Kuranda NAMAZ kelimesinin geçtiği ayetler

Dinin ana direği namazdır...
Cevapla
biralevi
Mesajlar: 1487
Kayıt: 24 Ara 2006, 14:02

Kuranda NAMAZ kelimesinin geçtiği ayetler

Mesaj gönderen biralevi »

Merdan canın facedeki paylaşımını aktarıyorum


KURANDA “NAMAZ” SÖZCÜĞÜNÜN GEÇTİĞİ AYETLER:

FÂTİHA - Müddesir sûresinden sonra Mekke'de inmiştir. 7 (yedi) âyettir. Kur'an'ın ilk sûresi olduğu için açış yapan, açan manasına "Fâtiha" denilmiştir. Diğer adları şunlardır: Ana kitap manasına "Ümmü'l-Kitâp" dinin asıllarını ihtiva eden manasına "Esâs", ana hatlarıyla İslâm'ı anlattığı için "Vâfiye" ve "Seb'u'l-Mesânî", birçok esrarı taşıdığı için "Kenz". Peygamberimiz "Fâtiha'yı okumayanın NAMAZı olmaz" buyurmuştur. Onun için, Fâtiha, NAMAZların her rekâtında okunur. Manası itibariyle Fâtiha, en büyük dua ve münâcâttır. Kulluğun yalnız Allah'a yapılacağı, desteğin yalnızca Allah'tan geldiği, doğru yola varmanın da doğru yoldan sapmanın da Allah'ın iradesine dayandığı, çünkü hayrı da şerri de yaratanın Allah olduğu hususları bu sûrede ifadesini bulmuştur. Kur'an, insanlığa doğru yolu göstermek için indirilmiştir. Kur'an'ın ihtiva ettiği esaslar ana hatları ile Fâtiha'da vardır.

BAKARA - 3. Onlar gayba inanırlar, NAMAZ kılarlar, kendilerine verdiğimiz mallardan Allah yolunda harcarlar.

BAKARA - 43. NAMAZı tam kılın, zekâtı hakkıyla verin, rükû edenlerle beraber rükû edin.

BAKARA - 45. Sabır ve NAMAZ ile Allah'tan yardım isteyin. Şüphesiz o (sabır ve NAMAZ), Allah'a saygıdan kalbi ürperenler dışında herkese zor ve ağır gelen bir görevdir.

BAKARA - 48. Öyle bir günden korkun ki, o günde hiç kimse başkası için herhangi bir ödemede buluNAMAZ; hiç kimseden (Allah izin vermedikçe) şefaat kabul olunmaz, fidye alınmaz; onlara asla yardım da yapılmaz.

BAKARA - 83. Vaktiyle biz, İsrailoğullarından: Yalnızca Allah'a kulluk edeceksiniz, ana-babaya, yakın akrabaya, yetimlere, yoksullara iyilik edeceksiniz diye söz almış ve "İnsanlara güzel söz söyleyin, NAMAZı kılın, zekâtı verin" diye de emretmiştik. Sonunda azınız müstesna, yüz çevirerek dönüp gittiniz.

BAKARA - 110. NAMAZı kılın, zekâtı verin, önceden kendiniz için yaptığınız her iyiliği Allah'ın katında bulacaksınız. Şüphesiz Allah, yapmakta olduklarınızı noksansız görür.

BAKARA - 125. Biz, Beyt'i (Kâbe'yi) insanlara toplanma mahalli ve güvenli bir yer kıldık. Siz de İbrahim'in makamından bir NAMAZ yeri edinin (orada NAMAZ kılın). İbrahim ve İsmail'e: Tavaf edenler, ibadete kapananlar, rükû ve secde edenler için Evim'i temiz tutun, diye emretmiştik.

BAKARA - 144. (Ey Muhammed!) Biz senin yüzünün göğe doğru çevrilmekte olduğunu (yücelerden haber beklediğini) görüyoruz. İşte şimdi, seni memnun olacağın bir kıbleye döndürüyoruz. Artık yüzünü Mescid-i Haram tarafına çevir. (Ey müslümanlar!) Siz de nerede olursanız olun, (NAMAZda) yüzlerinizi o tarafa çevirin. Şüphe yok ki, ehl-i kitap, onun Rablerinden gelen gerçek olduğunu çok iyi bilirler. Allah onların yapmakta olduklarından habersiz değildir.

BAKARA - 149. Nereden yola çıkarsan çık (NAMAZda) yüzünü Mescid-i Haram tarafına çevir. Bu emir Rabbinden sana gelen gerçektir. (Biliniz ki) Allah yaptıklarınızdan habersiz değildir.

BAKARA - 150. (Evet Resûlüm ! ) Nereden yola çıkarsan çık (NAMAZda) yüzünü Mescid-i Haram'a doğru çevir. Nerede olursanız olunuz, yüzünüzü o yana çevirin ki, aralarından haksızlık edenler (kuru inatçılar) müstesna, insanların aleyhinizde (kullanabilecekleri) bir delili bulunmasın. Sakın onlardan korkmayın! Yalnız benden korkun. Böylece size olan nimetimi tamamlayayım da doğru yolu bulasınız.

BAKARA - 153. Ey iman edenler! Sabır ve NAMAZ ile Allah'tan yardım isteyin. Çünkü Allah muhakkak sabredenlerle beraberdir.

BAKARA - 177. İyilik, yüzlerinizi doğu ve batı tarafına çevirmeniz değildir. Asıl iyilik, o kimsenin yaptığıdır ki, Allah'a, ahiret gününe, meleklere, kitaplara, peygamberlere inanır. (Allah'ın rızasını gözeterek) yakınlara, yetimlere, yoksullara, yolda kalmışlara, dilenenlere ve kölelere sevdiği maldan harcar, NAMAZ kılar, zekât verir. Antlaşma yaptığı zaman sözlerini yerine getirir. Sıkıntı, hastalık ve savaş zamanlarında sabreder. İşte doğru olanlar, bu vasıfları taşıyanlardır. Müttakîler ancak onlardır!

BAKARA - 238. NAMAZlara ve orta NAMAZa devam edin. Allah'a saygı ve bağlılık içinde NAMAZ kılın.

BAKARA - 239. Eğer (herhangi bir şeyden) korkarsanız (NAMAZlarınızı) yürüyerek yahut binmiş olarak (kılın). Güvene kavuştuğunuz zaman, siz bilmezken Allah'ın size öğrettiği şekilde O'nu anın (NAMAZ kılın).

BAKARA - 277. İman edip iyi işler yapan, NAMAZ kılan ve zekât verenler var ya, onların mükâfatları Rableri katındadır. Onlara korku yoktur, onlar üzüntü de çekmezler.

ÂL-İ İMRÂN - 39. Zekeriyya mâbedde durmuş NAMAZ kılarken melekler ona şöyle nida ettiler: Allah sana, kendisi tarafından gelen bir Kelime'yi tasdik edici, efendi, iffetli ve sâlihlerden bir peygamber olarak Yahya'yı müjdeler.

NİSÂ - 43. Ey iman edenler! Siz sarhoş iken -ne söylediğinizi bilinceye kadar- cünüp iken de -yolcu olan müstesna- gusül edinceye kadar NAMAZa yaklaşmayın. Eğer hasta olur veya bir yolculuk üzerinde bulunursanız, yahut sizden biriniz ayak yolundan gelirse, yahut kadınlara dokunup da (bu durumlarda) su bulamamışsanız o zaman temiz bir toprakla teyemmüm edin: Yüzlerinize ve ellerinize sürün. Şüphesiz Allah çok affedici ve bağışlayıcıdır.

NİSÂ - 77. Kendilerine, ellerinizi savaştan çekin, NAMAZı kılın ve zekâtı verin, denilen kimseleri görmedin mi? Sonra onlara savaş farz kılınınca, içlerinden bir gurup hemen Allah'tan korkar gibi, hatta daha fazla bir korku ile insanlardan korkmaya başladılar da "Rabbimiz! Savaşı bize niçin yazdın! Bizi yakın bir süreye kadar ertelesen (daha bir müddet savaşı farz kılmasan) olmaz mıydı?" dediler. Onlara de ki: "Dünya menfaati önemsizdir, Allah'tan korkanlar için ahiret daha hayırlıdır ve size kıl payı kadar haksızlık edilmez."

NİSÂ - 101. Yeryüzünde sefere çıktığınız zaman kâfirlerin size kötülük etmelerinden endişe ederseniz, NAMAZı kısaltmanızda size bir günah yoktur. Şüphesiz kâfirler, sizin apaçık düşmanınızdır.

NİSÂ - 102. Sen de içlerinde bulunup onlara NAMAZ kıldırdığın zaman, onlardan bir kısmı seninle beraber NAMAZa dursunlar, silahlarını (yanlarına) alsınlar, böylece (NAMAZı kılıp) secde ettiklerinde (diğerleri) arkanızda olsunlar. Sonra henüz NAMAZını kılmamış olan (bu) diğer gurup gelip seninle beraber NAMAZlarını kılsınlar ve onlar da ihtiyat tedbirlerini ve silahlarını alsınlar. O kâfirler arzu ederler ki siz silahlarınızdan ve eşyanızdan gafil olsanız da üstünüze birden baskın yapsalar. Eğer size yağmurdan bir eziyet olur yahut hasta bulunursanız silahlarınızı bırakmanızda size günah yoktur. Yine de tedbirinizi alın. Şüphesiz Allah, kâfirler için alçaltıcı bir azap hazırlamıştır.

NİSÂ - 103. NAMAZı bitirince de ayakta, otururken ve yanınız üzerinde yatarken (daima) Allah'ı anın. Huzura kavuşunca da NAMAZı dosdoğru kılın; çünkü NAMAZ müminler üzerine vakitleri belli bir farzdır.

NİSÂ - 142. Şüphesiz münafıklar Allah'a oyun etmeye kalkışıyorlar; halbuki Allah onların oyunlarını başlarına çevirmektedir. Onlar NAMAZa kalktıkları zaman üşenerek kalkarlar, insanlara gösteriş yaparlar, Allah'ı da pek az hatıra getirirler.

NİSÂ - 162. Fakat içlerinden ilimde derinleşmiş olanlar ve müminler, sana indirilene ve senden önce indirilene iman edenler, NAMAZı kılanlar, zekâtı verenler; Allah'a ve ahiret gününe inananlar var ya; işte onlara pek yakında büyük mükâfat vereceğiz.

MÂİDE - 6. Ey iman edenler! NAMAZ kılmaya kalktığınız zaman yüzlerinizi, dirseklerinize kadar ellerinizi, başlarınızı meshedip, topuklara kadar ayaklarınızı yıkayın. Eğer cünüp oldunuz ise, boy abdesti alın. Hasta, yahut yolculuk halinde bulunursanız, yahut biriniz tuvaletten gelirse, yahut da kadınlara dokunmuşsanız (cinsî birleşme yapmışsanız) ve bu hallerde su bulamamışsanız temiz toprakla teyemmüm edin de yüzünüzü ve (dirseklere kadar) ellerinizi onunla meshedin. Allah size herhangi bir güçlük çıkarmak istemez; fakat sizi tertemiz kılmak ve size (ihsan ettiği) nimetini tamamlamak ister; umulur ki şükredersiniz.

MÂİDE - 12. Andolsun ki Allah, İsrailoğullarından söz almıştı. (Kefil olarak) içlerinden on iki de başkan göndermiştik. Allah onlara şöyle demişti: Ben sizinle beraberim. Eğer NAMAZı dosdoğru kılar, zekâtı verir, peygamberlerime inanır, onları desteklerseniz ve Allah'a güzel borç verirseniz (ihtiyacı olanlara Allah rızası için faizsiz borç verirseniz) andolsun ki sizin günahlarınızı örterim ve sizi, zemininden ırmaklar akan cennetlere sokarım. Bundan sonra sizden kim inkâr yolunu tutarsa doğru yoldan sapmış olur.

MÂİDE - 55. Sizin dostunuz (veliniz) ancak Allah'tır, Resulüdür, iman edenlerdir; onlar ki Allah'ın emirlerine boyun eğerek NAMAZı kılar, zekâtı verirler.

MÂİDE - 58. NAMAZa çağırdığınız zaman onu alay ve eğlence konusu yaparlar. Bu davranış, onların düşünemeyen bir toplum olmalarındandır.

MÂİDE - 91. Şeytan içki ve kumar yoluyla ancak aranıza düşmanlık ve kin sokmak; sizi, Allah'ı anmaktan ve NAMAZdan alıkoymak ister. Artık (bunlardan) vazgeçtiniz değil mi?

MÂİDE - 106. Ey iman edenler! Birinize ölüm gelip çatınca vasiyet esnasında içinizden iki adalet sahibi kişi aranızda şahitlik etsin. Yahut seferde iken başınıza ölüm musibeti gelmişse sizden olmayan, başka iki kişi (şahit olsun). Eğer şüpheye düşerseniz o iki şahidi NAMAZdan sonra alıkor, "Bu vasiyet karşılığında hiçbir şeyi satın almayacağız, akraba (menfaatine) de olsa; Allah (için yaptığımız) şahitliği gizlemiyeceğiz, (aksini yaparsak) bu takdirde biz elbette günahkârlardan oluruz" diye Allah üzerine yemin ettirirsiniz.

EN'ÂM - 72. "NAMAZı dosdoğru kılın ve Allah'tan korkun" (diye de emredildik). O, huzuruna varıp toplanacağınız Allah'tır.

EN'ÂM - 92. Bu (Kur'an), Ümmü'l-kurâ (Mekke) ve çevresindekileri uyarman için sana indirdiğimiz ve kendinden öncekileri doğrulayıcı mübarek bir kitaptır. Âhirete inananlar buna da inanırlar ve onlar NAMAZlarını hakkıyla kılmaya devam ederler.

EN'ÂM - 162. De ki: Şüphesiz benim NAMAZım, kurbanım, hayatım ve ölümüm hepsi âlemlerin Rabbi Allah içindir.

A'RÂF - 170. Kitab'a sımsıkı sarılıp NAMAZı dosdoğru kılanlar var ya, işte biz böyle iyiliğe çalışanların ecrini zayi etmeyiz.

ENFÂL - 3. Onlar NAMAZlarını dosdoğru kılan ve kendilerine rızık olarak verdiğimizden (Allah yolunda) harcayan kimselerdir.

TEVBE - 5. Haram aylar çıkınca müşrikleri bulduğunuz yerde öldürün; onları yakalayın, onları hapsedin ve onları her gözetleme yerinde oturup bekleyin. Eğer tevbe eder, NAMAZı dosdoğru kılar, zekâtı da verirlerse artık yollarını serbest bırakın. Allah yarlığayan, esirgeyendir.

TEVBE - 11. Fakat tevbe eder, NAMAZ kılar ve zekât verirlerse, artık onlar dinde kardeşlerinizdir. Biz, bilen bir kavme âyetlerimizi böyle açıklıyoruz.

TEVBE - 18. Allah'ın mescitlerini ancak Allah'a ve ahiret gününe iman eden, NAMAZı dosdoğru kılan, zekâtı veren ve Allah'tan başkasından korkmayan kimseler imar eder. İşte doğru yola ermişlerden olmaları umulanlar bunlardır.

TEVBE - 54. Onların harcamalarının kabul edilmesini engelleyen, onların Allah ve Resûlünü inkâr etmeleri, NAMAZa ancak üşenerek gelmeleri ve istemeyerek harcamalarından başka bir şey değildir.

TEVBE - 71. Mümin erkeklerle mümin kadınlar da birbirlerinin velileridir. Onlar iyiliği emreder, kötülükten alıkorlar, NAMAZı dosdoğru kılarlar, zekâtı verirler, Allah ve Resûlüne itaat ederler. İşte onlara Allah rahmet edecektir. Şüphesiz Allah azîzdir, hikmet sahibidir.

TEVBE - 84. Onlardan ölmüş olan hiçbirine asla NAMAZ kılma; onun kabri başında da durma! Çünkü onlar, Allah ve Resûlünü inkâr ettiler ve fâsık olarak öldüler.

TEVBE - 108. Onun içinde asla NAMAZ kılma! İlk günden takvâ üzerine kurulan mescit (Kuba Mescidi) içinde NAMAZ kılman elbette daha doğrudur. Onda temizlenmeyi seven adamlar vardır. Allah da çok temizlenenleri sever.

YÛNUS - 87. Biz de Musa ve kardeşine: Kavminiz için Mısır'da evler hazırlayın ve evlerinizi NAMAZ kılınacak yerler yapın, NAMAZlarınızı da dosdoğru kılın. (Ey Musa!) Müminleri müjdele! diye vahyettik.

HÛD - 81. (Melekler) dediler ki: Ey Lût! Biz Rabbinin elçileriyiz. Onlar sana asla dokuNAMAZlar. Sen gecenin bir kısmında ailenle (yola çıkıp) yürü. Karından başka sizden hiçbiri geride kalmasın. Çünkü onlara gelecek olan (azap) şüphesiz ona da isabet edecektir. Onlara vâdolunan (helâk) zamanı, sabah vaktidir. Sabah yakın değil mi?

HÛD - 87. Dediler ki: Ey Şuayb! Babalarımızın taptıklarını (putları), yahut mallarımız hususunda dilediğimizi yapmayı terketmemizi sana NAMAZın mı emrediyor? Oysa sen yumuşak huylu ve çok akıllısın!

HÛD - 114. Gündüzün iki ucunda, gecenin de ilk saatlerinde NAMAZ kıl. Çünkü iyilikler kötülükleri (günahları) giderir. Bu, öğüt almak isteyenlere bir hatırlatmadır.

RA'D - 22. Yine onlar, Rablerinin rızasını isteyerek sabreden, NAMAZı dosdoğru kılan, kendilerine verdiğimiz rızıklardan gizli ve açık olarak (Allah yolunda) harcayan ve kötülüğü iyilikle savan kimselerdir. İşte onlar var ya, dünya yurdunun (güzel) sonu sadece onlarındır.

İBRÂHİM - 31. İman eden kullarıma söyle: NAMAZlarını dosdoğru kılsınlar, kendisinde ne alışveriş, ne de dostluk bulunan bir gün gelmeden önce, kendilerine verdiğimiz rızıklardan (Allah için) gizli-açık harcasınlar.

İBRÂHİM - 37. "Ey Rabbimiz! Ey sahibimiz! NAMAZı dosdoğru kılmaları için ben, neslimden bir kısmını senin Beyt-i Harem'inin (Kâbe'nin) yanında, ziraat yapılmayan bir vâdiye yerleştirdim. Artık sen de insanlardan bir kısmının gönüllerini onlara meyledici kıl ve meyvelerden bunlara rızık ver! Umulur ki bu nimetlere şükrederler."

İBRÂHİM - 40. "Ey Rabbim! Beni ve soyumdan gelecekleri NAMAZı devamlı kılanlardan eyle; ey Rabbimiz! Duamı kabul et!"

İSRÂ - 78. Gündüzün güneş dönüp gecenin karanlığı bastırıncaya kadar (belli vakitlerde) NAMAZ kıl; bir de sabah NAMAZını. Çünkü sabah NAMAZı şahitlidir.

İSRÂ - 79. Gecenin bir kısmında uyanarak, sana mahsus bir nafile olmak üzere NAMAZ kıl. (Böylece) Rabbinin, seni, övgüye değer bir makama göndereceğini umabilirsin.

İSRÂ - 110. De ki: "İster Allah deyin, ister Rahman deyin. Hangisini deseniz olur. Çünkü en güzel isimler O'na hastır." NAMAZında yüksek sesle okuma; onda sesini fazla da kısma; ikisinin arası bir yol tut.

MERYEM - 31. "Nerede olursam olayım, O beni mübarek kıldı; yaşadığım sürece bana NAMAZı ve zekâtı emretti."

MERYEM - 55. Halkına NAMAZı ve zekâtı emrederdi; Rabbi nezdinde de hoşnutluk kazanmış bir kimse idi.

MERYEM - 59. Nihayet onların peşinden öyle bir nesil geldi ki, bunlar NAMAZı bıraktılar; nefislerinin arzularına uydular. Bu yüzden ileride sapıklıklarının cezasını çekecekler.

TAHA - 14. Muhakkak ki ben, yalnızca ben Allah'ım. Benden başka ilâh yoktur. Bana kulluk et; beni anmak için NAMAZ kıl.

TAHA - 132. Ailene NAMAZı emret; kendin de ona sabırla devam et. Senden rızık istemiyoruz; (aksine) biz seni rızıklandırıyoruz. Güzel sonuç, takvâ iledir.

ENBİYÂ - 73. Onları, emrimiz uyarınca doğru yolu gösteren önderler yaptık ve kendilerine hayırlı işler yapmayı, NAMAZ kılmayı, zekât vermeyi vahyettik. Onlar, daima bize ibadet eden kimselerdi.

HACC - 35. Onlar öyle kimseler ki, Allah anıldığı zaman kalpleri titrer; başlarına gelene sabrederler, NAMAZ kılarlar ve kendilerine rızık olarak verdiğimiz şeylerden (Allah için) harcarlar.

HACC - 41. Onlar (o müminler) ki, eğer kendilerine yeryüzünde iktidar verirsek NAMAZı kılar, zekâtı verirler, iyiliği emreder ve kötülükten nehyederler. İşlerin sonu Allah'a varır.

HACC - 78. Allah uğrunda, hakkını vererek cihad edin. O, sizi seçti; din hususunda üzerinize hiçbir zorluk yüklemedi; babanız İbrahim'in dininde (de böyleydi). Peygamberin size şahit olması, sizin de insanlara şahit olmanız için, O, gerek daha önce (gelmiş kitaplarda), gerekse bunda (Kur'an'da) size "müslümanlar" adını verdi. Öyle ise NAMAZı kılın; zekâtı verin ve Allah'a sımsıkı sarılın. O, sizin mevlânızdır. Ne güzel mevlâdır, ne güzel yardımcıdır!

MÜ'MİNÛN - 2. Onlar ki, NAMAZlarında huşû içindedirler;

MÜ'MİNÛN - 9. Ve onlar ki, NAMAZlarına devam ederler.

NÛR - 37. Onlar, ne ticaret ne de alış-verişin kendilerini Allah'ı anmaktan, NAMAZ kılmaktan ve zekât vermekten alıkoyamadığı insanlardır. Onlar, kalplerin ve gözlerin allak bullak olduğu bir günden korkarlar.

NÛR - 56. NAMAZı kılın; zekâtı verin; Peygamber'e itaat edin ki merhamet göresiniz.

NÛR - 58. Ey müminler! Ellerinizin altında bulunan (köle ve cariyeleriniz) ve içinizden henüz ergenlik çağına girmemiş olanlar, sabah NAMAZından önce, öğleyin soyunduğunuz vakit ve yatsı NAMAZından sonra (yanınıza gireceklerinde) sizden üç defa izin istesinler. Bunlar, mahrem (kapanmamış) halde bulunabileceğiniz üç vakittir. Bu vakitlerin dışında ne sizin için ne de onlar için bir mahzur yoktur. Birbirinizin yanına girip çıkabilirsiniz. İşte Allah âyetleri size böyle açıklar. Allah, (her şeyi) bilendir, hüküm ve hikmet sahibidir.

ŞUARÂ - 218. O ki, (gece NAMAZa) kalktığın zaman seni görüyor.

NEML - 3. Onlar ki, NAMAZı kılarlar, zekâtı verirler ve ahirete de kesin olarak inanırlar.

ANKEBÛT - 45. (Resûlüm!) Sana vahyedilen Kitab'ı oku ve NAMAZı kıl. Muhakkak ki, NAMAZ, hayâsızlıktan ve kötülükten alıkoyar. Allah'ı anmak elbette (ibadetlerin) en büyüğüdür. Allah yaptıklarınızı bilir.

RÛM - 17. Haydi siz, akşama ulaştığınızda (akşam ve yatsı vaktinde) sabaha kavuştuğunuzda, gündüzün sonunda ve öğle vaktine eriştiğinizde Allah'ı tesbih edin (NAMAZ kılın), ki göklerde ve yerde hamd O'na mahsustur.

RÛM - 18. Haydi siz, akşama ulaştığınızda (akşam ve yatsı vaktinde) sabaha kavuştuğunuzda, gündüzün sonunda ve öğle vaktine eriştiğinizde Allah'ı tesbih edin (NAMAZ kılın), ki göklerde ve yerde hamd O'na mahsustur.

RÛM - 31. Hepiniz O'na yönelerek O'na karşı gelmekten sakının, NAMAZı kılın; müşriklerden olmayın.

LOKMAN - 4. O kimseler, NAMAZı kılarlar, zekâtı verirler; onlar ahirete de kesin olarak iman ederler.

LOKMAN - 17. Yavrucuğum! NAMAZı kıl, iyiliği emret, kötülükten vazgeçirmeye çalış, başına gelenlere sabret. Doğrusu bunlar, azmedilmeye değer işlerdir.

AHZÂB - 33. Evlerinizde oturun, eski cahiliye âdetinde olduğu gibi açılıp saçılmayın. NAMAZı kılın, zekâtı verin, Allah'a ve Resûlüne itaat edin. Ey Ehl-i Beyt! Allah sizden, sadece günahı gidermek ve sizi tertemiz yapmak istiyor.

FÂTIR - 18. Hiçbir günahkâr başkasının günahını yüklenmez. Yükü (günahı) ağır gelen kimse onu taşımak için (başkasını) çağırsa, bu çağırdığı akrabası da olsa, onun yükünden bir şey yüklenmez. Sen ancak görmeden Rablerinden korkanları ve NAMAZı kılanları uyarabilirsin. Kim temizlenirse o, kendi menfaatine temizlenmiş olur. Dönüş Allah'adır.

FÂTIR - 29. Allah'ın kitabını okuyanlar, NAMAZı kılanlar ve kendilerine verdiğimiz rızıktan (Allah için) gizli ve açık sarfedenler, asla zarara uğramayacak bir kazanç umabilirler.

ŞÛRÂ - 38. Yine onlar, Rablerinin davetine icabet ederler ve NAMAZı kılarlar. Onların işleri, aralarında danışma iledir. Kendilerine verdiğimiz rızıktan da harcarlar.

MÜCÂDELE - 13. Gizli bir şey konuşmanızdan önce sadakalar vermekten çekindiniz mi? Bunu yapmadığınıza ve Allah da sizi affettiğine göre artık NAMAZı kılın, zekâtı verin Allah'a ve Resûlüne itaat edin. Allah yaptıklarınızdan haberdardır.

CUM'A - 9. Ey iman edenler! Cuma günü NAMAZa çağırıldığı (ezan okunduğu) zaman, hemen Allah'ı anmaya koşun ve alış verişi bırakın. Eğer bilmiş olsanız, elbette bu, sizin için daha hayırlıdır.

CUM'A - 10. NAMAZ kılınınca artık yeryüzüne dağılın ve Allah'ın lütfundan isteyin. Allah'ı çok zikredin; umulur ki kurtuluşa erersiniz.

MEÂRİC - 22. Ancak şunlar öyle değildir: NAMAZ kılanlar,

MEÂRİC - 23.Ki, onlar NAMAZlarında devamlıdırlar (ihmal göstermezler;).

MEÂRİC - 34. NAMAZlarını koruyanlar;

CİNN - 19. Allah'ın kulu, O'na yalvarmaya (NAMAZa) kalkınca, neredeyse onun etrafında keçe gibi birbirlerine geçeceklerdi.

MÜZZEMMİL - 2. Birazı hariç, geceleri kalk NAMAZ kıl.

MÜZZEMMİL - 20. (Resûlüm!) Senin, gecenin üçte ikisine yakın kısmını, (bazen) yarısını, (bazen de) üçte birini yatmadan (ibadetle) geçirdiğini ve beraberinde bulunanlardan bir topluluğun da (böyle yaptığını) Rabbin elbette biliyor. Gece ve gündüzü (içinde olup bitenleri iyiden iyiye) ölçüp biçen ancak Allah'tır. O sizin, bunu sayamayacağınızı bildiği için, sizi bağışladı. Artık, Kur'an'dan kolayınıza geleni okuyun. Allah bilmektedir ki, içinizde hastalar bulunacak, bir kısmınız Allah'ın lütfundan (rızık) aramak üzere yeryüzünde yol tepecekler, diğer bir kısmınız da Allah yolunda çarpışacaklardır. O halde Kur'an'dan kolayınıza geleni okuyun. NAMAZı kılın, zekâtı verin, Allah'a gönül hoşluğuyla ödünç verin. Kendiniz için önden (dünyada iken) ne iyilik hazırlarsanız Allah katında onu bulursunuz; hem de daha üstün ve mükâfatça daha büyük olmak üzere. Allah'tan mağfiret dileyin, şüphesiz Allah çok bağışlayıcı, çok esirgeyicidir.

MÜDDESSİR - 43. Onlar şöyle cevap verirler: Biz NAMAZ kılanlardan değildik,

KIYÂME - 31. İşte o, (Peygamber'in getirdiğini) doğru kabul etmemiş, NAMAZ da kılmamıştı.

ALAK - 10. NAMAZ kılarken bir kulu (Peygamber'i NAMAZdan)?

BEYYİNE - 5. Halbuki onlara ancak, dini yalnız O'na has kılarak ve hanifler olarak Allah'a kulluk etmeleri, NAMAZ kılmaları ve zekât vermeleri emrolunmuştu. Sağlam din de budur.

MÂÛN - 4. Yazıklar olsun o NAMAZ kılanlara ki,

MÂÛN - 5. Onlar NAMAZlarını ciddiye almazlar.
Cevapla

“Namaz” sayfasına dön