Müçtehidimiz kim?

Kazandığımız her kazançta, Peygamber ve Ehlibeyt'in hakkı vardır.
alibaran
Mesajlar: 136
Kayıt: 02 Mar 2011, 21:08

Müçtehidimiz kim?

Mesaj gönderen alibaran »

Bir soru sordum, abna.ir ehlibeyt ajansına.

- Ali Baran... Selamün Aleyküm, siz bilirsiniz belki diye soruyorum.istanbulda müctehid kim? Yada müctehidin kim olduğuna nasıl karar verilir?

- Bismihi Teala selamun aleykum, Türkiye'nin hiç bir yerinde taklit merci dediğimiz müçtehit bulunmamaktadır. Müçtehid'in kim olduğuna dair sorunuza gelince risaleler de bu konu detaylı bir biçimde ele alınmıştır. Biz Abna.ir olarak yakında bu konuyla ilgili bir yazı yayınlamayı düşünüyoruz. Abna.ir

ne düşünüyorsunuz?
alibaran
Mesajlar: 136
Kayıt: 02 Mar 2011, 21:08

Re: Müçtehidimiz kim?

Mesaj gönderen alibaran »

Bir kişide yorumda bulunmuş.

- Eren Cem... Türkiyede mücdehid yok demek ne denli doğrudur? Biz Türkiye Alevilerininde itibar ettiği kimseler vardır ve humusumuzu onlara veririz, bunların isimlerini burada yazmak istemiyorum, ama bana e-mail atarsanız seve seve alim olarak gördüğümüz kişilerin isimlerini size yazabilirim. İran İslam Cumhuriyeti olarak sizler bizlere el uzatmadığınız sürece işte yukarıda yazdığınız açıklamada olduğu gibi türkiyede mücdehid yok der durursunuz, ne olur biz aleviler ile diyaloğa geçin. bizi tanıyın, alimlerimiz ile tanışın. özümüz bir.
alone_man
Mesajlar: 1769
Kayıt: 13 Oca 2008, 21:28

Re: Müçtehidimiz kim?

Mesaj gönderen alone_man »

alibaran yazdı:Bir kişide yorumda bulunmuş.

- Eren Cem... Türkiyede mücdehid yok demek ne denli doğrudur? Biz Türkiye Alevilerininde itibar ettiği kimseler vardır ve humusumuzu onlara veririz, bunların isimlerini burada yazmak istemiyorum, ama bana e-mail atarsanız seve seve alim olarak gördüğümüz kişilerin isimlerini size yazabilirim. İran İslam Cumhuriyeti olarak sizler bizlere el uzatmadığınız sürece işte yukarıda yazdığınız açıklamada olduğu gibi türkiyede mücdehid yok der durursunuz, ne olur biz aleviler ile diyaloğa geçin. bizi tanıyın, alimlerimiz ile tanışın. özümüz bir.

bende ülkemizde müçtehit olmadığını biliyorum
humus toplama yetkisi başka bir şeydir müçtehitr olmak başka şeydir diye biliyorum yanlışsam düzeltin
alim başka şeydir hüccetülislam başkadır müçtehit başkadır diye biliyorum yanlışsam düzeltin
3nokta
Mesajlar: 3381
Kayıt: 26 Ara 2006, 22:16
Konum: Meşhedi313

Re: Müçtehidimiz kim?

Mesaj gönderen 3nokta »

Türkiye'de müctehit yok. Kaldı ki taklit mercii olsun. Bu makamlar öyle usta çırak ilişkisiyle gelinecek makamlar değildir. Sistematik ve uzun süreli eğitimle birlikte yüksek zeka gerektirir. Biz dünyadaki diğer Alevi-caferilerin yani Şiilerin uyduğu taklit merciilere uyuyoruz.
nokta koymuyoruz artık cümle sonlarına
noktayı koyacak olan sensin anlasana
. . .
alibaran
Mesajlar: 136
Kayıt: 02 Mar 2011, 21:08

Re: Müçtehidimiz kim?

Mesaj gönderen alibaran »

3nokta yazdı:Türkiye'de müctehit yok. Kaldı ki taklit mercii olsun. Bu makamlar öyle usta çırak ilişkisiyle gelinecek makamlar değildir. Sistematik ve uzun süreli eğitimle birlikte yüksek zeka gerektirir. Biz dünyadaki diğer Alevi-caferilerin yani Şiilerin uyduğu taklit merciilere uyuyoruz.

Tamam anladım da kim?
3nokta
Mesajlar: 3381
Kayıt: 26 Ara 2006, 22:16
Konum: Meşhedi313

Re: Müçtehidimiz kim?

Mesaj gönderen 3nokta »

EHL-İ BEYT YOLUNDA İÇTİHÂT,
MÜÇTEHİT VE TAKLÎT
İnsan, düşünme ve seçme gücüne sahip bir varlıktır. Sağlıklı bir toplum; bir fikir ve irâdeyi empoze etmeksizin, baskı yapmaksızın, fertler için özgürce düşünme imkânı hazırlayan toplumdur.

Ehl-i Beyt’in İslâm anlayışında birinci ilke, her insanın dînini öğrenme, serbest olarak düşünme ve bilinçli bir şekilde tercîh yapma ve inancını yaşama hakkının var olduğudur.

Kur’ân’da ve Ondört Masûm-u Pâk’ın buyruklarında ilim öğrenmenin gerekliliği ile ilgili olarak var olan gerçekler, İslâm’ın her konuda bilinçli olmaya verdiği önemi göstermektedir.

“...Hiç bilenlerle bilmeyenler bir olur mu?...”[Zümer (39): 9]

Ehl-i Beyt gemisinin kaptanı Peygamberimiz (a.s) buyurdular; “İlim talep etmek her Müslüman’a farzdır.”[20]

Velâyet bağının bülbülü İmâm Cafer Sâdık (a.s) buyurdu;“...Dîni hakkıyla anlamaya çalışınız...”[21]

Kur’ân-ı Hakîm açıkça insanlara ilim çerçevesinden dışarı çıkmamayı, şüpheye uymamayı, duyulan, görülen veya akıldan geçen her şeyi düşünmeden kabul etmemeyi emreder ve sorumlu olacaklarını haber verir.

“Hakkında bilgi sahibi olmadığın şeyin ardına düşme. Çünkü kulak, göz ve gönül-kalp,bunların hepsi ondan sorumludur.” [İsrâ (17): 36]

Bu ve benzeri onlarca diğer âyet-i kerîmeler ve hadîs-i şerîfler, insanı cehâlet karanlıklarından kurtararak, bilginin nûruna çıkarmak istiyorlar. Tâ kidin alimleri, ata ve ecdat körü körüne taklît edilmesin, doğru düşünce ve sağlam anlayıştan uzak kalınmasın, araştırmalar sonucu elde edilmiş olan hak temele dayanılsın.

İslâm’da insan, birinci derecede kendi elde ettiği bilgilere göre amel etmelidir. Yâni, ehliyeti varsa, imkâna sâhip ise kendisi içtihât makamına ulaşmaya çalışmalıdır.


İçtihât; Kur’ân-ı Kerîm ve hadîs-i şerîfler ışığında sorunlara, problemlere çözüm bulma çalışmasıdır. Bu makâm, her Müslüman, mümin ve tevhît ehlinin, zirvesine ulaşması gereken yüce bir makâmdır. Ancak her insanın imkân ve şartları bu makâma ulaşmaya elverişli olmadığından, kişi, içtihât makâmına ulaşmış bir kimseye uyar ve onu taklît eder. Ehl-i Beyt erkânına göre, içtihât makâmına hâiz olmayan kimsenin, bu makâma ulaşmış bir âlim zâta uyması, onun içtihatlarına göre amel etmesi farzdır.

Dînî konularda taklitten maksat, kesinlikle bilinçsiz bir şekilde bir kimseye uymak değildir. Çünkü bu, İslâm’ın evrensel idealleri ve ilmî rûhuyla asla bağdaşmaz.

İmâm Muhammed Bâkır (a) buyuruyor; “Kim ehil olmadığı halde insanlara fetva verirse, rahmet ve azâp meleklerinin laneti ile o fetvayla amel edenlerin günahları fetvâ veren kimseyedir.”[23]

Ehl-i Beyt anlayışında dînin asılları (îmânın şartları) dediğimiz îmânla ilgili meselelerde, kesinlikle taklît geçerli değildir. Herkes îmânla ilgili temel konuları iyice araştırarak aklen ve kalben tatmîn olmalı, sağlam bir inanca kavuşmalıdır.

Fetvâ ve görüşlerine uyulacak bir müçtehitte şu özellikler bulunmalıdır:
1. Îmânlı olmak.

2. Akıllı olmak.

3. Bulûğ (ergenlik) çağına ulaşmış olmak.

4. Erkek olmak.

5. Adâletli olmak.

6. İçtihât mertebesinde olmak.

7. Helalzâde (soyu-sopu belli) olmak.

8. Oniki İmâm’ın İmâmet ve Velâyetini kabul eden olmak.

9. Dünyâya bağlı, meyilli olmamak.

10. Zamânının en bilgili âlimlerinden olmak.

11. Hayatta olmak.[24]

Müçtehit ve en âlim olan kimse üç yolla tanınabilir:

1. Bir kimse dînî bilgilerine dayanarak ve ilmî yeterliliği ile müçtehidi tanıyabilir.

2. Müçtehidi tanıma gücü ve ilmine sâhip iki âdil ve âlim şahıslar aracılığı ile tanıyabilir.

3. Bir gurup güvenilir topluluğun ya da toplumun tamamına yakın kısmının bir kimseyi müçtehit kabul etmiş olmasıyla tanıyabilir.

Müçtehit makâmında olmayan kimselerin fetvâ vermeleri harâmdır.

Bir müçtehidin adâletli olduğu aşağıdaki hususlara riâyet etmesiyle anlaşılabilir:

a-Mutlak sûrette İslâm’ın hükümlerine uygun yaşamalıdır.

b- Harâm olan her türlü işleri terk etmiş olmalıdır.

c- Allâh’a isyandan, büyük ve küçük günahlardan sakınmalıdır.

Büyük günahlar ise genel olarak şunlardır;
1. Allâh’a şirk koşmak.

2. Allâh’ın rahmetinden ümit kesmek, azâbından emîn olmak.

3. Ana babaya karşı gelip, haksız olarak itaatsizlik etmek.

4. Haksız yere cana kıymak.

5. Namuslu kimselere iftirâda bulunmak.

6. İslâm uğrundaki bir savaştan kaçınmak.

7. Zulümle yetimin malını yemek.

8. Fâiz-Ribâ yemek (almak, vermek).

9. Sihir yapmak, yaptırmak.

10. Zinâ etmek.

11. Livâta (erkek erkeğe ilişki), sevicilik (kadın kadına cinsel yakınlık) yapmak.

12. Yalan yere yemîn etmek, ettirmek.

13. Zekât vermemek.

14. Yalan yere şâhitlik yapmak, şâhitliği gizlemek.

15. Her çeşit alkollü içki içmek, içirmek.

16. Bile bile farz namazları terk etmek.

17. Sözünde durmamak, ahdini bozmak.

18. Akraba ile ilişkilerini haksız yere kesmek.

19. Hırsızlık yapmak.

20. Dînin emir ve sorumluluklarından kurtulmak amacıyla, İslâm ölçülerine uygun yaşanmayan bölge ya da ülkelere giderek yerleşmek.

21. Allâh’ın indirdiklerinden her hangi bir hükmü (meselâ; başörtüsü takmanın farz olduğunu, mîrâs dağıtımı ile ilgili Kur’ân ve sünnetteki muhkem hükümleri, zinâ, hırsızlık ve benzeri suçlarla ilgili sâbit ilâhî cezâları...vb.) kabûl etmemek.

22. Allâh’a, Peygamber’e, yada Vasî’lerine (Oniki İmâm’lara) yalan isnât etmek, onlar adına yalan uydurmak.

23. Her türlü yalanı haksız olarak konuşmak.

24. Murdar olarak ölmüş hayvanın eti, kan, domuz eti ve Allâh’ dan ğayrısı adına kesilmiş hayvanın etinden vs. yemek.

25. Kumar oynamak, oynatmak.

26. İçki, ölü eti, kumar, zinâ kazancı gibi harâm kazançlar peşinde olmak, o tür kazançlardan istifâde etmek.

27. Rüşvet almak, vermek.

28. Kâhinlik, falcılık yapmak, kâhine, falcıya başvurmak ve inanmak.

29. Ölçü ve tartıda hile yapmak.

30. Zulmetmek, zâlimlere yardımcı olmak, onlarla dost olmak.

31. Kibirli olmak, büyüklük taslamak.

32. Müsrif ya da haddinden fazla eli sıkı olmak.

33. Haccı küçümsemek, gücü yettiği halde hacca gitmemek.

34. Allâh’ın farz kıldığı Ramazân orucunu sebepsiz yere tutmamak.

35. Allâh’ın velîleri hakkında ileri geri konuşmak, onlara çatmak.

36. Boş şeylerle vakit öldürmek.

37. Fıska götüren işler yapmak, küçük günahlarda ısrâr etmek.

38. Gıybet etmek, gıybete kulak vermek.

39. Riyâ ve gösterişte bulunmak.

40. Koğuculuk yapmak, söz götürüp getirmek.

41. Müminlere ve Allâh’ın kullarına sövmek, güvensizlik yaymak, insanlara hıyânet ederek aldatmak.

42. Vasiyet ederken zâlimâne davranmak, vasiyette zulmetmek.

43. Ehil olduğu halde emr-i bi’l ma’rûfu, nehy-i ani’l münkeri terk etmek...

Yüce Allâh cümlemizi büyük ve küçük günahlardan muhâfaza buyursun! Kalbimize ihlâs ile îmân, amellerimize istikâmet, dilimize ve gönlümüze de hakkıyla tevbe etmeyi nasip eylesin![25]

MÜÇTEHİDİN GÖREVLERİ;
A-Fetvâ vermek.

B-Karşılaşılan meseleler hakkında, İslâm hukûkuna dayanan içtihatlar yapmak, hüküm vermek. İslâm hukûkuna uymayan, Kur’ân ve Sünnet’ten dayanağı olmayan hükümleri kabul etmek ve bu tür hüküm veren hâkimlerin hükmüne müracaat etmek câiz değildir, bu, tâğûta başvurmak olur.

C-Müçtehit, malını kullanmaktan âciz kimselerin mallarının muhâfazası, vakıflarla benzeri iş ve yerlerin idâresini üzerine alır.

D-Onikinci İmâm’ın hissesini, humustan kendilerine pay verilmesi farz olan ihtiyaç sâhiplerinin haklarını ve zekâtı alıp gerekli yerlere verir.

E-Ramazân Ay’ının ilk gününün tesbîti, bayramlar ve buna benzer konular hakkında hüküm vererek açıklamalar yapmak.

F-Topluma âit işlerin mesûliyetini kabul etmek; savaş, barış, uluslar arası antlaşmalar,..vb. işler müçtehidin emrine uygun olarak yerine getirilir.

Kısacası; Müçtehit, bütün işlerde Onikinci İmâm Muhammed Mehdî (a.f)’nin temsilcisidir, onun adına toplumu hayır ve salâha yönlendirir.[26]
nokta koymuyoruz artık cümle sonlarına
noktayı koyacak olan sensin anlasana
. . .
3nokta
Mesajlar: 3381
Kayıt: 26 Ara 2006, 22:16
Konum: Meşhedi313

Re: Müçtehidimiz kim?

Mesaj gönderen 3nokta »

Her inanan ictihat etmekle mükelleftir. Ancak ictihat edecek ilmî düzeye gelmek kolay değildir. Bu yüzden eğer ictihat edemeyecek bir durumdaysan, teklit etmelisin yani mukallit olacaksın. Taklit merciide bulunması gereken özellikler yukarıda yazıldı. Nasıl seçildiği fıkıh kitaplarında ayrıntılı olarak var. Ben kısaca şöyle diyeyim.
Taklit merciiler arasında en alem olanını bulman gerekir. Bunu sen seçecek durumda değilsen, alim ve adil olduğun üç kişiye danışmalısın. Onlar sana yol gösterecektir.
Ben Seyyid Ali Sistani'yi taklit ediyorum. Rehber Seyyit Ali Hamanei var. Aga mufti Şia vardı. Ama o vefaat etti. Artık onu taklit edemezsin. Çünkü yaşayan müctehidi taklit etmek farzdır. Aga Cevat Tebrizi vardı. Sanırım o da yakın zamanda vefaat etti. Bunların dışında diğer yaşayan taklit merciileri tam olarak bilmiyorum. İnşallah Özgür Hoca buraya daha doğru bilgiler yazacaktır.
nokta koymuyoruz artık cümle sonlarına
noktayı koyacak olan sensin anlasana
. . .
alibaran
Mesajlar: 136
Kayıt: 02 Mar 2011, 21:08

Re: Müçtehidimiz kim?

Mesaj gönderen alibaran »

Anladım.teşekkür ederim.Allah doğru yolu gösterenden,aracı olandan razı olsun.
3nokta
Mesajlar: 3381
Kayıt: 26 Ara 2006, 22:16
Konum: Meşhedi313

Re: Müçtehidimiz kim?

Mesaj gönderen 3nokta »

Allah razı olsun ali kardeşim. İnşallah Özgür Hoca başlığı görünce bir cevap yazsın daha açıklayıcı olur belki.
nokta koymuyoruz artık cümle sonlarına
noktayı koyacak olan sensin anlasana
. . .
alibaran
Mesajlar: 136
Kayıt: 02 Mar 2011, 21:08

Re: Müçtehidimiz kim?

Mesaj gönderen alibaran »

Özgür Hoca buralardamı acaba,senin dediğine göre bilgili biri.ona birkaç soru sormam müümkünmü?
Cevapla

“Humus” sayfasına dön