. 1926.

''Dersimlilerin Ana Yurdu Türkistandır.'' Kazım Karabekir.

''Biz Türküz, bizi anavatanımızdan hiç bir kuvvet ayıramaz. Bu toprakları hemen terkedin.'' Dersim Lolan Aşireti lideri Dersimli Mehmet Sabri. İtilaf Devletlerine Mektubu.

''Bizim soyumuz Oğuzlara dayanır. Orta Asya'dan Türkiye'ye geldik. Biz atalarımızdan bunu gördük bunu duyduk. Türk oğlu Türküz.'' Hozatlı Hasan Efendi.
Pir Ahmet Dikme işte bu tarihsel alt yapıyı bilerek kalkıp şöyle yazabiliyor: "Munzur dediği dağın güney yakasında bir tek Kürt yoktur. Orada yaşayan seyhhasan aşireti tamamen Horasan kökenli Türkmenler’dir. Daha doğuya, Pülümür'e doğru gelindiğinde ise, Areli, Lolanlı, Sahvelanlı, Kemanlı, Çerekanlı ve daha bir çok aşiret oturmaktadır Bu aşiretlerden hiç biri Kürt değildir. Tamamı Türk kökenli aşiretlerdir. Ben bu konuyu her platformda tartışmaya hazırım." diyor 1937 doğumlu bugün 63 yaşında olan Pir Ahmet Dikme Dede
Cevapla

“Araştırma ve Makaleler” sayfasına dön