Allah ın (ac) Kudret Sıfatı/2

Allah'ı tanımakta akli, nizami ve diğer tüm yönlerin ele alınabileceği platform.
beyazgül12
Mesajlar: 1390
Kayıt: 26 Haz 2014, 15:36

Re: Allah ın (ac) Kudret Sıfatı/2

Mesaj gönderen beyazgül12 »

Şimdi bu konunun tahlilini Mutezile nin iki itirazından başlayacağız çözmeye.Yani Mutezile Allah ın kudretini demişti,"evet her şeye ama istisnası var,insanın yaptığı hariç.İnsan gibi özgür olması gereken varlıkların yaptıkları fiilleri hariç .Hariç demedeki bunların gerekçesi iki tane önemli gerekçe idi.Birisi hariç demessek özgürlük ortadan gider,ikincisi hariç demessek bunlardaki kötülükleri Allah a atfetmiş oluruz.Bu iki mahsur var,o zaman diyelim hariç,insanın yaptıkları hariç diyelim ki hem insan özgür kalsın ,sorumluluğun anlamı olsun ,Cennetin Cehennemin anlamı olsun ,dinin anlamı olsun ve hem de fıtratımız bizim özgür olduğumuzu gösterir .Kendi vijdanımız bizi özgür varlık olarak görüyor .O zaman Allah ın varlığı evet şamildir ,kuşatıcıdır her şey Allah ın varlığı ile oluyor ,taa insanın sorumluluğuna kadar ve insan gibi özgür varlıklara kadar..."

Şimdi biz acaba böyle bir şey diyebilir miyiz ? Yani Allah ın kudretini ve keza aynı şekilde iradesini biz Allah ın kudreti ve iradesine bu mahzura düşmemek namına böyle bir sınır koyabilir miyiz? akıl ,bilgi yani tahlil şuur bize böyle bir imkan veriyor mu ? ve yahutta böyle bir sınır koyduğumuz taktirde bir mahsur ortaya çıkmıyor mu? bir sıkıntı doğurmuyor mu ?Peki eğer sıkıntı doğuracaksa mahsuru olacaksa öteki mahsuru ne yapacağız? onun çözümü nedir ? öte taraftan Allah ın kudretini insanın işini Allah ın kudretine dayandırırsak peki insanın o zaman neyi kaldı ortada,insanın fonksiyonu nedir,insanın özgürlüğü nasıl olur? bunu arz edeyim ki biz ne yapmamız lazım,çözmemiz lazım.Bunu çözdükten sonra o hayır ve şer yaratıcısına düşenlerin sorununu çözmemiz lazım.Şer konusunu genel anlamda çözmemiz lazım.Onu çözerken de Mataryalistlerin de aynı zamanda cevabını bu şer meselesini kötülük meselesini varlık aleminde onların da cevabını vermiş olmamız icab ediyor.Ardından Eşaire nin tahlilini görüşünü yanlışlıklarını ortaya koymak onun ardından doğru görüş doğru tahlil nedir ,ona da ulaşmamız lazım.
beyazgül12
Mesajlar: 1390
Kayıt: 26 Haz 2014, 15:36

Re: Allah ın (ac) Kudret Sıfatı/2

Mesaj gönderen beyazgül12 »

Şimdi o zaman ilk önce bizim ne yapmamız lazım .Şurdan hareket etmemiz lazım .Acaba biz Allah ın kudretine bir sınır getirebilir miyiz / Diyebilir miyiz ki Allah ın kudretinin bir haddi bir sınırı var .Allah kadirdir ama ,Allah ın kudreti var ama ,ama diye bir istisna koyabilir miyiz ?...

Allah ın kudretine ama diye bir istisna koyamayız ,niye ?

Çünkü ,Bakınız Mümin kardeşlerim ,vralık aleminde biz kendimiz ,varlık alemini tahlil edelim.Varlığı tahlil edelim.Varlık aleminde kendimizden başladığımızda kendimiz gibi varlıklardan başladığımızda biz görüyoruz ki bizim kendimiz yani varlığımız ve varlığımıza ait olan her şey müstakil /kendi başına ayakta duran değil.Yani nedir ? yani bağımlıdır.Ben diyemem varlık aleminde benim gibi sizin gibi yani mümkünat denilen yaratılmışlığı söz konusu olan canlı cansız bilinen ve bilinmeyen her varlığı ki onun bir şekilde yaratılmışlığı söz konusudur.,onun ne varlığı bağımsızdır ,ne de ki varlığına ait olan özellikleri ,vasıfları.Bunları her ikisi yani istiklal söz konusu değil.Müstağnilik söz konusu değil,burda.Madem ki biz müstağni değil isek ,yani biz iddia edemiyor isek ki ,bizim varlığımızda müstağniyiz ,biz iddia edemiyorsak biz varlığımıza ait boyutlarda ,özellikle vasıflarda ilminden tut kudretine ve her türlü özelliğine varlığımıza ait bütün vasıflarımızda ,biz müstağni değil isek se bunun manası budur ki,biz bir yere aitiz.Başka bir yere bağımlıyız.Kime bağımlıyız? malumdur ki bizi var eden sebebe. Bizi var eden sebep eğer direk bağlandığım sebebin kendisi de benim gibi müstağni değil ise o da aynı benim sorunumu yaşıyor demektir.Madem ki müstağni değiliz,muhtacız ,muhtaç olan her şeyin mutlaka nihayetinde muhtaç olmayan müstağni olan bir yere kadar varması lazım.Bir varlığa dayanması lazım.Yoksa ne ben olurdum ne siz olurdunuz.Eğer varlık alemi sırf muhtaç varlıktan ibaret ise hiçbir şey ortaya çıkmazdı.Demek ki ,muhtaç olan varlık var ise ,muhtaç olan varlığın ardında mutlaka muhtaç olmayan vardır...
beyazgül12
Mesajlar: 1390
Kayıt: 26 Haz 2014, 15:36

Re: Allah ın (ac) Kudret Sıfatı/2

Mesaj gönderen beyazgül12 »

Peki muhtaç olan varlıkların neyi var ise nerden geldi? Muhtaç olmayandan..O zaman benim kudretim kime ait oldu ?O müstağni kudrete,benim varlığım kime ait oldu ? O müstağni varlığa .Benim ilmim kime ait oldu ? ona.Bana ait olduğu halde ,nitekim benim varlığım bana ait değil iken,müstağni değil,yani ben iddia edemem benimdir ,kimseye ait değil.Benim ilmim de öyledir,benim kudretim de öyledir ,bana ait olan herşey.Öyleyse demek ki ,biz gördük ki,muhtaçlığın arkasında müstağnilik olmazsa olmaz.Varlık aleminde tek müstağni varlık kimdir ?Yaratandır ,Hak Teala dır.O nun dışında müstağni varlık söz konusu değil.Yani yaratılmışlığın zatı fakirlik demektir,özü fakirlik demektir.O zaman yaratanın da özü zenginlik demektir,özü müstağnilik demektir...

Peki madem ki benim kudretim ve benim varlığım ona ait ise ben nasıl kalkıp ,meselen diyelim ki bu istisnayı koyabilirim ,diyebilirim ki ,benim işim benim kudretimle gerçekleşiyor,Allah ın kudretiyle değil.Benim işim benim irademle gerçekleşiyor,Allah ın iradesine ,ters iradesine rağmen,bunu diyebilir miyim ?Benim kudretim dediğim zaman ,hemen yakalarlar beni..Söyle sen bu kudreti nerden aldın ?Sen benim diyorsun da nerden geldi bu kudret ?Mecburen diyeceğim ki ,varlığım nerden geldi ise ,ordan geldi.Varlığın geldiği yerde onundur, o zaman benim kudretim de onundur.O zaman demek ki beşerin kudreti de Allah ın kudreti demektir.Varlık aleminde mümkünat yani yaratılmışların işleri de Allah ın kudreti ile gerçekleşiyor demektir.Allah ın ilmi ile gerçekleşiyor ,demektir.Allah ın iradesi ile gerçekleşiyor ,demektir.O zaman demek ki biz Allah ın kudretine bir sınır koyamayız ki ,çünkü nasıl sınır koyacağız.Sınır koyup da ikinci bir kudret yaratmamız için,gerek ikinci bir istiklal,istiklaliyet,özgürlük ,yani kendi başına olmaklık ortaya koymamız lazım...Kendi başına olamıyoruz ki biz ,ikinci bir ayakta durma tek başına yok.Tek bir kendi ayağı üzerinde duran var, o da Yaratan...Geri kalan hepsi oraya bağlıdır.Aslında bütün yaratılmışlığa varlığı ve vasfıyla bütün boyutuyla bağımlılığın ta kendisidir...
beyazgül12
Mesajlar: 1390
Kayıt: 26 Haz 2014, 15:36

Re: Allah ın (ac) Kudret Sıfatı/2

Mesaj gönderen beyazgül12 »

Yani mesela domine taşları nedir ,birbirine dayalıdır.O ilk taş ki ayakta duruyor ya kendi başına,baştakini çektiğin anda sonuna kadar hepsi düştü.Varlık alemi de aynen bu şekildedir.Ey Mutezile siz nasıl diyebilirsniz ki ,Allah ın kudretine biz insanın kudretini sınır koyduk,insanın kendisine ait kudreti yok ki ,Allah ın kudretinde sınır olsun.İnsanın kudreti de ordan geliyor.İnasın kudreti de Allah ın dır.O halde demek ki biz Mutezile nin görüşünü kabul etmemiz ki Allah ın kudretine sınır koyalım insanda, mümkün değil...Böyle deyince hemen itiraz , peki özgürlük nerede ? özgürlük gitti .diye feryat kopuyor.Demek ki biz hiçbir şeyde özgür değiliz ,ilmimiz ordan ,kudretimiz ordan ,peki nerde özgürlük...?


Bu itirazlara deriz ki ,Kardeşim burda gelin biraz olayı tahlil edelim ..Şimdi biz bu olayı derin olarak tahlil ettiğimiz taktirde ,
Ben işaret etmiştim ,hem Mutezile ve hem Eşari ,bu gibi zihniyette olanlar Allah ın varlığını ve mahlukatın varlığını paralel varlıklar olarak nitelediklerinden dolayı bu sorunlara düşüyorlar ve aslında bunlar yaratma kavramını da tam anlamamışlardır.Yaratılanla yaratan iki paralel /enleminde varlık olamaz.Paralel olan hiçbir varlık,diğerinin yaratıcısı değil. Ne yaratıcısıdır ,ne yaratılmışıdır.

Arz edeyim ki bu elimdeki iki kitap ,birbirine paraleldir,yani varlıkları enlemine birbirinden ayrıdırlar.Ne bunun varlığı bundan kaynaklanıyor ,ne de bunun varlığı bundan kaynaklanıyor.Bunların her ikisi ,paralel olan her varlık diğerine karşı müstakildir.Mutezile Allah derken onların zihninde canlanan ,tasfir edilen ,yaratan aynen insanın ve evrenin enleminde /paralelinde olan bir varlık olduğunu öyle sandıklarından dolayı ,o zaman bu itirazları da ordan gelmiştir.Bunun bir çok felsefesi vardı.En önemli felsefelerinden birisi de buradadır.Demişler ki ,"Bir işi iki tane paralel varlık göremez ki ,aynı işi .ya o görmeli ya da bu görmeli.Bu görüyorsa o devre dışı ,o görüyorsa bu devre dışı ..."

Şimdi ,paralel olan varlıkların bir işte beraberlikleri olabilir mi ?Olabilir ama ortaklaşa anlamında olabilir.İki paralel varlık bir işi ortaklaşa görebilirler ,şerik olurlar.Mesela bir ağır taş bir ağır yük var önümüzde derim ki ,kardeş gel ben bunu kaldıramıyorum beraber kaldıralım ikimiz yerinden.Benim gücüm ve senin gücün birlikte birleşir ve o şey yerinden kalkar.Burdaki güçler de birbirinden kaynaklanmıyorlar ,güç sahipleri de birbirinden kaynaklanmıyorlar.Bunlar birbirlerinin ortağı olurlar,şeriki olurlar.Bir işi görmekte ortak olurlar.Şimdi Eşaire de aynen öyle sanıyor." Alah bizim yaptığımız işe dahil olursa bizim ortağımız olur.Bir işi hem Allah ve hem de ben gerçekleştireceğim bu olur ,şerik"

Mutezile de özgürlük boyutundan bakmış ve ortaklaşa bir işi görülmesini tasavvur edememiş ve demiş ki ,"bir işi Allah ın gücü ile desek,o zaman benim özgürlüğüm gidecektir.Öyleyse ben kendime emredeyim ve Allah ı devre dışı bırakayım.Demek ki bir işi iki tane paralel varlık gerçekleştirende ya şerik oluyorlar ,yani o işi her birisi bir kenarından tutuyor.Bu durumda bunların varlığı da kudretleri de müstakildirler ,birbirlerine nispeten..."
beyazgül12
Mesajlar: 1390
Kayıt: 26 Haz 2014, 15:36

Re: Allah ın (ac) Kudret Sıfatı/2

Mesaj gönderen beyazgül12 »

Biz Allah la kendimizi böyle tasavvur edebilir miyiz ki ,Allah ın varlığı bize paralel ,kudreti bize paralel ,bu mümkün değil..Bunun manası şirktir,doğrudan şirk.Bunun manası ben müstakilim demektir.Oysa ki biz hiçbir şeyimizde varlığımızda müstakil değiliz.Biz Allah a paralel değiliz.Bu farz gitti kenara..Paralel varlıkların ikinci bir ortaklaşması da olabilir.O da şu ki bir işin bir kısmını ortaklaşa olduğunda yani gene ikimiz de birbirimize paraleliz.İşin bir kısmını ben yapıyorum ,bir kısmını da sen.Örneğin ,mesela diyelim ki bir evi yapacağız ,ben birinci katını yapıyorum ,ikinci usta geliyor ,ikinci katını yapıyor.Yine bu da bir işi beraber götürmektir.Veya mesela diyelim bir uçağın uçuşu.Uçağın iki tane motoru var.Uçağın birinci kısmı bir motorla çalışıyor ve uçağı uçuruyor.İkinci kısmında bir km birinci motor ,ikinci km de ikinci motor ,birinci motor sönüyor.Bunlar da gene birbirine paralel.İki tane motorun ne güçleri birbirine bağlıdır ,ne de varlıkları..Üçüncü bir farz daha var ,paralel varlıkların bir işi ortaklaşa gerçekleştirmelerinde. ..O da mesela domine taşlarında olduğu gibi düşünelim.Bir işin ikinci faktörün o işteki etkisi birinci faktörün etkisine bağlı ola.Örneğin ,mesela ,benim elim hareket ediyor,elimin hareketi ile anahtar hareket ediyor,anahtarın hareketi ile kapının dili hareket ediyor ve kapı açılıyor.Burda nedir ?bu sefer etkiler birbirine bağlıdır .Elimin hareketi anahtarın hareketini meydana getiriyor,anahtarın hareketi kapının dilinin hareketini meydana getiriyor ,bu da yine birbirine paralel /enleminde olan varlıkların etkileşimleridir.Burda etkiler birbirine bağımlıdır.Güçler birbirine bağımlıdır.Ama vücutlar birbirine bağımlı değil ...Yani mümkündür ,bunu şöyle dememiz lazım.Bir paralel varlık gücünü bir başka paralel varlığa devredebilir ,varlığını değil..Güç aktarımı söz konusudur.Enerji aktarıyor.Burda aslında O İkinci enerjiyle birinci enerjinin konumu sebep ve sonuç ilişkisidir.Olmaz ki, eğer diyelim ,onlar müstakiller.Birbirine bağımlıdır ama sadece vasıfta bağımlıdır.Yani mümkündür ,iki tane paralel varlık sadece birbirlerine vasıfta bağımlı olabilirler ,vücutta değil...Bu da olabilir.
beyazgül12
Mesajlar: 1390
Kayıt: 26 Haz 2014, 15:36

Re: Allah ın (ac) Kudret Sıfatı/2

Mesaj gönderen beyazgül12 »

Acaba biz Allah la aramızda böyle bir etkileşimi düşünebilir miyiz ? Oysa ki bizim hem varlığımız Allah a bağımlıdır ve hem gücümüz . Bu da orda söz konusu değil.Peki nedir ?bizimle Allah arasındaki ilişki ? Burda arz edeyim ki bizim hem varlığımız ,hem bütün vasıflarımız ,Hak Teala dan kaynaklandığına göre ,yani biz Allah ın asla paralelinde değiliz. Boylamındayız.Boylamında yani ne ,yani manası şudur ki ,bizim ne varlığımız ve ne de kudretimi Allah ın varlığına ve kudretine engel değil.Allah ın varlığı ve kudreti ve keza ilmi ve iradesi bizim varlığımızı da ve bizim kudretimizi ve bizim ilmimizi de bizim irademizi de kuşatmıştır demektir.Arz edeyim ki Allah ın kuşatmasına bir örnek vereyim ki tasavvuru kolay olsun.Bir örnek arz ediyorum,

Biz kendi zihnimizden geçirdiğimiz tasavvurlarımızı hem varlık ve hem bütün özellik boyutlarıyla kuşatmışız.Olabilir mi ki bizim tasavvurlarımızı,diyelim ki bizim tasavvurlarımız bizim varlığımıza veya bizim arz edeyim ki onların özellikleri bir şekilde bize ister vasıf açısından ister varlık açısından hakim olabilir mi ,yani bizi ayıralım bir kenara bırakalım ,onların kendi ayakları üzerinde bir duruşları olabilir mi? Olamaz ve onlar bütünüyle bize yani onlar bağımlılığın ta kendisidir bize.Bu durumda farz edelim ki o tasavvur ettiğimiz varlığa ,tasavvurumuza biz ilim de ,kudret te ,irade de vermiş olalım.Onu irade,ilim ve kudretle kendisi müstakil bir varlık mı olur ,olmaz.Bizim dışımızda mı olur ,olmaz ,bize tam bağımlıdır.Peki eğer biz ona ilim ,kudret ,irade verdik,o bir iş yaptı,onun yaptığı bu işi kim yapmış oldu şimdi ,diye soralım.Hem o yaptı ,niye ,çünkü onun ilmi var idi ,kudreti var idi bizden aldığı.Aynı zamanda kim yaptı ,herşey bize bağımlı olduğu için biz de yaptık.Yani onun fiili bizim fiilimiz ,onun fiili, onun fiili olduğu gibi ,aynı zamanda bizim de fiilimiz oluyor ve bu iki faali çünkü birbirlerinin enleminde değiller diye birisi diğerinin ortağı değil.Biz diyebilir miyiz ki ,o bizim ortağımız oldu .Yani aynen bu iki insanın ortaklaşması gibi ,ortak olmadı.Çünkü niye ,çünkü ,onun hiçbir şeyi yok idi ki bize ortak olsun.Onun her şeyi aynı zaman da benim idi,ortak değil idik,şerikimiz değil.Aynı zamanda onu kendisi yapıyor,kendi ilim kudret irade ona verdiğimiz için onun da fiilidir.Onun fiili olduğu için ,çünkü o hem varlığı ile ,hem fiili ile ,her şeyi ile bize bağımlı olduğundan dolayı bizim de fiilimizdir.O zaman diyebiliriz ki ,onun fiilini o yaptığı gibi ben de yaptım.

"Allah yarattı ,sizi ve sizin işlerinizi ."Allah müstakilden yaratıyor.Biz de Allah dan aldığımız kudretle iş görürüz. Bir ayeti kerime ,"Hem onlara rabbindir imdat ulaştırıyor ,kendi kudretiyle" ,Allah dır ki bize imdat ediyor,varlığımız ile varlığımıza ait ondan gelen güçler ile ,vasıflarımız ile ,bilgilerimiz ile ,iradelerimiz ile ,bunların hepsi medet ordan geliyor...Ama gelirken O lütf ediyor bize veriyor.Bize ait oluyor,O nun vermesi sonucu.Ama bize ait olması ne bizi ve ne de bize ait olan şeyleri O nun mülkünden O nun hakimiyetinden O nun varlığından dışarı çıkamıyor ,aynı zamanda O nundur.Bizim olduğumuz gibi O nun dur.Kulun kendisinin sahip olduğu her şey O nundur." Ve la Havle Ve la Kuvvete İlla Billah /Yüce Allah a dayanmayan hiçbir güç ve kuvvet yoktur .Hiçbir güç hiçbir kuvvet hiçbir varlık O nun gücü dışında söz konusu değil." Nereye kaçıyorsunuz ,O nun hükümetinden ,O nun hakimiyetinden ,O nun kudretinden ,O nun ilminden ,O nun iradesinden ,O nun varlığından ,nereye çıkabileceksiniz ,kaçacak yer var mı ,kaçabilmek için O na paralel olmam lazım.Oysa ki O beni tamamiyle ,içimden ,dışımdan ,her tarafımdan kuşatmıştır...

Bu şekilde...çünkü burda iki tane paralel varlık söz konusu değil diye ,bu işi hem O ve hem de benim yapmam beni özgürlükten çıkarmıyor.Çünkü özgürlük de kendimindir,kudret de kendimindir ,bana ait olduğu halde O nundur,beni mecbur etmiyor ,Cebr söz konusu değil .Cebr ancak iki paralel varlık arasında söz konusu olabilir,cebr söz konusu değil.O zaman Mutezile nin birinci itirazı ortadan kalkmış oluyor.Birinci itirazları Cebr idi.Birinci itiraz özgürlüğün gitmesi idi.Böyle birşey söz sonusu değil. .Ama ikinci itiraz ,yani o zaman ben yanlış yaparken haşa Hak Teala da mı yanlış yapıyor ? Bunun da tahlilini incelemesini inşaallah bırakalım sonraki sohbetimize ...ve Sallallahu Al a Muhammedin ve Alihi Tahirin ...
En son beyazgül12 tarafından 09 Haz 2016, 10:18 tarihinde düzenlendi, toplamda 1 kere düzenlendi.
beyazgül12
Mesajlar: 1390
Kayıt: 26 Haz 2014, 15:36

Re: Allah ın (ac) Kudret Sıfatı/2

Mesaj gönderen beyazgül12 »

Arz ettik ki ,bu geçen bahislerde, insanın özgürlüğü ile ilgili bu şüpheyi cevaplandırdık.Biz beyan ettik ki,insanın yaptıklarının da Allah ın kudreti ile gerçekleşmesi ve aynı zamanda insanın yaptıkları insanın kendi kudretiyle gerçekleşmesi bu insanın özgürlüğü ile çelişmiyor.Bunun izahını yaptık.Yani Allah ın kudretinin insanın yaptıklarına nüfuz ettiğini kabul etmemiz insanın özgürlüğü ile çelişmediğini ve orda doğru tasavvurun ne olduğunu geçen bahislerde izah etmiştik.


Ama bu ikinci bölüm ki ,eğer insanın yaptıklarını Allah ın kudretiyle gerçekleştiğini kabul eder isek se o zaman insanların yanlışlıklarından,çirkinliklerinden Allah da sorumlu olması gerekiyor ,oysa ki Allah çirkinliklerden münezzehtir .Bu nasıl olabilir ki ,biz Allah ı insanın yaptığı çirkinliklere bulaştırabiliyoruz ki arz edeyim ki bu şüphenin cevabını vermemiz gerekiyor ,bu günkü bahsimizde.

Bu şüpheyi arz edeyim ki Mutezile nin görüşü olarak ortaya attığımızda aynı zamanda bu şüphenin daha kapsamlı bir boyut içerdiğine dikkat çektik.Dedik ki aslında bu şüphe şer şüphesidir,şerrin varlığı şüphesidir,şerrin oluşması şüphesidir.Dedik ki Ehli Sünnet içerisinde Eşaire hem hayır hem de şer Allah tandır diyor ve arz edeyim ki şerri de Allah a isnat ediyor ve onda bir beis bir mani görmüyor,iman esaslarından sayıyor.Oysa ki Mutezile burda Eşaire nin karşısında durmuş ,demiş ki,şerri Allah a isnat edemeyiz.Hayırları fakat Allah a nisbet etmeliyiz.,şerri Allah a nispet etmemeliyiz.Dedik ki burda bu şer itirazını aynı zamanda Ataistler ve Müşrikler de bu şer itirazına takılmışlar .Ataistler bu itiraza dayanarak yani varlık aleminde kendilerince gördükleri şer saydıkları şeylerin varlığını ve doğru olmayan çirkin çirkin olan şeylerin varlığını bir gerekçe kabul etmişler ,demişler ki ,madem ki varlık aleminde şer var ise çirkin olan şeyler var ise ,bu bunun kanıtıdır ki,aslında varlık aleminin bir bilge her şeyi bilen her şeye gücü yeten bir varlık tarafından yaratılmadığının kanıtıdır.Varlık alemi kendiliğinden oluşmuştur.Dolayısıyla bir takım şeyler güzel olmuş,bir takım şeyler çirkin olmuş,aslında varlık alemindeki şerlerin varlığı yaratıcının ,sizin iddia ettiğiniz her şeyi bilen bir yaratıcının olmadığının kanıtıdır,deyip Allah ın varlığını inkara gitmişlerdir.Yani onlar bu itirazı daha kapsamlı tutmuşlar ve müşrik olanlar da gene aynı gerekçeye takılarak demişler ki ,olamaz varlık aleminde bir yaratan olsun. Çünkü varlık aleminde iyi ve kötü her ikisinin de yarat bir varlık olamaz.İyiyi yaratan var bir de kötüyü yaratan.Dolayısıyla varlık aleminin yaratıcısının iki tane yaratıcısı olduğuna kail olmuşlardır.Hayrı yaratan ve şerri yaratan diye ,Müşrik olmuşlardır.Dolayısıyla Mutezile insanın fiillerinde bu şüpheye takılırken ,Ataistler bütün evrende takılmışlar keza Müşrikler de bütün evrende takılmışlar .Ataistler bu şüpheye takılarak Allah ı kökten inkar ederken ,müşrikler ise iki tane yaratıcıya inanmak zorunda kalmışlardır.Dolayısıyla biz bu şüpheyi kökten ele alarak ilerlememiz lazım.Yani bir kaç aşamada ...
beyazgül12
Mesajlar: 1390
Kayıt: 26 Haz 2014, 15:36

Re: Allah ın (ac) Kudret Sıfatı/2

Mesaj gönderen beyazgül12 »

Birinci aşama ,

Acaba varlık aleminde şer denilen şeyler var mıdır ? Gerçekten bu şerler Allah tarafından mı yaratılmışlar ?Bunun insanın ötesinde ,insanın yaptıklarının ötesinde ,Ataistlerin iddia ettiği gibi ,meselen varlık alemindeki yanlışlıklar çirkinlikler ,şerler,zararlar böyle bir şeye vereceğimiz cevap nedir ?onlar bunları gerekçe göstererek bir hekim ve her şeyi bilen ,her şeye gücü yeten ,her şeyi hikmet üzere yaratan bir varlığı inkar ediyorlar,buna vereceğimiz cevap nedir ?ve keza aynı şekilde müşriklere vereceğimiz cevap nedir ?sonra üçüncü merhalede Mutezile ye vereceğimiz cevap nedir ?

Şimdi acaba soru şudur ki ;bu Ataisler ki varlık aleminde şer dedikleri ,zararlı dedikleri ,yanlış dedikleri varlıklar ,gerçekten böyle bir şey var mı ?Varlık aleminde şer olan ,şer sayılan bir varlık var mı ?zararlı olan bir varlık var mı ?hikmete aykırı olan bir varlık var mı ? faydasız olan bir varlık var mı ?gereksiz olan bir varlık var mı ? biz bunların varlığını bahane edelim ,diyelim ki ,evet bunlar yanlıştır ,bunlar gereksizdir,bunlar hikmete aykırıdır,bunları Allah denilen bir varlık yaratamaz,öyleyse kendisi yokmuş,demek ki .Çünkü,madem ki bu kadar faydasız şeyler ,zararlı şeyler var ise,varlık aleminde o nasıl bunları yaratmıştır.diye soru soruyor..

Acaba onların sandığı gibi onların sunduğu gibi ,şer olan ,zararlı olan ,gereksiz olan bir varlık bir hakikat evrende var mı ?Bu soru çok eskilerden beri vardır.Yani Peygamberin döneminden beri.Aslında insanın kafasını kurcalayan bir sorudur,insan var oldukça bu soru insanın kafasını kurcalamıştır.Bu soruya birileri cevap veremediklerinden dolayı ,bir takım yanlış yollara gitmişler,inkara gitmişler ve yahutta iki tane yaratıcıya kail olmak zorunda kalmışlardır...

Kur an ı Kerim e ,Peygambere (saa) sorduğumuzda ;Kur an ı Kerim diyor ki ,varlık aleminde asla şer yoktur,Peygamber (saa) diyor ki ,varlık aleminde asla şer yoktur,Varlık aleminde asla hikmetsiz bir varlık yoktur."Hem her şeyi yaratan O dur ",istisnasız .Kur an ı Kerim diyor ki ,"Her şeyi yaratan O dur ,insanın yaptıkları da dahil olmak üzere ,Sizin yaptıklarınızı da yaratan O dur." Ama buyuruyor ki ,"Bana nisbet ben yaptıklarım her şey güzeldir,varlık aleminde şer asla yoktur,çirkinlik asla yoktur ." Bu yüzden de ilk baştan her zaman diyor ki ,"Elhamdulillah,ancak ben övülenim ,yani benim kendim zat itibariyle güzeldir ,sıfat itibariyle bir yanlışlık bir eksiklik yoktur ,iş itibariyle de bir yanlış yoktur .Ancak böyledir .Elhamdulillah ..Kur an ı Kerim böyle diyor ,Peygamber (saa) böyle diyor ,Peygamberin (saa) varisleri (as) böyle diyor , Peki bizim aklımız ne diyor ?
beyazgül12
Mesajlar: 1390
Kayıt: 26 Haz 2014, 15:36

Re: Allah ın (ac) Kudret Sıfatı/2

Mesaj gönderen beyazgül12 »

Şimdi akla gelince ,bir, arz edeyim ki gerçekten bilgi ve ilim peşinde olan akıl var ,onun bir sözü var. Bir de cehaletle ,cahilce ,bilgisizce hareket eden akıl var. Bilgiye dayanmaksızın zan üzere ve cehalet üzere hareket eden akıl diyor ki ,varlık aleminde şer var .Niye var ,diyor ki ,bakınız ben örnek vereyim ,mesela siz depremi görmüyor musunuz ,deprem bir şerdir. Bunun gibi örnekler sunuyor,diyor ki bunlar şerdir.Bunlar madem ki var ise varlık aleminde şer var demektir. Burda arz edeyim ki buna cevap nedir ?

Buna cevap şudur ki ,ilk başta diyeceğiz ki , ,zaten bunun cevabını Allah da veriyor,Peygamberi (saa) de veriyor ,Peygamberin (saa) varisleri (as) da veriyor ,bizim aklımız da aynı cevabı veriyor. Buyurmuş ki ,cevap olarak ;

Birşey hakkında kesin bir hüküm vermemiz için onun bütün boyutlarını her yönüyle incelememiz lazım.yani o konuda bilgimizin tamamlanması lazım.Siz mesela diyelim ki icabında bir nesneye parmak basıp diyorsunuz ki ,bu hikmete aykırı ,bu şerdir ,bu zarardır diye.Bu kanaata varmanız için o konuyu bütün boyutları ile aydınlatmış olmanız lazım.Eğer tamamiyle aydınlattınız ise ve gördünüzse ki gerçekten o öyledir.Bu kanaata varmanız doğrudur.Ama siz varlık aleminde hüküm verirken kendinizin o konudaki yanni varlık alemindekik bilginiz tamamiyle eksik bir bilgiye dayanıyor.Tam bir bilgi sahibi değilsiniz.Depremin her boyutuyla varlık alemindeki etkisini bilmiyorsunuz diye ,siz fakat görünene bakıyorsunuz ,bakıyorsunuzuz ki burda bir ev yıkıldı ,deprem sonucu bir can kaybı oldu.Onu görüp hemen peşin hüküm veriyorsunuz.Ama bu deprem hareketinin varlık alemindeki bütün boyutlarını incelediniz mi.Sizin bir varlığı şer olarak nitelemeniz aslında kendi bilgi eksikliğinizden kaynaklanıyor.Eğer varlık aleminde tam bilgi sahibi olur iseniz se ,varlık aleminde hikmete aykırı ,zararlı ,boş hiçbir varlığı bulamazsınız.Varlık aleminde her şeyin yerli yerinde ,belli bir hikmete göre ,belli bir ölçüye yani hesap kitap üzere ve varlığını zorunlu kılan bir takım gerekçelere dayanarak yani ilmin ve hikmetin gereği olarak oluştuğunu göreceksiniz.Varlık aleminde ilme ve hikmete aykırı en ufak bir varlık söz konusu olmadığını varlık alemini incelediğinizde görürsünüz.Sizin inkarcılığınız kendi bilgi eksikliğinizden kaynaklanıyor.Eğer o konuda bilgili olan insana sorsanız ,o konunun izahını size yaptığında ,sizin kendiniz de o bilgiyi edindikten sonra diyeceksiniz ki ,bu mutlaka böyle olmalıydı ,ve olması gerekirdi ki oldu,aksi olamaz...

Bu varlık alemin baştan sona her yönüyle en inceliklerine kadar hikmet esası üzerine yaratılmış en güzel düzendir.En ehzen nizamdır.Bundan daha güzeli ,bundan daha uygunu ,bundan daha faydalısı olamaz.Bu konulardaki sizin itirazlarınız ,kendi bilgi eksikliklerinizdendir.Bu cevap henüz özet bir cevaptır ,bu cevabı açacağız inşaallah biz.Ben bu cevabın bu şekilde verildiğini özet niteliklisi ,bu itirazların cehaletten kaynaklandığını belirten İmam Cafer Sadık (as) bir hadisini burda zikredeceğim sonra konuyu derinlemesine inceleyeceğiz...
beyazgül12
Mesajlar: 1390
Kayıt: 26 Haz 2014, 15:36

Re: Allah ın (ac) Kudret Sıfatı/2

Mesaj gönderen beyazgül12 »

NOT : Bu hadisi kitaptan yazıyorum ( Tevhid-i Mufazzal )


YARATILIŞIN SEBEPLERİ VE MANALARI HAKKINDA ŞÜPHECİLERİN BİLGİSİZLİKLERİ

İbn-i Ebi l Avca nın Bir Arkadaşı ile Konuşması

Sinan oğlu Muhammed ,Ömer oğlu Mufazzal dan şöyle aktarmıştır:

"Bir öğleden sonra (Hz Peygamber )in kabri ve minberi arasındaki ravzada (bahçe) oturmuştum.Yüce Allah ın efendimiz Muhammed e has kıldığı şeref ve üstünlükleri ; O na bağış ,ihsan ve hibe ettiği şeyleri ;onu onurlu kıldığını ;ümmetin çoğunun bilmediği ve ona cahil olduğu mertebesinin büyüklüğünü düşünüyordum.Bu sırada İbn-i Ebil Avca gelip sözlerini işitebileceğim bir yere oturdu.Yerine yerleştiğinde arkadaşlarından biri gelerek onun yanına oturdu.Ardından İbn-i Ebil Avca (iki cihan serveri Muhammed Mustafa nın kabrini işaret ederek ) şöyle dedi :

"Şüphesiz bu kabrin sahibi olgunluğuyla izzete ulaşmış ,her özelliğiyle şerefe ve üstünlüğe sahip olmuş,bütün hallerde saygın ve değerlidir ."Arkadaşı şöyle dedi:

"O en üstün mertebeye ve en büyük yere sahip olduğunu iddia eden bir filozoftu ve bunu ispat etmek için mucizeler gösterdi.Akıllara galip geldi ,derin düşünceler onda kayboldu,zekalar ;ilmini talep için fikir denizine daldılar ve aciz olarak geri döndüler.

Hatipler ,akıl ve fesahat sahipleri davetine icabet ettikleri zaman halk guruplar halinde O nun dinine girdiler .Sonra ismini vahye yakınlaştırdı ve davetinin ulaştığı bütün beldelerde mescitlerin damlarından seslenilir oldu,delili karada ve denizde ,dağlarda ve ovalarda apaçık oldu,ismi her saat canlı tutulsun ve işi (Peygamberliği )saklı kalmasın diye gece gündüz ezan ve ikamede beş defa tekrar edilir oldu."

Sonra İbn-İ Ebil Avca şöyle dedi :"Bırak Muhammed i anmayı ki aklım onun hakkında şaşa kalmış ve fikrim işinde acze düşmüştür ve yolundan çıkmıştır. Asıl konuya gelelim. Ondan bahsedelim !" Sonra şeylerin (varlıkların )başlangıcından bahsetti ve ;"şeylerin (varlıkların )başlangıcının rastlantı olduğunu ,varlık aleminde hiçbir şekilde düzen ve taktir olmadığını ;varlıkları yaratan ,düzenleyen ve planlayan birinin bulunmadığını ; eşyaların rastlantı eseri (kendi kendine ) var olduklarını ;dünyanın her zaman böyle olduğunu ve olacağını " iddia etti....

Mufazzal ,şöyle devam etti:"Öfke ve sinirden dolayı kendime hakim olamadım ve şöyle dedim:" Ey Allah ın düşmanı ! Allah ın dininden çıktın ve yoldan saptın .Seni en güzel şekilde yaratan ,en kamil şekli veren ,değişik hallerde dönüştürerek en son şekline ulaştıran tertemiz ve yüce olan en güzel yaratıcının varlığını inkar ettin !

Eğer dakik bir akla sahipsen ve nefsin hakkında düşünecek olursan ;( Allah ın )rablik delillerini ve sanat eserlerini kendinde hazır bulursun .O yüce ve mukaddes olanın ,senin yaratılışındaki şahitleri ve burhanları ( ilim ,hikmet ve kudret delilleri )gözle görülür şekilde apaçıktır."
Cevapla

“Allah (Tevhid) İnancı” sayfasına dön