KUŞ HATIRALARI-İbrahim SADRİ

Cevapla
3nokta
Mesajlar: 3381
Kayıt: 26 Ara 2006, 22:16
Konum: Meşhedi313

KUŞ HATIRALARI-İbrahim SADRİ

Mesaj gönderen 3nokta »

mucteba yazmış
KUŞ HATIRALARI

Benim çocukluğumda soframıza kuşlar konar
rüyalarımıza melekler uğrardı.
Kapımızdan yoğurtçu
bahçemizden ishakkuşu
kalbimizden yeni çıkan şarkılar geçerdi.

Kışın bir sobamız olurdu
sobanın yanında kedimiz
kedinin önünde yün yumağı
bir Hayat Bilgisi fotoğrafı gibiydik.

Yerli malı kullanan
yurdun üç tarafı denizlerle çevrili
kuruüzüm incir fındık
tütün çay narenciye kavun-karpuz yetiştiren
kuru üzüm ve inciri satan
karşılığında
çamaşır makinesi radyo ve otomobil alan
bir toprağın fertleri...
Biraz yoksul biraz mütevekkil
biraz mahcup biraz kırılgan
biraz naif ama hep umutlu...

Özlerdik.
Memleketteki halamızı
ince doğranmış bir dilim pastırmayı
yurttan sesler korosunu
akşam komşuluklarını
radyo tiyatrolarını
sabah ezanını
kalaycıyı bozacıyı
münir nureddin şarkılarını
orhan boran yarışmalarını
kandil gecelerini duvar sarmaşıklarını
bakkalımızın utana sıkıla veresiye hatırlatmalarını
okul önü koz helvalarını
akşam oturmalarını
ve hayatı...

Top oynardık
ip atlar kedi kovalar
taşlarla birbirimizin başını yarar
mahalle savaşları çıkarır
gece olunca da tutar babalarımızın elinden
yazlık sinemalara gider
Sadri Alışık Vahi Öz
Belgin Doruk Cüneyt Arkın seyreder
Olimpos gazozları içer
güler eğlenir bağırır çağırır
dönerken yıldızları sayardık.
Biz sıkı çocuklardık.

Hepimizin birer yıldızı vardı
onlara isim takardık
onlar da bize isim takardı
pus ve dumandan önce bu şehrin
geceleri gökırpan ve isimleri takılan yıldızları
vardı.

Benim yıldızıma Mehlika adını vermiştik
biz kimseden yana değildik.

Kimsenin de kendinden yana olmasını istediği birileri
olmazdı
Bir değirmendeydik
öğütülen
öğütülürken türküler söyleyen
buğday başaklarına benziyorduk.
Ben
çorbalardan tarhanayı
yemeklerden kurufasulyayı
sigaralardan Harmanı
belki bunun için çok sevdim.

Yollar bozuk musluklar bozuk
ziller bozuk paralar bozuk
ama adamlar sağlam idi.

Bu şehrin yıldızları vardı.
Saçlarına kurdelalar takan
çivitle yıkanmaktan aşınmış beyaz çoraplarına
leke bulaşmasın diye su birikintilerinden sakınan
gözleri önünde
yürekleri ve beslenme çantaları ellerinde
küçük çocukları vardı bu şehrin
bu şehrin yıldızları vardı.

Ben Fenerbahçeyi amcam Vefayı tutardı.
Konya tahıl ambarı Mersin muz cennetiydi.
Taksimden Fatihe troleybüs kalkar
Şişhanede mutlak raydan çıkardı.
Vallahi hayat zor ve fakat çok matraktı.

Muammer Karacan’nın adına bir tiyatro binası yoktu
bizzat kendisi vardı.

Başımız ağrırdı komşumuz vardı
gönlümüz daralırdı komşumuz vardı
Çorbamızı umutlarımızı
memleket kadar kalbimiz paylaştığımız komşularımız
vardı.

Geceleri bekçimiz
gündüzleri sütçümüz
bizim kadar zayıf da olsa
nohuta ve makarnaya alışmış da olsa
Sarman adında bir kedimiz
ceplerimizde kırık misketlerimiz
çamur bulaşığı ellerimiz
ve gülümseyen bir yüzümüz
kimseye göstermekten utanmayacağımız bir içimiz
biraraya gelerek çektirebileceğimiz
bir aile fotoğrafımız vardı.

Bir sabah bütün iyi şeylerin
Ayvansaray iskelesinden
hayal ülkesine doğru demir alan
bir şirket-i hayriyye vapuru gibi
aramızdan ayrıldığını gördük
Sonra Ayvansaray’ın sularının çekildiğini yazdı
gazeteler.
Süheyla hanımın Raci beyin
Melahat mehveş ablanın
Niko’nun Ercüment efendinin çekildiğini ise
yazmadılar nedense.
Ama yok ama yoklar.

Ne Harman sigarası kaldı geriye
ne Olimpus gazozu
ne Sadri Alışık.

Kalan bir tortuydu belki.

Belki kırık bir rüya denizi
belki suya düşürdüğümüz suretimizin
cep aynamıza nüktedan bir yansımaydı herşey.
Herşey Maltepe sigarasının
hep arandığında
her bakkalda bulunabilmesi ile
büyüsünü kaybetmişdi belki de .
belki de biz bir rüya mı görmüştük?

Hadi hepsi yalandı.
Hadi hepsi hayaldi.
Hadi hepsini ben uydurmuştum.
Ama rüyalarımızın melekleri
ve soframızın daim konukları kuşlar?
Ya onlar?
Onları siz de görmediniz mi?
Sizin de sofranıza konup
rüyalarınıza uğramadılar mı?
Onlar da mı yalandı?

İbrahim SADRİ
nokta koymuyoruz artık cümle sonlarına
noktayı koyacak olan sensin anlasana
. . .
3nokta
Mesajlar: 3381
Kayıt: 26 Ara 2006, 22:16
Konum: Meşhedi313

Re: KUŞ HATIRALARI-İbrahim SADRİ

Mesaj gönderen 3nokta »

Özledim - İbrahim Sadri

Yağmur da var
Çok sevdiğim rüzgar da
Bugün Pazar
Daha uyanmadı komşular
Damların üzerinde kuşlar
Daha rahatlar
Radyolarda eski şarkılar çalıyorlar bu saatlerde
Gönül penceresinden ansızın bakıp geçenlere doğru
Yağmur da var
Çok sevdiğim rüzgar da
Daha uyanmadı komşular
Bugün Pazar
Ve ben seni çok özledim
Dışan çıkmak istiyor canım
Tek başına haytalık etmek
Islanmak Pazar sabahında yağmurda
Boş caddelerde dolaşmak
Vitrinlerine bakmak mağazaların
Sinemaların afişlerine
Sokakların isimlerine
Telefon kulübelerinde uyuyan çocuklara
Bir merhaba demek sessizce
Sahilde martılara simit atmak
Otobüslerin ilk seferlerine binmek
Gitmek istiyor canım
Hayatın gittiği yere
Islık çalıp şarkılar uydurmak kendi kendine
Fırından taze ekmek alıp
Buğusunu çekmek içine
Ve ben seni çok özledim
Tam böyle bir şey
Çiçeğe su yürümesi
Bebeğin ağlaması
Toprağın uyanması
Yağmurun yağması
Ateşin sıcağı
Bu Pazar sabahı
Tam böyle bir şey
Bir sabahçı kahvesine uğramak
Bir bardak çay
Taze dem kokusu
Hayatın atardamarlarında dolaşmak
Bölmeden şehrin uykusunu
Bir siir yazmak
Pazar bulmacasının boş karelerine
Şiirde tam da bunu anlatmak delice
Tam böyle bir şey
Hesapsız gölgesiz bedelsiz kimsesiz
Bir şiir yazmak
Bir bardak çay içmek
Sokaklarda gezmek
Yağmurda ıslanmak
Ve ben seni çok özledim
Şiir: İbrahim Sadri
Müzik : Fikret Hasani
YALAN
hadi gidiyorsun
yürekten kan gidiyor,sen gidiyorsun
herşey gidiyor
gökte bulut,dağda kar,düzde kervan gidiyor
solgun bir gül oluyor insan
bir demet kır çiçeği ölüyor sen gidiyorsun
ne ucuz yaşıyorsun,ne kolay
bir kristal gibi ellerimden düşüyorsun
bakma öyle
ben kanıyorum sen üşüyorsun

kolay değil bir yalan bu
yaralayan kanayan koca bir yalan
yalan işte
sevdiğim yalan
şarkılardan arta kalan ve sabah buğusu
ve tarla faresi ve ekmek derdindeki işçi kalbi gibi
yumuşak sıcak bir yalan
ıslak gözlerimle geçiyorum
yaralı bir ceylanın kalbinden
ceplerimde kül var
bir yangından arta kalan

sorduğum adreslerde kimse olmuyor
ve kimse olmuyor ben sorduğum zaman
her şey bir yalan gibi yandığı zaman
yalnız olduğunu anlıyor insan
anladım ve geçtim
yaralı bir ceylanın kalbinden

aynamı kırdım fotoğraflarımı yaktım
nasıl da acımasızdım tafralarıma karşı
nasıl da umarsız

su gördüm düşümde
karanlıktı ve gürültüyle çağlıyordu
ceplerimde kül vardı ve yanıyordu
sonra sabah oluyor
ve bir ceylan kalbinde alem ağlıyordu

hayır diyordu bir dağ köylüsü
hiçbir şey için geç değil
ve geç değil bir şey için hiçbir şey
bişey vardı öyleyse bişey
beni çeken
gecenin duldasından uzağa
kocaman çayırlara çeken bişey
gümrah ırmaklara
sonra sıcağa sonra acıya
sonra yaralarıma merhem olmaya kapıma dayanan
bişey

tutsana beni,bırakmasana
olsun yaralasana
olsun,ağrısa da
yalan da olsa,kalsana

dağ köylüsü
aşkın olduğu yerde ben varım
sen olmasan da ben varım
yağmur yağar saçlarım filizlenir
bir yıldız düşer omuzlarıma
ıslık çalar ıslanır şarkılarımı söyler geçerim kapından
camların buğusundan ve yağmurun kokusundan
tanırlar beni
bilirler
en iyi yalanlarını ben alırım onların
adresler sorarım kimseler oturmaz orda
ve kimseler olmaz ben sordukça

dağ köylüsü
şimdi gidersen
şimdi git
kalırsan şimdi

ibrahim sadri
BİR ŞEY SÖYLE

Bir şey söyle
Denizler tutuşturulduğunda
Dağlar yürütüldüğünde
Bir şey söyle
Yıldızlar semadan bir bir
döküldüğünde üstümüze
Bir şey söyle
Ben seni unuturum
Söyle
Yer başka gök başka olduğunda
Sallanıp çalkalandığında uçsuz
bucaksız sema
Hani biz
ateşin etrafını sarmış
pervaneler gibi olduğumuzda
Bir şey söyle
Unuturum ben seni, söyle
Kalplerde gizlenenler ortaya döküldüğü zaman
Gök yarıldığı zaman
Ne oluyor bu yere dediği zaman insan
Ve kalakaldığında yüzkarası
şiirlerim
Ve sensiz bir zaman
ve ayaklarımızın altından toprak
kayıp
Dümdüz eğildiği zaman
Bir şey söyle
Defterler açıldığında gökyüzü
sıyrılıp
alındığında
Cehennem tutuşturulduğunda cennet
yaklaştırıldığında

ibrahim sadri
ALDIRMA REİS
Sen içerdeyken ben
Sinemalara gittim
Bütün filmlerini seyrettim
O sevdiğimiz artistin
Sen içerdeyken ben
Vita kutularında çiçek yetiştirdim
Sokakta top oynadım çocuklarla
Ayakkabılarımı eskittim
Güneşe karşı durdum sabahları
Geceleri bir başıma yıldızları bekledim
Annenin gönlüne su serptim
Aldırma dedim aldırma
Bir şarkı söyle bir dilek tut herkes için
Bir ada rüzgarı gibi
Sürtünerek geç hayata
Bir sarmaşık gibi tutun
Ve değer ver hatıralara
Aldırma dedim
Sen annesin, aldırma
Sen içerdeyken ben
Kiramı ödedim pijamalarımı giydim
Haber bültenlerini izledim
Gazetelerden kupon kestim
Sen içerdeyken ben
Sigara içtim, öksürdüm
Otobüse bindim
Fotoğraflarımıza baktım
Acıyan yanlarımı körelttim
Deniz kıyısında yürüdüm
Manavdan soğan aldım
Yeni çıkan şarkıları dinledim
Kafeste beslediğimiz kuşu saldım
Islık çaldım
Sen içerdeyken ben
Hep uyandım, sayıkladım
Kanadım boyuna
Takvimlur aldım
Her gün bir yaprağını kopardım
Deli ayrılığın
Sen içerdeyken ben
Gömleğimi ütüledim
Sobada elimi yaktım
Bir şiir yazdım
Bir hercai menekşe aldım çiçekçiden
Hani o alnına kader değmiş
Hani o dudaklarına deniz tuzu dokunmuş
Hani o erken vurulmuş
Gençliğimiz gibi dağıldım
Sen içerdeyken ben
Bir adını söyleyemedim
Şöyle bağıra bağıra
Bir yüzünü göremedim
Görüş günlerinde
Bir de eline değemedim
Bir de yüreğine
Şöyle kucaklayamadım bir de
Ölümüne
Sen içerdeyken ben
Kapı kapattım, pencere açtım
Mutfakta oyalandım
Kanepede yattım
Hatta bir yolluk aldım odaya
Çok ta kulak asmadım
Çokta koymadı bu bana
Alt tarafı içerdeydin
Alt tarafı bir yanımı alıp götürmüştün
Bir yanımı
Yani adamlığımı
Yani gözlerimin ferini
Yani canımı
Alt tarafı şarkılar ölecekti
Alt tarafı kanayacaktı kalbim
İşte sensiz
İşte nefessiz
İşte kimsesiz bir sesti alt tarafı
Her tarafım
Yıldızlar yine oradaydı oysa
Yazdıklarım
Gözden kaçan o defter yapraklarında
Boşver yüzyirmisekiz
Hayat bir gemi
Yürüt onu göreyim seni
Boşver yüzyirmisekiz ha...
Boşveriyor ya
Aldırma reis
Reis aldırmıyor ya
Bir adını söyleyemedim
Şöyle bağıra bağıra
Bir yüzünü göremedim
Görüş günlerinde
Bir de eline değemedim
Bir de yüreğine
Şöyle kucaklayamadım bir de
Ölümüne
Sen içerdeyken ben
Vitrinlerin önünden geçtim
Minibüs duraklarında bekledim
Simitçilerle yarenlik ettim
Üstüme bir ceket aldım
El tezgahlarında kitaplara baktım
Sen içerdeyken ben
Hiç oturup ağlamadım
Hiç karartmadım umudu
Hiç bulandırmadım onuru
Öyle dimdik durdum ortada
İşte burada ulan işte burada
Böyle burada
Hiç yıkılmadan
Hiç utanmadan
Ve hiç unutmadan
Sen içerdeyken ben
Gülen resmimi yaptırdım
Sokaktaki ressama
Her zaman yaptığım gibi
Buzdolabını ayağımla kapadım
Parkların banklarına adını kazıdım
Adını kazıdım duvarlara
Adını, adımın yanına yazdım
Hiç unutmadım, utanmadım
Korkmadım

ibrahim sadri
nokta koymuyoruz artık cümle sonlarına
noktayı koyacak olan sensin anlasana
. . .
3nokta
Mesajlar: 3381
Kayıt: 26 Ara 2006, 22:16
Konum: Meşhedi313

Re: KUŞ HATIRALARI-İbrahim SADRİ

Mesaj gönderen 3nokta »

Ihlamurlar Çiçek Açtığı Zaman



Dilimde sabah keyfiyle yeni bir umut türküsü
Kar yağmış dağlara, bozulmamış ütüsü
Rahvan atlar gibi ırgalanan gökyüzü
Gözlerimi kamaştırsa da geleceğim sana
Şimdilik bağlayıcı bir takvim sorma bana
-Ihlamurlar çiçek açtığı zaman.

Ay, şafağa yakın bir mum gibi erimeden
Dağlar çivilendikleri yerde çürümeden
Bebekler hayta hayta yürümeden
Geleceğim diyorum, geleceğim sana
Ne olur kesin bir takvim sorma bana
-Ihlamurlar çiçek açtığı zaman.

Beklesen de olur, beklemesen de
Ben bir gök kuruşum sırmalı kesende
Gecesi uzun süren karlar-buzlar ülkesinde
Hangi ses yürekten çağırır beni sana
Geleceğim diyorum, takvim sorma bana
-Ihlamur çiçek açtığı zaman.

Bu şiir böyle doğarken dost elin elimdeydi
Sen bir zümrüd-ü ankaydın, elim tüylerine deydi
Sevda duvarını aştım, sendeki bu tılsım neydi?
Başka bir gezegende de olsan dönüşüm hep sana
Kesin bir gün belirtemem, n`olur takvim sorma bana
-Ihlamurlar çiçek açtığı zaman.

Eski dikişler sökülür de kanama başlarsa yeniden
Yaralarıma en acı tütünleri basacağım ben
Yeter ki bir çağır beni çiçeklendiğin yerden
Gemileri yaksalar da geleceğim sana
On iki ayın birisinde, kesin takvim sorma bana
-Ihlamur çiçek açtığı zaman.

Bak işte, notalar karıştı, ezgiler muhalif
Hava kurşun gibi ağır, yağmursa arsız
Ey benim alfabemdeki kadîm Elif
Ne güzellik, ne de tat var baharsız
Güzellikleri yaşamak için geleceğim sana
Geleceğim diyorum, biraz mühlet tanı bana
-Ihlamurlar çiçek açtığı zaman.

Ihlamurlar çiçek açtığı zaman
Ben güneş gibi gireceğim her dar kapıdan
Kimseye uğramam ben sana uğramadan
Kavlime sâdıkım, sâdıkım sana
Takvim sorup hudut çizdirme bana
Ben sana çiçeklerle geleceğim
-Ihlamurlar çiçek açtığı zaman.

Bahaeddin KARAKOÇ
(Uzaklara Türkü)
Ibrahim Sadri >> Ellerimizin Büyük Boslugu



Burasi dünya ve biz artik çok sıkıldık
Alip basimizi sana gelmek istiyoruz
Sana gelmek, orada kalmak istiyoruz
Çok unuttuk hatirlamak istiyoruz
Basimizin oksanmasini, gözyasimizin silinmesini,
kolumuza girilmesini istiyoruz
Yagmurunu ve meleklerini yeniden istiyoruz
Rüzgarin sesini, irmagin sesini
Daglarin dag, denizlerin deniz,
kadinlarin kadin, çocuklarin çocuk
Erkeklerin erkek, ekmegin ekmek
oldugu bir dünyayi yeniden isterken
Seni istiyoruz aslinda
Bunu söyleyemiyoruz

Her yer gece, çok gece
Ve biz meleklerini istiyoruz Rabbim
Çok yenildik yetmez mi
Bir bankanin önünde, bir koltugun altinda,
bir ziyafetin ortasinda, bir günahin tenhasinda
Büyütüp durduk siyahi

Gece gece gece
Her yagmur tanesini bir melek indirirken yeryüzüne
Her yalani yüz seytan tasiyor olabilir mi
Bilmiyoruz
Çünkü
Bilincimiz içerken binlerce yilin karmasik surubunu
Kameraya bakip kalabalik seyler söylemek
ve gülümsemekle mesgulüz su an
Sonra oturup düsünecegiz bütün bu olanlari
Yusufu düsünecegiz, Yakupu, Musayi
Isayi düsünecegiz, Nuhu ve öbürlerini
Ve Efendimizi
Efendimizi

Kuyular kuyular kuyular kazdik
Bir nefes üflemen için yeryüzü batakliginda sazdik
Kestik kendimizi deldik yaktik
Sonra sana degil dünyaya aktik
Dünya ki mescittir biz onu otel yapmisiz
Kalktik ki yenilmisiz degismisiz azmisiz
Bir sizi kalmis içimizde baska sey yok
Bu sizidan yol bulup kapina dayanmisiz

Bir çocuk oyuncagini alamamis
Bir kiz sevdigini saramamis
Bir anne yillardir kollari açik bekliyor oglunu
Bir adam paramparça bir çift göz için
Biri ekmek götürememis evine
Birisi ask
Birimiz dünyayi kurtaracak
Birimiz yarini
Birimizin akli tutusmus yaniyor
Birimiz bombos kalbine bakip birini aniyor
Birimiz ayriligin ilk günü gibi her aksam kaniyor
Birimiz kiyametin koptuguna inaniyor
Birimiz çekip gitmis yeryüzünden
ellerini hala açik saniyor

Geldik iste bunlar ellerimiz
Açilmis bak bilirsin ne diye
Ki bilirsin biz bu ellerle neler isledik
Burasi dünya
Su biziz
Bunlar da ellerimiz
Öyle açik öyle acemi öyle bos
Öyle mahcup öyle dalgin öyle bos
Öyle bos

Senin degil miyiz hepimiz
Senin degil mi her sey
Alirsin kime ne verirsin kime ne
Ve bu açtigimiz eller senin degil mi
Senin degil miyiz hepimiz Rabbim
Bir yildiz bir agaç bir bugday tanesi kadar

Kimsesiziz kime gidelim
Yaralarimiz var kime
Sicak bir sey ariyoruz kime
Merhamet istiyoruz kime
Bagislanmak istiyoruz kime gidelim
Sorumuz ve cevabimiz sen degil misin
Yorgunuz, kaybetmisiz, dalginiz, kirginiz, küsmüsüz
Bu çocuklar birer birer kaybolurken sisler
içinde kime gidelim
Çok yürüdük yollar kayboldu yol olduk sana geldik
Ne getirdin deme bize senden baska neyimiz
varsa o bizim yokumuzdur

Geldik iste bunlar ellerimiz
Bunlarda ellerimizin büyük boslugu
Bes duygum harab, alti yönüm harab
On parmagimda on aci Ya Rab
Denize dalan bir testi nasil tahammül etsin suya
Firlattin beni dünyaya
Yeniden al kucagina, çagir beni yeniden
Bu saman çöpünü kasirgada birakma
Büyük bir kapinin önünde bir karinca
vurmus kapiyi bekliyor
Kapi açilacak yoksa niye var
Rahmet örtecek günahi
Geride kalacak gazabin adimlari
Duyulacak büyük bahçenin o büyük sarkilari
Sunulan sarabi çekinmeden içecegiz
Görüneceksin durmadan kendimizden geçecegiz
Görüneceksin her seyimizle sana göçecegiz

Basimiz yerde
Açtik elimizi sevgilinle birlikte
Bize bak çekip çikalim uçurumlardan
Bize bak çikalim dünyanin bütün kulluklarindan
Parçansak al bizi bir daha ayirma evinde uyuyalim
Yabanciysak dost ol bize senden ayrilmayalim
Elimiz açik basimiz ve ruhumuz secdede durmus bekliyoruz
Sevdiklerin askina sevenlerin askina
Insirah insirah insirah
AyetIn degil miyiz senin Ya Allah


selamün aleyküm
çok değer verdiğim bir arkadaşım var._aslıdanda güzel_diye çağırırım onu.
ibrahim sadrinin şiirlerini çok seviyor.
bende ondan etkilendim galiba.daha öncede dinlerdim ve okurdum ibrahim sadri ama bu kadar değil.
bu yüzden tüm şiirler aslıdanda güzel olan arkadaşıma ithaf ediyorum.
mucteba

eminerash yazmış
ADIN BATSIN

Yüreğime bir gül çizdim kanlı yaş ile
Yaktın beni, küle döndüm, dumana döndüm
Nasıl edem, nere gidem dertli baş ile ?
Bilemedim, teli kırık kemana döndüm.
Canım aldın, canevimden vurdun ya sen de,
Küstüm sana, faydası yok, geri dönsen de.
Sen de vefasız çıktın,
Sen de hayırsız çıktın,
Sen de vicdansız çıktın,
Adın batsın...
Zaman ola, devran döne, sen de çekesin,
Yitiresin umudunu, heder olasın,
Aşka düşe kahrolasın,candan bıkasın,
Ömrün boyu bir kez olsun gülmeyesin,
Sen ki beni rezil ettin yedi cihanda,
Yalan oldum, talan oldum, senin sayende,
Sen de vefasız çıktın,
Sen de hayırsız çıktın,
Sen de vicdansız çıktın,
Adın batsın...
Beni özleyince bir nehir yatağını bulsun
Kor düşsün dağlarına,ceylanlar suya insin
Sesime bakıp da ağlıyorum sanma
Seni özleyince böyle olsun biraz da
Canım aldın can evimden vurdun ya sen de
Küstüm sana, faydası yok, geri dönsen de
Sen de vefasız çıktın,
Sen de hayırsız çıktın,
Sen de vicdansız çıktın,
Adın batsın...
Ayrılıversin yaprak dalından,
İnsan sevdiğinden ayrılıversin,
Kan damarından,can pazarından,adam baharından ayrılıversin.
Dağda dört mevsim erimeyen kar var ya
Yokluğun öyle erimesin.
Sen de vefasız çıktın,
Sen de hayırsız çıktın,
Sen de insafsız çıktın,
Adın batsın,adın batsın...
İbrahim SADRİ

A.S
İthaf etmeden dinlemek istediğim,en sevdiğim şiiridir...
Bilge bunu da benim için dinle olur mu???

selametle...
nokta koymuyoruz artık cümle sonlarına
noktayı koyacak olan sensin anlasana
. . .
Cevapla

“Aşk Konulu Şiir ve Edebî Metinler” sayfasına dön