Bir Soru.

Cevapla
HakYolunda
Mesajlar: 56
Kayıt: 19 Eki 2010, 17:42

Bir Soru.

Mesaj gönderen HakYolunda »

Merhaba Can"lar
bir yazi okudumda kafam takildi birsey.okudukdan sonra soruyu anlarsiniz.
simdiden tskler
Cenab-ı Hakk’ın iki farklı ayeti vardır. Birincisi:Kelam sıfatından gelen Kur’an’daki ayetler. İkincisi:Kudret sıfatından gelen, kâinat kitabı dediğimiz şu âlemde yaratılan ayetlerdir. Bir kuştan ta yıldızlara kadar ve bir kelebekten tutun ta galaksilere kadar her şey, bu ikinci kitap olan “kâinat kitabının” birer ayetidir.

Bizler bu ikinci kitap olan kâinattaki ayetleri kendi aklımızla tam manasıyla anlayamamakta ve kâinat kitabını ders verecek muallimlere ihtiyaç duymaktayız.


Mesele, Kur’an ayetleri ve yüz binlerce hadisin içinden doğru hükmü çıkarmadadır. İşte bu özel yetenek de İmam-ı Azam, İmam-ı Şafi, İmam-ı Malik, Ahmed ibni Hanbel ve emsallerine verilmiştir.
acaba burdaki isimler dogrumu ?yani anlamadigim $u bu zadlarin zamaninda 12 Imamlar varmiydi ?
Saygilar
Hz.Ali(s.a)İnsanların kalbi vahşi ve başıboştur; kim onlarla ilgilenirse onlara doğru cezbolur.
_________________________________________________[highlight=#00BF40][font=Goudy Stout][/font][/highlight]
Allâhümme salli alâ Muhammedin ve alâ âli Muhammed.
Hasan Akça
Mesajlar: 1745
Kayıt: 05 May 2008, 22:02

Re: Bir Soru.

Mesaj gönderen Hasan Akça »

HakYolunda yazdı:.


Mesele, Kur’an ayetleri ve yüz binlerce hadisin içinden doğru hükmü çıkarmadadır. İşte bu özel yetenek de İmam-ı Azam, İmam-ı Şafi, İmam-ı Malik, Ahmed ibni Hanbel ve emsallerine verilmiştir.
acaba bu özel yeteneklerin bu insanlara verildiği şeklindeki iddianın kanıtı nedir?neye dayanarak bunu söyleyebiliyorsun
ali muhsin
Mesajlar: 3121
Kayıt: 24 Nis 2007, 18:41

Re: Bir Soru.

Mesaj gönderen ali muhsin »

Hak Yolunda can

Zikr ettgin isimler Imam Cafer Sadik (as) döneminde yasamislardir ve isimlerini saydiginiz kisiler Resulullah (saa)min Torunu olan imam Cafer Sadik (as) dan üstün degilerdir ! hem onlarin Hocalari Imam Cafer Sadik (as) olarak biliniyor .Bildiginiz gibi imam Cafer sadik (as) da Ehli Beyttendir. Ohalde Sözde ettginiz emsaler neden Imam Cafer Sadik (as) degilde digerlerine verilsin ?
Aleviler, Al-i Muhammedin Yetim ( UNUTULAN ) Evlatlarıdır
Allahume Salli Ala Muhammed ve Al-i Muhammed
------
Insana Secde etmek ,insanlik onurunu ayaklar altina almak demektir !
Insana Secde etmek ise insanlik icin bir Zillettir !
HakYolunda
Mesajlar: 56
Kayıt: 19 Eki 2010, 17:42

Re: Bir Soru.

Mesaj gönderen HakYolunda »

Hasan Akça yazdı:
HakYolunda yazdı:.


Mesele, Kur’an ayetleri ve yüz binlerce hadisin içinden doğru hükmü çıkarmadadır. İşte bu özel yetenek de İmam-ı Azam, İmam-ı Şafi, İmam-ı Malik, Ahmed ibni Hanbel ve emsallerine verilmiştir.
acaba bu özel yeteneklerin bu insanlara verildiği şeklindeki iddianın kanıtı nedir?neye dayanarak bunu söyleyebiliyorsun
Hasan Can
Ben bugun bir sitede okudum ,yazinin tamamini aktaricam.benim kanitim degil yani,ben sadece arastirma yapiyorum,okudugumda sadece o isimleri görünce cok $a$irdim,o yüzden sordum bende.
Bir mezhebe tabi olmanın lüzumuna dair akli deliller
Bir Müslüman’ın Kur’an’ın getirdiği hükümleri kabul edip yine Kur’an’ın emrettiği, dinimizin temel kaynağı olan sünnet, icma ve kıyası reddederek mezhepleri inkâr etmesi oldukça şaşılacak bir şeydir.

Bütün hak mezhepler dinin temel esaslarında ittifak etmişler, ibadet ve muamelatta farklı içtihatlarda bulunmuşlar ve Müslümanlar da asırlar boyunca bu hak mezheplerden birine tabi olmuşlardır. Hatta bin dört yüz seneden beri gelmiş geçmiş ilim ve irfan sahibi evliyalar, kutuplar, âlimler ve asfiyaların her biri ictihada heves etmeyerek bu hak mezheplerden birine bağlanmış, selamet ve saadetlerini o büyük imamların yolunda gitmekte görmüşlerdir. Hâl böyleyken bir kısım bedbahtlar, Kur’an’ı kendi görüşleriyle yorumlayıp mezhepleri inkâr etmiş, kendi rey ve düşüncelerini müctehidlerin görüşünden üstün görmüşlerdir.

Gaflet veya ihanetlerinden dolayı şer-i delilleri kabul etmeyip mezhebin zincirinden başlarını çıkaran bu bedbahtlar, maalesef Müslümanların zihinlerini de fazlasıyla karıştırmışlardır.

Maksadımız:Müslümanları tehdit eden bu mezhepsizlik hastalığına bir set çekmek, bu hastalıkla yaralanmış gönüllere bir derman ulaştırmak ve bu mezhep imamlarının yolunu terk edip mezhepsizliğe davet eden bedbahtların ne kadar yanlış bir yolda olduklarını akıl ve vicdan sahiplerine göstermektir. Yardım ve inayet Allah’tandır.

Şimdi, bir mezhebe bağlanmanın mutlak gerekli olduğuna ve bunun ilahî bir emir olduğuna ait deliller ile eserimize başlıyoruz. Bu delilleri; akli deliller ve nakli deliller olarak iki başlıkta inceleyeceğiz.


Cenab-ı Hakk’ın iki farklı ayeti vardır. Birincisi:Kelam sıfatından gelen Kur’an’daki ayetler. İkincisi:Kudret sıfatından gelen, kâinat kitabı dediğimiz şu âlemde yaratılan ayetlerdir. Bir kuştan ta yıldızlara kadar ve bir kelebekten tutun ta galaksilere kadar her şey, bu ikinci kitap olan “kâinat kitabının” birer ayetidir.

Bizler bu ikinci kitap olan kâinattaki ayetleri kendi aklımızla tam manasıyla anlayamamakta ve kâinat kitabını ders verecek muallimlere ihtiyaç duymaktayız. Mesela gökyüzü sayfasında yazılan Güneş, Ay, yıldızlar ve galaksiler gibi ayetler için gök bilimcilerine başvuruyor ve merak ettiklerimizi onlardan öğreniyoruz. Yoksa teleskopu elimize alarak incelemeye başlamıyoruz ve zannımızla hükmetmiyoruz.

Ya da denizlerde yazılan balıklar, dalgalar, mercanlar ve diğer ayetler için deniz bilimcilerine başvuruyor ve işin hakikatini onlara soruyoruz. Yoksa hemen bir dalgıç elbisesi alıp denizlere dalmıyoruz. Ve yeryüzü sayfasında yazılan ayetler için de fizikçilere, coğrafyacılara, doktorlara ve sözün özü o ilmin mütehassısı olan insanlara başvuruyor ve onların bilgilerine ihtiyaç duyuyoruz.

İşte aynen bunun gibi, birinci kitap olan Kur’an ayetlerini ve hadisleri anlamak için de bu işin mütehassıslarına ve âlimlerine başvurmak zorundayız ve onlara muhtacız. Bu âlimleri rehber yapmadan, birinci kitap olan Kur’an’ı anlamaya çalışan kimse ile bilim adamlarını rehber yapmadan ikinci kitap olan kâinatı anlamaya çalışan kişinin durumu aynıdır. İkisi de yanılır ve ikisi de sadece zannıyla hükmeder.

Mesela astronomi okumamış bir insan Güneş’i bir elma kadar zannederken, bir astronomi âlimi Güneş’in Dünya’dan 1.300.000 defadan daha büyük olduğunu bilir.

Yine tıp ilmi okumamış bir insan kana baktığında sadece bir kırmızılık görürken, bir doktor kandaki alyuvarları, akyuvarları ve trombositleri temaşa edebilir.

Yine mühendislik okumayan birisi bir nehre baktığında yalnız su görürken, bir mühendis o nehrin arkasındaki barajı ve ondaki potansiyel elektrik gücünü görebilir.

Yine botanik ilminden haberdar olmayan birisi bir çiçeğe baktığında yalnız zahiri güzelliğini görürken, bir botanikçi o çiçekteki sırları görür ve o çiçek hakkında bir kitap yazabilir.

Misalleri çoğaltmamız mümkündür. Bütün bu misallerin ortak noktası şudur: Bizler Allah-u Teâlâ’nın kudret kalemiyle, kâinat kitabında yazmış olduğu ayetlerden çok azını anlayabilmekte ve doğru bilgiye ulaşmak için o ilmin uzmanına başvurmaktayız.

Acaba kâinat kitabında yazılan ayetleri anlamak için yapmamız gereken, o fennin uzmanına başvurmak işini niçin birinci kitap olan Kur’an ayetlerini anlamakta yapmayalım ve bunu yapmayı niçin garipseyelim? Dünyada en küçük bir işte bile rehbere ihtiyacı olan insanın, âlemin en büyük işi olan dini anlamada bir rehber ve muallime ihtiyacı olmadığını zannetmesi garip değil midir?

“Ben kendi hükmümü kendim çıkarırım, dört mezhep âlimleri de Kur’an ve hadislerden hüküm çıkarmış. Kaynak belli, öyle ise bunu ben de yapabilirim.”diyen kimseye biz de deriz ki: Bir eczacı çiçeklerden ilaç yapar. Hâl böyleyken “Bütün ilaçlar çiçeklerden yapılmıştır. Eczaneden almaya ne gerek var!” diyerek, dağlara tırmanmak herhâlde akıl kârı değildir. Evet, ilaçlar çiçeklerden ve bitkilerden yapılmıştır. Ancak o ilacı yapmak için yıllarca kimya okumak ve uzman bir kimyager olmak gerekir. Herhâlde kimya ilmini bilmeden dağdan topladığı çiçeklerle ilaç yapmaya çalışan kişi, kendisine zarar vermekten başka bir iş yapmış olmaz.

Aynen bunun gibi, bizlerde manevi ilaçlarımız olan Kur’an’ın ve sünnetin hükümlerini, bu işin tabir-i caizse eczacıları olan müctehid âlimlerden almak ve onlardan öğrenmek zorundayız. Çünkü bu ilim onlara ihsan edilmiştir. Demek, dört mezhebi bir kenara bırakarak kendi bulduğu ile hükmeden kimse, misalimizde ki ilaç yapmak için dağa tırmanan kişiye benzemektedir.

Ya da bu kişi, şu sözü söyleyen kişiye benzer: “Bütün kanunlar Anayasa kitapçığında mevcuttur. Ben bu kitabı baştan sona okudum mu Anayasa profesörü olurum. Artık Anayasa profesörlerini dinlemeye ihtiyacım olmaz…”

Evet, nasıl ki bu söz manasızdır ve Anayasa kitapçığını bir defa okumakla Anayasa profesörü olunamıyor. Aynen bunun gibi, Kur’an’ı da bir defa okumakla müctehid âlim olunamıyor.

Ya da bu kişi, şu sözü söyleyen kimseye benzer ki, “Ben fizik kanunlarını tek başıma keşfedeceğim. Einstein ve emsallerini taklide ihtiyacım yok. Çünkü onlarda benim gibi bir insandır. Onlar da rakamları kullanmış ve hesap yapmıştır. Ben de aynı rakamları kullanarak, aynı hesapları yapabilir ve sonuçlara ulaşabilirim.”Bu sözde doğru bölümler vardır. Evet, Einstein da onun gibi bir insandır ve mesleğinde rakamları kullanarak hesaplar yapmıştır. Yanlış olan ise bu kimsenin kendisini Einstein’ın yerine koyması ve onun kadar yetenekli olduğunu zannetmesidir. Onun kadar yetenekli olmadığına delil ise tarihin bir elin parmakları sayısı kadar Einstein’ları nakledememesidir. Einstein olmak o kadar kolay olsaydı, herhâlde binlerce emsalinin gözükmesi gerekirdi.

Demek, mesele rakamlarda değildir. Mesele, o rakamları kullanarak doğru neticelere ulaşmadadır. Aynen bunun gibi, mesele Kur’an’ın ayetlerini ya da hadisleri okumada değildir. Mesele, Kur’an ayetleri ve yüz binlerce hadisin içinden doğru hükmü çıkarmadadır. İşte bu özel yetenek de İmam-ı Azam, İmam-ı Şafi, İmam-ı Malik, Ahmed ibni Hanbel ve emsallerine verilmiştir.

Evet, bizlerde iyi bir fıkıhçı ya da tefsir âlimi olabiliriz. Ama asla bir müctehid âlim olamayız. Asla İmam-i Azam’a ve emsallerine yetişemeyiz. Çünkü Allah onlara farklı bir ihsanda bulunmuştur ki, o asırdan bu asra kadar aynı ihsanın kendisine verildiği bir kimse gözükmemiştir.

Burada şu soru akla gelebilir:“Ben de âlimim. Niçin ictihad yapmayayım?

Cevaben deriz ki: Hakikatin mahiyeti bir olmakla birlikte, fertlerde tarz-ı tahakkuku farklı farklıdır. Mesela sinek uçar, ama kartal gibi değil. Buğday da sümbül verir, ama ağaç gibi değil. Ayna da Güneş’i gösterir ama okyanus gibi değil… Aynen bu misaller gibi, ilim hakikatinin de tarz-ı tahakkuku fertlerde farklı farklıdır. İlmin, İmam-ı Azam ve emsallerinde tecellisi ile bu asırdaki bizlerde tecelli bir olamaz. Evet, ikisi de ilimdir, ama mahiyetleri arasında yerden göğe kadar fark vardır.

Bu, şuna da benzer:İlkokulda matematik okunur, ama oradan mühendis çıkmaz. Çünkü ilkokulda okutulan matematik mühendislik için yeterli değildir. İşte bu asır, o asra kıyasla ilkokuldur. İçinde ilim okunur, âlim çıkar, ama müctehid çıkmaz. Çünkü bu asrın ilkokulu müctehid yetiştirmeye elverişli değildir. Müctehid âlimlerin nasıl emsalsiz bir yeteneğe sahip olduklarını ve onlara yetişmenin asla mümkün olmadığı bahsini, mezhep imamlarının mertebeleri başlığında ele alacağımız için bu bahsi şimdilik kısa kesiyoruz.

Sözün özü:Maddi âlem ve içindeki eşya hakkında doğru bilgi edinmek için nasıl o ilmin mütehassısına başvuruyor ve onun sözüne itimat ediyorsak, aynen bunun gibi, dinî konularda da doğru bilgiye ulaşmak için bu ilmin mütehassıslarına başvurmak zorundayız. Bu kişiler de müctehid âlimlerdir.

Zikr ettgin isimler Imam Cafer Sadik (as) döneminde yasamislardir ve isimlerini saydiginiz kisiler Resulullah (saa)min Torunu olan imam Cafer Sadik (as) dan üstün degilerdir ! hem onlarin Hocalari Imam Cafer Sadik (as) olarak biliniyor .Bildiginiz gibi imam Cafer sadik (as) da Ehli Beyttendir. Ohalde Sözde ettginiz emsaler neden Imam Cafer Sadik (as) degilde digerlerine verilsin ?

Bende onu ögrenmeye calisiyorum alimuhsin abi.bu yaziyi yani konuyu yazan insana sormak lazim.
saygilar.
Hz.Ali(s.a)İnsanların kalbi vahşi ve başıboştur; kim onlarla ilgilenirse onlara doğru cezbolur.
_________________________________________________[highlight=#00BF40][font=Goudy Stout][/font][/highlight]
Allâhümme salli alâ Muhammedin ve alâ âli Muhammed.
subay76
Mesajlar: 101
Kayıt: 05 Oca 2012, 22:02

Re: Bir Soru.

Mesaj gönderen subay76 »

sevgili arkadşım...o saydığın insanlar ehli sünnet alimleridir ve 4 mezhep imamlarıdır..buları biliyosun herhalde..sorun da diyosunki bunlar zamanında 12 imam varmıydı? ellebette vardı.. bu 4 şahsında öğretmeni ehli beyt imamlarının 6.imamı hz.imam caferi sadık as dır...bu insanların hepsi abbasi döneminde yaşamış alim kişilerdi..bunların en önemlileri ise ehli sünnete göre imamı azam diyer ismiyle ebu hanife(numan bin sabittir) ki bu insan hz.imam caferi sadık as hakkında '' o iki yıl olmasaydı numan helak olurdu '' sözünü söyleyerk hocası caferi sadık as ın üstünlüğünü dile getirmiştir..şimdi gelelim asıl konuya:

4 mezhep imamlarının hiç birinin yazdığı kitaplar ve kurduğu mezheplerin dayandığı ilkeler ve öğretiler kesinlikle caferi sadık as ile bağdaşmamaktadır.tamamen farklıdır...ben sana bir örnek veriğim kararı sen ver:
diyelimki sen bir okulda coğrafya öğretmenisin atıyorum 20 kişilik sınıfın var..derse girdin ve anlatıyosun türkiyenin en yüksek dağı ağrı dağıdır.. sonra 10 gün sonra sınav yapıyosun ve bu 20 kişinin hiç birisi bu soruya doğru cevap vermiyor hepsi yalan yanlış başka cevaplar veriyor.. bu durumda dışarıdan bakan bir insan ne düşünür sence?
insanın aklına iki ihtimal gelir..birincisi sorun öğretmendedir iyi anlatamıyordur..ikincisi ise sorun öğrencilerdedir ya dersi iyi anlamamışlardır yada sırf gcııklık olsun veya diğer öğretmenler önünde küçük düşürmek için yapmışlardır..işte 4 mezhep imamlarının durumu bununla aynı..ya öğretmende yani caferi sadık as da kusur var yada bu 4 mezep imamlarında... bu iki ihimalin analizini sana ve forumdaki arkadaşlara bırakıyorum...

eğer islam tarihiyle biraz ilgili isen sana emevi ve abbasi dönemlerinin araştırmanı tavsiye edicem...

bu tarihe biraz göz atarsak:

EMEVİLERİN HALİFELİYİ SALTANAT HALİNE GETİRMESİ MUAVİYE ZAMANINDA BAŞLAMIŞ VE MUAVİYE KENDİNDEN SONRA OĞLU YEZİTİ YERİNE BIRAKMIŞTIR..MUAVİYENİN HZ.ALİ AS HAKINNDA CAMİLERDE MESCİTLERDE KÜFÜR VE LANET ETTİRMESİ ONU EVLATLARINA DÜŞMANLIK BESLEMESİ VE ONLARI SEVENLERİ CEZALANDIRMASI TARİHTE YER ALMIŞTIR..baştan başlamak gerekirse muaviye hZ.ali as ın baş düşmanı ve hz.hasan as ı şehit ettiren kişidir....oğlu yezit kerbelada hz.hüseyin as şehit ettiren kişidir ve onun soyundan gelenler 4.ve 5. ehli beyt imamlarını şehit etmişlerdir.. geri kalan 6 imamı ise abbasi halifeleri şehit ettirmiştir..son imam Allah zuhurunu acil etsin HZ.İMAM MEHDİ AS O İSE ZUHURU BEKLEMEKTE...

BURADA ABBASİ VE EMEVİLERİN YAPTIKLARINI ANLATIRSAK ZAMAN YETMEZ... ama konu 4 mezhep imamı olduğu için mecbur girmek zorunda kaldım... şimdi bu insanların bu abbasi halifeleri zamanında ehli beyt hakkında iyi şeyler yazması mümkünü.. bence değil eğer öle olsa en azında imam caferi sadık as ın derslerinin %5 ni aktarırlardı..ama %1 bile yok..tamamen farklı inanç esasları üzerine kurulmuş bir ehli sünnet ve şii fırkaları...

neyse fazla uzatmaya gerek yok.. ALLAHU TEALA KURANDA EHLİ BEYTİ TERTEMİZ KILMIŞ VE ONU SEVMEYİ BİZE FARZ KILMIŞTIR..BİZ O İNSANLARI SEVİYORUZKİİ Allah ONLARI KURANDA TERTEMİZ KILMIŞ,
BİZ O İNSANLARI SEVİYORUZ Kİ PEYGAMBER SAA ONLARI GÜL KOKULU A'BASININ ALTINA ALMIŞTIR,
BİZ O İNSANLARI SEVİYORUZ Kİ ALİM VE İRFAN YÖNÜNDEN YANLARINA DAHİ YAKLAŞILMAYACAK İNSANLARDIRLAR,
VE BİZ O İNSANLARI SEVİYORUZ Kİ Allah RIZASINDAN BAŞKA DERTLERİ YOKTU VE ONUN YOLUNDA HEPSİ ŞEHİT OLMUŞLARDIR..
BİZ O İNSANLARI SEVİYORUZ Kİ 12.İMAM MEHDİ AS O İTRETTEN ÇIKMIŞTIR..


BURADA EHLİ BEYTİN FAZİLETİNİ ÜSTÜNLÜĞÜNÜ ANLATMAYA OKYANUSLAR MUREKKEP OLSA BÜTÜN AĞAÇLAR DA KALEM OLSA ONLARIN İLMİNİ FAZİLETİNİ ZERRE KADAR BİLE ANLATMAYA YETMEZ..


Allah HERKESİ EHLİ BEYT SEVDASI ÜZERİNDE BULUŞTURSUN VE ONLARIN SEVGİSİNİ AŞKINI VE ŞEFAATİNİ MÜSLÜMANLARIN KALPLERİNDEN EKSİK ETMESİN..

SELAM VE DUA İLE .. ALLAHA EMANET OL ...
alone_man
Mesajlar: 1769
Kayıt: 13 Oca 2008, 21:28

Re: Bir Soru.

Mesaj gönderen alone_man »

subay76 yazdı:

Allah HERKESİ EHLİ BEYT SEVDASI ÜZERİNDE BULUŞTURSUN VE ONLARIN SEVGİSİNİ AŞKINI VE ŞEFAATİNİ MÜSLÜMANLARIN KALPLERİNDEN EKSİK ETMESİN..

SELAM VE DUA İLE .. ALLAHA EMANET OL ...
amin inş
Ehli beytte birleşsek sorun kalmayacak
3nokta
Mesajlar: 3381
Kayıt: 26 Ara 2006, 22:16
Konum: Meşhedi313

Re: Bir Soru.

Mesaj gönderen 3nokta »

O dört isme uyulmasına dair ne Kuran'da ne Hadislerde bir emir vardır. Ancak 12 İmamlar as uymakla ilgili deliller vardır. Fazla söze gerek yok. 12 İmamların olduğu bir devirde içtihat etmek doğru değildir. Çünkü dini hak vasileri içimizdedir bilmiyorsan gidip sorarsın. İçtihat hüccet aramızda yokken olur. 12 İmamların zamanında içtihat etmek, Peygamber saa zamanında içtihat etmek gibidir.
nokta koymuyoruz artık cümle sonlarına
noktayı koyacak olan sensin anlasana
. . .
subay76
Mesajlar: 101
Kayıt: 05 Oca 2012, 22:02

Re: Bir Soru.

Mesaj gönderen subay76 »

KESİNLİKLE KATILIYORUM..PEYGAMBER ZAMANINDA İÇTİHAT HÜKMÜ NASIL PEYGAMBERDE İDİYSE İMAM ZAMANINDA DA AYNI HÜKÜM ONLAR İÇİN GEÇERLİYDİ..ÇÜNKİ ONLAR ALLAHIN VE PEYGAMBERİN HALİFELERİDİR..
Cevapla

“Diğer Yazılı Kaynaklar” sayfasına dön