Hac ve Bektaşi Yorum

Müslümanların bir araya gelerek tevhide "lebbeyk" dedikleri şuardır.
Dede-baba
Mesajlar: 469
Kayıt: 19 Haz 2009, 10:00

Hac ve Bektaşi Yorum

Mesaj gönderen Dede-baba »

Degerli canlar..

Öncelikle Hac İbadetinin niye ve yapıldığı bilinmelidir... esasında, hac ibadeti tüm dinlerde vardır.. bunun dışında semavi olmayan puperest inançlarda dahi hac vardır. örneğin hz. Muhammed'den önce putperest mekkelilerde. haram aylar denilen aylarda savaşı bıkır. Mekkedeki putları ziyarete gelir çırılçıplak tavaf ederleri.. oradaki tavaf harekteleriyle islam sonrası tavaf hareketleri dahi aynıdır..


Hatta belli bir süre müslümanlar dahi kabeyi çırılçıplak anadan doğma tavaf ettiler.


Buradan yapılacak tesp** şudur.hac ibadeti islama a** değil, tüm dinlerde olan bir ibadettir..

Hac'ın asıl amacı nedir niye yapılır derseniz.. Bunun izahını da aşağıda sunalım..



Degerli canlar...

İslamı zahiri anlamak.. islama hakarettir.... Bu yüzden batın önemlidir... şimdi bu bakış açısıyla... Haç İbadetini degerlendirelim...

Sünni/şii anlamda hac nasıldır?, malesef Kur'andan ve islamdan zerre nasiplendiğini söylemek hata olacaktır.....Tıpkı diğer ibadetlerde olduğu gibi...yani abdest ve namaz örneğinde olduğu gibi..5 vak** elini yüzünü yıkayıp, yatıp kalmak yada oruç anlayışlarında gibi 30 gün aç kalmak mıdır? Bu anlamda hac. sadece . çarşaflara bürünüp, arabistanı turistik geziye çıkmak mıdır?... Bugünkü hac nedir? ne yapılıyor?.. elin arabına ve din bezirganlarına paralar kaptırılıyor?... bunun neticesinde en ilkel koşullarda.. arabistan turu yapılıp dönülüyor.. hiçbir mana ve içeriğin olmadığı turistik bir gezi.. bu mudur hac?...


Evet hac budur diyenlere... hemen söyliyelim ki islamdan öncede hac vardı kabede putlar yer alıyordu herkes senede birkez gelir.. putlara tapar.. etrafında çırılçıplak tavaf eder... ticaret yapar dönerdi...adete içinde para ve ticaretinde olduğu panayırdı o hac.. Şimdi yapılan haccın bundan ne farkı var.. El-İnsaf... kuşkusuz şimdiki hac da budur ben bir fark göremiyorum..

Şimdi gerçek Hac ibadetine... ve Kur'ani Hac'ın anlamına bakalım... Yani hem zahiri hemde batın anlamına..



Hac..Zahiri anlamda..İbrahim Peygamber'in yaptığı...Hz. Ali'nin.... Doğduğu...Beytullah'ın ziyaretidir...Kabe Allah 'ın evi değildir.. Doğuda batıda kuzeyde güneyde Allah'ındır... Buranın kutsiyeti... Bundan ileri gelmez...Buraya bu şekilde kutsamak, kabenin etfafında onlarca kat yükseklikte kabe manzaralı oteller yapanların Para kazanmak için uydurdukları bir yalandır.. Allah Lamekan olandır.. Allah'ı bir yerde oturuyor göstermek.. Kur'ana din-i islama isyandır... O'nun Mekanı gönüllerdir.. insan yapısı taş duvar değil..

Hac'ın batın anlamı ise zahiri anlamdan...yani bu turistik geziden...çok farklıdır... Peygamber Efendimiz.. senede bir kez .. Bütün Mü'minlerin ileri gelenlerinin.. söz sahibi olanlarının yani zengin ve varlıklı olanlarının Kur'an emriyle bir araya toplanmalarını istedi...(Eski dinlerdede var olan Kabe ziyaretinin anlam ve içeriğini değiştirdi...) Buradaki temel amaç Mü'min lerin ileri gelenleri arasında kardeşlik.... birlik ve beraberliğin tesis edilmesi... temel amaçtı.. Peygamber'in veda hac'ı ve diğer hutbeleri incelendiğinde ve Bu hac larda neler yapıldığına bakıldığında:

1- Birlik beraberlik'in sağlanması...

2- Bütün islam aleminindeki fakir.. yardıma muhtaç kabile ve insanlara yardım...

3- İslam içerisinde kabiler içindeki kan davaları gibi birçok problemin çözümü...

4- Bireysel manada ise Hac ziyaretindeki herkes.. özünü Hakk-Muhammed-Ali divanında sorguya çeker... Ehli-i Beyt'in Atası Muhammed Mustafa'ya bağlılıklarını sunardı... Bu manada.. yedi kez kabe etrafında dönülür.. Allah'a söz verilirdi.. Kuşkusuz bu söz Mü'minlerin kendi kendisiyle hesaplaşması kendini dara çekmesi.. Tüm fenalık ve kötülüklerden uzak kalması içindi... Bu manada Tövbe.. Muhammed Mustafa'nın yolunda izinde olunacağına... Ehl-i Beyt'e tabi olunacağına söz vermekti...


Peki şimdiki şekilden ve islamdan zerre kalmamış turstik gezinin ( hac diyemiyorum islama Kur'ana hakarettir...) bu İlahi hac ile aynı mı?... sadece şekilden ibaret olan.. özünü y**irmiş bir hac ancak turistik gezidir..

1- Birbirini kafir görenler sünni vahabi ve şii/caferiler..arasında ve daha binlerce islam fraksiyonu arasında.. bu hac'ın bırakın birlikteliği sağlaması ve asıl amacına hizmet etmesini... bundan çok uzaktır.. yapılan Hac... şimdi yapılan bu hac bu birlik ve beraberliğe hizmet ediyor mu? soralım kendimize.. malesef.. hayır günümüzdeki hac sadece belli şekillerin yapılmasından ibarettir.


2-peygamber zamanında olduğu gibi.. fakirilik yoksulluk, içinde kıvranan cümle Mü min'lerin sorunlarının tartışıldığı ve çözüm önerilerinin yapılması gerekirken.. dahası islam aleminin neden bu kadar cahil.. geri kalmış ve hoş görüden yoksun olduğunun sorgulanmadığı...Niye 52 tane islam ülkesinin bilimsel ve ilimsel gelişmelerde isminin dahi okunmadığı bir haç ibadeti müddetçe.. Bu büyük sorunlara çözüm bulunmadığı bu hac islami midir?...

3- Oysa hac'ın birbirinin kardeşi olan Tüm Müslümanların Birleşmiş Milletleri olmalıydı.. sorunların.. sempozyumların.. amaçların ve hedeflerin olduğu bir beyin Fırtınasının olması gerekirdi.. Hac sonun Tüm dünyada etki ve yankıları olacak kararların alınması gerekirdi... (bakın bu haçlerde peygamber'in sözlerine her hac sonunda islam üzerine olan etkilerine...)

4- Bunların olmadığı bir hac kendimizi kandırmaktır.. Allah bizden abdest diye el-yüz yıkamayı.. namaz diye yatıp kalkmayı istemediği gibi hac'tan da murat.. kişinin kendi kendisiyle Hakk-Muhammed-Ali darına çekmesi... hem bireysel hem toplumsal manada sorgulaması.. birlik beraberliğin.. yardımlaşmanın.. salanmasıdır...


Bunlar yoksa.. bu hac.. islami haç değildir.. Bu ancak elin arabına para kaptırmaktır.. zaten olanda bu değil mii kabe'den yüksek.... kabe manzarlı lüks oteller... alış veriş cenntine çevrilmedi mi* mekke ... Artık İnanlar mekkeye Allah'ınını görmeye değil.. Birçokları şeytanını görmeye ona söz vermeye gidiyor.. Ve Allah yolundan sapan Ümmetine klavuzluk etmez..

Allah'ın yolundan sapan şiisi /caferisi.. sünnisi talibanı bilmem ne belası .. İnsanların haline bak..Birçokları ağzı salyalı yobaz sürüsü...Bıraksanız.. Birbirinin boğazına yapışacaklar nerdeyse.. aynı Bizans fethedilirken.. kilisede meleklerin cinsiyeti neydi diye tartışan papazlara benziyorlar.. cahil.. kendini beğenmiş.. ilimden bilimden bi haber.. yoksulluk ve çaresilik içinde bir zavallılar.. cemati... Kendi haline ve neden bu halde olduğuna bakmazda batıyı elşetirmeye...islamdan zerre kalmış.. ***** inancını yaymaya çalışır.. Oysa her ağaç meyvesinden tanınır... Bu insancıklara Kur'ani ve islamdır demek.. islama Kur'ana hakarettir.. haşa ne Kur'an... ne Allah böyle bir ***** ümmet istemez..


Allah'ın en mükemmel ve son mesajını getiren bir dinin mahsullerine bakın.. .. en mükemmel dinin insanlarıda ve toplumuda en mükemmel olmalıydı... Neden Bu haldeyiz?.. bir yerlerde yanlış yaptık...

Şimdi bağışlayan.. Affeden Allah'ımıza sığınalım.. sıdk ile gönülden dua edelim.. bize islamın... Kur'anın manasını ve gerçek islamı bahşetmesini dileyelim...

Bu manda Bizler hacı kabede değil.. "El Ele El Hakk'a " Dustturuyla.. Erenlerin... velilerin.. ve Cümle evliyaların.. sözlerinde sohbetlerinde ve mekanlarının ziyaretlerinde ararız...OL HAKK LAMEKANKEN.. GÖNÜLLERDE MEKAN BULANDIR.. GÖNÜLLERİ TAVAF EDERİZ.. Kur'anın istediği ve dileği haç Erenler ceminde... Dara durarak özünü kendini... Hakk-Muhammed-Ali huzurunda dara çekerek yerine getiririz...




Hakk-Muhammed-Ali İnancı... Tasavuffi Bir yoldur... Zahiri yorumlanırsa yolda kalınır...Menzil alınamaz.... Bizler Seriatı Aşan... Tarikate varan... Marifete Menzil Alanlarız ...

Mevlana, Kabeye giden hacılara döner, ve şöyle der...

''...Hey Hacılar... Nere gidersiniz? Maksudunuz kabe ise.... Kabe Burada Buradadır..., (gögsünü işaret ederek....)

Ey sofular hangi mescide gidersiniz?...Neden beni Taan eylersiniz (kınarsınız)... Ben Cuma mescidi değilim... İnsanlık Mescidiyim ben ''

Hararet nardadır Sacda değil,
Keramet baştadır, Tacda değil,
Her ne ara isen, Kendinde Ara,
Mekke'de, Kudüste, haçda değil...

"...ÖLÜYE DEĞİL DİRİYE VARIRIZ..."



Saygı ve sevgilerimle..
Dede-baba
Mesajlar: 469
Kayıt: 19 Haz 2009, 10:00

Bakara Suresi Ayet 125 Batıni Yorum

Mesaj gönderen Dede-baba »

İsmişah! Bismişah Allah Allah...

Hakk, Dost, Zahir, Batın, Hazır, Gaib. Sırr-ül Sır Erenlerinin Gülcemallerine aşk...

Ber-Cemal-i Muhammed, Kemal-i İmam Hasan, İmam Hüseyin, Ali ra Bülende salavat...

Allahümme salli ala seyyidina Muhammed-in ve ala Ali Muhammed...


"...Hani Evi (Ka'be'yi/ beytullah), insanlar için bir toplanma ve güvenlik yeri kılmıştık "İbrahim'in makamını İbadet (namaz/ Niyaz) yeri edinin" İbrahim ve İsmail'e de "Evimi tavaf edenler, irtikafa çekilenler ve rüku ve secde edenler için temizleyin" diye ahid verdik.." (Bakara Suresi- Ayet: 125)

Hz. İbrahim'in makamı neresidir.. Taştan topraktan insan yapısı Kabe mi? Elbetteki hayır.. Hangi fani Allah'a ev yapmaya cüret edebilir. Allah'ı dört duvar arasına hapsedebilir. ve Tanrı burdadır diyebilir.. İbrahim'in makamı gönül Kabe'sidir...

Ve O gönlün Kabe'si her inanan için bir sığınaktır. Oraya hiçbir müşrik giremez... Oraya hiçbir düşman askeri, fitne ve fesat ayak basamaz..

Oysa Azer oğlu İbrahim'in yaptığı Kabe, Binlerce kez sel suları arasında kalmadı mı?

Hatta çamur selleri arasında kaybolmadı mı? birçok kez düşman askerleri tarafından yakılıp yıkılmadı mı? Bu yıkımlardan birini de yezit yapmadı mı? Hatta bir zamanlar içine putlar doldurulup Allah inkar edilmedi mi?


O zaman nasıl Kabe güvenilir bir yerdir diyebilirsiniz?.. Nasıl Allah'ın evidir dersiniz.. Bu Allah'a acizlik atfetmek değil midir? Bu nasıl Allah'ki evini sel suları basıyor.. Çamurlar arasında kayboluyor. Düşman askerleri yakıp yıkıyor.. Başka dinden olanlar Allah ile dalga geçer gibi, ilahlarını buraya koyuyor. ve tapıyorlar...

Yine Mevlana kıble konusunda şöyle söyler;

'Mekke'deki Kabe Azer oğlu Halil'in yaptığı bir binadır. Gerçek Kabe olan insan kalbi ise Allah'ın binası ve nazargahıdır.' (Hz. Mevlana)

Şemsi Tebrisi:

'...Hz. Muhammed'in söylediği bir sır var. Sen bunu anlamıyorsun. Kabe dünyanın ortasındadır. Onun etrafında halka olan dünyanın hepsi yüzünü ona çevirir. Bu kabeyi ortadan kaldırınca onlar, birbirlerinin kalplerine secde ederler. Onun secdesi bunun, bunun secdesi de onun gönlüne karşıdır.'


Yunus Emre Sultan ise şöyle buyuruyor:

'Gönül mü yeğ, Ka'be mi yeğ ayıt bana aklı eren
Gönül yeğdürür zıra kim gönüldedür dost durağı'


Bir başka nefesinde ise...:

'Duruş, kazan, ye, yedir, bir gönül ele getir
Yüz Ka'beden yeğrekdür bir gönül ziyareti'

(A aklı eren, söyle bana. Gönül mü yeğ, Kabe mi yeğ? Gönül yeğdir mutlaka, Cünkü dostun (Hakk'ın) durağı, gönüldedir.)

Bu sözlerden de anlaşıldığı gibi, 'hacc-ı hakiki' (gerçek Hac) insan kalbini tavaf demektir. En büyük hac ise, Mürşid-i Kamil'in gönlün önünde eğilmek olacaktır....
Dede-baba
Mesajlar: 469
Kayıt: 19 Haz 2009, 10:00

Hac İbadeti ve Alevi/bektaşi Yorum

Mesaj gönderen Dede-baba »

İsmişah! Bismişah Allah Allah...

Hakk, Dost, Zahir, Batın, Hazır, Gaib. Sırr-ül Sır Erenlerinin Gülcemallerine aşk...

Ber-Cemal-i Muhammed, Kemal-i İmam Hasan, İmam Hüseyin, Ali ra Bülende salavat...

Allahümme salli ala seyyidina Muhammed-in ve ala Ali Muhammed...



"...Gerçek şu ki, insanlar için ilk kurulan Ev Bekke (Mekke) de o kutlu ve bütün insanlar (alemler) için hidayet olan (Ka'be)dir Al-i İmran Suresi Ayet : 96)

"....Orada apaçık ayetler (ve) İbrahim'in makamı vardır Kim oraya girerse o güvenliktedir Ona bir yol bulup güç yetirenlerin Ev'i haccetmesi Allah'ın insanlar üzerindeki hakkıdır Kim de inkâr ederse şüphesiz Allah alemlere karşı muhtaç olmayandır..." ( Al-i İmran Suresi Ayet :97)

O ilk Kurulan ev ve tapınak yada tapınılan yer neresidir?... Kabe Hz. İbrahim'in yapısı olduğuna göre Burası değildir... Çünkü İbrahim Peygamber'den önce de Cümle Peygamber'ler Allah'a tapmadı mı? Secde ve Ruku etmedi mi? Dua ve salatta bulunmadı mı? Oysa Hz. İbrahim'den Evvel Kabe Yoktu... ve Hz. İbrahim'den evvel Allah'a dua ve salat ednler nereye yöneliyorlardı?

İşte O gönül Kabe'dir ki, Hz. İbrahim'in ve Tüm yaratılanların Kabe'sidir... O gönüldürki kimse giremez oraya, Gönül evine giren Hakk'ın evine varır ki Korku yoktur ona, Güvenliktedir...

Şimdi düşünün Kur'an-ı zahiri yorumlayanlar Batıni bilmeyenler, nasılda sel suları altında kalan, onlarca kez yakılıp yıkılan. ve düşman askerlerinin yerle bir ettiği Kabeyi putlaştırıyorlar.. Kuşkusuz onlar Allah'ın kelamını anlamayanlardır... İlm-i ledun'u bilmeyenlerdir...

İsmişah! Bismişah Allah Allah...

Hakk, Dost, Zahir, Batın, Hazır, Gaib. Sırr-ül Sır Erenlerinin Gülcemallerine aşk...

Ber-Cemal-i Muhammed, Kemal-i İmam Hasan, İmam Hüseyin, Ali ra Bülende salavat...

Allahümme salli ala seyyidina Muhammed-in ve ala Ali Muhammed...


"...Allah, Beyt-i Haram (olan) Kabe'yi ( Vicdanı/Gönülü) insanlar için bir ayaklanma (kıyam evi) kıldı; Haram Ay'ı kurbanı ve boyunlardaki gerdanlıkları da Bu Allah'ın göklerde ve yerde ne varsa tümünü bildiğini ve Allah'ın gerçekten herşeyi bilen olduğunu bilmeniz içindir..." (Maide Suresi : 97)

"...Hani biz, İbrahim'e Evin (Kabe'nin) yerini belirtip hazırladığımız zaman (şöyle emretmiştik "Bana hiçbir şeyi ortak koşma tavaf edenler kıyam edenler rükua ve sücuda varanlar için Evimi tertemiz tut..." ( HAC SURESİ/26)

Ve, O ev Nurûn olduğu evdir. kötülük giremez oraya.. Haksızlığa karşı.. Zalime karşı bir ayaklanma ve karşı çıkış yeridir orası..

orası gönüldür.... Vicdandır.. Taştan Topraktan bir mekan nasıl Aracı olabilir... Allah'ın kendine eş koşulabilir...

Tüm Rukular, Kıyamlar, secdeler... bizzat Gönüllerde mekan tutan Allah'adır.. her kim ki Allah'ı taştan topraktan mekana hapseder. ve burası Allah'ın evidir der. mekandan ve zamandan münezzeh olan Allah'a şirk koşar ve İnkar eder..


Allah Eyvallah
Dede-baba
Mesajlar: 469
Kayıt: 19 Haz 2009, 10:00

Hac ve Kabe İbadette Kabe

Mesaj gönderen Dede-baba »

Hararet nardadır sacda değildir
Keramet bastadır tacda değildir

Her ne arar isen kendinde ara
Kudüs'te Mekke'de Hac'da değil

Sakın bir kimsenin gönlünü yıkma
Gerçek erenlerin sözünden çıkma

Eğer insan isen ölmezsin korkma
Asığı kurt yemez uçta değildir


Alevi bektaşi erkanında hacı bektaş-ı veli'nin değişindede anblayşılacağı üzere, kıble kabe değil cemal cemaledir.



Yine Hünkâr,

Makaalât´ında şöyle tarif ediyor gönülü....

"...Gönül, âlemlerin padişahının nazargâhıdır. Çalap (Tanrı) ile cümle nesne (herşey) arasında perde vardır, lâkin gönül ile Çalap arasında perde yoktur.
Gönül, Kâbe´ye benzer. Kâbe´ye varmak isteyen ayak ile, gönle varmak isteyen yüz üste yürümelidir. Bu yüzdenir ki, âşıklar yüzlerini yere sürerler.

Kâbe´ye gidenlere kılavuz gerekir,Kur´ân onların yoldaşıdır. Amma, gönle gidenlere Çalap Tanrı yoldaştır...."


Yine Mevlana kıble konusunda şöyle söyler;


'Mekke'deki Kabe Azer oğlu Halil'in yaptığı bir binadır. Gerçek Kabe olan insan kalbi ise Allah'ın binası ve nazargahıdır.' (Hz. Mevlana)

Şemsi Tebrisi:

'..Hz. Muhammed'in söylediği bir sır var. Sen bunu anlamıyorsun. Kabe dünyanın ortasındadır. Onun etrafında halka olan dünyanın hepsi yüzünü ona çevirir. Bu kabeyi ortadan kaldırınca onlar, birbirlerinin kalplerine secde ederler. Onun secdesi bunun, bunun secdesi de onun gönlüne karşıdır.'


Yunus Emre Sultan ise şöyle buyuruyor:

'Gönül mü yeğ, Ka'be mi yeğ ayıt bana aklı eren
Gönül yeğdürür zıra kim gönüldedür dost durağı'



Bir başka nefesinde ise...:

'Duruş, kazan, ye, yedir, bir gönül ele getir
Yüz Ka'beden yeğrekdür bir gönül ziyareti'

(A aklı eren, söyle bana. Gönül mü yeğ, Kabe mi yeğ? Gönül yeğdir mutlaka, Cünkü dostun (Hakk'ın) durağı, gönüldedir.)


Bu sözlerden de anlaşıldığı gibi, 'hacc-ı hakiki' (gerçek Hac) insan kalbini tavaf demektir. En büyük hac ise, Mürşid-i Kamil'in gönlün önünde eğilmek olacaktır....
Dede-baba
Mesajlar: 469
Kayıt: 19 Haz 2009, 10:00

Re: Hac ve Alevi/ Bektaşi Yorum

Mesaj gönderen Dede-baba »

Şahsivaril İslam adlı tarih Kitabı sayfa Bir'de şöyle nakledilir:

".... Kabeyi ziyaret İslam'a mahsus bir ibadet biçimi değildir. Hz. Muhammed'den önce putperestler zamanında da kabe'ye hürmet vardı ve haram aylar içinde ziyaret edilirdi...

Mekke ortasındaki Haceri semavi ( yani hacerülesvet) taşının etrafına toplanıp secdeye varılırdı..."


Hazreti Muhammed, son haccı olan Hacül Veda'da, cahillik devrinden kalan bütün adetlerin kaldırıldığını söylemiştir...

Nitekim Hacerülesvet'in dört bir yanına toplanıp secde etmek eski cahiliye devrinin adetlerindendi ve Hz. Muhammed tarafından kaldırılmıştır.


Kaynak: Kur'an'da hikmet tarihte hakikat ve Kur'an'da Hikmet İncil'de hakikat, HALİL ÖZTOPRAK, s.34
Dede-baba
Mesajlar: 469
Kayıt: 19 Haz 2009, 10:00

Hac İbadeti İbadeti Kimlere Farzdır

Mesaj gönderen Dede-baba »

"... Her müslüman ne yapmalı ne etmeli, malını mülkünü satmalı hiç olmazsa hayatında bir defa olsun ömrünün paralı zamanlarında Mekke'ye gidip hacı olmalıdır. Her kim Mekke'ye gider hacı olur ise, Ömrü hayatında yaptıkları bütün günahlar af olur..."

Yukarıdaki sözleri sizlerde duymuşsunuzdur... Oysaki sünni/şii islam ekollerinde islamın şartı olarak gösterilen böyle bir şey Kur'anda yoktur... Bu uydurmalar hocaların kendi kurnazlığıdır.

Kur'an'ın iç yüzünü bilmeyen cahil ve zavallı adamlar bunlara kanıp, bir fukarayı, bir misafiri yedirip içirmez, bir yetimi giydirmez, bütün mallarını hac yoluna harcamaya saklarlar...

memleketin, ordusunu, Çocuk esirgeme kurumunu, Dar'ül acizeyi, parasızlıktan okuyamayan çocukları, Kızılay'ı düşünmeden, yardım etmeden, sanki memeletinde her yetimin karnı doyurulmuş, zenginlik içindeymiş gibi, Bir milletin paralarını Ararplara peşkeş çekilmesi Kur'an emirlerine asi olmak, Allah'a asi olmaktır..


KUR'AN BÖYLE BİR HAC KİMSEDEN İSTEMEZ....

Esasında, Kur'an ile Farz olan hac, islam ülkelerinin ileri gelenlerinin, devlet görevlilerinin bir araya gelmesi, tanışıp konuşması, ve birlik haline gelmeleridir. zaten peygamber Efendimizin zamanında da olan budur. Her kabilenin zenginleri sözü geçenleri bir araya gelir, Kimin ne problemi var ise, çözümlenmeye çalışılır. kabileler arasında birlik ve beraberlik tesis edilmeye çabalanırdı..

Dolayısıyla günümüzdeki manasıyla bir toplantı yeri olan Mekke'ye ( hac) kendine "HACI" derdirtmek için para pul harcayarak gitmenin Kur'an-i anlamda Hac ile alakası yoktur..

Bilakis, Günahtan kurtulmak için gösteriş için Hacc'a gidenlerin MÜŞRİK OLDUĞUNU Bizzat Kur'an buyurmaktadır...


SONUÇ Olarak; hac farizası, Eas manada, Bir toplum içerisinde sözü geçen ( nufus sahibi) zengin etkili kimseler ile, Devlet Görevlilerine Farzdır.. Bunun dışında alade insanların günahlarının afolması hacc'a gitmek günahtır.. ve Kur2an da yoktur.

saygı ve sevgilerimle
Dede-baba
Mesajlar: 469
Kayıt: 19 Haz 2009, 10:00

Orduya yardım Hac İbadeti'inden daha sevaptır

Mesaj gönderen Dede-baba »

Orduya yardım Hac İbadeti'inden daha sevaptır



İsmişah! Bismişah Allah Allah...

Hakk, Dost, Zahir, Batın, Hazır, Gaib. Sırr-ül Sır Erenlerinin Gülcemallerine aşk...

Ber-Cemal-i Muhammed, Kemal-i İmam Hasan, İmam Hüseyin, Ali ra Bülende salavat...

Allahümme salli ala seyyidina Muhammed-in ve ala Ali Muhammed...



"....Siz hacılara su dağıtmayı ve Mescid-i Haram’ın bakım ve onarımını, Allah’a ve âhiret gününe iman edip Allah yolunda cihad eden kimse(lerin amelleri) gibi mi tuttunuz? Bunlar Allah katında eşit olmazlar. Allah zâlim topluluğu doğru yola erdirmez..." TEVBE SURESİ AYET 19

Eskiden Hacca gidenlere şerbet verilirdi. Hz. Muhammed bu işi Abbas'a ve Mescülharamın yapılmasını Talha oğlu şebiye'ye vermişti. Bir gün Hz. Ali'nin yanında Abbas ile Şebi'ye yaptıkları bu hizmetten dolayı iftihar ettiler, Hz. Ali'de, din ve vatan yolunda olan seferlere ve askerlere yapılan yardımlar ile iftihar eyledi..

Bu Münakaşa üzerine, yukarıdaki ayet Nazil oldu. ve orduya yardım, Hac'dan ve herşeyden ve kabe'nin mescidülharamı bile yapmaktan daha üstün tutuldu...

Nitekim vatan ve millet savunması yapan orduya yardımı Kur'an SAFFI SURESİ'nin 10-11-12. Ayetlerinde Farz buyuldu.



Kur'an emirlerine göre, hacca gitmektense orduya, memleket imarına, yollara, çeşmelere, yatırım yapmak, fabrikalara açmak daha evladır...
Dede-baba
Mesajlar: 469
Kayıt: 19 Haz 2009, 10:00

Hac İbadeti Kimlere farzdır?

Mesaj gönderen Dede-baba »

Hac İbadeti Kimlere farzdır?


Hükümet büyüklerine, yada hükümeti temsilen gidecek görevlilere hac Farz iken, Halka farz buyurulmamıştır...

Hac, diğer milletler islam üzerine hucüm edip harpisterlerse islam'ın Birleşmesine dair hükümet tarafından tayin edilen siyasi kimselerin gideceği yerdir. Birde islam ülkelerinin kendi aralarındaki ihtilaf ve geçimsizliği önlemek, Müslümanların birbirine yapacakları zulüm ve öldürmeyi önlemek amacıyla o toplumlardan etkli ve sözü geçen kimselerin gitmesi içindir.


Nitekim hz. Muhammed zamanındaki haclar ve buralarda yapılan konuşmalar incelendiğinde bu gerçek aleni olarak ortaya çıkar...

Sahih-el Müslümin Kitabının 7. Cilt, 122-123. sayfalarında Hz. Muhammed Mina'da verdiği son Hac hutbesinde şöyle seslenir...


"... Biliniz ki, sizin kanınız, Müslümanların kanı birbirine haramdır. Asla kafirler gibi birbirinizin boynunu vurmayasınız. Rabbinizn huzuruna geldiğiniz zaman kimin kime vurduğunusize sorar. ve Mazlumun hakkını zalimden alır. Burada hazır bulunanlar, hazır bulunmuyanlara bu sözlerimi ulaştırsın..."

Şimdi islamda Birlik ve beraberliği kimler sağlar, tabiki kabile, toplum, ülke başkanları, devlet yetkilileri Bu bağlam haccı Bir nevi günümüzün Birleşmiş milletleri ve İslam Ülkeleri konferansı, gibi algılamak yerinde olacaktır.

Böylece hacc'ın islam Birliği" için olduğu, barışı, Birliği tesis etmek üzere etkili ve yetkili kimselere yönelik olduğu açıklık kazanmaktadır...
Dede-baba
Mesajlar: 469
Kayıt: 19 Haz 2009, 10:00

Bakara Suresi Ayet 158 Alevi/ batıni yorum

Mesaj gönderen Dede-baba »

İsmişah! Bismişah Allah Allah...

Hakk, Dost, Zahir, Batın, Hazır, Gaib. Sırr-ül Sır Erenlerinin Gülcemallerine aşk...

Ber-Cemal-i Muhammed, Kemal-i İmam Hasan, İmam Hüseyin, Ali ra Bülende salavat...

Allahümme salli ala seyyidina Muhammed-in ve ala Ali Muhammed...


"...İnnes safâ vel mervete min şeâirillâh(şeâirillâhi), fe men haccel beyte evı’temera fe lâ cunâha aleyhi en yettavvefe bi himâ ve men tetavvaa hayran, fe innallâhe şâkirun alîm(alîmun)..." BAKARA SURESİ AYET 158

"...Şüphe yok ki, Safa ile Merve Allah'ın koyduğu nişanlardandır. Her kim Beytullah'ı ziyaret eder veya umre yaparsa onları tavaf etmesinde kendisine bir günah yoktur. Her kim gönüllü olarak bir iyilik yaparsa şüphesiz..Allah Şâkir'dir, teşekkür eder, Alîm'dir, en iyi biçimde bilir.."BAKARA SURESİ AYET 158



Degerli canlar,

Sünni/ Şiilere göre bu ayethac'ın edasını/ yapılışını anlatır.. onlara göre taştan topraktan ka'be tanrının mekanı, merve ve safa da mekke'deki iki tepedir.. işte İnanlar Ka'be'nin etrafını dolaşacak.. Güya Allah orda oturmakta ( haşa) Allah'a secde ve İbadet edip, iki tepeyi turlayıp, hac'ı bitirecekler.. Bunada Kur'andaki hac diyecekler ve bütün günahlarından arınıp, tertemiz olacaklar..


Kur'an-ı zahiri anlamlandıranlardır onlar, Bilemezler hakikati... Hac namına yaptıklarının da Kur'andaki Hac İle alakası yoktur...


Kur'ani anlamda beytullah/ kabe Gönüldür.. çünkü Allah mekandan ve zamandan münezzehtir.. O lamekan Olandır... lakin gönüllerde mekan tutandır... Beytullah/ Kabe'den'tan murat, gönülden gayrısı değildir...

Bakara sûresinin 158.

Muhakkak Safâ ve Merve Allah’ın nişaneleridir’ âyetindeki

Safa: muhalefetlerden/ikilikten ve çirkinliklerden arınan rûhtur..

Merve:efendisine hizmetle mürüvveti kullanan nefistir..

Bu manada; Safâ, dünya bulanıklarından ve nefis arzusundan temizlenme, sa’y, Allah’a sığınmadır...

Dolayısıyla hac'tan murat, taştan topraktan binaları Allah'ın mekanı sayıp ziyaret değil, gönülleri tavaftır..

Allah Eyvallah
Dede-baba
Mesajlar: 469
Kayıt: 19 Haz 2009, 10:00

Mevlana ve hac

Mesaj gönderen Dede-baba »

Pir( Mevlana)


Ey Bayezid nereye gidiyorsun?

gurbet pılı Pırtısını nereye kadar çekip süreceksin?’ Diye sual eyledi..


“Bayezid,

---‘Hac mevsimi.. Kâbe’ye gidiyorum’ diye cevap verdi.

Pir (mevlana) dedi ki : ‘

Yol masrafı olarak yanında ne var?”


Bayezid,

---‘İki yüz dirhem gümüşüm var. Ridamın ucuna sımsıkı bağladım işte’ deyince,”


“Pir (mevlana),

Etrafımda yedi kere tavaf et. Bu tavafı hac tavafından daha makbul bil.”

“O dirhemleri de, ey cömert kişi, bana ver. Bil ki hac ettin, muradın hâsıl oldu.”

“Umre ettin, ebedi ömre nail oldun, sâf bir hale geldin, Safa’ya koştun, Saiy erkânını yerine getirdin.”

kaynak:

1-Mesnevi Cilt II Mevlana , sayfa 272 b.2238, 2239, 2240, 2241, 2242, 2243.)
Cevapla

“Hac” sayfasına dön