Şehriyar Tebrizi-2- (Şehriyar ve Dinî İnançlar)

Cevapla
3nokta
Mesajlar: 3381
Kayıt: 26 Ara 2006, 22:16
Konum: Meşhedi313

Şehriyar Tebrizi-2- (Şehriyar ve Dinî İnançlar)

Mesaj gönderen 3nokta »

Şehriyar ve Dinî İnançlar


Şairin aldığı aile terbiyesi ve esasen ailesinin düşünce açısından sahip olduğu konum nedeniyle dini zemin ve ilahi düşünce tarzı kendisinde, tâ çocukluğundan itibaren güçlü bir şekilde var idi. Nitekim ondaki böyle bir özellik, böyle bir huşû ve tevazû onun ilk şiirinde de kendini gösteriyor:

Günahkar oldum ey vah!

Halkı incitir oldum ey vah!



İrfan ve tasavvufla ilgilendiği dönemin doruk noktasında bile Şehriyar, mahşer korkusunu içinde taşıyordu. İslam dini ve üstelik çok geleneksel şiir türüne olan inancı daima onun fikri özelliklerinden sayılıyor ve iç dünyasına ilişkin bir takım kavramların gölgesi her zaman onun hayatında görülebiliyordu. Veya bir başka deyişle onun dini inancı, kendisinin düzensiz hayatında hep bir güneş gibi parlıyordu. Kur’an-ı Kerim’i hemen hemen tamamen ezberletmişti. Ve aynı zamanda ilahi ayetlerle ilgili kendine has tefsirler yapıyordu. Yani İslami düşünceler zemininde, özel bir felsefi fikir tarzına sahip idi. İşte bu inançları doğrultusunda öylesine temkinli bir dini hayata sarılmıştı ki bu dönemin bir aşamasında musikiye dinin bir afeti olarak görüyordu. İran’ın geleneksel sazlarından setar’a ( üç telli saz) duyduğu büyük ilgi ve onun çalmakta kazandığı büyük ustalığa rağmen setar’ı hepten bıraktı. Şiirin yanı sıra bir süre Kur’an ayetlerini yazmakla meşgul oldu ve bu sürede işiyle adeta kaynaşmıştı. Büyük ceddi Hz. Ali s.a.in veciz sözlerini de şiir diline çevirdi. Şehriyar bu dönemde yazdığı şiirlerinde çevresine radikal İslamcı bir yaklaşımla bakmaktadır. Onun dini düşünce tarzını, sırf Dinî-İslamî inançlardan kaynaklanan şiirlerinde görebiliriz. Esasen Şehriyar’ın, Hafız’ı anımsatan güzel gazellerinde tecelli ettiği o irfanî düşünce tarzı, şairin ne denli Allah’a aşık olduğunun bir göstergesidir.



Tevhid


Ezelden ebede sultanlık eden Rabbim

Senin vasfın nere, benim beyanım nere!

Yalnız sen varsın, seneden gayrısı yok

Var olan veya olmayan her şey Tevhid7e tanık

Yardım elini uzatacak kimseyi bulamayınca gariban

Miskin miskin seni çağırıyor



Allah’ın Sesi


Birbirinin dalı, yaprağı gibiler insanlar

Adem’in tek gövdesine uzanır bütün bunlar

Asıl olan, Allah’ın cennetten koparıp, bu çöle diktiği ağaçtır

İnsanlar, Allah’ın ağacının dalları gibiler

Ap-ayrı bir ağaç olan bir ağacın dalları onlar,

Bir insanı yok eden, bir dalı koparmış olmaz

İnsanlık ağacını kökten sökmüş olur

Yüce Allah’ın Resulcü hepimizin Adem’den, Ademin de topraktan geldiğini söyledi

Böylesi bir ilahi marifet nefis isteği ile akılsızlığa alet olursa, yazık olmaz mı?

Yusuf’u kuyuya attıysan, Yakup’un gözlerine nasıl bakabilirsin?

Allah’a doğru yoldan ulaşılır, eğri yoldan değil

Yol bir, yol gösterici bir, maksat bir, Musa, İsa ve Muhammed (sav.) de birdir

Din zaruretler üzerine tamamlanmıştır

İnsanlık çocuk gibi düşünülse, din de ilk okul birinci sınıfı gibi olur

Musa’nın mektebini öğrenen, ilk okulu bitirmiş olur

İsa’nın mektebiyle insan gelişme dönemini yaşar

Mükemmel olan İslam dinidir, üniversite ve yüksek okullar gibidir

İslam, insana nihai dersler verir

Ebedi feyzin kaynağı ondadır

Tek Allah’ın tecellisi de ondadır

Yanlış yola sapıp da bunu gördüysen

Orada dur ve doğru yola geri dön!



Şehriyar ve Hz. Ali (s.a.)


Şehriyar belki, Hz. Ali hakkında yazmış olduğu şiirleri toplumun hemen hemen kesimi tarafından büyük ilgi gören tek şairdir. Şunu abartısız söyleyebiliriz ki İran halkının çoğu Şehriyar’ı “Ali Ey Homai Rahmet” ile “Şeb (gece) ve Ali” şiirleriyle tanıyor ve onu seviyorlar. Münacat başlıklı “Homai Rahmet” şiiri, şairin en güzel münacat ve niyayişlerinden biridir. Onun kullandığı çok ince ve İrfani tabirler ve bedî kelimeler şiire özel ve kendine has bir güzellik kazandırmıştır. Bu şiir, dinî çevreler ve topluluklarda Ehl-i Beyt meddahlarınca okunduğunda, dinleyiciler tarafından ap-ayrı bir coşkuyla karşılanmakta ve insanlarda heyecan uyandırmaktadır. “Gece ve Ali” şiiri ise, Şehriyar’ın bütün eserleri arasında “Şehriyar Mektebi” bölümünde yer alıyor. Bu şiir aslında şairin, “Gece Efsanesi” adlı uzun bir mesnevisinin bir parçasıdır. Bu mesnevi, “Gece ve Dağ”, “Gecenin görünümü”, “Bir Anı Gecesi”, “Şairin Gecesi”, “Gecenin anısı”, ve “Gece ile Ali” gibi bölümlerden oluşuyor. Eserin en güzel parçası da işte o “Gece ve Ali” adlı bölümüdür. Bu parçada, Hz. Ali (s.a.) in sosyal kişiliği, ilahi-manevi makamı, yetimlerle ilgilenmesi ve gece münacatları, münacat biçiminde ve çok bedî ve güzel tabirlerle anlatılıyor.





Münacat


Ali, ey Homaî Rahmet, sen Allah’ın nasıl bir ayetisin ki Saadet kanadını üzerimize ayrıca gerdin!

Ey Yürek! Eğer Allah’ı tanımak istiyorsan, Ali’nin simasında ara onu

Yemin olsun ben de Ali sayesinde buldum Allah’ı

Ey Rahmet bulutu sen yağ üzerimize. Yomsa dünya cehennem olur

Ey Şehriyar, yürek derdini geceleri Dosta söylemeyi

Gece vakti öten “Ya Hak Kuşu”ndan öğren!



Gece ve Ali


Allah’ın Aslanı, Araplar şahı Ali

Geceleri bir başka severdi

Çünkü geceler bilir Ali’nin iç sırlarını

Geceler, Ali’nin “Mahrem-i esrar”ıdır.

Geceler hep şahit olmuştur Ali’nin münacatlarına

Şafak her söktüğünde, Ali’nin uyanık gözlerini

Uykuda görmemiştir hiç.



Şehriyar’ın dini inançlarını incelediğimizde, şairin, şehitlerin efendisi Hz. Seyyid’üş-Şüheda İmam Hüseyin (s.a.) a karşı da içinde çok büyük bir sevgi beslediğini öğreniyoruz. Şehriyar, yaşamında İmam Hüseyin (s.a.)in mübarek adını duyduğu zaman elinde olmadan göz yaşı dökerdi. Onun yazdığı eserlerinde kanlı Kerbela hadisesiyle ilgili duygu dolu muazzam dizelere rastlıyoruz. Bu bağlamdaki şiirlerinin her biri, iç parçalayıcı Kerbela hadisesi ve Ehl-i Beyt’in esarete düşmesi olayına ilişkin olağanüstü güzellikte olan bir şairane tablo niteliğindeler. Mesela “Kerbela kervanı”, “Hüseyni Hamase”, “İmam Hüseyin’in Hz. Ali Asgar ile vedalaşması” ve “İslam’ın Gülü ile Bülbülü” adlı manzumeler, Şehriyar’ın Kerbela hadisesiyle ilgili en çok bilinen şiirleri arasında yer alıyor.


Kerbela Kervanı


Ey Şiiler! Hüseyin, Kervanıyla Kerbelaya gidiyor

Kervanlar aceleyle aşama-aşama gittiğinden,

Kimse Hüseyin’in, düğüne mi Yoksa yasa mı gittiğini bilmiyor

Onun Ehl-i Beyt’i götürmesi bir ilahi sırdır

Yoksa Hüseyin, onlara yönelik böylesine saygısızlıklara şahit olabilir mi hiç?

Ey kanlı göz yaşı, gel otur Şehriyar’ın gözlerine

Hüseyin, riyadan uzak bir yas içerisinde burada.



Hüseyni Kahramanlık


Muharrem geldi, her taraf yasa büründü

Kara gömlekli çocukları gördüm de Kerbela esirlerini anıp kan ağladım

Fırat nehri yanında susuzluktan dudakları çatlayanları anınca göz yaşlarım nehir oldu

Risalet hanedanına karşı felek nasıl bir zulüm işledi ki, Zeyneb’i Kübra haykırdı onu

Sen Ey Şehriyar, anlat şiirinle bütün bunları



Türkçe duygu dili olduğundan, yürekte biriken duyguları onunla en güzel şekilde ifade etmek mümkün. Azerice yazılan şiirlerin en büyük şairi konumunda olan Şehriyar, Kerbela hadisesiyle ilgili olarak içinde biriken kederleri, Türkçe beyan etmeden de duramazdı şüphesiz. Biz burada, Kerbela hadisesine ilişkin Türkçe (Azerice) yazdığı şiirlerden bazılarını aktarmak istiyoruz:



Delriş, Hüseyin için ağıt yaktığında

Değil Müslüman, kafirler ağlar

Kör olacısa Şimr'in kan bürüyen gözleri

Gördü ki Şimr'in elindeki hançer ağlar

Hüseyin’in gömleği Zehra’nın elinde

Olanlara kıyamet, Mahşer ağlar

Hermele, Kerbela’da ok attığında

Görecektin nasıl düşman ağlar, ordu ağlar

Ümmi Leyla’yı görecektin ki nasıl

Almıştı kucağına Ali Ekber'in naaşını, yanar ağlar

Rubap nisgil düşünde süt gördüğünde,

Ali Asgar’ı hatırlar, anar ağlar

Al-i Taha için ağıt yazdığım zaman

Gördüm ki nasıl kalem inler, defter ağlar

Başı yarılan Ali ile kana bulanan mihrap gibi

Bak nasıl cami ağlar, minber ağlar

Ali (s.a.) anıldığında Şehriyar, sarılır onun mezarına

Bak bu hale nasıl Malik_i Eşter ağlar
nokta koymuyoruz artık cümle sonlarına
noktayı koyacak olan sensin anlasana
. . .
3nokta
Mesajlar: 3381
Kayıt: 26 Ara 2006, 22:16
Konum: Meşhedi313

Re: Şehriyar Tebrizi-2- (Şehriyar ve Dinî İnançlar)

Mesaj gönderen 3nokta »

Şehriyar ve İslam İnkılabı


Daha önce de değindiğimiz gibi, Şehriyar’daki dinî inançların temeli çok sağlamdı. Onun bu yöndeki itikat ve inançlarını şiir divanında yer yer görmek mümkün. Şehriyar, uygun gördüğü her yerde dinî inançlara da bir gönderme yaparak, ondan ahlaki ve sosyal bir ders çıkarmıştır.

Kötülük yapan, başkasına değil kendine yapar. Düşmanlıklardan uzak durmak istersen, önce kendi içindeki düşmanca niyetleri öldür. Böylesi inançlara sahip olan bir kimsenin adalet ve eşitliğe dayalı bir hükümeti arzulaması, hürriyetçi, vatanseverlerin halkın önderi olmasını istemesi doğaldır tabii. Şehriyar, daha sonraları yazdığı bir şiirinde İran İslam İnkılabı’nı şöyle betimliyor:



Gökten bir ışık geldi birden, güçlü bir şekilde

Vaat edilen Hz. Mehdi’yi bir kez daha müjdeledi

Bu dünya huzur ve güvenliğe kavuşacak dedi

Gökyüzü minarelerinden sanki ezan sesi gelmekteydi.



Şehriyar, gençlik döneminde işlediği bir hatanın bilincinde olduğundan, siyasi akımlara hiç yanaşmadı. O, bu akımları genelde sömürücü ülkelerin bir oyuncağı olarak görüyordu. Ancak İran İslam İnkılabı’nın asaleti, rehberliğin doğru olması ve mahiyetinin İslami oluşu nedeniyle, inkılabın tüm aşamalarında, muhtelif sahnelerde, genel sürece uyumlu bir şekilde hep yer aldı ve keskin şiir silahıyla bu inkılabı destekledi. Onun İslam İnkılabına duyduğu ilgisini, çeşitli münasebetlerle yazdığı şiirlerin sayısından ve onların şairin diğer eserleriyle mukayesesinden anlayabiliriz. İslam İnkılabı bir yana, Şehriyar, İnkılabın rehberi rahmetli İmam Humeyni’ye yönelik olarak ilgi çekici bir aşk besliyordu. Şehriyar İslam İnkılabının zaferinden sonra televizyon ekranına çıkan ilk güçlü şairdir. O, rahmetli İmam Humeyni ile ilgili ünlü şiirini o gün televizyonda okudu ve bu girişimiyle, İran’ın edebi camiasına hakim olan müphem sessizliği bozmuş oldu. Hicr-i Şemsi 1361 yılında, bendenizin girişimiyle gerçekleşen bu çıkış, halkı derinden etkiledi. Şehriyar, şiirine şöyle bir girişle başladı.

“Hayatım boyunca rastladığım en güzel şiir, halkımın tek bir ağız olup: Allah’ım, Allah’ım İmam Mehdi (s.a.)ın kıyamına kadar Humeyni’yi koru” diye haykırmasıydı.

Bu girişin ardından İmam Humeyni ile ilgili şiirini okumaya başlayan Şehriyar şöyle dedi:



Doğal bir güzelliği simgeleyen selvi gibisin sen

Efendimiz oldun da, efendiliğe güzellik kattın



Şehriyar, rahmetli İmam Humeyni ile ilgili olarak yazdığı bir başka şiirinde de şöyle diyor:



İmam’ın çizgisinde olan her yürek övünür durur

Bu nasıl bir imamdır ya Rabbim, mümin de kâfir de eğilir yanında

Onun tekbir sesi nice ordu, nice silahlara bedeldir

Her mevzi onun camisi, her cami de mevzisidir

O, evrensel bir ordu kurmaya muktedirdir.



Şehriyar’ın hayatta olduğu bir dönemde, İslami İran’ın cumhurbaşkanlığı makamında olan (bugünkü İslam İnkılabı rehberi) Ayetullah Hamanei, sanat ve edebiyata duyduğu özel ilgisinden dolayı, Şehriyar’ı da çok seviyordu. Ayetullah Hamanei, Hicri Şemsi 1367 yılında Azerbaycan eyaletine yaptığı bir ziyarette, Şehriyar’ı özel olarak ziyaret edip, onun yanında öteki Azeri şairleri de dinledi ve onlara gereken ilgiyi gösterdi. Şehriyar, Ayetullah Hamanei’ye duyduğu ilgi ve saygısını da çeşitli şiirlerinde dile getirmiştir. İşte onlardan biri “Canlı Şehit” adlı şiiridir:



Senin aşkın uğrunda cihad eden muzafferdir sonunda

Senin gibi bir kahraman hiçbir engelden korkmaz

İlahi aşkı olan neden korksun ki!

Bizim canlı şehidimiz bugün cumhurbaşkanıdır.

Kur’an’a sarılmıştır o, canım kurban olsun ona.



Şehriyar, Tahran Cuma namazı hutbeleriyle ilgili olarak da bir başka şiirinde ise şöyle diyor:



İmam’ın kollarıdır o, umut ışığıdır

Hamanei’yi rükû ve secdelerde görüyorum

Arş’ı Alaya yönelenler namaz safında

Ben de dışarıda değilim Allah bilir

Bu namaz yüreğimin içinden kopmaktadır.



Henüz hayattayken kendisi için çeşitli konferanslar verilen, seminerler düzenlenen ve takdir olunan sayılı şairlerden biri de belki Şehriyar’dır. Fakat onunla ilgili en büyük takdir merasimi, hicri şemsi 1363 yılında, İslamî İrşad ve kültür bakanlığının girişimi ile Tebriz üniversitesinde ve şairin 80. Yaş günü münasebetiyle düzenlenen merasimdir. Üç gün süren bu merasimde, cumhurbaşkanının özel mesajının okunmasının yanı sıra ülkelerin kültürel, ilmi ve edebi şahsiyetleri de Şehriyar’ın şair ve manevi kişiliğinden bol bol söz ettiler. Bu merasime katılan ve İran’ın çağdaş büyük şairlerinden Şehriyar’la ilgili birer şiir okuyan söz konusu şahsiyetler arasında rahmetli Allame Muhammed Taki Caferi, Mehrdat Avesta, Hamit Sebzvari, Mahmut Şahrohi, Müşfik Kaşani, Gülşen Kürdistarni, Kudüs Meşhedi, Dr. Gulam Hüseyin Bigdili gibi tanınmış kimseler ve Horasanlı. İsfahanlı, Şirazlı ve Kirmanlı bir grup şairden söz edebiliriz.
nokta koymuyoruz artık cümle sonlarına
noktayı koyacak olan sensin anlasana
. . .
Cevapla

“Önemli Şairler ve Yazarlar” sayfasına dön