Oruç ve Bektaşi Yorum

Herşeyin zekatı vardır, bedenin zekatıda oruçtur.
3nokta
Mesajlar: 3381
Kayıt: 26 Ara 2006, 22:16
Konum: Meşhedi313

Re: Oruç ve Bektaşi Yorum

Mesaj gönderen 3nokta »

Zaten aksini söylemedim dede-baba,
her şeye neden muhalif açıdan yaklaşıyorsun anlamadım.
Niyet önemlidir. ama fiilin kökü de önemlidir dedim. Toplum bu ayrıma varamıyorsa o zaman ben bu fiil eğer farz değilse onu terk etmenin daha uygun olcağını söyledim. bu benim şahsi görüşümdür dedim!!
nokta koymuyoruz artık cümle sonlarına
noktayı koyacak olan sensin anlasana
. . .
Ebu Hasaneyn
Mesajlar: 383
Kayıt: 13 May 2009, 03:47
Konum: Hatay'lıyız Hak Muhammed Ali'ye Can feda'yız

Re: Oruç ve Bektaşi Yorum

Mesaj gönderen Ebu Hasaneyn »

kardesim bunlar batin batin diye tutturmuslar tmm batina boynumuz kildan ince ama dunyevi zahiri ibadetleri terket anlamina gelmez ki kardesim yanlisim varsa soyleyin yaw
LA İLAHE İLLALLAH (celle celelehu) - MUHAMMEDEN (sallallahu aleyhi ve alihi vesellem) RESULULLAH - ALİYYEN (aleyhisselam) EMİR-EL MÜ'MİNİN VELİYULLAH -(KURTULUŞ YOLU) Allah (c.c) Hz.MUHAMMED (s.a.a.v) Hz.12 HAK İMAMLAR (a.s)
3nokta
Mesajlar: 3381
Kayıt: 26 Ara 2006, 22:16
Konum: Meşhedi313

Re: Oruç ve Bektaşi Yorum

Mesaj gönderen 3nokta »

elbette zahir de batın da önemlidir ancak biz diyoruz ki nasıl zahiri Eh-i Beyt as'dan öğreiyorsak biz batını da onlardan öğreniyoruz o yüzden bektaşilerin batıni yorum diye yaptıkları çarpıtmaları kabul etmiyoruz.
Batını manaların ne olduklarını da yine 12 İmamlar ölçüsünde ispat etmeleri gerekir. Ama adamların böyle bir dertleri yok zaten!
nokta koymuyoruz artık cümle sonlarına
noktayı koyacak olan sensin anlasana
. . .
Hasan Akça
Mesajlar: 1745
Kayıt: 05 May 2008, 22:02

Re: Tarihi belgelerde Hızır Peygamber

Mesaj gönderen Hasan Akça »

[quote="Dede-baba"]HIZIR NEBİ HAKKINDAKİ BİLGİLER


Ebü Hüreyre’den rivayet olduğuna göre: Hz.Muhammed, Hızır’a Hızır denilmesinin sebebini izah ederken şöyle buyurmuştur: Hızır otsuz kuru bir yere otururdu’da ansızın o otsuz yer yeşillenerek peşi sıra dalgalanırdı. Kaynak: Sahih-i Buhari, hadis No:1389 D.İ.B.Y.

Ubey b. Kab şöyle der: Hz.Muhammed buyurdu ki, Musa peygamber İsrailoğulları arasında hatip bir kişi olarak ortaya çıkmıştı. Bir gün Musa İsrail evlatlarına vaaz ederken, ona insanların en bilgilisi kimdir? diye sorulduğunda benim cevabını vermişti; işte o zaman cenab-ı Hak onu kınıyarak bilgisini kısmıştır. Bunun üzerine Musa: Ey Rabbim! Benden daha bilgili kimse varmı? diye sormuş. Cenab-ı Hak’da: Evet vardır, iki denizin kavuştuğu yerdeki kulum Hızır senden daha bilgilidir; diye ona vahyetti. Musa peygamber: Ya Rabb onu nasıl bulabilirim? diye sormuş; Cenab-ı Hak’da: Bir balık avla, bir zenbil içine koy; onu kayb ettiğin yerde o kimseyi de bulmuş olursun. Bunun üzerine Musa peygamber bir balık yakalar, onu bir zenbile koyar ve yanında hizmet eden Yüşa bin Nun’la beraber yola çıkarlar. Hızır hakındaki bu sahih hadis Kur-an’ın Kehf süresi 60-82 ye kadar olan ayetlere bağlı olup esasını tamamlar. Kaynak: Sahih-i Buhari, hadis No:102 D.İ.B.Y.



Bak sen 12 imam kaynağı sunduğumuzda onbin şüphe getirip itiraz eden pinokyo hazretleri sünni kaynaklarını sahih diye sunuyor kaynak diye sunuyor hiç şüphede getirmiyor ne kadar ilginç ! koçum benim!
3nokta
Mesajlar: 3381
Kayıt: 26 Ara 2006, 22:16
Konum: Meşhedi313

Re: Oruç ve Bektaşi Yorum

Mesaj gönderen 3nokta »

Bak sen 12 imam kaynağı sunduğumuzda onbin şüphe getirip itiraz eden pinokyo hazretleri sünni kaynaklarını sahih diye sunuyor kaynak diye sunuyor hiç şüphede getirmiyor ne kadar ilginç ! koçum benim!
Hasan abi tüm yazıları zaten bu doğrultuda. Kaynak diye şahsi görüşleri aktarıyor. sunni kaynaklarını falan getiriyor. Gazaliye imam diyor. Bu klasik sunni tavrı değil mi?
nokta koymuyoruz artık cümle sonlarına
noktayı koyacak olan sensin anlasana
. . .
Dede-baba
Mesajlar: 469
Kayıt: 19 Haz 2009, 10:00

Re: Tarihi belgelerde Hızır Peygamber

Mesaj gönderen Dede-baba »

Hasan Akça yazdı:


Bak sen 12 imam kaynağı sunduğumuzda onbin şüphe getirip itiraz eden pinokyo hazretleri sünni kaynaklarını sahih diye sunuyor kaynak diye sunuyor hiç şüphede getirmiyor ne kadar ilginç ! koçum benim!
bakınız , Bir kişiyle tartışırken.. tezinizi ispat için, ya iki tarafında üzerinde ittifak ettiği kaynak bulacaksınız... yada karşı tarafın kendi kaynaklarıyla Onun tezini çürüteceksiniz..

sünni kaynaklar getirmem benim sünni olduğum yada bu kaynaklara itibar ettiğim anlamına gelmez...

Burdaki amacım şudur sünniler Hızır peygamberi ve orucunu kabul etmez.. özellikle hatta Kur'andaki ilgili ayetlerde isimini dahi anmazlar...

Şimdi Hızır'ı yada nasıl karşı taraftaki insana anlatacaksınız elbette ilk yapacağını Onun referans aldığı kaynaklarda kendi düşüncenizi destekleyecek kanıtlar o kimseye getirmenizdir..

Tartışma ve sohbet uslubum budur.. Hızır orucu, Muharrrem, semah ibadeti vebenzeri inancıma kendi kaynaklarımdan kanıt pek çoktur..

fakat karşı tarafın kabul etmediği kaynağımı burda kaynak olarak sunamamam.. çünkükarşı kişininde kendi kaynakları var.. ve benim tezimin aksini savunuyor..

o zaman yapılması gereken onun kaynaklarını ondan daha iyi bilmek ve çelişkilerini göstermektir..

Bügün alevilerin semahını , muharremini hızırını cem ibadetini eleştirenlere onların dikkate aldığı alimlerin sözleriyle karşılık vermek..

seslerini keser. hatta konuşmaya mecalleri dahi kalmaz..

şahsım inancım ile ilgili zerre şüphe içinde değilim.. bu nedenle başka inanbçları araştırmak bana korku vermez.. kafamı ise asla karıştırmaz...

Alevi inancında eğitim, çok zorlu bir süreçtir.. her seyid nesli dede olmaz.. Mürşidin eğitimi çileli ve zorludur...

kısacası bu süreci formüle edelim..

TEZ+ ANTİ TEZ = SENTEZ

Şeklindedir... yani önce kendi inancını çok iyi şekilde bileceksin sonra senin gibi inanmayanların inançlarını en sonunda kendi sentezine ulacaksın..

gerçek bir Pir ve dede-baba dört kitabı inancı, ve islam çindeki bütün anlayışları bilir...
Siz ya hiç Pir ve dede görmnemeişssiniz yada size sahteleri denk gelmiş..



Bu nedenle bırakın kitabımız Kur'anı, diğer üç kutsal kitabıda defalarca okudum..
sadece Alevilik değil şii inancı, caferi inancı sünni inancını ve diğerlerinide pratiklerine kadar iyi bilirim..

Bilgiden korkmayın... Buraya aktardıklarım yada sizin sorduklarınız daha önce defalarca aevilere sorulmuştur.. cevcapları zaten vardır..

hatta aklınıza gelmeyenlerde mevcut sırası geldikçe açıklarız..

Not: ben fiilen ne dedelik yapıyorum nede Pirlik.. fakat ailem Binlerce talibi olan Bir alevi ocağıdır..

Neslim Seyiddir... 12 İmam neslindedir.

Buraya aktardıklarım bu bilgi birikiminin ürünüdüğr. o kadar..
Hasan Akça
Mesajlar: 1745
Kayıt: 05 May 2008, 22:02

Re: Tarihi belgelerde Hızır Peygamber

Mesaj gönderen Hasan Akça »

Dede-baba yazdı:
Hasan Akça yazdı:


Bak sen 12 imam kaynağı sunduğumuzda onbin şüphe getirip itiraz eden pinokyo hazretleri sünni kaynaklarını sahih diye sunuyor kaynak diye sunuyor hiç şüphede getirmiyor ne kadar ilginç ! koçum benim!
bakınız , Bir kişiyle tartışırken.. tezinizi ispat için, ya iki tarafında üzerinde ittifak ettiği kaynak bulacaksınız... yada karşı tarafın kendi kaynaklarıyla Onun tezini çürüteceksiniz..

şu an karşında sünni yokki sünnilerle tartışmıyorsun ki sünni kaynağı getiriyorsun biz aleviyiz bize 12 imamlardan kaynak getireceksin demogojiden vazgeç kaynak getiremiyorsanda inattan vazgeç kaynak getirirsende kaynağına göre tavrımızı koyarız


sünni kaynaklar getirmem benim sünni olduğum yada bu kaynaklara itibar ettiğim anlamına gelmez...

bizde zaten sünnisin demedik bu kaynakları rahatlıkla kullanıyorsunda neden 12 imam kaynaklarından şüphe ediyorsun n. belagadan vs binbir şüpheyle bahsediyor dışlıyorsun buraya dikkat çektik



Burdaki amacım şudur sünniler Hızır peygamberi ve orucunu kabul etmez.. özellikle hatta Kur'andaki ilgili ayetlerde isimini dahi anmazlar...

yanılıyorsun sünnilerde hızıra inanırlar hıdırellezde herbiri birşeyler yapar


Şimdi Hızır'ı yada nasıl karşı taraftaki insana anlatacaksınız elbette ilk yapacağını Onun referans aldığı kaynaklarda kendi düşüncenizi destekleyecek kanıtlar o kimseye getirmenizdir..

Sen önceliği 12 imamlara ver Hz.Alinin imametini anlatmak için çalış en azından bir iş yapmış olursun ,müslümanların sorunu hızır değildir bu tür noktaları polemik konusu yapmaktan sakın


Tartışma ve sohbet uslubum budur.. Hızır orucu, Muharrrem, semah ibadeti vebenzeri inancıma kendi kaynaklarımdan kanıt pek çoktur..

buyur kanıt getir hangi seyidin hangi kitabından getireceksen buyur getir tartışmaya açalım ikide bi getirmiş numarası yapıp durma işte meydan buyur


fakat karşı tarafın kabul etmediği kaynağımı burda kaynak olarak sunamamam.. çünkükarşı kişininde kendi kaynakları var.. ve benim tezimin aksini savunuyor..
o zaman yapılması gereken onun kaynaklarını ondan daha iyi bilmek ve çelişkilerini göstermektir..
Bügün alevilerin semahını , muharremini hızırını cem ibadetini eleştirenlere onların dikkate aldığı alimlerin sözleriyle karşılık vermek..
seslerini keser. hatta konuşmaya mecalleri dahi kalmaz..
şahsım inancım ile ilgili zerre şüphe içinde değilim.. bu nedenle başka inanbçları araştırmak bana korku vermez.. kafamı ise asla karıştırmaz...

arkadaş burada senin karşında sünniler yok burası alevi sitesidir ve seninle tartışanlar alevidir ve onlara 12 imamlardan kaynak getirmelisin eğer sünniyse tartışırsan onlara kendi kaynağını sunabilirsinm burada tartıştığın bizleriz ve biz 12 imamların kaynağına bağlıyız buyur bizleri bizim kaynaklarımızla yen işte meydan bak kimse sesinide kısmıyor
özgür bir ortamdasın eveleyip gevelemeden semahı cem ibadetimi ayinimi her neyi ise buyur 12 imamlardan örneklerle kanıtla





Alevi inancında eğitim, çok zorlu bir süreçtir.. her seyid nesli dede olmaz.. Mürşidin eğitimi çileli ve zorludur...

kısacası bu süreci formüle edelim..

TEZ+ ANTİ TEZ = SENTEZ

diyalektik düşünceyi papağanlarada öğretirsen tekrar ederler öenmli olan bunu yaşama aktarmaktır sen hiçbir tezi zaten dinlemiyorsunki senteze varasın kafandaki tekerlemelerle habire papağan gibi yazıp duruyorsun diğer sitelerede baktım aynı şeyleri tekrar tekrar sunuyorsunm ve sana sunulan antitezlere bakmıyorsun bile
eğip büküp çarpıtarak diyalektik düşünce oluşmaz




gerçek bir Pir ve dede-baba dört kitabı inancı, ve islam çindeki bütün anlayışları bilir...
Siz ya hiç Pir ve dede görmnemeişssiniz yada size sahteleri denk gelmiş..


kim şu gerçek seyyit ve hangi kitabını okuyacağız bir yazsanda anlasak




Bu nedenle bırakın kitabımız Kur'anı, diğer üç kutsal kitabıda defalarca okudum..
sadece Alevilik değil şii inancı, caferi inancı sünni inancını ve diğerlerinide pratiklerine kadar iyi bilirim..

belli belli :D :D semahın bile ayetini bulmuşsun :D
hatat 4 kapının bile ayetini yazmışsın :D


Bilgiden korkmayın... Buraya aktardıklarım yada sizin sorduklarınız daha önce defalarca aevilere sorulmuştur.. cevcapları zaten vardır..
hatta aklınıza gelmeyenlerde mevcut sırası geldikçe açıklarız..

sadece pinokyoluk değil biraz palyoçolukta var sende :D :D :D
AleviTurkmen
Mesajlar: 68
Kayıt: 10 Ara 2016, 00:50

Re: Oruç ve Bektaşi Yorum

Mesaj gönderen AleviTurkmen »

Aleviler ve 30 gün Ramazan orucu
Orucun zahiri ve batıni boyutuna baktığımızda;
Zahiri boyutu yani madde aleminde; Allah’ın verdiği nimmetlerine şükretmek. Yoksul, yetim, çaresiz ve sağlığı kendisini geçindirmeye yetmeyen insanlarımızın çaresizliklerini, sıkıntılarını ve umutsuzluklarını hissedip, merhamet duygularının gelişmesi, vicdan mahkemesinin harekete geçmesiyle, çaresiz insanlara yardım elini uzatmak ve paylaşmaktır.

Batıni boyutu ise; Gerçek müminlerin orucu ise bir ömür boyunca devam eder. Ve gece gündüz bütün azalarını kötü duygulardan sakınmak-korumak zorundadır; Kötülük etmemek, zulümkar olmamak, kimseye fenalık düşünmemek, duygularını kötüye kullanmamak, her daim için paylaşıcı olmak, yardım elini uzatmakdır. Ve asıl oruçla amaçlanan da budur.

Ramazan ayının kutsallığı
Hz.Muhammed daha kendisine peygamberlik nazil olmadan önce her zaman yaptığı gibi bir Pazartesi geçesi hira mağarasına çekilir, bütün varlığiyle Canab-ı Hakk’a ibadet ve dua ile meşkul olur. Bu esnada Cebrail gelir ve Hz.Muhammed’e ayan olur.

Cebrail: Oku, dedi.
Hz.Muhammed: Ben okuma bilmem. Cebrail; Hz.Muhammed‘i tuttu ve tekrar oku; dedi.
Hz.Muhammed; Tekrarliyarak ben okuma bilmem diye cevap verdi. Çünkü o gerçekten okuma bilmiyordu.
Cebrail; Yine Hz.Muhammed‘i tuttu, ezercesine sirkeleyip bıraktı ve oku dedi.
Hz.Muhammed; Ne okuyayım diye cevap verdi.
Cebrail; „Insanı yaratan Rabbinin adıyla oku! Oku, Rabbin Ekrem’dir, en büyük çömertliğin sahibidir. O’dur kalemle öğreten!, Insana bilmediğini öğretti“, dedi. Böylece Alak suresinin ilk 5 ayeti 610 yılında, Ramazan’ın 27’ci gecesi Hz.Muhammed’e intikal edip, inmiş oldu.

Diğer bir neden ise; Şahı Merdan Ali miladi 661 yılı Ramazan ayının 19’cu günü kiralık katil Ibni Mülcem tarafından zehirli bir kılıçla evinden az uzaklaştıktan sonra arkadan saldırıya uğramış, üç gün sonra yani Ramazan ayının 21’ci gecesi Hakk’a yürümüş olmasıdır.

Muaviye(Allah’ın laneti canına olsun) Şahı Merdan Ali’nin ölüm haberini alınca „çok şükür, çok şükür Ali’den kurtuldum!“ diyerek üç gün üç gece bayram ilan etmiştir. Sokaklarda davul zurna çaldırıp, çocuklara şeker dağıtarak şenlikler yaptırmıştır. Her yıl tekrarlanan bu uygulama zaman içerisinde Ramazan bayramı anynı zamanda „Şeker bayramı“ olarak da kutlanmıştır.

Yine Kerbela’da Imam Hüseyin ve Ehli Beyt’inin katledilmesinden sonra Yezid, Nisa Suresi 92’ci Ayet gereği; „Bir kişi eğer ki bir kişiyi öldürüse Allah’a tövbe olarak iki ay kesiksiz oruç tutması gerekir“. Ve Yezid bu Kefaret orucunu kendi ordusuna 60 gün ve halka ise 30 gün zorla tutturmuştur.

Dolayısiyle Ramazan Ayı; Aleviler açısından Şahı Merdan Ali’nin katledildiği bir matem ayıdır, Emevi Arap Muaviye ve yanlıları açısından ise bayram günüdür.

Ramazan ayında oruç tutma meselesi
Ramazan orucu Kur'an-da bakara Suresi 183-184-185 inci ayetlerde geçmektedir.

1- Bakara Suresi 183’cü Ayet’in Türkçe’si; Ey iman sahipleri! Oruç sizden öncekiler üzerine yazıldığı gibi sizin üzerinize de yazılmıştır. Bu sayede korunmanız umulmaktadır. (Y.N. Öztürk)

2- Bakara Suresi 184’cü Ayet’in Türkçe’si; Sayılı günlerdir. Sizden kim hasta olur veya yolculuk halinde bulunursa tutamadığı gün sayısınca başka günlerde tutar. Oruca zorlukla dayananlar üzerine düşen, fidye olarak bir yoksulu doyurmaktır. Kim bir mecburiyeti olmaksızın içinden gelerek iyilik yaparsa bu onun için daha hayırlı olur. Ve oruç tutmanız, eğer bilirseniz, sizin için daha hayırlıdır.

3- Bakara Suresi 185’cü Ayet’in Türkçe’si; Ramazan o aydır ki; insanlara kılavuz olan, iyi-kötü ayrımıyla hidayetten kanıtlar getiren Kur'an, onda indirilmiştir. O halde bu aya ulaşanınız onu oruçlu geçirsin. Hasta olan veya yolculuk halinde bulunan, tutamadığı gün sayısınca başka günlerde tutsun. Allah sizin için kolaylık ister; O sizin için zorluk istemez. Tutulmamış olan günleri tamamlamanızı, sizi doğru yola kılavuzladığı için Allah'ı yüceltmenizi ister. Ve sizin şükretmeniz umulmaktadır.

Ehli Sünnet Vel Cemaat ve Şiiler/Caferiler bu ayetlerle Alevileri töhmet altında bırakmaya çalışmaktadırlar ama çabaları nafiledir. Şimdi de bu ayetlerle verilmek istenen mesaj nedir? ona bakalım.

1- Ayet 183 ile anlatılmak istenen; Ademoğlunun kötülüklerden, yanlışlıklardan, şüpheli hallerden kendini korunması, nefsine sahip çıkmasıdır. Allah’a karşı kulluk vazifesini ve topluma karşı da ahlaki, sosyal sorumluluklarını yerine getirmesidir.

2- Ayet 184 ile anlatılmak istenen; Bazı sebeplerden (Hastalık, yaşlılık, yolculuk,vs.) dolayı oruç tutamıyorsanız bunun karşılığında ihtiyaç sahibi olanların ihtiyacını karşılamak, yiyecek almak, aç insanların karnını doyurmak gibi fedakarlık ve yardımında bulunmak aynı manadadır çünkü önemli olan niyettir.

3- Ve Ayet 185 ile anlatılmak istenen ise; Insan aleminin Allah’a, manevi huzura erdirici, şeksiz deliller, ispatlar, hakikati ve yanlışı birbirinden ayıran Allah’ın kelamı, ilmi, kanun nizamı olan Kur’an-ı Kerim, 610 yılında, Ramazan ayının 27‘ci gecesi inmiş ve insanoğlu müjdelenmiştir.

Dolayısiyle insanları hidayete, huzura erdiren Allah‘ın manevi adaletine karşılık; Allah’ın yüceltilmesi, anılması, hatırlanması için; oruç tutmak, dua etmek, muhabbet etmek, yardım elini uzatmak, olanın olmayanla nimetini paylaşılması istenilmektedir ve bunları yaparken de kendinize eziyet etmeyin diyor Canab-ı Hakk.

Lakin 30 gün oruç sayısı veya zaman limiti söz konusu değildir. Şöyleki; „Şehru Ramadan“ deniliyor. „Şehru“ = Ay-dolun ay demekdir. „Ramadan“ ise Ramazan(Kamer aylardan dokuzuncusu) yani Ramazan ayı demektir. Bu gerçekten yola çıkarak her insanın bilinci dailindedir ki bir ay, 30 gün dolun ay olarak geçirmesi mümkün değildir, üç veya 10 gün arasıdır. Üç veya beş vakit namazda da olduğu gibi 30 günlük orucun da Allah’ın hükmü değil, Ehli Sünnet Vel Cemaat ulemalarının uygulamasıdır.

Diğer bir gerçek ise; Bakara Suresi, Hz.Muhammed’in hicretinden sonra Medine de inmiştir. Hz.Muhammed 63 yaş yaşamıştır. Verilere göre Hz.Muhammed, Medine’ye 55 yaşında hicret etmiştir. Şimdi soruyorum; Bundan önce Hz.Muhammed hangi orucu tutuyordu?

Diğer bir yanlış mantık ise; Allah’ın kelamında az veya fazla kutsallık anlayış söz konusu değildir. Yani ayetin biri az, bir diğer ayet ise fazla kutsaldır mantığı tamamen yanlış ve suçtur. Çünkü Allah’ın kelamı tekdir ve açık kapıya yani soru işeretine yer bırakmaz.

Neden Ramazan’ı tutmuyorsunuz, sahura kalkmıyorsunuz? oruca zorlayanlara Hakk aşığı Kul nesimi şu cevabı vermişdir:

Biz bir oruç tutarız,
Ramazana benzemez.

Ozan Ibreti’nin cevabı ise şöyledir;
İlme değer verdim, uykudan kalktım,
Sarık seccadeyi elden bıraktım,
Vaazın her günkü vaazından bıktım,
Ramazanı sele verdim de geldim.

Ozanlarımızın da belirttiği gibi Alevilerin, oruç ile bir sorunları olmadığı gibi, sadece Emevi Arap örf adetlerini dinin esasları olarak algılayan Ehli Sünetin Vel Cemaat suç ortağı olmamakdır. Alevilerin oruçları; Hızır Orucu, 12 Imamlar orucu, 14 Masum-u Pak’lar orucu, Fatma Ana orucu ve 48 Perşembe oruçlarıdır.

Günümüzde Ramazan ayı Allah’a yakınlaşmak, yalvarmak-yakarmak, ibadet yapmak, yardım elini uzatmak, fakirlere yardımcı olmak yerine kurum ve kuruluşlar tarafından; Eğlence, şenlik, göstermelik oruç iftar programları düzenleyerek tüketim ve para kazanma hedeflenmiştir yani ibadet ayı yerine Karnaval ve festival ayı olmuştur. Bu yanlışa, oruç tutmayan insanların meydan dayağına çekme zülmüde eklenmiştir.

Oruç ve ibadete yapmak isteyen Alevi canlarımız Ramazan ayında her Perşembe günü niyetlenip, ibadetlerini yerine getirebilirler. Bu da her canın kendi takdiridir.
=Seyyid Hakkı=
Hasan Akça
Mesajlar: 1745
Kayıt: 05 May 2008, 22:02

Re: Oruç ve Bektaşi Yorum

Mesaj gönderen Hasan Akça »

AleviTurkmen yazdı:
Oruç ve ibadete yapmak isteyen Alevi canlarımız Ramazan ayında her Perşembe günü niyetlenip, ibadetlerini yerine getirebilirler. Bu da her canın kendi takdiridir.
=Seyyid Hakkı=
yazdıkların keyfi nefsi yorumlardır
eğer samimiysen bu yorumlarını 12 imamlardan hadislerle destekle...
tipik Bektaşi mikroplarını bilim diye sunmuşsun...
ramazan ayı orucuyla ilgili 12 imamlardan pek çok aktarım varken
soytarı Bektaşilerin keyfi yorumlarına mı inanalım?
AleviTurkmen
Mesajlar: 68
Kayıt: 10 Ara 2016, 00:50

Re: Oruç ve Bektaşi Yorum

Mesaj gönderen AleviTurkmen »

Siz asla alevi olmasiniz

bektasi ve alevi parmak ve tirnak gibidir

senin dedigin hadisler neresi dogru? kitap da yaziyor diye mi?
Cevapla

“Oruç” sayfasına dön