Kur'an'da NESİH ve MENSUH Meselesi-1-

[Dede-baba]

Kur'an'da NESİH ve MENSUH Meselesi

NESİH: Hükümsüz Bırakma, Hükmünü kaldırma

MESUH: Hükümsüz bırakılmış, hükmü kaldırılmış


Manalarına gelmektedir. Sünni ve şii islam ekolleri, ". Kur'an ayetlerinin bazıları, bazılarını ness eder (hükmünü kaldırır).." Diye savunurlar... bu konuyla ilgili en belirgin tarışma, içkinin içilmesine izin veren, Nahl Suresinin 67. ve bakara suresi'nin 219. ayetinin hükmünün Nisa 43. ayet ve maide Suresi'nin 90.91 ayetleriyle kaldırıldığı tezidir... Yine Muharrem orucunun da Kur'an da Ramazan orucuyla nesh edildiğini savunanlar da vardır..

Oysa Kur'an bir bütündür.. hiçbir Ayetinin Hükmü başka bir ayet ile ne örtülür nede kaldırılır...

Sünni/ Şii Ulema buna karşılık, karşı Tez olarak, Nahl Suresi 102 Ayeti kanıt getirirler... Söz konusu ayette ise, şöyle buyrulmaktadır..

"... Bir ayetin yerini başka başka bir ayetle değiştirdiğimizde- ki Allah ne indirdiğini gayet iyi bilir- onlar, Muhammed'e: "sen sadece uyduruyorsun" derler. hayır; öyle değildir amma onların çoğu bunu bilmezler...." Nahl -102denilmektedir.

Evvela belirtmek gerekir ki, Bir ayetin değiştirilmesi ve yerine başka bir ayet veya daha hayırlısının getirilmesi Hükmü Kur'an ayetleri yani Kur'an 'ın kendi bütünselliği ile ilgili değildir...

Yüce Allah "ayet" kelimesi ile Evrenin işleyişi ile ilgili olan hükümlerini ve kanunlarını kast eder... tam olarak karşılık budur.. yani Nahl Suresinde değiştirilen Ayetler, Kur'an 'ın kendi ayetleri ve bütünselliği değil, Doğa ve kainatın işleyişi ile ilgili Evrensel ilkeler yada Olaylardır. nitekim Toplumların ibret verici halleride Kur'an da, değiştiren ibret verici ayetler olarak vasıflandırılmıştır... Ayet ifadesisinin delil kanıt anlamlarında kullanılan yerlerde vardır..


Örneğin, içinde yaşadığımız kainat, yıldızlar, gökyüzü, Güneş, kar, yağmur, gaz, bulut ırmak sözün özü herşey birer ayettir. Allah bu ayetlerin birini getir, bir diğerini başkasıyla nesh eder. Örneğin; yüzyılarca akan bir nehir ve ya çay, bir sebebten ötürü yön değiştirir. eskiden bağ bostan olan yerler çakıl yurduna döner vahvolur... veya bir deprem, Tusunami gibi olaylar bir yeri yerlebir edebilir... yine Bir dağın eteğine kurulu bir şehir toprak kaymasıyla alta kalabilir.. yıllar sonra bulunabilir...

Nitekim Kur'an-ı Kerim'in El-hicr suresi 74-75-76-77 söyle buyurulur:

".... memleketlerini alt üst ettik, üzerlerine sert taş yağdırdık. bunda görebilen insanlar için AYETLER vardır... O şehirler işlek yollar üzerinde hala durmaktadırlar. bunda insanlar için AYETLER vardır..."

Yine Yusuf Suresi'nin 105 Ayetiyle devam edelim..

"... Göklerde ve yerde nice AYETLER vardır ki bunlardan yüz çevirici olarak, basıp geçerler..."


Yasin Suresi, 33. 37. ve 47 Aytelerini sunalım..

"... İşte onlara bir AYET: ölü yeri diriltir ve ondan taneler çıkarırız da ondan yerler (33).."

"... Onlara bir AYET'TE gecedir: gündüzü ondan sıyırırız da karanlıkta kalıverirler..."( 37)

"... Onlar için bir AYET'TE zürriyetlerini o dopdolu gemilerde taşımamızdır..."


Kur'an da Benzeri örnekler pek çoktur, çoğaltılabilir. biz sadece Bir kaçını sunduk..

Yüce Allah, Kur'an'da, insanların ibret dersi almaları için geçmişte vuku bulan bir çok olayları açıklayan veya ders veren, olaylara BİZZAT AYET kelimesini kullanmaktadır.. esasen işte değişen yenisi gelen, daha hayırlısı ile Hükmü kaldırılan Ayetler bunlardır...


Devam-ı var

[Dede-baba]

1. BÖLÜMÜN DEVAM-I

Öncelikle hükmü kaldırlan, yada değiştiren bağlamında "AYET" kelimesi ile, Kur'an da mevcut ayetler değil, Bütün kainatta olup biten her olay, Allah'ın kanunlarıyla olur biter, işte değieşn yenisi gelen ve bilcümle varedilmiş herşey Ayettir...

Kur'an içerisindeki mevcut ayetlerden bazılarının bazısını nesh ettiğini savunan kesimler esas itibariyle kendi çıkarları için ve çoğu zamanda dini siyasete alet etmek için yapılmıştır... kendi sözleriyle Yüce Kitap Kur'an çelişince böyle bir yola başvurmuşlardır.. Bu yola başvuranlar Hz. Peygamber'in ve Ehl-i beyt'in düşmanlarıdır... Ol kimselere olan kin ve nefretleri neticesinde en Büyük zararı Kur2ana vermek isterler.

asıl amaçları Ehl-i beyt'in Kur'an yorumları yerine, kendi dünya hırsı, çıkarı, ve siyaset için Kur'an hükümlerini kullanmak, değiştirmektir. Nitekim, Böyle karara bağlattıkları hükümler ve kendi kafalarına göre ayetleri hükmü geçmiş yada değiştirilmiş şeklinde ".. İC'MAİ ÜMMET.." şekinde formülize ederler...

Nitekim kendi uyduruk Kur'an yorumlarına yani "İC'MAİ ÜMMET" iştariki olmayan onayları alınamayan, pek çok devrin din bilgini zindanlara atılarak eza ve cefa ile öldürülmüştür.. ( İmam hanifi, maliki, Şafii, hanbeli gibi)

Peki Yüce Allah Kur'an ayetleri hakkında ne diyor, Kur2an ayetlerinin zamanla hükmü kaybolabilir mi* yada değişikliğe veyahutta, başka bir Ayetle hükmü deiğştirilebilir mi?

Feth Suresi 23. Ayet.


".. .Allah'ın önceden gelip geçmişlere uyguladığı yasası budur. Allah'ın yasasında değişme bulamazsın..."



Rum Suresi 30. ve 6. Ayet

".... Hakk'a yönelerek kendini Allah'ın insanlara yaradılışta verdiği dine ver. Zira Allah'ın yaratışında değişme yoktur. işte dostdoğru din budur, fakat insanların çoğu bilmez..."


"... Allah bunu söz vermişti; Allah verdiği sözden caymaz, fakat insanların çoğu bilmez..."

Yüce Allah'ın sünnetinde emrinde yada sözünde değişim, dönüşüm ve oratadan kaldırma gibi fiiilerin asla olmadığını Kur'an bize bildiriyor..


Kur'an Ayetlerinde Allah'ın bir Ayette söylediği öszü başka bir ayette cayıp tam değiştirdiğini, yada Önce helal sonra haram kıldığını söyleyenler, Allah'ı hata yapan, hatasından dönen verdiği kararlarda yanılan, ve değiştiren olarak kabul ederler.. oysa Bu şirktir...

Bakınız Yüce Allah Nisa Suresi 82. Ayette ne Buyuruyor:

"... Onlar hala Kur'an'ı durup düşünmüyorlar mı? Eğer Allah'tan başkasından gelseydi, içinde birbirini tutmayan çok ayrılıklar bulurlardı..."

Buradan da anlaşılacağı üzre, Kur'an'da eksiklik, çelişme yada birbirininin hükmünü kaldıracak hiçbir ayet olamaz... Bu benzeri yorumlar, Emevi zihniyeti Kur'an tevillleridir... Allah'a şirk, peygamber'e asilik ve Kur'an'a İhanettir...

çünkü kendi yaptıkları yorumlar ve çıkarımlat Kur'an ayetleriyle çelişince böyle bir kurnazlığa gitme gereği duydular Allah'ın ayetlerinin işine gelen kısımlarını kabul işine gelmeyen kısımlarını ise iptal ederek gereksiz hükmü koyarak görmezden geldiler..

Kur'anı Allah'ı kendi siyasi amaçları nefisleri için kullandılar..

Oysaki Kur'an bir bütündür.. hiçbir ayeti gereksiz, luzumsuz olmadığı gibi Kur'an kendi kendisiyle çelişende değildir. veya bir ayetinde verdiği hükmü diğer ayetinde kaldıranda değildir... kuşkusuz böyle düşünenler allah2ı hata yapan yanılan, ve karında hükmünde deiğişimler olan gibi gösterirler ki alah böyle zaaflardan münezehtir.



Yazın oluşturulurken yararlanılan kaynaklar:

1- Kur'an da İbadet Müslüman'a Saadet, Halil ÖZTOPRAK- HÜSEYİN ERDOĞAN s. 8-24

[Ebu Hasaneyn]

bak yavas yavas bizimle tartisa tartisa gercekleri ogrenip yaziyorsun'mu kopyaliyorsun mu artik bilmiyorum ama bu yazini begendim ilerleme var ha aklima gelmi$ken bektasi tanidigim arkadaslar kuran'in ayetlerinin eksik oldugunu soylerler gerci onlara bakmam cunku ilmi baba ve dededen almislar delil ve huccetlere bakmiyorlar ninem boyle veya dedem boyle dedi derler Allah yar ve yardimcimiz olsun ne diyelim ha onutmadan tefsir olarak tabiki degi$tirildi ama Allaha $ukur gercek ehli beyt a.s taraftarlari imamlarimizdan a.s aldigimiz zahiri tefsir bilgileri bizimle payla$tilar artik SIRLI bilgilerde vardir tabi anlayana

[3nokta]

Ayetler hakkında konuşurken çok boyutlu düşünsel çaba sarf etmek gerekiyor.
Mesela bir ayet hangi manasyı veriyor neden? Hangi olay üzerine gösderildi. İmamlarımız bu ayetle ilgili olarak ne demişlerdir? vb sorulara cevap alarak düşünmek gerekiyor. Yani obür türlü olunca herkes bir yorum çıkarıyor. 73 fırka oluyor ümmet. Ama biri hak diyor resullullah!!!!!!!!

[hacı]

Her kes ayetleri kafasına göre yorumladığına göre bunu birde ben deneyeyim.
Nahl 101.

Okunuş Ve iza beddelna ayetem mekane ayetiv vallahu a'lemu bima yunezzilu kalu innema ente mufter, bel ekseruhum la ya'lemûn.
Diyanet Biz bir âyeti değiştirip yerine başka bir âyet getirdiğimiz zaman -ki Allah, neyi indireceğini gayet iyi bilir- onlar Peygamber’e, “Sen ancak uyduruyorsun” derler. Hayır, onların çoğu bilmezler.

Tırnak içindeki ifade Kuranın aslında yok.Durumu kurtarmak için Diyanetin açıklama adı altında yaptığı tahrifattır.

İşin özü şu Kuranda kimi ayetler yukarıda belirtilen örnekteki gibi ayetlerin değişebileceği,yeni gelenin eskisinden hayırlı olacağını söylerken, başka bir ayette ''Tanrı katında söz değişmez'' diyebiliyor.Bu iki söylemin ikiside aynı Kuran içinde yer alabiliyor.İşte bu bir çelişkidir.
Diğer yandan Kuran ayetlerine bakıldığında nasih-mensuk olup olmadığını anlamanın yollarından biri de iki ayet arasında hüküm farkı olup olmadığıdır.Eğer her iki ayettede hüküm değişmemişse nesh edilmeden bahsedilemez.Ama eğer ayetler arasında bir hüküm farkı ortaya çıkıyorsa, sonradan gelen ayetin,önceki ayeti nesh ettiğinden,yani ilk ayeti ortadan kaldırdığından bahsedilir.

Örneklere bakalım.
-''Sizin dininiz size,benim dinim bana'' ayeti Tevbe suresi 5.ayetle nesh edilmiştir.Ne diyor tevbe 5...
Okunuş Fe izenselehal eşhurul hurumu faktulul muşrikine haysu vecedtumuhum ve huzuhum vahsuruhum vak'udu lehum kulle mersad, fe in tabu ve ekamus salate ve atevuz zekate fe hallu sebilehum, innellahe ğafurur rahîm.
Diyanet Haram aylar çıkınca bu Allah’a ortak koşanları artık bulduğunuz yerde öldürün, onları yakalayıp hapsedin ve her gözetleme yerine oturup onları gözetleyin. Eğer tövbe ederler, namazı kılıp zekâtı da verirlerse, kendilerini serbest bırakın. Şüphesiz Allah çok bağışlayıcıdır, çok merhamet edicidir.


Dolayısıyla yeryüzü müslüman oluncaya kadar kafirlerle savaş(Ki adı cihad) müslümanlara farz kılınmış.Ne oldu şimdi'' senin dinin sana'' ayeti yürürlükten kalktı.Artık yeryüzü islam olana kadar herkesle malınla,mülkünle,kanınla cihad edeceksin.İşte bir ayet hükmü böylelikle ortadan kalkmış oldu.
Pekiyi bu durumda ''Tanrı katında söz değişmez'' ayeti ne oldu...Bal gibi söz değişiyor işte.

İkinci örnek.

Enfal 65...

Okunuş Ya eyyuhen nebiyyu harridil mu'minine alel kital, iy yekum minkum işrune sabirune yağlibu mieteyn, ve iy yekum minkum mietuy yağlibu elfem minellezine keferu bi ennehum kavmul la yefkahûn.
Diyanet Ey Peygamber! Mü’minleri savaşa teşvik et. Eğer içinizde sabırlı yirmi kişi bulunursa, iki yüz kişiye galip gelirler. Eğer içinizde (sabırlı) yüz kişi bulunursa, inkâr edenlerden bin kişiye galip gelirler. Çünkü onlar anlamayan bir kavimdir.


hemen arkasından Enfal 66...

Okunuş El ane haffefellahu ankum ve alime enne fikum da'fa, fe iy yekum minkum mietun sabiratuy yağlibu mieteyn ve iy yekum minkum elfuy yağlibu elfeyni bi iznillah vallahu meas sabirîn.
Diyanet Şimdi ise, Allah yükünüzü hafifletti ve sizde muhakkak bir zaaf olduğunu bildi. Eğer içinizde sabırlı yüz kişi olursa iki yüz kişiye galip gelirler. Eğer içinizde (sabırlı) bin kişi olursa, Allah’ın izniyle iki bin kişiye galip gelirler. Allah, sabredenlerle beraberdir.

Enfal 65 de 10 KATI DÜŞMANLA SAVAŞABİLİRKEN,ENFAL 66 DA BU ORAN İKİ KATINA DÜŞÜRÜLMÜŞ OLUYOR.

BU İHİ AYET ARASINDA HÜKÜM FARKI VAR MI?

El cevap...

-Var

O halde ''Tanrı katında söz değişmez'' ayeti hiç bir hüküm ifade etmez.

Neden?

Çünkü tanrı katında söz bal gibi değişiyor.

Ehlen ve sehlen.

[Ekrem]

Size göre celiski, bir baskasina göre degil, siz öyle anliyor algiliyorsunuz, siz anladiginiz gibi inanin, celiskidir deyin, degersizdir deyin, sonucta bu inanan insanlar icin bir sey degistirmeyecektir, zaten herkesin inanmasi anlamasi da beklenemez, sinananlara kolaylik yapilmaz, kopya da verilmez, ister inanin ister inanmayin, sizin bileceginiz is, ama siz en iyisi inanmayan satanistlerin ateistlerin ve diger sapkin görüslülerin sitelerine girin onlarla cok iyi anlasirsiniz, nasil olsa bulusacaginiz yer de belli, simididen tanismis olursunuz.

[hacı]

[offtopic]Size göre celiski, bir baskasina göre degil, siz öyle anliyor algiliyorsunuz, siz anladiginiz gibi inanin, celiskidir deyin[/offtopic]

Bu işin sana göresi bana göresi yoktur.Bir söz yada davranışın çelişki içerip içermediğini anlamak için allame olmaya gerek yok.

Size bir arkadaşınız çıkıpta ben tek başıma 10 adamı döverim dese,bir başka günde çıkıp ben tek başıma 2 adamı dövecek güçteyim dese siz bu iki söz arasında çelişki olup olmadığını anlayamaz mısınız?

O halde arkadaşının sözlerinde tespit ettiğin bu çelişkiyi Kuran'da da tespit edince neden görmezden geldiğini bir düşün...

Ne dersin?

[hacı]

yukarıdaki iletiyi yanlışlıkla ikinci defa gönderdiğimden tarafımdan silinmiştir.Özür dilerim.

[Ekrem]

Siz celiskiyi kendi beyninizde arayin, anlamadan bilmeden okunursa celiskiye düsülür elbette, insanlar kusursuz degildir hata yapabilirler, tipki sizin düstügünüz hataya düsebilirler, ayrica beyinsiz bir sekilde kur'an in celiskili oldugunu isbat etmek icin neden bu kadar heveslisiniz, sebep ne, kur'an'a inanmayan bir dünya mi düslüyorsunuz, neden, kur'an'a inanmayan bir insan bir gün gelir seytana tapmaz mi, siz insanlara sadece oralara gitmeleri icin zemin hazirliyorsunuz, baska da bir ise yaramiyorsunuz, söyle bir bakin inanmayan evrim geciren ateistlerin görüntülerine nasil hal ve sekil aldiklarini, insanlar sizce böyle mi olmali.


Bayram günü su ugursuz surati daha fazla görmeye gerek yok.

[hacı]

Ekrem bey...

İnsanların neye inandıkları,yada neye taptıkları beni ilgilendirmiyor.Beni buna zorlamadıktan sonra isterse Krem peynire tapsın..Fakat şeriat denen düzen benide sizin gibi düşünmeye,inanma zorlayan bir düzendir.Benim itirazım buna.Kuranda yazılıp çizilen şeylerin hayata geçirilmesi ancak şeriat düzeninde mümkündür.Bu düzende kendi tanrısına inanmayanlara yaşam hakkı tanınmamaktadır.

Öte yandan yukarıdaki şahısı tanımam.Resmine bakarak bir insan hakkında hüküm verecek biri de değilim.Belkide senden,benden daha dürüst iyi biridir.Bilemem.
Dış görünüşünün sizce kötü olması onun elinde olan bir şey mi,Yoksa tanrının bir takdiri mi?Yani Kader mi? Konuyu bu açıdan irdelediniz mi hiç...