sukûtum anlayana!!!

Cevapla
3nokta
Mesajlar: 3381
Kayıt: 26 Ara 2006, 22:16
Konum: Meşhedi313

sukûtum anlayana!!!

Mesaj gönderen 3nokta »

eminerash yazmış
sukûtum anlayana!!!
Alıp başını yürüyor saatler birbiri ardına..
Islak bir eylül akşamında yine hüzün ufalanıyor yorgun bakışlarımdan.
Zaman zor da olsa geçiyor, yorsa da tükeniyor yar!
Avuçta sadece bir avuç kor gibi özlem kalıyor...
Yığın yığın çürüttüğüm hüzünler elemler..
Artık susmayı öğrendi gönlüm...
Çığlıklara ölümlüyüm...
Sabrı bileyliyorum her gün ömrüme,
Yüreğimin küf tutmuş duvarlarına,
Gözyaşlarımla ıslattığın umudu asıyorum kurusun diye
Adına kıyama dursa sus kefenini giydiriyorum sözcüklere!
Kan rengine boyanan düşlerimi beyaza uçuruyorum dua kuşlarıyla...
Artık sadece içime kanıyorum yar!
İçime haykırıyorum sadece!
Dilimde yazgısı suskulu sözlerim ...
Gözlerimden döktüğüm bir avuç senle,
Düşüp koynuna senli düşlerin,
Sûkutu ezber eyliyorum artık dilime!
.............
(alıntı)

beğenmeniz ümidiyle...
nokta koymuyoruz artık cümle sonlarına
noktayı koyacak olan sensin anlasana
. . .
3nokta
Mesajlar: 3381
Kayıt: 26 Ara 2006, 22:16
Konum: Meşhedi313

Re: sukûtum anlayana!!!

Mesaj gönderen 3nokta »

mucteba yazmış
duy sesimi sevgili....

duy sesimi ne olur
ben bir mecnunum
dilimle değil
yüreğimle sesleniyorum sana
sevgili
o kadar çoksun ki bende
senlerde kayboluyorum
sana sesleniyorum
yüreğimden
duyuyormusun beni
çocuk kalbimde
baharlar
nevbaharımsın benim
hazan olan ruhumda
mevsiminden önce çiçekler açtıran sensin
hayata yeniden merhaba dedirten sensin
sevgili
iyi ki varsın
hep var ol
yanımda ol
her daim
...muctebaaaaa
nokta koymuyoruz artık cümle sonlarına
noktayı koyacak olan sensin anlasana
. . .
3nokta
Mesajlar: 3381
Kayıt: 26 Ara 2006, 22:16
Konum: Meşhedi313

Re: sukûtum anlayana!!!

Mesaj gönderen 3nokta »

eminerash yazmış
Susuyorum...

Susmanın en acımasız olduğu zamanalarda bile,
Susmayı öğretiyor(lar)um yüreğime..

Dilime kilit vurup,
Sessizliğin girdabına mahkum ediyor(lar)um çığlıklarımı..

Sus(may)an yüreğim elime hükmediyor..
Bu sefer kağıt üzerinde yürüyor kalemim..
Kalemimi kırıyorum,
Kelimelerimi yutuyorum ve suskunlukları topluyorum..

Suskunluğum acı(tan)lara inat bir çığlıktır..
Verilebilecek en güzel cevaptır..

Susmanında bir dili vardır, Dinlemesini bilene..
Kimi zamanda gözlerde saklıdır, Görmesini bilene..

Ve yine acı(tan)lara inat susuyorum..
Suskun yüreğime, sessiz kelimeler döküyorum..
...
(alıntı)

ALEMDE NE VAR Kİ AŞKTAN ÖZGE
BEYHUDE NEFES TÜKETME ŞAİR
BİTMEZ DİYEREK SARILDIĞIN ÖMÜR
BİR SADE FASILDIR AŞKA DAİR...

Susabilmeyi bilmeli bazen...
Bu dörtlüğü de ekleyip bitirmek istedim,bu ara pek uğrayamıyorum aman boş bırakmayın
vesselam...
SUSMAK

Susmak içine ateş düşmüş bir mavi deniz gibi.
Susmak üzerine puslu bulutlar çökmüş başı karlı dağ gibi.
Susmak rengini kızıl havaların çaldığı çöl akşamları gibi.
Susmak,bir türkünün en hareketli yerinde deli bir rüzgar gibi.
Susmak yalnızlığın ortasında siyah gelinlik giymiş ölüm gibi.

Susmak,bir gurbet Treninin arka vagonunda küsmek gibi.
Susmak nedir sorusunun cevabını konuşmamak olarak algılamak en büyük yanlışlıktır. Bu yanılgıyı en güzel ispatını lal (dilsiz,konuşamayan)olanlar verir. Onların kelimelere hükmedememesi onların suskun olduğunu göstermez. Onlarda tüm konuşan insanlar gibi düşünür,anlatır ve belki çoğumuzun söyleyemediğini fısıldarlar bize. ama onların kelimelere hükmedememesi,konuşmanın kelimelerle olmadığının en büyük göstergesidir.
Nedir o halde susmak?

Belki üç noktanın yan yana dizilişi ile başlayan (...) ve yine üç noktanın yan yana dizilişi ile biten sihirli bir cümledir (...)
Susmak;konuşmaktır aslında anlayana,harfsiz,kelimesiz,cümlesiz. Anlayan susmanın ifade ettiği tüm manayı okur suskunluğun derin yüzünde.
Susmak;birilerini anladığı yada anlamak istediği gibi kabullenmek hiç değildir. Güce hükmedenlerin suskun çoğunluğun her şeyi kabullendiklerini "suskunlukla" algılamaları yanılgının en tebessümlü halidir. Güler geçerim bu denli yanılgı düşlerine.
Susmak bazen içinde çığlıkların boğulduğu yosun tutmuş deniz gibidir. Bazen güneşleri meçhul limanlara çekilmiş gökyüzü gibi. Bazen arkana bakmadan her şeyi oluruna bırakıp çekip gitmektir rotası çizilmemiş yollarda.
Susmak bazen yarına postalanmış umut mektubu olur,postaya verilmemiş. İçine soluk güller konulmuş,aşk şiirleri yazılmış,biraz kırılmış biraz alınmış birazda uçları yakılmış bir mektup. Utangaç bakışları,kızaran yüzler umut mektubunun her satırında kendini ifade edecek bir kelime bulmuştur işte.
Bazen en candan konuşurken bile susar insan. Bütün kelimeler, harfler, lâkırdılar odadaki boşluğu doldurmak içindir. Hani öylesine denize atılmış bir olta gibi,boşluğa bırakılır cümleler.
Susmak konuşmaktan daha zordur aslında. Konuşurken istediğin cümleyi kurar istediğin yerde durup soluklanırsın,istediğinde bağırır istediğinde kızar,istediğinde gülersin,ya susarken...Ya susarken bütün çığlıkların,hıçkırıkların,yalvarışların,isyanların düğümlenir kalır bir yerde. Kıyısını aşındıran deniz gibi aşındırır yüreğinin en sert duvarlarını. En umulmadık yerlerde çeker yataklara karahummalı sevda hastalığı gibi.
Susmak çekilmektir içindeki bir koyun yalnızlığına. Konuşmanın gölgesinde palazlanır suskunluğun aşk ateşi.
Susmak sesiz bir çoğunluğun konuşan azınlığa karşı isyanı, başkaldırısıdır anlayana.
Susmak direnmektir aslında kelimelerin anlamsızlığına, duyguları karşılayamayışlarına, mananın bitişine darılmaktır kendi çapında.
Susmak bir deniz gibi
Susmak bir dağ gibi

Susmak bir çöl gibi
Senin gözlerinde
ve konuşmak
Senin gözlerinde
Susarak...
nokta koymuyoruz artık cümle sonlarına
noktayı koyacak olan sensin anlasana
. . .
Cevapla

“Aşk Konulu Şiir ve Edebî Metinler” sayfasına dön