Ne oldu Böyle...?

Cevapla
3nokta
Mesajlar: 3381
Kayıt: 26 Ara 2006, 22:16
Konum: Meşhedi313

Ne oldu Böyle...?

Mesaj gönderen 3nokta »

Ne oldu Böyle...?
Benim ayaklarım titremezdi hiç Ne oldu böyle Ellerim, ayaklarım birbirine dolaşmada Allahım! Ya Rabbim! Sabır ver Kalbim de sızlamaya başladı. Ağlamamalıyım diyorum, ama elde mi? Hıçkırıklarımı kursağıma gömdüm, ama gözyaşlarım?
Yüreğime teselli vermeliyim: Fatıma ölmedi Diri o Rabbinin katında rızıklanmada şimdi.




Sen Ey Rahmanın cilvesi! Ey Rasulullahın biricik yadigârı! Sensiz yaşamak ne de zor şimdi Sensiz şu yeryüzü üzerinde kalmak ne kadar zormuş meğer.
Senin ölümün değil; âlemin ölümüdür bu.
Kâinatın kitabı dürüldü ölümünle
Ah! Şu toprak seni nasıl alacak bağrına? Bağrına basar da nasıl paramparça olmaz şu yerküre?



Gökyüzü gidişini seyreder de nasıl darmadağın olmaz bir anda?
Rabbim yardımcı olmasaydı nasıl katlanırdım bu büyük felâkete ben?
İnna lillah ve inna ileyhi râciun Hepimiz Allahtanız ve hepimiz Ona döneceğiz sonunda
Fatımam Ey Allahın sevdiği kul! Ey Resulullahın inci tanesi, ciğerparesi! Ne de büyük şu dünyanın fitneleri! Ne de büyük ve ağır, hakiki iyilik ve ihsan sahibi Hak Tealanın imtihan mihnetleri!



Rabbim bilir ya; canımdan çok sevdiğim Resulullahın gidişinden sonra bir tek senin varlığınla teselli bulmaktayım ben.
İslam gemisinin, cahiliyet fırtınasının korkunç dalgalarına müptela olduğu o dehşetli fırtınalarda sağlam ve güçlü tek liman, senin imanlara iman katıcı rızandı.



Heyhat Yazıklar olsun Eğer İslam ırmağı ana yatağından, yani senin rıza çizginden ayrılmamış ve ilâhi gazab yatağına akıtılmamış olsaydı, baban Resulullahtan sonra bu dünyadan bu kadar erken gitmezdin; ayrılışın bunca tez olmazdı.



Seni ölüm döşeğine düşüren darbe, nura inen darbe oldu aslında; Resulullah (s.a.a.)in vefatıyla birlikte nurun hançerlenmesi çökertti seni, yavrularımın annesini genç yaşta ölüm döşeğine götüren şey, yürek yarası oldu, kimseye diyemeyip içine attığı dertleri, elemleri oldu.
Yer ve gök ehli şahittir ki baban Resulullah (s.a.a.)den sonra elem ve dertten başka azığın olmadı senin.



Başını senin göğsüne dayamış ağlayışıyla "anne"! "anne"! Figanlarıyla yürekleri parçalamakta olan şu minik Hasan, gün gelecek, ihanet zehiriyle dağlanan ciğerlerini lime lime kan kusurak verecek gurbette.
Gidişinle perişan olan, gözyaşı döküp Allahın meleklerini bile ağlatmaya başlayan şu minik Hüseyin gün gelecek kılıç şakırtıları duyacak şu ümmetten, biat ve itaat yerine oklar, mızraklar ve kılıçlar inecek ümmetin elinden.
Ayaklarına kapanmış,"anneciğim"! Figanlarıyla arşı ağlatan ve yaralı ceylanlar gibi seni şimdi son bir kez, ama defalarca öpüp koklamakta olan şu Zeyneb Tıpkı bir mum gibi lahza lahza eriyip küçülmekte olan şu bağrı yanık mazulum minik Zeyneb, daha nice mumların etrafında pervaneler misali yana yakıla dövünüp duracağını ve ağır felaketler karşısında yapayalnız kalacağını bilmiyor mu?




Fatımam! Allah aşkına ne olur, son bir kez için olsun kalk da şu Ümmü Gülsüme, eğer babasını seviyorsa artık ağlamaktan vazgeçmesini söyle Hangi derdime yanayım, bilmem ki, senin ayrılığına mı, Ümmü Gülsümün ciğerimi parçalayan şu ağlayışına mı? Bugün senin yokluğuna bunca gözyaşı döküp kendisini neredeyse bitiren şu masum kızcağız; yarın Kerbelâda göreceği o sahneler karşısında nasıl dayanacak sahi?
Ama nasıl ağlamasınlar ki?
Şu minik yavrucuklar senin ömrünün sonbaharında birkaç günden fazla birlikte olamadılar ki seninle
Bir ömür ki, sonbahardan başka mevsimi olmadı Fatımam
Benim evime gelin gelmeden önce, babanın annesiydin sen, ondan sonra da benim dertlerimi paylaştın zerre itiraz etmeden
Henüz emekleme çağındaki İslamın küfür, şirk ve cehalet oklarına hedef olduğu bir dönemde anne olmanın; kalkan demek olduğunu; küfür, şirk ve cehalet kılıçlarına göğüs germek demek olduğunu iyi bilirim ben...


Alıntı...
nokta koymuyoruz artık cümle sonlarına
noktayı koyacak olan sensin anlasana
. . .
Cevapla

“İslamî Şiir ve Edebî Metinler” sayfasına dön